23 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 25 Mart 1937 Hunr Tarihl tefrika : 68 Yazan : M. Turhan Tan (Tercüme ve iktibas edilemez) [ Şehir ve Memleket Haberleri ) Siyasî icmal 850 bin liralık bir dava Muamele vergisi Sütçüler inekçilerle Maliye ve Iktısad Vekâ uyuşmak istiyor • Japonya Sovyetler ançuri fatihi General Hayaşî, yeni kabineyi teşkil ettikten sonra haricî işlerden ve herşeyden evvel askerî ve dahilî işleri yoluna koymak istediğinden Hariciye Nezaretini kendi elinde alıkoymuştu. Japonyanm en maruf generallerinden biri olduğu halde hiçbir zümre ve partiye mensub olmayıp daima bitaraf ve müstakil hareket etti < ğinden, asker ve sivil her smıf üzerinde, büyük nüfuz kazanan yeni Japon Başvekili, sermayedarlarla büyük sanayi ve ticaret erbabını, yeni bütçede, müdafaa ile alâkadar olmıyan masraflan kırpmak suretile mernnun etmiştir. Basvekil, Japon politikası üzerinde, her zaman nüfuz ve söz sahibi olan ordu ve donanma erkânını da, müdafaa bütçelerine aid fevkalâde büyük tahsisata dokunmamak suretile tatmin etmiştir. Bu suretle Hirota kabinesinin düşmesine sebeb olan bütçe meselesini muvaffakiyetle anlatmıştır. Ordunun belkemiği olan köylü sınıfmı sıkıntıdan kurtarmak için as • • kerî zümrenin ayak dirediği içtimaî ısla hata aid kanunlar dahi memleketin ikbsadî nizam ve intizamını bozmıyacak bir şekilde hazırlanmrştır. Uçüncü mühim iş te ordunun politika ile uğraşmamasım temindir. Yeni BaşvekiJ, askerlerin politika ile meşgul olmasını menedecek cezrî tedbirler almıştır. Japonyanın içtimaî ve iktısadî bünyesini sağlamlaştıracak ve müdafaa kuvvetlerinin hem silâh, hem de manevî cihetten kudretini artıracak olan bu tedbirler ilerledıkten sonra, yeni kabine haricî politikaya ehemmiyet vermeğe başlamıştır. İlk iş olarak Hariciye Nezaretinin başına meslekten yetişmiş muktedir bir diplomat olan eski Paris büyük elçisi Sato getirilmiştir. Japon haricî politikasının en mühim meselesi Japonyanm Sov yetlerle olan münasebettardır; ikincisi Çinle, uçüncüsü de Japonyanm kendisi nin eski müttefiki İngiliz İmparatorlu ğile olan münasebatıdır. Sato, bidayette So\yetlere karşı mü Iâyim bir lisan kullandı. Sovyetlerle uzun müddet harb çıkamıyacağını söyledi. Moskova hükumetinin üçüncü komünist enternasyonalile alâkasını kestiği takdirde, Japonya Sovyet münasebatlarınm mes'ud bir inkişafa mazhar olacağını bile kaydetri. Bu sözleri Uzakşarktaki iki büyük devletin arası iyileşeceğine alâmet sayan sulh muhibleri sevindiler. Bunu Japon parlamentosunda böyle anlıyanlar çok olduğunJan birçok sualler soruldu. Aradaki münasebatm iyileşmesi için en büyük zamân Sovyetlerin birçok defa teklif ettikleri ademi tecavüz misa kıdır. Bu misakın akdine Japonyanm razı olup olmıyacağı da bu arad~ sorulmuştur. Lâkin Sato'nun verdiği cevab buna imkân olmadığına şüphe bırakmadı. Mumaileyh Mançuri hududlan Japonyanm arzusuna uygun ve kat'î olarak tesbit edilmedikçe Japonyanm, Sovyetlerle a • demi tecavüz misakı akdetmesi gayri mümkün olduğunu açıkça söyledi. Man çuri ile Siberya arasmda, uzunluğu 4300 kilometro tutan hudud, iki yüz senedenberi halledılemiyen bir meseledir. Bu hududlar hakkında Maiçurinin eski sahibi Çinle Çarlık Rusyası arasında ilk defa 1689 senesinde bir muahede yapılmıştı. O zamandanberi on bir muahede daha akdedilmiştir. Bunlann en yenisi Mançurinin eski diktatörile Sovyetler Birliği arasında 1924 senesinde Mukden'de imzalanmıştı. ' İbrahimin Seraskerlik menşuru Bu menşur, haremden aldığı talimata uyarak Sadrıazam İbrahim Paşanın aleyhinde çalışan Hırvat Rüstemi bile korkutmuştu! Bu hâdise, onun kafasmda doğup dağılan ikinci bulut oldu. İbrahimin haddini aşmıya başladığım anlıyor ve evvelce Eflak meselelerinde olduğu gibi şimdi de Macar işlerinde kendi keyfinc gö re hareket ettiğini görüyordu. Bununla beraber ona, küçük bir sitemde bulun madı, eskisi gibi itimadda devam etti. Hatta Mohaç seferi üzerinden üç yıla yakm bir zaman geçip te Macaristan işlerine burun sokan Şarl Kene ders verilmek üzere yeni bfr sefer açılırken yepyeni bir teveccüh nişanesi gösterdi. OsmanJı tarihinde yegâne kalan bir uslubla yazılı muhteşem bir menşur göndererek bütün memleketin ve ordulann idaresi ' ni Serasker unvanile kendisine verdi. Bizzat Padişahm gözü önünde nişancı ve tarihçi Celâlzade tarafmdan kaleme alınan bu menşurda bütün vezirlerin, kazaskerlerin, âlimlerin, kadılarm, seyyidlerin, şeyhlerin, beylerin, ağalann, müteferrikalann, bölük kâhyalannm, kapu tullannın, su ve çeri başılannın ve hulâsa Osmanlı üîkesinde oturan büyük, küçük; 2engin, fakir herkesin îbrahim Paşayı Veziriâzam ve Serasker bilerek kendi sıne saygı göstermeleri, onun ağzmdan çıkaeak her sözün Padişah emri, Padişah fermanı gibi muhterem tutulması ihtar olunduktan sonra Seraskerin muhzırlikten vezirliğe kadar her hizmeti, her rütbeyi Padişaha danışmadan dilediğine tevcih edebileceği ve gene vezirden muhzıre kadar herhangi bir suçluyu Padişaha sormaksızın idam etmek salâhiyetini taşıdığı ilân ediliyordu. (1) Bu menşur, haremden aldığı talimata uyarak İbrahim Paşa aleyhinde çalış mıya koyulan Hırvat Rüstemi bile korkutmuştu. Fakat Hurrem, Öliimü yak laşan kanncanm kanadlanacağını hatırlatarak damadlığına namzed adamı yeni baştan şevke getirdi. Sadnazamm adım adım tarassud olunmasını gene temin etti. Artık mukadderat yürüyecekti ve mu kadderatın ipi Hurremin elinde bulunu yordu. Hünkâr, bütün bu hâdiseler sırasında en büyük hazzı aşkta aramış ve aşkta •bulmuştu. İbrahimin sarayında Lüi Grittı de hazır olduğu halde yapılan işretler, çalınan sazlar ve kendi sarayında gene İbrahim ile başbaşa geçen şen dak.ka lar onun kalbini Hurremden ayırmadı, ayıramadı. Gene Venediklinin kiiari, Sadnazamın kemanı kıvraktı. Şarabm keyfi, sakinin zarafetile, şuhluğile mütenasibdi. Fakat Hünkâr, en oynak bir nağmeyi dinlerken Hurremin kehkeşanlan imrendiren billuri kıvnnışlannı hatırlıyarak içini çekmekten geri kalmıyordu ve bol bol içtiği şarabm her katresinde gene Hurremin dudaklanndan aldığı sekri anyordu. Onun için istiye istiye, iştiyak göstere göstere gittiği o meclisler den Hurremin tahassürüne sarılarak av nlrrdı ve beynini saran dumanlardan o nun nefsine benliğini vererek ayrılırdı. Bununla beraber sefere çıkmayı kabul etmekte tereddüd etmedi. Çünkü ocakhnm, hayli uzun süren oturuştan sinirlenip gene homaırdanacaklannı biliyordu. Orduyu harbe yollayıp ta Hurremin yanında kalmak ise kendini korkaklık töhmeti altına düşüreceğinden işine gelmi yordu. Bu sebeble bir hicran devresine daha tahammülü göze aldı. Şimdi vazife ile zevk, elele yürüyerek onu harekete geçirmiş ve aşk, geride kalnuş oluyordu. Lüi Gritti de beraberdi. Konak yerle rinde kitarini omuzlayıp hümayun ota ğa gelecekti, aşkmı düşünen Hünkârı kıvrak nağmelerile zevkin kucağına sü rükliyecekti. îbrahim, bu yeni sefer münasebetile de hulyalannı gerçekleştirecek adımlar attığmı sanıp için için seviniyordu. O güne kadar Sadnazamların önünde dört sancak çekilirken kendisine yedi sancak çektirmek müsaadesi verilmişti. İkisi kırmızı, ikisi çizgili, üçü de, yeşil ve san olan bu bayraklar, yedi seyyareye işa retti ve İbrahim, o seyyareler arasında güneşi temsil ediyordu. Gene o, kendi alayının önünde altı tuğ bulunduruyordu. Padişahın tuğları ise ancak yedi taneydi. Şu halde vezir ile tacidarı derece ve mertebe bakımından idraki ancak gözlerinde yaşıyanlar için ayırd eden tek bir tuğ olup bu farkı gidermek te İbrahimin düşüncesine göre bir fırsat ve bir zaman meselesiydi. çeri ve Sipahi ağalanna şahane hediye ler dağıttığı gibi ocaklıya da bol bah şişler verdi. Padişah, o sırada kesesinin ağzını kapah tutuyordu, cömerd davranmak için harbin somınu bekliyordu. Hurrem, ölüme mahkum ettiği vezirin takındığı hümayun vaziyeti uzaktan tarassud ettiği gibi dağıttığı bahşişleri de haber almtştL Kocasının içine kurd dü şürmek için bu hâdiseden de istifade etmek istedi, veda sırasında dudaklarını Hünkânn kulağına yanaştırdı: Hazine, Trakya Şeker şir letleri arasında muta Fakat inekçiler Ticaret bakat hasıl oldu ketini mahkemeye verdi Odasına müracaat ettiler Muamele vergisi kanununda yapılacak Dün ikinci ticaret mahkemesinde 850 bin liralık bir davaya bakılmıştır. Da vacı olan hazine, mefsuh Trakya şeker şirketinden resim ve avans parası olarak sekiz yüz elli bin lira dava etmektedir. Muhakemenin dünkü ilk celsesinde Hazineyi, avukat Rifat Ahmed ve Beraet Zeki, şirketi de İsmail İsa, Şevket ve Mehmed Ali temsil etmişlerdir. tadilât hakkındaki tetkikler tamamlanmış gibidir. Bu hususta îktısad ve Maliye Vekâletleri arasında mutabakat hasıl olmuştur. Öğrendiğimize göre, ham maddesini kâmilen haricden tedarik eden sanayi, muamele vergisini bir defaya mahsus olmak üzere ham maddeyi gümrükten geçirirken verecektir. Kauççuk sanayiinin ham kauççuğundan, çikolata sanayiinin kakaosundan ve kimya sanayiinin ham maddelerile daha bazı sanayiin ham maddelerinden bu şekilde muamele vergisi almacaktır. Ham maddesini tamamen dahilden veya kısmen haricden veya kısmen dahil den tedarik eden fabrikalar muamele vergilerini şimdiki şekilde fabrikalardan mamul mal çıkarken vereceklerdir. İktısad Vekâletinin ham maddeleri bilcümle vergi ve rüsumdan muaf tutmak için bir proje hazırladığı yazılmıştı. lk tısad Vekâleti bunu sırf bir etüd mahi yetinde olarak yapmış ve muhtemel ne ticeleri tesbit etmiştir. Süt fiatlarmm tesbiti yüzünden süt müstahsillerile mutavassıt sütçüler ara smda çıkan ihtilâf son günlerde gene a * levlenmiştir. Bu yüzden birkaç günden beri süt müstahsilleri mutavassıt sütçülere süt vermemekte ve sütlerini kendi elemanlan vasıtasile sattırmaktadırlar. Buna sebeb de mutavassıt sütçülerin müstahsilden ucuzca aldıklan sütü aşağı yukan yüzde yüz kârla halka satmak istemele ridir. Bilhassa kaymakaltı ve kremaltı satıcılan, içinden yağı süzülmüş sütleri «halis süt» diye ötede beride satmakta ve sütün saf olmadığı hakkındaki şikâyetler üzerine de: «Ne yapalım, kabahat inekçide, asıl süt sahibinde!» demektedirler. Bundan müteessir olan inekçiler iki gündenberi şehrin muhtelif semtlerinde ve bilhassa Beyoğlu cihetinde sütleri bizzat dağrtmaktadırlar. Dün bu vaziyeti münakaşa için top lanan Sütçüler cemiyeti heyeti idare azasından salâhiyettar bir zat bir arkadaşımıza şunlan söylemiştir: « Süt müstahsillerile mutavassıt sütçüler arasında tesanüdü ihlâl edecek esaslı bir ihtilâf yoktur. Ancak kış mevsimile ilkbahar arasındaki maliyet farkı yüzünden bazı müstahsiller mırtavassrf sütçülerle uyuşamamaktadırlar. Maamafih iki tarafın hüsnüniyetile bu ihtilâf, iki üç $ün zarfında itilâfla netkelenebile cektîr, kanaatindeyiz.» Diğer taraftan bozuk süt satışlan ile mücadeleye taraftar olan süt müstahsilleri Ticaret Odasma müracaat ederek mutavassıt sütçülerin kremaltı ve kaymakaltı sütlerinde yaptıklan yolsuzlukları tebarüz ettiren bir istida vermişlerdir. Ticaret Odası meseleyi alâkadar Belediye makamatma da bildirerek beraberce bir karar ittihazı hakkında teşebbüslerde bulunmuştur. Hazine vekili, davasını anlattıktan sonra şirket avukatı, hesablannda, ma lıyeye borçlu çıkmadıklan için tasBye sırasında tebligat yapmadıklarını fakat buna rağmen alacakhlara yapıllan umumî tebligattan sonra kanunî müddet geçtiğı halde Hazinenin müracaat etmemiş ol ması dolayısile talebin müruru zamana Sırası değil amma aslanım, dedi, uğramış olduğunu söylemiştir. Hatke sultanın bir niyazı var. Hazine avukatı, bunun bir vergi borPadişah, miğferli başmı dikti, kaşîan cu olmadığım mukaveleye müstenid bir nı çatn: alacak olduğunu Hazineye ihbar yapıî Neye kocasına söylemez de beni, madığını, tasfiyenin devam etmekte ol duğunu ve müruru zamanm cereyan et seni rahatsız eder bu kadm? miyeceğini söylemiş ve mahkemenin 1936 Kocası için bir dilek te ondan. Tuhaf şey. ibrahimin de dileği senesinde 604 numaralı bir kararla bu olur mu imiş. Her meramma müsaade şekilde bulunan bir dava hakkında mürurü zamanın cereyan etmiyeceği hak ertik, her niyazını yerine getirdik. kmda karan bulunduğu bunun bir emHurreın gülümsedi: sal teşkil edeceğini beyan etmiştir. Kul cinsi buldukça bunar, ondukça Şirket avukatı, maliye avukatının umar, vezir kulun da haslannı azınsıyormuş. Harice Sultan açık söylemedi am «bu bir vergi borcu değildir. Mukaveleye tna ben öyle sezinsedim. Hazır sefere müstenid bir alacaktır» sözünü ele ala çıkıyorsunuz. Mübarek hatınnızda kal rak kendılerinin de bu noktanm tavaz s:n da zavallmm dirliğini artınn, gönlünü zuhunu istediklerini söylemiş ve müruru zamanda ısrar ederek bu noktadan ce hoş edin. vab verebilmek için mühlet istemiştir Yapamam Hurrem, bunu yapa mam. İbrahime verdiğim para yeter. He Muhakeme 28 nisana talik edilmistir. sabını bilsin, sıkınb çekmesin. Ne olsa bir vezir, üstelik dama dıımz, ele güne karşı cömerd görünmek ister. Duydunuz ya, daha dün Davud paşada yüklerle akçe dağıtü. Dağıtmasm, ayağını yorganına göre uzatsın. Ve bu mevzu üzerinde daha fazla durmayı istemiyormuş gibi yüzünü ekşitti, sonra gülümsedi, fettan karısmı ku cakladı, saraydan aynldı. (2) (Arkast var) Seyrüsefer kanunu Kazaya uğrıyan yolculara tazminat verilecek Büyük Millet Meclisine verilmiş olan seyrüsefer kanununun yakmda müzake resine başlanacakhr. Yeni seyrüsefer kanunu üç mühim esası ihtiva etmektedir. Esaslardan biri, seyrüsefer işlerile alâ kadar olanları tesbit ve tayin etmekte dir. İkincisi her şehirde vilâyet hududlarına kadar olan seyrüsefer işlerini murakabe ve idare etmek üzere bir komisyon bulunmasını âmirdir. Uçüncüsü de her otomobil veya otobüs sahibinin, arabasında bulunan yolcularm herhangi bir kazaya maruz kaldıkları anda onlara tazminat verilebilecek şekilde şahsı salis namına sigorta ettirmesini temin edecektir. Bu esaslar, ayni zamanda her istiyenin otomobil veya otobüs işletmesine meydam vermiyeceği gibi şehirlerdeki seyrüseferi murakabe komisyonlan da birçok kazalann vukubulduğu Belediye hududlan haricinde seyrüsefer işlerini de tanzim etrr.iş olacaktır. MÜTEFERRtK Küçük tasarruf erbabına gösterilecek kolayhk Küçük tasarruf erbabmın paralarmın daha fazla gelir getirir bir şekilde kullanılması için Borsa acentalan birliğinin bazı tasavvurları olduğunu yazmıştık. Bu yazımızın bazı mehafilde yanlış anlaşıldığmı görüyoruz. Acentalar Birliği, küçük tasarruf erbabına millî esham ve tahvillerimizi tanıtmak, temin ettiği gelirler hakkında tenvir etmek ve bu tahvillere alâka göstermelerinin kendi menfaatleri iktizası olduğunu anlatmak gayesile hareket etmektedir. Bunun için de propagandalar yapılması, alım satımda bazı kolaylıklar gösterilmesi için teşebbüsler yapılması düşünülmektedir. 16 nisanda yapılacak birlik kongresinde bu husus etrafile görü^ülecektir. Gayrimübadiller Ankaraya bir murahhas gönderdiler Gayrimübadiller, hükumet nezdinde yeniden teşebbüslerde bulunmağa karar vermişler ve Ankaraya bir murahhas göndermişlerdir. Gayrimübadillerin şikâyetleri hulâsa olarak şunlardır: Gayrimübadiller komisyonu tasfiye işlerinde matlub sürati gösterememektedir. Işe başlıyalı üç seneyi geçtiği halde daha mevcud dosyalarm dörtte bıri tasfiye edilmemiştir. Bütün işlerin bitmesi için daha beş altı seneye ihtiyac vardır. Bu vaziyette komisyon Gayrimübadillere bir milyon liradan fazlaya mal olacaktır. Halbuki mevcud alacak on milyon lirayı tutmamaktadır. Satışa çıkarılan emlâke kıymet takdirinde isabet yoktur. Bu sebeble müzayedeler fazla alâkadar celbedememekte, bu halde bonolann düşmesine sebeb olmaktadır. Bu vaziyete göre bu komisyona ihtiyac yoktur. İşlerin eskisi gibi ya Ziraat Bankasma, yahut mümasil bir teşkilâta devredilerek şu masraf ve bozukluğun ortadan kaldırılması lâzımdır. (1) Feridun Münşeatı. C: 1. S: 482. (2) «Celâlzade Nişancı Mustafa Bey nakleder ki: «Bir gün divan dağıldıktan sonra Padişah beni çağırdı, «Hamdolsun. Memleketimiz vus'at buldu, isler çoğaldı, her yere kendımiz gitmek münasib değüdir. İbrahim Paşa Serasker olmak uzere bir berat musveddesi yap» diye emretti. O gece yazıp ertesi gunü huzurlarında okudum, «rtıakul» buyurdu. Gayet mükellef yazılıp tuğralandıktan sonra huzura teslim olundu. Hedaya ile birlıkte Yeniçeri Ağasına verilip gönderildi. îbrahim Paşa beratta hâs tayin olunan otuz kere yüz bin (üç milyon) akçeyi azıksanarak «Fatih Suitan Mehmed, kendi Veziriazamı Mehmed Paşaya krrk kere yüz bin vermiştir. Bu kulunuza dahi öylece verilse> deyince Sultan Süleyman «Onlar Kostantiniye (İstanbul) fethine muvaffak olmuşJardır. Daha ziyade ihsan buyursalar caizdi» buyurmuşlar. Ibrahim Paşa: «Budin de kadimdenbarl payitaiıttır. Istanbula tercih olunmasa bile ondan aşagı de|ildir> zemininde cevab verecek olmuşsa da Sultan Süleyman: «İstanbul hâlâ payitahtımızdır. Baska şehirlere nasıl kıyas olunur0 Hususile bizim onlara benzemeğe çalışmalk ne haddimiz?» sözlerüe bahsi kapamıştır. Peçevîden telhisC: 1S: 129. ŞEHİR lŞLERt Belediye Turizm müdürlüğü Yataklıvagonlar idaresi memurlarmdan Semuh Yesari, açık olan Belediye Turizm şubesi müdür vekâletine tayin edilmiştir. Anadolu Demiryolları obligasyonları Anadolu Demiryolu obligasyonları, aksiyon ve mümessil senedlerile Haydarpaşa Limanı şirketi obligasyon ve mümessil senedlerinin hükumetle şirket mümessüleri arasında hasıl olan son anlaşma mucibince Ergani ve Sıvas Erzurum tahvillerüe değıştirilmesine dünden itibaren başlanmıştır. Bu muamele amortisman sandığı hesabma Merkez Bankası tarafmdan yapılmaktadır. Florya plâjmda yeni inşaat Deniz mevsimi yaklaştığı için Floryada yeniden birçok tesisat vücude getirilecektir. Evvelki gün Belediye tarafmdan 10 bin liralık bir iş ihale edildiği gibi bir iki güne kadar altı bin liralık ikinci bir iş daha ihale olunacaktır. Bu suretle Florya plâjınm bütün noksanlarınm yavaş yavaş tamamlanmasma çalısılmaktadır. Sanayi federasyonu kanun projesi tktısad odaları teşkili ve sanayi federasyonlan kurmak için ayn ayrı hazırlanan kanun lâyihalarının Meclisin bu devresine yetiştirilmesine çalışümaktadır. Bu iki kanun Meclisten birlikte çıkacaktır. DENİZ İŞLERİ Fenerlere kıymet konuyor Fenerler idaresinin sahillerimizde mevcud 120 kadar fenerinden şimdiye kadar bir kısmı Tahlisiye idaresi tarafından devir almmıştı. Geri kalanları da satış mukavelesi imzalandıktan sonra bu idareye devredilecektir. Şimdiki halde. mütehassıs bir heyet Fenerler idaresine aid tesisatın takdiri kıymetile meşgul olmaktadır. Izmirdeki toprak bayramı îmralı adasında yapılacak asrî hapisane Bursa Müddedumumisi Cemil şehrimize gelmiştir. İmralı adasında Eylul limanı denilen mahalde kurulacak olan asrî hapisane için malzeme mubayaa edecek, bu meyanda Büyükdere fıdanlığmdan altı bin fidan satın alacaktır. Kava tehlikesi hakkında bir konferans verildi Bu sene Trakyada kurulacak panayırlar Trakyanın muhtelif şehirlerinde bu sene aşağıdaki tarihlerde birçok panayır kurulacaktır: 2 nisanda Lüleburgazda, 8 nisanda Hayreboluda, 1 mayısta Uzunköprüde, 5 mayısta Edirne, Sarayiçinde, 20 mayısta Pınarhisarda, 26 mayısta Kırklareli, Karaumurda ve Ayvacıkta. 4 haziranda Biga Çanpazarında, 8 haziranda Biga merkezinde ve Çorluda, 12 ağustosta Babaeskide ve Lüleburgazda, 22 ağustosta Lâpseki, Çardakta. 24 ağustosta Vizede. 31 ağustosta Sarayda, 2 eylulde Çanakkale Çmarlıda, 7 eylulde Çerkesköyde, 8 eylulde Keşan, Sebzeı^zarında, 13 eylulde Uzunköprüde, 15 eylulde Hayreboluda, 16 eylulde Kırklarelinde, 18 eylulde Pehlivan köyünde, 21 eylulde Malkarada. 25 eylulde Çorluda, 5 birinciteşrinde Tekirdağmda, 8 ikinciteşrinde Pınarhisarda. 19 ağustosta Lüleburgazda, 6 eylulde Edirnede, 26 eylulde Çorluda da sergiler açılacaktır. İzmir (Hususî) Köy kanununun tatbikınm yıldönümüne tesadüfü dolayısile Bornova Ziraat mektebinde köyler ve toprak bayramı müştereken kutlulanmıştır. Bayramda, köylerden gelen büyük bir kalabalık vardı. Tertib edilen çaya bin beş yüz köylü davet edilmişti. Kız Muallim mektebi müdürü Mustafa Rahmi Balabanla Ziraat mektebi müdürü Hilmi tarafmdan birer nutuk irad edilmiş, münevverler, ziraatçiler ve köylüler arasında samimî hasbihaller yapılmıştır. Bunu takiben mekteb talebesi ve köylü tarafmdan millî rakıslar yapılmıştır. Haris vezir, gönül kazanmak polit.ka Bayramda Valımiz Fazlı Güleçle kusmı gütmeği de ihmal etmiyordu. Davud mandanlar ve şehrin ileri gelenleri hapaşa karargâhında bütün vezirlere, Yeni zır bulunmuşlardır. Gayrimübadiller, ayrıca, Adana ve tzmirde bulunan emlâkin teraküm etmiş olan varidatmm kendilerine nakid olarak tevzi edilmesini ve Zonguldakta firarilere aid 1,200,000 liralık kömür madeninin de Gayrimübadillere de\Tİni istemektedir. Yakmda, Gayrimübadiller kongre haFakat bu muahedelerle hudud bir türlinde toplanarak bu işleri görü§ecek lü tesbit edilememişti. Hududun 700 kilerdir. lometrosu karadadır. Bu kadar uzun hudud üzerinde ancak 43 işaret konulmuş tur. Bunlardan çoğunun yerleri Çarlık Rusyası tarafmdan değiştirilmiş ve bir haylisinin izi bile kalmamıştır. Nehirlere tesadüf eden hudud üzerindeki binlerce adanin ve deltanın kime aid olduğu malum değildir. Münazaalı olan yerlerin çoğu sevkulceyş bakımından çok ehemmiyetlidir. Belli olmıyan bu hududlann Japonyanm dileklerine uygun olarak yeniden tesbit edilmesi Siberyanın ve Dış Moğolistanın sevkulceyş anahtarlannm Japonyaya teslimi demektir. Sovyetler ise böyle birşeye razı olacak değildirler. Binaenaleyh Japonya ile Sovyetler arasındaki zıddiyet ve gerginlik devam edecek ve yakm bir zamanda bir harbe müncer olacaktır. Maharrem Fevzi TOCAY Cumhuriyet Konferans ve dinleyicüeri Nüshası 5 kuruştur. Hariç için 2700 Kr. 1450 • 800 » Yoktur Halkı hava tehlikesinden korumağa hazırlamak için tertib edilen konferanslarm birincisi, dün, İstanbul erkek lise sinde tayyareci Şakir Hazım Ergökmen tarafmdan ilkmekteb muallimlerine ve rilmiştir. Hatib, hava tehlikesinin önüne geçilmek için alınması lâzım gelen tedbirlerden ve halkm her an bir hava baskınma maruz kalacakmış kanaatile hazırlıkh bulunmasından bahsederek ilk • mekteb muallimlerine düşen vezaifi ka • yid ve tesbit etmiştir. Abone şeraiti ( TOrkiye için Senelik Altı aylık Üç aylık Bir aylık 1400 Kr. 750 > 400 > 150 »
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle