Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16 Birincitesrin 1937 CUMUUKIKET Hâdiseler arasında 8ÖN Tornistan edebiyatı ün, Fikri Akurgal imzalı bir mektub aldım. Mükemmel bir tahlil ve temyiz hassasile selim bir zevk mahsulü olduğunu her cümlesinde kabul ettiren bu mektub, Fransız edebiyatından yeni tercüme edilen bir eserin kusurlannı, asıllarile altalta koyarak ortaya vuruyor ve Tanzimattanberi sü • ren bir tercüme dramı halinde, ya bancı dil bilenlerin tüylerini ürperten şaheser katliâmma karşı, samimî bir fikir adamının teessürlerini boşaltı yor. Meseleyi şimdilik hususî zaviye sinden çıkarmak istediğim için o eserin adını yazmıyacağım. Çün kü bu meselenin kendisinden bahsettirmeğe lâyık tarafı, umumî olmasıdır. Bu umumî vasfından da şu çı kar: Dünkü cuma giinüne kadar cihan edebiyatından türkçeye çevril miş bütün eserlerin tercümesi, yüzde doksan dokuz, kötüdür. Sade yanlış değil, kötüdür: Çün kü yanlışlık doğruluğa mâni olur; fakat kötülük, bir eserin kelime, sarf ve nahiv bünyesini de aşabilen gü zelliğini berbad eder. Yanlış fakat güzel, doğru fakat kötü tercümeler yok değildir. Bizim tercümelerimizin çoğu hem yanlıştır, hem de kötü. •• • Evvelce de yazmıştım. Bence te lif ve tercüme birbirinden ayn şeyler değildir. Anatole France, tercümeyi kumaşın tersine benzetiyor. Bilâkis, tercüme, ashndaki modele göre bir kumaşm yeniden dokunmasını andıran tam bir usta işidir. Her köşebaşı terzisi bir elbiseyi tornistan edebilir; fakat iyi bir elbiseyi model alarak tekrar biçebilmek için ayni ustanın ekolünde pişmiş bir çırağın olgunluk devresini bitirmiş olmak lâzımdır. Türkiyede neden iyi telif azsa o nun için iyi tercüme azdır. Bir eserin kelimelerini ve nahvî dokumasını çevirmek için iki lisanı iyi bilmek yetişir ama, bir eserin ruhî dokumasını tekrarlamak için, baştan sonuna kadar, müellifi terleten yaratma çilesini çekmek zarureti vardır. Modeli gözönünde olduğu için tercümeyi teliften ayuan kolayhk farkı inkâr edilemez; fakat tercüme işini küçük bir tornistan zahmetine kadar indirenler, ter sile yüzü asla bir olmıyan manaları kumaş ayni kumaş olduğu halde altüst etlerler. Bunun için biz cihan edebiyatını tercüme değil, tornistan ediyoruz. Bu kötü çevirmelere cihan edebiya tı değil, bütün o çeşid çeşid «nakil, tatbik, adaptasyon» dediğimiz nevi den, halis yerli, tornistan edebiyatı demek doğru olur. Büyük davalar MAKASLAMA ILE MÜCADELE: Hurda madenleri askerî fabrikalar satın alacak Hurda demir, pirinç, bakır, tutya, alüminyom ve emsalinin dışarı çıkarılması memleket müdafaası bakımından zararlı görülüyor Ankara 15 (Hususî muhabirimiz den) Bazı maden htırddlarının dışan çıkarılmasının yasak edilmesi ve satın alınması hakkında hükumetin hazırladığı kanun projesinin Meclisin bu devresinde çıkması beklenmektedir. Memleketin müdafaası bakımından madenlerimizi işletinciye kadar memle kette mevcud ve az miktarda bulunan hurda demir, pirinç, bakır, tutya, alo minyüm ve benzerlerinin varlîğına muhtaç bulunduğumuza işaret eden projc nin birinci maddesine gore yukarıda ismi geçen madenler hurdalarile bunların hurda halindeki halitalarının ve kullanılmıyacak bir hale gelmis bütün muharrik ve müteharrik vasıtaların memleket dışına çıkması menedilmiştir. Bunların memleket içinde satılması serbesttir. Resmî dairelerde ve müesseselerde bu maddelerden kendi ihtiyaçlanndan fazla olanlar 2490 sayılı kanunun 66 ncı maddesine göre askerî fabrikalara devredilecektir. Askerî fabrikalar umum müdür liiğü bütçesine her sene lüzumu kadar ayrıca tahsısat konulacaktır. Projenin mucib sebeble lâyihasında şunlar vardır: «Fabrikalarımızda harb yıllarındaki ihtiyaçlarına biricik kayjıak olan ve memleket içinde gittikçe azalan bu hurda ların memleket dışına ç'karılmasmm yasak edilmesile beraber memleket dahi linde her tiirlü satışın scrbest tutulması ve harice çıkarılamıyan, devlet daire ve müesseselerının ıhtıyacmdan fazla kala cak olan hurdaların fabrikalarımıza kaynak olacak duruma getırılmesı gereklı görülmüştür. Askerî fabrikalarca satın alınacak ve ihtiyaç zamanına kadar depo dahi linde bekletilecek olan bu hurdalar, fabrıkalarm mütedavil sennayesini daima artırarak bu işe bağlamak zaruretini meydana koyacaktır. Bu hurdaların birikmesi nıillî seferberlik bakımından liizumlu hale göre birçok Vekâletlerî alâkadar edecek bir devlet işi olması bakımmdan ucuza mal edilmesi gerekli görülmüştür. Bir harb yılında men;leket müdafaası yolunda kullanılmak üzere şimdiden fabrikalarca birıktirilecek olan bu hurdaların az bir ücretle hatta kabilse ücretsiz olarak taşınması faydalıdır. Nakil ücreti ne dereceye kadar artırıhrsa bu maksada ayrılan para o nisbette daha çabuk bitecek ve hurda madenler satın alınamıyarak sahiblerinin ellerinde kalınak suretüe zararlarını mucib olacaktır. Bundan dolayı yalnızca Devlet Demiryolları mevzuatına uymak üzere nakliye ücreti için ton başına 5 santim verilmesi muvafık görül tür. Askerî fabrikalar namına satın alınıp muhtelif yerlerde biriktirilecek >olan bu hurdaların satın almmasile beraber fab rikaların bulunduğu mahalle nakline kadar geçecek zaman zarfmda devlet malı olan bu hurdalann mahalli hükumetçe muhafaza edilmesi en uygun görülmüş tür. Hurda madenlerin memleket içinde her yıl muayyen miktarda satın alınabilmesi ve tüccarlann da mallarını dışarı çikaramadıklarından zararlarını mucib olmaması yüzünden askerî fabrikaların mütedavil sermayesine bu maksadla bir miktar tahsısat konulması zaruridir. Askerî fabrikaların halen mütedavil serma yesile bu hurdaların satın almması, fab rikaların malzeme üzerinde beklememe sini mucib olacaktır. Bu hurdaların millî bankalar nezdinde açılacak kredi ile de almması keza ma liyet fiatlarının nihayetsiz yükselmesine ve mal sahiblerinin de zarar görmesine sebeb verecektir. Bu itibarla son seneler istatistiğine göre memleketten dışarı çıkarılan hurdalann tutarı gdzönünde bulun durularak bu mühim iş için askerî fabrikaların mütedavil sermayesine en az olarak senevî 50,000 liranın ilâyesi zarurî ve lüzumlu görülmüştür.» , llllllllllllllllllllıııı BerlinRoma mihveri ve merkezî Avrupa ParisSoir gazetesinin Varşovaya sureti mahsusada gönderdiği muhabiri, o radan yazdığı bir mektubda, Mussolininin Berline seyahati münasebetile, Le hislan Almanya münasebatı hakkında şu tafsilâtı veriyor: Hitler'le Mussolini'nin mülâkatı, bu rada, umumiyetle zannedildiği ve bilhassa bu iki devlet adamının ümid ettiği tesiri yapmamıştır. Varşovada, efkârı u mumiye, bu mülâkatın, daha ziyade dahilî bir tesir uyandırmağa matuf olduğu merkezindedir. «Kimi aldatmak istiyorlar? deniyor, Almanlar hakperest insanlardır, malum; fakat bir dereceye kadar.... İtalyanlar da öyle.» Budapeşte gibî, Lehlilerin de, Al manlara karşı soğuk davrandıklarmı gordüm. Lehliler diyorlar ki: Şu son dört beş sene îçinde, bizim vaziyetimiz size hayli muammalı görün müştür. Fakat hâdisatın cereyan tarzını bir düşününüz. Bundan yedi sekiz sene evvel, size, Almanyaya karşı tahaffuzî mahiyette bir harb yapmak teklifinde bulunmuştuk. İş basit birşeydi. Çünkü o tarihte, Almanya, bugünkü askerî kudrette değildi. Halbuki siz reddettiniz. Reddetmekle kalmadmız, Rusya veya Almanya tarafmdan bir tecavüze maruz kaldığımız takdirde bize katiyyen yardım etmiyeceğinizi rasgele ilân ettiniz. Bütün hududları tehdid altmda bu Iunan biz 32 milyonluk ufacık millet, bu vaziyet karşısında ne yapabilirdik? Rusya ile ittifak imkânı yoktu, çünkü komünizmden nefret ediyoruz. îş, Almanya nın teveccühünü kazanmağa kalıyordu. Biz de bunu yaptık. Bugün görüyoruz ki, bu işte aldatılmışız. Silezya'nm Al manlarda kalan Lehli ekalliyeti şimdiye kadar görülmemiş mezalime maruz.. Mekteblerimiz birer birer kapandı, ga zetelerimiz tatil edildi, muharrirlerimiz hissiyatını izhardan menedildi. Bugün bir tek Lehli yoktur ki Almanya ile samimî bir dostluk teessüsünü imkân dahilinde görsün. Bunun üzerine, biz de tekrar Fransaya teveccüh ediyoruz. Fransa taarruza uğrarsa derhal harbe iştirak edeceğimizi tazammün eden muahedeye hâlâ riayet ettiğimizi unutmayınız. 7 martta, Hitler Rhin mıntakasını işgal ettiği zaman, mukabil harekete geçmek istediğiniz tak dirde, bizi, yanıbaşınızda bulacağınızı, size ilk defa telgrafla bildiren biz olmuştuk. Bu kanaatimiz değişmemiştir. An cak, Sovyetlerle olan münasebatımız bizi kuşkulandırıyor. Moskovaya uyarak içine sürükleneceğiniz bir harbe ne pa hasına olursa olsun iştirak edemeyiz. Böyle bir harb vukuunda, neticenin ne olacağını pekâlâ takdir ediyoruz. Rus ordulan gene arazimizi çiğneyip geçe cekler, topraklanmızı şarkla garbın mu harebe sahnesi haline getirecekler ve si zin için en mes'ud bir ihtimal olan Al manyanın mağlubiyeti halinde bizim istiklâlhniz mahvolacaktır. Rusya, mem leketimize bir girdi mi, bir daha çıkmı yacaktır.» Lehistana gelinciye kadar, Lehlilerin Çeklere nekadar büyük bir düşmanlık beslediklerini tahmin edemiyordum. Bu iki milletin kankardeşi oluşu, dilleri a rasmda fransızca ile Ispanyolca arasm daki müşabehetten daha fazla bir ben zerlik bulunması, bu nefrete ihtimal verdirmez. Lehlilerin ifadesine nazaran, Büyük Harbde, Lehistan, Almanya, Ukrayna ve Rusya ile uğraşırken, Çekler, Lehlileri arkadan vurmuşlardır. Düşmanlığm en büyük sebebi budur. Lehistandaki Yahudilere gelince, nüfusun % 13 ünü teşkil eden bu millet efradından bazılan, memleketin en büyük sermayelerini ellerinde tutan son derece zengin insanlar, bazılan da son derece sefıl kimselerdir. Lehliler, Yahudilere karşı tatbik edi len muamele bakımından ikiye ayrılırlar. Bir kısmı, Yahudilerin Almanyada ol duğu gibi uluorta koğulması taraftarıdır; diğer bir kısmı da, Yahudilerin ne faaliyetinden ne de parasından vareste kal mak mümkün olmadığı mütaleasındadır. Diğer taraftan, Leh Yahudileri, Al manyada olduğu gibi, memleketin içti maî hayatında büyük mevkilere sahib değil, bilâkis ekseriyet itibarile sefalet içinde puyandır. Burada, ünîversite talebesi arasmda mevcud Yahudiler, derslere, memleketin umumî nüfusu içindeki nisbetlerile mütenasib adedde iştirak edebilirler. Bunun sebebi de, Yahudilerin, kültür hayatın da mühim bir mevki edinmemelerinin teminidir. Böyle hareket edilmediği takdirde, kısa bir zaman zarfmda, bütün avukatların, bütün doktorlann, bütün profesörlerin, Yahudilerden yetişeceğine şüphe yoktur. Yahudiler, bu muameleyi büyük bir haksızlık telâkki ettikleri için, Yahudi gencliğinin yüzde doksanı ya açıktan açığa yahud gizlice komünist emeller beslemektedir. 5 U sırada Lehistanda mev cud Yahudi aleyhtarlığı cereyanı, işte bu vazıyetın aksülâmelidır. Maamafih, Lehistan, diktatörlüğe değil, muhafazakâr bir demokrasiye doğru gider gibi görünmektedir. Son günlerde büyük bir alâka ile takib edilen bir me sele vardır ki, o da, müteaddid dereceli intihab usulünün tek dereceli intihab u sulüne kalbi meselesıdir. Bu husustaki kanun, beklenildiği gibi, kabul edildiği takdirde, Lehistanın Almanyadan ve o nun Hitlerci rejiminden uzaklasması için bir sebeb daha zuhur edecek demektir. Cürmü meşhudlar çoğalıyor Son Posta refikimiz dün güzel bir oyunla «Haber» gazetesinin ötedenberi malum foyasını bir defa daha meydana çıkarmıştır. Mesele şudur: Son Posta refikimiz Diyarbekir muhabirin den aldığı ve San'at mektebi talebesin den birinin fen muallimi Vahidi ağır surette yaraladığına dair olan bir telgrafı neşrederken kendisinden bir saat sonra çıkan Haber gazetesile bir diğerinin bu havadisi kapışacaklannı düşünmüş ve kasden «Vahid» ismini «Abdülvahid» şeklinde yazmıştır. Hususî istihbarati le (!) hele şu son günlerde pek öğünmeğe başlamış olan «Haber» gazetesi bu havadisi görünce yeni bir vurgunun dehşetli sevincile makasa sarılmış, telgrafm başına tereddüd etmeden mağrur bir «hususî» kelimesi yerleştirerek olduğu gibi yani «Abdülvahid» şeklinde neşreN miştir. Bu yerinde ve muvaffak oyunla «Haber» gazetesinin «hususî muhabirlerinin» filhakika pek çok (!) ve dünya + nın her tarafma yayılmış (!) olduğu ar* tık itiraza tahammülü olmıyan bir vazi * yette ispat edilmiş bulunuyor. «Haber» in havadis makasladığı gibî «Akşam» gazetesinin de daha ziyada fotoğrafa düşkün olduğunu dün kâfi delillerle göstermiştik. Bu sonuncu gazete evvelkinden daha büyük olduğu için elbette gördüğü işin de daha büyük çapta olmasını kendisine yakıştırırdı. Ancak' dün sorduğumuz suallere cevab verecelt yerde «Akşam», «Haber» in «Cumhu * riyet» i dava edisinden istifade ederell manevra fotoğraflannın emsalsiz «cür * mü meşhudunu» yeniden patırtıya getir « mek yolunu tercih etmiş.. Öyle olsun. Fakat dava iki kişi arasında görülen bir hesabdır. Buna bir üçüncünün kanşma •* sma ne deneceğini «Akşam» pekâlâ bilir sanmz. I Filistinde suikasdlar ve isyan patlak verdi Londra 15 (Hususî) Filistinde vaziyet yeniden karıştığından bugün Kudüste örfî idare ilân edilmiştir. Kudüsten celbedilen polis kuvvetle rile Arablar arasında kanlı müsademeler olmuş, Arablar büyük zayiat vermişler dir. Aynca TelAviv yolunda da Arablar bir kamyonu yakmışlardır. Bu baskın neticesinde bir Arab ölmüş 5 Yahu<ii ağır surette yaralanmıştır. Gündüz seferleri Bir trene suikasd Avusturya rejisi Istanbul Ankara arasın Memleketimizden çok da yeni trenler işliyecek miktarda tütün alacak Ankara 15 (Telefonla) Ankara ile îstanbul arasmda her gün akşamları hareket eden iki katardan başka gün düz seferlerinin de devamlı bir şekilde tesisine karar verildi. Bu ayın yirmi birinden itibaren Ankaradan pazar, salı, çarşamba. ve cuma günleri sabah sekizi yirmide kalkacak olan tren Haydarpaşaya yirmide varacak, Haydarpaşadan da pazar, salı, perşembe ve cumartesi günleri dokuzda hareket edecek tren Ankaraya yirmi biri üç geçe gelecektir. Devlet Demiryolları bu gündüz sürat katarlarından ayrıca ekspres ücreti farkı almıyacaktır. Ankara 15 (Telefonla) Şehrimizde bulunan Avusturya rejisi umum müdürü. memleketimizden külliyetli mik tarda tütün mübayaası yolunda temaslarda bulunmaktadır. Umum müdürle arkadaşları şerefine bugün İktısad Vekâleti tarafmdan Anadolu kulübünde bir ziyafet verildi. Ziyafette Ziraat Vekili Şakir Kesebir, İnhisarlar Vekili Ali Rana Tarhan, Hariciye, Ziraat ve İktısad Vekâletleri Sivasî Müsteşarları. İktısad Vekâleti Daimî Müsteşan Faik Kurdoğlu. Ziraat ve İş Bankaları U mum müdürleri hazır bulundular. Zi vafette Avusturya rejisi ve Türk tütünleri hakkında dostane sözler söylendi. PEYAMt SAFA Hataylılar yeni rejimi bekliyor Vergi borcu yüzünden hacizler gene başladı Adana 15 (Hususî muhabirimiz den) Alınan haberlere göre, Hatayın ıstıklâline kavuşmasile oradakı vazıfesı b'tmek üzere olan muhafız Hüsnü, $a ma çiderek Cemil Mürdümü ziyaret etmiştır. Sancağın son muhafızı, Surıyede başka bir memuriyete tayin edilecektir. Yeni tayin edilen jandarma kumandanı yüzbaşı Sadık, bjtaraflığile şimdiden halkın derin sempatisini kazanmıştır. Hak kındaki sikâyetler çoğald:sı icin kuman dan muavini Sa'âhaddinin de vazifesine nihayet verilmiştir. Türk Yunan heyeti Meriç kıyılarmda Edirne 15 (A.A.) Türk ve Yunan salâhiyetli komisyonları Meriç nehrinde etüdlerine ve bir kısmı da işe başlamışlardır. Bu hayırlı başlangıç üç beş sene içinde nehirlerin taşmalarmı durduracaktır. Adana 15 (Hususî muhabirimiz den) Verilen malumata göre, Suri yede hıristiyan ahaliye karşı sümullü bir boykot hareketi baslamıstır. Fabrikalar dan hıristivan isçiler çıkanlmakta, hıristiyan müteahhidlerin kuntratları feshe d'lmektedir. Suriyede hıristiyanlara Tiyatro mektebîne alınacak karşı boykot yapılıyor talebeler Wind«or Dükünün tetkikleri Berlin 11 (Hususî) Windsor Dükü bugün Esseni ziyaret ederek dün bir maden ocağında vuku bulan grizu infilâki neticesinde yaralanan işçileri hastanede ziyaret etmiştir. Ergani istikraz tahvillerinin ikramiye keşidesi Ankara 15 (Telefonla) 933 Ergani îstikraz tahvillerinin dokuzuncu ikra miye keşidesi yarın sabah Cumhuriyet Merkez Bankasmda Malive Vekâleti ve d'ğer bankalar mümessilleri huzurun da yanılacaktır. köylü konferansmda da mevzuu bahsoAnkara 15 (Telefonla) Sıhhat Velan bu mesele hakkında Ziraat Vekâle kâletinin Hıfzıssıhha mektebinde Ve tine bilhassa Antalva ve Bilecikten şikâlete bağlı daire ve müesseselerdeki kâyetler gelmiştir. Vaziyet evvelce göndoktorlar için ikinci bir kurs açıldı. derilen talimatm bazı memurlarca anTürk Macar ticaret laşılamamıs olduğunu gösterdiğinden Vekâlet, alâkadarlara yeniden bir ta anlaşması Ankara 15 (Telefonla) Türk Ma Kiim gönderdi. Havvan servetinin e car ticaret anlasmasınm tatbıkat seyrini hemmiyetine isaret ederek kövlülere tetkik etmek üzere Ankaraya gönderi mer'aların temin edilmesini alâkadar len Macar hükumet mümessili bugün lara bildirdi. alâkadarlarla temaslara basladı. Hıfzıssıhha mektebinde ikinci bir kurs Ankara 15 (Telefonla) Tiyatro ve Opera mektebine talebe kaydı için Ankarada yapılan imtihanlar bitti. Netice pazartesiye anlaşılacaktır. Üç yüze yakm talib arasmda otuz altı talebenin seçilmesi lâzım gelmektedir. Suriyede bulunan Sancaklı zabitler, Maamafih imtihana girenlerden mü him bir ekseriyetin muvaffak olmadığı memleketlerine dönmektedırler. Delege Roger tetkik gezintilerine devam etmek anla<nhyor. tedir. Kendisi Süveydiye, Yenişehir ve Köylülere mer'a temin Reyhaniyede merasimle karşılanmıştır. edilecek Hatayın iktısadî vaziyeti çok müşkül Ankara 15 (Telefonla) Yeni orman bir safhaya girmiştir. Vergi borclarını vekanununun tatbikatı dolayısile bazı yerremiyen birçok kimselerin emlâk ve ara lerde ileride orman olması ihtimali gözisi, haczen satılmaktadır. Halk, ancak zetilerek hayvanlarm mer'asız bırakıl yeni rejim başladıktan sonra refah görüdıeı hakkında sikâyetler ahnmıştır. lebıleceğıne kanidir. Gecenlerde Gazi çiftliğinde toplanan Ağahan da Berline geldi Berlin 15 (Husttsî) Milletler Ce miyeti Asamblesi reisi Ağahan bugün Berline gelmis ve Propaganda Nazırı doktor Goebels'le uzun bir mülâkatta bulunmuştur. Ağahan Almanvada bazı tetkiklerde bulunaca g mı söylemiştir. Mısırda fevkalâde merasim îskenderiye 15 (A.A.) Mısırda kapitülâsyonların kaldırılması hakkında ki Montreux muahedesinin meriyete ko nulması münasebetile bugün fevkalâde merasim yapılmıştır. Kralın da hazır bulunduğu bu mera simde Nahas Paşa söylediği nutukta demiştir ki: « Bu muahede Mısırın hukuku hükümranisini tekemmül ettirmekte ve Mısırlılarla Mısırda oturan ecnebıler arasındaki münasebatı sağlam ve şerefli bir esasa istinad ettirmektedir.» Rumen Kralı «Fransa ordumuza güvenebilir» diyor Ankarada öğle tatili yapacak esnaf Ankara 15 (Telefonla) Ankaradakl oütün kütübhane ve kırtasiyeciler bu pazardan itibaren her gün öğleleri on üçten on dörde kadar yemek tatili yapmak üzere dükkânlarını kapamağa karar verdiler. Bükreş 15 (Hususî) Kral Karol Rumen ordusunun manevralarının bitmesi üzerine beyanatta bulunarak Fransız Erkânıharbiye reisi General Gamelin'e şunları söylemiştir: « Fransa ile dostluğumuz kuvvetli ve sarsılmaz mahiyettedir. Fransa kuvvetli Rumen ordusuna güvenebilir. Fran Mısır Kralının izdivacı sa ile dostluğumuz kâğıd üzerinde kalİskenderiye 15 (A.A.) Kral Farumıyacaktır.> kun izdivacı tarihi, ikincikânun ayının ilk haftası olarak tesbit edilmiştir. Paris 15 (Hususî) Paris borsasının Ankara futbol ajanlığı Merasim, «Mümtaze> sarayında icra bugünkü kapanış fiatları şunlardır: Ankara 15 (Telefonla) Futbol fedeedilecektir. Londra 147,36, Nevyork 29,70 1/2, Ber rasyonu asbaşkanlığma tayin edilen AnKralın hususî kâtibliği lin 1196, Brüksel 500, Amsterdam 1643,25 kara San'at mektebi müdürü Danyal Kahire 15 (A.A.) Resmî mehafil, ajanlığına Roma 156,30, Lizbon 133,96, Cenevre den açılan Ankara futbol 683, kurşun 18,07 1/2, bakır 50 1/2 Kültür direktör muavini Şerif Karslı Ali Mahir Paşanın Kralın hususî kâtib52 1/2, kalay 222,12,6, altın 140,4 1/2, intihab edildi. Mıntaka asbaşkanlığma liğine tayin edilmiş olduğu haberini tekzib etmektedir. Nasuhi Baydar getirildi. gümüş 20, çinko 17,14,4 1/2. Kudüs 15 (A.A.) Dün akşara Filistin'de pek vahim neticeler doğuran bir suikasd yapılmıştır. Meçhul şahıslar Lydda Raseles şimendifer hattında bir treni berhava etmişlerdir. Facia kurban larmın adedi yüksektir. Tafsilât alınamamıştır. Kudüste örfî idare ilân edilmiştir. Kudüs 15 (A.A.) Re'süİâyn demiryolu suikasdi hakkında yeni malumat ahnmıştır. Tedhişçiler, rayların vidalannı sökerek hattın üzerine bir bomba koyrouşlardır. Tren yoldan çıkmıştır. Lokomotifle tender rayların üzerine devril mişlerdir. Vagonlara ateş edilmiştir. Silâhlı üç kişi, bir yolcu arabasına girmeğe teşeb (Bajrara/J 1 tnct sahttede) Fransız gazelesinin yazısım aynen büs etmiş ise de trende bulunan bir polis memuru bunlardan ikisini rovelverle ölnaklediyoruz. ] Kemal Atatürk, bütün Türk kadınla dürmüştür. Uçüncüsü kaçmıştır. İki İngiliz polisi öldü rınm, yüzlerini örten ve ekserisi muhteKudüs 15 ( A . A . ) İ k i İngiliz polisi, şem gözlerini meydanda bırakan peçeyi çıkarmalarını istemişti. Devlet Reisi, bu sabah Beytülaham civarında bir A memleketinin modern şekilde tanzimini rab çetesile vukua gelen bir müsademede nasıl süratle ikmal ettiyse, kadının tekâ telef olmuştur. mülünü de öylece tahakkuk ettirdi. Geniş tevkifat Kudüs 15 (A.A.) Memleketin Kemal Atatürk, yeni milletin hayatmda faal bir rol oynamağa karar vermiş, muhtelif yerlerinde bu sabah birçok tevgene kızlar arasında, evlâd olarak, en kifat icra edilmiştir. Tevkif edilen eşhas, azimlisini ve en yılmazını intihab etti: Akkâ üsera karargâhına nakledilmiştir. Şimal hududu kapatıldı Sabiha Gökçen. Kudüs 15 (A.A.) îngiliz makamSabiha Gökçen pilotluk öğrendi ve mükemmel bir tayyareci oldu. Geçen se ları, Filistin'in şimal hududunu kapat ne haziranında, askerî tayyarecilik kurs mışlardır. larını takib etti; o askerî tayyarecilik ki, Müstemlehât Nazırımn emri iki sene sonra, Amerikadan, İngiltereden Londra 15 (A.A.) Müstemlekât ve Almanyadan satın alınan bin tayyare Nazınnın Beytüllâham'da iki İngiliz ye sahib olacaktır. polis memurunun ölümile neticelenmiş oAskerî pilot şehadetnamesi alan Sabi lan hâdise dolayısile Kudüste geceleyb ha Gökçen manevralara iştirak etmiş, ışıkların söndürülmesi ve sokağa çıkılmasonra Tuncelinde yapılan harekâtta, bir ması emrini vermiş olduğu bildirilmek tedir, keşif tayyaresile vazife almıştır. Peçesini atan bu gene Türk kızı, müMüfti kaçtı mı? temadiyen yükselerek, kendisine tevdi eKudüs 15 (A.A.) Sabahtanberi dilen vazifeleri büyük bir muvaffakiyet burada dolaşan şayialara göre Filistin le başarmış, rütbe kazanmış ve hava kuv Müftisi kıyafetini değiştirerek Suriyeye vetleri kumandaru, kendisine, bir bom kaçmıya muvaffak olmuştur. bardıman filosu kumandanlığım tevdi et$imdiye kadar tesbit edilen bir şey miştir. varsa o da, Müftinin cuma namazında Kazandığı bu şerefli mevkile müftehir bulunmadığı, ailesinin birkaç gün evvel bulunan Sabiha Gökçen büyük bir sürur Filistinden ayrıldığı ve Müftinin de iki duymaktadır. Şimdi de, Kemal Atatürk gündür hicbir ordulannm, Izmir mıntakasında yaptık ları manevralara iştirak etmiş bulunuyor. Yurddaş ! 31 birincitesrin «Beynelmilel ArtCezası affedildi tırma günüdür». Yurddaş o gün diAnkara 15 (Telefonla) Şapka giyğer uluslardan geri kalmamamız için bankaya az da olsa para yatır. mediğinden dolayı bir gün hafif hapis (Ulusal Ekonomi ve cezasına mahkum edilen İsmail oğlu Arttırma Kurumu) Ahmedin hastalığı anlaşıldığından Vekiller Heyeti cezasını afietti. Sabiha Gökçen: beynelmilel şöhret