25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 ŞnKat 1936 CUMHURIYET B;LG;LER Cebin tarihi Bir İngiliz gazetesi «Cebin Tarihi» ismile bir kitab neşretmiştir. Bu kitabda eski zamanlardan itibaren elbiselerde ne şekilde cebler kullanılmakta ol duğuna dair bir sürü tafsilât verilmektedir. Kıtaba nazaran dünya üzerinde ilk cebli elbise Fransada Dokuzuncu siper yapılıp faaliyete geçilsin.. Anla Şarl zamanında kullanılmıya başlamışjilıyordu ki bu kaya parçası bir kapak tır. Bu ilk cebler, pantalon üzerıne açılgibi kullanılıyordu. Asıl siper onun da mışlardı. Fakat bugünkü ceblere ben ziyen hakıkî cebler ancak Onsekizincij yanmış olduğu büyük kayanın içindc. Adamlarımı topladım. Güçbelâ bu kaya parçasını yerinden oynattık. İş bpkı MCMLEKETLCRK 1 [merakh şeyler) Dağda bir gemi Geçende bizde olan fırtına acaba bir şey mi? Japonyada, Çın denizinde öyleleri oluyor ki, taş üstünde taş, omuz üstünde baş bırakımıyor... Japonyada son çıkan ihtılâl fırtması, o da büsbutun başka! Çm denizinde ve Japonyadaki deniz fırtınalanna, bıliyorsunuz, sıklon dıyorlar. Sıklonlar helezon şeklınde rüzgârlar ki burada kabıl değıl, bız bu fırtınaların dehşetıni tasavvur edemeyız. Düşünün bir kere, geçenlerde Japonyada zuhur eden böyle bir sıklon Kamasuza limanında demırli 2000 ton büyukluğun HÎKAYEM UĞURSUZ ÇİFTLİK asırda icad edilmiştir. Yelek ve caket cebleri o zaman meydana çıkmıştır. îşte ancak o vakittir ki Avrupada uzun müd det «Kese hırsızı» namını taşıyan yankesiciler unvanlannı değiştirmişler «Ceb hırsızı> ismini almışlardır. Vaktile Berlinde iken hep sefaret erkânından teşekkül etmiş bir mecliste oturmuş konuşuyorduk. Mevzu ne münasebetle bilmem tekin olmıyan evlere, cinii perili konaklara intikal etti. Herkes okuduğu, dinlediği bir takım hikâyeleri anlatıyoradu. Arjantin sefareti müste jan olan yaşlıca bir zat: Okunanlar, dinlenenler birşey mi, iîedi, bunlardan daba müthişi benim başımdan bizzat geçti. Oturduğum şehrin garbine doğru uzanmış hâli arazinin ta öbür ucunda, And Kordiliyeraları dağlannın eteğinde toprağı çok bereketli bir çiftlik vardı. San Martino köyiine otuz kilometre uzakta bulunan bu çiftli| e «Uğursuz çiftlık» ismi verilmişti. Bu ismin verilmesine sebeb on sene evvel çiftliğin sahibi Don Hermssonın nereden geldiği belli olmıyan bir okla olmesi ve ondan sonra kaç kişi o çiftliği satın al idıysa ayni akıbete uğraması ve yapılan tahkikatın bir netice vermemesi idi. Bilroiyorum, cesur görünmek istemek tni, yoksa fevkalâde merak etmi; olmak eaikasile mi nedir, son sahibi de böyle esrarlı bir şekilde dünyaya veda ettikten sonra, çiftliği ben satın aldım, Bildik, tanıdık, akraba, e; dost herkes beni çıldırmış zannettiler. Çiftliği tekrar satmaklığım, yahud içinde oturmıyarak o halde bırakmakhğım için ısrar edip durdular. Ben bunlann hiçbirisine aldırmıyarak beş on cesur adamımıla beraber çiftliğe yangelip kuruldum. Fakat doğrusunu isterseniz yapmak istediğim budalacasına bir kabadayıhk değildi. Onun için daha ilk günden diğer çiftlik sahiblerinin ne suretle öldürülmüş olduklannı tahkika başladım. Tahkikat neticesinde iş şu şekilde göziimün önüne yayıldı: Bir kere bütün çiftlik sahiblerinin öldürülüşleri ayni zamana, akşamüstüne tesadüf ediyordu. Öldürülmek içinse ayni şekilde, ayni istikametten gelen zehirli oklar kullanıl mıştı. Oklann atıldığı istikamet çiftliğin kapısmın bulunduğu epeyce yüksek duvarla manialanmış yol tarafı idi. Oradan herhangi bir kimsenin görünmeden ve duvann iistüne çıkmadan yay kullanması imkânsızdı. Kalıyordu, yolun öbür ta rafındaki yüksek kayalıklar.. Kayalıklardan da güpegündüz böyl bir suikasde teşebbüs etmek yapılacak işlerden değildi. Çiftlikteki herhangi bir kimsenin bunu görebilmesi yüzde yüzdü îşin daha tuhafı ekseri çiftlik sahibleri binanın önündeki kameriyenin altında masa başında otururken vuruluyorlardı. Bina enaleyh bir taraftan karşıki kayalıklar da haydudun saklanması ıhtimali bulu pan yerleri ararken diğer taraftan di kendime benzer bir kukla yapttırttım Akşamüstleri masa başına onu oturtu yordum. ahmin ettiğim gibi değil miymiş? Kapak vazifesini gören bu büyük taş, kalkınca arkasından derin bir koridor uzanıyordu. Yürüyüp içeriye dalmak tehlikeli olduğu kadar pek te ihtiyath bir hareket eşkil etmiyecekti. Caniyi suç üzeri ya kalamak, herhelde daha iyi bir şekil oacaktı. Taşı tıpkı bulduğumuz vaziyete gene yerine koyduk. Martinez ve Pedo isminde iki goşoyu bu kapıyı kontrola memur ettim. Bunlar kendilerini kat'iyen ;östermiyecekler ve siperlerin arkasında ;elene gidene göz kulak olacaklardı. Ok atılma zamanı, akşam üstleri bizzat ben de geliyordum. Birkaç gün birşey zuhur etmedi. Goolar bir ellerinde tabanca, öbür ellerinde kemendler boşuna bekleyip durdular. Fakat dördüncü günü idi galiba, tam ben de orada iken korkunc yüzlü bir adam gerideki çalılıktan yerde sürüne ürüne kapak vazifesini gören kayaya doğru geldi. Onu kendisine mahsus bir ustahkla kolayca yerinden oynattı. Tam içeriye girmek üzereydi ki Pedro kemendi fırlattı. Biz de tabancalarla üzerine yürüdük. Vahşi bir at gibi boynundan yakalanan haydut neye uğradığını şa şırmıştı. İki goşo adamı yakalayıp ellerini kollanm bağlarken ben de mağaradan içeriye girdim. Elektrik fenerimle ve tabancamla gayet ihtiyath yürüyordum. Çünkü bir veya birkaç tane olan arkadaşlannm orada saklanmış olmalan ihtimali vardı. Fakat nihayete kadar gittiğim halde kimseye rastgelmedim. Yalnız birkaç ok, iki tane gayet kuvvetli yay ve okları zehirlemeğe mahsus a Iât, edevatla ocak gibi bir yer ve bir eski tencere keşfettim. Haydudu bir gece çiftlikte misafir edip adamakılh ıslattıktan sonra ertesi gün jandarmalara teslim ettik. Sorguya çekilince adamın vaktile Don Hermesonun yanında çalışırken kovulmuş Breitman isminde bir Avrupalı muhacir ol duğu anlaşıldı. Breitman, Don Hermesodan gayet kurnazca intikam aldıktan sonra bu işi çiftliğe yok pahasına konmak için bir vasıta olarak kullanmak istemiş.. Fiyatlar son derece düşünce kendi alıp key fine bakacakmış.. Lâkin felek, daha doğrusu benim gayretim onun bu büyük projesine engel olduktan mada, kendi sini de vakitsiz öbür dünyaya gönderdi. Çünkü mahkeme, beş adamı sırf beş on paralık menfaati için öldürmüş olan Breitmam^ idama mahkum etti. Ba Japon çocuklan da zannetmeyin ki büyükleri gibi bir isyan çıkarmak üzereier... Hatyır... Bilâkit kendilerine hediye olarak deki bir vapuru kaldırıp bir iki kılometktflık elbise göndermiş olan üç yasındaki Veliahd için «Benzai, ro ötede dağlar üstündeki bir köyün ortasına atmış. Gemi paramparça olduk Benzai Yaşa, yaşa!* diye bağtrıyorlar. Zavallı Çin çocuklan Bütün medenî memleketlerde küçük çocuklan güç işlerde çahştırmak ya saktır. Bu kanuna karşı hareket edenleri cezalandırılar. Halbuki Çinde böyle bir kanun olmadığından pek küçük yaştaki yavrular bile en güç işlerde kullanıl maktadırlar. Yapılan istatistkilere göre Çindeki dokum atezgâhlan amelesinin Bilmeceyi çözenler tan maada, bir çok ta insanlar Ne müthış felâket! ölmüş. Meksikalılar da imrendiler! Amerıka Birleşik hükumetlerinin büyük şehirlerinin kurulmuş olduğu arazi ve civarı gıtgide pahalılaştığı için bundan elli sene evvelinden itibaren arsa parasmdan kazanılabılmek gayesile Nevyork, Şikago ve saire gibi şehirler çoğunun çocuklardan, hem de on iki yade fazla yüksek bınalar yapılmıya başşından aşağı çocuklardan mürekkeb ollandı ve bu yükseklık bugün yüz katlı duğu anlaşılmıştır. Bunlar kazandıklan apartımanlar inşa olunacak derecede azıcık parayı götürüp annelerine, babamübalâğalı bir hal aldı. Amerıka Bir larına vermektedırler. Bunun için bir leşik hükumetlerinin cenub komşusu çok Çinliler fazla çocuk sahibi olmak Bilmeceyi doğru çözenlerden bize fo| 14 Bursa Altıparmak Musevi o* u Meksikalılar da bu yüksek binalara imve bu suretle kazanclarını artırmak herenmiş olacaklar kı son zamanlarda mer vesine düşüyorlar. Lâkin, elbet bir gün toğraf gönderenlerin resimlerini bas ]No. 4 H. F. Onbay. 15 Eskışehir Ülkü okulu 13 Nen kezleri Meksiko şehrinde ellişer, altmımıya devam ediyoruz. Fakat burada gelip orada da iş kanunu çıkar! şar katlı birçok binalar yapmak teşebresmi çıkmak mutlaka hediye kazanmış man Saracoğlu. büsüne girişmişlerdir. Meksıkada Nevolmakhğa delâlet etmez. Mükâfat ka york ve Şikago gibi arsa pek pahalı ol Hergün daha hızlı! zananlann isimleri her ay başı neşrolumadığına göre Meksikahlarınki bir henan büyük listeye yazılır. Soldan sağa îsviçrenin merkezi Bern şehrindeki vesten, bir takJidden ibaret olsa gerek! «Arsıulusal nakliyat müessesesi» naklisıra ile: ye vasıtalarındaki hızlılığın dünkü ve Bu ne sevgi? 1 İltekinbey ilk okulu 644 Niza bugünkü dereceleri hakkmda yaptığı meddin. tetkikat neticesini bir istatistik halın Anne annesi Bu oğlan beni neka 2 Erenköy kız lisesi Melâhat înal. de neşretmiştir. Bu kıtabm verdıği ma dar seviyor, bilmezsmiz? Bu derece bağ 3 Elâziz orta okul 314 İbrahim Mete lumata göre bundan 236 sene evvel ya lılık doğrusu iyi değıl.. Onu kendimden 4 Ünye İnönü okulu 114 Adnan Ka ni 1700 tarihlerinde şehirler arasmda uzaklaştırmak için ne yaptımsa hiçbiri kâr etmedi. gidip gelen yolcu arabalarmm sürati savaklı. Babası Bize arasıra lutfettiğiniz şar atte 4 kilometro imiş. Bu sürat 1788 de 5 Ordu ilk okulu Uaydar Tuna. kılardan bir iki tanesini de ona söyle 7 kilometroya, 1816 da ise 9 kılometroya 6 İzmir erkek muallim okulu Mehçıkmış. Aradan 50 sene geçip te icad o yiversenize.. med Yeniler. lunan şimendıfer mükemmel bir hale 7 İstanbul Hayriye lisesi 70 Adnan geldıkten sonra yani 1876 da saatte 60 Ülkümen. 65 kilometro gidilmeğe, 1900 da ise sürat 8 Eyüb 36 ncı ilk okul Rafet Alp. katarları saatte 90 kilometro yol katet9 Kabataş erkek lisesi 49 Nedim meğe başlamışlardır. Bugün, Amerikada, Fransada saatte 110 115 er kilo Yüzer. 10 Samsun Bozkurd ilk okul Natık metro giden sürat katarları vardır. Bu hız karada.. Havada ise 600 700 kilo Ha, akhma gelmişken s'oy Dinçay. metro hızla giden tayyareler var.. liyeyim, bizim aparttmamn dör11 Kırklareli orta okul 89 Sadıye Lâkin insaniyet bununla da kanaat düncü kattaki dairesi boşaldu lt Demirel. etmiyor.. Hava tabakasınm üstündek 3 tersen orayı tut! 12 Vize umum gazeteler bayi Tevstratosfere çıkıp saatte binlerce, on bin Aman birader, ben öyle fığın oğlu Fazıl. lerce kilometro katetmek istiyor.. Bayüksek yerlerde otttramam, saf • 13 Kızıltoprak Ömereiendi çıkmazı Kâzım Bebek. döndürücü hırs! ram kabarır! Şubat bilmecesi Çalar saat •£»MM*>*~~~: nJ Babası oğluna bir çalar saat hediye etmişti. Oğlu akşamdan saati kurdu. Fakat sabahleyin gözlerini açtığı zaman mekteb vaktinin geçmiş olduğunu gördü. Akşam babasına: Bu saat adamakılh çalmıyor, az Ne dersiniz üçüncü günü kukla gök kaldı onun yüzünden mektebde cezaya 'sünden bir ok yedi. O kadar uyanık v çarpılıyordum! dedi. Babası istifini hiç bozmadan: İhtiyath davranmamıza rağmen bütün Ya, diye cevab verdi. Dün akşam oklar gibi bu okun da geldiği cihette giz sana söylemeğe unutmuştum. Baktm ki lenecek bir nikta keşfedemedih. Fakat, ayar ettiğin saate geldiği zaman çalmı nihayet bir gün tam oklann atıldığı hi yor, sağa sola bir iki defa sallamak lâraya uygun bir tepecikte küçük, amm zımdır!. ne kadar , yalnız bir ok geçebilecek ka Ders nasıl ezberlenir? dar, küçük bir delik keşfettim. Oldukç Annesi Oğlum, ben sana dersini büyük bir kaya parçası belki günlerl hızlı hızlı oku, aklına girer, dedım. çalışılarak gayet san'atkârane bir şekil Oğlu Okudum, ama anne, galiba ağde delinmişti. Yalnız ne var ki, kay zımdan çıkanı kulağım işıtmemiş ola parçasmın arkası açık değildi ki, bu ta cak' Ben asker olacagımL < Yıllardır askerlikte göke erdi basımız, Dünya, birincilikte, Türk ordusunu seçer!.. Ordu ile korunur toprağımtz, taştmtz, tşte Türk piyadesi: Dağı çiğneyip geçer!.. tşte tşte tşte tşte Türk denizcisi: Dalgalarla yarıştr.. Türk topçuları: Dağlart dümdüz eder... Türk uçakları: Balutlara karışır... Türk süvarisi/ Yıldırım gibi gider... * t*"""T^İ (v Şan'atkâr gencler serisi ,, J Büyüyünce, gencliğin o en güzel gününde Vniformalarımla, namlt er olacagım: At üstünde gidecek taburumun önünde, Ben asker olacagım!.. Ben asker olacagım!.. Geçen hafta, Galatasaray lisesînde yapılan miisa merede muoaffakiyetli bir konser veren Müfid Yukandaki şeklin gözlerine öyle harf'er koyunuz ki gerek soldan sağa ve ge^ekse yukarıdan aşağıya okunduğu zaman şu kelımeler meydana çıksm: 1 Vücudümüzdekı uvuzlardan biri. 2 Bir emir. 3 Bır renk. Ve merdiven teşkil eden dört gözde alfabe^en bir harf dört defa tekrar lansm. Bu bilmeceyi doğru çözenlerden bi» ; rincıye 5 lira, ikinciye 2 lira, üçüncüye münasib bir hediye takdim oluna «i cak, diğer yüz kişıye muhtelif mükâfat! îar verılecektir. Bilmeceyi çözenlerden î bize fotoğraf gönderenlerin resimleri de ] gazeteye basılır. Cevablar şubatın son; gününe kadar joıkarıdaki cetvel üzeri '• ne doldurularak «Cumhuriyet Çocuk î Sahıfesı» adresme yollanmalıdır. Yaz , dığımız şartlara rıayet etmiyenler vej Igeç kalanlar hediye kazanamazlar,.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle