Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
İBaştarafı 1 tneı sahı)ede\ Meclisinde Şark demiryoliarı şirketile mukavelelere dair münakaşalar letinin ileriye gidiş hızını anzalara uğrat münasebetle burada kaydetmek borcu almamak için arzettiğim şeref emniyeti e tındayım. Sonra benimle çalışmış olan Bürhanetsasına herkesin sadık kalması birinci vatin isminde bir müsteşar da şöyle yapmış, zifedir. böyle yapmış, deniliyor. Evet böyle bir Hassasiyet meselesi Bu sözleri niçin söylüyorum, arkadaş • müsteşanm vardı. 6070 yaş arasında ihlar? Ben bu meselede, o zamanki hükumet tiyar bir zattı. Nereden gelip bu vazifeye içinde mevzuubahs işte mes'ul tek ada girdiğini bilmiyorum. Fakat benim vazimım. Yusuf Kemal arkadaşım, bilmiyo fe aldığım zaman bu zat müsteşar sıfatile rum bugün huzurlarile müşerref oîuyor elinden geldiği kadar çalışıyordu ve bu muyum, bu meselenin birinci müzakeresi mukavele çıktığı zaman da, zannederim, cereyan ederken kendisi bir müşavir hüvi kendisi müsteşar bulunuyordu. İhtiyarlıyetile alâkadar buluodugu halde tıtiz ğından dolayı vazifeden çekildi, yerine lenmiştir. Medisin bu kürsüsüne çıkıp başka bir arkadaş geldi. Binaenaleyh benamus meselesini mevzuu bahsetmeğe nimle beraber mes'uliyeti bana aid olarak mecbur olmuştur. Bir müşavir alâkasile çalışan, bana yardım eden, bugün ölmüş bir arkadaşın bu hassasiyeti yanında bu bulunan eski emekli bir Türk memuru armeselenin mes'ulü bulunan benim de kadaşımızın da hizmetlerini burada kaymakul bir çizginin üstüne geçmemekle dederim. Mühendis Muhtar ve Nazif. beraber hassasiyetimi göstermekliğ'm ve Bunlar da bana yardım ettiler. Ayni zahakikati müdafaa borcumu yerine getir manda şimdi arzettiğim bütün bu simalarla beraber, Yusuf Kemal Tengirşengin mekliğim lâzundır. Şimdi şurasını arzedeyim ki bugünkü müessir yardımını gördüm. Bugünkü mamaruzatım Ali Çetinkaya arkadaşımızın ruzatım arasında raşa bahsinde sırası gelverdikleri izahat içerisinde yalnız benim diği zaman ayrıca bundan bahsedeceğim. şahsıma ve 929 mukavelesine taalluk eden noktalara aid olacaktır. Bu izahatla 929 mukavelesi eserinin benim kanaatimle ve sizlere de lâyik olacağma emin olduğum bir müşterek kanaatle, tam, doğru, hakikatlere uygun, zamanın şerailine, devletin ihtiyaclarına uygun olduğu anlaşılacaktır. Ben bu kanaatimi size şlmdi delillerile arzedeceğim ve bana düsen vazifeyi bu suretle yapmış olacağım. Bu arada her noktayı arzedeyim ki, tenkid etmek kadar tenkid edilmek te yaptığı işlerde nefsine itimad eden, güttüğü yolun üstün, iyi, ileri olduğuna inanan adamlar için bir zevki mahsustur. Ben bUhassa şahsan huzurunuzda övünmenin bü yük adab noksanı telâkkisinde en çok musır olan arkadaşlannızdan biri olduğum halde söyliyeceğim sözlerde böyle oir şemme olursa bunu bir hakkı müdafaa vazıyetinde olan bir adamın sözlerindt tabiî bulursunuz zannederim.~ Ben tenkid etmeyi de severim. Haya tımda bana düşen vazifelerimin beni tenkid ve vazifedar kıldığı sahnelerini zevkle arıyan bir adamım. Tenkid edümeyi de sureti mahsusada severim. Uzun zamandanberi arkadaşhk ettiğim sizler benim bu vasfımın elbette farkına varmış.sınızdır. Ben Büyük Meclisinize bir eser olarak ne getirmişsem, onun en iyi çıkmasının hepimizin fikir, mütalea vc yardım iştirakile olacağı hakkında bes lediğim sabit kanaatle arkadaşlanmdan bu işle alâkadar olacağım tahrnin ettik lerimin tenkidini ve emeklerimi istemi şimdir. Bunu benim bugün muhatabım olan arkadaşlarım kendi müşahedeıerile teyid ederler. lattıkları gibi onlar isterler biz vermeyiz, içinde onun bir emniyet supapî vardır. biz isteriz onlar vermez bu suretle vapı Buna dikkatinizi çekerim. Mukavelena lan mücadelelerden sonra nihayet ortaya menin bir maddesinde diyor ki, şrket her bir takım rakamlar çıkıyor ve bu rakam sene kânunusanide ve bu arada tabiî intizar lar cem ediliyor. Bu dört kalemin yekunu hesablarına taalluk eden tablo ve vaziyet1,227,152 frank ediyor. Bu rakamın bu leri hükumete getirip arzedecektir. Bunlar kadar kesirli olması, 150 nin yanında 2 tabiatile arzedilmiştır. Burada ben Vekâfrangı bile ihtiva edecek derecede kesir letteyken, sen Vekâletteyken vaziyeti para gösteriyor ki, bu yekunu bulmak i mevzuubahs değildir. Bürolarda intizamia çin iki taraf kafa kafaya buluşarak ça çahşmak vaziyeti vardır. Her sen€ şirket lışmışlardır. Şurada bir noktayı dahi ar hesablarını getirip göstermeğe mecburdur. zedeyim ki, bendeniz bütün bu maruzatı Binaenaleyh devlet aleyhinc işleme manmı Bakanlıkta mevcud dosyalarda, hiçbir zarası görülür görülmez ilk bozuluşu yı tetkıkat yaparak arzetmiyorum. Ankaraya lında borc toplanmadan tedbir düşünmek geldikten sonra Mecliste bulduğum vesi buna çare olurdu. Bugün alacağımız raşa kaların ve mukavelelerin tetkıkile ar7edı tedbıri o zaman göze alınarak bu belâ dayorum. Binaenaleyh, bu rakamların küsu ha önce başımızdan defedılmez mıydi? ratı hakkında malumat verecek vazıyette Yunanistandan geçen hat Alcyhimize yığılmakta olan bu borc şadeğılım. Zaten buna lüzum da yoktur. Bunu niçin düşünmüştük? Bupünkü yed bu hal devam edip te imtiyaz sonu osiyasî vaziyete göre, hatırınızdan böyle Arzettiğim yekunu bulunca şirket di lan 1958 yılına kadar sürseydi nice olurbir şey geçebilir mi? Çünkü o zaman hat yor ki, kilometro başma hesab edilen işlet du halimiz? Devletin üzerine 1015 miltın Yunanistan içerisinden geçen kısmın me masrafından baska olarak bana bırak yon gibi bir borc yüklenecekti bunu Çeda vatandaşların her bakımdan şikâyet tığınız yüzde yetmiş beşle diğer dört mas tinkaya söylüyor. Bu asla doğru değildir. leri devam ediyordu. Bugün siyasî vazi raf icin benim hakkım olduğunu teslim etArkadaşlar, on on beş milyon değil, yet o kadar değişmiştir ki, o hududun içe tiğiniz bir milyon şu kadar frank temin e 1 0 1 5 bin liranın bile yüklenmesine imrisinde Türk meb'usları biletsiz ve para dilemezse ne olacak? Edilmiyor mu diyo kân yoktur. Çünkü böyle kabul edilince sız seyahat ediyorlar. Dünya nasıl deği ruz, cevab veriyorlar, şirketin bugünkü iş biz eski devirlerde olduğu gibi mukavele şiyor?... Biz bu mukaveleyi yaptığımız lemesine göre bu temin edilır, fakat önü yapacağız, onu içerısı güvelı bir kabın sıralarda bütün şeraiti hukukıyesi tanam müzde uzun bir zaman var 1929 dan sarı yapraklan arasına defnederek ve ağolarak demiryolu hattını satın almıştık 1958 e kadar 29 senehk bir müddet , zını mühürliyerek nesillere devredeceğiz, Mal bizimdi. Bizim olan malı işga! et bu müddet içinde dünya o kadar değişir nesil değişecek, açacak, bakacaklar ki bumek için devlet büyük enerji sarfına ki, bu yüzden bu yekunu ödeyemiyebihr. rada bir facia metfundur. Geçmiş devirmecbur oldu. Nihayet bir harb ilânı mevMüşkül vaziyet lerin herşeydeki bu ihmalci şiarını bizim zuu bahsolacak kadar mesele büyüdü. Bu vaziyette ne yapacaksın? Negosi için tasavvura imkân var mı? Bundan sonra, yıllar geçtikten sonra, Arkadaşlar, bizim yaptığımız muka Cumhuriyet hükumetinin, kuvvet ve e yasyon yapıyoruz, biz söylüyoruz, bizim vele hayat için yapılıyor. Bizim yaşayı nerjisi, dünyaca hürmetle tanınmış clan yüzde yirmi beşimiz var. Açığımız olursa şımız müddetince her gün bizim hayatı yüce mevcudiyeti karşısında devletin ma ondan öderiz. Amma ondan evvel birşey I mıza bağlı olarak hayatiyetini muh^faza lı olan bir yerin gene devlet tarafından vardır. Tarifelere de zam edebiliriz. Bu ediyor. Biz her gün hakikatler araT.akla elde edilmesi artık siyasî bir mesele teş hususta Ali Çetinkaya zaptın bu noktasını aynen aklımda tutuyorum demiştir meşgulüz. Binaenaleyh Receb Peker ^il eder mi? ki: «Şirket» mukavelenin içindeki şartlar 929 mukavelesini yaptığı vakit bu devleBazı mukayeseler mucibince istediği gibi tarifelere zam yapa te intizar hesabından 10, 15 milyon yeBugün kömür havzasını satın alıyo cak, hayır. Şirket nasıl istediği gibi tari kununda bir yük bırakılmasına müntehi ruz. O zaman böyle bir meseleyi hatıra feye zam yapar? Türkiye çobansız sürü bir facia yapmıştır.. Bu doğru değildir. getirmek bile müşkül oluyordu. Muaz müdür? Bundan bu kadar sene evvel Ba Vekâlet mukavelenin bu ihtimalleri karzam bir mesele olan Düyunu umuTiye ron Hırs maskaralıklarının vücude getir sılıyan diğer maddelerini tatbik edince, meselesi de bu bakımdan istıfadelı bir hiç buna imkân yoktur. diği tesirlere benzer meseleler, işleri bugün mevzudur. Bu da birçok safahat geçirdi. Daha evvelki devirlerde tasavvur etmeğe imkân yoktur. Bütün bu değişmeleri ayni hükumet yapBu mukavelenin demin arzettiğim prenArkadaşlar, şirket Çetinkayanın dediği tı. Hep zaman ve şeraitin degişmes: tegibi 929 mukavelesine dayanarak hiçbir sıp bakımından her maddcsi tek başma sirleri... Belki bunun gibi 927 ve 929 bir hüküm ihtiva etmez. Biri diğerine readaptation lâyihalan arasında da fark zaman karşılık bulmak için kendi kendine tarifeye zam yapmak hakkına malrk' de bağlı olarak hepsi bir küldür. Muka lar var. Düyunu umumiye ıçın hükumet velenin birinci maddesinde devlete mü başka bir mukavele yaptı. Günün ıcab ğildir. Kazancının kilometro karşıhğı yehim bir fayda temin ediliyor. Geçmij larına bakarak eski yaptığım kenli be kunundah artanla bir rriilyon küsur frank hesabları tafsil etmiyeceğim. 923 te veğenmedi. Kendi şartlarım bir daha de dolmazsa şirket ancak devletin muvafa yil gelmiş altın farkı olarak beş misli tağiştirdi. Nihayet en son olarak taksitle katile tarifelere zam yapacak ve bunu doîduracaktır. Mukvele budur. Devletin mu nfe yapmış ve eski hesabların tanzimi de rin yarısını da memleket mahsulü ile ödekararlaşmıs,. Bulunan bu hesablara göre, meyi kabul ettirdi. Ayni hükumet ayni vafakatile diyoruz. Şüphesiz devlet namı927 de beş milyon diye konabilmiş olaa mesele için yarın belki her hangi bir baş na vekil ya ben, ya Çetinkaya veya her yekun 929 mukavelesinde birinci maddeka karar almıyacak mıdır? Bu misal de hangi bir şahıs olacaktır. Hesab yapıyorde bir buçuk milyon frank arttınlmış, şeraitin son yıllar içerisinde nekadar çok sunuz. Hakikaten görülüyor ki doldurmuyor. Buna elbette karşılık ister. Bunu geç.. bunları söylememin sebebi, mes'uliyeti ve süratle değiştiğini gösterir. Her mukani taşıdığım bir işin yolsuz tarafım değil, velenin diğer müşterek bir vasfı da bü Böyle konuşma olur mu? Devletin tarifeher tarafını göstermektir. Encümen ve tün mukavelenin baştan aşağı maddeîe ye zam muvafakati tabiî olarak hattın ve bütün alâkalılarla sıkı bir iştirakle çalış:rinin birden nazari dikkate alınması lü halkın tahammülü göze alınarak ya vaki yorduk. O zaman başkam galiba saym zumudur. Çünkü bir mukavele bütün hü olur ya olmaz. Olabilir ki günün şeraiti Maliye Bakanı Fuad Agralı, mazbata kümlerile baştan aşağı bir kül teşkil eder. tarifelere zamma imkân vermezse o vakit devlet diyor ki benim yüzde yirmi beş muharriri de Mithat Aydındı. Encümenİnsan bir mukavelenin her hangi bir nıadle sıkı bir işbirliği yapıyorduk. Encümen desini ayrı alarak bir hüküm yürutmek var, yeterse peki. Yetmezse, ben garanti beş milyonu altı milyona çıkarabilirsek mevkiinde kalırsa daıma yanılmağa mah ediyorum, devlet açığmızı temin edecek. çok iyi olacak diye düşünüyordu. Bunu kum olur. Bunun gibi bir mukavelenin Bu açıklar olursa toplanıp intizar hcsa gizli olarak konuşmuştuk. Altı milyon maddesini okuyup, bakınız neler almı bına alınacak. da encümenin memnun olacağı mutabaşız, diye övünmek, yahut neler vermişiz 1929 mukavelesinden sonra kata varmıştık. Ben şirketi daha fazlası diye teessür,duymak doğru değildir. Her Şimdi burada psikolojik bir noktaya için sıkıştırdım. Burası tamamen hatınmmadde diğer maddelerle beraber bir kıygeliyorum. Çetinkaya arkadaşım mukave dadır. Aramızda inkıta oluyordu. Şir met ifade eder. lenin bu noktasını bu kürsüden izah eder ket murahhasları trene binip gidiyorlard'. Anlaşmaların bu pisikolojik karakteri ken diyorlar ki, işte bu 1929 mukavelesi O anda encümene bir bitim hediyesi olüzerinde muayyen bir hakkı anlatrr.ağa mucibince ilk seneler işletme neticesi na mak üzere istediğinden yanm milyon almecbur olduğum için sizi biraz yorduk sılsa iyi gitmiş, ondan sonra bozulmuş. tın frank ki bizim para ile iki yüz bin tan sonra 929 mukavelesi üzerinde Çe Yani hattın geliri eksilmiş. Zaman geçtik Iıradır daha koparmış, encümene ge tinkayanm söylemiş olduğu tariz nokla çe yaptığımız mukavele mucibince arzet tirdiğim zaman arkadaşlar memnun ol larını aydınlatmağa geçeceğim: tiğim bir milyon küsur rakam normal yoî muşlardı. Çünkü bizim encümenle mutaOnce intizar hesabı... Bu intizar he dan temin edilemez olmuş. Bu farkı intizar bık kaldığımız yekunu 200 bin Türk lisabı nedir? Arkadaşım benden evvelki i hesabına koyuyorlar. Bu hesab devletin rası kadar geçiyordu. menfaatler zahatmda lutfetmiş, anlatmış, şimdi ben borcu olduğundan şirket lehine yüzde beş Tedricen temin edilen faiz koyacak. Eğer açık olmazsa ayni hede doğrusunu anlatacağım. Nihayet hepsini mukayese ile söyle sabda duracak olan yüzde yirmi beş devİntizar hesabı: Türkiye, sahibi bulunnilmesi icab eden bir argüman olarak duğu Şark Demiryollarını işletici bir şir let hissesine, devlet lehine yüzde yirmi beş kaydediyorum. 929 da ben bu kadar ket olan müesseseyi harb sonu olarak ayni faiz yürüyecek, yani karşılıklı olarak bir söktüm. Daha sonraları başka bir arkaişletmeye devam etme halinde bırakiyor. intizar hesabı tutulacak. Bu intizar hçsabı daş belki daha fazla sökebilirdi. Herkes Hattın boyu 356 kilometrodur. Küometro üzerine Ali Çetinkaya diyor ki: « İlk seneler doğru gitmiş, fakat son kendi yaptığı şeyin değişmekte bulunan tulü üzerine 12,000 altın franklık bir iş harekât ve vaziyet karşısında daima tunç leme masrafı kabul ediliyor. Bu para ye ra bozulmuş.» Biz bu mukaveleyi onun doğru gittiği bir heykel gibi bozulmadan kaldığını idkunu ile işletilecek olan hattın bo yu 12,000 frankla darbedilince müsavi ilk senelerin en başı olan bir günde yap dia edemez. Zaman her şeyi aşındırıyor. şu kadar frank edecek. Kazanılan pa tık. Demek ki bizim yaptığımız mukavele 927 projesinde de benim Millî Müdafaa radan bu yekun çıktıktan sonra elde ka yapıldığı zaman için uygunmuş. Ancak bu Vekili olarak imzam vardır. O vakit Başlacak olan miktar yüzde 25 ve 75 olarak suretledir ki mukavelenin hesabları fiii ha vekil gene İsmet İnönü idi. Nafıa Ve hükumet ve şirket arasında taksim oluna yatta şeraitin ayni suretle devam ettiği kili Behiç Erkin, Maliye Vekili Abdülcak. Bunu burada bırakarak başka tarafı müddetçe doğru gitmiş olabilir amma o şe halik Renda, o vakit biz kilometro başı anlatayım. Sonra fikirleri birbirine bağ rait değişmiş, zarar başlamış, bütün dün na 13 bin sökebilmişiz. Aradan iki sene lıyayım: Şirketin kilometro başma 12 bin ya mukavelelerinde zamanla bu değişik daha geçtikten sonra kilometro başma franklık alacağı para işletme masrafı kar liklerin olabileceği gibi. bin altın frank daha indirebildim. 356 şılığıdır. Bir de malzemenin mütemadi suKendilerinden sorarım devlet hatlarımız Km.X1000, 356 bin altm frank eder. rette yenilenmesi, Alpullu Kırklareli tarifelerinde nc değişiklikler olmad; ve Bizim paraya tahvil edersek 142 bin beş hattmın tesis masrafmın senelik müretie neleri yapmağa, ne tedbirler almağa mec yüz Iira. Bu bir senede kârımız. O za batından sonra da nizamnamede yazıîı o bur olmadık. mandan bu zamana kadar geçen sekiz lan sermayenin faizle frejenero bu dört Sonra Ali Çetinkaya arkadaşım diyor seneyi hesab edin. Yekunu bir milyon kalemin baliği olan yekunu da aynca şir lar ki, bu ilk senelerden sonra hattın geli139 bin 200 Türk lirası eder. Yapılmıj kete ödemek lâzımdı. ri bozulmağa başlayınca ve borc toplana böyle bir kazancm hatırımzda küçük bir İlk hesablar toplana milyonu geçmiş, 929 mukavelesi yer, iz bırakması içîn bu hesablan söyleBenim zamanımdaki bürolarımız tara bu vaziyet üzerine satın alma hakkmı derdina. Başınızı ağntmamak için başka mefından şirket müessislerile başbaşa uğraşı piş etmiştir. (Devamı 9 uncu sahitcde) larak tıpkı Ali Çetinkaya arkadaşımın anMukavele bir küldür. O mukavelenin mukavelenin karakterleri üzerinde biz lerde hasıl olan fena tesiri peşinen iyi tahvil etmek ve tesir yapmak için söylemi yorum. Maruzatım vaki olduğu vakit takdir buyuracaksınız. Şerait değışmesinin yapılmış işler üzerindeki tesiri bakı mından birkaç misal vereyim. Biz bu 1929 mukavelesini yaptığımız vakit ona ekli olarak yüce huzurunuza bir de şırketin mektubunu sunmuştuk. Bu mek tubla biz şirketten Edirne Demiryolunu Yunanistan hududu içinden geçmekten kurtacak ve kendi arazimizden geçe ek ayrı bir hat yapması vadını almıştık. Bununla beraber tabiidir ki, bu hattın insası bilâhare aramızda yapılacak, teknik ve malî anlaşmaya muallâk bulunuyordu. CUMHURIYET 28 Xisan 1937 /esı mevzuu bahsolan Şark Demiryolja rının devlet tarafından satın alınmas1 lâyihasının birinci konuşulması esnavn da saym Vekil arkadaşımız AIi Çetinkaya esaslı ve etraflı izahat vermişl^dır. Bu konuşmanın cereyanı esnasında ben Ankarada bulunmuyordum. Binaena leyh müzakerelerin gazetelerde neşrolun muş olan kısmını İstanbulda bir kari sıfatile okudum. Bu izahatı okurken kendimi Receb Pekerden başka ve ayni yazılan okumakta olan yurddaşlardan her hangı bıri yerine koydum. Kendime verdiğım bu üçüncü şahıs mevkii ile oku duğum müzakere hulâsalarının ber.de bıraktığı intıba fena idı. Geçmiş muameleleri, bılhassa benim ismim zikredilerek ve şahsım mevzuu bahsedilerek ortaya konan 929 mukavelesi hakkındaki ifadelerin heyeti umumiye sinde Receb Pekere tanz ve ima olarak söylenmiş şeylerin yekunu ile müteellim oldum ve kendi kendimden iğrendim. Gazetenin yazdıklarmı okuyub bitirince şöyle düşündüm: Uzun yıllar evvel ben, Türkiye Cumhuriyeti hükumetinin mes'ul bir adamı sıfatile bir mukavele yapmış tım. Hatıramı mümkijn olduğu kadar eski zamanlara irca ettim, hafızamı zorladım. Söylenmiş olan şeylerin zihnimde bıraktığı izleri pek etraflı bir surette bulmadım. Fakat jıefsime olan güvenim ve bu bah sedilen tablonun tersim ettiği şahsiyetten kendimde bir zerresinin bulunmadığına kat'î emniyetim, bu ilk andaki ezayı sü kunete kalbetti. Ankaraya döndüm. Mufassal zabıtlan okudum. Bunları okuduktan sonra ilk defa gazeteleri okurken bende hasıl olan hayret ve teessür iki misli arttı. Şimdi bu dakikada huzurunuzda iki ana vazifeyi yapmak üzere bulunuyorum. Bunlardan birisi, başlıca cumhuriyet hayatınm kök leşmiş bir an'anesi olması lâzım gelen mes'uliyet duygusudur. Her vatandaş bu yurda vazife görmek üzere herhangı bir mevki ve makamı işgal ettiği zaman ömrünün sonuna kadar tesiri baki kalacak bir mes'uliyetin altında bulunur. Fakat insanm kendi yaptığı işler hakkında vuku bulmuş olan tarizkâr sözlere karşı hassasiyeti ve müdafaa hakkı kuvveti bu mesuliyetin derinliği nisbetindedir. Ben de bu gün huzurunuzda bir kere bu vazifeyi yapacağım. İkıncisi de, şahsımdan başka olarak devlete aid bilhassa içinde bulundugu muz rejimin ve rejim hükumetinin istikran bakımından mühim olan bir noktadır. Birbirimizin çalışmasını ötekinin ta mamlaması zihniyetini bu vesile ile bu gün Büyük Meclis huzurunda tekrarla mağa fırsat buluyorum. Yüce bir varlık başlarımızın üzerinde sade mazinin ka ranlıklarına değil istikbalin ufuklanna da meşalesini tutuyor. Bu meşalenin ışığı altında her birimizin hizmet değeri yenı Türkiyenin kurulması gibi bir büyük esere bir kum tanesi taşımak kadar naçız birşeydir. Birbirine dayanıp güvenerek çahşma zincirinin vücude getirdiği büyük eser ve büyük yekun bugünkü devletin yüce varlıgmı teşkil ediyor. Buna göre herhangi bir makamda al mış oldugumuz vazifeyi yapmağa başladığımız zaman bize verilmiş olan vazıfenin içinde, zımnî bir emanet vardır, benden evvel çalışmış olan bir arkadaşm şerefinin bilhassa komnması vecibesı... Mukavelenin yapıldığı şerait Şimdi arkadaşlar, biz bu mukaveleyi niçin yaptık? Devlet Lozan ahidnamesi nin hususî bir kısmı mucibince burada, Türkiyedeki imtiyazlı şirketlerle harb sonunun doğurduğu yeni ekonomik vaziyetin icabatına uygun bir surette readap tation yapmak ödevi altında idi. 1925 te Lozan sulhu ve onun bağlı ları imza olundu. Sayın Behiç Erkin arkadaşımız Lozandan dört yıl sonra mukavelesini getirmişti. Ben de sulhtan 6 yıl geçmiş olduğu halde çıkardım. Dediğim gibi biz burada readaptation yapmak borcu altında idik. Gecikemezdik. Kullan dıklan tahrik kelimesinden bunu bizzat deşip getirmem gibi bir hafif koku çıkardığım, tadılleri arasındaki bu vaziyeti tenvir etmek için bu noktayı böyle kısaca kaydetmek isterim. Mukavele nedir? 929 mukavelesinin ne olduğunu arzetmeden evvel hadnaşi naslık saymamanızı rica ederim alelitlâk mukavelelerin ne demek olduğunu kısaca arzedeyim: Çünkü arkadaşlar bazı bedahetler vardır ki onlan herkes bil mekle beraber, bir hakkın müdafaası zaruretile bunların tekrarlanması insan için bir vazife oluyor. Alelitlâk mukavelelerin, muahedelerin yalnız bazı harbler sonunda galib dev letlerin süngüsü altında imza edilenleı müstesna olmak üzere bütün anlasma larm, andlaşmaların müşterek bir pisikolojisi vardır ve her anlaşma ve andlaşma da tarafeyn vardır ve bu tarafeynin karşılıklı menfaatleri mevzuu bahistir. îki taraftan yalnız birinin nisab ve hesabına uygun bir mukavele akdi mevzuu bahsolamaz. Binaenaleyh yeryüzünde her kim bir mukavele yaptım da yalnız kendime fayda temin ettim, bunda karşı tarafın faydası yoktur derse mantıkî inanışla buna kapılmağa imkân yoktur. İki tarcfın da müşterek menfaati temin edilmeUkçe mukavele denilen hâdisei hukukiye vâk; olamaz. 929 mukavelesinin muhasebesi Bonaenaleyh arkadaşımm beni tenkid etmesinden teessür duymuş değilim. Mevzuu bahsolan meselelerin yekununda, hakbinlikten ve 929 mukavelenamesinin hakikî mahiyetini kavramaktan uzak olan bir zihniyetten müteezziyim. Yoksa hepiniz, Ali Çetinkaya da böyledir ve he pimiz de böyleyiz. Yaptığımız işlerin muhasebesini ölünciye kadar vermeğe Ata türk rejiminin yüksek şeref ve namus borcu olarak söz vermiş insanlanyız. (Bravo sesleri, alkışlar) Yani şunu demek istiyorum lî şu veya bu gibi hareketlerimizden, herhangi birisinin incelenmesinden çıkacak mahzunı örtbas edecek bir yalan zihniyetinin bu Cumhuriyet rejiminde kökleşmesinin düşmanlarıyız. (Alkışlar). Şimdi arkadaşlar 929 mukavelenamesinin dokunulan noktalannı sarih ve hakikî simasile huzurunuza açacağım. Yalnız ondan evvel bir vazifem var: Benimle mes'uliyet arkadaşlığı yapan zatların isimlerini de saym Çetinkaya bu kürsüde mevzuubahsetti. Benden iki yıl evvel bir mukavele lâyihası yapıp Mec lise arzetmiş olan bugünkü Peşte elçimiz Behiç Erkin benden evvel Nafıa Vekâ leti postunu işgal ediyordu. Gerçi onun iki yıl evvel yaptığı mukaveleyi, iki yıl sonra ben biraz daha düzelterek, biraz daha iyileştirerek Meclise arzettim. Benden iki veya beş yıl sonra herhangi bir arkadaş değişmiş olan şeraitin tesiri al hnda belki daha iyi neticeler istihsal etmiş olurdu. Bugün aramızda bulunmıyan ve fakat bir gün bu devletin mes'ul bir vekili olarak bu postu işgal etmiş olan bir arka daşamızın günün şerait ve imkânlanna göre yapmış oldugu lâyiha bakımından muahaze edilmesini ben haklı bulmam. Kendi burada bulunmadığı ve bu vazifeden çekilmiş bir arkadaş oldugu için bu noktayı böylece tavzih etmeği bir vazife bilirim. Bilhassa Türkiyede demir yol culuk hayatınm ilerlemesi, iyileşmesi ve modern bir vaziyete girmesinde çok emeği geçmiş olan Behiç Erkmin emeğini bu Mukavelelerde mütekabil faideler Eski bir mazi karışttrılırken Arkadaşlar, herhangi bir makamda ış alan bir arkadaşın geçmiş sayılan, uzun maziye de intikal edecek günlerindekı hizmeti herhangi bir tetkik mevzuu olursa o tetkik esnasında hakbinligin, insafm ve hakikatgörüşlüğün şemmeleri tesır yapmalıdır. Eğer insanlarda böyle bir kanaat ve emniyet olmazsa, değil böyle muazzam, müşkül ve mudil bir devlet makinesinı ileri götürmek, hatta en basit şirketlerın, en küçük aile münasebetlerini bile yürütmek an'anesini tesis etmeğe imkân kal maz. Çünkü arkadaşlar, bir ınsan için varhklar üzerinde tek büyük varlık, şereftir. Hukuku beşer beyannamesi birçok masuniyetlerden bahseder: Can, mal, ırz, mesken taarruzdan masundur, der. Fakat modern beşeriyetin bu pek mütearif olan haklanndan başka en üstün tanıdığı yüksek bir hakkı vardır, o da şereftir. Hiç bir mes'ul Vekil kendisinden sonra ge lerek kendisinin hesabını tetkik edecek lerin derin insaf ve hakseverliğinden emin olmazsa yaptığı işlerde, hesablarda idarî büyük mes'uliyetlere girip, devletin bü yük anlaşmalarında imza koymağa, ta ahhüdlere girmeğe kendisinde cesaret göremez. Binaenaleyh payidar bir devlet kurmak ve bahusus geçmiş asırların çü rük ve yıkık enkazı üzerinde modern bir varlık tesis etmek istiyen bir millet için bu kaide daha ziyade önem ahr. Eski enkazm temizlenmesi yolunda Türkiye dev Her mukavele gibi 929 mukavelesir.de de bittabi devletin menfaati kadar şirketin de faydalan vardır. Nitekim Ali Çetinkayanın şimdi huzurunuzda ikinci müzakeresi mevzuu bahsolan hattın satm alınması için yapmış olduğu mukavflede de elbette her iki tarafın faydaları mevzuubahistir. Encümen mazbata muharri ri Raif Karadeniz arkadaşımızın bu pisi kolojiye temas ederek geçen müzakere münasebetile ön söz olarak söylediği bir kaç cümle bu hakikati açık bir surette ortaya koyar. Diyor ki: « Bu mukavele bir kül olarak gözden geçirildi. Nihayet öte tarafın da aldığı, beri tarfın da aldığı ve verdiğidir. Amma topyekun bu devletin eline geç mesi lâzımgelen bir müessese satın alınmıştır. Biz de bunu tasvib ettik.» Gayet tabiidir ve yerindedir. Yapılan mukavelenin kayidleri üzerinde hakikati görme duygunuzu uyandırmak için burasını söylüyorum. Benim yaptığım mu kavele de elbette benim sayacağım faydalann yanında tabiî onların da faydd'an olacaktır. Bu gayet tabiidir. Her mukavelenin pisikolojik ikinci bir esası ve ruhî bir şartı daha vardır. Bil jassa bu şart içinde bulunduğumuz ^çvirde en müessir olan şarttır. Her mukavele içinde yaşanılan günün ekonomik, politik, ve hatıra gelen gelmiyen daha bil çok şartlarının tesiri altında yapılır. Günler geçer, bu şartlann bir parçası değişir. Öteki parçası büsbütün başka bir sima ahr. Aradan sekiz yıl geçtikten sonra her hangi bir mukavele, bugünün şartlanna hesab ve görünüşüne göre tahlil ve tetkik edilince insan hakikaten farkında olma dan insafsızhğa düşebilir. Bunlan arzetmek üzere bulundugum