18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURtYET 3 Mart 1936 Edebiyatımız ne halde? Turhan «Manasızhk bu Meşhur artist Sesil ün dünden fazla! > diyor Sorel mahkemede... «Dünü tanımıyanlar yarının halikı olmak istiyorlar, Ibu, tohum bile değilken başak görünmektir» (Baştarafı 1 inci sahifede) Üstad elimden kurtulmanm imkânı olnadığını görerek: Peki diyor, ver şu sualleri bana da bir gözden geçireyim. Elden ele dolştığı için yıpranmağa baş[Iamış olan kâğıdı ona uzatıyorum ve o Iiksek sesle okuyor: 1 Bizde son inkılâbımızı evvelden bildiren bir edebiyat var mıdır? 2 Son inkılâbımızın yetiştirdigi eJibler var mı?.. Var sa bunlar kimlerdir? 3 Yeni ve eski Türk edebiyatınm iistadlan kimlerdir? 4 Yeni ve eski edebiyatta en be fenmediğiniz ve en manasız bulduğunuz jahsiyet kimdir? 5 Sizce mıllî bir eserin vasfı nedir? 6 Mıllî bir romanın mutlaka mahal| î bir mevzuda olması şart mıdır? 7 Sizce Türk edebiyatınm hangi ıserleri millidir? 8 Yeni Tıirk edebiyatı sizce bey Belmilel edebiyatta bir kıymet midir? 9 ELski ve yeni Türk edebiyatınm beynelmilel edebiyat âleminde yer tutabilecek olan eserleri sizce hangileridir? Gözleri bir nofctaya dalıyor... Bir müddet düşünüyor, sonra eline bir kalem alabaştaki iki sualin üstünü hafifçe çiziTor: llk iki sualinize verecek cevabım |rok, diyor, üçüncü suale gelince ona da cevabı vermek isterim: Eski ve yeni eiebiyat, iki âlem gibi mütalea edilemez, elki devirlere ayrılan bir tarih gıbi göz3en geçirilebilir. Her biri bir âlem teşkil ı bu devirlerin birlesmesile de Türk Jebiyatı denilen seniş ve çok geniş kânat vücud bulur. Siz bana bu kâinatın ıldızlarını somyorsanız sayılamıyacak kadar çoktur. Güneşlerini somyorsanız unlardır: Velyeddın oğlu Ahmed, Zati, Necati, Fuzuli, Baki. Nef'i, Nedim, Nabi, Ragıb Paşa, Şeyh Galıb, Ziya Paşa, Abdülhak Hâmid, Tevfık Fıkret, Yahya Kemal, Mehmed Akif. Bunlar şiir gü neşleridir ve gene güneş kadar kuvvetli ziya veren peykler yetiştirmişlerdir. Nasir üstadlar, eski devirlerde yok gibidir. Sinan Paşayı okumaktan zevk duyarım, hatta heyecan alırım. Çok külfetli bulunmalarına rağmen Veysiyi, Nerkisiyi de ihmal edemem. Onların yazılan bana, tamamıle dıkene sarılı s?ül hissi verir. O dıkenleri ayıra ayıra gülü bulmak ve kokusunu sezmek gerek. Sonra Kâninin mizaha kayan üslubunda felsefî incelikler sezerim. Akif Paşa, edibdir. Şinasi de öyledir. Fakat nesirde hakikî üstadlar ölmez güneşler Namık Kemal, Halid Ziya, Süleyman Nazif, Cenab Şahabeddın ve Falıh Rıfkıdır. Hüseyin Rahmiye dı kendı vadisinde bu üstadlar kadar değer vermekte tereddüd etmem. Bir de manasız şahsiyet soruyorsunuz Eski edebiyatta manasızlık çoktur, ma nasız şahsiyet yoktur. Çünkü o edebiyatın çerçevesi dardı. Zekâlar ve dehâlar, zincire vurulmuş gibiydi. Bu sebeble ister istemez manasızlığa düşüyorlardı. Lâkin eserlerinde manasızlık görülen şahsiyet erin hemen hepsi (manadar) idi, zira o devirlerde lisana hakkile tasarruf edemiyen, derin tetebbüler yapmıyan bir kimsenin edebiyatla uğraşmasına imkân yoktu. Bununla beraber Enderunlu Vasıf gibi silik şahsiyetler de yok değildi. Yeni edebiyatta manasızlık, esefle söylüyorum, eskilerden fazladır. Dünü tanımıyanlar yarınm halikı olmak istiyorlar. Bu, şakird olmadan üstad olmak, tohum bile de5' ken başak görünmek demektir. B^«> * • ve eser göstermek istemediğimden dola;,. mazur görünüz. Millî bir eserin vasıflarına gelince rengini, nurunu, heyecanını, ruhunu muhitinden almış olmak ve herhangi bir ecnebi düşüncenin tesiri altında yazılmış bulun mamak olabilir. Millî bir romanın mutlaka mahallî bir mevzuda olması şart değildir. Çinde uzun yıllar yaşıyan bir Türkün vatan hasretini tasvir eden ve bu hasretten aldığı heyecana dayanan yazılan da elbette millidir. Halid Ziyanın, Hüseyin Rahminin, Falih Rıfkının, Yakub Kadrinin, Pe yami Safanın bütü neserleri bence millidir. Onlann eserlerinde garb tekniğinin hâkim görünmesi taşıdıklan millilik vas fını gideremez. Zaten bu teknik olmasa o eserler edebî de olmazdı. Bir ameliyat kâfi gelmiş! Erzurumun yeni pianı yapılıyor Şehrin bütün ihtiyaçiarı temin edilecek Erzurum (Husu er sî) 5 *rimizin bayındırlık i ş 1 e r i gün geçtikçe; az daha ilerilemektedir. Belediye reisimiz Salim Altuğun kongre münasebetile An karaya yapbgı se yahat bu husustaki çalışmalan hayli kolaylaştırmış ve ken Erzurum Belediye disi yeni yardımlar reisi Salim Altuğ temin ederek şehrimize dönmüştür. Erzurumun şimdiye kadar bir harta sı bile yokken bu eksiklik mart ayı sonukadar tamamlanmış bulunacaktır. na Bundan sonra celbedilecek bir mütehassısa şehir plânı yaptınlacak, asıl bundan sonra bayındırlık işlerinde daha büyük faaliyet gösterilecektir. Içme suyumuzun şehre getirilmesi için proje ve para hazırdır. Nafıa Vekâleti, suyun şehir hududuna kadar getirilmesini üzerine almış bulunmaktadır. Ilkbaharda ameliyata başlanacaktır. Erzurumun en ehemmiyetli işlerinden biri de Atatürk heykeMnin dikilmesi işi dir. Salim Altuğ, Güzel San'atlar A kademisile bir anlaşma yapmıştır. Ya pılacak olan heykel gelecek sene bitirilmiş bulunacaktır. Eskiden yapılan ka ide de birşeye benzemediğinden yeniden yapılmasına karar verilmiştir. Şehrin elektrik işine de hallolunmuş nazarile bakılabilir. Ali Çetinkaya Be lediyeye 80 beygir kuvvetinde bir dizel motörü hediye etmiştir. Bunun montajı yakında bitecek ve eski motör satılmıyarak ihtiyat olarak hıfzedilecektir. Plân işi halledilinciye kadar ortadan kaldınlmış bulunacak olan su ve elektrik derdlerinden sonra sair müteferrik ihti yaclar da birer birer bertaraf edilecek lerdir. Bu arada caddeler genişletilecek, asrî bir mezarlık ve umumî ha lâlar yapılacak, ılıca kaplıcalan ıslah edılerek ucuz fiatlarla halkın istifadesine arzedileceklerdir. Önümüzdeki yaz içinde Erzurumlulan, şehirlerinin meşhur tozundan kurtarmak için bir de arozöz ısmarlanmıştır. Belediye reisimiz, yapılacak işlerin güçlüğünü takdir etmekle beraber hükumetimizin mıntakamıza verdiği ehemmi yet ve dolayısile yapacağı yardımlar sayesinde muvaffak olacağuıı kuvvetle ummaktadır. Yurdun iyiliği namına... ve mekteb bahçelerini teşçir etmeliyiz i.netimizin kültüre verdiği ehem miyet, inşa edılen yeni yeni mekteb bi nalannda da takdirkâr gözlere çarpar. Yalnız ıstanbulun muhtelif yerlerinde değil, Anadolumuzun, Trakyamızın birçok vilâyet merkezlerinde, kaza ve nahiyelerinde dç nekadar güzel ve sıhhî mektebler yapılmışhr. Vaktile yapılan küçücük, havasız, karanlık kasvetengiz bazı okullann yerine yeniden kurulan havalı, ziyalı, geniş pencereli, bahçeli, betonarme son sistem mektebleri gördükçe kalbim ferahlanır, ru hum neş'elenir. Umumî sıhhat namına koltuklanm kabanr. Fakat itiraf etmeliyim ki, bu kadar güzel, sağlam ve kübik birer saray, birer kale gibi azametli görünen bu mekteble rin avlulan, bahçeleri, arsalan ekseriyetle tek bir ağacdan mahrumdur, bomboştur. *** tane fidan dikip büyütmek. *** Velhasıl atalanmızdan, tabiatten bize miras kalan ve şimdiye kadar her sene insafsızca, kesilen, yakılan ormanlanmız • dan artakalanlan şiddetli bir disiplinle korumak, çoğaltmakla beraber, yukanda arzettiğim ve esasen tatbik mevkiinde o Ian teşkilâtla her sene milyonlarca fide Ier, fidanlar yetiştirip dıktirmeğe, büyütmiye ciddî bir surette çalışırsak, Anadolumuz, Trakyamız namütenahi ağaclarla, yeşilliklerle süslenir ve berekete, servete» saadete ve letafete daha ziyade kavuş/r. Unutmıyahm ki, nzkın, güzelliğin, zenginliğin, refahm, şetaretin, umumî afiyetin ve hatta sanayiin onda dokuzu ziraatte, ormancılıkta ve yeşilliklerdedir. *•* Fransız aktrisi Sesil Sorel \ Maruf Fransız artisti Madam Cecile Sorel, müzik hollerde çaldığı takdirde daha büyük bir şöhrete ereceğini söyli yenlerin iddialanna inanarak Çasino de Pariste çahşmağa baslamıştı. Fakat daha evvel, bütün güzelliğine rağmen, daha fazla güzel olabilmek ve şan ve şöhret semasında daha çabuk yükselmek için, doktor Asdery isminde estetik mütehassısı bir kadm hekime müracaat etti. Es tetik mütehassısı, artisti sıkı bir muaye neden geçirdikten sonra hiçbir tarafında hiçbir güzellik noksanı olmadığını, yal nız gözlerinin parlaklığmı arttırmak, ensenin cazibesini ve gerdanın zarafetini çoğaltmak için üç ufak operasyona ihtiyac olduğunu söylemişti. Bu üç operas Beynelmilel kıymete gelince, isimlerini yon için verilecek ücret 30,000 franktan saydığım edıblerin eserleri mademki ede ıbarettir. biyat bakımından kıymetlidir. Onlann Ameliyata başlandı, Madam Sorel beynelmilel edebiyatta da birer kıymet ol peşin on bin frank verdi, fakat yalnız maları tabiidir. Fakat birer meçhul kıy gözlerinin operasyonile iktifa ederek enmet!.. (Beynelmilel edebiyat âleminde sesinin ve gerdanının güzelleştirilmesin yer tutacak eser) tabirinden birşey anlıyamadım. Türk şair ve nasirlerinden bir ço den vazgeçti. Üç operasyon ücreti 30,000 ğunun eserlen muhtelıf Avrupa dillerine frank olduğuna göre Madam Sorel bir çevrilmiştir. Kemalin Vatan piyesi, Mu tek operasyon için verdiği 10,000 franallim Nacinin Sümbülesi gibi. Daha önce gm hesaba uygun olduğunu düşünmüştü. Baki bile frenkçeye tercüme olundu. Ha Fakat mütehassıs böyle düşünmemiş, dilid Ziyanın Aşkı Memnuu, Mavi ve Siğer iki operasyondan vazgeçilmesinin kenyahı, Falih Rıfkının (Roman) ı, Yakub disini zarara soktuğunu iddia ederek yalKadrinin Nurbabası, Hüseyin Rahminin Tesadüfü, Peyaminin Fatıh Harbiyesi nız göz ameliyatına mukabil 20,000 herhangi bir ecnebi dile fakat hakkile frank istemiştir. tercüme olunursa mutlaka dikkat celbe Şimdi doktorla artist arasındaki ihti der. Bu eserlerin, yıllardanberi okuduğu lâf mahkemeye intikal etmiştir. Doktor muz frenk eserlerinden aşağı kıymette olhem artisti hem de kocası Kont de Se duğunu ben kabul edemem. Bir eksikleri gurü dava ediyormuş. varsa Avrupaya tanıtılamamış omalandır. Susuyor ve susar susmaz yerinden kalkıyor: Aman geç oldu, diyor.. Daha ya pacak ne çok işim var... Ve acele ile kapıdan çrkarak kendisini bekliyen masasma gidiyor. Ankara Fotoğraf Sergisi SUAD DERV1Ş Güzel Türkiyemizin ekser vilâyetlerini ve kazalannı gezdim. Defalarca şu tarzSon yıllarda, hükumetimiz ormanların da sözler duydum: Allah razı olsun, falan vali şu samuhafazasına, çoğalmasınar korunmasına ati koydu. Falan mutasarnf şu mektebi çok önem vermiştir. Esaslı tertibat ve teşinşa etîirdi. Falan belediye reisi şu mü kilât yapmıştır. Bu, mübrem bir ihtiyaca cevabdı. kemmel yolu yaptırdı. Cumhuriyet Halk Çünkü birçok yerlerde ağac kesmek, ağac Partisi şu hastaneyi tesis etti. Falan rahmetli zengin şu çeşmeyi kurdu. Fakat sökmek merakı vardı. Eski devirlerde köylüler, oduncular, «falan mektebin avlusundaki ağaclan fakömürcüler, evkafçılar, müteahhidler ve lan müdür veya muallim diktirdi» diyen hatta bir takım şirketler. ormanlan boyu insanlara raslamadım. Işte bu müjdeyi de ben vereyim: Ka na yakmışlar ve o güzel ağacları boyuna dıköyünde Talimhane meydanına 89 yıl kırmışlardı. Buna mukabil bari yenileri yetiştirilse?.. Bu da yapılmıyordu. Ancak önce yapılan bir mekteb var. Istanbul hudayinabit olarak çıkan ağaclar kuyu Kültür direktörlüğü iş edinerek bu mek başındaysa, gölgelik veya nazarlık olmak teb avlusunu yemyeşil ağaclarla doldurmuş. Her mekteb için böyle davranıla üzere bırakılırdı. Sırasında, cahil, tembel bir insandan maz mı? *** daha ziyade fayda ve kâr temin edebilen Son söz: Orman yetiştirmek, ağac dikzavallı ağaclann kökleri bile çıkanlmış, yakılmış veya satılmışh. Bugün alınan mek, güzel çiçek fidanlarım çoğaltmak, tedbirler, eski devirlerin üzüntü veren ha güzellik, bolluk, zenginlik getirir. Or hralannı giderecek mahiyettedir, gerçek manlık yerlerin yağmuru, rahmeti, bere • keti, havası güzelleşir, hastahklar azalır. ten iftihara değer. Dereler, pınarlar, kaynaklar, çeşmeler * ** çoğalır, fışkırır. Ağaclıklara bürünmüş Fakat genel sıhhate, devamlı servete, bereketli yağmurlara, feyizli iktısada, be yerlerin, mekteblerin, evlerin, arsalann, diî güzelliklere, ulu manzaralara, şairane mesirelerin, kazinolann ve hatta kahve görünüşlere en esaslı kaynak olan yeşil hanelerin maddî kıymetleri, letafetleri, ormanlan, meyvadar ağacları ülkemizde müşterisi sayısı artar. Ağaclı yerlerde oçoğaltmak için tedbir ve teşebbüs sAası turanların kuvvetleri, sağlamlıklan ziya nın genişletilmesi lâzımdır. Benim gtJrü deleşir. Hiç unutmıyahm ki, insan yalnız yiyip şüme göre ormancılık yolunda şu noktaiçmekle rahat yaşıyamaz. Temiz hava larm sözönünde bulundurulması doğru nın ve iyi sulann membaı olan ormanla olur: 1 Ormanlan, ağaclan herkese sev nn, çamların, meyvalı ağaclann içinde daha güzel yasanır ve uzun ömre erilir. dirmek. Evet, evet! Ruha neş'e veren yemye 2 llk okullardan itibaren bütün mekteblerde ağac yetiştirerek küçük yaş sil ormanlar, güzel kokulu çamlar; kalbe tan itibaren mekteblilerimize, ağac sev ferah saçan mevvalı ağaclar, gözleri nurlandıran yesilliMer, çiçekler, akan sular, gisini aşrlamak. 3 (Onnanlan ve yahud yeşil a tabiî güzelliklerle tatlı ve sıhhî eğlenceler olmasa, hayatın artık ne kıymeti kalır? ğaclan sevenler cemiyeti) kurmak. Işte mekteb direktörlerine, muallimle 4 En ufak köye kadar her tarafta rine, talebelerine, şimendifer memurla ve okullann hepsinde yılda bir gün ağac bayramı töreni yapılarak yerine göre fi nna ve belediyelere faydalı, fevizli ve kârlı bir meydan! îste bütün muallimlere danlar, ağaclar dikmek. 5 Bütün mekteblerin avlulannda, sıhhî ve müsabatalt Kir imt'^an! Dr. HAFIZ CEMAL bahçelerinde arsalarında ve civarlannda her zaman yeşil duran, havayı temizliyen fidanlar, ağaclar yetiştirmek. 6 Avlusu olmıyan mekteblere, Ev kaftan, halî araziden, miriden arsalar tahsis edilerek meyvalı veya meyvasız ağac yetiştirtmek. 7 Orman ve ziraat memurlannı mekteb bahçelerine muayyen gün ve saatlerde devam ettirerek tohumlardan (fide) Ier, (lâsan) lar, (fidan) lar yetiştirmek üzere mekteblilerle birlikte pratik olarak çahştırmak. 8 Gerek muallimlerin ve gerek talebenin yetiştirecelleri fidelerin, fidanla nn, ağaclann ve nadir çiçekltrin vilâyetIerde, kazalarda, nahiye merkezle rinde Kültür, Orman ve Ziraat müfettişIeri tarahndan her yıl tevsikı ve derece üzerine mükâfatlandınlması usul ittihaz olunmak. 9 Vilâyet merkezlerinden başlıya rak yavaş yavaş kaza ve nahiye merkezlerine teşmil edilmek üzere en küçük modelde olsun orman ve ziraat nümune bahçeleri kurmak. 10 Bu mevzu üzerine konferanslar verdi rmek. 11 Bütün şimendifer istasyonlannda birer bahçe vücude getirmek, arazi müsaidse birer küçük koru kurmak. Sonra hatboyunu teşçir etmek. Gerek yerli ve gerek yabancı seçme orman tohumlanndan yetişen aylandoz akasya, akçaağac, okaliptüs gibi bazı fidanlann 45 sene zarfmda serpilip yetiştikleri düşünülürse şimendiferlerimizin geçtiği yerlerin az zamanda yemyeşil a ğaclara bürünerek güzelleşeceğini ve her yıl budanacak olan ağaclardan da külliyetli varidat alınacağını kabul etmekte tereddüd edemeyiz. 12 Mevcud ormanlarımızı hakkile muhafaza etmek ve kesilmesi icab eden yannuş, hastalanmış, ihtiyarlamış bir çama, ve hatta meşe ağacına mukabil 510 Erzurumda mahrukat fiatları iki misline çıktı Bir kadm otomobilde bir kız doğurdu Şişlide Nevruz sokağında 27 sayıh evde oturan Süleymanın kansı Havva, dün 1824 sayıh otomobil ile hastaneye giderken yolda otomobil içinde bir kız çocuğu dünyaya getirmiştir. Havva, yeni doğan kızile beraber Şişlide Manara hastanesine kaldırılmışur. Otomobilde dünyaya gelen yavruya uzun ömürler dileriz. Bayramın ikinci giinii Veremle Savaş Kurumuna yardım ediniz! Her yıl binlerce ocak söndüren verem afetile senelerdenberi yaptığı savaşta ancak şefkatli yurd daşlarmdan gördüğü yardıma dayanan (Veremle Savaş kurumu), Erenköydeki sanatoryumuna ilâve ettıği paviyonunu açabilmek; E yübdeki yeni yaptığı dispanseri tamamlamak ve Üsküdarda da açmak kararını verdiği dığer dispansere başhyabilmek için gene yurddaşların kıymetli yardunmı rica ediyor. Her veremlinin, vücudumuzun, bir parçası olduğunu düşünerek bu büyük savaşta kurumu ülküsüne yakınlaştırmak için kendi rozet günü olan (bayramın ikinci gü nü) nde her yurddaş; kurumun kutusuna atmakla büyük bir vicdan zevki duyacağı paranın gene kendi koyduğu bir para olduğunu da bümelidir. (Veremle Savaş kurumu), o gün önlerine uzatılacak kutuları dol duracağı muhakkak olan merha metli ve şefkatli halkımıza bu ri cayı bir daha tekrar etmeği, bir yurd ve insanlık borcu bilmekte dir. ^2 •* Karlccr altında kalan Erzurumdan bir f Erzurum (Hususî) Erzurumlular kışm nisbeten sakin geçtiğine sevinir lerken tipi ile kar fırtınası başlamış ve her tarafı bembeyaz bir hale getir mıştir. Bol kar yağması kuraklık tehlikesmi bertaraf ederek köylünün yüzünü güldürmüşse de şehirde bilhassa mahrukat fiatlarının bir misli artmasına sebeb olmuştur. Kar. Kop dağını da kapamıştır. Yüzlerce amele burada yol açmağa uğraş maktadırlar. Suriye bizden çalısüpürgesi alacak Mısırdan sonra Suriye de memleke timizden çalısüpürgesi mubayaa etme ğe karar vermiştir. Denizlide kültür hareketleri Denizli (Hususî) Şehrimizde içti maî yardım ve kültür işleri üzerindeki faaliyet, gittikçe artmaktadır. Bu ara da, Denizli ortamekteb ve liselerınde okumak isteyıp te kaza ve köylerden gelen çocuklar için pavıyonlar açılmıştır. Fakat gerek şehirli, gerekse taşralı çocuklar arasmda bir kısmınm fakir oldukları gdzönüne alınmış. bir cemiyet kurulmuş. bütün vilâyet kazalarmın da maddî yardımları temin edilmiştir. Hatta. bunlar arasında yüksek kabiliyet ve istidad taşıyan yavruların Üniversite tahsıllerinin bile ayni kanaldan yaptı nlması kararlaştınlmıştır. Sergideki resimlerden: Torot Matbuat müdürlüğü amatör ve pro fesyonel fotoğrafçıların yardımile yurdun her yerinden resimler toplıyarak Ankarada bir sergi açmıştı. Sergideki fotoğraflar şu gruplara taksim edilmiştir: Türkiye, tarıh, abıdeler, güzellikler ve iklimler memleketıdır. Ankara, Türk yapıcılığının sembolüdür. Türkiye, çeşidli ziraat mahsulleri memleketidir. Türkiye, sanayileşiyor. Turkıye, demir ağlarla örülüyor. Cumhuriyet gencliği çalışıyor. Memleketunlze aid fotoğraf vesika larından mürekkeb hakikî bir albüm toplamak ^ayesile hareket eden Mat buat müdürlüğünün bu işte muvaffak olduğu anlaşılıyor. Türk îsveç ticaret anlaşması uzatıldı Türk îsveç ticaret anlaşması 1 mart 1936 dan 1 nisan 1936 ya kadar bir ay daha yeni esaslar dahilinde temdıd edılmiş ve proje tasdik edilmek üzere lktısad Vekâletine göndenlmiştir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle