04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 Mart 1937 CUMHTJRİYET 3ON TELEFOM HABERLER... TELGRAF ve TELSiZLE Hadiseler arasında Filistinde fevkalâde tedbirler alınıyor Örfî idareden sonra her yerin kapanması ve seyrüseferin durması da emredildi Kudüs 8 (A.A.) Geçen hafta Filistinde Arablarla Yahudiler arasında ç*kan kanlı hâdiseler dolayısile örfî idare ilânına karar verilmiştir. Ayni zamanda bir takım inzıbatî tedbirler de alına cakbr. Bu tedbirler, seyrüseferin durması, mağazalarla sinemalarm kapanması, askerlerin kışlalardan dışan çıkarılması, devriyeler dolaştınlması, dörtyol ağızla nna atlı müfrezeler ikamesi gibi şeyler dir. Örfî idarenin ilânı, alınacak pek şid detli tedbirlere bir başlangıc olduğu söylenmektedir. vaziyettedir. Kanşıklrk, ikincikânunda kraliyet tahkik komisyonunun Londraya hareketin den sonra, tekrar başlamıştır. Komisyo nun kararlan, mayısta neşredilecektir. İngiliz hükumetinin bulacağı kat'î hal şekline intizaren zabıta, asayişi temin etmeğe uğraşmaktadır. Bir ıhtar mahiyetinde olmak üzere şimdilik örfî idare ilân edılmiştir. Memleket iktısadiyatı, asayişsizlikten müteessir olmaktadır. Seyyahlar, memleketi gezmektense, Hayfa limanında va purda kalmağı tercih ermektedirler. Tahkik komisyonunun raporu, zan nedildiğine gore, Yahudi ajansile yük sek Arab komitesi erkânı tarafından teklif edilen şekillerden ve bilhassa Mave raüşşeria Emiri Abdullahin tavsiyelerin den mülhem olacaktır. Emir, İngiltere nin kontrolü altında ve şahsî rejim çerçevesi dahilinde Yahudi Arab muvazenesini temine matuf hukukî bir nizamnamenin tatbikmı istemektedir. Bir Müsteşardan temennimiz ahiliye Müsteşan gazetecilere demiş ki: « Bütün vatandaşlann türkçe konuşmaları temenni edilir. Bunun için şimdi bir mecburiyet karan verilmiş değildir. Bu, daha ziyade kültürel çalışmalarla tahakkuk edebilir.» Muhterem Dahiliye Müsteşannın «kültürel çalışmalar» dan anladığı şey nedir? Herhalde şu: Mekteb, gazete, konferans... gibi toplu telkinlerin her türlüsile ekalliyetlere türkçe öğretmek. Anlaşılıyor ki muhterem Dahiliye Müsteşan, ekalliyetlerin sırf dilimizi bilmecKkleri için, türkçe konuşmadıklanna kanidir. Zannediyor ki Beyoğlu sokaklarında «radikya, radikya!..», «karnabitya, kamabitya!.», «hayda tülip, hayda tülip!..» diye avaz avaz bağıran satıcılar, sattıklan malm türkçe adlannı sanki hiç bilmiyorlar. Bütün bu çiçekçilere, zerzevatçılara, filânlara, konferanslar vererek, edebî mecmualatr ve türkçe şiirler okutarak, daima kültürel tesirler yaparak sattıklan şeylerin «hindibağı, karnıbahar, lâle» demek olduğunu öğrettiğimiz gün mesele kalmıyacaktır. Bu sefer çiçekçiler «lâle» yerine «tülip» diye bağırmıyacaklar, belki de Nedimin şiirlerini okuyarak çiçek satacaklardır: Bir nim neş'e »ay ju cihanm babartnı Bir sagart keşideye tut lâlezartnı Hindibağı ve karnıbahar hakkında yazılmış bir manzume hatırlamadığım için zerzevatçılara yapacağımız kültürel tesirin neticelerini tahmin edemiyorum! Muhterem Dahiliye Müsteşan bütün vatandaşlann türkçe konuşmalarını «temenni» ediyor. Temenninin bir manası şudur: «Türkçe konuşurlarsa memnun oluruz, konuşmazlarsa kendilerinin bileceği iş, biz kanşmayız.» SON HATIRALAR: SARAY ve ÖTESi İHEM N ALINA MIHINA Alay ve gidişler 1 Hünkârı, etrafında Maiyyet bölüğü nün mavi harmanili süvarilerile, yaverlerile, arkasında sıra ile gelen arabalarında saray erkânile, mızıka ve hademe efra dile resmî alaylarında, hatta gündelik elbiselerle ve hertürlü alâyişten vareste hususî gidişlerinde görenler ne düşünürlerdi, bunların içyüzü hakkında ne tahayyül ederlerdi, bilmem. Yavaş yavaş bunlara alışan şehir halkı, hele haftada hemen muntazaman iki kere ayni temaşayı göre göre bıkmış olan Beşiktaş sekenesi artık bunlara takayyüd etmemeğe başlamışlardı. Alaylann ve gidişlerin içinde bulu nanlara gelince, onlan da pek iyı bılememekle beraber kıyası nefisle azçok tah min edebilirdim, tahmine lüzum görmeden yakinen hissiyatını bildiğim biri var" dı, o da bendim. Hâlâ bugün, aradan uzun yılların zinciri geçtikten sonra bile, o zamanların intıbaına hatıramı sevke " derken bunu bir esneme ve uyuyup kalmak hevesile bir gerinme şeklinde terceme ediyorum. Ve bu iki duygunun üzerinde uçan ve onlan sarsıp silken bir başka duygu vardı: Yüreğime pençesini yapıştıran bir teessür... Selâmlık için gidilen ca milerin, teferrüc için gidilen sarayların ve köşklerin, buralara gitmek için geçilen sokakların, bunları dolduran izmihlâlle " rinin siyahlıklarına bürünmüş binacıkla nn, dükkâncıklann, hele içlerinde kay ~ naşan fakir ve perişan halkın, harab, ömürlerinin son saatlerini yaşıyan hastala nn melul ve sakit matemlerine benzetilebilecek meyus manasından sirayet etme bir tessür... Halid Ziya Uşaklıgil Hayır mon General! aybedılen herhangi bir harb veya muharebeden sonra, şöyle yapsaydık kazanırdık, diye akıl öğreten, bilgiclik taslıyan ukalâlar çoktur. Çünkü, harb veya muharebe bittikten, her iki tarafın bütün kozlan malum olduktan sonra, şöyle yapmak lâzımdı, böyle etmek gerekti, demek gayet kolaydır. Asıl marifet, ne yapmak lâzımsa harb veya muharebe içinde yapıp muvaffak olmaktadır. Bu cümleden olarak Fransız Generallerintlen Debeney, harbde tek kumandanın lüzum ve ve ehemmiyetinden bahseden bir yazısında, misaller getirirken diyor ki: «1914 ten 1918 e kadar süren kararsızhk içinde biz az şey mi kaybettik? Faraza, 1915 te büiün kuvvetler, tek elden sevk ve idare edilmiş olsalardı, Çanakkale seferi başka bir netice vermez miydİ?» Bu sözleri okuyunca sanırsınız ki Çanakkale seferinin akameti, sırf bu seferin tek kumarvda altmda yapılmamış olmasmdan ileri gelmiştir. Halbuki Çanakkaledeki İngiliz Fransız kuvvetleri tek kumanda altındaydı. Hatta Büyük Harbde, İngilizlerle Fransızlann ayni kumanda altında harbettikleri yegâne cephe, Çanakkale idi. Garb cephesinde, 1918 martma kadar, iki ordu ayrı kumanda altında harbederken Çanakkalede, denizde ve karada daima ayni kumanda altında bulunuyorlardı. 18 mart günü denizde mağlub olan Müttefikin donanması İngiliz Amiralı de Robeck'in kumandasında idi. 26 nisandan tahliyeye kadar vaki olan kara muharebelerinin hepsinde mağlub olan Müttefikin ordusunu, İngiliz Generali İan Hamilton sevk ve idare ediyordu. İngiliz ve Fransız Harb Tarihleri, bu mağlubiyetlere, birçok sebebler göstermişlerse de, kumanda birliği noksanından hiç bahsetmemişlerdir. Çünkü, dediğim gibi, kumandada vahdet vardı. Deniz kuvvetlerini bir generalin veya kara kuvvetlerini bir amiralın kumandasına vermekte hiçbir fayda yoktu. Filvaki, Önceleri yalnız deniz kuvvetile Boğazı zorhyabileceklerine iman etmişlerdi. Onun için ordunun iştiraki olmadan yalnız donanma ile harbettiler. Denizde mağlub olunca ordu ve donanma ile müşterek taarruza karar verdiler. Bundan sonra, denizden ve karadan ayni zamanda yaptıklan hareketlerin hepsinde, donanma, ordunun bütün istediklerini tabiî yapabileceklerini kâmilen ve mükemmelen yaptı. Harb gemileri Kocaçimen tepesine tırmanacak değillerdi ya!... General Debeney, Çanakkale seferinde uğradrkları mağlubiyetlerin sebeblerini bilmiyor, yahud da bilmez görünüyor. Biz, kendisine öğretiverelim. Bu sebeb ler, şunlardır: Karşılanna Atatürk gibi dâhi bir Türk kumandanının çıkması, Türkün ancak mucize ile ifade edilebilecek bir kahramanlıkla dövüşerek karşısındaki maddeyi de, ruhu da yenmesi... Onu niçin Debeney'in «1915 te, büiün kuvvetler, tek elden sevk ve idare edilmiş olsalardı Çanakkale seferi başka bir netice vermez miydi?» sözüne şu cevabı veriyoruz: Hayır mon General! Çünkü, kuvvetleriniz, zaten tek elden sevk ve idare edilmişti. Bu cuma selâmlıklan niçin yapılırdı, neye yarardı, bununla saltanata nasıl bir taze renk ilâvesi düşünülürdü? Evvelce, tarihin satvet demlerine belki yaraşan bu rasimeye devam etmek Hilâfet için bir muktaza mıydı? Bu sualleri kendi ken dilerine irad edenler vardı elbette, fakat hep onlan içlerinde saklarlardı. Cuma gelince bu, bana, işlerin bir tevakkuf günü, bir istirahat zamanı lezze " tini getirmekten pek uzaktı; bu, daha ziyade bir soyunmak, giyinmek, tekrar so yunup tekrar giyinmek, daha sonra Hünkânn alaydan ve namazdan kurtulunca mutlaka bir hususî seyran maksadile t e r tib edilen gidişinde saatlerle esir olmak demekti. Selâmlık resimlerinde yarım saat, bir saat kadar süren bir müddet vardı ki o esnada Hünkâr bendegânile Mahfili Hümayunda elbise değiştirip namaz kı larken, yahud selâmlıkta hazır bulun " muş olan vükelâdan birini iltıfat makamında huzuruna kabul ederken, mahfi lin ötetarafında maiyyete bırakılan oda" da geçirilirdi. Diğer yerlerde hâdiseler ve Emir Abdullahtn teklifi Kudüs 8 (A.A.) Hâdiseler ço ğalmaktadır. Dün atılan birkaç el silâhla bir Arab ölmüş ve bir çocuk yaralanmrçhr. Halk, Yahudi mahallesinde iki Araba hücum etmiştir. Bir bombanın vaktinden evvel patlaması, Hayfada 4 Arabın ölümüne sebeb olmuştur. Bütün memlekette polis, müdahaleye hazır bir ™~™n.n,nl,..mmlHlımil|ll||||in|||||||||||||l Belçika faşistleri faaliyete geçtiler Brüksel 8 (A.A) Leon Degrelle, kendi namına bir plebisist yaptırmak tasavvurunda olduğunu beyan etmiştir. Rexiste'lerin lideri dünkü beyanatmda, Rexiste'lerden Brüksel meb'usu Olivier'nin ve diğer bir takım meb'usla rın istifa edecekîerini ve bu su retle bir sürü kısmî intihabata yol a çacaklarını beyan etmiştir. Bizzat Degrelle de Belçikanm başlıca şehirlerinde ayni usule göre, birbirlerini müteakıb intihab edilmek üzere istifasını vere cektır. Bu suretle meclisin feshine doğru gidümek istenilmektedir. Ayni zamanda yeni intıhabatın parlamentoya mühim miktarda Rexiste meb'us göndermesini bekliyen memleketin heyecanmı artırmak arzu olunmaktadır. Siyasî meha fıl, hükumetin bu manevraları boşa çıkarmasını beklemektedir. Hükumet, şımdiden, parlamentoya bir lâyiha tevdı etmiştir. Bu lâyihaya göre: 1 İhtiyarî olarak münhal bırakıl mış olan meb'usluklar için kısmî inti habat yapılmıyacaktır. 2 Meclisi feshetmek hakkı, Krala aid olacaktır. Encümenler. bu lâyihayı kabul et mişlerdır. Meclis de hiç şüphesiz salı günü bu babda müzakerelerde bulunacaktır. Kısmî intihabat yapılması tak dirinde, üç hükumet partisi, bir tek namzed göstereceklerdir. Bulgaristanda Belediye seçimi Degrelle kendi namına Dağıtılan partiler elaltından menfi faaliyete geçti plebisist yaptırıyor Sofya 8 (A.A.) Bulgar Ajansı bildiriyor: Dahilî vaziyetin normal hale gelmesi üzerine milletin hükumet idamesine işti rakini temine matuf olarak Kral tara fmdan neşredilen 21 nisan tarihli karar name mucibince dün Pilevne ve StrazaTemenninin bir manası da yalvargora bölgelerinde yapılan belediye seçimi maktır. Türkçe konuşmalan için ememnuniyetle karşılamnıştır. kalliyetlerin önünde dize mi geleceDiğer bölgelerde seçim 28 marta kağiz? dar önümüzdeki pazar günleri yapıla PEYAMt SAFA caktır. tntihabatın ilk neticeleri Sofya 8 (A.A.) Bulgar Ajansı bildiriyor: Gora bölgelerinden gelen bütün ha berler, belediye seçiminin tam bir sükun içinde ve kat'iyyen hâdisesiz cereyan etriğini teyid etmektedir. Dağıtılan partilerin idareleri bu seçime şkndiki hüku met sistemi aleyhinde bir plebisit mahiyeri atfetmek istemişler ve seçicileri beyaz bültenle rey vermek suretile boykota teşvik etmislerdir. Muvakkat netice şu dur: Reylerin yüzde seksenini son defa kabul edilen kanuna göre namzedliklerini koymuş olan müstakil namzedler kazanmışhr ve yuzde yirmisi beyaz bültendir. Adis Ababadaki suikasd hâdisesi Dün Avam Kamarasında mühim münakaşalar oldu Şehinşahın yıldönümü Belçikada teessvn eden yeni bir parti Brüksel 8 (A.A.) Dün Flâman ka tolik halk partisi teessüs etmiştir. Şimdiye kadar Valon katoliklerile birlikte katolik birliğini yani Belçika katolik partisini teşkil etmekte olan Flâman katolikleri istiklâllerini ilân etmiş bulunuyorlar. Yeni partinaı başkanlığma senatodan Verbis seçilmiştir. Ankara 8 (Telefonla) Kardeş îranın büyük hükümdan Şehinşah Peh levinin cülus yıldönümleri münasebetile bu ayın onbeşinci pazartesi günü akşamı Iran sefaretinde bir suvare verilecektir. Sovyetlerle ticarî müzakereler Ankara yapılacak det evvel bugün de dildi. • 8 (Telefonla) Sovyetlerle ticaret anlaşması için bir müdbaşlamış olan müzakerelere îktısad Vekâletinde devam e Ankara 8 (Telefonla) Öğrendi ğime göre sanayi programmm kimya saRoma 8 (Hususî) Başvekil Mussoîini garbî Trablus sularında İtalyan do nayii üzerinde bazı mühim İngiliz fir nanmasmm yapacağı manevralarda ha malanndan mühim teklifler alınmıştır. zır bulunmak üzere yrın bir harb ge Ankara îmar müdürlüğünün misile Napoliden hareket edecektir. lâğvı Mussolini manevralardan sonra TrabAnkara 8 (A.A.) Ankara imar lusu ziyaret ederek teftişlerde bulunacaktır. müdürlüğünün lâğvile kadrosunun Ar*İtalyan Başvekili bilhassa Mısır hu kara Belediyesile Belediyeler imar he~ idudundan Tunus hududuna kadar ya yetine devrolunması hakkmda bir kapılan büyük askerî yolu teftiş edecek nun projesi hazırlanmaîctadır. tir. Proje mütalealan almmak üzere alâMussdlini beş gün sonra geceleyin kalı Vekâletlere gönderilecektir. Trablusta karaya çıkacaktır. Musolini bugün Trablusa gidiyor Kimya sanayiine dair teklifler Londra 8 (Hususî) Avam kamarasınm bugünkü celsesinde AdisAbaba da Mareşal Graziani'ye karşı yapılan suikasdden sonra cereyan eden hâdiseler hakkında mühim münakaşalar ya pılmıştır. Hariciye Nezareti Müsteşan Lord Crambon hükumet namına cevab ve rerek demiştir ki: « Suikasd teşebbüsünden sonra î talyan askerleri tenkil harekâtma başlamışlardır. Bu münasebetle bazı va him hâdiseler eereyan ettiği ve fazla miktarda adam öldürüldüğü haber a lınmıştır.> Yüzbaşı Fletcher Bu harekâtm tarif edılemiyecek şekilde barbarca ce reyan ettiği ve Kongo hâdiselerinden beri bu gibi fecayie tesadüf edilmediği doğru mudur? Lord Crambon Bazı şiddetli hare kât yapıldığı maaalesef tahakkuk et miştir. Arthur Henderson Suikasd teşeb büsünden sonra İtalyan askerlerinin başlarım kaybederek gayrimes'ul ha reketlerde bulundukları ve bu harekâtı kimsenin kontrol edemediği doğru mudur? Lord Crambon AdîsAbaba'nm bugünkü vaziyetine nazaran ,cereyan e den hâdiseler hakkmda mütemmim malumat almak imkânsız olmuştur. Herhalde suikasd teşebbüsünden sonra Bir gün Halil Paşa Bahriye Nazırı hakikî mahiyeti henüz anlaşılamıyan sonra duyulan azaba benzer bir taş ağırhâdiseler cereyan etmiştir. iken bu İngiliz amiralmın hizmetine nasıl lığı bulunurdu. Burada kimler bulunurdu? Zamanın 5ehreminile Evkaf Nazın, pek nadir olarak 5 € y r ı üli s 'âmile Sad rıazamı, daha sık Harbiye ve Bahriye Nazırlan... Şehreminleri oldukça kısa fasılalarla değişirdi: Hazım Beyle Tevfik Bey bu fırsatlarda en sevgi ile telâki olunan si ~ malardı. Evkaf Nazırlarından Hamade Paşa ile Hayri Bey her cuma, Şeyhül Alaylar, ya bayram, on beş ramazan, islâmlardan Musa Kâzım Efendi, Sad" Kadir gecesi için, yahud müstesna bir ve" nazamlardan Hüseyin Hılmi Paşa na sile ile yapılan büyük alaylardı, ve o za diren görülürdü. Şeyhülislâmla Sadnazam Hünkânn man Hünkârla beraber bütün alayı ter" arkasında mahfilde namaz kılarlarken kib eden anasır en büyük elbisei resmıyelerini lâbis ve bütün nişanlannı hâmil o" bizler elbisei resmiyeyi üzerimizden atar lurlardı; yahud her hafta tekerrür eden ve diğer odada kalanlarla ahvale, vuku" \e daha hafif kıyafetlerle ve teşekküllerle at ve hadisata dair hasbihale girişirdik. vukua gelen cuma selâmlıklanydı. Hamade Paşa zihninin içinde çalka Hünkâr bu muhteşem olmağa çalışan nan efkârla pek meşgul görünerek zaten alaylan şehrin muhtelif semtlerinde do zor söylediği türkçesini israftan sakınırdı. laştırmak için arasıra selâmlığın Fatihte, Onu Mısır evkaf teşkilâtına müşabih bir Beylerbeyinde, Ortaköyün Mecidiye ca" cereyan vermek için bizde evkaf işlerinı misinde, Sultanselimde, Bayezidde, tanzım vc tensik *tsin diy<» davet etmis " Eyyubde icrasını ister; o zaman alay rev Ierdi. Eğer müstakil bir hareket sahibi olnakından bir nebzesini sanki bir neşat tes saydı belki muvaffakiyet asan gösterebi" liyeti kabilinden pis sokaklann bozuk lecekti. Müddeti memuriyeti akamete kaldınmlarile köhne binalann mağmum müncer oldu. Evkaf işlerini düzeltmek iduvarlarına serpmeğe çalışarak, kendi çin ta Mısırdan örnek almağa bilinemez halile müstehzi bir tezad teşkil eden bu niçin lüzum görülmüştü. Biraz aklı selim, temaşadan mütelezziz ve tnünşerıh ol ~ biraz umrana ve intizama meftuniyet, maktan ziyade mütehayyir halkın arasm biraz da maliye meselelerine vukuf bu ıs~ dan ağır ağır geçerdi. Bu böyleydi, ya " lahatı yapmak için kifayet etmez miydi? hud ben böyle görürdüm ve içimde burNitekim Evkaf Nazırlıgına Hayri Bey kulan bir eza ile bunun bir an evvel t>it~ gecince ne Mısırdan, Ne Hindistandan, mesini beklerdim. ne de dünyanın herhangi uzak bir köşeHünkânn en sık selâmlık yaptığı ca sinden nümune intihabma ihtiyac görme" miler Dolmabahçe ile Beşiktaşın Sinan " den, yalnız doğru düşünüp doğru işliyen öyle paşa camileriydi; ve hiç uğramadığı ca~ muhakemesinin yardımile Evkafa bir salâh getirdi ki onun izi takib olunamiler de Süleymaniye, Yenicami, Va ~ lide camisi, hususile biraderinin Yıldız rak matlub olan neticeye yaklaşmak ttıtr malleri pek ziyade tahakkuk vadisine girdaki Hamidiye camisiydi. Bu sonuncuya miş oldu. niçin gitmezdi, bunu anlardım, diğerleri Bu mahfil odasında Lutfi Simavi ya fırsat düşmediği için, yahud mahfil " pürgu kesilir ve bir hafta içinde müşahe" lerı müsaid olmadığı için ihmal edılmış odelerinden birikmiş neleri varsa eline geIacaktı. Ne zaman mutad haricinde bir çirdiği bir samie onlan anlatarak derdi camiye gitmek arzu olunursa Evkafın bu derunünü boşaltırdı. Onu en ziyade saişlerle meşgul memurlan oraya üşüşür, camiye şöyle bir göz aülarak asıl mah bırla dinliyen Mahmud Muhtar Paşa ofili hümayunla müştemilâtı temizîenir, lurdu. Mahmud Muhtar benim çocuk " halılan, seccadeleri ve mefruşatı müm luk arkadaşım, onun da genclik dostuykün mertebe tecdid ve ıslah olunur, Hün du. Ben ona söylemek fırsatını bulmaz, kâra «buyursunlar!» denecek bir hale ge daha doğrusu bulmağa ihtiyac hissetmez" tirilirdi. Fakat ne yapılırsa yapılsın o gü" dim. Fakat Lutfi Simavinin daima anlazel, ve bir şehir için başlıbaşma muhte tacak şeyleri olurdu. O, dinlerken anlar şem bir servet olan abidelerin kararmış mıydı, söyleneni ihata etmek için dikkate tişen çatlak duvarları, ot bürümüş çah lüzum görür müydü, bilmiyorum. Fakat cepheleri, aralannda yabani incirler ye~ dostunu memnun etmek için güzel göz ~ lan, insanlardan merhamet dilenen ağ " lerinde tatlı bir tebessümle susardı. Lutfi Iar edalan gözlerden gizlenemez, ve bu Simaviye başlıca derd olan Amiral alayları müteakıb oralardan aynhrken Gamble'in hizmetine nihayet verilmiş ol" yüreklerde acıklı bir cenaze defninden masıydı. I Yunan Kralı Venizelosun mezarını ziyaret etti Atina 8 (Hususî) Dün sabahtanberi Giridde bulunan Kralla Başvekil Me | taksas kimseye haber vermeden Venizelosun mezarını ve oraya dikilen hürriyet abidesini ziyaret etmislerdir. Kralla Başvekil bugün otomobillerle Venizelosun doğduğu Muries köyüne gidip gelmişlerdir. nihayet verdiğini anlatmış ve bizleri hay~' rette, Lutfi Simaviyi de ciddî bir tees sürde bırakmıştı. Bütün bahriyenin genc anasın tara m\ fmdan takdir edilen bu amiral az zaman' içinde Türk donanmasına bir manevra yaptırabilmiş ve bütün İstanbul halkile beraber «Ertuğrul» Yauchtile ve he men bütün hanedan erkânı da beraberinde olduğu halde bu gösteride hazır bu" lunan Hünkârı ve maiyyetini pek iyi in' tıbalar altında bırakmıştı. Kısa bir zamanda böyle bir muvaffa" kiyet gösteren bu zatın vazifesinde de " vamı istikbal için bir müjde hükmündeyken ondan tam istifade edilecek bir za manda hizmetine hatime çekilmesi elbette bir sebebe müstnid olacaktı ki bunu an " lıyamamıştık. Yahud anladık ta anladı ğımızda ısrarla tevakkuf etmedik. Artvinin anavatana kavuşması yıldönümü Artvin 8 (A.A.) Artvinin anavatana kavuşmasınm 16 ncı yıldönümü olan 7 mart dün şehrimizde parlak bir surette kutlulandı. Şehir baştanbaşa donahlmış, her taraf tenvir edilmişti. Bu sevincli günü kutlulamak için kazalardan ve yakın kÖylerden birçok halk gelmişti. Vatan vapuru bir kaza yaptı Yu Anamur 8 (Hususî muhabirimiz den) Vatan vapuru limanımızdan aynlırken pervanesi yanmdan aynlmakta olan yüklü mavnaya çarparak batırdı. Suya düşenler kurtanldı. Tüccar mal lanndan kurtulan var. Zayiat iki bin li Paris 8 (Hususî) Paris Borsasmın bugünkü kapanış fiatları şunlardır: Balkan Antantı Ekonomik Londra 105,02, Nevyork 21,94, Berlin kongresi 890, Brüksel 370,12 1/2, Amsterdam Atina 8 (A.A.) Balkan Antantı 1199,76, Roma 115,45, Lizbon 90,25, CeEkonomik konseyi 18 martta Atinada nevre 491,50, bakır 75,77, kalay 269,12,6, içtima edecektir. altın 142,07, gümüş 20,13,16. " PARİS BORSASI Halid Ziya UŞAKLIG1L
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle