27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 1 Mart 1937 [ Şehlr ve Memleket Haberleri ) Tarihî tefrika : 44 Yazan : M. Turhan Tan (Tercüme ve iktibas edilemez) Siyasî icmal Fransadaki dahilî mücadele ransada, son umumî intihabda, halk cephesi namı altmda birleşerek hem intihabda ekseriyett kazanan, hem de geçen kânunusanidenberi hükumetin başında bulunan sosya listler, radikaller ve komünistlerden mürekkeb grupun takib edeceği haricî ve dahilî politika, o vakit memleketin içinde ve dışında derin endişe ve alâka ile bek* leniyordu. Fransanm haricî politikasmda, solların hükumeti ellerinde tutmalanndaa dolayı büyük bir değişiklik olmadı. Çünkü Fransa bir taraftan siyasî ve askerî emniyeti ve malî ihtiyacı dolayısile iyice bağlanmış bulunduğu İngiltere * nin politikasmdan aynlmak istememiş; sosyalistlerin ve bahusus komünistlerin, Sovyetlerle açık bir surette beraber yü rüyerek faşist ve mutlak otorite esasma dayanan devletlere karşı hasmane vaziyet almması arzulanna kendisini kaptır •* mamıştır. Onun için Fransadaki sol ce « nah partileri hükumetinin haricî politikası beynelmilel vaziyette büyük sarsıntı lar yapmamışhr. Ayni zamanda Fransadaki sağ partiler bile Blum kabinesinin haricî politikasına o kadar itiraz ve muhalefet göstermemişlerdir. Fakat Blum kabinesinin içtimaî, ikh sadî ve malî politikalan Fransadaki sağ partileri ve alelumum sermaye âlemini, burjuva sınıflan endişeye düşürmekte ve işin sonunda Sovyet rejimi kurulmasın dan korkmaktadır. Böyle bir hal vukuımda İspanyada olduğu gibi Fransada dahi dahilî bir harb çıkacağı muhakkak sayılmaktadır. Fransadaki dahilî harbin Ispanyadakinden daha şiddetli ve kanlı olacağına şüphe yoktur. Parti şekline giren «Ateş Salib»; ve emsali teşekküller ki müsellâh ve muharib milyonlarca azası bulunan teşek * küller harekete gelmek için miralay De la Roque'un ve diğer liderlerin en küçük iş^ıretine bakıyorlar. Sağ partiler, hükumetin, şimdiye ka t dar takib ettiği dahilî politikanın meydana getirdiği eserlerden ziyade günden güne kuvvet bulan komünistlerin ve bahusus bunlann nüfuz ve emrine tâbi olup milyonlarca azası olan amele sendikalarının zorile bu memlekette mevcud nizam, ve intizamrtemelinden söküp atacak çok cezrî hareket ve inkılâblar yapmasın • * dan korkuyorlar. Bu korku yalnız sağ partilere münhasır değildir. Halk cephesinin üç mühim uzvu olan radikallerin sağ cenahı dahi ayni korkunun tesiri alhndadır. Sağ partilerin artık sabrı tükenip te en büyük liderlerinden sabık Başvekil Flandin, hükumetin dahilî politikası hakkında istizah yapmağa karar verdiği zaman, radikaller de alacaklamvaziyet üzerinde görüştüler. Bu münasebetle yapılan toplantıda Lamoureux ve Marchandeau gibi liderler, hükumet tarafından ileride daha müfrit kanunlar yapıldığı ve halbn mevcud hürriyetleri selbedildiği zaman radi kallerin halk cephesinde ve hükumette kalmıyacaklannı açık olarak bildirdiler. Lâkin şimdilik hükumete itimad reyi vermeği kararlaştırdılar. Flandin, amele sendikalarile komünist partisinin, hükumeti en müfrit içtimaî tedbirleri tatfbika icbara hazırlandıklan aşikâr olıhğunu söyledikten sonra Fransa nın malî vaziyeti ve parası felâketengiz bir halde bulunduğunu ve Başvekil Blum'un, ya şimdi yaptığı tecrübede muvaffak olmak, yahud da muvaffak ola madığı takdirde, Fransadaki sermaye darlık sistemini temelinden söküp atmak şıklarından birini kabul etmek mecburi yetmde kalacağjnı söylemişrir. Flandin'e göre Blum marksizmin esiri bulunduğundan ergeç kapitalizme ilânı harbedecek ve neticede Fransada amele diktatörlüğü kurulacaktır. O zaman Sovyetlere karşı teveccühü olmıyan îngiltere ile Amerika Fransadan yüz çevirecekler ve dahilde dahi harb patlıyacaktır. Fernand Laurent ve diğer maruf mütehassıslar siâh fabrikaları müstesna olmak üzere, Fransada hiçbir sanayi şubesinin solla rın hükumeti ve idaresi altında istihsalmî artıramamış olduğunu ispat etmişlerdir. Bunlara karşı Blum'ün verdiği cevab kâfi gelmemiştir. Neticede itimad karan teklifine 201 meb'us muhalif rey vermiştir. Radikaller şimdilik hükumeti tuttuklanndan Blum kabinesi sukut ermedi. Lâkin ari çok karanlıkbr. Zincirlikuyudaki facianm davası Halkın şikâyetleri Kanunî aşk hayatı sürerken... Bir jandarmamızın ölümüne sebeb olanlar Ordu atalet içindeydi, harb hazırlıkları yoktu, muhakeme ediliyor komşu memleketlere karşı müsbet bir Bayramın üçüncü günü Maslak yolunda Bektaş isminde bir jandarmamızın ösiyaset takib olunmuyordu! lümile neticelcnen facianm muhakemesiFettan Rus, kendine nasıl bir iş gör dürülmeğe çalışıldığını çarcabuk sezmişti. Lâkin tecahüle saparak görümcesine güIer yüz gösteriyor ve onu yavaş yavaş plânlanna âlet olmak mevkiine getiriyordu.Hafisa, çevirmek istediği dolabın ters döndüğünü anlamıyarak zeki yengesine neş'eli bir gafletle hizmet edıp gidi yordu. Hurrem işte bu gafil muhbirin himmetile divan işleri, İbrahim Paşanm vaziyeti, ocaklıların iç ve dış durumu hakkında bir hayli bilgi edindi, Sadrıa zamm kimlere yüz verip kimleri sevme " diğini öğrendi. Hurrem, gerçekten geniş bir ağ örü yordu, maksadı, asıl maksadı kendin den doğacak çocuklar için ölüm tebşir eden şehzade Mustafayı ortadan kal ~ dırtmak olmakla beraber bu arada birçok adamlan da yok etmeğe karar vermiş bulunuyordu. O, işlemekte bulunduğu ağın her teline bir hayat asmak ve o ağı cesedlerle bezenmiş kanlı bir salkım ha" line koymak azmindeydi. Henüz doğ mamış bulunmasına rağmen tahta nam " zedlediği oğluna.işte o korkunc salkım, ana armağanı bir tac olacaktı!.. Sultan Süleyman, aşk gecelerinde akla sığmaz incelikler halkeden ve o gecelerin her birini başka bir renge boyayan karısının gündüzleri neler düşünüp neler hazırladığını diişünmeğe bile lüzum gör" meden mutad olan hayatı yaşıyordu. Yüreği gibi günlerini de ikiye bölmüş ve yarısını Hurreme, yarısmı İbrahime tahsis etmişti. Birinin yanında öbürünün işti" yakmı çekiyor ve birinin sohbetinde ötekmin tahassürünü merhemliyordu. Ayni zamanda şaırlığe de germı vermışti. Sa" raym bir köşesınde Hurremı düşüne düşüne nediminin Kubbealtmdan dönme sini beklerken ekseriya heyecana kapılır \e hemen kaleme yapışıp gazeller yaz ~ 'fflağa koyulurdu. Burrlar, bu manzumeler hep aşka ve daha doğrusu Hurreme taalluk ederdi. Lâkin Padişah, yazdık larının çoğunu sevgili kansına okumazdı, kelimelerin kalbine hakkile tercüman olamadıklarını tevehhüm ederek garib bir çekingenliğe kapılırdı. Bununla beraber iki günde, üç giinde bir, dayanamazdı, şiirlerinden birini bir ipek destimale sarıp Hurreme yollardı. Bu yazılı iltifat, H u r remde sürekli telâşlar, fıskoslar, dedikodular uyandırmaktan geri kalmazdı. Çünkü Hurrem, kocasının yolladığı destimali alır almaz öpüp başına koyar ve sonra açıp içinden çıkan şiiri yanında bulunan" lara okurdu. Hafisa Sultan, tacidar kardeşinin gazellerini dinliyenlerin başında yer alıyor" du. Hurrem, bu aşk mektublannı açıkça okumakla ve herkese dinletmekle yalnız bir maksad takib ediyordu: Padişahın kendine bağlılığının bilinmesi!.. Gazel ler de o maksadın istinad ettiği hakikati gerçekten açığa vuruyorlardı. Zira her biri yanık birer aşk teranesiydi. Hurrem, Hafisa ve gazelleri dinliyen öbür saraylılar yüksek bir irfan seviyesıne ermiş değillerdi, şiir dilini kolay kolay kavrıyamazlardı. Hele Hurrem, e • line aldığı manzumelerin başını, gözünü yarıyor, veznini bozuyor, ahengini tarü" mar ediyordu. Buna rağmen gazeller • deki aşk kelimeleri ve aşk mazmunlan kadın yüreklerinde fırtınalar yaratmak" tan, Hurremi gurura ve dinliyenleri kıs" kanclığa siirüklemekten geri kalmıyor du. Padişahın gazelleri, kadmlar arasm • da bir aşk dersi de teşkil ediyordu. On lar her bir beytin ve hatta her mısraın ruhuna nüfuz edebilmek için uzun uzun münakaşalar yüriitüyorlar ve anlıyama " dıkları nüktenin izahmı Hurremin de" lâletile " daima padişaha bırakıyorlardı. Böyle vaziyetlerde Hurrem, o müphem görünmüş beyitleri hafızasma geçirir ve kocası, saz ve şarab âleminden ayrılıp ta yanma gelince, ona mukaddes bir a yet okuyormuş gibi huşu ile terennüm ederek manalarının tahlil edilmesini rica ederdi. Gene tekrar edelim ki bu şiirler, pa dişahın Hurrem için beslediği derin ve çok derin aşkı açığa vurmuş olmak ba " kımından dikkate değer şeylerdi. Hün " kâr, sevgilisile başbaşa kaldığı demler de nasıl coşkun ve samimî ise şiirlerinde de öyle görünüyordu, kalbini riyasız bir selâsetle ortaya atıyordu. O, şairlik iti" barile babasma belki yaklaşamamıştı, çok geri kalmıştı. Lâkin: ne dün cürmü meşhud mahkemesinde devam edilmiştir. Hâdiseye sebebiyet veren şoförlerden Mikail mevkuf ve Bektaşın basamağma bindiği kamyonun şoförii Cafer de gayrimevkuf olarak mahkemede hazır bulunuyorlardı. Muhakemeye başlanmadan evvel, reis, cübbesiz olan maznunlann avukatma: « Sizin cübbeniz yok mu?» diye sordu. Avukat, gardrop kapalı olduğundan alamadığım söyledi. Bunun üzerine reis, avukata mahkemeye devam edemiyeceğini ve dışarı çıkmasını, avukat ta bunun zarurî bir vaziyet olduğunu, cübbe bul mak imkânı bulunmadığmı söyledi. Nihayet avukat mahkemeyi terke mecbur oldu ve bundan sonra şahid asker Habfb çağınldı. Fakat gelmemişti. Diğer şahid Seniye de gelmemiş olduğundan makamı Aşk ile ben taltbi canane oldum akibet Şemi hüsne yanmaya pervane oldum aki iddianm talebi üzerine muhakeme şahid bet lerin celbi ve vak'a mahallinde keşif icraBaglalîdan dil, saçı zencirine divaneveş «ı için 4 marta ralik edildi. Aklii sabrü huş'dan bigâne oldum akibet Bir lebi sirin game ferhade es kıldı beni DENİZİŞLERİ Şukr kım nuş eyleyip mestane oldum akibet Ey Muhibbî istedin, buldun belâyı aşkı sen Âh kim âlemlere efsane oldum akibet Sis yüzünden Basra vapuru Diye aşkmı tasvir ederken veya: Olmuşum câmi lebinden ben senin ey yâr, mest Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâletinin Tenzilâttan bütün talebenazarı dikkatine ler ayni şekilde istifade Giresunda Gazi paşa caddesinde edecekler müskirat bayii Trabzonlu İbrahim Özbilen imzasile aldığımız bir mektubda deniliyor ki: «Dört yaşında bulunan kızıma tasallut etmek istiyen bir canavarın adliyece cezalandınlması için evvelâ polis karakoluna müracaat ettim. Oradan, doktordan bir rapor almamı söylediler ve bir müzekkere ile sıhhiye doktoruna gönderdiler. Sıhhiye doktoru rahatsızlık bahanesile muayeneyi yapmadr ve bizi belediye doktoruna gönderdi. Belediye doktoru da henüz vazifesini resmen almadığından bahsederek muayene edemiyeceğini bildirince Sıhhiye müdüriine gittik. O da, benim vazifem değildir, dedi. Memleket hastanesi doktoruna kostuk. Bu doktor da pazartesi günü ve muayene saatinde gel, muayene edeyim, dedi. Vak'adan yirmi dört saat sonra hâdiseye el koyan müddeiumumilik yazdığı bir tezkere ile işi hususî bir doktora havale etti ve canavarın suç izleri tesbit edilerek derhal mahkum edildi. Alâkadar doktorlarm bu mesele hakkındaki lâkaydî ve ihmalleri gerek şahsım ve gerekse hâdiseyi duyanlar arasında çok menfi tesirler uyandırdı. Sıhhat ve içtimaî Muavenet Vekâletinin bu hususta dikkat nazarlannı çekmenizi dilerim.» Yeni tenzilâtlı tramvay tarifesinin bugünden itibaren tatbikına başlanacaktır. Şirket, bunun için lâzım gelen hazırlıklan bitirmiştir. Şimdilik yeniden bikt bastırılmağa lüzum görülmediğinden eski biletlere sürşarj yapılmış ve bu suretle üç milyon kadar bilet hazırlanmıştır. Yeni tarifede şirket, yüksek mekteb ve Universite talebelerine yapacağı tenzi lâtı bütün hatlarda, lise, orta ve ilkmekteb talebelerine ise yalnız evden mektebe ve mektebden eve kadar olan hatlarda kabul etmişti. Şirket bu suretle ilân vermekle beraber Nafıa Vekâleti bunu kabul etmemiş ve tahsil farkı gözetilmeksizin bütün talebelere bütün hatlar için tenzilât yapılmasını tekrar bildirmiştir. Şirket bu tebligatı da kabul etmiş oldu ğundan talebe tenzilâtmı bu suretle yapacağını ilân edecektir. Yeni tramvay tarifesi ADLİYEDE Üç gün hapse mahkum oldu Liman şirketi odacılarmdan Osman, üvey kızı Kıymete, namus ve haysiyet kırıcı kelimeler kullanmak suretile hakaret ettiğinden üç gün hapse mahkum olmuştur. karaya oturdu Ugın bataklıkları kurutuluyor Nitekim buyi gül ile bulbüli gülzâr, mest Her kişi câmi mül ile mest olur amma ki ben fçeli aşkın şerabın olurum her bâr, mest Şırrı aşkt faş ederse gözyaşı olmaz aceb Çü'n ola gelmiştir eyler şırrını izhar, mest La'Hni andtm ferahdan yok yere kan ağladnn Câh olur medis içinde yok yere ağlâr, mest Evvelki gün öğleden sonra başlıyan sis, dün sabah saat ona kadar devam etmiştir. Evvelki gün 16,20 de Ada seferini yapan Basra vapuru da sis yüzünr den Heybeli açıklarmda karaya otur muştur. Vapurda bir hasar olmamış, yolcular kayıklarla karaya çıkmak mecburiyetinde kalmışlardır. Basra vapuru dün sabah Pendik vapuru tarafmdan çekilerek yüzdürülmüştür. Derken babasmdan çok ileri derecede samimî idi ve hissî hakikatler teşrih etmiş oluyordu. Bütün bunlar, Hurremle Hünkânn aşk hayatına taalluk eden şeylerdi. Fettan kadın da şu vaziyetten istifade ederek kendi plânına göre neticeler hazırla" mağa savaşıyordu, fakat ötede devlet iş" Ieri aksaklamıs gibiydi. Ordu, atalet i çindeydi, harb hazırlıklan yoktu, kom~ şu hükumetlere karşı müspet bir siyaset takib olunmuyordu. Halk ve bilhassa ocaklı sessiz bir hoşnudsuzlukla sarayın ve Kubbealtının safaseverliğini tarassud ediyordu. İşte bu sırada Mısır hâdisesi yüzgösterdi, oraya vali yapılıp gönderilen Ahmed Paşa Sadrıazam olamamaktan doğan kırgınlıkla " sultanlığmı ilân etti, kendi adına hutbe okuttu, sikke kestir ~ di. Hâdise mühimdi, Mısırda ayn bir devlet kurulmak üzere bulunulduğu apaçık görülüyordu. Bu yüzden İstanbul telâş ve dedikodu ile çalkanıyordu. He" le Yeniçeriler homur homur homurdarr" yorlardı. Çiinkü Ahmed Paşa, Kahire iç kalesini ele geçirir geçirmez orada bulu" nan bütün ocaklıyı öldürtmüştü. Herbir yoldaşın başını, ocak kazanı kadar mukaddes sayan Yeniçeriler, Mısır facia " sını ne hazım, ne affedebilirlerdi. On dan ö'türü «intikam» diye bağınyorlar " dı. Sultan Süleyman, bu vaziyette tutu munu değiştirmedi, yaşayış tarzmı tadile lüzum görmedi, aşkını ve zevkini devlet işinden üstün tuttu, Mısıra Yiğit Kara Musa adlı bahadır bir Türkü vali yapıp göndermekle iktifa etti. Hain Ahmed Paşanın, azlini duyar duymaz sultan lıktan feragat ve koşa koşa İstanbula gelip kendi merhametine dehalet edeceğini umuyordu. İArkası var] Bursada uçus ve atlayiş, tecrübeleri Bursa 28 (Hususî) Türkkuşu An" kara merkezi şehrimize ilk defa olarak bir heyet göndererek propaganda için plânö'rle uçuş ve paraşütle atlama tecrübeleri yaptırmıştır. Şehre sekiz kilometro mesafedeki Tayyare meydanı bugün gö~ rülmemiş bir kalabalıkla dolmuştu. Bin" lerce halk bu uçuşu ve atlayışlan alâka ile takib etmiştir. Plânörle uçanlar Âli ve Tevfikti, paraşütle atlıyanlar da paraşüt muallimleriydi. Vilâyet tarafından tayyareciler şerefine Celikpalasta bir ziyafet verilmiştir. Tayyareciler yarın İzmire gidecekler dir. fznik hükumet doktoru tznik gölünde boğuldu Bursa 28 (Telefonla) Iznik hü kumet doktoru Sacid, Bursada mektebde okuyan kızını görmeğe gelirken İznik gölünde jşliyen motörde muvazenesini kaybederek göle düşmüş ve boğulup öl" müştür. Cesedi bulunamamıştır. Müdder umumilik hâdise hakkında tahkikat yapmaktadır. înegölde tütün mahsulü İnegöl (Hususî) Bu yıl altmış beş köyde 2500 köylünün ekmiş olduğu tütünün rekoltesi bir buçuk milyon kiloyu tutmuştur. İnhisar idaresinin çok müsaid görünen fiatlarile ecnebi firmaların piyasaya vaki tehacümlerine bakılırsa gelecek yıla stok devredilmiyeBeypazarında zelzele Memleket haricine gittikleri halde cektir. senelerdenberi avdet etmiyen 95 vatanBeypazarı (Hususî) Burada bir daşm Türk tabiiyetinden iskatı hakkın zelzele oldu. Fakat zelzele hafif geçti Tekfur sarayı mezbaha daki karar Vilâyete bildirilmiştir. ğinden bir hasar olmamıştır. Konya (Hususî muhabirimizden) Ilgın bataklıklarmm kurutulması ve bu Bir kariimizden aldığımız mek bataklığı yapan sularm muntazam katubdur: nallara almarak ziratte istifade edilme«istanbul Belediyesi merkezinin si için yapılan çalışmalara ilkbaharda burnunun dibinde olan Binbirdirek gene devam edilmesine karar verildi. Bundan evvelki çalışma devresinde Namahallesinde aylardanberi irili ufakfıa Fen memurlarmdan Abdurrahman lı kalınlı inceli köpek seslerinden Şenerin idaresi altmda çalıştırılan mügeceleri rahat uykuya hasret yaşıkellef amele kafileleri yeni açılan ka yoruz.. Bekçileri Belediyeyi habernalla Bolhasan çayı arasındaki 1320 dar etmesi için tazyik ediyoruz.. Bimetro uzunluğu bulunan Kurudere mec zim sözümüz müessir olmuyor. Siz rasını tanzim ve ıslah eylemişlerdi. şikâyet ediniz, diyorlar. Umumî mecra istikameti çok bozuk Şehrin huzuru bakımından birçok ve ayni nisbette de çok bataklık olan projelere ve modern tasavvurlara kal Bolhasan çayının 6375 metro tulündeki kışan, otomobillerin klâksonlannı kısmı da Kaleköy yanına kadar açılmış susturan Belediyemizin burnunun ve mecra genişletilerek bataklık izale dibindeki bu köpek bolluğuna ve bu olunmuştur. yüzden halkın uykuya hasret kalışr Nafıa Vekâleti bu bataklığın kuru na hayret edilir. Bu hale tahamtulması işinde mükellef amelenin kulmül imkânı olmadığı için sütunla lanılmasına müsaade eylemiş olduğu irınıza dehalete mecbur kaldım. Lutçin bu mmtakada çalışmalar çok yerinfen iki satır birşey yazınız da bu de ve iyi neticeli oluyor. Nafıa dairesimıntakanm Belediyesi sıhhat ve senin önümüzdeki çalışma devresine aid program tasdik edilmiştir. Bu progra lâmeti umumiye namına meseleyi ma göre vilâyetin muhtelif istikametlehalletsin.» rinde başlıyacak olan yol çahşmaları arasmda gene bu bataklıkların kurutul^İÜTEFERRİK masına emek verilmesi işi de vardır. Akşehir Ilgın arasında ve çok bozuk Ağacamisi halka açıldı bir vaziyette olan 2.850 metroluk yol Beyoğlu Vakıflar idaresi tarafından zarif bir şeküde tamir edilen Beyoğlun kısmı muntazam şose haline getirilmişdaki Ağacamisi dün ikindi namazmda tir. halka açılmıştır. Erdekliler torik balığını AlNamazdan sonra şehrimizin güzel sesmanyaya gönderiyor li hafızları tarafından Mevlid okunmuşErdek (Hususî) Kazamızla Mar tur. mara nahiyesinin geliri zeytin, üzümle Ağacamisinin yeni kadrosu tasdik için Ankaradakı Vakıflar umum müdürlü şarab ve balıkhr. Zeytin ağacları yanğüne gönderıldiğinden, yeni kadro ge dığmdan, asmalar da kuruduğundan bu linciye kadar tamnmış hafız ve mey varidat membalarından hiçbır istifade zinler camide sıra ile nöbet tutacaklar temin edilememiş ve birçok yağhaneler dır. Dün camiyi yüzlerce kimse ziyaret kapatılmıştır. etmiş, bilhassa cami avlusundaki ha Balıkçılık ta iyi bir seyir takib etmevuz ve sebilin etrafı halkla dolup ta mektedir. Yalnız torikleri işleyip Al şarak bir park manzarası arzetmiştir. manyaya sevkeden bir fabrikanın çalışması burada birçok ailelerin geçin Türk tabiiyetinden iskat melerini temin etmektedir. «dilenler Köpekler gene çoğaldt haline gelmiş Romanyadaki Türk genclerinin verdiği temsil Zabıta, sur haricindeki eski Bizans asarmdan Tekfur sarayınm kaçakçüar tarafından bir mezbaha haline getirildiğini haber almış ve burada anî bir araştırma yapılmıştır. Araştırma neticesinde Karagümrüklü Mustafa birkaç ko yunu kesip çengellere asarken yaka lanmıştır. Kırklarelinde açılan Dikiş ve Biçki Yurdu Mülâzimin Romanı Nakıli Muharrem Feyzi TOGAY Abidin Daver Romanyanm Pazarcık kazasmdaki Türk Gencler Derneğinin temsil heyeti Mavi Yıldırım piyesini büyük bir muvaffakıyetle oynamıştır. İstiklâl Savaşının bir parçasını gös teren bu piyes Romanya Türk halkı arasında büyük bir heyecan uyandırmış, millî duygu ve şuuru galeyana gelen seyirciler göz yaşları arasında genclerı şiddetle alkışlamıştır. Yukarıki resim Mavi Yıldırım piyesinde rol alan Türk genclerini bir arada göstermektedir. Gazetemizde tefrika edilmiş olan bu roman, Kanaat Kitabevi tarafından kitab şeklinde neşreedilmiştir. Resimli ve cildli olan kitabın fiatı 100 kunıştur. Yurd talebeleri muallimlenle bir arada Kınkkale (Hususî) îstanbulda Beşiktaş Dikiş Yurdundan mezun olduk tan sonra burada bir dikiş yurdu açan Cemilenin Biçki ve Dikiş Yurdu çok muvaffak olmakta ve rağbet görmektedir. Muhite böyle faydalı bir san'at yuvası kuran yurdun sahibi Cemileyi tebrik ederiz. Cumhuriyet Abone şeraiti { Nüshası 5 kuruştur. Türkiye Hariç ( için için Senelik 1400 Kr. 2700 Kr. Altı ayhk 750 » 1450 » Üç aylık 400 » 800 « Bir ayhk 150 » Yoktur
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle