Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2o İkinciuânun 1937 CUMHURİYET Hâdiseler arasında SON TELEFON HABERLER... TELGRAF ve TELSiZLE Büyük ümid /^•enevreden gelen son haberler karşısında resmî Türkiyenin ve belki bütün milletin intıbaı, Şükrü Saracoğlunun tek bir cümlesinde en mükemmel hulâsasım bulmuş sayılabilir: «24 saattenberi davamız müspet bir yola girmiştir.» Bu yol nekadar sürecek? bilmiyoruz; fakat aylardanberi, diplomatik safsatalar halinde karşımıza çıkarılan engetterle arpa boyu ileri gidemiyen davamızın böyle ansızın büyük ümidiler verici, geniş bir merhale aşması, halkı ve gazeteleri, adeta mesele hallolunmuş kadar, memnun etti. Halbuki Anadolu Ajansının ve Ulus arkadaşımızın da mülâhaza ettikleri gibi davamız nihaî safhaya varmış değil, olsa olsa, daha müspet bir anlaşma yoluna girmiştir. Bulunan son formülün eskiden bize teklif edilen abes şekillerden farkını hüsnü telâkki etmeğe, hatta alkışlamağa nasıl mecbursak, ayni formülün Hatay davasındaki şaşmaz prensiplerimizden farkı üstünde de hassas olmamız ayni derecede zaruridir. Henüz Cenevreden gelen kısa ajans haberinin teferruatını bilmiyoruz. Askerlikten tecrid edilmek şartile kendine göre bir kanunu esasiye ve parlamentoya sahib olduktan sonra dışan politikasmda Suriye emrine verilmesi düşünülen Sarvzak idaresinin muhtariyet veya istiklâl şekli üstünde şimdiden kanaat verecek hiçbir mütalea yürütmek mümkün değildir. Içine girdiğimiz müspet yolun daha müspet merhaleler aştıktan sonra yeni çağ Türkiyesinin iki büyük şianna müsavi derecede uygun bir uzlasmaya varmasmı temenni edelim. Bu iki büyük şiann biri sulh idealimizse, öteki de, hiç şüphe yok, millî şerefimizdir. Cenevrede son bir pürüz Fransanın Sancakta Arabcanm yarı resmî dil olmasını teklifi ^ zorluk çıkardı [Baştarafi 1 inct sahtfedel Yeni orman kanunu Gayet mufassal bir şekilde hazırlanan lâyihanın muvakkat encümende müzakeresi bitirildi Ankara 25 (Telefonla) B. M. Meclisi umumî heyetince Ad'iye. Ma'ı ye, Dahiliye, Millî Müdafaa ve Bütçe Encümenlerinden seçilen beşer aza Un mürekkeb orman kanunu muvakV.it en cümeni orman kanun lâyihdsımn müza keresini bitirdi. Muvakkat enrümen ziraat encümeninin hazırladığı şekü mü 2akerelerine esas ittihaz etmiş o!mak!a beraber bu encümenin kabul ettiği Vazı esaslan ve hükümleri lâyihadan q:kar mış, yeniden bazı esaslar ve Hıiküml»:! ilâvesi suretile de kül halinde adeta yeniden bir lâyiha husule getnmist:. Lâyiha umumî hükümler kısmile baş lamaktadır. Bu kısımda orman'n tar'rfı, taksimi ve devletten başkasına aid or manlann devlet tarahndan murakabe edileceği yazılıdır. Tatbikatta nerelere orman denileceği ve hangi yerlerin orman hükümlerine tâbi tutulacağı eksetiya karışıklığı mucib olmuştur. Ormanlann taksimi işine gelince muhtelit encümen bunlan nevilere ay'.rrmş, devlet ormanlan, vakıf ormanla'i, âm me müesseselerine aid ormanlar ve husu sî ormanlar şeklindeki taksımle aşağı y v kan bizdeki arazinin mülkiyet vazivetlerile mütenazır hükümler koymuştur. Böyle bir taksim orman rejırmrmzın bir hususiyetini de teşkil et.nektedir. Bu nevilerin her birine aid hükümler başka olduğundan lâyihada her nevi için ıvn bir kısım tahsis olunmuştur. I ,âyiha ilc kurulan rejimin bir hususiyeti de dev letten başkasına aid olan onnan'ar üze rindeki murakabenin esaslı ve kırvvelli olmasıdır. Bunun nasıl ve ne fekiîlerde izah edileceği her nevi orman için aynlan kısmda açıkça yazılmıştr. Devlet ormanlarına tahsis clunan kısım ormanlann tahdidi ile işe başlıyor. Muntazam bir idarenın ku'u'abı'mesı için ilkevvel arazi üzerinde devlet or manlarının sınırlarla belli eJi'miş olması şarttır. Ziraat Encümeni ta'ıdid sfasın da çıkacak ihtilâfların ayrıca tcjk.l edilecek olan kadastro mahkertıPİerinde gcrülmesini kabul etmişti. Mıthteilt encü • men bu ihtilâfların mahallî mahkemelerde umumî hükümler dairesmde j^örüi mesi esasını muhafaza etmiştır. Lâyihanın kabul ettiği esaslardan bi risi de parasız in'ifa haklarnın kaldırılmış olmasıdır. Bu usul orm ınlann hirabisini mucib olmuştur. Ancak bu hak kaldırılırken köylülerin .htiyıclar: cia ihmal edilmemiştir. Encümen mevcud ormanlardan bir kısmının parçalanrn köy Iülere verilmesini doğru bulnıyarak bu nun yerine köylü ihtiyaçlana' ve orrranlann kurulması için mümkün olan kolayhkları ve şekilleri tesbit etnvştir. Lâyiha ormanlarda devlet işletmes: esasT:! koy mus bulunmaktadır. Muvakkat encümenin hazır'acığı la yihanın birinci maddesi şöylerîir. «Bu kanunun tatbikında kend.' kendine yetişmiş veya emekle yetistiri1 niş olup ta herhangi bir çeşid orman hası'at: ve ren ağac ve ağaclıkların toplu hallerile ve yerlerile beraber orman sayl»r. Saz lıklar, muhit itibarile koru ve baltalık yapılmıyan, her çeşid dikenıîk ve fur dahklarla parklar ve ormanlara bitişik olmıyan 5 hektardan az sar.!bsi? arazi üzerindeki ağacılklar ve fidai'ı'^r or mandan sayılmaz.» İHEM da n NALINA MIHINA Tramvaylardaki intizamsızlıklar Madde2: Mister Edenin müessir müdahaleslie Hatay üzerindeki Türk Fransız ihtilâfının en mühim esaslannda itilâf hasıl olarak dündenberi bu anlaşmanın ana hatları nm tesbitine iptidar olunmuştu. Mühim kısmında pek iyi yürümekte olan bu mesai Sancağın resmî dili meselesi üzerinde duraklamış ve bu yüzden çıkan ihtilâftan dolayı her iki heyeti murahhasa Paristen ve Ankaradan talimat istemişlerdir. İhtilâfın mevzuu şudur: İskenderun Antakya ve havalisinin Türk ekseriyeti esasını ve buna göre bir idare kurulma sını Fransız heyeti murahhasası da kabul etmiş olduğu halde bu haberi verdiğim son dakıkalarda Fransız heyeti murah hasası Arab dilinin Türk dilile müsavi bir resmiyeti haiz olması teklifini ileri sürmüştür. Heyeti murahhasamız 1921 ahidnamesine olduğu kadar vaziyetin hakikî icablarına da muvafık olmıyan bu teklifi kabul etmemiştir. Mesele üzerinde konuşuluyor ve bu hususta devlet merkezIerinden gelecek yeni mütalealar bekle niyor. Ayni zamanda itilâfnamenin anlaşılan kısımlarının her iki tarafın tekliferi karşılaştmlmak suretile yazılmasına hararetle devam olunmaktadır. Fransız matbuatında mütalealar Cenevre 25 (A.A.) Anadolu a jansınm hususî muhabiri bildiriyor: Fransız matbuatı umumiyetle nikbindir. Bazı Paris gazeteleri meseleyi tamamen bıtmış gıbı gösteriyorlar. Burada Türkiye heyeti mehafilinde öğrendiğime göre bazı eaaslarda itilâf görülmekte ise de müzakere henüz devam etmektedir. Ancak pazartesi veyahud salı günü netice hakkında bir fikir edinmek mümkün olacaktır. Le Journal gazetesinin bir ukalâlığı yeni Paris 25 (A.A.) Cenevrede İs kenderun Sancağı hakkında hasıl olan anlaşmadan bahseden Le Journal gazetesi bu hal tarzının mustakbel Suriye devleti içinde bir devlet tesis ettiğini ve Suriyenin Arab' olmıyan diğer unsurlarının mutalebelerine yol açmakta olduğunu bildiriyor ve diyor ki: «Fransa, bu sistemle, nazari bir Suriye birliği ile filî bir ayrılık karışıklığını ıdame edecektir.. Bu hal bir Türk tahak kümünü ve Türkiye ile Arab Suriye arasında anlaşmazlıkları intac edecektir.» M. Delbos'un ziyafeti İspanya dahilî harbi B. M. Meclisinin dünkü içtimaı devam ediyor Berlin ve Roma, son JİİÎ7 notasma cevab verdiler Avila 25 (A.A.) Havas Ajansı muhabirinden: Bütün Madrid cephesinde hava çok fenadır ve üç gündenberi bu cephede sükun hüküm sürmektedir. Asiler, bu sükunu kızılların artık bitkin bir hale gelmiş olduk'an suretinde tefsir etmektedırler. Esirler, beynelmilel müfrezenin hemen hemen mahvolmuş olduğunu söylemektedirler. Bu müfreze, bilhassa Moncloa ve Mal'adahanda'da azim zayiata uğramıştır. Salamanca umumî karargâhı, üç haf tadanberi kızılların 3,000 telefat vermış olduklannı ve yaralılar miktannm da yedi bine baliğ bulunduğunu tahmin etmektedir. «Bulundukları mevki ve vaziyet ve haiz olduklan hususiyet noktasndan halkın, memleketin sıhhat, selâmet ve rrenfaatine yarıyacak olup ta birinci madde şümulüne gkemiyecek olan T.ua/\en ağach sahalar İcra Vekilleri kararile belli edilerek buralardaki ağac kat'ivatı 01 man idaresinin iznine tâbi tutulali'.r.» Lâyihanın dördüncü fashn h orman memurlarının tahlifi hakkında ve % ncı maddede şu hüküm vardır. PEYAM1 SAFA «Bütün orman mühendisi, f;a memuru, idare, koruma memurlan vazifeye başlamazdan evvel bulund'ikları kaza veya vilâyet merkezlerindeki sullı hâkinr leri tarafından yemin ettirilerek bi'na dair kendilerine bir vesika ver'İK.1» Yenıin «Vazifemi ifa ederken Cumhurı/et ka nunlarının hükümlerinden aynlıT.ı\aca Yeni kabinede hiç bir ğımdan, doğruluk ve namuskâr' k ıcabiarına riayet edeceğime and içriin» şek " fırkacı bulunmıyacak ve linde olacaktır. Meclis feshedilecek Lâyihaya nazaran bu hüküıtıl*r 1 haTokyo 25 (A. ziran 1937 tarihinden itibaren tatbik eA.) Her iki mecdilecektir. lis, M. Ugaki'nin kabinesini teşkil edeceği zamana kadar içtimalarını tehire karar vermişler ve bu kararlarını tatbik etmişlerdir. ÇünŞeker istihlâk ve gümrük kü İmparator, ye resimlerinde değişiklik ni Başvekile kabinesınin teşkıli için General Ugaki kanunları kabul edildi bir mühlet vermiştir. Siyasî fırkalarla gazeetler, M. UgaAnkara 25 (Telefonla) Kamutay ki'nin Başvekil olarak intihab edilmesıni bugün Refet Canıtezin başkanlığında müsaid surette karşılamaktadırlar. An toplanmıştır. Celsenin başlangıcında İs cak ordu, muhalefet emareleri göstermetanbul meb'usluğuna seçilen Atıf Ba ğe başlamıştır. yındırın mazbatası kabul edilmiş ve tahOrdunun mutalebatının şunlar olduğu lifi yapılmıştır. söylenmektedir: Bundan sonra şeker istihlâk ve güm 1 Yeni kabinede siyasî fırkalara rük resimleri kanununda bazı değişik likler yapılması ve yeni hükümler ko mensub hiç kimse bulunmıyacaktır. 2 Yeni kabine teşekkül edince di nulması hakkındaki kanun lâyihasile, yet, fesholunacaktır. madenî ufaklık para kanununun bazı Japon ordusu vaziyete hâkim! Cenevre 25 (A.A.) M. Delbos bugün konseydeki meslekdaşlarına bir Müzakereler çok çetin oluyor öğle yemeği vermiş, yemekte cemiyet geCenevre 25 (A.A.) Anadolu A nel sekreteri de hazır bulunmuştur. jansının hususî muhabiri bildiriyor: Danzig meselesi Türk Fransız heyetleri arasında InCenevre 25 (A.A.) Konsey saat gilizler de hazır olduğu halde bu sabah 16.30 da toplanacaktır. Konseyin bu akve akşam müzakerelere devam olunmuşşamdan itibaren Danzig işlerile iştigal tur. Bu hususî konuşmalar bazan çok çeetmesi icab etmekte ise de ihzarî görüşmetin olmaktadır. Birçok meselelerde itilâf ler bazı zorluklarla karşılaşmıştır. hasıl olmuşsa da mühim bir iki noktada Konsey komitesi, gece celsesinde, Danhenüz mutabakat yoktur. zig fevkalâde komiserine verilecek salâHususî müzakereye yann sabah de hiyet meselesi hakkındaki zıt temayülleri vam olunacaktır. kat'î bir raporda telif edememiş ve buna Fransız Cumhur Reisinin retikası binaen bu sabah tekrar toplanmıştır. sefarethanemizde Bunun anlaşma yolunda yalnız bir geParis 25 (A.A.) Anadolu ajan cikme tevlid edebileceği intıbaı mevcut tur. sının hususî muhabiri bildiriyor: Reisicumhurun refikaları evvelki gün Heyeti Vekile içtimaı sefaretimize gelerek sefiremiz Bayan Ankara 25 (Telefonla) Vekiller Davası ziyaret etmiş bu münasebetle se heyeti bugün de toplandı ve gec vakte firemiz Madam Lebrun şerefine bir res kadar müzakerelerde bulundu. Bu topmi kabul tertib eylemiştir. Paristeki bil" lantıda Cenevre ile görüşülmüş ve tahmin cümle sefirlerin ve siyasal ricalin refika edildiğine göre Hariciye Vekilimize yelarile kadm nazırlar hazır bulunmuştur. niden bazı talimat verilmiştir. DOĞAN NADt Tiyatro mektebine tale Sancak ihtilâfında atılan be kaydına başlanıyor ileri adım LBaştarafı l tnct sahifede\ Almanya ve ttalya cevablarını verdiler Berlin 25 (A.A.) Öğrenildiğine göre İngilterenin İspanya işlerine müdahale edilmemesi hakkındaki notasma karşı Almanya tarafından kaleme alınmış olan cevab, bugün öğle vakti İngiliz sefa rethanesine tevdi edilmiştir. İyi bir membadan bildirildiğine göre bu notanın muhteviyatı, ilk Alman notasınınkine uygun dur. Hatırlardadır ki Almanya, bu bi rinci notasında Ingiltere tarafından or taya atılmış olan suallere müsbet olarak cevab vermişti. Binaenaleyh yeni notanın İspanya iş lerine karışmamağı müessir surette zamân altına almağa doğru elde edilmiş yeni bir terakki teşkil edeceği farzolunabilir. Alman cevabının, İtalya hükumetile mutabık kalındıktan sonra tanzim edilmiş olan, metni yarın neşredilecektir. Roma 25 (A.A.) Gönüllüler meselesi hakkındaki îngiliz notasına veri len îtalyan cevabı bu sabah İngiltere sefarethanesine tevdi edilmiştir. maddelerinin değiştirilmesine. Türkiye Romanya arasmda Dobrucanın Türk ahalisinin muhaceretini tanzim eden mu kavelenin tasdikina, hazarda yarsubaylardan yüzbaşıya ve seferde bütün su baylara elbise ve kaput verilmesine dair kanun hükümlerinin jandarma ve gümrük muhafaza kıt'alarına da teşmiline aid kanun lâyihalarının ikinci müzakeresi yapılarak kabul edilmiştir. Yeni Japon başvekilinin hal tercümesi Gene bugünkü toplantıda 1934 tarihli Türkiye İtalya ticaret mukavelesile tediyatın tanzimine aid itilâfnameler hükümlerinin temdidi için muhtelif tarihler de teati edilmiş olan karşılıklı notaların ve anlaşmaların tasdikina, Adliye teşkilât ve kadrolarında yapılan tadilâta, posta ve telgraf kanununun bir maddesinin tefsirine aid lâyihaların birinci müzake İngiliz Başvekili çekiliyor releri yapılmıştır. Londra 25 (A.A.) M. Baldvin'in Kamutay çarşamba günü toplana Kralın tac giyme şenliklerinden sonra caktır. istifa etmekten vazgeçtiği hakkındaki Atinadaki resim sergimizin şayiaların tersine olarak Deyli Telgraf gazetesi, M. Baldvin'in istifaya kat'î suaçılış merasiminde Yunan rette karar vermiş olduğunu ve halefi oKralı hazır bulundu larak M. Nevil Çemberlâyn'i teklif e Atina 25 (A.A.) Anadolu ajan deceğini bildirmektedir. Paris 25 (Hususî) Paris Borsasmın bugünkü kapanış fiatları şunlar4jr: Londra 105,15, Nevyork 21,43 3/4 Berlin 863.50, Brüksel 361,12 1/2, Amsterdam 1173,75, Roma 112,85, Lizbon 95,50 Cenevre 490,62 1/2, bakır 56 57 kalay 226,12,6, altın 141,9 1/2, gümüş 20 7/6. Tokyo 25 (A.A.) Dumei Ajansı bildiriyor: 70 yaşında olan General Ugaki Minseito partisi tarafından teşkil edilen beş kabinede beş sene Sü Bakanhğı ve Korede beş sene umumî valilik yapmıştır. Hemen her taraftan kendisi Japonyayı bugün vahim vaziyetinden kurtaracak en elverişli adam olarak telâkki edil mektedir. Minseito ve Seyuaki partileri kendisine muzaherete amadedirler. Buna mukabil askerî mahfiller, or dunun tasfiyesine ve orduda daha kat'î bir inzıbat tatbikına mâni olacağı vesile sile kendisine muhalif bulunmaktadır lar. değildir. Muhtelif prensler kendi zevkleri ve duyguları için tiyatrolar tesis etmişlerdi. Alman hükumeti nihayet bunları bir çatı altında toplıyarak bir kül tür tiyatrosu haline koydu. Fransada bir çok tiyatro olmasına rağmen hükumetin yardım ettiği ve hükumet programmı takib eden tiyatrolar mahduddur. İtalyada Kralî opera ancak birkaç sene evvel hükumet tarafından benimsenmiştir. Bugün dahi hükumetin bir dram tiyatrosu mevcud değildir. îngiltere ve Amerikada hükumet tiyatrosu mefhumu hemen hemen bilinmez. Hükumeti tiyatro işine müdahaleye teşvik eden bir cereyan İngilterede yeni yeni başlamıştır. Türkiyenin bu teşebbüsü hükumetin kültür cereyanı üzerinde hâkim bir kontrol yapabilmesini temin edecektir. Bu kararile de Türk hükumeti yıllarca tecrübeden sonra bu neticeye varmış olan birçok garb devletlerinin eriştikleri noktayı mebdei hareket ittihaz etmiş bulunmaktadır. ^ Başka memleketlerin iki asırdanberi zikzaklarla bocalıyarak geçirdikleri tec rübeden ilham alarak Türkiyede de en kısa bir zamanda bir opera yapmak en büyük emelimizdir. Hiçbir zaman ticarî maksadlarla idare edilen tiyatrolar hükumet tiyatrolan gibi yalnız kültür bakımından hareket eden müesseseler kadar semere vermezler. En kuvvetli tiyatro istidadları dahi sıkı bir disiplin altında muntazam bir terbiye ve tahsile tâbi tutulmazlarsa hiçbir zaman kabiliyetlerini inkişaf ettiremezler. Ve hiçbir zaman kendilerinden beklenen hizmetleri veremezler. IBaşmakaleden devam] sının hususî muhabiri bildiriyor: Türk ressamlarının tertib ettiği resim sergisi Parnassos cemiyeti salonunda a çılmıştır. Sergide S. M. Kral, Veliahd, hemşireleri Prenses îren, amcaları Prens Jorj, Başvekil Metaksas, sabık Başve Göring Berline döndü Berlin 25 (A.A.) General Göring killerden Mihalakopulos diğer nazırlar ttalyadan Berline dörtmüştür. ve kordiplomatik hazır bulunmuşlardır. PARİS BORSASI vasını olduğu gibi, adım adım takibe başlamış; Büyük Şefle beraber, hükumet te, millet te, matbuat ta Hatay davasını büyük bir dikkat ve heyecanla takib yolunu tutmuştur. Mesele, Türkiye için en büyük bir millî dava şeklini aldığı halde, Fransada kısa düsünceli müstemleke memurlan ve onların tesirinden kurtulamıyanlar, bir türlü bu noktayı kavrıyamıyorlar, Fransa için beşinci derecede bir mesele demek oîan Hatay işinde, anlaşılmaz bir inad ve ısrar göstererek Türk dostluğunu tamamile kaybetmek tehlikesine doğru yüriiyorlardı. Fransanın bir taraftan hakkı tanımaz, ötetaraftan Türk Fransız dostluğunun tehlikeye girdiğini anlamaz ve takdir etmez gibi görünen inadcı hattı hareketi, Türkiyede gitrikçe artan bir hayret ve teessür uyandınyordu. Bu hayret ve teessür, pek haklı bir infial şeklini almak istidadmı gösterirken nihayet, M. Blum'ün muhtırası çıkageldi. Bu muhtıra, ihtiva ettiği esaslar itibarile bizi tatmin edecek mahiyette değildi amma Türk dostluğuna çok büyük kıymet ve ehemmiyet veriyor ve mutlaka bir anlaşmaya varmak arzusunu izhar ediyordu. Bu itibarla, istediğimiz yaklaşmaya doğru bir adım mahiyetinde idi. B. Blum'ün muhtırası akabinde Cenevredeki hususî müzakereler başladı. İlk günlerde, bu müzakereler, ümid verici bir şekilde cereyan etmiyor, Türk milletinin asabiyeti gittikçe artıyordu. Doğrusunu söylemek lâzım gelirse, yanlış bir yol tutmuş olan Fransanın inad ve ısrarı, Türk Fransız dostluğunu uçurumun ta kenanna getirmişti. Fransız dostlarımızın İyi bir tiyatronun umumiyetle güzel bu gafletine şaşmaktan geri kalmamakla san'atlar üzerindeki tesirleri de çok büyük beraber, Büyük Şefin üzerinde, bizzat olur. Hükumetin bu mühim ve faydalı te en büyük ciddiyet ve kat'iyetle durşebbüsünün halk tarafından büyük bir a duğu bu meselede, davamızı son haddilâka ile karşılanacağından emin bulu ne kadar ve her vasıta ile müdafaaya azmetmiştik. nuyorum.» İş, böyle büsbütün sarpa sararken Cenevrede hem Türkiyenin, hem Fransanın Eski tngiliz Kralı Viyanada dostlan olan devletlerin ve bilhassa İn bir şato kiraladı gilterenin tavassut ve müdahalelerile biı Viyana 25 (A.A.) Vindsor Dükü anlaşma zemini bulundu. Biz, bu arada bu sene haziranma kadar Viyana yakı siyasette dostluğun hakikî manası, bir ih nında kâin Enzesfeld şatosunu kirala • tilâfın birbirinden ayırdığı iki dost dev mıştır. letin arasını bulmak demek olduğunu ve stanbulun tramvaylan eskidenberi muntazam işlemez. Bundan şikâyet ettiğimiz zaman da, şirketin şu mazeretile karşılaşırız: Hatların bugünkü vaziyeti, daha fazla araba işletmeğe fennen müsaid değildir. Atatürk köprüsü yapıldıktan ve Beyoğlu o köprü vasıtaşile doğrudan doğruya ve en kısa yoldan İstanbul tarafına bağlandıktan sonra, daha çok araba işletilebilecek ve intizamsızlıklar ortadan kalkacaktır. Bu mazeretin bütün intizamsızhklan affettirecek kadar kuvvetli olmadığını bilmekle beraber, Atatürk köprüsünün biran ev\rel yapılmasını isteyip durmamızın sebeblerinden biri de tramvaylann muntazam işlemeğe başladığmı görmek arzusudur. Fakat benim son günlerde gördüğüm ntizamsızhkların, Atatürk köprüsile hiç bir alâkası yoktur. Bunların, daha ziyade ihmalden, lâkaydiden, hatta beceriksizlikten ileri geldiğine kani olduğum için, alâkadarların nazari dikkatini celbe karar verdim. Eskiden en çok araba işletilen Tünel Şişli hattında, şimdi seferler, hele öğlevakti ihtiyaca hiç kâfi değildir. Halbuki depolar tramvay doludur. Az araba i§letildiği için tramvaylar, bazı istasyonlarda durmadan geçip gitmektedir. Bazan, Şişliden Bomonti istasyonuna kadar arabalar biletçisiz gelmekte ve orada aşağıdan gelen arabaları bekleyip onlardaki biletçileri almaktadır. Demek ki kâfi miktarda biletçi yoktur. Arabalann içinde sigara içmek yasak olduğu halde Şişli deposundan veya istasyonundan gelen bazı arabalar, bu kış günlerinde fena halde sigara kokmaktadır. Anlaşılan müstahdemler, arabaların içinde sigara içiyorlar. Karlı ve yağmurlu havalarda, tramvayın ön camlannı kaplıyan kar ve yağmurdan vatmanlar, önlerini göremedikleri için pek ağır gitmekte ve seferlerini muayyen saatlerde yapamamaktadırlar. Bunlara otomobillerdeki gibi camlan temizliyen otomatik aletler takmak gerektir. Akşamlan, bazı arabalann nereye gitiklerini gösteren fenerler çalıştıklan hattın malum ve muayyen renginde değildir. Meselâ, san bir fenerle uzaktan gelen bir arabayı siz, Kurtuluşa gidiyor, sanırsınız ve Şişli tramvayı değil diye yolunuza devam edersiniz. Halbuki araba yolda yanınızdan geçerken görürsünüz ki kırmızı levhalıdır ve Şişliye gitmektedir. Geceleri, Istanbuldan Beyoğluna giden tramvaylann üçü dördü, meselâ Sirkeciden hep birbirinin peşinden boş olarak karşıya geçmekte, sonra, halk, kann ve yağmurun altında bir çeyrek tramvay beklemektedir. Bu, Fatih Harbiye, Aksaray Harbiye, Beyazıd Kurtuluş, Beyazıd Maçka, Beyazıd Şişli tramvaylarının hep ayni zamanda kalkmalarından ileri gelmektedir. Halbuki bu tramvayların kalkış saatleri daha iyi tertib edilmek suretile grup halinde hareket etmelerinin ve bu grupa yetişemiyen halkın, bazan bir çeyrek tramvay beklemelerinin önüne geçilebilir. Bunlar, benim gidip geldiğim hatlarda gördüğüm intizamsızlıklardır; öteki hatlarda, kimbilir, daha ne çeşidleri vardır. Tramvay kumpanyası, bir takım ecnebi mütehassıslarına verdiği avuc dolusu parayı, bu intizamsız işlemeye mükâfat olarak mı veriyor? Yollarda fedakârane cahşan Türk genclerinin, servisleri, bu ihtısassız mütehassıslardan daha iyi idare edeceklerine şüphe yoktur. Mütehassıslar, Metro hanının sıcak odalarında oturup halkm çektiği sıkıntılan görmedikçe bu intizamsızlıklar asla düzelemez. D Hamburg 25 (A.A.) Elbe nehri seviyesinin son derece alçalmasma binaen elektrik santralı faaliyetini durdurmağa mecbur kalmış ve Hamburg şehri geçen pazar geceyarısmdanberi ziyasız kalmıştır. Santral, şimdiye kadar nakü vasıtalanna cereyan veren Diesel motörile ufak bir servis yapmıştı. Müna kalât tahdid edilmiştir. aksi hareketın dostluğa yaraşmadığını da öğrenmiş olduk. Türk Fransız dostluğunun bir ihtilâf neticesinde yıkılmasmın, dünyanın şu buhranlı anında hiç te iyi birşey olmıyacağı ferasetini göstermiş olan diğer dostların ve hassaten İngilterenin himmetile elde edilen prensip anlaşması, temenni edelim ki tam bir anlaşma ile neticelensin ve Türkiyenin, millî dava edindiği Hatay ıstıklâli, arzumuz dairesinde tahakkuk etsin. Hamburg karanlıkta kaldı ABlDlN DAVER