22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Ideal bir Belediye Reisi Nevyork Belediye Reisi 7 milyon nüfuslu şehri nasıl idare eder? Otomobil yürüyor ve Reis bir diktafonla mütemadiyen emir veriyordu. Sonra hale uğradık. M. La Gardiya etleri, balıkları kokladı, meyvaların tadına baktı. Belediyedeki birkaç saati zarfında milyonlara dayanan bir sürü inşaat işini başarıvermişti 3 Birincikâmm 1936 CUMHUBIYET AlmanJapon itilâfı Rudolf Hes ve General Göring mühim birer nutuk söylediler Otomobile yüklenen şey ((Gözucile içeriye baktım, bu, korkunc ağzmı açmış bir toptu!» Zaharofun şoförii anlatıyor Berlin 29 Goslarda toplanan köylü kongresinin son celsesınde, M. Hitlerin mümessili Rudolf Hess, Alman ordusunu metheden ve Alman Japon paktının ehemmiyetini anlatan nutkunda ezcümle şu sözleri söylemiştir: « Alman mılleti, son derece iftihar ettiği bir ordu tarafından himaye edilmektedir. Yabancı devletler, bu orduyu teçhiz ettiğimiz sılâhların ifade ettiği kıyşekkür ederim. Fikriniz beni meti bilirler. Emniyetimizi muhafaza alYedi milyon nüfuslu Nevalâkadar etti. Fırsat zuhurun tına almanın ne kadar zarurî olduğunu york şehri belediye reisinin da bu meseleye avdet edece biliyoruz. bir günlük faaliyetıne dair olağim...» Bunlar da yarış bilerak bir Avrupa mecmuasınDört senelik plânı tahakkuk ettirmeti. Ateşe... da çok şayanı dıkkat bir yağe matuf büyük mesainin başlangıcında Ve belediye reisi, yarış bi bulunuyoruz. İaşe sahasında vukua gelezı okuduk. Dünyanın en bületlerini sepetten kimse alma cek bir hezimet bolşevizmi teshil edecekyük ve en kalabalık şehri osın diye bunları yırtıp öyle a tir. lan Nevyorkun, belediye iştıyor. lerinde sızıltıya, noksana, ihBolşevizmin, Almanyadan «ahdi atimale meydan vermeden idare Sonra, kâtiblerinden birine ka» yaraşır bir kinle nasıl nefret ettiğini edilrşindeki sırrı gösteren bu sesleniyor: biliyoruz. Bolşevizm, bolşevizm aleyhtaryazıyı umumî istifadeye ar Jak! Bu yeni belediye lığı hareketinin merkezi haline gelen bu zetmeği faydah gördüğümüz istikrazı arasında bir de has memlekete gözlerıni dıkmiştir. Almanya, için aynen alıyoruz. kominternin, bu Alman maniasını yıkmatane yaptıramaz mıyız? Jak bir şeyler mmldanıyor. ğı istihdaf ettiğine vâkıftır ve Japonya ile «Saat, sabahm dokuzuyFakat belediye reisi haykır bir pakt imza etmek suretile bu tehlikeyi du. Beşincı caddedeki evlerazaltan Führere müteşekkirdir. Alman mağa başlıyor: den birınin asansöründen, kısa boylu, çok siyah saçlı bir Sen kanunu okumamış Japon anlaşması sulhu temin edecek bir Reis, otomobilindeki diktafonla mütemadiyen adam çıktı; geniş kenarlı sism Jak! Ver bana şu kanunu, amildir.» General Görin de bir nutuk söylemiş yah şapkasını başına geçirdi çabuk ol ne duruyorsun? Seemir oerirken ve Rudolf Hess gibi, umumî siyasetten ve elile benim omzuma vurarak: Çoğu gitti, azı kaldı, diyor. Oto nin fikrine ihtiyacım kalmadı, maddeleri bahsederek ezcümle demiştir ki: Nevyork Belediye Reisinin vazife raylardan sonra, Metroda yerin altına i kendim okuyacağım. « Alman devletini müsellâh bir Biraz sonra, bir hademe koskoca bir si, yalnız kanunların yolunda tatbik edil necek. Onun yeri orasıdır. kuvvet muhafaza etmektedir. 1914 te, dığine nezaretten ibaret değıldır, dedi. Bu birkaç kelimenin ifade ettiği mu belediye kanunu cildı getirdi. Hukuk müŞehri, içinde oturan yedi milyon nüfu azzam mesaiyi düşününce insanın başı şaviri, belediye reisi ve bir muavini ka Almanyanın harbe girdiği zamanki gibi sun, her itibarla hoşuna gidecek şekle dönüyor; fakat, bu enerjik ve son derece nunu karıştırmağa başlıyorlar, fakat has J zayıf değiliz. Alçaklarla dolu müessesesokmak ta onun vazifesidir. Bu işi nasıl namuskâr ufaktefek zatın, dünyanın en tanelere aid bir madde yok. La Guar | lerden ve parlamentodan kurtulduk. Kendisile muvakkaten aynlmış oldu başardığımı mı soruyorsunuz? Arabama büyük şehrindeki irtikâb yuvasında başar dia: binin ve benimle gelin. Bütün bir giinkü dığı mesaiyi gözle görmek ve takib etmek Olamaz, diyor, mutlaka bir hasta ğumuz bir milletle tekrar rabıta tesis etmesaimi takıb edınce dünyanın bu en te başdöndürücü bir şey. O, bundan hiç hane maddesi lâzım, olmalıdır. Verin ba tiğimiz için de bahtiyarız. Avusturya ile artık Anschlusstan bahsetmiyeceğiz. Zubüyük şehrinin belediye reisi nelerle uğ bahsetmiyor; fakat bu hususta bana söy na şu kitabı. samenanchlusstan (kuvvetlerin temerkü raşır, görürsünüz. lediği sey gayet sarih. Kanunu alıyor, bir iki sahife çeviriyor zünden) bahsedeceğiz. Koca, siyah otomobilin kapısı arka Beni belediye reisi intihab ettik ve parmağını bir cümleye bastırarak: Her iki milletin, ayn ayrı kendi yerlemızdan kapandı. Mevkii, Birleşik Ame Ieri zaman iki şeyi gaye edindim: Bü İşte, diyor, bana lâzım olan madrinde ve rejimlerinin baskalığına rağmen rika Cumhurreisinin mevkiinden sonra, e tün dairelerden her türlü siyaset fikrini de. Buraya hastahaneyi sığdırdım. Alman gibi düsünmelerini ve hissetmelehemmiyet itibarile ikinci gelen ve bütün süpürmek ve yurddaşlanmın vergi olarak Birkaç ay sonra, binlerce hasta, iba rini istiyoruz. «Heil Hitler» sözünün, Nevyork halkının tapınırcasına sevdiği ödedikleri her dolara mukabil kendileridetlerinde, bu belediye reisine, belediye bundan böyle Avusturyada bir suç telâkbu ufaktefek belediye reisi, kanapenin ne 100 çentlik refah temin etmek. kanununda, «hastahaneyi sığdıracak yer» arkalığına yaslandı, diktafonu eline aldı Yurddaşlarının, belediye reisine mut keşfeden bu adama kimbilir nasıl dua e ki edilmemesini, bilâkis, Schuschnigg hükumeti şerefine yükselen bir «yaşa» nîve başdöndürücü bir süratle, kınk dökük Iak bir itimadlan var. Kendisini intihab deceklerdir. dası savılmasını istivoruz.» cümleler, emirler dıkte etmeğe başladı. edenler ne cumhuriyetçilerdir, ne de deVe bu, saatlerce, böyle devam ediyor. M. La Guardianın otomobilinde, bir da mokratlar. Her iki partinin müşterek kaM. La Guardia, tam amerikanvarı bir Türkofisin yeni dış memlekika susmıyan dıktafondan başka, alıcı rarile seçilmiştir. Müddeti iki sene sonra süratle, birkaç dakika içinde, milyonlar ketler mümessilleri ve verİGİ bir radyo merkezile bir de mit bitecek, fakat tekrar intihab edıleceğine ve milyarlarca dolara mal olacak hasta Ankara 2 (Telefonla) Yeni yapılan ralyöz var. Nevyork belediye reisi, gü emindir. haneler, mektebler, yüzme havuzlan, o tayinlerle Türkofıs dış memleketler nün her anında, bütün bunlara ihtıyac Esasen La Guardia, kendi şahsına karyun bahçeleri insasına karar veriyor. Fa konseyeliğine ve ateşelığine memur hissedebilir. Telsiz, kendisini, belediye şı çok ciddî ve sert; kendi ef'alini çok edılenler bu akşam saat 6 da İktısad kat ayni zamanda, bir o kadar da sahte dairesile her dakika temas halinde bulun salim ve parlak bir görüşle tenkid edikâr projesi yırtıyor. Şayed, ince düsünen Vekâletinde toplandılar. Vekil Celâl duruyor. Hiçbir yangın, hiçbir tezahür, yor. bir kâtib, filân veya falân karann filân Bayar kendilerine yeni vazifelerinde hiçbir mühim tevkif hâdisesi yoktur ki Bir devlet memuru, maaşını, bücanın veya falâncanm hoşuna gitmiyece muvaffakiyetler temenni ettikten sonM. La Guardia dakikası dakikasına ha tün memleketteki yurddaşlardan aldığı ra kendilerinden beklenen vazifeler ğini söylese, belediye reisi, çıkışıyor: ber almasın. hakkında vasayada bulundu. Parise tahalde, ne münasebetle bir siyasî partinin Bana ne? Benim yapacağım işin yin edılen Türkofis eski başkanı MecMitralyöz bir sembolden ibaret değil himayesinde bulunsun ve yahud o siyasî evvelâ Nevyorklulann hoşuna gitmesi lâ det iki üç güne kadar Ankaradan ha dir. Nevyorkun popüler belediye reisi, partinin mümessili olsun? Bir kimsenin, reket edecek ve İstanbulda Fransa ile birkaç ay içinde, haydudların köküne âmmenin müşterek menafiini korumak i zım. Belediye reisi, malî komite raporu o iş yapan firmalarla müzakereye girişeöyle kibrit suyu dökmüştür ki, tehlikeli çin bir mevkie getirilmesinde, ancak, ocektir. kimsenin teknik ve pratik bilgileri âmil kunurken, bana şunlan söyledi: düsmanlarının sayısı pek çoktur. Alman genclik teşkilâtı Ben, belediye reisliği makamını işSiyah otomobil, Nevyorkun sabah sis ve müessir olabilir. Bizzat ben bu prenBerlin 2 (A.A.) M. Hitler, bü leri ortasında, büyük bir süratle ilerliyor. sipi takib ediyorum ve bunu Nevyork gal ettiğim zaman, şehir bütçesi açığı 30 La Guardia, diktafonla, durmadan emir şehrinin teşkilâtında tatbik etmek istiyo milyon dolan buluyordu. Kredimiz yok tün Alman gencliğini Hitlerci gencler ler veriyor. Şoför, birdenbire fren yaptı. rum. îki senedenberi bu vadide epey iler tu, istikrazımız yoktu ve borc aldığımız teşkilâtına ithal eden bir kanun imzala her para için insafsız tefeci faizi vermeğe mıştır. Hallerin önüne gelmişiz. La Guardia, ledik... kurnaz bir göz kırpmasile, bana: Biraz sonra, belediye dairesinin önü mecbur olduk. Bugün bütçe tekrar teva Londrada çalınan vesikalar Londra 2 (A.A.) Hava Bakanlığına Bakalım içeride ne var, ne yok, de ne geldık. Burası, şaşılacak kadar sade, zün etmiştir. Kredimiz vardır. Işsizlere iş verdik. Bina yaptık, birçok f?y satın al ve Bristoldeki bir tayyare fabrikasma di. Bir şehrin intizamı, pazarlannm ida iki katlı bir bina. Odacıların ve memurlarm arasından yıldırım süratile geçtik. dık, birçok para sarfettik, fakat kazan aid bulunan gizli bir takım vesikalar, buresinden başlar. rada hususî bir otomobilden çalınmıştır. Belediye reisinin ufacık mesai odasmda dık ta. Zerzevatçılar, fısıldaşıyorlar: Taharriyat şimdiye kadar hiçbir netice Bu sırada, yeni aerodinamik otobüs durduk. Masanın üstünde tonlarla mek Belediye Reisi geldi! Belediye Reisi, etleri ve balıkları kuk tub, vesaik, imzalanacak evrak var. Üç nümunesinin, belediye binası önüne geldi vermemiştir. luyor; bir armudu ısırıp tadına bakıyor; kâtib, dört muavin en küçük emri ifaya ğini haber verdiler. Bu otobüs, hafta i Fransa, Almanyanın kararıbir hamalın sırtını okşuyor ve nöbetçi âmade, bekliyorlar. La Guardia, daha çinde işlemeğe başlıyacak. M. La Gunı protesto etti memura iltifatlı bir selâm sallıyor. Sonra, başından şapkasını, sırtından paltosunu ardina derhal aşağı indi, otobüse girdi ve Paris 2 (A.A.) Hukumet, Fransaraporları dınliyor, fiatlan gözden geçiri çıkarmadan, ufacık ellerinin sert, adaleli otorulacak yerlerin yumuşaklığmı mua nın Berlin sefiri M. François Ponceti yor; fıldır fıldır db'nen gözleri, birkaç sa parmaklarile mektub destelerini karıştır yeneye başladı. Biraz sonra mikrofon ö Versaille muahedesinde nehir yollarma niye içinde, ilânihaye uzayıp giden yi maga basladı. Üç kâtibe birden ayn aynünde bir nutuk söyliyecek ve bir seya müteallık ahkâmm Almanya tarafm yecek yığınlannı ve satıcı kalabalığını rı mektublar dikte ediyor. Bunlar bir iki dan ihlâl edilmesini Alman hükumeti hatten yeni dönen tayyareciyi karşılıyanezdinde protesto etmeğe memur et dolaşıyor. Göz açıp kapayıncıya kadar, kelimeük şeyler. fakat, daktilo kızlar, cak. Fakat Harlemden gelmiş bir zenci miştir. kâtibine, iki kelime ile bir sürü emir ve diktenin başdöndürücü süratini takibde murahhas heyeti ellerinde arzuhallerle riyor. Verdiği emirler, iki ay sürecek bir güclük cekiyorlar. inşaat işine aid. Yapılacak birçok muayeVe La Guardia, evrakı kanştırıyor, bekleşiyor. Ötede, imza bekliyen muaz radan oraya koşuyor, giriyor, çıkıyor, ezam bir proje duruyor. İçtima salonunda, mirler veriyor. ne ve tadilât mevzuubahs. bir yandan da söylüyor. Kâtiblerden biri, «patron» un istiraTekrar otomobile athyoruz. Havaî şi Teşekkür mektubu... Cevab iste mahallenin murahhas heyeti, inşa edilecek büyük köprünün plânmı getirmiş, be hatini düşünerek saatin ikiyi geçtiğini ve mendifer, cehennemî bir gürültü ile te mez... Zevzeklikten ibaret. Ay, o ne? pemizden geçiyor. Belediye reisi: Ha, evet, yazınız: «Mektubunuza te lediyeye mühürletecek. Belediye reisi o yemek vakti olduğunu söylüyor. Beş dakika istirahat. Bir bardak çay, jambonla bir sandviç, ve bir püro. Kâtib kulağıma eğiliyor ve diyor ki: Bizim patronun sesi bazan hırçm çıkar amma, kendisi çok iyi adamdır. Bir sineğe bile fenalık etmek istemez, yeter ki sineğin namuskârlığına kanaat getirsin! Bu sırada, belediye reisi, ziyaretine gelen dostlannın elini sıkmak, elli kadar mektubu imzalamak, dört komitenin ayn ayn raporlarını dinlemekle meşgul. Sonra, yavaş yavaş ilerliyor, bütçe lâyihasile meşgul komitenin toplantısına iştirak etmek üzere birinci kata çıkıyor. Akşam saat dokuza çeyrek kala, hâlâ belediye dairesindeki mesai odasmda çalışan reisten müsaade alıp ayrılırken, bana: Bilmezsiniz, diyor, işim ne kadar M. La Gardiya Nevyork Belediye Meclisine riyaset ediyor ağırdır...» Zaharofun Fransada Bahncourt şatosunda gomulduğü Jdlîse «Esrarengiz Avrupah» lâkabım hak edecek derecede sessiz, gizli ve her muhitten uzak yaşıyan Bazil Zaharof, öldükten sonra, hayatma aid birçok gizü noktalann, meraklı eller tarafından di dik didik edilip meraklı gözler önüne serileceğini bilseydi, belki vasiyetnamesine, isminin gazete sütunlarına geçmemesi için de bir madde ilâve ederdi. Avrupa matbuatı, hali hayatında kendisinden bahsetmek fırsatını pek az bulabıldıği Bazil Zaharofun ismile sütunlar dolduruyor. Paris gazetelerinden biri, 12 sene mütemadiyen «Esrarengiz Avrupah» nın şoförlüğünü yapmış olan harley Nokesle bir mülâkat yapmış ve Bazil Zaharofun hususî hayatma dair olarak bu adamdan bir hayli tafsilât almıştır. Charley Nokes, eski patronunu şöyle tarif ediyor: « Bazil Zaharofun bana tenbihi şuydu: «Kabil olduğu kadar az gürültü ve az telâş. Sessiz sadasız, tam süratle doğru hedefe!» Kendisi de tıpkı böyle di. Sükutî, kararlannda süratli, verdiği emirleri kısaca anlatır. Daima gri giyinir, daima bir sis içinde yaşar gibi ömür sürerdi. Arabalan da kendi gibiydi. Hep ayni şekilde, koyu renkli, göze çarpmıyacak arabalar. Ziyaretler için beni oradan oraya dolaştınrdı diyemiyeceğim. Ziyarete kendi gitmez, onu ziyarete gelirlerdi. Ziyaretçinin de haddi hesabı yoktu. Gece işi derseniz hiç yoktu. Vakıâ Pariste, bu beyaz sakallı, gri esvablı mösyöyü tanıyan sarışın, esmer kızcağızlar eksik değildi. Lâkin, yegâne gece işimiz, Hocke caddesile Dumont d'Urville sokağı arasındaki kısa mesafeyi katet mekten ibaretti. Maamafih, Sir Bazil Zaharofun sade gezdirici şoförü değil, ayni zamanda iş şoforü idim de. İlk zamanlarda, oradan oraya o kadar çok mösyö filân, mösyö falan taşıdım ki, o tarihler zihnimde adeta bir sise boğulmuş gibidir. Hatırımda kalan ve ölünciye kadar da hatmmdan çıkmıyacak olan birşey var. Harbi Umuminin başlangıcında idi. Yedinci Edvard sokağında 10 numaralı binadan bir eşya almak üzere emir al dım. Hayatımda taşıdığım en garib yolcu o gün arabama yüklenen mumyaya benzer birşeydi. Bunu otomobile yüklerlerken gözucile şöyle baktım, bu, kor kunc ağzmı alabildiğine açmış bir top tu. Başımı kaldırıp yukan baktım. Binanm bir penceresinde, kalm bir perdenin arkasına yarı gizlenmiş bir silüet gördüm. Bazil Zaharofun gölgesi... Harbi Umumide, hergün, her tarafta endaht tecrübeleri yapılırdı ve biz, bu tecrübelere daima giderdik ve mermi götürürdük, mermilerle beraber, komisyon azası zabitlere hediye olarak nefis pürolar da bulunurdu. Bunlardan bir haylisinin çeşnisine baktım. Harbi Umumiden sonra şirket kapandığı zaman bir gün Bazil Zaharof beni konağına çağırttı ve otomobili bana hediye ettiğini söyliyerek, hayatımı bununla kazanıp kazanamıyacağımı sordu, sonra bana bir tavsiye mektubu verdi. Fakat bu tavsiye mektubunu kaybettim.» Şoför Charles Nokey, bir gün Bazil Zaharofun şatosuna getirdiği bir misafirin, gece Parise avdet etmemesi üzerine kendisinin de şatoda kalmağa mecbur olduğunu anlatarak demiştir ki: « Gölge içinde yaşıyan bu adamm gölgesi mesabesinde olan kâhyası, oda hizmetçisi ve mahremi esrarı M. Short, bana şu tenbihte bulundu: «Bu akşam şatoda yatacaksınız. Fakat, şato müstah Zaharofun 12 yulik şoforü Charley Nokes demlerinden oLmıyan kimselerin burada gecelemeleri patronun emrile kat'iyyen yasaktır. Binaenaleyh, Sir Bazilin odasının tam üstünde olan odanızda, kundu ralarınızla dolaşmayınız. Patronun ku laklan çok iyi işitir.» Bu tenbihe tabiî riayet ettim amma, o kadar keyifli birşey değildi. Çorabla dolaşmak ayaklanmı donduruyordu. Patronun odasmda, içinden elektrik telIeri geçen sıcak halılar vardı.» Zaharofun Kurtuluştaki varisleri J Zaharofun anası ve babası Zaharofun varislerinden olduğunu iddia eden ve Kurtuluşta içkili bir kahve işleten Manol isminde ihtiyar bir Rumla muharrirlerimizden birisi konuşmuştur. Manol, muharririmizle karşılaşır karşılaşmaz: Zaharofun vasiyetnamesi açıldı mı? diye sormuş ve şunlan söylemiştir: « Zaharof, Kurtuluşta Yokuşbaşındaki evde çocukluk devresini geçirmiş tir. O evin yeri şimdi bir viraneliktir; çünkü büyük Kurtuluş yangmda yanmıştır. Eğer Zaharof vasiyetnamesinde bizlere de mirasmdan bir pay ayırmışsa zengin olduk gitti. Babamın üç kızkardeşi vardı. Zaharof bunlara her ay para gönderirdi.» Bir batında 3 çocuk doğdu, ikisi birbirine yapışık Maraş 2 (A.A.) Maraşın Akçakoyunlu mahalleli Darendeli oğlu dokumacı Mehmedin eşi bugün üç çocuk dünyaya getirmiştir. Üçü de kızdır. Kızlar dan ikisi karınlarından birleşik ve diğer uzuvları serbesttir. Üçü de hayattadır. Gazetelerde görülen hilkat cilvelerine Maraş bir örnek ilâve etmiştir. Belediye fotograflarını aldırıyor. Türk Hava kurumu reisi Adanada Adana 2 (A.A.) Türk Hava Kurumu genel merkez başkanı Çoruh say lavı Fuad Bulca bugünkü ekspresle şehrimize gelerek Hava Kurumunu ziyaret etmiş ve şubenin para ve çalışma vazi yeti hakkında aldığı izahattan çok memnun kalmıştır. Fuad Bulca Vilâyeti ziyaret ettikten sonra Mersine hareket etmiştir. Konusmalar esnasmda Türkkuşu teşkilâtının daha kuvvetli bir hale sokulması kararlaştırılmıştır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle