25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYE1 1 Şubat 1936 3 ay sonra yağmur mevsimi başlıyacak ve her yer bir çamur deryası kesilecektir Necaşinin bu tabiî müttefiki imdada gelince... Makineli hiçbir vesait işlemiyecek ve Italyan ordusu Habeşlilerle boğaz boğaza harb etmek mecburiyetinde kalacaktır İtalya Habeş harbinin ilk zamanlarında, îtalyan Başkumandanlığı karargâhında bulunmuş olan Fransız muharririnin müşahede ve mütalealarına devam ediyoruz. Fransız muharriri, Ha beş arazisinin Habeş ordusunun en iyi müttefiki olduğunu anlatttıktan sonra, zamanın da Habeşlerin ikinci bir müttefiki olduğunu şöylece izah ediyor: «Üç ay sonra, büvük yağmurlar baş lıyacaktır. Eğer İtalyanlar, harbin ba şından şimdiye kadar geçen dört aydc katettikleri mesafenin beş mislini ü ayda katetmek mucizesini gösteremez lerse sellerin baskmına uğrıvacaklar dır. Dereler taşacak, bataklıklar geniş liyecek, yollar ya büsbütün yok olacak yahut geçilmez bir hale gelecektir. Ma reb nehri, daha nisan ayında geçilmez olur. Tanklar, kamyonlar, hasta nakliye otomobilleri ilâh... tufan gibi yağan yağmurlarla oldukları yerlere mıhlamp kalmadan geriye mi gönderilecek. yok sa en berbad vaziyetlerde yerlerinde m bırakılacak? Her iki şekilde de düşman toprakla rındaki alavların iaşesi nasıl temin edi lecek ve bu vaziyette askerlerin kuvve manevivesi ne hal alacak? Bu mesele nin halledildiğini ve bu birkaç yüz bin insamn asgarî ihtiyacları temin edildiğ takdirde mukavemet edeceklerini farzedelim. O zaman tanksız ve mekkâresız harbetmek lâzım gelecektir. Bütün yağmur mevsimince aylar sürecek olan bu harb, göğüs göğüse, boğaz boğaza bir harb olacaktır. Bir Fransız gazetecisinin Habeşistan notları Staviskinin karısı Amerikaya gitti Haftada 300 dolarla mankenlik yapacak ACl BtR ANKET: Parasız ve kimsesiz bir ananın feryadı thtiyar kadın ağlıyarak «Çocuğum verem, diyor. Doktora göre kuvvetli gıda lâzım. Fakat ben ona kuru fasulyeden başka birşey yediremiyorum» Fatih medreselerinin en sonuncu kapısının önündeyiz. Ellerini birbirine ka vuşturmuş beyaz başörtülü bir kadın başını bir yana iğmiş, yavaş yavaş anlatı yor: Dört ay evvel hastalandı. Evvelâ Belediye doktorunu getirdim. Kendisine baktı. Zatülcenb olduğunu söyledi. Beni de: «Kadın paran, pulun yok, ne diye doğurursun» diye azarladı. Ah efendim.. Ben de böyle değildim. Onu doğurdu ğum zaman rahmetli kocam yaşıyordu. Müftüydü. Eh bir müftü karısı bir çocuk doğurabilir ya!.. Fakat ne yaparsın kader. Daha yavrum dokuz aylıkken ko cam öldü. O gündenberi el kapılarında hizmet ederek çocuğu büyüttüm. Hizmetçilik yaptığım için çocuğumu yanıma alamıyordum. Şurada burada bırakıyor dum. Mektebe kendisini veremedim. Şimdi on birini geçmişti. Bir mahallebicinin yanında çıraktı.. Belediye doktoru «çocuğu yarın hastaneye götürünüz» dedi. Eksik olmasın, elimize kâğıd da verdi. Çocuğun gidecek hali olmadığı için Belediyenin hasta arabası da geldi. Araba bizi aldı, Etfal hastanesine götürdü. Ve sanki hemen bize yatak verilecekmiş gibi bizi oraya silkti, bıraktı. Biz aksama kadar hastanenin kapısmda, yani taşlığın da bekledik Zavallı Abdülhalimciğim aks.ama kadar orada, taşlarda yattı. Hali çok fena idi. Koluna bir iğne bile yaptılar. Akşamüstü de bize: «Yatak yok, sizi alamıyacağız» dediler. Hastayı güçbelâ bir otomobile koyduk, buraya ge tirdik... O sjünün üstünden tam dört ay geçti... Eksik olmasın doktor Refet gelip birkaç kere baktı. Belediye doktoru mu?.. Hayır, Belediye doktoru öyle pek uğramadı. Çocuğumun ciğerinde bir buçuk kilo su varmıs, almak lâzımmıs, aldıramadık, hastane bulamadık.. Şimdi hastalık vereme çevirdi, diyorlar. Oğlu mun ateşi hiç düşmüyor. Kendisine bakamıyorum. Gıda alamıyor, günden güne eriyor ve benim ellerim bağlı onun karşısmda durup eriyişini seyrediyorum. Burada Allah devlete millete zeval vermesin, bizi bedava oturtuyorlar. Fakat geliniz de görünüz, oturduğumuz yer bir hasta için elvç»işli midir? Biz o yerde üç aile oturuyoruz. **• Kranlık bir mahzeni hatırlatan basıt tavanlı, ışıksız bir oda. Birkaç yatak, bir sandık kenarda duruyor. Yatağının içinde oturan sarışın, güzel, sapsarı bir erkek çocuğu niçin geldiğimizi soran gözlerle bize bakıyor. Ortada bir mangal var.. Mangalm içinde henüz pek iyi yanmamış bir ateş: Işte biz bu odada tam üç aile oturuyoruz. Madam Staviski Madam Staviskinin, Amerikaya git mesi ihtimali bulunduğunu geçenlerde yazmıştık. Son gelen Fransız gazeteleri nin verdıkleri tafsilâta göre, Madam Staviski, kahramanı olduğu davanın son celsesinden evvel hakkında beraet kararı verileceğini haber almış bulunuyordu. Karar kendisine alenî celsede resmen tebliğ edildikten sonra, Arlette Staviski birçok teklifler karşısmda kalmış, fakat Fransadan ve Staviski davasının fazla akis uyandırdığı muhitlerden uzaklaşmak emelinde bulunduğu için, bu tekliflerin hepsini reddederek Amerikadaki bir müessese ile mukavele imzalamıştır. Madam Staviski, Amerikaya, kızlık ismi olan Arlette Simon adile gitmiştir. tmzaladığı kuntrat mucibince, sekiz hafta, 300 dolar haftalıkla manken olarak çalışacak, ondan sonra, mal sahibi arzu ettiği takdirde kuntrat tecdid olunacak tır. Arlette, çocuklarını Pariste bırakmışbr. Amerikada işleri yolunda gidecek olursa, sonradan onları yanına aldıracakür. **# Medresenin avlusunda sarı yüzlü, bakımsız, kirli çocuklar birbirlerine taş atarak oynaşıyorlar.. Karşımızda Fatih camisi sonsuz bir vekar ve ihtişamla yükseliyor. Etrafta bir sessizlik var.. Çocuğuma, doktor, hastane, ilâc» gıda lâzım.. Doktor «çocuğa herşeyini ver, besle» diyor. Ben ona kuru fasulyeden başka birşey veremiyorum. Gazete ye yazarsanız bize bunlan verecekler mi? Vereceklerse yazınız, yoksa boş söze ne lüzum var... Bos söz bizim gözyaşlarımızı dindirmiyor. Benim çocuğumun kur tulması lâzım. Onu kurtarabiliyor musunuz? Sanki kabahatli imişim gibi ona cevab vermeğe utanarak kapıdan dışan süzülüyorum. Lâstik tekerlekli motörlü arabalar üzerinde taşınan ağır ttalyan topları ferid kollar vardır. Sağ cenahta işgal edilen yerler, o meşhur Valvalden nihayet 100 kilometro ileridedir. îtalyanlar, Valvali harbden çok evvel işgal edip daha ileri gitmişlerdi. İtalyaya taraf tar gazeteler, General Grazianinin Danameyi işgal ettiğini büyük bir zafer gibi ilân ettiler. Halbuki Danane, ekseri haritalarda gösterilmiyen hududdan ancak bir top menzili içeride bir yerdir. Cenubda, General Graziani, şimdiye kadar sağ cenahta yaptığı harekâtın tamamile fiyasko çıktığını itiraf ederek yakında Dolo tarikile Adisabayaya gitmek istiyecektir. (Bu makale yazıldığı zaman, İtalyanlar, henüz Dolodan 300 kilometro içeri giren taarruzlarım yapmamışlardı. Muhar ririn kuvvetli görüşü dikkate de ğer.) Fakat sağ cenahta olduğu gibi sol cenahta da avni güçlükler vardır. Fazla olarak beraberinde sıtma getiren vağ murlar burada daha erken baslar. Bu radan Adisabavava birkaç haftada git mek kabil değildir. Ondan sonra da yağmurlar. harekâtı durdurur. Sonra kısmî muvaffakiyetler, vazivet çok karmakarışık olduğu için, kat'î neticeyi daha uzaklaştırır. Yakında, dünyavı heyecana getiren bu dramm üzerinden dört ay geçmiş olacaktır. Mütecaviz, mükemmel harb vasıtalarından fena neticeler almıştır; belki istikbal için zehirli gazlerin ma nevî tesirinden istifade etmeği düşü nüyor. Eğer Necaşi, kendi vaziyetini iyice kavrarsa daima müdafaada kalacak ve düşmanınm kendi kendine yıpran masını bekliyecektir. Taarruza geçmek Habeşistan için çok uğursuz ve felâketli olur. Bir eşek arısı yuvası olan Habeşistanda neler olacağını kat'iyetle kestirmek kehanet olur. Fakat terazi nin gözü bugün bir tarafa doğru iğili yorsa, bunun Mareşal Badoglionun ta rafına iğildiğine inanmak çok güçtür.» mecburiyetindedir. Çünkü cephenin saf cenahı, bu sonsuz dağlarla çevrilmiş ve hareket edemez bir hale gelmiştir. A hiren Abbi Addide vuku bulan muharebe ispat etmiştir ki, seferberliklerini henüz bitırmış olan Habeşliler, düşmamn bu ihataya müsaid ve tehlikeli va ziyetinden istifade etmeğe çalışmaktadırlar. Adam adama, süngü süngüye, kur Muharebenin şiddetli olduğunu kabul şun kurşuna vuku bulacak olan bu çeşid etmek lâzımdır. Çünkü ortada çok va harbde, memleketinin iklimine, dağla him bir vazivet vardı. Italyanların bürınm sarplığına ve bu tarz muharebeye tün medenî âlemin nefretini göze aldıalışkm olan Habeşli, bütün şerait ken rarak zehirli gaz kullanmak mecburi di lehinde olarak çarpışacaktır. Bu şart yetinde kalmalan, ciddî surette tehdid lar altında Habeşli. kendi fıtrî meziyet edildiklerini gösterir. lerinin en yüksek derecesini göstermek îtalvanlar, bugün değilse, yarın alev imkânını bulacaktır. saçıcı makineler de kullanacaklardır. Böylece Habeşistanm Italyanlara düs (îtalyanların müteaddid alev saçıcı böman tabiatile ittifak eden zaman da lükleri vardır. Bunların bir tanesini İtalyaya düşmandır. Her geçen gün Ne kendi gözlerimle gördüm ) Fakat gaz dal caşi için bir kazancdır. Çünkü böylece galarınm, bu kadar dağlık arazide müher geçen gün onu fena mevsime yak essir olabileceği şüphelidir. Alev saçıcı laştırmakta. ordusuna veni silâhlar ka tulumbaların da dağınık nizamda harzandırmaktadır. beden Habesler üzerinde tesir icra edeBiraz daha derin düşünürsek, her ge bileceği ise meşkuktür. çen gün ttalvanlar için, hakikî bir mu Diğer taraftan yalnız Habeş toprak vaffakiyetsizliktir. gittikçe vahameti ar larında değil, hatta İtalvan müstemle tan bir muvaffakiyetsizlik... Bu çok ka kelerinde bile verli ahalivi isyana ve labalık, çok ağır ve profesyonel müs ecnebi düsmanlığına tahrik eden pro temlekeci zabitlerden, mütehassıs kad pagandacılar dolasmaktadır. rolardan mahrum Avrupa ordusu. fa Ya Mareşal Badoglionun, kendi ordureleri öldürmek için ağır cekiclerle si suna müsaid gitmediği için bahsetmek lâhlanmış insanlar vazivetindedir. cesaretini gösteremiyerek tamamen Musolini, bu harbin, müstemleke sa meskut gectiği muharebe haberlerine vaşı olduğunu söyleyip duruyor. Ha ne diyelim? beşistanı çabucak tepelemek ümidile Bazı rivayetlere göre, îtalya, petrol maddî kuvvetler ve malzeme itibarıle ambargosu tatbık edildiği takdirde, Haolduğu gibi millî ve siyasî bakımdan da beşistanda uğradığı muvaffakivetsizlikbu işe verdiği ehemmiyet, onun bu id leri ve müskülâtı buna atfetnıeğe ha diasını tekzib ediyor. nrlanıvor ve îngiltere de onun için amBizzat Musolinmin talih ve mukad bargonun tatbikını kasden geciktiriyorderatı da, kısa veva uzun bir zaman i mus, acaba doğru mu? çinde, harbin akibetine bağlıdır. Onun îtalya Habeş harbi, muazzam asker içindir ki harbi kısa zamanda bitirmek, kütleleri arasında vuku bulacak büyük hiç olmazsa manevî bakımdan kat'î ne meydan muharebeleri için hazırlanmış ticeli bir zafer kazanmak, Musolininin olan modern silâhlarm, tayyare de dakendi şahsı için de, kat'î bir mecbu hil Avrupa meydan muharebelerinin riyet şeklini almıştır. Eğer, Musolini, tabiye kaidelerini tatbik etmiven ordubüyük sıcak iklim boralarının ilk dam lara karşı adeta âciz kaldıklarını ispat laları düsmeden evvel galib gelemezse, etmiyor mu? 5000 franklık bir mermi partinin hepsi değilse bile büvük bir bir bölüğün tam ortasma düşüp te 50 kısmını kaybetmis olacaktır. Bunu, Nekisivi birden öldürmezse, bu harbin mas caşinin pek iyi bildiğine de, zerre kadar, rafları çok yüksek olur. şüphe etmemelidir. Hulâsa, şimal cephesinde vaziyet uBir facia şeklini almış olan bu mühle mumiyetle İtalyanlar için çok meşkuk te ve zaman darlığına rağmen, son hâ görünmektedir. diseler, ttalvanların vaziyeti düzelmege başladığmı tahmin ve istidlâl etme Cenub cephesine gelince, burada Geğe müsaid değildir. Şimal cephesinin neral Graziani, Harrarı ve Cibuti de sağ cenahmda, îtalyan ileri hareketinin miryolunu işgal edebilseydi, muvaze karşısf na, muazzam dağlık bir kütle tes neyi temin edebilirdi. Bu takdirde Adiskil eden Semien mmtakası asılmaz bir ababaya ve zafere kadar yol açılmış okale gibi dikilmistir. Bu dağlar, tam lurdu. Fakat bu istikamette de îtalvan[manasile kayalardan örülmüş bir kale arın önüne başka bir mâni çıkmakta [duvandır. îtalvanlar, Takkaze nehri ci dır: Dünyanm en korkunc çöllerinden Evarındaki bugünkü 1500 metro yüksek biri. lliğinde bulunan mevzilerinden çıktık Ben, Ogaden çölünü birkaç sene ev rları takdirde kuş uçuşu 50 kilometro ö vel gördüm ve hâlâ korkunc hatırası ftede kendilerini bekliyen Semien dağ gözlerimin önündedir. |larımn vasatî 4000 metro olan şahika Kum üstünde ateşler yanar, susuzlukJarına tırmanmak mecburiyetindedir tan insanm gözüne mütemadiyen se îer. Burada Ancua dağı, Avrupanm en rablar görünür. Bazı yerlerde kireç ha[yüksek dağı olan îsviçredeki Mont ine gelmiş volkanik kaya yığınları yükiBlanedan pek az farkla 4620 metro ırti selir. Burada görünen tektük insanlar, [famdadır. Bütün buraları, yerliler 5çin su aygırı derisinden yapılmış kalkan 5yle bir haydud yatağıdır ki kimse on arı ve sivri kargılarile leopar avma çık[ları oradan çıkaramaz. mış yerlilerdir. Gazeteler, bu cep Îtalyan cephesi, bu dağ kütlesinin e heden gelen müphem haberlere ba teklerini dolaşarak cenuba doğru bir karak bir baştan bir başa bir Îtalyan fceb, bir torba teşkil etmektedir ki, ile cephesi çiziyorlar. Bu haritaları yapanriye doğru en fazla çıkıntı teşkil eden a'ra gülmemek kabil değildir. Çünkü "ısmı Makalledir. Binaenaleyh bu nok hakikatte cenub darülharekâtında böy[tadan yapılacak her hangi bir ileri ha e bir cephe yoktur. Oralarda çölün oreketi, ok gibi dar bir şekilde yapılmak asında, gece baskınlarına maruz mün Yunan kabinesi M. Demircis 12 marta kadar yerinde kalacak Atina 31 (Hususî) Kral yeni kurulacak kabine için parti liderlerile yapacağı müşaverelere başlamıştır. Başvekil Demircisle tekrar görüşen Kral Hürriyetperver partisi lideri Sofulisi kabul etmiştir. Meclisin açılacağı 12 marta kadar şim dıki kabine yerinde kalacaktır. Parla mento reisinin intıhabı partilerin meclisteki ekseriyetini göstereck ve Kral ona göre yeni Başvekili seçecektir. Sofulis gazetecilere yaptığı beyanatta yeni kabineyi kurmağa memur edileceğini beklediğini ve ilkönce bir millî temer küz ve yahud ittihad kabinesi teşkilile uğraşarak ancak buna muvaffak olamadığı takdirde kuracağı mütecanis bir kabine ile parlamento huzuruna çıkacağmı ve parlamentonun itimadını alacağım da memul etmekte olduğunu söylemiştir. Atina 31 (Hususî) Harbiye Müstesarı General Platisle birinci ordu kumandanı ve Atina muhafızı General Picikas ve Demestikas dün Ahali partisi lideri Çaldarisi ziyaret ederek partinin ordudan çıkarılan zabitlerin tekrar kabul edilmemesinde ısrar etmesini istemişlerdir. Estiya gazetesi Ahali partisinin küçük zabitlerin tekrar orduya alınmasını ve büyükler için de tazminat mukabilinde ol mak üzere yüksek maaşlar tahsis edilmesini kabul ettiğini yazmaktaysa da Çal daris gazetelere verdiği bir tebliğde bu haberi tekzib ederek Ahali partisinin bu mesele hakkındaki eski noktai nazannda bir değisiklik olmadığım bildirmiştir. SUAD DERVtS General Kondilis sekteden öldü (Baftarafı 1 inci sahifede) gelmesine o kadar uğraştığı halde ikti dar mevkiinden uzaklaştırılması Kondi lisin âsabı üzerinde büyük tesir bırak mıştı. Kral, generalin ailesine beyanı ta ziyet etmiştir. Kondilisin böyle anî olarak vefatı bütün Atina efkân umumiyesinde şiddetli bir akis tevlid etmiştir. General Kondilis Kralın gösterdiği barış yolunun önüne geçmek için pek müfritane bir şekilde uğraşmakta olduğundan vefatının iç siya seti üzerinde büyük bir değışıklığe se beb olacağı muhakkaktır. Bunun en bariz delili bugün saat on bir buçukta Kralın Sofulisi saraya ça ğırmasıdır. ya giden alayın kumandanlığını yapmış ve miralay olmustur. 1919 20 de Anadolu harbinde Salihlide bulunan Yunan askerlerinin kumandanı iken Venizelo sun sukutu üzerine îstanbula kaçmıştır. 1923 te general olduktan sonra Veni zelos partisinin saylavı olmuştur. Bun dan sonra Papanastasiu tarafından ku rulan kabinede Harbiye Nazırlığı, Mi halakopulos kabinesinde Dahiliye Na zırlığı yapmıştır. Mihalokopulosun kabinesini devirip diktatörlük ilân eden Pangalosa muhalefet etmiş ve sonra dikta törlüğü devirmek için toplananlann ba şında bulunmuştur. 1928 de millî radikal ismile siyasî bir parti teşkil etmiştir. 1931 senesine kadar Venizelosla birlikte hareket ettikten sonra ondan aynlarak 1933 seçiminde Çaldarisle birlikte r^lışmış ve Çaldarisin karduğu kabinede Harbiye Nazın ve Başvekil muavini olmuştur. 1935 senesi teşrinievvelinin onunda bir darbei hüku metle Çaldarisi istifa ettirerek kendisi Başvekil olmuş ve Yunanistanda Kral hğı ilân ettirerek Kral gelinciye kadar geçen 45 gün zarfında Kral naibliğini de yapmıştır. Generalin son beyanatt Olen General Kondilis dün akşam (evvelki gece) gazetecilere atideki be yanatı vermişti: « Benim Teodokisle birlikte yeni kurulacak bir temerkür kabinesine işti rak edip etmiyeceğimi soruyorsunuz. Sizin de bildiğiniz gibi ben ve Teodokis memlekette kralhğın yeniden kurulma sına önayak olduk ve Çaldarisin elinden hükumeti alarak Krallığı kurduk. Teşkil ettiğimiz hükumete de program olarak lideri bulunduğum radikal partisinin programını aldık. Binaenaleyh benim bir temerküz kabinesine girebilmem için bu kabinede bulunacak diğer partilerin bu programımı kabul etmeleri şarttır. Pro gramımın başlıca esasları: 1 Kat'iyyen ve hiçbir ihtiraz kaydi serdetmeden Yunanistanda kralhğın kurulduğunu ka bul etmek, 2 Kara, deniz, hava or dulan ve jandarma kuvvetlerinin bugünkü teşkilât ve kadrosunun olduğu gibi kalmasını tasdik etmek, 3 Benim evvelce kurduğum kabinede tatbik etmek üzere bulunduğum ademi merkeziyet, vergilere ve tahsiline dair daha buna benzer birçok esaslann yeni hükumet pro gramında aynen kabul edilmesidir. Işte benim herhangi bir hükumetle beraber olmam için lâzım olan şeyler bunlar dır.» Gazetecilerin seçimden sonra yapıl mak üzere bir kıyam hazırlandığı hak kındaki suallerine general doğrudan doğruya cevab vermiyerek bu gibi şeylere ehemmiyet vermediğini söylemişti. Generalin cenaze merasimi Atina 31 (Hususî) Harbiye Ne < zareti ölen Kondilis için yapılacak cenaze merasiminin programını hazırlamağa Birinci ordu kumandanını memur etmiştir. Kondilisin Turhalada bulunan kız kardeşi beklenildiğinden cenazesi pazar günü gömülecektir. Atina garnizonu ef radı cenazeyi takib edecektir. Ölüm haberi şayi olur olmaz Kondi lisin evine ilk olarak General Hasasidis, Çolakoğlu, Papas, Harbiye Müsteşarı Platis ve Picikos yetişmişlerdir. Biraz sonra gelen Kralın yaveri Kral namına taziyette bulunmuştur. Romanya elçisi de ilk taziyette bulunanlardır. Kondilis partisinin organı bulunan Tipos gazetesi Kondilisin ölümünü millî bir kayıb diye göstermektedir. Ahali partisine mensub Vradini gazetesi de Kondilisin b'lümününün Antivenizelistler için bir talihsizlik olduğunu yazmaktadır. Büyükdere mezarlığı Belediye tuğlacıları dava etti Büyükders me zarlığı yüzünden çıkan bir ihhlâf üze rine Belediye tara fından yeni bir dava açılmıştır. İddia e dildiğine görî Bü yükderede Çayırbaşındaki Islâm me zarlığının yanında bulunan tuğla fab rikası sahibleri bu Belediye avukatı Rami rasını tahrib etmişlerdir. Sebebi de mezarlık sahasındaki toprak tuğla imaline elverişli olduğundan oldukça vâsi bir kısım bu maksadla işlennıiştir. Belediye avukatlarından Rami bu davayı takib etmektedir. Metaksasın vaziyeti Atina 31 (Hususî) Hürfikirliler partisi lideri General Metaksas kendisinin yeni kurulacak kabinede yer alıp almıyacağını soran gazetecilere «Yunan mille tinin son secimde partime itimad göster memesi benim bir fıkir sahibi bulunmama mânidir. Ancak memleketimin intizama kavusması icin elimden gelen herşeyi ya pacağım» demiştir. Seçimin kat'î neticesi Atina 31 (Hususî) Seçimin üçüncü tasnifinde Turhalada Ahali partisi namzedi kaybederek onun yerine Hürriyet perver cephesine mensub Zürra partisi namzedi kazanmıştır. Bundan sonra va ziyet şu sekli almıştır: Hürriyetperverler cephesi 144 ve Antivenizelistler 141 sayavlık mevkiine sahib olmuşlardır. Başvekil ameliyat oluyor Kondilis kimdir? Atina 3 (A.A.) Başbakan DemirGeneral Kondilis 1878 de doğmuş olcis, sol gözüne hafif bir ameliyat yaptır duğuna göre 58 yaşında ölmüştür. 1896 Fabrika sahiblerinden otuz sekiz bin Iira tazminat istenmekte ve bundan baş mak üzere bir kliniğe girmistir. da gönüllü olarak Girid ayaklanmasına ka mezarlık etrafmda bulunan sed du Kral Çaldarisi de çağıracak iştirak etmiş ve yüzbaşı muavini olarak vannın da fabrika sahibleri tarafından Atina 31 (Özel) Yeni kurulacak bulunmuştur. 1915 te altıncı fırka erkâyaptınlarak eski haline konması isten kabine hakkında istişarelerine devam et nıharbiyesine zabit vekili olarak memur mektedir. Bunun için de yerinde bir ke mekte bulunan Kral yarın da Çaldarisi edilmiş ve burada kaymakamlığa kadar jif yaptırılacaktır. yükselmiştir. Büyük Harbde Okrayna kabul edecektir. Harb mezarlıklarına dair bir itilâf Londra 31 (Özel) Almanya, Fransa, îngiltere ve Döminyonlar ara • sında bir itilâf imzalanmıştır. Londrada imzalanan bu itilâfın harb mezarlıklan hakkında olduğu haber verilmektedir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle