Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
30 Mart 1936 CUMHURtYET SAOLIK BAHİSLERİ Biz bize Bu kadar mı? Elime ince bir kitab geçti. Bu, bir kitabdan ziyade, son zamanlarda moda olan edebıyat broşürlerine benziyordu. Bakrjm: Seçme Mısralar. Muharrir, daha doğrusu kitabm tahrir müdürlüğünü yapan zat, tutmuş eski devirlerde nekadar şöhret sahibi Türk ve Osmanlı şairi varsa hepsinin eserlerinden en iyi bulduğu mısraları birbiri arkasına dizmiş ve bastırmış. Kitaba göz gezdirirken düşündüm: Yedi yüz bu kadar senelik fikir ve his tarihinin gölgesini velevki seçilmiş mısralar şeklinde olsun bir bro§üre aksettirmek mümkün müdür? Bence değildir. Eğer böyle birşey yapmak kabil olu yorsa ya o edebiyatın pek cılız, yahud da seçme işini üzerine alan adamın fevkalâde müşkülpesend olması lâzımdır. Mimarlar arasındaki münakaşa Beyin kanaması ve inme Beyin kanamalarından ve sebeb olduğu inmelerden korunmak ve onu çabuk tedavi etmek için ne yapmalıdır? Frenginin sebeb olduğu beyin kana maları arteritlerinin tedavisi şüphesiz ayrıdır. Bu gibi hastalar eskiden geçirdikleri hastalıklarını hekimlerden hiç saklamamalıdırlar. Damar sertliğinden ileri gelen beyin kanamalannda ise her hasta için faydalı lan şu ijiyen esaslarının göz önünde tuulması doğrudur: Mimar S.Çetintaş,Kemal Altaya cevab veriyor «Bilgi ve kudretinizin haricine çıkmayın, plâmn yanlış olduğunu kabul edin!» Yalnız Mabud ve Mahmud işi değil! Bütün Mahmud adh hükümdarlara ve vezirlere yükletilen bir fıkra vardır. Hayli eski eserlerde ve mecmualarda Gazneli Sultan Mahmuda atfolunarak mukay yed olduğuna göre şarkın en çok dile düşmüş hikâyelerinden olduğuna şüphe yoktur. Bu fıkra, Mahmud adh bir hükümdarla bir dilenci arasında geçtiği kuruntulanan gülünc bir hâdiseyi anlatır. Guya hükümdar Mahmud, kılığını de ğiştirerek sokaklarda dolaşırken iki gözü kör bir dilenci görür, haline merhamet eder ve sarayına döner dönmez hasmut faktan haşlanmış irice bir tavuk getirtti rir, içini boşalthnr. et ve kemik yerine altın doldurarak götürür, kendi elceğizile kör dilenciye verir. Geçen (9 nisan) da Ankarada açtığun Bir makalesindeki hataları tenkid eden bir doktorumuzun tenkidlerini binbir mu sergiden sonra Mimarlar Birliğinin bana Daha çok, yaşlılarda görünen ve dagalata ile içinden çıkılmaz bir hale koyup hitaben yazdığı bir tezkerede: (Bu işe bütnar sertliğinden ötürü tansiyon yüksek günlerce bir gazetenin sütunlannı işgal e yük gayretlerle ve yorulmıyan bir imanla iiğile diğer başka hastalıklann doğur den mimar Kemal Altan, kendisine akıl çalışan yegâne bir Türk san'atkâr arka duklan beyin kanamalarından meydana ve mantıkı kabul ettirmek için uğraşan daşımız) cümlesinin bir taltif ve takdir gelen inmelere memleketimizde olduğu doktora en sonunda (sen mimar değil mahiyetinde yazılmış olduğunu size ha kadar başka memleketlerde de sıkça rassin') demekle davayı kazanmak zehabı tırlatmak isterim. Bu münevver zümrenin, lanmaktadır. Bundan dolayı halkm sağen geri saflannda ancak yer alabilen size na düşmüş.. lığı bakımından günün belki en önemli bir tıb meselesi haline gelmiştir. Evvelâ şunu haber vereyim ki mimar ve Türk mimarlanna, hürmetsizlik eden titrini taşımadığı halde, doktor Osman birisi varmış gibi, mimarlar namına müdaAsnmızm ağır yaşama şartlarile yiyip 1 Biberli, baharlı yemekler, hamur Şevki Uludağ mimar Kemal Altan ka filik hakkını size kim verdi? Siz yalnız içme biçiminin bu hastalığın sebebleri a işi, fazla et, yumurta ve ispirtolu içkiler, dar ve belki de ondan daha iyi plân ya kendi düştüğünüz kötü vaziyetten kurtularasında olduğuna şüphe yoktur. Sosyete lconserve yemekler yememelidir. bilmek için kendi namınıza söz söylemek hayahmızı yakından ilgiliycn bu mevzu Shakespear'in, yalnız Hamlet piyesile pabilir. «Bursa ve Uludağ» adh eserinde 2 İmkân olduğu kadar tabiati yumecburiyetindesiniz. üzerinde yapılan tıbbî araştırmalann or muşak rutmağa çahşmalıdır. lngiliz diline yüzlerce mısrahk darbıme doktor, Bursa abidelerinin plânlannı kendi elile çizmiştir ki mimar Kemal Altan da taya koyduklan dikkate çok değer ve Diğer taraftan Kornelyos Gorlitin 3 Bedeni yeracak beden ve beyin seUer bıraktığını biliyoruz. Bu kitabı basuğraşsa ancak bu plânları bu kadar ya meddahlığını yapmakla acaba vaziyetinizi yepyeni bir sağıtma usulünden de bah Hükümdar, tavuğun içinde altın dolu tıran zatın aklına uyup bir mukayese yapıareketlerinden sakınmalıdır. pabilir. Fakat doktor tevazu göstermiş ve kurtaracağınızı mı zannettiniz? Gorlit bü olduğunu herife söylemez. Maksadı sür sedeceğiz: Bunun dışında hastalann kendilerini mıya kalksak yedi yüz senelik edebiya efkân umumiye muvacehesinde iktidan tün cihanda tanınmış bir âlimmiş.. Pekâlâ priz yapmak ve dilenciyi hayretli bir seBeyin kanamalan küçük çocuklarda kendi aile doktorlannın tıbbî kontrolü al tımızın seçilmiş mısralan, Shakespear'in ne olursa olsun bir mimann hiç olmazsa buna itiraz etmiyorum amma, bu beynel vinc içinde bırakmak. Fakat ertesi gün doğum güçlüklerinden ileri gelir. Sonu bna koymalan gerektir. Şimdiye kadar seçilmiş mısralarile boy ölçüşemiyecek. titrine hürmet ederek bir aralık durmuş ve milel âlimin millî eserlerimiz üzerinde gene sokaklan dolaştığı sırada onu köşeher vakit tehlikelidir. Büyüklerde beyin yapılagelmekte olan inme tedavilerine iBu zat seçtiği mısralarda kendi keyfine hakemliği gene bir mimara terketmiştir. yaptığı plânların yanlış taraflannı kendi ceğizinde oturur görünce ve hele yanık kanamasının başlıca iki önemli sebebi lâve edilen kan aşısı usulile çok iyi so göre hareket ettiyse onlan ne diye kitab Ben bunu haber alınca geç te olsa muhitinde derin bir imanla çalışmayı ter yanık dualar okuyarak diîenmekte devam vardır: nuçlar alınmaktadır. Gerek doktor Ve halinde basnrdı? borcumu ödemek istiyorum. Niçin geç cih etmiş bir Türk miman sessizce düzelt eder bulunca kızar, yanına sokulur: A Damarlarda dayanıklığın ve veyin ve gerekse başka araştıncılann Geçen devirlerin en iyi mısralan hak kaldığımı ilk müdahalemde yazmış ve mekteymiş; buna sevinmeniz ve teşekkür Babalık, der, dün ben sana bir taelâstikiyetin azalması (damar sertliği, ldıklan klinik sonuçlarına göre: kında bir etüd yapmak istiyordıysa daha doktordan da özür dılemiştim. Mimar Keetmenız lâzım gelmez miydı? Yoksa a vuk vermiştim. Yemedin mi onu? frengi arteriti). A Kan aşısı tedavisi, hastalığa ne ciddî çalışmalı, biraz yorulmayı göze al mal Altan inansm ki kendisinden alacak sıl bu noktaya mı muanzsmız? Olabilir Dilenci acı acı güler, şu karşılığı ve B Kan basmcının birden yüksel kadar erken diyanostik konulursa, tesiri malıydı. hiçbir öcüm yoktur ve olamaz. ya; Sedad Çetintaşın yaptığı plânların rir: mesi (aşm derecede yemek yemek, bü o derece tez ve fazladır. Bir iş yapmıya kalkarken biraz düşünFakat, işin ruhafı ben müdahale ettik yanlış olduğunu iddia edebilirsiniz. Buna Biz kuru ekmek yemeğe alışkınız, yük heyecanlar, cinsî değetler). B Büyük beyin kanamasından do sek ne iyi olacak! ten sonra bu zat bana da kızmış ve tutmuş ne demeğe hakkımız olabilir? Alima tavuk etini yadırganz. Onun için verdi Kısaca anlattığımız bu iki sebebden ayı konuşamıyan ve yürüyemiyen has bir cevab da yazmış. 26/3/936 tarihlı ne! vukufunuzla bu resimler hakkmdaki ğin tavuğu yemedim, bir pula alıcı bulup başka irsin de beyin kanamalannda bü talar, aşı yapıldıktan bir zaman sonra Cumhuriyette verdiği bu cevabın baş ta tenkidlerinizi muhtevî raporunuzu bilâsattım. yük bir rolü vardır. Tıb edebiyau kanş konuşmıya ve yürümiye başlamışlardır. rafmda bu zatın şu cümlelerini aynen a kayid ve şart kabul edecek makamlann tırılacak olursa ayni ailenin dört küçük Trakyada, ziraî kooperatiflere lıp mimar ve mühendis arkadaşlarıma su bulunduğunu ve bu makamın neresi ol Sultan Mahmud bu cevab üzerine guC Kan aşılan yukanda da dedi çocuklannın herbirinde beyin kanama ğim gibi yalnız inmenin tedavisi için demuhasebeci yetiştiriliyor nuyorum: [Değmez bir münakaşa zemini duğunu bilirsiniz.. Eğer böyle birşey ya ya şu vecizeyi haykınr: sından dolayı inme ve ölümler olduğunu ğil, ayni zamanda beyin kanamasına ve Vermeyince Mabud, neylesin Edirne (Hususî) Trakyada kurul oîan Edirnedeki (Darülmecanin) in altı parsanız hem mantıkî bir yolda yürügörürüz. inmeye müstaid insanlarda koruyucu ve makta olan 63 ziraî kredi kooperatifine köşeli plânı içındeki odalann dört köşe müş, hem de kültür âlemimizden Sedad Mahmud? Tehliken *** damarlann dayanıklığını artıracak bir muhasib namzedleri yetiştirmek için yahud beş köşe üzerine tertib edildiği id Cetintaşm tarihe terkedilmek üzere habir kurs açılması kararlaştırılmıştı. Damar sertliğinden daha önce de bah tedbir olarak ta kullanılmaktadır. diası görülüyor ki artık gülünc bir şekil zırladığı resimleri tashihü etmiş olursuFatih civannda oturan Rasim adlı bir Öğrendiğime göre kurs 15 nisanda a almaktadır.] sederken bu hastalığın tehlikeli karma Damarlarınızı korumak ve kurtarmak nuz. dilencinin ölmesi üzerine varisleri tara çılacaktır. Umumî Müfettişlikle Ziraat şalarından birinin de beyin kanaması ol lâzımdır! Kemal Altan bu sözile evvelâ doktorun Etrafa nrmanmakta o kadar tuhaf ha fından çul ve çaputtan ibaret mirası eleBankası umum müdürlüğü icab eden duğunu söylemiştik. Yalnız beyin kanakarşısmda gösterdiği inad ve ısrardan rüAnlcara emirleri vermişlerdir. Bunlara muamereketler gösteriyorsunuz ki merhum mi nirken bir bohça içinde 2700 liralık eski masının sağlışı tehdid eden tehlikeli ve cu etmiş ve yumuşamış görülüyor. Fakat Dr. BAHA ARKAN le ve muhasebe defterlerini tutma usulmar Kemaleddini bile müdafaaya kalkı kâğıd para çıktığını gazetelerde okuyunöldürücü bir hastalık olduğunu unuuna leri Ziraat Bankası Umum müdürlüğü yağmurdan kaçarken doluya tutulan in yorsunuz. Halbuki Kemaleddin merhuma ca bu fıkrayı hatırladım. Rasim, bırak mak lâzımdır. İster frengiden ötürü be tarafmdan gönderilecek olan mütehas sanlar gibi hakikaten bizzat kendisi gülünc tecavüz eden kim? Onun bu uğurdaki tığı şu mirastan anlaşılıyor ki san'atında yin damarlan arteritinin yaptığı kana sıslar tarafmdan gösterilecek koopera bir vaziyete düşmüş oluyor. gayesinin tahakkukuna ana yoldan çalı mahir bir dılenciymiş. Fakat paraları malar olsun, ister damar sertliğinin doğtifler açıldığı zaman işe başlıyarak İlâhi Kemal Altan, sen bu yazıları o şan yegâne mimar, Sedad Çetintaş olmuş vaktinde değiştirmiyerek bohçada saklarudan doğruya sebeb olduğu beyin kanahepsi ayni tarzı takib edeceklerdir. kuyanlar arasında hiçbir mühendis veya dığından da anhyoruz ki dilenmekten tur. ması olsun, kanamanın şiddetine göre mimar bulunabileceğini düşünemedin mi? başka birşey bilmiyen, dünya işlerine karDenize düşen yılana sanlır sözü meşya hastayı birden öldürebilir veya yarım Korkulur ki bu tarzda saçmasapan konu Yoldan çıkan tramvay sı sağır ve kör yaşıyan bir adammış. ve tam inmeler yapabilir. Sağlıklanna şanıtloktorlara bırakmadan mimar ve mü hurdur. Siz, bu mefhumu hatırlatacak Bu vaziyette vermeyince Mabud, ney631 numaralı varman Naminin idare karşı çok ilgisiz olanlarda, hastalığın hendis arkadaşlar yakalayınca o dariil sekilde bütün bu gürültüleri başmıza çı lesin Mahmud, demek doğru değildir. sindeki 42 numaralı tramvay arabası dün, başlangıç belirrisi olan el yumuşamalanBursa (Hususî) Burada Kayan mecanındeki halkalardan birisine bağlayı karan muanzmız doktor Osman Sev Çünkü ona 2700 lirayı veren yufka yü5«hreminile Çapa arasındaki makastan ki Uludağa bile sarılmağa kalkıyorsunuz na, baş dönmelerine önem vermiyerek çarşısında beş kuruş yüzünden bir facia verirler. rekli insanlardır. O merhametli zümre ise geçerken yoldan çıkmıştır. Bu yüzden bu kendini bir doktora göstermiyen ve vak olduğunu bildirmiştım. Aldığım tafsilâtı Mesele neden münakaşaya değmiyor? da, yaptığım küçük bir serzenişe karşı bir dilenciye ancak sadaka verebilirlerdi, hat üzerinde münakalât bir saat kadar doktor hesabına cevab vermeğe bile yeltinde tedbir almıyanlarda hastalık çok yazıyorum: irfan ve iz'an tasadduk edemezlerdi. Şu durmştur. Araba güçlükle tekrar raylara Buradaki odaların dört ve yahud beş kö teniyorsunuz. kere sert bir şekilde birdenbire olur. AnOsman isminde bir dülger amelesi bir yerlestirilmiş ve seferlere bir saat sonr3 şeli olması yüksek nazarlarınızda neden halde «cermeyince Mabud, neulesin cak ekseri kanamalar lokal kalır. Ka kaç gün iş bulamadığından aç kalarak kaAzizim Kemal Altan! Bu yazılan o Mahmud» sözünü, «olmayınca akıl, albu kadar ehemmiyetsizlik kesbediyor, tekrar başlanmıştır. nıyan beyin kısmmın fizyolojik ödevle rısmın entarisini satmak üzere Kayan çaryoksa mevzuu bahsolan plân, mimar Ke kuyanlar, şuuruna sahib iki insanm kale tın olur pul» biçimine koymak yerinde bir rine göre yüz, kol ve bacak inmeleri şısına gitmiş ve orada hamal Sadullah ismal Altanın Istanbulun varoslarında ya minden çıkmıs bir yazı diye okuyorlar. iş olacak!.. meydana gelir. Önceden tedbir alarak minde bırını bularak entarıyi ona sattır îzmir muallimlerine ev pacağı kahveci İdrisin kulübesinin plânı Ortaoyununda değiliz... Türk mimarlarıM. TURHAN TAN kanamanın önüne geçmek imkânı var mak istemiştir. Hamal Sadullah Osmana nın fuzulî müdafihğmi sizden istiyen yokIzmir (Hususî) Köylerde, mual mıdır? dır. bu iş için beş kuruş alacağını söylemiş, o limler için birer ev yaptınlması düşünülMünakaşaya zemin olan plân Onbeşin tur, Kornelyos Gorlitin meddahlığını da var, bunu atlayıp geçemiyeceğim. VerdiKorunma ve tedavi da muvafakat etmiştir. Fakat Sadullah mektedir. Vilâyet meclisine bu hususta ci asır sonunda mimar Hayreddinin yap sizden beklıyen yok. Merhum mimar Ke ğiniz cevabda: (Bir kayyumun görüşüne Bugüne kadar doktorluk beyin kana entarıyi bir hayli dolastırdıktan sonra bir takrir verilmiş ve müzakeresine baş tığı bir Türk hastanesidir ki bu hastane maleddin için de sizden sual soran olma inanacak kadar basit düşünceli münak masına ve onun sebeb olduğu inmeler saUmamış ve Osmana iade etmiştir. Tam lanmıştır. Avrupanın birçok yerlerinde kopya edil dığı gibi, doktor Osman Şevki Uludağ da kid..) diyorsunuz, bu iltıfatınıza teşekkürkarşı silâhsız denebilecek bir haldeydi. bu sırada iyi bir tesadüf Osmanm karşı miştir. Yurdumuzdaki Türk eserleri ara size müdafaa vekilliğinı vermemiştir zan le beraber sunu söyliyeyim ki Çetintaş, bu Bugün tıb, beyin kanamasının önüne sına bir müsteri çıkarmış ve entariyi kırk nediyorum. Ancak, gaflarınız yüzünden hastaneyı bütün inceliklerile bir tek kanş sında da daha bir tek benzeri yoktur. geçmek yollarını araştırdığı kadar inme kurusa satmıştır. İşte maalesef iş burada İşte bu eşsiz san'at eseri hakkında kök bu gürültülere sebebiyet veren size, bu yeri meçhul kalmamk şartile ölçüp biçmiş lere de tesiri olan kan aşılan metodile bu çığınndan çıkmıs ve hamal Sadullah Ossüz vukufunuzla san'at ve teknik tahliü davada meslekî bir şeref yolu olarak orta ve bu binanın muhtelif plân makta ve hastahğı iyi etmek çaresine başvur mandan ayağmın emeği olan beş kuruşu yaparken taşa tutuldunuz. Fakat, sizi hiç da duran bir tek yol vardır ki o da: Bir cephe resimlerini itina ile hazırlayıp altını muftur. llk defa profesör A. de Veveyin istemiştir. Osman bunu vermeyince hamal bir kuvvet maalesef hakka secde ettire san'at vesikası diye nesrettiğiniz Edirne da imza ederek mılletinin kültür âlemine ortaya attığı bu sağıtma metodu birçok Sadullah küfür etmeğe başlamış; neticede deki Beyaz'd hastanesinin plânınm baş hediye etmiştir. medi. yerlerde denenerek değerli olduğu ka yalnız beş kuruş yüzünden değil de daM. Turhan Tamn Cem Sultan Zaten doktorun karşısındaki ısrarları tanbaşa yanlış olduğunu itiraf etmektir. Sedad Çetintaş bu plânlan neşretmiyelardan, Akından Akınalardan çok dar, önemli sonuçlar vermiştir. Aşmın ha ziyade karısına küfür edildiği için nızda da samimî olduğunuzu kabul ede Başka kurtuluş yolu yoktur. îmzanızın üs cektir. Çünkü onların neşir hakkı yalnız üstün olarak yazdığı bu yeni ro harikalar yaratabilecek değerde olan te kızan Osman çarşı ortasmda bıçağım çemiyorum. Çünkü iki yıl evvel siz Edirne tüne (İstanbul Arkeoloji Müzesi miman) yüksek bir makama verılmıştir. Bu binaman, tarihi edebiyat ve edebiyatı sirinin nasıl bir mekanizma ile meydana kerek hamal Sadullahı iki yerinden ağır de altı ay memur olarak çalışmıştınız. Bu titrini de koyduğunuza çok fena yapmış nın herhangi bir köşesinin ölçüsü nedir? tarih yapan nefis bir eserdir. îki geldiği iyice anlaşılmamakla berabe surette varalamıştır. Yaralı hastaneye müddet zarfında bu kıymetlı hastaneye sınız. Çünkü o sizi düştüğünüz kötü va derseler bunun bir tek santimini size hayüz elli üç yıl önce Viyanaya gi herhangi bir hasta üzerinde hayatını teh kaldınlmış, Osman tutulmuş ve ikinci sorhiç girmediniz mi, girip gördüyseniz hiç ziyetten kat'iyyen kurtaramaz. Belki siz tasızca söyliyebilecek krokiler bende den Türk ordusunun oradan çeki likeye koymadan taptanabılecek kuvvetli gu hâkimliğince sorgudan sonra tevkif ebir şey anlamadan mı çıktınız? Ben, bu i onu sürüklemiş olursunuz. lişini hatırlamak ve bu hâdiseyi, mahfuzdur. Benim bu bina hakkında hiç ve ümid verici bir sağıtma metodu olduğu dilmistir. kinci ihtimale daha çok inanınm. Fakat bütün inceliklerile, M. Turhanın Bu gürültüde hiçbir resmî sıfat yok bir düşüncem yoktur. Ancak sızı çok zakesindir. Tedavi tekniğini doktorlara b: tasvir ettiğini düşünmek tefrika insaf edinız de bilgi ve kudret çerçeveni tur. Karşınızda sizden daha yüksek titre valh gördüğüm için Edirnedeki Beyazıd rakarak kan aşısının hangi cins beyin mızm kıymetini, anlamıya kâfi zin hududu haricine çıkmayınız. sahib bir doktorla bir de sizden salâhiyetli camisinin kayyumuna yollamıştım. Şimdi 23 nisan kanamalannda kullanıl^bileceğini ve ya gelir. Bütün meslek arkadaşlarıma derin say bir mimar vardır. Meselede hepimizin sec basit düşünceli siz misiniz, yoksa ben mipılan bu yenı sağıtmadan hastanın Size çocuğu düşündfirecek Okuyucularımızm biraz bekle gı hislerile mücehhezim. Onların teveccüh de edeceğimiz (Türk tarihi, Türk kültü yim?... kerteye kadar faydalanabileceğini kısaca melerini tavsiye edeceğiz. haftanın başlangıcıdır ve sevgilerinden hız alarak yolumda sessiz rü) dür. Mimar anlatalım: ce yürümekteyim. SEDAD ÇETtNTAŞ Gülünc bir Don Kişotluğunuz daha Bursada bir cinayet Bir hamal arkadaşını ağır surette yaraladı Yeni tarihî tefrikamız Viyana Dönüşü Büyük masanm yanında ayakta du Ve düşündükçe, kendine kızıyordu: vanın boşluğunu doldurabilir; havasını ran zayıf gene, sekreterin odasını işaret Ben, bu kadar aldanamam... Ha değiştirir, başkalaştırırdı. Aşk ve maeera romemt yır! Bunun imkânı yok... Matbaaya girince, idare odasma uğ etti: Kızmakla beraber korkmağa da baş radı: Sizi, telefonla aradılar galiba... lamıştı. Görüşleri, duyuşlan, hep ayni Beni, arayan soran oldu mu? Ben, sekreterin yanındaydım, kulağıma şeye mi saplanmıştı? Herşeyi, herşeyi, j Gene kâtib, başını kaldırmış, omuz sil öyle birşey çalındı. hep kafasının içinde renklerde, şekiller ker gibi cevab verdi: Masanm sağmda oturan uknaz gene, de mi görecekti? Telefonla bir iki kere arayan ol hanl harıl karaladığı kâğıdlardan başını Bu, muhitini, etrafını kaybetmek de du galiba... kaldırarak Ali Tunca baktı: Ali Tunc, söyleniş tarzmdan kuşku mekti! Ve bunun sonu, korkunc, hem çok Ali Tunc... Bir saat kadar olu korkuncdu! lanmıştı; gene sinirlerini yendi ve her ihYazan: MAHMUD YESARI yor, bir adam geldi, seni aradı. Ne vakit Beyninin içinde, bir kahkahanın çın timale karşı sordu: • gelir? diye sordu. Birader, senin gelip 57 Kimlerdi? ladığını duydu: gitme saatlerin belli olmuyor ki... ÖğleAli Tunc, vakit vakit siyah otomobile Şoföre seslendi: Kendi evinde, kendi havanın içinGene kâtib, başını defterlerin üzerine ye kadar uğramadın, ümidimizi kestik. bakıyordu: Gir içeriye... Döneceğiz! desin, öyle mi? iğmişti: Belki bugün gelmez, dedik. Sekreter, buYanıldığını söylemeğe utanıyordu: Siyah otomobil... bizim siyah oto Bilmiyoruz. Biz, sekretere verdik, rada dolaşıyordu. Herife; Ali Tuncu, Ali Tunc, kendini topladı. Bu, böyle mobil... Karoseri, o karoseri... Gözle Beni matbaaya bırak... niçin anyorsun? diye sordu. Görmek isondan sorunuz! rim yanılmıyor... Direksiyon* geçen şoför, gülümsüyor gidemezdi. Kendi evinin, kendinin adamı olmağa mecburdu. Ali Tunc, yutkundu; anlamamış gö tiyorum! dedi. Sekreter de; pek lüzumlu Birdenbire elini alnına vurarak sıç du: bir iş içinse, bir kâğıd yazm, bırakın, geBütün insanlar gibi, böyle olmağa, böy ründü: radı; «siyah otomobilin, arka camı, «kö Nasıl, işin oldu mu, usta? lince, veririz, dedi. Artık ötesini bilmi le yaşamağa mecburdu. Ve Solmazm Mersi! dedi, odadan çıktı. şeli» idi; önlerinde duran hususî otomoAli Tunc, başını iğmişti: yorum. Sen, sekreteri gör. sakin, temiz yüzü, kafasının karanlıklan îdare memurlan, şimdi, ondan öç alıbilin arka camı, «beyzi» idi!... Oldu, yavrum! içinde ışıldamıştı. yorlardı. Ali Tunc, bu ısrarla aranmaktan si Otomobilde giderken, kollannı kavuşAli Tunc, ayağını yere vurdu, dişle Kalbinin çarpmtısı dindi, içi genişledi, Ali Tunc, yukarı çıkbğı zaman, arka nirlenmişti. Bu arayan kimdi? Niçin aturmuş, düşünüyordu: rini gıcırdattı: rayordu? Yeni apartımanını nasıl öğren daşlarına sordu: Bu, hiç te iyi alâmet değil... Göz ümid dolu bir soluk aldı! Yuuldım... Niye dikkat edeme mişti? Telefonla arayan da ayni adam Beni arayan oldu mu? Evi, yuvası hazırdı ve Solmaz, bu yulerim bu kadar yanılamazdı!.. ' 'm r akat üMh mıydı ? Ali T u n c sekreterin odasına girdi; onun söze başlamasına vakü bırakmadı: Beni aramışlar, öyle mi? Sekreter, kinayeli kinayeli baktı: Azizim, seni, kim aramıyor ki... Ali Tunc, Karşısındakinin iki manalı söyleyişini birden anhyamamıştı: Kimler arayor? Sekreter, kalemini masanın üzerine bıraktı, ellerini kilidledi, çenesine dayadı: Zatıâlınızı, evvelâ, gazete için a rayoruz. Ali Tunc, yüzünü buruşturmuştu: Mühim bir iş mi var? Sekreter de gözlerini kısarak bakıyordu: Hoşuna gitmedi galiba... Pek mühim bir iş değil... Fakat, senin vucudün elzem... Bir ecnebi gazeteci gelmiş, o nunla görüşeceksin... Sonra, bu gece, sefarethanelerden birinde, hangisinde bil miyorum; kart burada, sana veririm; ziyafet mı, balo mu, işte bir zınlh var. (Arkası Var)