18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHUEIYET 3 Mart 1936 Dankali çölünü göl yapıp araziyi mahvedecekler! Dahiyane buluş veya hayal! Kış Olimpiyadına nasıl girmişiz? Garmiş Parten Kirhende yapılan kış olimpiyadları na müşahid olarak giden îstanbul Dağcılık kulübü aza sının şehrimize döndüklerini dün yazmıştık. Bunlardan Vedad Abud, dün bir muharririmi ze gördüklerini şu sekilde anlatmıştır: p « Kış olimpi ? Olimpiyadmda,, , ...... M hezımetımızin yadlarına kulubu içyuzunü a n l a t a n müz namına, ben, vedad Abud Hikmet Üstündağ ve Ekrem iştirak et tik. Maksadımız, müsabakalarda müşahid sıfatile bulunmak ve aldığımız ta lımat veçhile kış sporlan ve Almanya daki dağ evlerile kayak alât ve edevatı hakkında tetkikatta bulunmaktı. Dağ evlerinin plân ve projelerini tedarik ve bu binaların kurulması ve idare edil mesini en ince teferruatına kadar tet kik ettik. Plân ve kış sporları sahasında henüz yeni adımlar atmakta olduğumuz için, bu topladığımız malumat bize iyi bir rehber olacaktır. Bu malumatı re simlerile beraber bir broşör halinde bastıracağız. Müsabakalara gelince, kış olimpiya dma 28 millet iştirak etmişti. Muhtelif sporlar yapıldı. Bunlara yüzlerce sporcu iştirak etti. Maatteessüf bütün bu müsabakalarda, biz, en sonuncu, hatta en sonuncu demeyeyim, müsabakalar bittikten bir müddet sonra gelenler, yalmz, bizim sporculardı. Buradan hareket ettiğimiz vakit, gerek İstanbuldan, gerekse Ankaradan iştirak edenlerin müsabakalara iştirak etmemeleri takarrür etmişti. Oraya gidip te vaziyeti gördükten sonra, bu husustaki kararımız, daha fazla kat'iyet kesbetti. Çünkü müsabakalara iştirak edenler, çocukluktanberi vakitlerini daima karlı mmtakalarda geçirmiş, bu sporlarda meleke kesbetmiş insanlardı; seyircileri hayrette bırakan cambaz lıklar yapıyorlardı. Bir müddet sonra kafıle reisi bir telgraf aldı. Telgrafta «sizi görelim, yüzümüzü kara çıkarmayınız> deniliyordu. Bu telgraftan son ra, Ankaralı gencler, kendilerinde fazla bir kuvvet hissetmiş olmalıdırlar ki hiç lüzum yokken müsabakalara gir mek istediler. Bunlan, bu karardan vazgeçirmek için çok çalıştık, fakat mümkün olmadı. Gencler, «bak görürsünüz. Nasıl birinciliği alırız. Nefsimize tam bir itimadımız vardır> diyorlardı. Zannediyorum ki Alman matbuatımn hakkımızdaki sitayişkârane neşriyatı, genclerin bu derece heyecanlanmasma sebeb olmuştu. Genclerimizin iştirak ettikleri müsabakalardan birisi sürat yarışıydı. Bu müsabakaya 69 kişi iştirak etmişti. Ankara Ziraat Enstitüsünden de 6 kişi girdi. îkinci müsabaka, mukavemet yarışıydı. Bu yarışa 119 kişi girdi. Üçüncüsü bayrak yarışıydı. Buna 16 millet iştirak etmişti. Bu yarışlarda, bizim gencler, yarış bittikten ve halk dağıl dıktan sonra geldiler. Müsabaka biter bitmez, biz döndük. Antrenör ^tidel ile İlyasm başkanlığmdaki kafile Lâyipzige gitti. Oradan Berline geçerek bir iki gün kaldıktan sonra döneceklerdir.> Dün İzmirde bir cinayet oldu Kıskanç bîr adam iki kışıyı oldurdu İzmir 2 (Hususî) Alsancakta Tiflisli makinist Şükrü, kiracısı bakkal Sıtkı ve metresi îstanbullu 27 yaşlannda Sabiha ile ayni evde oturmaktadırlar. Dün akşam Şükrii eve geldiği zaman kansını kiracılarile birlikte içki masasında görmüş ve sinirlenmiş, fakat sesini çıkarmıyarak o da masaya oturmuştur. Biraz sonra Şükrü karısına: « Ben sana bunlarla konuşma demedim mi» demiş ve Sıtkı ile metresini masadan kovmuştur. Neticede kavga çıkmış ve Şükrü tabancasını çekip Sıtkının üzerine ateş etmiştir. Fakat kurşun Sıtkının kansının alnına rasgelmiş ve derhal öldürmüştür. Bundan sonra iki erkek bir saat kadar boğuşmuşlar, Şükrü altı el daha atmış ve Sıtkıyı da yaralamıştır. Şükrü bundan sonra Sıtkıyı evin ebdeshanesine sürüklemiş ve orada öl dürmüştür. Silâh sesine yetişen zabıta evi sarmıştır. Şükrü yapılan ihtarlara ses çıkarmamış ve az sojjra evden yanık kokusu gelmiştir. Şükrünün evi ateşliyeceğinî zanneden zabıta itfaiyeye haber vermiş ve içeriye girilmiştir. Katil derhal teslim olmuştur. Şükrünün Sabihayı sevdiği ve kıskançlık yüzünden bu işi yaptığı zannedilmekte dir. ^ Şehir plânı davası Her memleket Habeşistandan bir menfaat par Gencler, birinci olacakçası, daha doğrusu hissesi koparmağa çalışıyor larını zannediyorlarmış! Bu hayatî eseri bir ecnebi mütehassıs yapamaz! Millî bir heyet toplamak ve şehrimizin ileride alacağı şekli kendi kendimize tesbit etmek lâzımdır Bu suali bize tekrar hatırlatan geçenlerde Cumhuriyet gazetesinde çıkan Mimar Sedad Çetintaş imzalı yazıdır ki hülâsası şöyledir: istanbul şehrinin müstakbel projesi meselesinde, bizde şehicilik profesörleri yetişmemiş olabilir. Zaten bunun için değil midir ki hariçten adam anyoruz. Fakat yurdumuzu, onun tarihî kıymetini ve ulusal hususiyetini mal sahibi olan bizler biliriz. îktisadî rolünü de düşünce ve gayelerimize uygun olarak ancak ve ancak bizler kestirebiliriz. İstanbul şehrinin bediî durumuna gelince: Hiç şüphe yok ki bu güzel şehrin her köşesini yüksek san'at eserlerile süsleyip ona kendi şahsiyetini kazandıran Türk artistlerinin çocukla rından başka bu nazik keyfiyeti de hiç bir millet artistlerinin kavrayamıyacağını muhakkak olarak kabul etmeğe mecburuz.» Bu tarzda mütalea yürüten Mimar Çetintaş şu neticeye vanyor: «Binaen aleyh ortada kala kala işin teknik ciheti kalıyor ki, işte biz yalnız bu cihetin halli için yabancı bir mütehassısa muhtac olabiliriz.» Fakat bu neticeye varmakla da kal mıyor. İşi adeta bir kanun şeklinde sağlama bağlamak istiyor ve aynen şunlan 1 teklif ediyor : «Istanbulun bünyesi hakkında bütün işlerin başı olan bu müstakbel proje işinde biz herşeyden evvel teşriî mahiyette millî bir heyet toplamalıyız. Bu heyette askerî ve iktisadî mütehassıslarla beraber klâsik san'at tarihini bilen mimarlar, teknik kudretile tanınmış mühendisler, arkeoloğlar ve daha kudretli şahsiyet ve ih tısas sahibi zevat bulunmalı ve ortada henüz hiçbir şey yokken İstanbul şehrinin müstakbel projesi hakkında herhangi bir şehir mimarının itaat etmesi lâzımgelen kat'î direktifleri hazırlamalıdır.» Görülüyor ki Çetintaşa göre şehir plânı projesini adeta biz hazırlayacağız ve bunun ancak teknik cihetini tatbik için yabancı şehir mütehassıslarına müracaat edeceğiz. Yoktan şehirler var etmek için proje ve plân hazırlamakla şöhret ka zanmış dedikleri büyük ürbanistlerin İstanbul işinde yalnız mühendislik kısmmı ne dereceye kadar kabul edecekleri bı linmemekle beraber biz hiç karışmadan projeyi tamamile onlara yaptırmak ta elbette doğru değildir. Benim korktuğum yabancılann bizim san'at eserlerimizı takdir etmeyecekleri, bunları bozacakları cihetlerinde değildir. Bilâkis ben bir şehirci tasavvur edemem ki bu eşsiz eserleri büyük kıymetlerile ortaya çıkarmakta bütün marifetini göstermeğe çalışsın. Asıl korku İstanbulda doğmamış veya uzun seneler yaşamamış ve binaenaleyh dertlerini bizim kadar yakından tanımamış olanlann şehrin müstakbel ha yatında da yanılmalarıdır. Bu yanlış anlayış neticesinde bize uygun olmayan ve binaenaleyh mütemadi değişmelere muhtac olabilecek bir şehir projesi vücuda gelebilir ki bizim için çok elim bir keyfiyet olur. Bize ta Boğaziçi nihayetine kadar tünel, îstanbulun bir tepesinden öbür te pesine kadar asma köprü, denizden Sultanahmed camisine doğru sed, sed bahçeler içinde modern evli mahalleler tavsiye eden meşhur şehirciler hep İstanbulu bizim gibi tanımadıklan için bu hataya düşmüşlerdir. Anadoludaki, Trakyadaki ucuzluğa rağmen îstanbuldaki hayat pahalıhğınm sebebini, belediyemiz hesabına otellerde oturan yabancı mütehassısFarın bilmesine imkân olmadığı için şehir limanını Yedikule, Yenikapı civarlannda tasavvur etmelerini maruz görmemiz icab eder. Biz, hiç mevcud olmayan, yeni baştan bir şehir vücuda getirmek fikrinde olsaydık dünya orbanistlerne müracaat etmemiz ve bize şehir projesi yapınız dememiz belki doğru olurdu. Fakat mesele böyle mi ya? Biz ayn ayrı üç dört şe hilden mürekkeb olan eski İstanbu lumuzdan her şeyden evvel bize uygun olan yeni bir îstanbul şehri çıkarmak istiyoruz. Sözün kısası eski konağımızı, bahçesile harem ve selâmhk dairelerile.. Bugünkü ve yarınki hayata göre bize yarar bir şekle koymak istiyoruz. Eski evimizi, konağımızı tamir etmek, için elbette ki mütehassıslara müracaat edip «îşte evimiz budur. Bunu işe yarar bir şekle koyuveriniz» diyemeyiz. Biz bu evde yaşaya, yaşaya iyiliklerini, ku surlarını herkesten iyi biliriz. Bunlan gözönünde bulundurarak tasavvur ettiği mız ıslahatla ortaya çıkabilecek yeni şekli tasarlayabiliriz. Bu kabataslak iptidaî projemiz mütehassısların çok işine yarar. Onlar bunun olabilecek ve olmıyacak cihetlerini tayin ederler ve bizim verdiğimiz esaslar dairesinde bize yanyabi lecek bir projeyi daha kolaylıkla hazırhyabilirler. İşte biz de, İstanbul şehir plânını yapacak mütehassısa dirsktif olmak üzere iptidaî bir projenin bizim tarafımızdan yapılmasını bu saydığımız sebeblerden dolayı gene bu sütunlarda mevzuu bahsettik. Bunun içinde teşriî mahiyette olmazsa da her halde rmllî bir heyetin toplanmasında çok büyük faydalar bulunacağında kanaatimiz vardır. Şu kadar ki bu millî heyet âzası içinde bilhassa İstanbulun şimendifer, vapur, tramvay.. Ilâh gibi nakliye vasıtalan teşkilâtmın «alâhiyettar v* tecrübeli n>» messılleri de bulunmahdır. Liraan, gümrük, Ticaret Odası, Posta, telgraf ve telefon.. îlâh.. İdare ve teşekküllerin de lefon.. İlâh.. İdare ve teşekküllerinde söyliyeceklerini ehemmiyetle gozönünde bulundurmak gerektir. Netekim güzelliklerile yalnız kendi halkına yaramakla kalmayıp binlerce seyyah ve rürist çeken büyük şehirlerin bugünkü hale gelişlerine bakılırsa bunların kendi içerilerinden yetişen anadan doğma pratik kafah şehircilerin kurduklan esaslar üzerinde yükseldikleri meydana çıkıyor. Bu da bütün şehir teşkilâtının bu nadir yetişen şehircilere yardım etmesile kabil olmuştur. Orbanistlerin ayni za manda mühendis ve teknisyen olması şüphesiz çok iyidir. Fakat şart değildir. Şehircilık geniş bir kavrayış, kabiliyet ve şehir için âdeta bir aşk meselesi olduğu birçok misallerle sabittir. Bizde belediyecilik bir takım kanunî kayıdlara tâbi olduğu için şimdiye ka dar bu kabiliyette adamlarımızın yetişip yetişemiyeceği sabit olamamıştır. Hiç olmazsa bu îstanbul plânı projesi münasebetıle toplanabilecek bir heyet huzu runda serbestce şehir münakaşalarına yer verilse para ile elde edeceğimiz bir çok faydalar görmemiz muhtemeldir. îşte ve ancak bunlan böylece tesbit ettikten sonra kusurlanmızı düzeltebilecek dünya şöhretini haiz büyük orbanistlerden âzamî istifadeyi temin edebileceğimiz fik rindeyiz. V. BİRSON Bir ttalyan grupurutn projeri tahakkuk ederse Dankali çölü bu suretle kocaman bir göl olacak! 1935 eylulünde, Habeşistan topraklarının alnna ve üstüne şamil olmak üzere aldığı muazzam imtiyazla, Habeş davasınm bir petrol davası olduğu kanaatini bütün dünyada uyandıran Amerikah Ri ckettin, gene Habeşistana hareket ettiğini ajans telgraflanndan öğreniyoruz. Ayni haber, Rickettin, Romaya uğnyacağmı ve hatta M. Musolini ile görüşeceğini biU diriyor. Italyan Habeş davasının esasmda değilse bile, hâdiseye sonradan eklenen safhalannda, ehemmiyetli bir rolü oldu ğuna şüphe kalmıyan bu Amerikah ba zirgânm, bu yeni seyahati henüz bundan evvelki seyahatleri gibi tefsir edilmeğe başlamamış olmakla beraber, Rickettin, Musolini ile yapacağı mülâkatın, mahud imtiyaz işile ve petrol meselesile alâkası olduğu muhakkaktır. Bu münasebetle, bir Fransız gazetesi nin, gerek Rickettin Habeş meselesindeki alâkasına, gerek Habeş işi yüzünden İngiltere ile îtalya arasında çıkan ihtilâfa dair yaptığı bazı ifşaatı okuyuculanmıza nakletmek istedik. Bu ifşaatın ne dereceye kadar kuvvetli bir esasa dayandığını bilmiyorsak ta, içinde hakikate pek yakın noktalar gördüğümüz için aynen alıyoruz. *** Kânunusaninin 5 inde, Nuova Anto logia ismindeki ialyanca mecmuada bir makale intişar etti. Bu makalede, îtalyan teknisyenlerinden müteşekkil bir grupun, Kızıldenizden, Habeşistanın Dankali mmtakasma, yani deniz seviyesinden aşağı bulunan mıntakaya kadar bir kanal açmağı düşündükleri söyleniyordu. Makalede anlatıldıSma göre, bu suretle Habeşistan ortasında, yukan yaylalann eteğine kadar uzanan bir göl vücude getirilmiş olacaktır. Yapılan hesaba göre, bu müstakbel iç denizin boyu 240 kilometro, genişliği 80 kilometro, derinliği de vasatî 100 metro olacaktır. İtalyan gemilerini, Makallenin 60 kilometro yakmına kadar getirecek olan bu göle deniz suyu sevkedecek kanal Raka adası karşısında bulunan Anasil körfezinden başlıyarak ileriye doğru 20 kilometro uzanacaktır. İlk bakışta inanılamıyacak kadar saçma gibi görünen bu projenin vücudünü haber veren ve Nuova Antologia mecmuasında bu makaleyi yazan adam, Paul Vinassa ismindeki meşhur kâşiftir. Habeşistandaki petrol kuyularını ke^feden de gene bu adamdır. Bu Italyan projesi tatbık edildiği takdirde, kanaldan içeri hücum edecek olan deniz Dankaliye yayılacak, hatta belki, Fransız Somalisinin garb ve cenubu garbî kısımlannı da istilâ edecektir. Petrol mıntakası tamamen su altmda kalacak, ne İngiltere, ne de Amerika Rickettin petrol imtiyazından istifade edemiyeceklerdir. Bu vazıh ve çok kolaylıkla tahakkuk edebilecek olan tehlike karşısında, endişesi gitgide artan ve harbden ziyade sulha yanaşmağa başhyan İngiltere, ilk iş olarak Ricketti Romaya göndermiştir. Nitekim, kânunusanide, Rickettin, petrol işleri için İtalya hükumetile anlaşma yapmağa çalıştığı hakkında gazetelerde çıkan haberler, bunu teyid ediyordu. mişlerdir. Görünüşte pek ehemmiyetsiz olan bu hâdise, bu adamlar için son derece büyük bir cür'et meselesidir. O kadar ki, ingiltere, bu derece bariz bir istiklâl tezahürü karşısında mukabil hiçbir harekete cesaret edememiştir. Mısır feveranı, sükunet bulmak şöyle dursun, hergün biraz daha artıyor. Kargaşalıkların önü alınamıyor. Sebebi ma lum: Su ve pamuk. Mısırda, pamuk ekim masrafı 8 Mısır taleri olduğu halde Sudanda ancak 3 Mısır taleridir. Halbuki, ingiltere, pamuğu 5 talere almakta ısrarlı bir devam gösteriyor. Bunun neticesinde, İngiliz müstemlekesi olan Sudan servet yaparken, Mısır iflâs ediyor. Bu haller, Mısırlılann gazabmı artırdıkça artırmakta ve ingiliz hakimiyeti sarsıldıkça sarsılmaktadır. Bahane arıyorlar! Japon memurları Rus kuryelerine hücum etmeği kararlaştırmışlar Moskova 2 (A.A.) Kabarovsktan gelen itimada değer haberlere göre, Harbindeki Japon makamatı Mançuri Sovyet konsoloshanelerine diplojrjatık evrakı götüren Sovyet kuryelerine karşı pek yakmda bir tecavüzde bulunmayı kararlaştırmıştır. Bu tecavüzün tertibi Japonlardan başka birçok beyaz Rusların da çalışmakta olduğu demiryollan idaresine tevdi edilmiştir. Herkes Habeşistandan hisse bekliyor! Habeş harbinin bozduğu diğer muvazeneler Musolini, Britanya İmparatorluğu karşısında dikilmekle ve ona kafa tutmak cür'etini göstermekle, bütün dünyada, İngiliz nüfuzunu, kuvvetle sarsmıştır. Hindistan, birkaç aydanberi müstesna bir vahamet arzeden, kanşıklıklarla sarsılmaktadır. Vaziyet çok gizli tutulduğu için dünya efkârı umumiyesi bundan ha"berdar değildir. Büyük Hindli şefler, son zamanlarda, Kral Naibinin karşısında, mutad olan şekilde iğilmekten îmtina et îstanbul Atletizm heyeti tarafından açılan atletik sporlar hakem kursu bugün saat altıda dördüncü toplantısını Beynelmilel Şam sergisinde mmtaka merkezinde yapacaktır. Dört hafta sonra işini bitirmiş olacak olan Türk mamulâtı Almanya 2, îspanya 1 hakem kursu bugünkü toplantıda mü Şamda açılacak olan beynelmilel pa sabaka tertibi esasları üzerinde konuşGeçen aylar içinde Almanyada karşılanayıra iştirak edeceğimiz yazılmıştı. Pa malar yapacaktır. şan îspanya ile Almanya futbol millî ta^ nayırda teşhir edilecek Türk mallan için kımlannm maçını İspanyollar kazanmış Dördüncü kır koşusu bir seri tertib edilmiştir. Bunlardan yu lar ve kendi sahalannda mağlub olan İstanbul Atletizm heyeti başkanlığınmurta, peynir, deri, kolonya, ve sair Almanlann revanş maçı teklifini de ka dan: 1 îstanbul Kroskantri şampıyogibi mevad hususî kutular içinde teşhir nasının dördüncü müsabakası 8 mart bul etmişlerdi. edilecektir. Bundan on beş gün evvel nü 936 pazar günü Heybelıadada yapıla Bu hafta İspanyanın Barselon şehrin munelerin toplanmasına başlanmış ve geri caktır. de tekrar karşılaşan bu iki millî takımın Sıvas (Hususî) Birkaç gündenberi şehrimizde bol kar yağmakta olduğunkalan kısmın da azamî on beş güne kadar 2 Krosa iştirak edecek kulübler maçında Almanlar 21 kazanarak mağ dan kayak sporları başlamıştır. Gönderdığim resim sporcu genclerimizi bir Şama gönderilmesi temin edilmiştir. Beyoğlu Halkevi Spor direktörü vası lübiyetlerini telâfi etmişlerdir. arada gostermektedir. Bütün dünya, Habeş lokması etrafında fırıl fınl dönüyor. Muhariblere sulh teklifi yapıldığındanberi, ecnebi hükumetler, kendi menfaatlerine büyük bir faaliyetle sanhnışlar ve bu husustaki teşebbüslerini durmadan arür mıslardır. Birleşik Anserika, Habeş İmparatoruna müracaat ederek Tana gölündeki in şaat işlerinin üçte birinin Amerikah müteahhidlere verileceğine dair tahrirî bir taahhüdname istedi. Ayni Birleşik Amerika, petrol ambargosunun, bu inşaat imtiyazına bağlı bulunduğunu, Negüse ve daha başkalarına gizli gizli anlattı. Almanya, sessiz sadasız oturduğu halde, boş durmamıştır. O da, Tana gölü inşaatının üçte birini istemiştir. Alman gazeteleri, bazı Alman müteşebbislerinin, takriben 15 milyon liralık bir pazarlığa girişmek üzere Habeşistana gideceklerini haber veriyorlar. Almanya, bundan başka, Habeşistanın şimali garbisinde, vaktile Ofir ismi verilen vilâyette büyük bir madenli arazi imtiyazı da istemiştir. Hitler hükumeti, bu talebelerine kuvvet vermek üzere, Fransaya üç kişilik hususî bir heyet gondermiş ve Paristeki Habes elçisile müzakerede bulunmuştur. Hitler, Habeşistanın işlenmemiş top raklanndan istifade edilmek üzere bir Alman Habeş elbirliği vücude getirilmesinin çok faydalı olacağını anlatan mufassal bir raporunda, Habeşistana 3 milyon Alman muhaciri yerleştirmek imtiyazını istemiş ve mukabilinde, Habeşistanda, sanayi ve ziraat mektebleri açmağı, Alman üniversitelerine de Habeş talebe kabul etmegi taahhüd etmiştir. İsveç, bilfiil elinde tuttuğu demir cevheri inhisannı muhafaza kaygusile, Ha beşistandan demir madenleri imtiyazını istemiştir. Lehistan bile, altın madeni bulunan arazinin imtiyazını almak emelindedir. Fakat Fransa, hiçbir şeyle alâkadar olmuyor, hiçbir şey istememiştir ve hiç bir şey istemiyor. Onun bu lâkayidliği ve gevşekliği bütün dünyada istihza ile karşılanmaktadır. Diğer taraftan, devletler, her birinin nüfuz mıntakası Cenevre içtimaında tayin ve tahdid edilmeden, ümid ettikleri şeyi koparmak için, faaliyetlerine büshi7 vermislerdir. Mongolistanın Mançukoya cevabı Moskova 2 (A.A.) Ulanbator dan bildirildiğine göre, Mançukonun 25 şübat tarihli protesto notasına Mongolistan tarafından verilen cevabda, bu notadaki bütün ittihamlar cerh edilmekte ve son hudud hâdiseleri mes'uliyetinin tesbiti ve ileride bu gibi hâdiselerin men'i için icab eden tedbirleri almak üzere bir hudud komisyonu teşkili taleb olunmaktadır. Uzakşark Rus kumandanmtn sözleri Berlin 2 (Hususî) Uzakşarktaki Sovyet ordulan Başkumandanı Mareşal Blüher Siberyada söylediği bir nutukta Uzakşarktaki Kızılordunun yenilmesi imkânsız olduğunu söylemiştir. ingiltere Almanya anlaşması Londra 2 (A.A.) Havas muhabirinin haber aldığına göre, Almanya sefiri, 10 bin tonluk kruvazörlerle 28 bin tonluk zırhlılann arasındaki mutavassıt gemilerin yasak olacağı hakkında iki taraflı yeni bir deniz uzlaşmasına müsaid talimat almıstır. tasile İstanbul Atletizm heyetine atletlerinin listelerini 6 mart 936 akşamı 6 ya kadar göndermelidirler. 3 Müsabaka 5000 metro olarak yapılacaktır. 4 Müsabakaya 11 de başlanacaktır. 5 Heybeliadaya gidecek vapur Köprüden saat 9 da hareket edecektir. Galatasaray boksörleri Ankaraya gidiyor Ankara 2 (A.A.) Ankara Boks kulübü ve Ankaragücü kulübü tarafmdan Ankara Kızılayı menfaatine iki maç yapmak üzere Ankaraya davet edilen Galatasaray bosk takımı bayramın ikinci perşembe günü akşamı Ankaraya gelecek ve ilk maçını martm altıncı cuma günü akşamı ve ikinci maçını da pazar günü akşarm Halkevi salonunda yapa caktır. Gelecek takımda tanınmış eski boksörlerden Melih ve Küçük Kemalle Levent, İhsan, Necmi, Fahri bulunacaktır. Beş katagori üzerine yapılacak olan bu maçlara Ankaradan Hilmi, Salih, Bürhan, Ali, Mehmed, Abbas, De mir ve Vehbi girecektir. Ankara boksörleri, memleketimizde ilk defa yapılan böyle bir karşılaşmaya faaliyetle hazırlanıyorlar. Trabzonda spor faaliyeti artıyor Trabzon (Hususî) Trabzonda spor hayatı mühim bir hareket ve faaliyete geçiyor. Trabzonda mevcud dört kulüb toplanarak yeniden bir idare heyeti teşkil etmiş ve başkanlığa Üçüncü U mumî Müfettişlik refakatinde bulunan eski Galatasaray başkaptam Ahmed Cevad seçilmiştir. Trabzon hususî muhasebesile belediye bu güzel maksad için bütçelerine dörder bin lira koyduklanndan ilkön ce yarışlar için dörder, altışar, sekizer kürekli beş fıta siparişi takarrür etmiştir. Fu fıtalar ya Sürmenede veya İs tanbulda yaptınlacaktır. Büyük kilise, İdman Yurduna tahsis edilmiştir. Kilisede ona göre tertibata başlanmak üzeredir. Bu esaslı spor hareketlerinden Trabzon gencliği ileri a dımlar atacaktır. Sıvasta kayak sporları yapılıyor Altay geliyor İzmir 2 (Hususî) Altay takımı bugün İstanbula hareket etti. Atletizm hakem kursu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle