28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 7 Nisan 1937 Şehir ve Memleket Haberleri j Mühim bir eser Tarihî tefrika : 81 Yazan : M. Turhan Tan (Terciime ve iktibas edilemez) Siyasî içmal Küçük İtilâf elgradda toplanan Küçük İtilâf Hariciye Nazırlan konferansı nın Avrupanın garbında ve şarkmda yaptığı akislerin arkası kesilmeden Çekoslovakya Cumhurreisi Benes Yugoslavyanm payitahtım ziyarete geldi. Küçük itilâf konferansının akislerile bu ziyaret arasında sıkı bir irtibat görülmektedir. Çünkü Küçük İtilâfın şimal azasınm devlet şefi Cumhurreisi olmadan Umumî Harbden sonraki Hariciye Nazırlannın en kıdemlisi ve en faali idi. Yalnız orta Avrupanın değil bülün Avrupanın politikası üzerinde mumaileyh kadar tesir yapan pek az diplomat vardı. Bugün bile Hariciye Nazırı bulunmamakla beraber memleketin dış politikası üzerinde tesir yapmaktadır. Binaenaleyh Beneş'in Belsgrada gelmesi, Küçük İtilâf zümresinde arkadaş bulunan iki devletin şefleri arasında kuru bir nezaket icabı ziyaret sayılamaz. Bunun için Küçük İtilâf konferansından fevkalâde işler bekleyip te inkisara uğnyan haricdeki müşahidler ve bilhassa Fransızlar Çekoslovakya Cumhurreisi Beneş'in Hariciye Nazırı Krofta'yı takiben Belgrada gelmesinden pek çok şeyler ümid edıyorlar. Küçük İtilâfın yeni konferansı, on sekiz senedenberi devam eden bu zümre nın esas maksadına uygun düşmüştür. Bu zümrenin hikmeri vücudü her biri eski Macaristandan Macar nüfusunun kesif olarak yaşadığı yerleri almalarından dolayı bir gün bu devletin yalnızbaşına yahud haricde bulacağı müttefik ve muzahirlerin yardımile harekete geçmesine karşı birlikte mukavemet ve mümaneat etmek düşüncesidir. Gıdasız çocuklar Pierre Benoit Fransanın tamn [ mış ediblerinden * Pierre Benoit dün karısile beraber Fransadan şehri mize gelmiş ve şehri gezdikten sonra Suriyeye gitmiştir. Pierre Benoit dün kendisile görüşen bir arkadaşımıza şunları söylemiş Pierre Benoıt tir: « Karımla beraber balayı seyahatine çıktım. Şark memleketlerini çok sevdiğim için şarkî Akdenizi tercih ettim. Son ziyaretimdenberi İstanbulu çok değişmiş. buldum. Her tarafta yeni terakki eserleri göze çarpmaktadır. Güzel İstarabulda daha uzun müddet kalmak üzere yakında tekrar buraya geleceğim. Fırsattan istifade ederek hazırlamakta olduğum yeni bir roman için tetkiklerde bulunmak ve Türk edebiyatı ve içtimaî hayatile yakından meşgul olmak isterim.» Çok yaman bir savaş Açılan gedikler, Tiirk kanile, Türk etile ve Türk şehidlerinin cesedlerile adeta geçilmez bir hale gelmişti Yeniçeriler, gediksiz bir kaleye hü cumun faydasızlığma kanaat getirerek ve kışın da olanca şiddetile yaklaştığını düşünerek kışlaya avdet fikrine temayül ediyordu. Sipahiler, yemsizlikten lâgar laşmış atlarını yaşatmak kaygusile harbin müsbet veya menfi bir neticeye erdiril mesi dileğini ileri sürüyorlardı. îşte bu sırada iki lâğım patlatılabildi. Karintiye kapısının sağında, solunda iki küçük gedik açıldı ve Türkler, bardaktan boşanırcasına dökülen bir yağmur altında ileriye atıldı. Gedıkler, ancak on, on beş kişinin yanyana geçebilmesine müsaid bir genişlikteydi ve her gediğin arkasmda binlerce düşman siper alıp durmadan ok, kurşun ve taş yağdırıyordu. Buna rağ men Türkler üç gün hücum ettiler, onar onar gedikleri aşmıya savaştılar. Bu, ölüme mahkum sayısız masumlann takım takım kurşuna dizilmelerini andıran bir manzaraydı. Ecel yağmurunu aşabilen Türkler onar onar gedik ağızlanna vardıkça göğüslerine doğrulmuş yüzlerce tüfeğin birden boşalmasile en azından yirmibeşer otuzar yara alıp ölüyor ve onlann yere kapanmasile beraber on iki ölüm mahkumu daha gedik ağzında ayni akıbete göğüs açıyordu. Bu yaman saldınşın ilk yarattığı netice, gediklerin şehid cesedile kapanacak bir biçime girmesi oldu. O dar delikler yavaş yavaş Türk kanile ve Türk etile örüldü, düşmanla muhacimler arasında mukaddes bir sed yükseldi. Viyanalılar, kör bir gayz ve derin bir korku içinde gece gündüz o seddi de ateşe tutuyorlardı, şehidleri on kere, yüz kere daha şehid ediyorlardı. Fakat Türkler, artık sendeIemişlerdi, önlerinde yükselen mübarek irtifaı çiğnemekten çekiniyorlardı. Manzara Hünkân da heyecanlandır mıştı, tacsız şövalyelerle harbetmeği zül sayıp muhasaradan vazgeçmeği düşünüp dururken gedikler ağzmda Türk şehidleri cesedinden iki ehram vücude geldiğini görünce hicaba kapılmış ve ölenlerin öcünü almak kaygusuna kapılmıştı. Bu sebeble lâğımcılan teşvik etti, askerlere mükâfat vadinde bulundu ve gene orada gedikleri ikişer, üçer adım genişletecek bir infilâk temin ettirdikten sonra hücum emri verdi. Netice gene öyle oldu, şehid cesedleri düşmanı koruyan bir siper ve dostu sen deleten bir engel rolü oynadı. Hücumda daha fazla ısrar etmek iğne deliğinden zincir geçmesi, bir musluktan Tunanın bütün genişliğile akmasını istemek gibi delice bir hareket olacaktı. O dar gedikler, Türk gücünün dalgalana dalgalana akmasına müsaid değildi. Zinciri iplik yapmak, bir nehri dar bir musluktan akıtmak mümkün olamıyordu. O yaman atıhşlar sırasmda Viyanalı ların başbuğu Nikola dö Salm da ağır bir yara almıştı, son dakikalarını yaşıyordu. Sultan Süleyman, payıtahtı bırakıp kaçmış olan Kral Ferdinandm mümes siline ölüm şerbeti sunulmuş olduğunu bir tutsağın ifadesini dinliyerek öğrenınce neş'elendi, başkumandanı ölüm döşeğine düşürülmüş ve on yedi gündenberi korkunc kâbuslar içinde iliği kurutulmuş olan bir ordu ile daha ziyade uğraşmayı gereksiz buldu, hücumun durdurulmasını ve çadırların kaldınlmasını emretti. Onun bu iradesini gök te teyid edi yordu, soğuk bir hırçınlıkla kar döküp yakacak odunu, yiyecek ekmeği kalmı yan askerlere oradan uzaklaşmanın ge rekli olduğunu anlatıyordu. Viyanalılar tabiatin insafsız cilveleri yüzünden kendilerine nasib olan kurtuluş saadetini, Türk karargâhında taşınması mümkün olmıyan ağırlıklann yakılmasından doğan yangın delâletile anlamışlardı. 1529 teşrinievvelinin on dördüncü gününü takib eden gece, direk direk yükselen alevler, Viyana etrafmda Türklerin yarattığı o rengin papatyeliğin kay bolduğunu ve yerine beyaz bir örtü serildiğini Viyanalılara temaşa ettirmişti. Fakat, yalnız görüyorlardı, gözlerin den ruhlarına dökülen saadetle iktifa ediyorlardı, kımıldanmayı hatırlanna getirmiyorlardı. Çünkü Türklerin yenilerek değil, tabiate gücenerek çekildiklerini bilıyorlardı. Ondan dolayı da duvarlarının ardmdan aynlmayı ahmaklık sayıyorlarlardı, korkulu rüyaların yavaş yavaş bitmesini seyreder gibi bir vaziyette kalıyorlardı. Türkler, on bin de Alman esiri götürüyorlardı. Topların ince filoya ve ağırlıklann ileriye taşınması, metrislerin bı rakılması, fırkaların sıra ile yola çıkarılması, Türklere has olan nizam ve intizam içinde cereyan etmekle beraber herhangi bir düşmanı hücuma teşvik edecek birer fırsat demekti. Viyanalılar, bu hrsatlara karşı iltizamî bir körlük taşıyorlardı, yerlerinden kımıldamıyorlardı. Hatta çoğu gene ve bir kısmı da kadın olan esirlerin vaveylâlanna da kulaklarını tıkamışlardı, kendilerinden yardım dilenen bu yurddaş feryadını duymaz görünüyorlardı. Hünkâr, tacsız şövalyelerle harbetmeği şanına yakıştıramamış ve geri çekil meği muhasara başlıyalıdanberi istiyegelmiş olmakla beraber Viyanalılara tefahür hakkı da vermek istemiyordu. O, kovuklarda gizli bir düşmanın değil, yağmur ve kar gibi iki müz'iç silâh kullanan tabiatin bile önünde boyun eğmiyeceğini Viyanalılara giderayak hissettirmek azmindeydi. Bundan ötürii çadırlan kal dırttığı, askere hareket emri verdiği halde kendisi otağını bozdurtmadı. İki gün daha Sımering'de kaldı. İbrahim Paşa da orduya dümdarlık yapmak için kendi karargâhını muhafaza ediyordu. Viyana mahpusları işte o otağ ile o karargâhın büyülediği bir kütle olarak barmdıklan köşede büzülüp duruyorlardı. Onlar, büyük bir kısmı köylere çekilmiş, topları gemilere götürülmüş olan Türk ordusunun Hünkâr ile vezirini korumak için yerinde kalmış kısmma taarruz cür'etini gösterseler ve toptan kale haricine çıksalar şüphe yok ki vaziyet ansızın oeğişecekti, Hünkârın otağı Simerig'den Sen İstefani kilisesi avlusuna geçecekti. Acaba Sultan Süleyman, Viyanahların sevinc buhranı içinde böyle bir delilik yapacaklarını umup ta mı otağmda kalı yordu?.. Öyle de olsa aldanmış demekti. Çünkü bekleyişi beyhude idi, şehirde kapananlar boşalmış Türk metrislerini işgaî etmeğe, artık eşyayı derlemeğe bile heves etmiyorlardı. Hünkâr, bir avuç askerle iki gün Simering'de kalarak gururunu memnun et tikten ve düşmanın kımıldıyamıyacağına kanaat getirdikten sonra otağını devşirtti, Latya suyu istikametinde yürüyüşe geçti, yirmi gündür belli edip durduğu sabır sızlığa rağmen ağır yürüyordu, küçük bir telâş göstermiyordu. Gök gene hırçındı, kar kasırgalan püskürüp duruyordu. Sürekli yağmurlann vücude getirdiği bataklıklar şimdi beyaz birer çukur halini alıyordu, ölümden kurtanlabilmiş develeri ağlatıyor, mandalara ve öküzlere ikide bir diz çöktürtüyordu. Bu vaziyette gidiş, Viyana hendeklerine ve burçlarına saldırış kadar zahmetliydi. Avusturya payıtahtmı himaye eden ta biat şimdi Türklerin geri dönmesini de istemiyor gibiydi, çeşid çeşid densizlikler yapıyordu. {Arkası var) Bir sene zarf ında cereyan 15 bin çocuğa yapılacak Maruf Fransız romancısı eden hazine davaları yardım şekli kararlaştı dün şehrimize ?eldi Maliye Vekâleti îstanbul Maliyesi Muhakemat müdürlüğü 1936 senesi İş Birliği Dergisi na mile bir sene zar fında yapılan işle rin, takib edilen davaların cins ve ma hiyetini bildiren mühim bir eser neşret Muhakemat müdurü miştir. Ali Galib Bu eserin mukaddemesinde Maliye Vekâletine verilmiş mühim bir rapor vardır. Bu raporda Hazine avukatlarının vazifeleri ve çalışış tarzı izah edilerek: Sözün kısasaı ve özü şudur ki gerek Hazine avukatlarına ve gerek idaremiz müstahdemlerine teminat ve mükâfat u sulünü kabul etmek gereklenmiştir.» de nilmekte ve şöyle devam edilmektedir: «İşlerimizin haricde tesadüf ettiği müşküller mahkeme kalemlerinde ve icra dairelerinde göze çarpacak mertebededir. Adliye yangınından sonra çok dar ve sıkışık vaziyette kalan mahkeme kalemle rindeki evrak ve dosyaları çıkartmak, muameleye koydurmak büyük bir hüner ve marifet eseri olmağa başlamıştır. Avukatlarımız ve takib memurlanmız bazan ta hammülsüz haller karşısında müfettiflere müracaat etmek ıstırannı duymaktadırlar. Sultanahmed sulh hukuk mahkemeleri kalemleri iş yapmağa asla müsaid değildir. Hazinenin biriken işlerini çıkarmak için ekseriya makamımızdan memur ve daktilo gönderilmektedir. İcra işlerine gelince icradaki takibi derdest işlerimizin senebaşında adedi I 160 hr. Bu kadar işi olan bir müekkil tabiidir ki bu kadar icra dairesinde işi olan bir kimsenin hemen müracaat ederek işini gördürüp avdet etmesi iş miktarının azlığı sebebile daima mümkün olduğu halde Hazine vekili sıraya girerek müteaddid ve pek çok olan işlerini bitirip çekilmesi günlere, haftalara muhtacdır. Neticede bunun için bazı tedbirlerin ahnması istenmektedir. İlk mekteblerdeki yoksul çocuklarm gıdasını ve tedrisat levazımını temin et mek maksadile her mektebde bir cemiyet kurulduğu malumdur. Bu himaye heyetleri ötedenberi mekteblerin bulunduğu muhit halkından temin ettiği yardımla bu maksadı temin etmeğe çalışmakta idiler. Cumhuriyet Halk Partisinin de gıdasız çocuklarla alâkadar olmağa karar ver mesi üzerine Maarif idaresi bütün mek teblerdeki gıdasız çocukların adedini ve bunlara ne suretle yardım edilmekte ol duğunu tesbit etmiştir. Hazırlanan rapora göre İstanbul vilâyet hudud dahilindeki 450 ilkmektebde 15 bin çocuğun yoksul olduğu ve tahsile devam etmek için herşeyden evvel asgarî bir gıdaya muhtac bulunduğu tesbit edilmiştir. Fakat 15 bin çocuktan yalnız 7000 çocuğa mehmaem ken yardım edilebilmektedir. Yapılacak yardımlann her semtte bir olmasını istiyen Parti, bugüne kadar bu hayırlı işlerle uğraşan heyet ve kurumlann iştirakile esaslı bir yardım kolu kurmağa karar vermiştir. Şimdilik mekteb lerde mevcud himaye heyetleri oldukları gibi kalacak ve faaliyetlerine devam edeceklerdir. Partide kurulacak umumî heyet ise balolar ve müsamereler vermek ve ötedenberi bütçelerine hayır işleri için tahsisat koyan müesseselerden temin edeceği para ile, varidatlan noksan olan himaye heyetlerine yardım etmek suretile gıdasız çocuklara verilecek gıdanın heı tarafta müsavi olmasma çahşılacaktır. Belediye bu iş için bütçesine bu sene 5000 lira koVjmuştur. Evkaf İdaresine de müracaat edilmiştir. Bundan başka bilu mum malî ve iktısadî müesseselere müracaat edilerek yardrmları temin edilecek tir. ŞEHİR İŞLERİ ölçüler tekrar muayene edilecek Bu esere göre 936 senesinde Muhakemat müdürlüğüne 2860 dava gelmiştir. MÜTEFERRİK 1935 senesinde gelen davalann adedi 4215 ti. Bunlardan 1705 davada Hazine Hamidiye mekteb gemisi Yugoslavyaya gidecek müddei ve 1155 davada Hazine müddeHamidiye mekteb gemismde staj göaaleyhtir. Davalann ekserisi kira ve ecrimisil, alacak, istihlâk ve kazanc vergisi ren bahrıye zabitlerimizin Yugoslav limanlarile dığer bazı limanları ziyaret davalandır. •deceğini evvelce yazmıştık. HamidıyeBu davalardan cezaî kısımlannm nin mayısta hareket edeceği haber ve(114) ü vazifeyi suiistimal, (55) i güm rilmektedir. rük davalarıdır. Sene içinde (750) Şura davası gelmiş ve geçen seneden müdevver (750) dava ile bunun adedi 1537 ye baliğ olmuştur. 263 dava Devlet Şurasmca Hazine le hine, 220 dava da Hazine aleyhine ka rara bağlanmıştır. Kızılay Kurumu, Çocukları Esirgeme Kurumu, Halkevleri de badema yapa cakları yardım için ayırdıklan parayı, Partide teşekkül eden heyetin emrine verecektir. Bu heyet yann Vali ve Parti Reisi Muhiddin Ustündağın riyasetinde toplanarak faaliyetinin son şeklini de tes şimdiden sahiblerine tebligat caktır. bit edecektir. Ölçü ve ayarlar hakkında Marmara mmtakası ölçüler ve ayar müfetrişliğinden Belediyeye bir tezkere gönderilmiştir. Bu tezkerede birçok ölçülerin, bilhassa pazar yerlerinde kullanılan ölçülerle el terazilerinin fazla kullanmak neticesi aşmmakta oldukları, hatta bunlar arasında kiloluk ölçülerden 978 grama inenlerin mevcud olduğu bildiril Fakai diğer devletlere karşı menfaatmektedir. Bunlar Belediye tarafından leri icabı vaziyet almakta serbest kalmışanî bir teftişe tâbi tutulmak suretile lardır. Meselâ Romanya, Çekoslovakya musadere edilecektir. ile Lehistan arasında zıddiyet bulundu Bundan başka bir kısım ölçülerin de ğu halde Lehistanla askerî bir ittifak damgalan aşınmış bulunmaktadır. Bunyapmışhr. Ahiren tecdid olunan bir itlar da yeniden damgaya tâbi tutula tıfakla Romanya kendısinın Sovyet Ruscaktır. yaya karşı şark hududlarını ve Besa Eski sistem baskül ve saire gibi 938 rabia'yı emniyet altında bulundurmak senesi nihayetinde tamamile ortadan kaldırılması lâzım gelen ölçüler için de gayesini gütmektedir. yapıla Caddelerde geçid yerleri Caddelerdeki geçid yerlerinin sabit beyaz boya ile boyanması için bundan bir müddet evvel Belediyeye bir grup tarafından müracaat yapılmıştı. Bu teklif üzerine birkaç yerde tecrübeler yapılmış ve fakat bu tecrübeler den matlub netice almamamıştır. Geçid yerlerinin ne suretle gösterilmesi muvafık olacağı tekrar tetkik edilmektedir. Maden piyasası çok yükseldi Gazi köprüsünün tezyinatı Son hafta içinde şehrimiz maden piyasasında büyük bir yükseliş olmuştur. Kurşun, çivi fiatları kilo başında 10 12 kuruş artmıştır. Kalay piyasası ise yüzde 45 yüksel miştir. Bakırın kilosu da şimdiye kadar Derginin bir kısmına Hazine avulat görülmemiş bir raddeye çıktığından balannm aldıklan işlerle neticelendirdikleri kır fabrikalarının birçoğu çalışmamağa başlamıştır. işleri gösterir bir cetvel eklenmiştir. Ha zınenin geçen sene açtığı davalarla muhtelif kimse ve müesseselerden 5,794,136 Elektrik şirketinin vaziyetini lira taleb etmekte, kendisinden de tetkik eden heyet 748,609 lira istenilmektedir. Elektrik şirketi tesisatı ve şebekenin Geçen sene bu davalarla 2,253,751 fennî vaziyeti, ihtiyacı ne dereceye kalirahk dava kazanılmış, 671,821 liralık dar karşılıyabildiği, fennî tesisatta mudava da kaybedilmiştir. kavele hükümlerine riayet edilip edil Eserin bir kısmı Maliye Vekâletile ce mediği gibi meseleleri bir müddetten reyan eden bazı muhaberelere, bir kısmı beri tetkik etmekte olan heyet işini bida birçok kimseleri alâkadar eden Tem tirmiştir. Heyet azaları burada tetkikatyiz ve Devlet Surası kararlarının hulâsa tan almarak neticeleri tesbitle meşgul bulunmaktadır. lanna tahsis edilmiştir. Nafıa heyetinin bu tetkikatı sayesinİdare ettiği mühim bir dairenin tekmil de şirket şebekesinin aslî vaziyeti ve işlerinin bir bilânçosunu yalnız bağlı ol kıymeti tamamen öğrenilmiştir. Heyeduğu dairelere değil, bir kitab halinde bü te riyaset eden Nafıa teftiş heyeti reisi tün efkârı umumiyeye arzeden Muhake Şefik, heyetin mesaisi etrafında Vekâ mat şubesi müdürü Bay Ali Galibi bu lete izahat vermek ve yeni direktif almuvaffakiyerinden dolayı tebrik ederiz. mak üzere Ankaraya gitmiştir. SOSYETELERDE İmar Bürosu müşaviri Vagner, Gazi köprüsünün iki başında yapılacak tez yinat hakkında, mütehassıs Prosfun haMaahaza Yugoslav îtalyan anlaş zırladığı esaslar dairesinde tetkıkat yapmağa başlamıştır. Yakında buna a ması şu zamanda Avrupa devletlerinin aid projeyi tanzim edecektir. açıktan açığa iki ordugâha aynlmış bulunmasından dolayı Fransa ile taraftar Seferden menedilen larına ve bilhassa Sovyetlere fena tesir otobüsler etmiştir. Bunun izalesi maksadile Fransa, Şehirde işlemekte olan otobüslerden Küçük İtilâf azalanndan her birile olan yirmi tanesi muhtelif sebeblerden do bağlarını birleştirmek ve kendisile bunlar layı seferden menedılmiş ve plâkaları arasında karşılıkh yardım şeklinde bir itsökülmüştür. tifak yapmak ve ayni zamanda Küçük Bir yolcudan 40 para fazla alan bir İtilâfın üç azasınm kendi aralarında da otobüs biletçisi yüzünden otobüsün plâböyle bir ittifak tesis etmelerini teklif etkaları söküldüğü gibi bir kişilık fazla miştir. yeri olan otobüsün de seferden mene dilmesi Belediyenin harekete geçmesi için ileri sürülen sebebleri teşkıl et mektedir. İşin garib tarafı, mal sahibleri Belediyeye müracaat ederek ne miktar olursa olsun para cezası vermeğe hazır olduklarını söylemişlerse de Belediye ne para cezasını almış. ne de otobüslerin işletimesine izin vermiştir. Bu vaziyet karşısında otobüs sahibleri Devlet Şurasma müracaat etmiş lerdir. Gene Çekoslovakya, Almanyaya karşı kendi hududlarını emniyet altında bulundurmak için Sovyetler Birliğile karşıhklı yardım şeklinde bir ittifak akdetmiştir. Küçük İtilâft a arkadaşı bulunan Yugoslayya Sovyetleri henüz resmen tanımadığı halde bu ittifaka razı olmuştur. Ahiren Yugoslavya dahi İtalya ile akdettiği muahede ile Adriyatik denizindeki sahillerinin, ve Arnavudlukla olan kara hududlannın emnıyetini sağlamlaştır miştir. Yugoslavyanın İtalya ile yaptığı bu muahede, Romanyanın Lehistan ve Çekoslovakyanın Sovyetlerle yaptığı muahedelere benzemekte olup Küçük İtilâfın esas maksadını ihlâl etmemektedir. Bu teklif Küçük İtilâf konferansında tervic edilmedi. Ayni zamanda Macaristanın ve Avusturyanın iştirakile Orta Avrupada bir iktısadî birliğin vücude getirilmesine aid Çekoslovakyanın ileri sürdüğü proje de bir karara bağlanmadı. Her iki meselede en ziyade Yugoslavya muhalefet göstermiştir. Beneş Belgradda ken bu meseleler yeniden mevzuu bahsedilecektir. Mnharrem Feyzi TOGAY ADLİYEDE Bir berber mahkum oldu Kadıköyünde Kurbağalıderede ber berlik eden Ali, tuvalet yaptırmak üzere dükkânına gelen Leman isminde bir kıza: < Gel seninle sinemaya gidelim» diye bir teklifte bulunmuş ve kızın: « Sen ne hakla beni sinemaya davet ediyorsun, gitmiyeceğim» demesi üzerine kızmış ve tabanca ile kızı kulağından yaralamıştır. Alinin muhakemesi dün Ağırcezada bitmiş ve mütecaviz berber, bir sene altı ay hapse mahkum olmuştur. Manisa Vilâyet Meclisi toplantısını bitirdi ECNEBİ MEHAFİLDE General Taushend'in kansı şehrimizde Umumî Harbde Irak cephesindeki İngiliz kuvvetleri Başkumandanı iken Kutül'emmarenin muhasarasmda 20 bin İngiliz askerile beraber esir düşen ve mütarekeye kadar Büyükadada esaret hayatını geçiren General Taushend'in karısı Lady Taushend, İstanbula gelmiştir. Lady Taushend kocasmm Büyükada da oturduğu evi ziyaret etmiş ve şehirde bir gezinti yaparak dün akşamki ekspresle Ankarava gitmiştir. îzmitteki fakir çocukları himaye eden heyet MÜZELERDE Müzede mahkukât paviyonu İzmit (Hususî) Şehrimiz Çocuk Esirgeme Kurumu 23 nisan çocuk bayramının hazırlıklarına başlamış ve bunun için bir program tesbit etmiştir. Bayramda gürbüz çocuk müsabakası, çocuk baİstanbul Müzeler idaresi müzemizde bir mahkukât paviyonu açmağa karar verdiğinden bu hususta lâzım gelen palosu yapılacak, kimsesiz ve fakir yavru ranın temini için Maarıf Vekâletine mülara elbise ve ayakkabı dağıtılacaktır. racaat etmiştir. Maarif Vekâleti bu kaYukarıki resim Çocuk Esirgeme Ku rarı tasvib etmiş, İstanbul Müzeleri Urumu idare heyeti azalarını bir toplantı mum müdürlüğüne 10 bin lira tahsisat göndermiştir. esnasında göstermektedir. Cumhuriyet Manisa (Hususî) Vilâyetimiz umumî meclisi içtima de\Tesini bitirerek dağıldı. Yeni sene bütçesi için varidat bir milyon 298 bin lira olarak kabul edildi, dairaî encümen azahklanna da Fahriye Akşit, Mehmed, Mazhar "'l'azar, Etem Polad seçildiler. Gönderdiğim resim umumî meclis azalarını Vali Lutfi Kırdarla beraber gös terraektedir. Abone şeraiti Nüshası 5 kuruştur. Bariç Türkiye için için 2700 Kr. Senelik 1400 Ki. 1450 • 750 » Altı aylık 800 • 100 » Üç aylık Soktur 150 m Bir aylık
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle