26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 29 İkineikânun 1937 diği «... SeraskerBursa (Hususî kapısı Süvari damuhabirimizden iresi BaşkâtibliğinRusyada plânörcü den mütekaid Ha lük ve paraşütçü lid Erol> un vefatı lük tahsil ederek An millî varlığımız ikarada Türkkuşu çin büyük bir kagenclerine plânörle yıb, Türk fikir dün yaa için yeri dol Merhum Halid Erol uçuş ve paraşütle atlama öğretenlerden durulmaz bir zıyadır. nı vermişti. Yanına Lâvr«ns'i aldı. Be Dünkü neslin müstesna fıtratlann muallim Ferid Uludeviler de hecinlerine atladılar.. Ve s ü r dan, büyük mütefekkirlerinden biri o dağa gelmişti. He düler. lan merhumu bugünkü nesle tanıt nüz 22 yaşında olan Aşağıda, vadide sanki bir bora koptu. mak, içine girdiğimiz inkılâb yolunda bu gencle birlikte oHecinler gökgürültüsünü andıran bir nasıl yürünmesi lâzım geldiğini göster telden 7,5 kilomethava içinde Türklere saldırdılar. mek ohır. ro uzakta olan ve Türk piyadesi sendeledi, şaşırdı, ilerHalid, sinnen seksenini mütecaviz o Bursanın üstünde ledi geriledi, sonra bu darbeye mukavelarak vefat ettiğine göre, eski devrin yalçın kayalarla bir Uçuş muallimi Ferid, Bursa muhabirimize met edemiyerek sustu. yetiştirdiği, daha doğrusu o devirde kartal kanadı gibi Lâvrens hecininin üstünde, elinde rü intıbalarını anlatıyor kendi kendine yetişen, kendi kendini velver, ateş ediyordu. yaratan fevkalâde zekâlardan biridir. yükselmij. bulunan Yakacık sivrisine Mualliminin görebileceği şekilde elinJ Bedeviler muzaffer olmuşlardı.» O devirde «tahsil> demek medrese ders kadar kayaklı bir gezinti yaptık. Yolda paraşüt halkasına götürerek onu sımsıkı leri demek olduğundan merhum ilkön mütemadiyen paraşütçülük ve plânör kavrar. Müteakıben kanadın kenanr.a Kısaca naklettiğim bu vak'a, Fransız ce bu «<Dürusu Mürettebe> yi henüz cülükten bahsettik. muharririnin Lâvrens'in her hareketine bir gelir. Burada, muallimin atlamak için daha yirmi yaşlarmda iken hatmetmiş kahramanlık çeşnisi katmak hevesine rağInönünde plânörle dünya irtifa röko vereceği emri bekler. Muallim, atlama ve muttasıf olduğu yüksek görüşü sa men, çölde basit bir musademedir. hesablamasını yaptıktan sonra başını sal* yesinde asıl ilmin garbde olduğunu an runu kıran Feride soruyorum: Biz o sırada, bütün kuvvetimizi Ka lıyarak (Atla!) işaretin iverir, talebe o Bulutlann üstünde nasıl uçuyorsuhyarak o vakit yeni küşad edilmiş olan nah geçmeğe hasrettiğimizden, esasen saanda tereddüd etmeden önce sağ ayağım Galatasaray Sultanisinde haricden gele nuz? pa düşen Akabeyi elde tutmak için fedayürüyormuş gibi ileri atarak tayyareden cekler için açılmış olan lisan kurslarma Tıpkı Körebe oynar gibi sükunet kârlık etmeği düşünmüyorduk. devamla fransızcayı iyice öğrenmiştir. le... tnönünde bulutlardan 2000 metro aynlır. Ve derhal sol ayağını sağ ayağıFakat bilhassa kaydedilmesi lâzım geBu vasıtayı elde ettikten sonra garb nın yanına getirip havada (hazırol) vadaha yukanda idim. îrtifa aletim (dört len bir nokta vardır ki gerek Akabedeki kültürünü tetkike koyulmuş ve bütün ziyetine geçer. Bu dakikada paraşütçü Ahmed Durmuş Beyin kumandasındaki klâsiklerle beraber büyük mütefekkir bin) metroyu gösteriyordu. Fakat; rica artık yalnız paraşüt halkasile meşgul olaLâvrens Arab kıyafetile lerin eserlerini tamamile okumuştur. ederim; plânörle uçmayı ve paraşütle at caktır. Sağ elile kavramış olduğu halkayı Lâvrens İngiliz zabiti kıyafetinde tabur, gerek yukarıda bozulduklan ya • lamayı bir kahramanlıktan ziyade bu işe Şerif Hüseynin ortanca oğlu, şimdiki zılan kuvvet Türk değillerdi. Bunlar o dırında gösteriş olsun diye mükellef bir Böylece o devirde <medrese skolâstiği» kuvvetle sağa doğru çekecektir. Paraşüt nin ruhları karanlıklara boğmakta ol aşk derecesine varan bir sevgi ile merbut Şarkî Erden Emiri Abdullah, Bedevi zamanki Osmanlı ordusunun Türk olmı sofra kurulmuş, nar gibi kızarmış, sünger kendisini askrya ahncıya kadar paraşütyan efradından mürekkeb kıt'alardı. gibi şişmiş ekmekler sofraya dizilmişti. duğu o koyu cehaletten kurtularak «fi olan her insanın yapabileceği bir vazife çüye 40 50 metro mesafe katettirir. Üç lerinin başında muzaffer ve serdar aza • kir hürriyeti> ni elde etmiş bir müte telâkki ediniz. Bu böyle olunca, Türk olmıyan bir Bütün ısrarlara rağmen aç Mehmedcikmetile Medineye girdiği gün, deve güde saniye sonra paraşüt hava ile dolmuş olur fekkir olarak yetişmiştir. Fakat bu yol Peki! Dünyayı ve ufku görmeden ve arza doğru sukuta başlar .Sukut vasagüde cilâlanmış hezaren sopasını ufuk kıt'anın Bedeviler karşısmda bozuluşu ler ne bu sofraya yanaştılar, ne de uzatr da yürürken muhitin taassubu, devrin nasıl uçuyorsunuz ?. larda dolaştırarak büyük Arab impara nu Türke atfetmek, hele bunu bilen Lâv lan sigaralardan bir nefes çektiler.. tî olarak saniyede dört veya beş metıo istibdadı önüne binbir türlü müşkülât rens için bir iftiradan başka bir şey mi Bilâhare bunu bana anlatan Emir Ali çıkarmakla beraber kendisi bunların torluğunun geniş hududlannı çizdikten Buna (kör uçu?) diyorkr ki; bazı süratle olur. Grup atlayışlannda yere iniş nin yaveri, şöyle diyordu: sonra «ışte, yeryüzünün en muazzam im dir? aletler sayesinde oluyor. Bu da o kadar pek eğlenceli olur. Yakm mesafelerde ohepsini iktiham etmiştir. « Onlara türkçe yalvardım.. Artık paratorluğu şimdi doğuyor..» diye LâvBu satırlara verilecek kestirme cevab güç birşey değildir. Moskovada bu uçuş lanlar birbirlerile havada konuşabilirler, Bizim bugünkü münevverlerimizin, dostuz, harb bitti. Bu kadar yoldan gel âlimlerımizin asıl noksanı <şârk> hak ları çok yaptık ve öğrendik. rens'in nefesiie şişen göğsünü gerdiğinden şundan ibarettir: Düşüş vaziyetinde paraşütçü rüzgân he* diniz, belki daha saatlerle burada kala kındaki malumat eksikliğidir. on beş gün sonra, son Hicaz Kralı Ali, «Yenen de yenilen de Arabdı.» Kendisine paraşütle nasıl atlandığını saba almak mecburiyetindedir. Çünkü j caksınız. Bir lokmacık olsun almız, de Halbuki şark bilmmeden garb tam o ve talebeleri nasıl atlattıklarını sordum: yerin kendisine doğru gelmesi için rüz en tatlı îstanbul şivesile ve bir Balıali Şimdi Lâvrensi dinliyelim: efendisi edasile, bana, uzun bir macera«Teslim olan bu kıt'anın kumandanı dim de gene ellerini sürmediler, sadece larak elde edilemez. Çünkü asırlarca Gayet basit! Bir paraşütçü bunu gânn arkadan esmesi lâzımdır. Düşvş müddet millî varlığımız üzerine bir kâ sadece bir vazife olarak yapar. Onun sağ omuz üzerine devrilmekle yapılmalı nın kısacık hulâsasını yapmış ta, sözünü ilk söz olarak karnınm aç olduğunu söy gülümsiyerek teşekkür ettiler..» şöyle bitirmişti: Bu mayanın adamı mı Lâvrensten ye bus gibi çökmüş ve Türklüğü ortadan için hissiyatile uğraşmıya ve bu hislerini dır. Çünkü, kalb solda olduğundan tazleyince, bir Bedevinin torbasından alı mek dilenecek ve bir baldınçıplağın kü kaldırmıya uğraşmış olan şark kültü tartmıya bile vakit bulamaz. Paraşütçü yik ona v« ayaklara binmesin diye... « Lâvrens herşeyden evvel büyük nan kuru bir ekmek parçası kendisine urünü bilmeden garba intibak hareketifüriinü hazmedecek?. zatıldı. Türk, yan mütebessim, yan d a r bir yalancıdır.» Bir paraşütle kaç defa atlanabilir? ne, doğru bir istikamet verilemez. «Es ilk atlayışmı yapmadan önce yerde uzun gm; yüksek rütbeli bir zabite verilecek Lâvrens Türkü küçük düşürmek, kü Itiraf ederim ki eşi bulunmaz bir çöl Yüz atlayış yapılabilir. Bundan ki kendimiz» in ne olduğu bilinmeden bir hazırlık devresi geçirir. Yapacağı işihtilâlcisi tanıdığımız Lâvrens'e herhan öğle yemeği bu mudur, diye sordu. Ona çük göstermek için yalan söylüyor. «yeni kendimiz> in ne olması lâzım ge leri çok güzel ve dikkatli olarak öğrenir. sonra paraşütün fabrikaya gönderilmesi Ve bu yalancılıkta alabildiğine ileri leceği tayin edilemez. Nitekim ilimde Artık bu bir kahramanhk sayılmıyan iş icab eder. gi bir iğbirarla savrulmuş bir iftira san biraz müstehzi şu cevabı verdim: « Yalnız şimdi değil, hatta akşam gitmek için, tasavvur edilemiyecek iğrenc «olması lâzım gelen» i tayin için «ol tir. ilk defa atlıyan gene şüphe yok ki; Paraşütü her atlanıştan sonra katdığım bu söze, o gün inanmamıştım. Ancak, eline geçirdiği Lâvrens'in yemeginde de, daima yiyeceğiniz bu be iklere düşüyor ve bir sürü ahlâkî bozuk makta olan> ı bilmek şarttır. Halid, ru yalnız sportif bir heyecan geçirir. Sonra lıyor musunuz? yeni hatıratından, parçalar alarak maka ğenmediğiniz ekmektir. Ben ki Türkler luklannı edebsizce anlarmaktan çekin • hundaki fevkalâde seziş kabiliyetile bu ki atlayışlarda artık bu heyecan, yerini Evet. Katlanma işine bilhassa çok leler, eserler yazmağı marifet bilen ec den çok dahi iyi beslenen bir İngiliz e r miyor ki bundan fazlasını telmihe dahi en doğru metodu kendisine düstur itti zevke terkeder. Yalnız paraşütle atlar büyük bir ehemmiyet veririz. Ve ancak haz ederek zaten edinmiş olduğu çok ken ilk anda insanın tansiyonu düşer. nebi muharrirlerin yazılarım okuduktan kânıharb zabitiyim, bu ekmeği, sadece terbiyemiz müsaid değildir. salâhiyettar muallımler katlarlar, yahud kuvvetli arabcası ve aoemcesile bu yol* * * sonra, ben de, biraz geç olmakla beraber, zafer neş'esini katık ederek, iştiha ile yiBazı yükselir. Heyecan neticesi kan spe muallimin nezareti altmda talebeye de da tetkikini ilerletmiş ve derinleştir iman ettim ki Lâvrens herkesten evvel yorum...» olabilir. katlatılır. Malum ya; altına bir hayat Şimdi, Medineyi Suriyeye bağlıyan miştir. Bu yorulmak bilmiyen çalışma külâsyonunda bir gayritabiilik cidden yaman bir yalancı ve müfteridir. 1303 kilometroluk demiryolu üzerinde, bu neticesinde bizim skolâtiğimiz olan (Onun için paraşütçü olacaklarda bilhas bağlanmaktadır. Türk! Mukadderatına boyun eğerek, Meselâ bunlardan, birçok yerleri, hatyolu kesmek için peşinde Bedevilerle do medrese ilminin mühim esaslarmı teş sa âsabın ve kalbin kuvvetli ve sağlam olUçuş ve paraşüt muallimi Feridle ko müteessir, sessizce kuru ekmeği kemir ta bir dost kulağına fısıldanamıyacak kalaşan Lâvrens, cenubdan gelen mültecı kil eden «kelâm» (1) kaidelerile <fı ması aranır) Kan, baştan aşağıya doğru nuşmamız burada bitti. Ayni gün öğleden dar galiz fıkralarla dolu olan birisini nef meğe başladı... dolu bir trenin iki lokomotifinden birini kıh» (2) hükümlerini derin bir vukuf hücuma başlar. îrade zayıflar gibi olur. sonra otelden Karabelene kadar kırk daBiraz sonra, bir Bedevinin kendisine uçurduktan sonra, bu kanlı sahneyi şöy ve şümullü bir ihata ile kavramış, ve Fakat bu geçicidir. Muallim; gazi kes kikahk bir orman inişi yaptık. Bu sportret ve hayretle okudum. bu kavrayışın verdiği salâhiyetle bun tikten sonra paraşütle atlıyacak talebenin Fakat Türkün şerefine, izzeti nefsine, türkçe ağır bir küfürle hakaret ettiğinden le anlatıyor: men Türk genci kayak üzerinde de âdeta büyüklüğüne kasdetmiş iftkralarla dolu şikâyette bulundu. Ona, teessürümü be«Çöl korkunc bir manzara almıştı. A ları en ince noktalarma varıncıya kadar omzuna vurur. Talebe; kendisine önce ormanlar içinden uçup gidiyordu. bir yazıya şahidlerinin çoğu sağ vak'a yan etmekle beraber, Bedevinin bu kü rablar yarı çıplak,. dişleri ve tırnaklarile tahlil ve tenkid etmiştir. Hele bunlarm den gösterildiğj şekilde kanada çıkar. MUSA ATAS istinad ettiği ve asırlarca müddet içle larla cevab vermeği de bir vazife saydı • fürü her halde kendisi gibi bir Türk bü boğuşarak, çılgın gibi yağmaya dalmış rinde büyük büyük manalar tevehhüm ğımız için susamıyoruz. lardı. olunarak manaları «istinbat ve istih yüğünden öğrenmiş olduğunu söyliyerek Bir Fransız muharriri yazısına şöyle Bu tren hastalar, Türk zabitlerinin a rao etme yolunda birçok istidadları «Arab, böylece Cesar'dan aldığını gene ileleri ve gönüllülerle(î) dolu idi. başlıyor: heder eden dinî vâızları öyle bir tahlil «Ancak Bedevinin tahammül edebile Cesar'a iade ediyor... dedim.» Kumlar, hahlarla, elbiselerle, yatak ve tenkid edişi vardı ki hayran olma tBaştarah l inci sahtfe?le\ Ankara 28 (Telefonla) Konya Oceği müthiş sıcaklardan bunalmış, bitab vası Sulama idaresinin mülhak bütçe yoktur. Sadece bir tahmin olarak bu Müteaddid defalar, kasden «Türk.. lar, saatler ve her türlü kıymetli eşya ile mak kabil değildi. bir Türk kıt'ası öğleye doğru Maandan Türk) diye tekrar edilen bu bahtsız a dolmuştu. Demıjryolunun bir kenannda ile idare edildiği zamana aid borclarmı ziyaretin bahara doğru vaki olabilec*»!* Halid, istibdadm en koyu, taassubun Akabeye giden yol üzerinde AbaEl dam, eğer, hakikaten açlığı bir zillete de kırk kadar kadın asabî bir buhran içinde en karanlık devrinde kendi varlığınm karşılamak üzere 17,000 liralık müna ileri sürülüyor. * * * Lissan kuyusunun başında mola vermişti. ğışmediyse bile, biz biliyoruz ve kayid üstlerini başlarını yırtarak, saçlarını yo milli varlık olduğunu sezmiş, garb kül kale yapılmasma dair kanun lâyihası Şehrimizdeki îtalyan mehafilinden Meclise verildi. Bundan başka muhte Arab ihtilâlini yaratan ve sürükliyen lerle sabittir ki, bir Türk değildi. larak ağlaşıyorlardı. türile bu varlığın modern halini alması lif vekâletlere aid bazı lâyihalar da öğrendiğimize göre, İtalya Hariciye Na« meşhur Lâvrens büyük bir Bedevi kuv Çöl hareketlerini başından sonuna ka Arablar bütün bunlara lâkayd, va • lâzım geleceğine inanarak Türklüğü e Meclise gelmiştir. zın Kont Ciano, Haricij^e Vekilimizın dinmiştir. O devirde Osmanlılığın milvetinin başında, bu Türk kıt'asını çevir dar takib etmiş olanlar görmüşlerdir ki şubatın 3 ünde Milânoya yapacağı ziyagonları yağmaya devam ediyorlardı. liyeti ortadan kaldırmak istiyen koyu Yabancı memleket ordula reti iade etmek üzere mart ayı zarfında mek, imha etmek istiyordu. bu cehennem ortasında da, Türk kumanBeni, bir kenarda sessizce seyirci gö istibdadı altında kendi milliyetini ilk Çünkü bu Türk kıt'ası çayır çayır ya danı, Türk askeri, her yerde olduğu gibi memleketimize gelecektir. Kont Cianoren ve elbiselerime sanlarak ağlaşan ka duyan Türkçülerden biri ve belki birin rında muallimlik yapacak nan Arabi^tan çölünde, Sina yanmada bir harika idi. nun bu seyahati Hariciye Nezaretine zabitler tayininden sonra yabancı bir memle dınlan kocalan gelip zorla yanımdan u cileridir. Bu duyuşunu o zamanm istibsmın bu noktasında, îstanbul, Anadolu Bir gün, matrasındaki bir yudum suyu dadı neşriyatla meydana koymıya müAnkara 28 (Telefonla) Yabancı kete yaptığı ikinci resmî ziyaret teşkil ve Suriyeyi, çöldeki Türk müdafaasınm bile yakaladığı bir Bedevi esire vererek, zaklaştırdılar. Fakat bu sefer kendilerı, said olmamakla beraber bu yoldaki irmerkezi Medineye bağlıyan demiryolu • susuzluktan çatlamış dudaklannı kupku yaklaşan ölüm korkusile, ayaklanma ka şadatı birçoklarım tenvir ederek kendi memleket ordularında muallimlik yap edecektir. mak üzere memleketimizden gönderi nun üzerinde kaldıkça, Lâvrens için ru dilile ıslatmağa uğraşan bitab bir pandılar. Bir Türk bu halinde pek iğrenç öz varlıklarmı edinmişlerdir ki bunlar len zabit ve askerî memurlara Millî M. Metaksas ta ttalyaya gidecek Bahri Ahmerin küçük, fakat sevkülceyş Mehmedciğe, bir uzun yolun sonunda, Roma 28 (Hususî) Salâhiyettar Müdafaa Vekâletince dört seneye kadar bir manzara arzeder. Onlan çıplak ayak dan biri de merhum Necib Asımdır. mehafilden alınan haberlere göre, Türve iaşe noktasmdan çok ehemmiyetli li kızgın güneş altmda sormuştum: Kendisinin her vakit üzerinde dur izin verilebileceği hakkındaki lâyıha lanmla tekmeliyerek güç halle ellerin • kiye Hariciye Vekili Tevfik Rüştü A manı Akabeye yürümek imkânsızdı. Neden böyle yaptın? mayı sevdiği milliyet gibi, lâiklık gibi Meclise verildi. rasla Kont Ciano arasında yapılacak den kurtuldum..» Şafakla beraber, kuyunun etrafındaki içtimaî mevzularda Halid, Nietsche gibi, Bana verdiği cevab, şu olmuştu: mülâkattan sonra, Yunan Başvekili M. Gedikli Erbaş mektebleri tepeleri tutan Bedeviler Türklere ateş Voltaire gibi büyük mütefekkirlerden Yalan... Gene yalan... Düşmansa, insan değil mi? Metaksas ta şubat nihayetinde îtalyayı Anakra 28 (Telefonla) Hâlen orta ziyaretle Kont Ciano ile görüşecektir. açmış bulunuyorlardı. Mehmedciğin ruhunu, bu tertemiz, Çünkü Lâvrens'in lokomotifini uçur istişhad eder, sözlerindeki salâbet heyecanlı bir vuzuh alır, ruhundaki yüksek mekteb mezunları da orduya nefer olaTürklere çok olduklannı hissettirmek pırlanta gibi ruhun bütün büyüklüğünü duğu tren Medinelilerle dolu idi. inkılâbcılık bütün bütün kendini gös rak girmektedirler. Kendilerine asker Satış kooperatifleri için Lâvrens'in emrile mütemadiyen yer gösteren bir başka vak'a anlatayım: Şehir muhasaraya hazırlandığı için, terirdi. lik bilgisini verecek olan erbaşlarm uAnkara 28 (Telefonla) MüstahsiJ değiştiren Bedevilerin yalçın kayaları aMondrosta imzalanan mütareke şeraHalidin kendine mahsus olan asıl bü mumî malumat itibarile dığerlerinden lerin mallarını bizzat ihraç etmek kudşa aşa nefesleri tükeniyor, tabanları ya iti mucibince • hâlâ mukavemet etmekte Hicaz kuvayı seferiyesi kumandanı ferik Fahreddin Paşanın emrile ve ordunun yük farikası yarını görmekte fevkalâ aşağı seviyede olmamalarmı temin için retini kazanmaları ve malın değer fi rılıyor, sıcakla ve ateşle kızmış tüfekleri olan aylardanberi mahsur Medine de de bir seziş olması, bütün hayatmca hep gedikli erbaş hazırlık mekteblerinin atla gitmesini temin için kurulmakta oellerini yakıyordu. Kayalar o kadar alev ister istemez teslim oluyordu. Teslim şe nezareti altmda muntazaman tahliye e isjtikbali yaşamış olmasıdır. İnsanların ortamekteb derecesine çıkarılması mu lan satış kooperatiflerile birliklerin stasaçıyordu ki, dokunur dokunmaz çıp raitini kararlaştırmak üzere düşman ka diliyordu. yaşı uzviyetinin geçirdiği senelerle de vafık görülmüştür. tü formülleri ayrı ayrı yapılmış ve BaşHer türlü muvasaladan mahrum bir ğil, manevî varlığmın idrak ettiği senelak göğüsler ve kollar sanki kavruluyor rargâhına Hicaz veliahdi Ali ile görüşvekâlete verilmiştir. Tahran elçimizin kızı du. meğe giden heyetimizin maiyetindeki ne vaziyette çölün ortasında kalan bu şehir lere göre ölçülmek lâzım gelir. Çünkü En az on müstahsil bir satış koope Bedevileri teselli eden tek nokta, kar ferleri, orada bir çadıra misafir etmiş de halk açlıktan ölmesin diye, şimale, asıl insanlık, manevî varlık ve bu varViyanada öldü ratifi kuracaklar ve üç satış kooperatifi Suriyeye ve daha içerilere, Anadoluya lığın idrak ettiği zamandır. İşte bu öl Viyana 28 (A.A.) Türkiyenin Tah teşekkül ettiği zaman bunlarm bağlı oşılarındaki Anadolu yaylalanndan ve lerdi. Kafkas dağlarından gelmiş yumuşak ve Bu asker, sade o gün değil, aylardan taşınıyordu. Lâvrens'in, müdafaasız, si çüye göre, Halid seksenini aşmış oldu ran elçisinin kızı olup burada tedavi e lacağı birlik te teessüs etmiş olacaktır. beyaz tenli Türklerin bu yaman iklime beri kaskatı, simsîyah, yumruk kadar bir lâhsız insanlara işlediği cinayetin sonunda, ğu halde, henüz daha, adeta ilk genclik dilmekte olan Bayan Jale, Türk elçili İlk teşkilâta almacak maddeler arasıntahammül edemiyecekleri idi. Giyinişi, (ekmek) parçasından başka birşey yemi tekmelediği, ayaklarına kapanmış insan çağmı yaşardı. Çünkü bundan bir asır ğinin dördüncü katmdan düşerek öl da Iğdır mmtakasmın pamuğu da var lara (Türk) diye iftira etmesi, Türke sonraki istikbali görür ve o istikbali müştür. dır. Bu arada fmdık ta satış kooperatifyemesi, içmesi, her hal ve hareketile tıpkı yordu. lerine bağlanacaktır. karşı yenemediği gayz ve hırsını en sefil kendi yüksek varlığında yaşardı. NiteArablar gibi yaşıyan Lâvrens, öğleye Bu asker, kurumuş hurma yaprakla kim bugünkü millî hayatı kendi nefsindoğru birdenbire bayılıverdi. Yan ölü rını iki taş arasında ezerek ve güç belâ şekilde izhar etmekten başka nedir? îngilterede enfilanzadan de bundan yarım asır evvel edinmiş ve günkü inkılâb nesline, geriye değil ileYoksa, Lâvrens, bizzat görmemiş mı, halde bir yardan yuvarlandı. Orada, bulabildiği kirli, yağlı eski gazete kâğıdölenler yaşamıştır. Işte merhumun müstesna riye, yalnız ileriye bakacak olan bugünbilmemiş midir ki, Türk, ayağa kapan tefekkür varlığı burada kendini gös kü nesle büyük bir misal teşkil eder. gözlerini açınca bulduğu suya iğildi, ka larına sararak sigara diye içiyordu. Londra 28 (A.A.) Enfilanzadan öna kana içti. Halil Nimetullah öztürk lenlerm miktarı, 122 büyük şehirde geO gün de bunu yemiş, bunu ıçmişti. masını değil, fakat boyun eğmesini bile terir. bilmiyen bir yaradıhştır. İhtiyar şeyh Aouda ise, bu çarpışmaçen hafta zarfmda 1130 a çıkmıştır. EvOtede ise müzakere uzamış, vakit geçTürk fikir dünyasmdaki böyle müs (1) Theologie velki hafta 1100 dü. nm uzayışma sinirlenerek hareket karan miş, yemek zamanı gelmişti. Düşman çatesna fıtratlardır ki bugünkü nesle, bu(2) Jurisprudence KANDEMtR Bu meşhur casus, her şeyden evvel büyük bir yalancı idi! Bunu söyliyen şimdiki Erden Emiri Abdullahtır. Lâvrensin hazırladığı ihanetin neticesi olan çöl hâdiselerinde bu maceraperestin hiç bir kahramanlığı yoktur Lâvrens fıatıralarının iflrenç enkazı Merhum Halid Erol Kendi kendine yetişen fevkalâde zekâlardan bîri idi Rusyada tahsil gören gene bir uçuş muallimi Birkaç gün ev velki gazetelerin havacılık hakkındaki intıbalarını anlatıyor kısaca haber ver Paraşütle atlamak çok zevkli bir iştir Konya Sulama idaresi Milâno telâkisi daha simhakkında diden semere hazırhyor
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle