27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 Subat. 1937 CUMHURÎYET SON Vilâyet kongrelerinde veBu kısım araziye bakım işlerini teşkilâtlandırmak rilen kararlar konuşuldu Ankara 11 (AA.) 11/2/937 iizere bir lâyiha hazırlandı perşembe günü saat 11 de Parti genel Ankara 11 (Telefonla) Mer'a ve çayırlar hakkmda mühim bir kanun lâyihası hazırlandı. Memleket hayvanlannın ıslah ve teksirlerinde başlıca rol oynryan mer'a ve çayırlanmızın bakrnı ve ıslahı işleri bu lâyiha ile teşkilâtlandmlmaktadır. Mer'a ve çayırîar hayvanlar için iyi •bir gıda membaı haline getirilecek, muhtelif hastahklann ve haşeratın toplanmış olduğu yerler halinden kurtanlarak muzır otlardan, su birikintilerinden ari bulundurulacak ve memleketin iktısadî kalkınmasında mer'alanmız mühim bir unsur haline getirilecektir. Lâyihaya göre ehlî hayvanlann ıslahı ve teksiri bakımmdan mer'a ve çayırlara verilecek istika meti tayin etmek ve fennî bir kontrol al tına almak Ziraat Vekâletinin vazifesidir. Ziraat Vekâletinde bir Çayır ve Mer'a şubesi ihdas olunacağı gibi, aynca bir de mer'a ve çayır ericümeni teşkil edilecektir. Vilâyet ve kazalarda icabına göre müteaddid çayır ve mer'a tecrübe, kontrol ve teksir istasyonlan ihdas edilecektir. Ileride bir çayır ve mer'a müfettişliği de ihdas olunacaktır. Ziraat Vekâleti bu mevzuda muhtelif dereceli kurslar açacak ve alâkadarlann fennî bilgilerini artıracaktır. Kanun lâyihasında bu hükümlere muhalefet edenlerin para ve hapis cezalarile tecziye edileceklerine dair de maddeler vardır. IIIIIIIIIIIIIIIHI Mer'a ve çayırların ıslahı için tedbirler TELEFON MAB TELGRAF E RLEP vcTELSiZLE Halk Partisinde yapılan toplantı Hayatı ve eserleri Yazan: Peyami Safa 3 Puşkin'in Fransız ve İngiliz roman tiklerini taklid ettiğini söylemek âdet olmuştur. Rus şairlerinin en büyüğü, sadece Avrupa romantızmini Rusyaya getirmekten ibaret bir edebî ithalât acentahğı mı yapmıştı? Böyle bir isnada uğraması bakırnmdan Puşkin, Abdülhak Hâmidimize benzer: Isminin arkasmda Shakes peare'in, Byron'un, Chemier'nin büyük gÖlgeleri dolaştırılır ve Rus şairini bu garb dehalarından gelen tesirlerin himaye ettiği iddia olunur. Geçen asırda Merimee bu benzeyişi tesbit eden «edebî ve tarihî portTeler» inde şu satırlan yazmıştı: «Puşkin ve Lord Byron, edebî şerefin verebileceği bütün tadlan adıktan sonra, ayni kuvvetli çağda ve istidadlannm en olgun safhasında öldüler. İkisi de memleketlerinm edebiyatı üzerinde hâkim bir tesir yaptı. Şöhretleri bugün sapsağlamdır, ve hiçbir münekkid, onlann isimlerini büyük şairlerin listesinden silemez. Eserlerinde olduğu kadar tabiatlerinde de bazı benzeyişler vardır.» Fakat «Sovyetler Rusyasile ecnebi memleketler arasında kültür münasebetleri cemiyeti» nin bize gönderdiği bir bültende bu benzeyişe karşı Puşkin'in şöyle müdafaa edildiğini görüyoruz: «Puşkin Rus iklimine alıştırılan Avrupa medeniyetinin mümessili olmuştur. Ço cukluğundanberi, içınde doğduğu, bü yüdüğü, tahsilini yaptığı ve geniş ölçüde kaidelerine boyun iğdiği otokratik feodal rejim altmda yaşıyarak Onsekizinci asnn burjuva terakki fikirlerinin tesiri altmda kalmıştı. «Onsekizinci asrın bu fikirlerinde, Rusya için, daha sonraki asnn ılk senelerine kadar süren bir yenilik cazibesi vardı. Avrupa medeniyeti şahsiyetin uyamşını, «ben» duygusunun aynhğını ve dışarı dünyaya muhalefetini teşvik ediyordu. Halbuki feodalite rejimi, şahsiyetin hıerarşiye itaatini, din kanunlarile ve otokrasi iradesile teşekkül eden canavarca içtimaî bünyede bu şahsiyetin dağılmasını icab ettiriyordu. Dar kafalı derebeylerinin muhitinde istiklâl anyan bir şahsiyet duygusu, içtimaî müsavat şuuru nasıl doğabilirdi? Rusyada Puşkin'in ferdiyetçiliği bir yenilıkti ve hâlâ iptidaî şeklmi rrruhafaza ediyordu. Vaktinden evvel inkişaf eden şahsiyet prensipi, Puşkin'i ge cikmiş, kendini beğenmiş, herkesi istrhfaf eden çalçene bir ferdiyetçilikten uzak tutmuştu. Bunun için Puşkin, Byron'dan doğrudan doğruya tesir aldığı halde ona çok az benzer ve daha ziyade, vaktinden evvel açan ferdiyetçiliği, dünyanm ve başka insanlann objektif kıymetine istinad eden Shakespeare'm fikirlerine çok daha yakındır. «Byron'un aykın ferdiyetçiliği bir hudud içinde kalmıştır; telmizlerini kendi şahsiyetleri içinde hapsetmiştir; başka insanlann duygularına ve düşüncelerine nüfuz etmekten alıkoymuştur. Avrupa burjuva ferdıyetçılığinin ecdadından bin sayılan Shakespeare unutmamıstı ki şahsiyet kendi kendine bütün kâinatı kaplıyamaz ve orada yalnız muayyen bir yer işgal eder. Puşkin'in şahsiyet ve dünya, şahsiyet ve diğer ferdler meselesi karşısındaki duruşu da budur.» Puşkin de bu iki İngilizden bahsederken aynen böyle düşünmüştür: «Ne adamdır şu Shakespeare! diye yazıyor, onun yanında Byron ne zavallı kahyor! Byron ki herşeyde ve her yerde tek bir karakterden, kendi karakterin den başka hiç birşey görememiştir. Kahramanlarına hep kendi şahsiyetinin muhtelif çizgilerini dağıtmıştır: Kimine gururunu, kimine kinini, kimine de melânkolisini ilâh... vermiştir ve böylece, karan lık ve kudretli bir tek karakterden manasız bir çoklannı vücude getirmiştir. Trajedi buna demezler. Her insan sever, km besler, kederlenir, sevinir, fakat hepsi de kendine göre. Shakespeare'i okuyunuz.» Elli sene kadar evvel (8 haziran 1880), «Rus edebiyatı dostlan cemiyeti» nde verdiği bir konferansta, Dostoîevski, Puşkin'den şöyle bahsediyor: «Puşkin Rus ruhunun harikulâde »e belki bir tek hâdisesidir, der Gogol. Ben, kendi hesabıma, Puşkin'in peygamberane bir hâdise olduğunu ilâve edeceğim. O, Petro'nun büyük ıslahatmdan bir sene sonra ve tam millî şuurumuzu kazanmıya başladığımız bir saatte göründü ve yolamuzu aydınlattı. «Şairimizin fikir faaliyeti üç safha geçirir. Fakat bu üç safha keskin hudud larla birbirinden aynlmış değildir. Bu nun için, bence, «Onegin» in başı ilk devreye ve sonu ikinci devreye girer. «Puşkin'in yazıya başlarken Avrupa şairlerini, Parmy'yi, Chenier'yi, bilhassa Byron'u taklid ettiği söylenir. Fakat Puşkin'in ilk şiirleri sadece bir taklidden ibaret değildir: Dehasmm istiklâli orada bile farkedilİT. Yalnız taklidden iba PUŞKİN'İN IHEM ret olan bir eserde bu kadar şiddetli bir kedere ve kendi nefsine aid bir şuura asla tesadüf edilemez. Meselâ benim, yaratma faaliyetinin ilk devresine aid telâkki ettiğim Çiganlar poemini ele almız. Ben yalnız, taklid etseydi bu kadar kuvvetli olmasına imkân bulunmıyan hararetınden bahsetmıyorum. Fakat poemın kahramanı olan o Aleko tipinde kuvvetli ve deriu bir düşünce var,dır ki sonradan bütün olgunluğile «Ongin» eserinde görünecek tir. Orada karşımıza çıkan ka;hraman, ilk hayalî manzarasile değil, reel ve anlaşılması mümkün halile gene Aleko'dur. Puşkin, bu tipte, doğduğu memleketi gezip dolaşan bahtsız serseriye, halktan zorla aynlan cemiyetimizin bu tarihî kurbanına dehasınm mührünü basmıştır. Puşkin bu tipi Byron'dan almadı. Bu meskensiz Rus serserısi hâlâ san atına devam ediyor ve uzun müddet aramızdan kaybolmıyacaktır. Eğer Çiganlann arasına dönerek orada vahşi ve serseri hayatının idealini ve tabiatin kucağında sükununu bulmazsa, Aleko zamanmda mevcud olmıyan sosyalizme kendini atacaktır. O yalnız şahsî insiyaklannm doymasını değil, cihanşümul bir saadet te anyor. Rus serserisi, sükun bulmak için bu saadete muhtacdır.» Bütün bu mukayeselerden anlaşılıyor ki, Puşkin'in eseri, Avrupa romantizmi nin tabiati ve kâinatı «ene = ben, yahud benlik» mihrakından süzen halis ferdiyetçi bir dünya görüşüne yabancıdır; Büyük Petro ıslahatmdan sonra feodalite an'anelerinden sryrılmıya çalışan bir milletin en büyük millî iştiyaklarını tercüme etmek itibarile içtimaî ve oldukça realist bir edebiyatın mübeşşiridir; böyle olmasaydı, ölümünden yüz sene sonra, dünyanm altıda birinde her smıf ve her iddiada insanların nıhlannı ağızlanna getiren tebcil ihtiyacı ve galeyanı, dünyanm altıda beşine sirayet edecek bir genişlik alamazdı. Haiis bir estetik bu eser karşısında ne söyler, bilemeyiz, fakat besbelli ki Puşkin vatanmm en yüksek tepesinde hâlâ dimdik duran, koskoca bir halk T« millet şairidir. NALINA MIHINA Okuyucularımla bir hasbıhal Cenubî Afrikada harb hazırlığı Serbest mübadele siyasetine dönüş Capta tayyare ve harb Amerika Reisicumhuru malzemesi imaline Meclisten salâhivet başlandı istemiyor Cap 11 (A.A.) Sulhun en iyi zamanı harbe hazırlanmak olduğuna kail olan Cenubî Afrika hükumeti, milletin harb malzemesini ihzar ile işe başlamış ve împerial Chemical Industries ile bir mukavele imzalamıştır. Bu müessese, Pretoria'da bir mühimmat fabrikası vü cude getirecek ve bu müessese senede on milyon mitralyöz kurşunu imal ede cektir. Bu miktar, ihtimal yalnız Cenubî Afrika Birliği ihtiyacatına değil, ayni zamanda bütün îngiliz cenubî Afrikası ihtiyaclanna kâfi gelecektir. Hükumet, bir harb levazımı teahhü dü meclisi teşkil etmiştir. Ordu mev cudu meselesi de tetkik olunacaktır. Vaşington 11 (Â.A.) M. Hull, Denizyollan ve Akay işletmeleri fabrikaları, Havuzlar ve Kılavuzluk mü dürlüklerile devlet reisine aid deniz vasıtalan memurları ve gemi adamlan hakkındaki tekaüdlük kanununun da geri kalmış olan maddeleri okunarak kanunun birinci müzakeresi ikmal edilmiştir. Kamutay yann da toplanacaktır. âyan meclisi maliye komisyonuna gönder miş olduğu bir mektubda mütekabiliyet esasına müstenid itilâflan siyasetine de vam edilmesi zarurî olduğunu bildirmektedir. Mektubda, deniliyor ki: «Hali hazırda ticaret itilâfları pro gramınm terki, beynelmilel ekonomi mücadelesine avdet demektir. Halbuki bu mücadele, bugün intifa etmek alâmetleri göstermektedir. Siyasî mücadelenin ye niden revac bulması, hiç şüphesiz siyasî bir gerginliğe sebebiyet verecek ve bu da birçok milletleri askerî ihtilâflara sevkedecektir.» Ayan meclisi.hali hazırda Reisicum Kadın çorabları hakkında hurun ticarî itilâflar akdi için müzakeretalimat verilecek lerde bulunmak salâhiyetlerinin tecdidi Ankara 11 (Telefonla) îpekli ka hakkındaki teklifleri tetkik etmektedir. dın çorablan hakkında birçok şikâyetler Maarif Vekâletinin bir yapıhyordu. Tetkikler bu şikâyetlerin tamimi yerinde olduğunu gösterdiğinden, müs Ankara 8 (Telefonla) Maarif tehliklerin aldanmamasmı temin edecek Vekâleti Maarif müdürlüklerine göndertedbirler alınmasına lüzum görülmüş ve ipekli çorabların haiz olması lâzım gelen diği bir tamimde vilâyet, kaza ve merkezlerile köylerindeki bütün mekteb muvasıflar tetkik edilmiştir. allım, talebe ve hademe sayılannın tas Istanbul Ticaret Odasımn bu hususrih edilerek gönderilmesini istemiştir. Vetaki noktai nazan son defa alındıktan kâlet bundan başka ileride açılacak meksonra, tesbit edilen bu vasıflar îktısad teblerle kadroya ilâve edilen muallim Vekâletince ilân edilecektir. lerin sayılannı muhteVi cetvelleri de isIstanbul Ticaret Odasma erkek çorabtemiştir. Buna sebeb yeni bütçe hazır*lan için de tetkikatta bulunması yolunda lıklan dolayısile icab eden tedbirlerin atalimat verilmiştir. lınması ve mühaberelere lüzum kalma Dünkü Meclis müzakereleri masıdır. Ankara 1 1 (A.A.) Kamutay bugün Fikret Sılaym başkanlığında yaptığı toplantıda askerî memurlar ve hakkındaki kanunun beşinci maddesinin tefsirine Moskova 11 (Hususî) Dün Mosaid kanun lâyihasmı müzakere ve kabul kovada Puşkin abidesi önünde şairin faetmiştir. cialı ölümünün yüzüncü yıldönümü mü sekreterliği binasında Genyenkurul üyeleri ve vilâyet kongrelerine müşahid olarak gönderilen saylavların da iştirakile bir toplantı yapılmıştır. Cumhuriyet Halk Partisi tüzüğür.e göre bir senede yapılması icab eden Partı vilâyet kongrelerinin bu sene yaptnlma yılı olduğundan, Parti teşkilâtı olan bütün vilâyetler Parti kongrelerini yapmışlardır. Parti Genel Sekreterliği kongrelerden evvel vilâyet Parti başkanlıklarına gön derdiği muhtelif tamimlerde hükumet ve Parti beraberliği hakkında Parti genbaşkurca ittihaz ohınan kararın, Cumhuriyet Halk Partisinin memleketin siyasî ve ıçtimaî hayatında güttüğü yüksek maksadların tahakkukunu kolaylaştırmak, Partiyi kuvvetlendirmek ve Parti prensiplerini daha kolayhkla gerçekleştirmek için hükumet tam yardımını temin maksadile alındığını ve bu sebeble kongrede de halkın dilek ve şikâyetlerinin gayet açık ve serbest olarak konuşulup görüşülerek bir karara bağlanmasmı ve Parti içindeki her türlü seçimlerin serbestçe yapılmasını tebliğ etmiş ve kongrelerin cereyan tar zını mahallinde tetkik etmek ve müşahedelerini bir raporla genel sekreterliğe biîdirmek üzere her vilâyet kongresine birer meb'us gönderilmişti. Bu içtimada müşahid saylavların vilâyet kongreleri hakkındaki raporları ve şifahen verdikleri izahat üzerinde müza kere cereyan etmiştir. Müşahid meb'uslann raporlanna ve şifahen bildirdiklerine göre, bu sene vilâyet kongrelerinin umumiyetle tüzüğe ve Parti mevzuatına uygun olarak cereyan ettiği dilek ve şikâyetlerin açık ve ser best olarak görüşülüp gerek mahallî işler ve gerek hükumet merkezini ilgilendiren dilekler hakkında kararlar alındığı, seçimlerin serbest olarak yapıldığı ve valilerin Parti başkanlıklanna tayin edilmiş olraası hususunun müsbet ve faydalı neticeler vermiş olduğu anlaşılmıştır. Parti Genel Sekreterliği müşahid ra porlannda mevzuu bahsedilen mesele ler ve Bakanlıklan ilgilendiren dilekler hakkında icab eden kararlan alacak ve teşebbüslerde bulunacaktır. PEYAMİ SAFA Eski Moskova Sefiri Galfb Kemali Söylemez oğlundan Puşkin'in ailesine aid bazı tarihî bilgiler veren bir mektub aldım. Şairin biyagrafisini aydmlatacak ve tamamlıyacak kıymerte buldugum bu satırlann neşrine delâlet ediyorum: «Puşkin'in anası Nadejan'm büyükbabası, takriben 1696 da Habeşistanda doğmuştur. Yedi yasmda iken, o devrin âdetleri iizere çahnarak İstanbula getirilmiş, ve kendisini satın alan Türk ailesi tarafından €İbrahim> adı verilmiştir. 1705 te, Çarın Istanbul büyük elçisi olan Comte Toktoi, bu pek şirin köleyi beğenip satın alrruş, ve avdetinde memleketine gotürmüştür. 1808 de, Vilna'da bulunan Deli Petro, Habesli kölenin gözlerindekl zekâyı seçtiğinden, kendisi vaftiz babalığını, Polonya Kraliçesi de analığını kabul ederek hemen ortodoks yapmışlar, ve «Abraham Petro vitch Hannibal» adını takmışlardır. Ondan sonra saraya alınan Hannibal, yaşınm küçüklüğüne rağmen işinde ve evzâı etvarında o derece zekâ ve beceriklikler gostermiş ki: bir aralık solucan hastalığına tutulduğu zaman, hiçbirşeyden çekinmiyen ve pek lâübali meşreb olan Deli Petro'nun, kendisini tedavi ederek, bizzat böceklerini parroaklarile ayıklıyacak de recede, sevgisini kazanmıştır Nihayet, cerbeze ve fıtrî istidadı o kadar nazarı dikkati celbetmiş ki, yirmi yasında iken, tahsil ve terbiyesi tekemmül ettiril mek üzere. Deli Petro tarafından Parise gönderümiştir. Zaten askerlikle ülfeti olan, ve mesleğine çok bağlı bulunan genc Habeşli. orada da büyük bir istidad sahibi olduğunu teslim ettırerek, arkadaşları arasında seçkinlerden olmuştur. 1720 de, İspanyollara karşı yapılan harbde başmdan yaralanarak mülâzim şeridini kazanmıştır. Parise dönünce, şöhretinin her tarafa yayılnuş olduğunu hayretle görmus, ve en kibar salonlarm kapıları ardına kadar kendisine açılmıştır.... O derece ki... günahı söyliyenlerin başına o kibar âleminde birçok canlar da yakmıs imiş Fakat, tab'an vazifesine son derece bağlı, ve çok çalışkan bir adam olduğu için az zamanda kendisini o zevk ve sefahet deryasmdan kurtararak, Topçu Mühendis mektebine girmiş ve 1726 da yüzbaşı ola rak çıkmıştır. Tahsilini bitirince hemen Rusyaya dö nerek, Deli Petro'nım kumandanı olduğu topçu alayına yüzbaşı olarak alınmıştır. Az sonra, bir Rum tüccarınm gayet güzel kızile evlenerek, «sapsaru bir kızı doğmuş ve adını Polyxene koymuştuT. Çok kıskanc olan Hannibal, karısmı peçeli gezmeğe mecbur eder, bir taraftan da, hiç yüzünü görmek istemediği kızmın ta lim ve terbiyesine son derece itina eder mış. Büyüyünce, epeyce bir cihaz vererek kızmı evlendirmiş ve bir daha görmemis*tir.. Gayet hadidanizac, son derece temiz yurekli, tam manasile namuslu, pek te hasis, o nisbette de hassas olan Hannibal, öm rünün sonuna kadar, memleketinden ka çırılırken, kı» kardesinin kendisini denize atarak, içinde bulunduğu gemiyi takib ede ede boğulduğunu hâlâ görmekte olduğunu anlatır ve ağlarm.15.... Deli Petronun vefatmdan sonra. devrin en nüfuzlu adamı olan meşhıır «Men chikor> un hışmma uğrıyarak birçok bellibaşlı adamlar arasuıda o da Siberyayı Çimento fabrikasmın evsafı tesbit edildi Ankara 1 1 (Telefonla) Şimdiye kadar her çimento fabrikası istediği şe kilde knalâtta bulunabildiği gibi, haric den gelen çimentolann da evsafı pek muhtelifti. Müstehlikler yalnız fiata e hemmiyet vermekte olduklanndan, kaRtenin bozukluğu birçok inşaat ve imar hareketlerine girişilmiş olan memleketimizde büyük zararlar tevlid eder mahiyet almıştır. Bu sebebledir ki Türkiyede kuJlanılacak çimentonun asgarî evsafınm tayinine lüzum görülmüş ve bu cihet tesbit edilmiştir. Haricden gelen çimentolar da bu asgarî evsafı haiz bulunacaktır. Memleketimizin muhtelif yerlerinde ayn ayrı eb'ad ve evsafta tuğlalar ya pılmaktadır. Bu kanşıklığın da önüne geçmek üzere tetkiklerde bulunuluyor. Gerek mukavemet, gerek eb'ad itibarîle tuğlalarm haiz bulunması lâzım olan vasıflar da aynca tesbit olunacaktır. Puşkin için Moskovada yapılan merasim Suriye heyeti Parise niçin gitmiş? Paris 11 (A.A.) Saint Brice, Le Journal'de diyor ki: «Suriye heyetinin mantıkan Parise değil, Cenevreye gitmesi lâzımdı. Sancak statüsünü anahtarlarile tesbit eden Cenevredir. Sandler raporundaki plânı tamamlamak ona düşer. Konsey kararmın Fransa Suriye muahedesinde istilzam ettiği tadilâtı Suriyeliler kat'iyyen kabul etmiyorlar. İstedik leri bir sıra metalibattan bir tanesi yoktur ki Cenevrede kabul edilen muhtariyet prensiplerile tabantabana zıd olmasın. Suriye ile hazırladığımızı Türklerle bozmuştuk. Ayni usule devamla aksini yapmak mevzuu bahsolamaz. Aklımızı başımıza almanın sırasıdır. Suriyenin manevrasma uymakla herkesin hoşnudsuzluğunu davet etmiş oluruz. nasebetile muazzam bir miting yapılmıştır. Moskova bölgesi icra komitesi ve ayni zamanda Moskova Puşkin komitesi başkanı olan M. Filatof'un aÇilış nutkundan sonra şairler, amele ve mektebliler söz söyleırrişlerdir. Dün bütün Sovyetler Birliğinde, köy lerde, şehirlerde, seyahat halinde bulunan vapurlarda mitingler, toplantılar, konferanslar ve akşam üzeri de tiyatro ve konserler tertib edilmiştir. Bütün gazeteler dünkü nushalaruıı Puşkin'e tahsis etmişlerdir. Merasim 20 şubata kadar devam edecek, bu on gün zarfında müzaler, sergiler, abideler açılacak, Puşkin'in yaşadığı ve çalışhğı yerlere tenezzühler tertib edilecektir. Anadoluda bir hindyağı fabrikası kurulacak Ankara 1 1 (Telefonla) Anadoluda bir hindyağı fabrikası tesisi için vaki olan müracaate Îktısad Vekâletince müspet cevab verildi. Lâzım olan ham madde tamamen memleket dahilinde yetiştirilecektir. Alenî teşekkür Geçen gün vefatmı teessürle haber verdiğimiz Tıbbiye talebesinden Zon guldaklı Mustafa Metenin cenazesi dün birçok akraba ve dostlarile Askerî ve Mülkî Tıbbiye mektebi hocaları ve talebelerinin göz yaşları arasında Eyüb de hazırlanan makbereye defnedilmiştir. Merhumu hâmil ve çiçeklerle süslenmiş olan tabutu Şişli Çocuk hastane sinden kaldırılarak otomobille Beya zıda kadar getirilmiş ve namazı Beyazıd camisinde kılmdıktan sonra tabut arkadaşlarının elleri üstünde Eyübe kadar götürülmüştür. Merhumun ailesi, Mustafa Metenin hastalığı esnasmda hastane idaresi ve bilhassa doktor Ahmed Rasim tarafından gösterilen büyük ihtimama ve ce naze merasiminde bulunanların hepsine gazetemiz vasıtasile teşekkür etmektedir. Hariciye Vekilimizin M. Stoyadinoviç'e bir telgrafı Ankara 11 (Telefonla) Hariciye Vekili Doktor Rüştü Aras Balkan An tantı Konseyi reisliğini Yugoslavya Başvekili ve Hariciye Nazırı Stoyadinovçe devretmek münasebetile kendisine bir telgraf göndermiçtir. nümde, şu bir hafta içinde geümiş yığm yığın okuyucu mektubu duruyor. Hemen hergüa beş altı tanesini aldığımız bu mektublann içinde her mevzua temas edenleri vardır: Şikâyetler, dilekler, ricalar, haberler, ihtarlar, tenkidler, medihler, hatta ender olmakla beraber hakaretler ilâ.Bunlann çoğu, takdir, teveccüh ve muhabbet ifade eden mültefit bir mukaddeme ile başlar. Böyleleri, yazılanmızı okuya okuya bizimle dost olan, bizi se * ven okuyuculardır. Kimisi haşin bir ifade ile yazılmışhr. Anlarız ki okuyucumuz sert ve asabî bir adamdır. Mektublann, bazılan da, belli ki herhangi bir hâdiseden heyecana gelmiş bir yurddaşm sızhyan yüreğinden çıkmıştır. Herbiri başka birşey istiyen, herbrri ayn bir telden çalan bu mektublann, bütün dileklerini azamî hüsnü niyetimize rağmen, yerine getirmek mümkün değildir. Kendim, şahsan, bana mektub yazan okuyucuların arzulannı elimden geldiği kadar tatmine çalışmakla beraber, bu nun imkânsız olduğunu hemen hergün göriiyorum. Bu imkânsızlık, burada izahı uzun sürecek bir sürü sebeblerden ileri geüyor: Meselâ, bazan mektub sahibile ayni fikirde olmam. Bazan istediğini haksız ve müstebad bulurum. Bazan, matbuat kanumı kalemimi bağlamıştır. Bazan, okuyucunun yazılmasını istediği şey bir cürüm teşkil eder ilâ.» Arzusunu gazete ile yapamadığım o kuyuculara, hususî surette mektubla cevab vermek isterim; fakat, o vakit te bazı güçlüklerle karşılaşınm; çünkü, ba mektublann muhteviyatı gibi imzalan da çeşidttidir. Bir kısmı sarih adresli ve imzalıdır, diğer bir kısmı «san çizmeli Mehmed Ağa» kabilden sadece bir i « sbnden ibarettir. Bazılannm da imza yerinde yalnız «btr okuyucu» veya «bir kariiniz» sözlerini görürsünüz. Adres ve imzası sarih olanlara bir diyeceğim yok. Onlar, yazdıklarının şa • * yed varsa mes'uliyetini kabul eden ve kendilerini gizlemiyen cesırr kimselerdir. Bu mektublann içinde de, nadiren, yanlış iskn ve adresli olanlar vardır. Bunlara mektubla hususî olarak verdiğimiz cevablann Posta idaresi tarafından «bu adreste böyle kimse bulunamamışhr», kaydile iade edilmesinden anlanz ki imzası da, adresi de, maalesef, uydurma * dır. Bu gibi mektublar, bize, hem vakit, hem nakid ziyan ettirmekten başka bir şeye yaramaz. Yalnız bir isim yazıp adreslerini gizli tutanlara da, mektubla cevab vermekte güçlük çekeriz. Ancak, gazetede, bir iki satırJık cevabla ikrifa e t mek mecburiyetinde kalmz. Imzasız mektublara gelince, bunu i cad edene, bilmem ki ne demeli? Bazan, size, pek mühim birşey haber verirler de «bim ve hüviyetimi yazmadığım için beni mazur görmenizi rica ederim» derler. Bu mühim haberi vereni ara da bul, kendisile görüşmeğe, anlaşmağa ve işi tamik etmeğe çahş!.. Onun için, bütün bu imzasız mektublan sepete atanz. Hüviyetini bizden, ba kadar saklıyan bir ferdin sözüne inan • » mamakta mazur değil miyiz? Bazı mektublar da vardır ki herhangi bir mesele hakkmda bizi yazı yazmağa davet eder ve mesölâ, korkmayın, yazın, mes'uliyeti varsa benimidr. (Halbuki maltıuat kanununda mes'uliyetler müş • • terektir.) Bu meseleyi bütün çrplaklığile yazmayı hamiyetinizden beklerim falan filân... Ve mektubun sonunda «imzamm mahfuz kalmasını rica ederim» kaydi ihtirazisi... Hatta şahsî bir şikâyeti olup ta imzasının mahfuz kalmasını istiyenler bile vardır. Biz, imzanın mahfuz kaJması kaydile istenilen şeyin dercini, kanunî imkânlar derecesinde kabul ve buna riayet ederiz amma, herhangi bir meselenin yazılması için yüksek perdeden konuşarak bizden medenî cesaret istiyen bir okuyucu evvelâ, kendisini bu medenî cesaretin birazmî olsun göstermeli değil midir? Hasbıhalim uzadı. Aziz okuyucula ^ rrmdan istediğim şudur: Lutfen mektublannızı imzalaymız, açık isim ve adres lerinizi de yazmız. İstediğinizi gazeteye yazamazsak, hiç olmazsa, size cevab vermek imkânmı buüalım. Evet, imzanızı sımsıkı mahfuz tutayım amma, müsaadenizle kim' olduğunuzu bileyim. Siz bizi biliyor ve mektub yazıyorsunuz, bizim de sizi bilmeğe hakkmıız yok mu? Suriye ile Lübnan arasında ihtilâf Beyrut 1 1 (A.A.) Suriye ile Lübnan arasmda Trablus limanı yüzünden bir ihtilâf çıkacağa benzemektedir. Iskenderun limanı meselesinin Suriye için fena bir şekil alması üzerine Şam hüku meti denize mahrec olarak Trablusu istemektedir. PARİS BORSASI Paris 11 (Hususî) Paris borsasının bugünkü kapanış fiatlan şunlardır: Londra 105,03, Nevyork 21,44 1/2, Berlin 863, Brüksel 361,62 1/2, Madrid, Amsterdam 1169,25, Roma 112,85, Liz bon 95,50, Cenevre 489,12 1/2, bakır 61 1/4 62 1/4, kalay 230,17,6, altın 141,11, gümüş 20 1/8. boylamış, ve ancak ImparatoTİçe «Elisa beth» devrinde af ve itlâk olunarak, sa yılı vazifelerde bulunmuş, başkumandanlığa kadar çıkmıştır. 1781 de 93 yasmda ölmüş olan Hanni bal'in adı, Puşkin'in büyükbabası olmak itibarile, Pus edebiyatında çok geçer.» Eski Moskova sefiri Galib Kemali Söylemezoğlu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle