28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHUK. 16 Birinciteşrln 1937 Küçük hikâye Ölüm peşînde Franz Hellenz'den Bibliyoğrafya • •• Ilkokul Oğretmen Kılavuzları Serisi Devlet Basımevi îstanbul Her biri 25 kuruş 1937 Hayatta öyle günler vardır ki, neye raslanırsa, ayni şeyb doğruluğunu tah kike hizmet ediyor görünür. Böyle gün lerde, daha bir gün evveline gelinciye kadar bizim için meçhul olan bir haki kat ansızın kendini gösterir, ve ne oku sak, ne duysak, yahud ne görsek o ha kikati teyid ve ispat etmek için birbirini takib eder ve birbirile birleşir. Romada böyle bir gün yaşadım, ve anlatacağım onun hatırasıdır. O sabah, Romada kahvaltımı yerken, göz gezdirdiğim gazetede lâalettayin, ehemmiyetsiz, fakat bununla beraber bana çok dokunan bir vak'a okudum. Bilmem nereli ihtiyar bir çiftçi kadın, ta vuklarına yem verrnek için kümese gir miş. Hırdavat eşya ambarı vazifesini de gören bu kümeste, AUah bilir ne zamandanberi duvara dayalı, paslanmış bir av tüfeği de varmış. İhtiyar kadının kapıyı açtığı esnada ürken bir tavuk havalan mış ve kanadlan tüfeğin tetiğine şiddetle sürtünmüş. Tüfek patlamış ve abes bir mukadderata hedef olan kadıncağız anide yere yıkılmış. Ayni zamanda çok basit olan ve gerçeğe benziyen bu garib kaza bir türlü aklımdan gitmiyordu. Roma müzelerini gezmek için dışarı çıküm, kaplıcalarda birkaç saat geçir dim ve sonra hususî bir galeride dolaş tım. Fakat her yerde, san'at eserlerinin tetkikine dalacağıma, zihnim tavuklanndan biri tarafından ö'ldürülen o zavallı kadıncağızın hatırasile meşguldü. Her vakitki lokantamın yolunu tut tum. Birdenbire, kaldınmda, birkaç santimetre ötemde birşey şiddetle yere düştü. Durdum ve ayaklarımm ucunda büyük bir tahta parçası farkettim. lerce süren korkunc tehlikelerle dolu bir yolculuktan sonra, dalgalar onu Japonya sahillerine attı. Oradan Alaska'ya git menin yolunu buldu, ve Alaska'da yarı donmuş kalın kar tabakalan arasında gıdasız ve hemen hemen elbisesiz, altın arıyan bir grupa tesadüf ve iltihak etti. İki sene müddetle, eski zabit altın ara yıalann hayatını paylaşb ve artık her kaygudan azade yaşıyabilecek miktarda altın toplamağa muvaffak oldu. San Fransisco'ya hareket etti, orada, bu teşebbüsün getireceği kârla geçinmeği kurarak, birkaç balıkçı gemisi kiraladı. Fakat bir tayfun bir gecede bütün gemilerini batırdı. Bütün mürettebat boğuldu, yalnız Petroff kurtulabildi. Dalgalar Petroff'u ıssız bir adaya attı, eski zabit orada fil mezarlıkları keşfetti, külliyetli miktarda fıldişi edindi. Bir sene sonra. adanın yakınından geçen bir vapur Petroff'u ağır ve değerli bağajile ahp İngiltereye götürdü. îngilterede bu fildişinden büyük bir senret yaptı. Bu sefer servetini, son günlerini asude geçirmek emelile, bir bankaya koydu ve istirahat etmek üzere Fransaya hareket etti. Monte Karlo'da, beraberinde getirdiği bütün parayı bir haftada kaybetti, vakıâ hiçbir esef duy madı, zira servetinin geriye kalan bü yük kısmını bankaya yatırmıştı. Fakat İngiltereye dönünce bankanın iflâs ettiği haberini almasın mı? Yaya olarak Marsilyaya gitti ve bir emtia gemisine tayfa olarak yazıldı. Bir sene daha geçti; Petroff birçok denizlerden geçmiş, birçok felâketlerden yakayı sıyırmış bulunuyordu. Nihayet balina avı sayesinde tekrar bü yük bir servet toplamağa muvaffak ol du. Sakin bir hayat hulyası yeniden canYoldan geçenler, bir dördüncü katın lanmıştı. Parise gitti. Orada daüssılaya penceresinden sarkan bir ameleye hışım tutuldu ve affedilip memleketine dönmela bakarak küfrediyorlardı; tahta par si için teşebbüste bulundu.» çası oradan düşmüş olacaktı. Az daha Dostum, Petroff a o sıralarda, yirmi beynimi dağıtacak olan bu tahta parçasını düşünerek yoluma devam ettim. Bir sene bir aynlıktan sonra raslamış. «Saç kümesin hırdavat eşyası arasmda dolu o sız başı, geniş alnı, derin ve mahzun gözlarak duran o tüfek kadar garibdi he leri, arzın bütün rüzgârlarile kararmış, men hemen. Romada, tahta daha ziyade sinirli ve zayıf çehresi hâlâ gözlerimin önündedir. Petroff affedildi ve Rusyaya nadirattandır. Sonderece müteheyyîç, lokantama gir dönebildi. Petersbourg'da öldü. Bu hadim. Her vakit yaptığım gibi, yemeğimi rikulâde adamm nasıl, ne tarzda öldüğübitirince, Piazz d'Espana'nın orada bu nü biliyor musun? Bir gün mektub ya lunan Greco kahvesine gitmek üzere Via zarken kalemucu parmağına batar. Sol Condotti tarafına doğru uzandım. Oğ kolunu kestikleri halde kangrenden kurleden sonraki birkaç dakikamı orada tulamaz ve bir hafta sonra ölür.» memleketimin gazetelerini okumakla geçirdim. Gazetemi katlayıp kalkmak üzereyken birisi omzuma dokundu ve elini uzattı. Dostlarımdan biriydi. Şaşkın bir hali vardı. Heyecanının sebebini sordum. Petroff isminde bir çocukluk arkadaşı nın ölümünü haber veren bir mektub aldığını söyledi. Tanıdığı en garib adam olduğunu ilâve etti ve bana bu adamın hikâyesini anlattı. Ve ilâve etti: «Sahiden, bu harikulâde hayatı ve bu beklenmiyen sonu dü şündükçe hayatımızm öleceğimiz saniye ve yeri yorulmaksızm aramaktan başka birşey olmadığma hükmedeceğim geli yor. Ne dersin, öyle değil mi?» O günkü garib vak'alarm sinirlerim üzerindeki tesiri hâlâ zail olmamıştı. Ona, kendi düşünceme cevab verir gibi, Chateaubriand'ın şu sözünü hatırlattım: «Bundan otuz sene kadar evvel Pet «Bütün hayatımız mezanmız etrafında ' roff, SaintPetersbourg'un gözde ve eğ dönüp durmakla geçer.» lence düşkünü bir zabitiydi. Büyük bir Çeviren: serveti vardı, zeki görünüyordu. Mesle CEVAD SADIK ğinde çok ilerilere gideceğinde herkes müttefikti. Maalesef Petroff, sefaheti itiBiR YANLIŞLIGI yad haline getirmiş kimselerle düşüp •" TASHiH! kalkmağa basladı ve bütün servetini çabucak eritti. Borcetmek mecburiyetinde kaldı; istediği parayı güçlük çekmeden ÖLÜM buldu. Fakat bu haberin nişanlısmm kuSineması önünde vesaiti nakliye Eczacı Bay Kirkor Serkisyan vefat etlağına gitmesi düşüncesine tahammül ve halkın yığılmasma sebeb sine miştir. Cenaze merasimi yarınki pazar manın lüksürden fazla oynadıjı edemedi; bu kâbus öyle bir fikri sabit günü saat 14,30 da Pangaltı Ermeni kaderecesine geldi ki ondan anide ve bektolik Mıhıtarist kilisesinde yapılacaktır. lenmedik bir tarzda silkindi: Gidip ala caklılannı öldürdü. Kültür Bakanlığını ilk okul öğret menlerinin meslekî bilgilerini arttır mak, onlara birçok memleketlerin mu vaffakiyetle tatbik ettikleri usulleri öğretmek, bu suretle ilk okul talebesini daha olgun olarak j'etiştirmek maksa dile cîlk Okul Oğretmen Kılavuzlam adlı neşre başladığı bu kitab serisi dolayısile nekadar alkışlasak yerinde olur. Bugüne kadar neşredilen ve şimdi takdim edeceğimiz bu kitablarm mahivetini anlar anlamaz karilerimizin de bu kanaate iştirak edeceklerinden eminiz. Birinci Kılavuz, îlk Tedrisat Müfet tişlerinden Muvaffak Uyanığtn yedi muhtelif esere müracaat ederek vücude getirdiği dört kısımdan mürekkeb «Yeni Mektebin Ders Vasıtalarmdan Kum» adlı bir kitabdır. Birinci kısmı, kum işlerine ve naza riyatına, ikincisi kum işleri eşya ve malzemesine; üçüncüsü kum isleri tekniğine; dördüncüsü de müfredat prog ramına göre kum vazifelerine hasrolunmuştur. Bu kitabı henüz bilmivenlere ehemmiyetini takdir için bu kadar malumat bile kifayet eder. İçinde güzel resimler de vardır. Ve her bakımdan kolayca istifade edilebilecek bir şekilde ha7irlanmıştır. İkinci Kılavuz, M. Rauf İnanın Karl Linke'den tercüme ettiği «Serbest Tahrir» adlı bir eserdir. Duyulan kat'î ih tiyacları önlemek üzere kısmen de bir heyet halinde, eserin mekteblerimize tatbik cihetleri de gözönüne alınarak. calışılmıs ve itina ile vücude getirilmiş bir eserdir. <Bu kitabdan umdukları mız> adlı ön söz eseri karilere çok gü zel tanıtmakta ve başlangıcmda Karl Linke hakkında da malumat verilmektedir. Üçüncü Kılavuz, Muvaffak Uyanığın tYeni Okulun Ders Vasıtalarmdan Gazete» adlı eseridir. Gündelik bir gazete Bibliyoğrafya sütununda derhal yer alması lâzım gelen bu eserden 12 haziran 1937 tarihli savımızda lâyık olduğu ehemmivetle bahsetmiştik. Dördüncü Kılavuz. A. Fuad Bavmu run «Hayat Bilgisi Öğretimi> adlı eseridir. «Bizde tatbik edilen toplu tedri sin bel kemiğini teşkil eden hayat bilgisi» usulünü teşrih etmekte, diğer derslerle olan münasebet ve alâkasmı ay dınlatmaktadır. Sonundaki dört sahife tutan biblivoğrafyadan kitab yazılırken istifade edilen eserlerin isimlerini okumakla eserin ciddiyet ve ehemmiyetini anlamak kolavlıkla kabil olmaktadır. Bu bibliyoğrafya mevzula daha fazla alâkadar olmak istiyeceklerin de çok işine yarıyacaktır. Beşinci Kılavuz. Kemal Kavanm Richard Rothe'dan tercüme ettiği «Resim Dersleri> adlı bir eseridir. Kitabda mevcud, altı yaşından on vaşına kadar ço cuklara yaptırılabilecek, resim örnek lerinden müellifin resim öğretimi hakkmdaki görüş ve düsünüşünü anlamak kabildir. Bu kitab da her halde resim öğretmenlerine yeni görüşler kazandıracak mahivettedir. Amerikalı filim âmilleri durmadan artist taşıyorlar Fransız Veda Ann Borg ile Avusturyalı Della Lind de Holivuddaki san'atkârlar arasına karıştılar L3L*. S9S4 RADVO Bu aksamki program j 12,30 çocuk tiyatrosu: Lafontenin eserleri 13,00 havadis 13,15 muhtelif plâk neşrıyatı 14,00 SON 18,30 plâkla dans musikisi 19,00 Inci tarafından türkça Şan, piyano refakatıle 19,30 konferans: Dr. İbrahim Zati tarafından 20,00 Necdet ve arkadaşları tarafından Turk musı kisi ve halk şarkıları 20,30 Ömer Rıza tarafından arabca soylev 20,45 Semahat ve arkadajşları tarafından Türk musikisi ve halk şarkıları, (Saat ayarı) 21,15 ORKESTRA 22,15 Ajans ve Borsa haberleri ve ertesi günün programı 22,30 plâkla sololar, opera ve operet parçaları 23,00 SON. VİYANA: 18,30 karışık yaym 19 halk şarkılari, ev musikisini öğrenelim, gramofon 20 05 karışık yaym 20 30 ŞAN VE MTJSİKI 22,10 ORKESTRA KONSERİ 23,05 ESKİ MTJSİKI. BERLIN: 19,05 OPERET MELODİLERİ 20,05 h a berler 20 15 EÖLENCELİ MUSIKI 21,05 gunün akisleri, sonra KLÂSİK MUSİKİ 22,05 AĞIZDAN ÜFLEME ÂLETLER OR KESTRASI 23 05 hava, haberler, spor 23 35 DANS MUSİKİSİ. PEŞTE: 18,05 roportaj 18,40 ÇİNGENE ORKES TRASI 19 35 hikâye 20,05 ORKESTRA KONSERİ 21,05 gramofon 23 haberler23,35 KONSER 1,10 haberler. BÜKREŞ: 19 05 ASKERÎ BANDO 20,10 konferans20 25 ŞARKILAR 20,50 mektub kutusu 21 05 KORO KONSERİ 21,35 AKŞAM KONSERİ 22 35 hava, haberler ve saire • 22,50 KONSER 23 50 haberler. BELGRAD: 18,25 MUSİKİ 19 25 gramofon, ulusal yayın. haberler 21,05 opera yayını 23,05 haberler. LONDRA: 18 05 karışık program 19,05 çocuklann zamanı 20.05 talebe şarkıları 20,35 pi yes 21 25 spor, haberler 21,35 ASKERÎ BANDO 22,05 münakaşa 22,55 ŞARKI LAR 23,15 SENFONİK KONSER 24,05 haberler, hava, spor ve saıre 24,35 DANS ORKESTRASI. PARİS [ P T T . l : 18,35 SENFONİK KONSER 21,05 haberler, eğlenceli yayın 22,35 OPERET YA YINI, haberler, gramofon, hava 1,05 komedi. ROMA: ' 18,20 DANS MUSİKİSİ 19 amele yayı • nı 21,45 karışık musiki 22,05 ÇİNGENE ORKESTRASI 24 05 haberler, hava 24,20 DANS MUSIKISİ. ÎSTANBUL : Veda Ann Borg Böyle giderse Avrupada sinemacılık san'atı birdenbire iflâs edecek.. Ameri kalılar işe yarar bir artist gördüler mi hemen ahp memleketlerine götürüyorlar. Fransız aktör ve aktrislerinin hemen yarısı Amerikada.. Hele kalbur üstünde kalanlann bir türlü yakasını bırakmıyorlar. İşte o kafileye kanşanlardan bir güzel kız daha.. Veda Ann Borg.. Veda bir Fransız muharririle muharriresinin Clemence Dervaux ile Elie Dervaux'nun evlâdıdır. Kız da annesi ve babası gibi edebiyata meraklı olmakla beraber daima aktris olmağa da heves ederdi. Nihayet gayesine erişti. Meşhur «Tovariş» piyesinde başrolü oynıyacak kadar bir meharet sahibi oldu. Londrada bir turne temsilinde D. W. Griffith tarafından görülüp beğenildi. «Solmuş Zambak» filminin yeni versionunda oynamak üzere angaje edildi. Fakat Griffith o filmi çeviremedi, onu «Pickford Lasky» şirketine devretti. Halbuki Pickford Lasky şirketi dagıldı. Bunun üzerine Veda M. G. M. müessesesine intisab etti. Kendi sine henüz filim çevirmek nasib olmadı Sakin bir hayat geçiriyor, arasıra stüdyoya gidiyor ve bekliyor.. Della Lind çok seyahat etti. Çocuk hayatı daima neş'eli geçti. Para sıkmtısı nedır, hayatta böyle birşey bilmedi. Fakat babasının işleri bozuldu. Della o zaman çalışmağa mecbur oldu. Berlinde yapılan bir tecrübe onun artist olabileceğini isbat etti. Paul Köhner, Della'yı temsillerinin birinde gördü ve Holivud'a götürmeği teklif etti. Kız itiraz etmedi ve şimdi Della koynunda uzun müddetli bir kuntratla sinema payitahtında dolaşıyor, bir müddet Paramount'ta artist namzedliği etti, şimdi M. G. M. şirketine intisab etmiş bulunuyor. Della'yı bu tarife nazaran şöyle böyle bir kız zannetmeyiniz.. Artistliğe olan istidadlarından maada şu meziyetleri de var: Altı di! konusuyor, tayyarecilik şehadetnamesine sahib.. ( Bir iki satırla.. •^ Jackie Coogan ile Betty Grable'm nikâhları 18 birincikânunda yapılacak tır. Fakat Jackie karısının evlendikten sonra artistlik hayatına devam etmesiui Bu gece şehrimizin muhtelif semtlerinde* münasib görmemektedir. Ona daha şim ki nobetçi eczaneler şunlardır: diden «Bu meslekten ya sen vazgeç, ya îstanbul ciheti: Eminönü (Mehmed Kâzım), Fatih (HamDella Lind'e gelince, bu Viyanalı kız ben vazgeçeyim!» diye ültimatom ver di), Karagümrük (Mehmed Fuad), Bakır • iki sebeb dolayısile artist olmuştur. Bi miştir. köy (Merkez), Samatya (Çola), Alemdar rincisi annesine, babasma yalan söyle •Jc Shirley Templ yeni çevireceği fII Divanyolunda (Esad">. Şehremini (Ahmed miş olmak yüzünden, diğeri de kendi minde saçının o güzel buklelerinden mah Hamdi), Aksarayda (Ziya Nuri), Fener Balatta (Merkez), Beyazıdda (Cemil), Kü « « şahsî merak ve istidadı hasebile.. rum olarak ortaya çıkacaktır. çükpazarda (Yorgi). ' Della'nm ailesi Viyanadaki tiyatro ve •İf Loretta Young ile Don Ameche'in Beyoğlu ciheti : san'at mehafilinde meşhur şahsiyetlerden çevirmekte oldukları «Ateş Altında Şişli Pangaltıda fNargileciyan), Taksim.'» mürekkebdir. Zengin çocuklarına mah Aşk» filminin ismi «tspanya Macerala de (Limoiıciyan), Beyoğlu Istiklâl cadde sinde (Della Suda), Tepebasında (Kinyo « sus hususî mekteblerden birinde okudu ve rı» na cevrilmistir. 11), Galatada (Hüseyin Hüsnü), Kasımpasada (Vasıf), Haskoy Halıcıoğlunda (Barbud), Sarıyerde (Nuri), Tarabya, Yeni köy, Emirgân, Rumelihisar, Bebek, Arna \riidkoy, Ortaköy eczaneleri, Beşiktaşta (Nail). Zevcini öldürmüş mü? Dramın y e g â n e şahidi olarak Kadıköy İskele caddesinde (Sotiryadis), mahkemeye celbedilen oğlu ne diyecek?... Yeldeğirmeninde (Üçler), Üsküdarda (Se limiye eczanesi). Büyükadada (Halk), Heybellde (TomadLs). NÖBETCÎ FC7ANELER M NA W A L E W S K A AY Bugün S U M E R sinemasında ilâveten EKLER JURNAL son dünya havadisleri ALEMDAR göreceğiniz bu zengin ve muhteşem olduğu kadar alâkabahş Hlme lâyık yıldızları: Teşekkür Dünkü sayımızda vefatı teessürle bil* dirilen emekli Tuğbay Abdülhamid Kültürün cenazesinin askerî me * rasimle kaldınlmasmı temin eden muhterem îstanbul Komutanı General Halis ve Tümgeneral Tufana ve merasimde bulunan Rami topcu kıslası asteğmeni tsmail. yarsübay Kemalle erlere ve te essürlerimize istirak lutfunda bulunan akraba ve dostlarımıza alenen teşekkür ederiz. Eşi: Refika, kızları: Ayşe, Fahire ve Nadide. torunu: Numan, damadı: Cevdet Olga Tchekowa ve Maıia Andergast dır. MATMAZEL DOKTOR'un i=mini unutmıyacaklardır POLA NEGRİ'nin şedövrü • Petroff, Sakhaline adasmda yirmi beş sene küreğe mahkum ve medenî ve siyasî hakları sakıt oldu. Birkaç sene sonra, şavanı hayret bir cesaret ve soğukkanhlıkla, oradan kaçmağa muva£fak oldu. Şiddetli bir fırtına esnasmda mahpesinin penceresinden küçücük bir kayığa atladı ve sahilden uzaklaştı. Enginde gün Moskova Şanghay ve LOREL • HARDi'nin rrnrkçe) lürkiye... Fransa... Almanva.. Hıç bir vanit aslen istanbuılu, bir fransızın zevcesi ve bir Alman casusu olan ve S â vazife almış ve esrarengnz casus, jrÜ2el Kan kardeşler eserleridir ALEMDAR bir sürpriz hazırlıyor! Baş SÜMER rollerde: önümüzdeki Pazartesi akşamından itibaren SÎNEMAS1NDA VEFAT Kırk sekiz senedenberi ziraat maki neleri ticaretile iştigal eden ve ziraat kalkınmasına büyük hizmetleri olan Bay Erdekte muhtarlar için açılan knrs DiTA PARLOV ve PiERRE BLANCHRD Bu, bir Fransız süperfilmidir. Bagdasar Kazanciyan vefat etmiştir. Cenaze merasimi 17 birinciteşrin 1937 de saat 14 te Beyoğlu Bahkpazarı Ermeni kilisesinde yapıla caktır. Şişli Ermeni mezarlığmda kendi hususî mahalline defnedileceği teessürle ilân olunur. Beyaz Zambak Fransızca T U R K SineiTICISIIICIG Bugün iki büyük film birden Fransızca Çifte Kumrular LiLiAN HARVEY HENRİ GARAT asrî veni ik fevkalâHe nes'eli film KAY Bir penc ka^mın FRANCiS RiCARDO CORTEZ meraklı ni3cprası Teşekkür Dün, Sebidliğe göz yaşlarile gömdü ğümüz Tıb talebesinden Hüseyin Turgud Özemin cenaze törenine iştirak ve ailesine taziyet lutfunda bulunan de ğerli dekan ve hocalarile ebedî medfe nine son teşyide emsalsiz bir samimiyet ve teessür tezahürü gösteren sevgili arkadaşlarma candan ve özden teşekkür lerimizi sunarız. Sıdık'a ve Atıf Erke ERTUĞRUL SADİ TEK TİYATROSU (AKSARAYDA) 21/10/937 den itibaren her gece ve pazarları (UMUMA) Cumartesi (Talebeye) S"»n mida LA DAM Erdek (Hususî) Koy kanununun tatbikatında muhtarlara terettüb eden vezaifi daha mükemmel bir surette ifa edebilmeleri için kazaya tâbi bütün köy muhtarları ilkmekteb binasında açılan kursta on beş gün müddetle ders gör müşler ve bilumum köy muamelâtı hakkmda mühım istııadeler temin et mişlerdir. Kursun son bulduğu günün akşamı Erdek Belediyesi ders veren daıre âmirlerile muhtarlara bir ziyafet vermiştir. Gönderdiğim resim, köy muhtarlarmı muallimlerile birlikte göstermektedir. SENENİN İLK HAKİKÎ BUYüK ŞAhESERi İPEK MELEK ve izmirde ELHAMRA Sinemalarında gösteriliyor. En büyük şaheseri yakında BugOn İPEK sinemasında saat 12,30 da talebe matinesi ^ Görülmemîş muvaffakiyetlerle O KAMELYA TÜRK sinemasında MARTHA EGGERTH'in ilk Fransızca filmi SARAY KONSERi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle