14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 15 Ikincikânun 1937 Yurd müdafaasına vakfedüen hayat Esrarlı bir ölüm Merhum Nuri Conker'in menkıbelerle dolu ömrü Nuri Conker, hayatının en mühim kısmını Atatürkün yanında ve izlerinde çalışarak geçirmişti Talebe Receb oldü mü, oldürüldü mü? Miiddeiumumilik tahkikat yapıyor, Maarif İdaresi tekzib ediyor [Ba$tarafı I inci sahifedei Türk Dili üzerinde TETKİKLER 6 kelimenin etüdü (Baştarafı 1 inci sahifede) Merhumun cenaze merasiminden muhtelif intıbalar ve solda Büyük Şef tarafından gönderilen çelenk Gazi Ayıntab meb'usu merhum Nuri Conkerin cenazesinin evvelki giin Ankarada büyük merasimle kaldırılarak Cebecideki şehidliğe defnedildiğini yazmıştık. nan Atatürk, Manashr askerî idadisine girdikten bir yıl sonra Nuri de bu mektebe girmiş ve iki arkadaş, inkıtaa uğra mış olan fikir ve his arkadaşlığını yeni Bu kıymetli vatan evlâdının ölümü, mekteblerinde de kurmuşlardır. yalmz muhitinde değil, memleketin her Nuri Conker, Manastır idadisini bitirtarafında büyük bir teessür uyandırmıştır. Atatürkün emrinde bir fırkaya kumanda ederken hastalanmi}, Büyük Önderin delâletile tedavi edilmek maksadile La Hey'e ataşemiliter olarak gönderilmiştir. Millî mücadele başlangıcında Ata türkten aldığı emir ve işaret üzerine An Merhum, genc yaşındanberi memleketin her cephçsinde vatanı müdafaa yo lunda Atatürkle beraber cansipcranc bir surette çalışmış ve ömrünü vatan müdafaasına vakfetmiş bir kahramandı. Nuri Conker Selânık mülkiye rüştiyesi muallimlerinden ve bidayeti şer'iye mahkemesi başkâtibi Osman Nurinin oğlu dur. 1297 tarihinde Selânikte Ahmed Subtşı mahallesinde doğmuş, ilk tahsilini kendi mahallesinin mektebinde yaptıktan sonra babasının muallim olduğu rüştiyede bir sene kalmış, askerliğe olan Merasime iştirak eden ecnebi sefirler istidad ve arzusu dolayısile askerî rüştidikten sonra îstanbul Harbiyesinde gene karaya gelen Nuri Conker, bir müddet yeye girmiştir. Atatürkle buluşmuştur. Ankara vali ve kumandanlığını yapmış Merhum, riyaziyeye meraklı olduğunNuri Conker, 1322 de Erkânıharbiye tır. Karagâhı Pozantıda bulunan Ada dan mektebin üçüncü, dördüncü sınıfla mektebini bitirmiş ve Makedonyaya me na cephesi kumandanlığı ve büyük bir mur edilmiştir. O sırada Suriyede bulu kısmı işgal altında bulunan Adana vilânan Atatürk, bir fırsat bularak Selâniğe yeti valiliğini deruhde eden Conker, milgeçjniş, Ittihad ve Terakkinin temelini atıp hürriyet ve meşrutiyet davasım muhitine yaymağa başladığı zaman Nuri Conker de bu davada Atatürkün emrindeki ilk unsurlar arasmda bulunmştur. Meşrutiyet ilân edildikten sonra ordu ile politikanın biribirinden ayrılması meselesini ortaya atan Atatürkün yanında gene Nuri Conker ve arkadaşlan vardır. rü de bu mesele hakkmda dün bir muharririmize şunları söylemiştir: < Bundan on beş gün evvel Samatyada 52 nci ilkmektebde talebeden birisinin paltosu kaybolmuş, mekteb Başmuallimi ve idaresi meseleyi tahkik etmiş, bütün şüpheler, Yedikule şimen difer istasyonunda yol bekçiliği yapan Alinin çocuğu Receb üzerinde toplanmıştır. Bunun üzerine çocuk sıkıştırılmış ve paltoyu çaldığını itiraf etmiştir. Fakat palto çocuğun bıraktığı yerde bulunamamıştır. Bunun üzerine çocu ğun babası mektebe davet edilerek hâdise kendisine anlatılmış ve çocuk ta mektebden çıkanlmıştır. Meseleye fevkalâde hiddetlenen ve esasen asabî bir adam olan bekçi Ali ev de çocuğunu dövmüştür. İki gün sonra Ali, Sarmatya Nahiye müdürlüğüne müracaat ederek mek tebde çocuğuna dayak altıldığmdan şikâyet etmiştir. Nahiye müdürlüğü tahkikatı ikmal ve doktor raporile de tevsik etmiş olmak için çocuğu babasile beraber Etfal hastanesine sevkederek muayene ettirmiştir. Fakat muayene neticesinde çocukta hiçbir darb eseri görülmemiştir. Diğer taraftan tam bu sıralarda bir akşam, hüviyeti meçhul bir çocuk, paltosu kaybolan çocuğun kapısını çalarak kapıda bir palto bulduğunu ve aranılan paltonun bu palto olup olmadığmı sormuş ve paltoyu sahibine vererek savuşmuştur. Aradan bir hafta daha geçtikten sonra, Receb hastalanmış ve ertesi gün de ölmüştür. Bunun üzerine, çocuğun babası Müddeiumumiliğe müracaat ederek çocuğunun dayaktan öldüğünü bildirmiştir. Babasının şikâyeti üzerine çocuğun ölüsü Morga nakledilmiştir. Mektebde çocuğa dayak atıldığı doğru olmamakla beraber hâdisenin Morga ve Adliyeye intikali dolayısile meseleyi tahkik ettiriyorum.> şte yeni stüdümüze konu aldığımız patologi, patologist, patogen, patogeni... nevropat, psikopat.. gruplarında (logi, logist, gen, geni, psiko...) kısımları artık yabancımız değildir; değerlı arkadaşlar ve aciz tarafından yapılmış olan Güneş Dil analizleri onların türk" çeliğini ispat etmiş bulunuyor. Bundan dolayı burada konumuz olan terimlerin yalnız P a t kısmını tetkik etmekle iktifa edebiliriz. * * * Fransız alimi Boisacq tarafından ya~ zılmış olan «Grek dılinin etimolojik diksiyoneri» nde pâthos sözü pâthe, pâthema sözlerile bir arada gösteriliyor ve etimologi bakımından «penthos» sözüne bağlanıyor. Bu sözlere verilen manalar şunlardır: (Bailly, grekçe fransızca lugatinden) : Pâthos = I. (vuku) duyulan, 2. vukua gelen, âriz olan; âriza, hâdise (kelimenin ilkin manası, icraya mukabil olarak, «âriz ve hâdis olma, âriz ve hâdis olanm duyulması» dır; bundan iptilâ «passion» iztirap «souffrance», maraz «maladie», acı «doulcur», keder «afflıction» gibi anlamlar gelişmiştir). Pâthe ve doriyen şekli pâthâ = 1. birinin başına gelen (ve onun pasif hali), 2. iztırap, maraz; keder. Pâthema (Homer'den sonra teşekkül etmiştir) = 1. Vukuğı ile vucuda veya ruha bir tesir yapan; hastalık, iztırap, felâket (belâ, musibet); bunlann tesiri altmda kalanın haleti; her türlü âriza ve hâdise. byoi )ââlMacku'(.a Bu mefhum subjektif bir bina ile fiğil olarak ta tasrif edilmiştir; pathein ve pashein şekillerinde «infinitif» i (mastan) vardır; bunlardan mastarlık eki olan ein» atılacak olursa tem path ve pash şekhnde kalır. Boisacq bu sözü (path ve pash şekliyle) hindoöröpeen hiçbir sözle yakaştıramıyor, başka bir hindoöröpeen dilde bir mümessilini bulamıyor; fakat E r nout ile Meillet tarafından yazılmış olan «lâtincenin etimolojik lugati» nde, lâtince patior «souffrir = muztarip olmak», «etre patient ou passif = müptelâ veya müfeessir olmak», «supporter = tahammül etmek» fiğilinin grekçe pashein, pathein ile ayni mânada olduğu ve lâtincenin grekçeden bâzı teknik istimaller ktibas ettiği yazılmaktadır. Lâtince passio «passion = iptilâ» kelimesi (kilise dilinde Isa'nm uğradığı iztırap anlamiyle) ; ve gramerde fiğillerin «passivus: passif = meçhul» denilen binası da bu temden türemiz sözler olarak gösterilmiştir. B. Meillet dahi pat teminin başka hiçbir yerde temsil edilmiş bulunmadığını söylüyor (tbid. Sah. 706). Böylece grekçede path pash ve lâtincede p a t pas temleri ayni manada olduk" an halde identileri sabit sayılmıyor; Avrupa lengüsriliğinin prensipleri ve kaideleri bu derece dardır. * * * çe hem yapılmış olmaklık hem oldukça geniş saha rolünü oynar: ağ + ap f+ at (.as) : part pas temi: ana kökten anlaşılan kuvvet ve şiddetin süjede, ol * dukça geniş bir saha işgal etmek üzere, vukua gelmiş olduğunu ifade eder. (5,6) oğ, iğoğ: grekçelerde yalnız bir, lâtincelerde iki isimlendirici unsurla tamamlanan kelime: Süjede, ol dukça geniş ölçüde, kuvvet ve şiddetin tezahür etmesini ifade eder (iptilâ, iztırap, maraz, keder... de dubur). * * * Şimdi bir de türkçenin bunlara olan orijinal nispetini gösteren dil tamklannı görelim. Konumuz olan söz, türkçede zengin misallerle temsil edilmiştir. Bu dil tamklannın başlıcaları şunlardır: 1. Bağs (Yakutça: Pekarski) = 1. yara, karha; yara nedbesi; 2. keder, ruhî iztırap (bu kelime Dîvanda bâş ve Radlofta Karayım lehçesinden olmak üzere paış şeklinde vardır. Lebedı lehçesinde de atları rahatsız eden haşere anlamiyle pağs vardır.) 2. Basan (Osm.) ve karabasan = kâbus. 3. Bas!r (Kırgızca: Radlof IV.) = bir hastalık. 4. Pas (Osm., Krım, Çagatay: Rad. IV.) = madenlerin sathında veya dil, diş gibi uzuvlarda peyda olan kir; «pash gönül» tabirinde olduğu gibi keder ve iztırap manasiyle de kullanılmıştır. Pas ayni zamanda nebatatı basan bir hastalıkhr. Bu dört sözün manasmdaki ilkin se mantik identi aşikârdır: Yara, kâbus, hastalık vukuundan iztırap duyulan birer âriza (musibet, belâ, iptilâ) dır. Vucut için yara, karha, yara kabuklan ne ise maden içinde pas odur. Bu anlam pâthos passion pâthe, passio sözle rinin de semantik esasıdır. Türkçede bulduğumuz bu mümessillerin yukarda analizlerini yaptığımız grekçe ve lâtince sözlerle fonetik identisi ise etimolojik for müllerinin karşılaştınlmasından apaçık görülmektedir: Türkiye İtalya dostluğu takviye olunmalıdır! [Baştarafı 1 inci sahifede} (1) (2) (3) (4) (5) imzasını koymadan evvel, herşeyin yerli Bağs :ağ \ ab ) ab f ıs 1 yerine getirilmiş ve vaziyetin aydınlanmış Paış : ağ + ap + ağ + ış \ olması lâzımdır. İtalya, Türkiyeye karşı her zaman hürmet ve dostluk duyguları Basan : ağ + ab \ [ as + ağ beslemiş ve hiçbir zaman Türkiyeye kar(nğ) Basır : ağ f ab | ( as + ıs jı yapılan kombinezonlara iştirak etme miştir. îtalya, Küçük Asyada, ne manda Etimolojik unsurların karşılaştmlması: ve ne de bir toprek sahibi olmuştur. Az yukarıdaki analizde grekçe ve lâSon günlerde İtalya, Türkiye ile bir tincelerin izah olunan etimolojık formulticaret anlaşması akdetmiştir ki, bu ha leriyle türkçelerin bu formülleri karşılaşreket îtalyanın hüsnü niyetini ispat eder. tırılınca 1, 2, 3, 4 üncü unsurlann tam Binaenaleyh münasebatımızın aydmlanfonetik mutabakati görülür; Semantik masını istemekte hakhyız.» rolleri de aynidir. 5 inci unsur yalnız ba[ C U M H U R İ Y E T Geçenlerde san ve basır sözlerinde vardır; bunlardan de yazdığımız veçhile, Türkiyenin Ital :an» bir saha elemanı olamaz; ancak yaya karşı bir düşmanlık göstermiş oldutamamlandırıcı ve isimlendirici bir rol ğu fikrinde isabet yoktur. Biz hiçbir zaoynamaktadır. «ır» ise tekarrür ifade man İtalya için bir husumet his veya izhar eden bir ektir. etmiş değilizdir. Milletler Cemiyeti azası Türkçede bas mak, (Altay lehçesinsıfatile zecrî tedbirlere iştirak etmiş ol de ve uygurcada) pas fığıli tazyık ifamamızdan bb'yle bir mana çıkarılamıyade eden bir temdir. Her türlü zulümler, cağı gibi ttalya, vaktile bu tedbirlere Şimdi bir de Güneş Dil analiziyle tecavüzler, aktif olarak, bu sözle ifade önayak olan îngiltere ile dahi anlaşmış olunur. Bundan türemiş olan sözler pek olduğuna göre 52 millet arasmda bulun gerek grekçe pâthos, pathe gerek lâtince Bu sırada Trablusgarb muharebesi çoktur; uygurcada tesadüf ettiğimiz: maktan ibaret olan o vaziyetin bir düş passio, fransızca passion sözlerini tetkik başgöstermişti. Nuri Conker Atatürkle 5. pazık = müptelâ olmak fiğili manlık telâkki edilmesi doğru olamaz. edelim. birlikte oraya koşmuş ve orada mücadele grekçe pash ein = id. ile büyük bir seEtimolojik formülleri şunlardır: Büyük Akdeniz komşumuzun Montreux ederken Balkan muharebesi zuhur edin Nari Conkerin tstiklâl madalyesi, (1) (2) (3) (4) mantik ve morfolojik identi arzeder. muahedesini imzalıyarak bizimle tam bir 6. Pazin (Uyg., Altay., Televut ce gene onunla birlikte vatana dönmüş tabutunun arkasında, elde taşımyor samimiyet ahengi temin etmesinden ise Grekçe pâthos: ağ+ap+ağ+ath v. s.) = öfkesini bastırmak, tabi olmağa (5) (6) tür. sadece zevk ve saadet duyanz. Bu hususNuri Conkerin kızı babasının katlanmak fiğili de öyledir. os (oğ) H Umumî Harbde Nuri Conkeri Ana lî tarihin bu sayfasında da adını saygı ile ta Türkiye bütün bir hüsnü niyet ve dostmezart baştnda Türkçede bat mak (Uygurca ve AlGrekçe pâthe : a ğ + a p + a g + a t h lukla mücehhezdir.] fartalarda Conk bayınnda Atatürkün andıracak bir yer almıştır. taycada p a t ) felâket sayılan hadisele eg H nnda, ders programı haricinde güç riya emrinde buluyoruz. O, Anafartalarda Nuri Conker, Millî Mücadele bittikAtinada açılacak resim serLâtince passio : a ğ + a p + a ğ + a s ri, mahvı ifade eder. Tesirli ârizalann ziye meseleleri halline uğraşır ve başı sı Türkün mukadderatını tayin eden en bü ten sonra, ikinci devre başlangıcında ifadesinde umumî bir istimal bulan bu iki + iğ + oğ gisine gidecek heyetimiz kıldıkça arkadaşı Mustafa Kemale mü yük harbde ve Büyük Önderinin huzu Kütahya meb'usu olmuş ve bu tarihten Fransızca passion : ağ+apjağ} fiğil (basmak, batmak) irdelemekte olAtinada açılacak olan resim ve tez racaatle onun yardımını isterdi. Nuri runda yaralanmıştır. Atatürkün Nuriye, itibaren teşriî hayatta vazife görmüştür. duğumuz konuda türkçenin nasıl esas'ı yinî san'atlar sergisine iştirak etmemiz as + iğ + on (onğ) ve orijinal bir rol oynamış olduğunu ayConkerin Atatürke bağlılığı ve onu üstad Conker soy adını vermesinde aziz ölü Nuri Conker, memleketine daha yıllarca için Yunan hükumeti tarafından yapıNot. 1) Grekçe pâth teminde «a» tanıyışı bu çocukluk hayatının ilk gün nün Conk Baymndaki fedakârhklarının faydalı olacağı bir yaşta, zalim bir has * lan teklif üzerine tetkikatta bulunmak metli olduğundan etimolojik mümessili nca meydana koymaktadır. için Salâh Cimcozun Atinaya gittiğini Not. Hindoöröpeen dillerde rasgeli lerinde ve böylece başlamıştır. talık neticesinde hayata gözlerini kapa mükâfaunı görmek gerektir. yazmıştık. Salâh Cirncoz, cumartesi gü «ağ» dır. 2) Bu sözden «th» sürekli bir nen bazı sözler vardır ki, türkçe pat • Nuri Conkerden bir sınıf ileride buluNuri Conker, Şark cephesinde gene mıştır. nü Atinadan dönecek ve ayın yirmi iki diş sesini yazmaktadır; lâtincede «t» ve bat ve pas bas' temlerinden çıksinde de, Istanbuldan dört kişilik bir «s» ile karşılaşmaktadır; bunun orijinde heyet Türk tezyinî san'atmı canlandı mürekkeb bir «ts» olması melhuzdur; se mış olduklan şüphe götürmez derecede anlaşıldığı halde Avrupa lengistleri o ran bazı levhalan, yaşıyan Türk ressam mantik rollen de buna göredir. larınm muhtelif eserlerini ve müzeleriOrijmde bir «ts» sesinin mevcudiyetine sözlerin etimolojisini aydınlatamıyorlar: Grekçe bathos = «derinlik: batmak samizden bu vadide işe yarıyacak bazı e delâlet eden misaller pek çoktur. serleri hamilen Atinaya hareket ede 1. Bas fiğilinin yakutçada bat hası», Gr. but an «batmak, dalmak», cektir. Gr. pat ein = «pas basmak», lâtince ve batta olması; = Heyet, Güzel San'atlar Akademisi «hatve Cf. basuk (Sart) = 2. Lâtince tio, tia şeklinde olan passus müdürü Bürhan Toprak, Salâh Cim simlerin fransızcada siyon, siğ o hahra) bunlardandır. Görüldüğü gibî coz, Selim Nüzhet ve mütehassıs Leo kunması (option = opsiyon; inertie = her yeni etüd Güneş Dil teorisinin te pold Levi'den müteşekkil olacaktır. yidine ve türkçenin ana dil olduğunu nersiğ v. s. 3. Çay sözünün şekilleri: tsay (No ispata yarar yeni yeni belgeler ve tanık* Kaçak zaharin lar vermektedir. Kurukahveci hanında bir tüccarın gay), the (fransızca, almanca), tea zaharin kaçakçılığı yaptığı haber alın (ingilizce( v. b. Etimolojik unsurlann semantik rolleri: mış ve yapılan taharriyat neticesinde 8 Buğday fiatları (1) ağ • ana kökü hareket kuv kilo zaharin bulunmuştur. Buğday fiatlarmdaki yükselme te Tramvaya asılmanın cezası vet (dolayısiyle şiddet) anlamiyledir. mayülü devam etmektedir. Fiatlar son (2) a p : ana kökün ifade ettiği Karagümrükte Hasan Fehmipaşa sobir hafta içinde 8 10 para kadar yükınlamı temsil eden prensipal köktür. kağmda oturan marangoz Ahmedin 7 (3) a ğ : ana kök mefhumunun selmiştir. Kışm devamı takdirinde bu yaşmdaki oğlu İbrahim asıldığı bir yükselmenin devamı muhtemel görül tramvay arkasında giderken yere düşe üjede tecellisini ifade eder. Başvekil, hükumet erkânt ve meb'uslar Nurin Conkerin cenazesinde rek ağır surette yaralanmıştır. (4) ath, a s : bu unsur semantik mektedir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle