Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28 Şubat 1936 CUMHUBİYET Fikirler Ankara bahçeli evler kooperatifi Kongre duyguları Petrolun Modern hayattaki Ehemmiyeti Millî ve milletlerarası hayaünda bu ahenge uymak istiyen her milletin petrola lâyık olduğu büyük ehemmiyeti atfebnesi kesin bir zaruret olmuştur. Bu njeselenin hakikaten müstesna bir önemle gözönüne alınan başlıca safhalan şunlardır: 1 : Millî toprakların sinesinde petrol varsa onjan aramak, bulmak ve meydana ıkarmak. 2 : Herhalde memlekette petrol endüstrisini tesis ederek millî ihtiyacı memleket fabrikalanndan temin etmek yolu ile memlekette petrol stoklannın teessüsünü mümkün kılmak. 3: Her çeşid memleket kömürlerinin bu işe en salih olanlarından yanıcı maddeler elde edilmesini araştırmak ve :1de etmek. 4: Eğer varsa memleketin ziraî maddelerinden hasıl olan ve olacak alkolü petrol ve müştaklanna kanştırarak bu yolla hem yanıcı maddelerin kaynaklannı genişletmek, hem de dolayısile ziraate yardım etmiş bulunmak. (Başmakaleden devam) GüneşDil teorisine göre toponomik tahliller Tur Ova = Troie ve «Tur» lu has isimler 2 Şimdiye kadar topladığımız bu ma lumat Trova kelimesinin güneş Dil teorisine göre etimolojik analizini yapma mız için kâfidir. Tahlili yapıp hakikî manayı anladıktan ve öğrendikten sonra bu ismi koyanlann nerelerden gelip ne relerde yerleştiklerini araştırmak elbetteki kolay olacaktır. Şimdi kelimenin beş dildeki beş yazılış şekline göre etimolojik analizini yapalım. Şekiller şunlar dır: 1) Türkçe «Turova» Genc mütefekkirlerimizden biri ?u »atırlan yazıyor: melidir. Tur ve an. Fakat biz hakikî a «Filozof Kayserling, yeni çıkan bir kinalizini öğrenmiş olduğumuz için «turlu» abında: «Her adam, rüya görürken şakelimeleri kendi kendimize göre gözden rdir» diyor. Ben de bir kitabımda her geçirebiliriz. damın rüya görürken çıldırdığını ve şuBaşka Türk lehçelerinde de turlı ke urunun disiplinini uyandıktan sonra bullimeler vardır. Meselâ: duğunu yazmıştım. Deli, uyanıkken rüya Turan = etrüsk ilâhıdır (Anadoluda görür ve sayıklar. Akıllı, rüyasmda sayıkDuran adına dikkat) tarih I. ar ve çıldırır.» Turmus [5] = etrüsk ilâhıdır (Ana*** doluda Durmuş adına dikkat) tarih I. Ruhun müstakil ve gayricismanî bir Turaççi (tur aççi) hâmi, şefaatçi, is cevher olduğunu iddia edenlerin kuvvetli tinadgâh (Pekarski s. 2842) Turda = senedlerinden biri de rüya keyfiyetidir. Melce', sığınacak yer, saye (Pekarski s. Onlar, ruhun, bir müddet için, bedeni ol2843). duğu yerde terkedip seyahate çıkması Not: Bu kelime (Turda) bugün yüzünden rüya keyfiyetinin vuku buldu kü Anadolu lehçemizde Dulda olarak ğunu söylerler. ve ayni anlamda kullanılır. Erzurumlu tbrahim Hakkı da ayni kaGeçme namert köprüsünden ko götürsün su serıı. naattedir. O, bir zamanlar pek mergub Yatma Tilki duldastnda ko yesin As olan Marifetnamesinde seyahate çıkan ruhun misal âleminde dolajmasından ve lan seni. beytinde kullanıldığı gibi dulda saye, sı o âlemde Cabelsa, Cabelka adlı iki büğınacak yer, ve melce'de demektir. Fa yük diyarı gezip garib şeyleri temaşa eykat burada durda ile dulda arasında e emesinden rüyanın vücude geldiğini ya Dil üzerinde çalışmalar Geçen gün okurlanmiza Ankarada sine yapılan devlet ve belediye yardım yıllık kongresini yapan Türk Koopera larile vücude gelmiş sosyetelerdir. Bu tifçilik cemiyetinin neşriyat ve çalışma yardımların haricinde meydana gelmiş prensiplerinden bahsetmiştik. Bugün de yapı kooperatiflerine tesadüf etmek pek kongrenin bellibaşlı hâdiselerinden biri azdır. Belki, hemen yoktur denilse doğolan (Ankara Bahçeli Evler Koopera ru olur. Devlet veya belediye yapı kootifi) ne dair birkaç söz söylemeği yalnız peratiflerine ya ucuz ve hatta bazan pakooperatifçilik değil ayni zamanda şe rasız arazi vermek, veya temin etmek, hircilik ve sosyal bakımdan da önemli ondan sonra da geri kalan büyük kısım kapitali temin etmekle bu işi başarmakbir mesele olarak faydalı buluyoruz. (Ankara Bahçeli Evler Kooperatifi), tadırlar. Türk Kooperatifçilik cemiyeti azalannın Tabiatile, devletin veya belediyenin teşebbüslerile evvelki yıl doğmuş, ve bir bulduğu ve temin ettiği kapitalin faizi de çok güçlükler içinde meydana gelmiş bir o kadar çok değildir. Ve birçok memlesosyetedir. Kooperatif kongresi, bu sos ketlerde pek aşağıdır. yetenin hâlâ evlerini yapamamış olduğuYapı kooperatifleri, bir taraftan ka nu gözönünde tutarak umumiyet itibarile pital temini için evsizlerin birleşmesinden yapı kooperatiflerine maddî ve manevî leri geldiği gibi diğer taraftan da bu biryardım şekillerinin tesbit edilmesi için leşenlerin evleri en ucuza mal ederek hükumet nezdinde temennide bulunmağa hemen mutavassıtları ortadan kaldırmak karar vermiştir. Yirminci asır medeniyesuretile aradaki farkın şeriklere geri ve tine büyük medeniyetlerin anası olan bürilmesini temin eder. Bu sosyetelerin koyük bir milletin canlanmış enerjisile do Türkiyemizde petrol var mıdır? Büoperatif mahiyetini haiz olması da evleğan Türkiyede bugün ev ve şehir me Jün etrafımız petrollu memleketlerle dorin mümkün olabildiği kadar,ucuza mal seleleri kadar önemli sosyal meseleler ludur: Romanya, Rusya, îran ve Irak. olmasile meydana gelir. pek azdır. Bu umumî manzara memleketimizin de Yeni şehirlerde çok pahalı olan ev yapetrol haznelerinden mahrum bulunmıyaBaştanaşağı harab kalmış koca Ana pısı ve ev kirası bu sosyetelerin türemedoluda yaşıyan koca Türk milleti artık sine en müsaid yerlerdir. Zira, bu şehir cağını farzettirir. Buna ilâveten memlebu asra lâyık bir hayat geçirmek, ve bu lerde kiranın düşmesi tehlikesi çok az ketimizin muhtelif semtlerinde petrol emareleri vardır, ve bu emarelere istinanun da bir neticesi olarak mes'ud bir dır ve kiralann düşme vaziyeti hasıl o den üzerlerinde ençok ihtimal toplanan memlekette kuvvetli bir millet olarak ya luncıya kadar da bu gibi sosyeteler ev yerler üzerinde incelemeler ve araştırmaşamak için mutlaka evlerini, şehirlerini lerini amorti etmiş bulunuyorlar. lar yapılıyor. düzeltmeğe mecburdur. Bütün dünyada (10,000) yapı koo Ancak kitablannda okunduğuna ve İnsan, bu güzel memlekette bir gün peratifi olduğunu görüyoruz. Bunlann erbabından dinlendiğine göre petrol araşdüz şimendifer seyahatine çrktığı vakit hepsine de devlet ve belediyeler yardım tırmalan çok külfetli, çok masraflı işlerönünden ve yanından, içinden geçtiği şe etmiştir. dir, ve petrol, tabiatin derinliklerindeki hirlerin yüzüne bakmağa sıkılıyor!.. ÇaTürkiyemizde böyle olacağına şüp mur deryası olan sokaklarile; karanlık, hemiz yoktur. Ziraat kooperatiflerini duruşu itibarile en kaprisli bir maddedir. eskimiş, yıkılmağa yüzrutmuş evlerile devlet nasıl ele almışsa, ve ziraat koope Bir noktada açık alâmetlerini gördüğünüz karşı karşıya geldiğiniz vakit içinizde ratifleri de ancak bu himayeden sonra petrolun o noktadan faraza 20 30, hatta büyük bir isyan uyanıyor. Ve nasıl olup meydana gelebilmişse yapı kooperatifle 4 0 5 0 kilometro uzakta bir hazneye ta insanların yaşadığı bu evler, bu şe ri de ancak devlet himayesile ortaya çı bağlı olması ihtimali bulunduğu gibi hiç hirler bu hale gelmiştir, diye düşünüyor kabilecektir. Türk Kooperatifçilik ce bir hazneye bağlı olmıyarak sadece eskiden mevcudken zamanla berhava olup sunuz!.. miyeti kongresinde verilen izahlarda zi gitmiş hazne bakiyelerinden ibaret buKöylerimiz, şehirlemizden daha ha raat kooperatiflerinin bankası nasıl Zilunması imkânı da vardır. Bütün bu zorzin, daha harab!.. Oralarda da evler, raat Bankası ise bu yapı kooperatifleri Juklarına rağmen petrolun bitip tükenmez penceresiz, bacasız. Duvarlar çamur rrin de ana bankası olarak Emlâk Banbir sabır ve sebatla araştınlmasına devam kası gösterilmiştir. dan!... Sokakların izi yok... etmek lâzım geleceğini söylemeğe hacet Bu Börüşte isabet Türkiyed^ ev ve şehir mjpelesi de bile yöfetur.^* * ? î ZJi | <M V^UIlIlluıIjrl.ı ı^jtllllİK., ıııJUvtîıı a / o g a KolU • Memlekette petrorbülunmasına inhzaf tığı bu rejimden meydana çıkti, Ve ilkı ve belediyelerin yardımile ve Emlâk medenî şehir Ankarada kurulmağa baş Bankasınıri* ana* 6'ânkaîigıTe' $apf\oope •rtH te hatta burada hiç petrol bulunmıladı... Ankara, bütün eski ahşab evleri, ratiflerinin Türkiyede reraç bulması, yacak olduğu takdirde dahi petrolun enşehirleri bir tarafa attı, her meydanını Türkiynin bir gün evvel kalkınması, ve düstrisini memlekette kurup onun inkişayeni Türkiyeyi doğuran Büyük Adamın Türklerin medenî ev ve şehir sahibi ol fına imkân vermek zarureti, bedahet derecesinde olan hayatî işlerimizden biridir. heykelile donattı.. Hiç yoktan büyük bir maları meselesidir. Fransa, pek iyi kavradığı bu hakikatin ALÂEDDlN CEMlL şehir, Büyük Adamın gözünün önünde tarbikatında bütün dünya memleketlerine hergün biraz daha büyüdü ve şimdi, beş on sene içinde kuru gibi görünen dağlarAvusturyada yumurta stoku örneklik edebilecek bir muvaffakiyet gÖstermiş olmak yolundadır. dan akan sularile, seması geceleri elekÖğrendiğimize göre Avusturyada yutrik ışığından kızarmış bir hale gelen murta stoku az olduğundan ve fazla it • Petrol endüstrisinin memleket içinde nurlu çehresile medeniyetin en son ke halât yapılmadığından fiatlar yüksel • kurulması bizzat kendi milletimizin bu şiflerinden istifade ederek yaşıyan bir şemodern hâkim madde üzerinde çalışması miştir. hîr haline geldi. demektir. Bu başlıbaşma bir mektebdir. n Ticaret muvazenemizde bu yüzden lehiFakat, A kara günden güne büyüyor, mize husule gelecek fark ise kendi halimiMemleketin dört, tarafından oraya ha z'e göre ihmal edilemiyecek bir miktardır yat meş'alesinin aydınlığına koşanlarla M. Turhan Tanın baştanbaşa zevk ve bu miktar muhtelif iş faaliyetleri hagittikçe genişliyor... Hergün uyandığmız ve heyecan dolu olan bu gerçekten linde memleket dahilinde ve millet efvakit yeni yükselen evler az gelmeğe başnefis romanı basıldı, çıktı. Büyük radı arasında dafılacaktır. Bu endüstriyi lıyor. Cihangirin hayatını zevkten zevmemleket içinde kurmanın diğer büyük Işte, (Ankara Bahçeli Evler Koopeke ve heyecandan heyecana atlı bir faydası da ancak bu yolla memlekette ratifi) bu önüne geçilmez ihtiyacin zoriyarak okumak istiyenler bu devamlı petrol stokları bulundurmak imle meydana gelmiştir. Fakat, bu cins teromandan mutlaka birer kânının elde edilmiş olacağıdır. şebbüsler memlekette büsbütün yeni ol tane edinmelidir Petrola ve müştaklanna bu kadar yaduğu için kurulması nekadar güç olmuşkından ehemmiyet verdiğimiz takdirdedir sa yürümesi de o kadar zahmetli olmuşki bu meselenin yukanda kaydettiğîmiz tur. Buna rağmen, bugün bu kooperatif dört safhasından diğer iki safhasmı da artık teşebbüs sahasından tahakkuk sa gerçekleştirmeğe daha çabuk imkân bul hasına girmiş bulunuyor... Eski Ankara muş oluruz. şehrindejı Yeşilçiftlik ormanlarına gi Gazetemizde müsabaka mevzuu olarak seçilip basılan bu tarihî den güzel yol üzerinde kocaman bir arYUNUS NADI sözler, kitab haline konuldu, neş' saya malik bulunuyor... rolundu. Her evin kitabhanesinde, Şimdi, iş paraya geldi. Yapı koope Yurtanistanın tütün ihracatı her muallimin koynunda ve her ratifleri her memlekette ev kıymetinin Yunanistan 935 senesi içinde 3 mil mekteblinin çantasında bu eserden yüzde on beş, yirmisini veren evsiz tarayar 568,634,287 drahmilik tütün ihrac bir nüsha bulunmalıdır. etmiştir. fından topladıklan bu küçük para hisse (1) (2) (3) (4) (5) = u ğ + u t + u r + o v | ag 2) Fransızca «Troie» =ağ+at+ir+iy+ağ 4) Almanca «Troja» oğ+ot+or+oj+ağ 4) Ingilizce «Troy» oğ+ot+or+ot+ . 5) Rumca Homerik Tpwâs (Troas) o ğ + o t + o r + a ğ f as Beş kelimenin 1, 2, 3, 4 unsuru bir birinin tamamile aynidir. Aralannda ma iaslı bir fark göze batar ki o da kelime zar. **• nayı azçok değiştiren hiçbir fark yoktur. nin yakutçasında «r» nin Anadolu türkHalbuki âli dereceye ermiş mütekâmil (v, y, g) ayni kategoridendir [ 1 ] . çesinde «1» olmasıdır. Beşinci unsura gelince onu ingilizcede Turda ve Dulda kelimelerinde göze hayvanlar da rüya göriirler. Bu takdirde s düşmüş ve rumcada ( . + ) şekline gir batan bu «r» ve «1» değişimini Güneş rüya ne şairliktir, ne deliliktir. Hayvanda miş görüyoruz. ingilizcede; görünüşte Dil Teorisine göre halletmek analiz yol Allahla ilgili ruh tasavvur olunamıyaca düşmüş gibi ise de fonetiğinde hâlâ ya larının en kestirmesidir ve ancak o za ğma göre rüya, bir seyahat meselesi de deşadığı kelimenin dikkatli telâffuzu ile mandır ki bu harflerin ve daha doğru ta ğildir. anlaşılır. Rumcanın «s» si ekseriya or birle (.4r). G + O j unsurlarının niçin Nedir mi denilecek?.. Genc mütefek toyrafi icabıdır [2], Kaldınlınca ye yer değiştirmiş olduğunu hakkile anla kirimizin gerçekten orijinal bir buluş olan rinde derhal fir ağ kendıni gösterir. mış oluruz. Bunun için kelimeleri altalta arifindeki zarafete ve filozof Kayserlingin düşüncesindeki şjrî inceliğe sayganı Her kelimedeki beş unsuru teker teker gelmek üzere tahlil edelim. muhafaza ederek söyliyeyim: Rüya, bahmanalandıralım: (1) ( 2 ) ( 3 ) ( 4 ) ( 5 ) tiyarlann elemden ve bebahtlann zevkten Yakut türkçesinde «Turda» 0 Uğ ana köktür. Asıl esastır. pay almalarıdır. Rüya, hulyanın yatak Güneşin kendini ve bütün vasıflarını ifakıyafetile görünmesidir. de eder [ 3 ] . Anadolu türkçesinde «Dulda» M. TURHAN TAN = u ğ f ud 4ul+adf ağ Analizini yaptığımız kelime yüksekte (Uğ 4ut4ud) = (uğutur) = turun dağ ve kaya üzerinde çetin ve müstah manasını biliyoruz. Bu kelime üç unsuru Kurban derilerini Hava Kurukem bir mevki olduğuna göre burada: muna verelim yükseklik, büyüklük, kuvvet, kudret ma ile kuvvet ve kudretin, yüksekliğin bir Türk Hava Kurumu Istanbul şube sahipte tekarrürünü temerküzünü ifade nalarını verir. sinden: ederdi. 2) + ut = radikal kök olarak sa Kurumumuz tarafmdan idare edilen 4) Ağ = manayı tamamlar ve isimhiplik ifade eder. Burada afiks şeklinde ve Kızılayla Çocuk Esirgeme kurumu ana köke bitişmiş ve onun anlamını üze lendirir. gibi üç kajdeş kurum arasında taksim Bu suretle kelime bütün unsurlarile olunan Kurban derilerile barsakları bu rine almıştır. §u halde: . UğuL ^ ( u ğ + u t ) [4] = (uğut)*t= kuvvet ve kudretin ve yüksekliğin bir sa sene de ve oldukça iyi fiatlarla mü ut = yüksekliğin, büyüklüğün, kuvvet hipte tecellisinin kesin ve tamam olarak teahhidlerine ihale edilmiş olduğundan ve kudretin sahibi demektir. <' 1 vukuu demektir. Bu; bir zat ise kendisine ve bütün teşkilâtımızca icab eden ted • 3) + ur = yakın, muayyen, kat'î biı dayanılan, güvenilen, iltica edilebilen bir birler aldırılmış bulunduğundan kur ban kesecek yurddaşlann deri ve bar saha ve o sahadaki hareketi gösterir fark adam demektir. Eğer yer ise müstahkcnı saklannı Kurumumuz namına müraca bir mevki, tabiatin şiddetlerine karşı bive temyiz ettirir ektir. Böyle olunca: rındıran bir dağ arası, kayalık ve in. E at edecek heyetlerle bekçilere verme ( u ğ + u t + u r ) = uğutur = tur: leri, kurumumuzla münasebeti olmıy Büyüklüğün, yüksekliğin, kuvvet ve ğer abstre bir mefhum ise saye demek o bazı gözü açıkların bu fırsattan istifad kudretin bir sahibde tecellisini, tekarrür lur. ederek barsak topladıklan geçen sene ettiğini gösteren bir kelime olur. Duldada ise istikrar ifade eden (.40 lerde görülmüş olduğundan yabancıla 4) + ov = dahil bulunduğu (bp, yerine belli ve şahsî olmıyan, umumî, şa rm istifadelerine mahal kalmaması ve fv, gy) kategorisi gibi anlamın üzerinde mil, her yerde bulunur, geniş bir mana derilerle barsakların kurumumuza ve tecelli ve tekarrür ettiği en yakın sahayı veren (.+1) vardır. Bu suretle kelimede rilmesinin temini için muhterem halkımızın nazari dikkati celbolunur. ve o sahadaki obje veya süjeyi gösterir. istikrar yerine şümul, umumilik ve gayriAranılan mana bir yer adı olduğu i şahsilik taayyün ediyor demektir. Çün Tuorçut = Orman ilâhı idi. Kadındı. kü: (.41) uzak büyük müteaddid «belçin buradaki obje şehrin kendisidir. Yolları iyi bilirdi. Tur kelimesinin so 5) + ağ = manayı tamamlandıran li olmıyan, tesbiti kabil olmıyan, gayri nundaki . r düşmüş olarak bu manalan şahsî belli bir sahaya bağlı olmıyan, her manalandıran, isimlendiren ektir. veren şekilleri de vardır. Şimdi kelimenin hepsini bir arada 0 sahada bulunan, enginlik, şümul doluluk Meselâ: anlamı gösterir ve bu şümul içinde her kuyalım: Tu = Altay Televüt lehçelerinde (Uğ + ut f ur + ov + ağ) = obje ve düşünceyi vasıflandırır [ 6 ] . dağ. Radloff, cilt III. sahife: 1421. Eski gramerciler morfolojik ve seman(uguturovağ) = (Turova). Yani: te Tu mak = eski türkçede (Orhon mayüz ve tekarrür etmiş yer. Büyüklük, tik bakımından ayni kıymette olan keliyenisey) yolu kapamak. yükseklik, kuvvet ve kudret sahibi ol melerdeki bu farklara harf mübadelesi H. Reşid TANKUT manın bir yerde taayyününü tam ve mü demekle kanaat ederler. Halbuki bı [1] Etimoloji, morfoloji ve fonetik bafeı. doğru birşey değildir. Eski Türk; keîi kemmel olarak anlatan seçkin bir keli mından Türk Dili. s. 33. meye kıymet verirken o kıymetin ölçüsü medir. [2] (.(s) unsuru kelime gövdesinde ek Eğer şahıs kasdediliyorsa: temayüz ve olan eklerin seçimine çok dikkat etmiştir. rolu yapomadığı takdirde onun (ğ) den Şimdi çeşidli lehçelerimizdeki (tur) lu bozma oldu&una hükmetmelidir. tekarrür etmiş bir büyüklük, yükseklik, f3] Etimoloji, morfoloji ve fonetik ba > kuvvet ve kudret sahibi olmanın kendi kelimeleri aramakta devam edelim: kımmdan Türk Dili s. 9, 10. Turkun en eski türkçede bir riibe ve sinde taayyün ve tecelli ettiği bir adam [4] (uğ 4 ut) şekli tabil orijinal geklimansıp idi. Şimdi Yakutlar bu kelimey dir. Bu şekli Hicazdaki (uhud) da£ı ve olur. Hud yalavacm adında buluyoruz. Ister yer, ister insan adı olsun bu isim at ve öküz için «seçkin ve en çok mak [5] Suriyede «Turaşaya» biçiminde bir bize tarihin geniş bir sahası içinde dolaş bul ve iyi cins» manalannda kullanırlar yer hatırlıyorum. Turmus adı Filistinde ayni morfolojîde, mak fırsatım verebildiği için kendisile Pekarski s. 2798. Touramas = kaya, kar, toprak topu bugün de yaşamaktadır: Turmusaya köyü biraz fazlaca uğraşmamızın yeri vardır. gibi. Marr bu kelimenin Tur an'dan üredi veya yığını. Ayni keKmenin tuorapas [6] Etimoloji, morfoloji, fonetik bakı mından Türic dili. ğini söyler. Ona göre kelime ikiye bölün şekli de vardır. Pekarski s. 2827. Benim hakkımda ne Bakışlafı, ne değişikti! Ali Tunc, toplandı; baktı; gelen bir düşünüyor? ran içinde değişiveren kadını.. O, değişik «hususî otomobil» e benziyordu... Lüks bakışlı, değişik yaradılışlı kadını.. Ali Tunc, gülmek istedi, gülemedi; spor bir siyah otomobildi! Ve direksiyonMevsim icabı, yolun ıssızlığı, Ali Tunpiposunu dişlerile kıracak gibi sıktı. ter daki şoförden başka, içinde kimse yoktu! cun hoşuna gidiyordu: basmıştı, bürbesini omuzlanndan çekti, Ali Tuncun belkemiği titredi: «Siyah Bakışlan kadar, ruhu, yaşayışı da arabanm içine attı, ıssz yollara içi yana otomobil» ! değişik bir kadın!.. Bu ıssız yollarda, yana baktı: Ali Tunc, kendi otomobiline koştu; ne işi var? Neden Avrupada yaşamıyor.. Onda, 0, göz yok.. Onda, o, göz pek dalgın avlanmıştı! Her lüks şehirde, her mevsimin zevkini yok.. Bu dalgın avlanış, Ali Tunca, her zaçıkarabilir... Eğer macera hevesi varsa, Piposunu ağzından çekti, cebine koy manki soğukkanlılığını kaybettirmişli; acayip zevkler icadında şarkı asırlarca du: direksiyona geçti, fakat makineyi işletegeride bırakan Avrupa züppeliği ne güGülüşü ne güzeldi, yarabbi! medi; elleri sakar, ayaklan sakardı. ne duruyor? Eğer onu, buraya bağlıyan Eli pantolonunun ceblerinde, sancı«Siyah otomobil» , önünden hızla geçyabancı muharrirlerden, şairlerden aşı lanmış gibi dolaşıyordu: mişti. Ali Tunc, makineyi işletti, sinir lanma bir mistizmse yazık! Ne olursa, kim olursa olsun, bu lendikçe ellerinin, ayaklannın hareketi Ali Tunc, gene dalmıştı; piposunun kadını öğrenmeliyim, tanımalıyım.. Ve karışıyordu. dumanlannda, yeşilgözlü kadmı görü öğreneceğim.. Tanıyacağım.. Sinirlerinin bozukluğunu düzeltti ve yordu; uzun kıvnk kirpikleri, zümrüd Çelik sertliği ile parlıyan gözlerin ye arabayı olanca hıziyle sürdü. Fakat. yeşili gözlerini dalgah dalgalı gölgelen şilliği, Ali Tuncu, yeşil bir deniz gibi i geç kalmıştı! dirdiği zaman düz çizgisiz, mat beyaz çine almıştı ve Ali Tunc, bu yeşil engine Lüks spor «Siyah otomobil» , yolun yüzü; göz ve gönül dinlendiren bir fe batmaktan, boğulmaktan, gömülmekten ucunda kara bir gölge gibi görünüyordu. rahlık vererek içe gülen; fakat uzun kir haz duyuyordu.. Ali Tunc, matörün kızışmasım değil, piklerini yukarıya kaldırınca zümrüd yeYokuş aşağı, sessiz denecek kadar mo yanmasım, parçalanmasını bile aüjşün şili gözleri, çelik sertliği ile parlıyan ve törü gürültü çıkarmıyan bir otomobil i müyor; hızını artınp «ürüyordu. biran evvelki temiz, içe gülen yüzü, bi niyordu. (Arkan var) TIMURLENK TARİHDE TÜRKLER İÇİN SÖYLENEN SÖZLER Aşk ve macera romanı Izüh Yazan: MAHMUD YESAR1 30 Ali Tunc, iliklerinin donduğunu hissetti. Taksi otomobili hareket etmişti; tam Ali Tuncun önünden geçerken ka dm başını eğerek selâm verdi, hafifçe gülümsedi. Ali Tunc, otomobilin arkasından Kadriye seslendi: Oğlum, çabuk gel, bekliyorum. Kadri, camı yan açarak bağırdı: Merak etme, ustacığım! Ali Tunc, gömleğinin kollannı indirdi, ceketini giydi, düz yol üzerinde kayar gibi uzaklaşan otomobile bakh, içini pek soğuk karşılanacaktım. Takib edildiğini anladı da mı otomobili değiştirdi? O halde, Büyükderede Kadrinin arkadaşının kahvesindeki kranta adamın, bunda parmağı var! Yoksa, ben mi yanılıyorum? Siyah otomobil, Büyükderede kaldı, Nilüfer de dönmek istedi... Bu da olabilir!.. Peki, bu kadın, kocasmdan mı, yoksa yakın dostlanndan mı çekindiği için böyle kaçamaklı işler yapryor? Ali Tunc, otomobili yol üstündeki kapalı kahvelerden birinin önünde durduttu: k Nereye gittiğini belli etmemek, bi Bakalım, siyah otomobil, döne zi şaşırtmak istiyor.. cek mi? Nilüferin otomobiline binsey Ali Tunc, keyfli bir kahkaha attı: dim, neyi öğrenecektim? Hiç! Beni yarı O, beni şaşırtmak istiyordu; fakat yolda bırakacağı muhakkaktı. Gittiği oben, onu şaşırttım. tomobili takib etseydim, gene netice ayni Otomobile girdi, direksiyona geçti, aolacaktı! Acaba, Kadriyi nasıl atlata rabayı tekrar yol üstüne çıkardı ve ağır cak? ağır ilerlemeğe başladı. Ali Tunc, otomobilin içinde duramaDüşünüyordu; eğer Kadrinin yerine, dı, bürberisini omuzlanna aldı, dışarı o, binmiş olsaydı? çıktı, piposunu yaktı, bir aşağı bir yukarı Ali Tunc, buna gülüyordu: dolaşmağa başladı: Beni alacağı şüpheliydi.. Alsa da,