Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET 19 İkincikânun 1936 Dünün Genci Anlatıyor Sermed Muhtar Alus Yakın maziden maceralar 46 Ben bu ismî, pek müstesna ve gizli ev tavuklarıle alış verişi olan zendost bir ahbabımdan duymustum. Şöhretın me dih ve senasını ve tercümei halini dinle miştim. Bende ona dair ve bizim ahbabdan menkul, kâfi derecede malumat vardı. Ona, Mızıkahnın Şöhret denilmesi, kocasının Mızıkavı Hümavun kadrosuna bağlı saray aktörlerinden bulunması imis. Hünkânn tiyatrosunda komikliğe mi, palyacoluga mı ne çıkarmış. Kaymakam rütbesinde, gaga burunlu, gayet çirkin, ellisini aşkın bir adammış. Kaç yıllık kansı, kocada kızlan, to nınlan varmış. Beş altı sene evvel, bir münasebetle Adapazan taraflanna git miş. Bir Çerkes köyünde bu Şöhreti görmüş. Oksüz, üvey baba yanında hor hakir, zavallıcık bir kızcağız... 14, 15 yaşlannda; aym on dördü gibi güzel; yii ZÜne bak, ömrün artsm. Mızıkalı, aym on dördünü üvey babasından istemiş. Adam razı olmuş; (al haynnı gör!) demış... N'ltâhı kıymı=lar; Istanbula gelmiş ler. Mızıkalı, eski karısını oturttueu ev her nerede ise buna da oraya uzak bir tarafta, yani Besiktasta bir ev tutmuş. Pek toy, daha çocuk denilecek yasta olan Şöhret, iki üç sene, ne kocasının emrinden, ne de kapıdan dışarı cıkmamış. Mızıkalıya babasıymış, dedesiymiş git körkörüne bir itaat. Fakat Istanbul bu... Nelerin gözünü açmamış, neleri çileden çıkarmamış? Mıeıkalı gündengüne kansına yüz vermeğı artırmağa, tazenin her dedığini yapma ğa, öte berisine göz yummaga, hulâsa aclamakıllı kılıbıklaşmağa başlamış. olanlann hangısmi yumuşatmalmış, bendetmemiş ki? Şöhret te, zahir yangabu zun çok paralılığına kapıldı da ona ruyu iltifat gösterdi. Kimbilir ne pırlanta gerdanlıklar, ne tek taş küpeler ve yüzük ler kopardıktan sonra ahbablaştılar. Fakat benim bildığim, bu gibi müna sebetlerinde hasbanm fevkalâde sakh ve tedbirli hareket ettiği. Buraya bu kılıkta gelmek çılçmlığım etmesi akıl alacak şey desil. Şapka ve fistan giyip, kokona kıyafetine girip, ismini de Evdaksiyaya çevirip Kalitaryaya gelmek... Doğrusu hayret. Bulunduğumuz yer, baymn aşağısında, galiba Rum evlerinden birinin çah ırpı ile bölünmüş bahçe duvarınm yanı di. Bir tarafımızda boydan boya, hen dek gibi çukurlar, gerimizde epeyce yükelmiş fındalıklar vardı. Zaten üzgünsünüz; şuraya oturaım, biraz dinlenin! Dedim. Şöhret eli elımde hâlâ yalvarmada: Allahınızın, Peygamberınızin aş kma, en sevdiğiniz her kimse onun başı çin merhamet edın. Burada da durmı yalım, bu netameli raya köyünden ka çalım! Zorla oturttum. Anlamadığım nokta, genc kadınm bu lüzumundan fazla korkusu, halecanınm azalacağına devam edip, eli ayağı buz gibi, bayılma raddelerinde bulunuşu; hâlâ, kaçalım diye çırpınışı. Hauptmana dair telefonla yapılan bir mülâkat «Onu elektrikli sandalyaya oturmaktan hiçbir şey menedemez!» Ikinci Viyana seferinin hakikî sebebleri Avusturya Imparatoru Leopoldun, Türklerin hücum kararına nihayet aklı erdi ve ^ Lehlilerle bir ittifak yaptı Tarih araştırmaları POJL|SXC Küfretti diye... Bir şoförü ağır surette yaraladı Haydi biraz evvel haklıydı. Badi, sarhoşlukla bir rezalet mezalet çıkarır da polisler, zapriyeler gelir, kim olduklan meydana çıkar diye çekinsin. Şimdi, bir defa, cüce körkütüktü; saniyen, onu atlattılar; yanından kaçtılar. Şöhret te yavas yavaş, başlamış havaŞöhret, nihayet baklayı ağzından çılanmaga. Koca, böyle yaşlı, kazulet, kardı: papuldak, karıda civan, huri ve fingirdek Kunduracı Aleksi bunlan görmüş. olursa encamın neye varacain malum. dönüp dönüp, dık dik bakmış ve yüzde Bu vaziyetteki tazelere akıl öğretecek yüz tanımış. Onu da, yanındaki Ifakat akıl hocalan eksik mi?.. Konu komşu a Hanımı da semtten bilirmiş. Ya bir currasında, sındırlıyı sıyırtmış, artık sırasını nal murnal verip başlanna bir iş açarsaysavup geçmez olmuş, fakat hâlâ da tek mış. duramıyan, fıkir çelmekten zevk duyan Bir kahkaha attım. Kadınlann merakişgüzar kocakarılar çok. larını yatıştırmağa çalışıyordum: Yavrucuğum, senin bu içler acısı O haltı yemek, habisin haddine halini gördükce yüreğım hun oluyor. Da düşmemiş. Burası ne Galata, ne de BeVul bile dengi dengine çaîar. Büyük ba şiktaş. Burada yapsa yapsa yalnız öbür ban yerindeki pinponla ömrün karanyor, zenaatini yapar. Ötesi var mı, gözümüzgünah oluyor. Gencliğine, güzelliğine ya le gördük. Kuynık gibi Pamuğun arkazık, günah değıl mi a çocuk?... Aklını sına takılmıştı. Mirasyedi, gözüne kes başına al, biraz da keyfine bak, gönül tirdiği bıldırcmı karşıdan gösterip aport avundur! Fılân gıbi sözler genc kadını dıyecek; o da hemen yakalayıp getire sihirlemiş. cek, avaidini cebe atacak. Avantası duŞöhret, pek gizliden. marifetlerini çe rurken, başka islere, fesadlıklara kalkı virmeğe başlamış. Rütbeli ve mevkili, şacak avanak mı o? gpnc ve yakısıklı paşalarla ve beylerle, Aleksiyi pek iyi tanıdığımı, muhabbet paşa oğullarile ve damadlarile, merci meyaneciliğinde bana da bir iki hiz mesi fırına vermek yolunu tutmuş. meti geçriğini, karşımda (beyim, paşam!) Mızıkahnın bir şeyden haberi yok... diye şebele maymunu gibi durduğunu Ihtimal, uzaktan yakından, işi çıtlatan sbyledim. lar da olmuş, fakat adam hiç oralı değil. Isterseniz, dedım, biraz sonra etAyıb degil a, mezhebi geniş. rafa bir dolanayım. Keratayı kenara çeIste söhrete, Mızıkahnın diye lâkab keyim. Ev\relâ ağzını bir ararım. Birşey verilmesinin sebebi. sezer sezmez, (ulan akhnı başına topla, Bir yaşıma daha girmiş kadar şasır onlar benim yabancım değil. Şayed kı mış, avucum çenemde, sakal sıvazlar gibi l pırdanırsan, bir fesadlık karıştıracak o tıraşımı uğuşturup duruyor, karşımdaki Iursan alimallah gözünü patlatırım) diyip ne bakarken, bu şimdi söylediklerimi bir henfi muma çevireyim! bir aklımdan geçiriyorum. Kadınlar biraz rahatlandılar. Şöhret, Bizim ahbabm göklere çıkardığı ka buraya nasıl geldiklerini, bu çılgınlığı ne dar vardı. Şöhret hakikaten menendsiz sebebe göze aldırdıklannı nakle başladı. ve birinci smıf dılberlerdendi. Demek Guya Badi Necmınin, kocasile karagizliden gizliye, daldan dala konarken beti varmış. Necminin anası Saraylanım, Badi Necmi denilen bacaksıza da rasla Mızıkahnın yengesi oluyormuş. Arada dı; onunla da tanıştı. bunlara, Beşiktaşa gelirler, Bebekte o Oğlan cüce, yengeç, maskara fakat turduklan için birkaç gece misafir ka paralı. Bu işlerin eni de, sonu da dünya hrlarmış. lığa dayanır. San lira, o taraklarda bezi (Arkast var) Unkapanında 18 sayılı taşçı dükkâ • nında çalışan Kayserili Ahmed, ev\'elki akşam biraz gezmek istemiş ve Kasımpaşaya doğru yola çıkmıştır. Ahmed Kasımpaşadan Tozkoparana doğru giIstanbulda Türkderken şoför İslâm admda birisile karler Kaprarayı hap ılaşmış ve İslâm biraz sarhoş olduğunse tıkhklan sırada dan Ahmede küfür etmeğe başlamıştır. Tökölinin elçilen Ahmed buna fena halde kızmış ve bir Macaristana dön kama çıkararak şoför îslârm kürek düler. O sırada, kemiklerinden tehlikeli surette yara Tököli, orta Macar amıştır. îslâm kanlar içinde yere yuKralı Rakoçinin kıvarlanmış, Ahmed de bıçağın kanlannı silip kaçarken polisler tarafından yazı Zirini llona ile kalanmıştır. Şoförün hayata tehlikede evlenecekri. împa olduğuıMan hastaneye kaldırılmıştır. rator Leopold, Tö Jcöli ile uyuşmak isFANTOMA MEHMED TAKtB EDİLttedi. Ordusunu da YOR Şehrimizde birçok hırsızlıklar ğıtmasmı ve ne di yapmaktan suçlu olarak aranan Fan feği varsa tamamen toma Mehmedin Anadoluya kaçtığı anlaşıldığmdan bütün vilâvetlere telgraf bıldirmesini, Vaş çekilmiştir. Bundan 15 giin evvel Elâvar muahedesinin zizde vuku bulan büyük bir kasa hır yirmi sene daha u sızlığmın Fantoma Mehmed tarafm zatılması için Türkdan yapılmış olması muhtemeldir. Çünferle kendi arasını kü Elâzizde şimdiye kadar son sistem bulmasını teklıf et âletlerle hiçbir hırsızlık vak'ası olma ri. Tököli, lmpara Haaptmanın son bir resmi mıştı. Bugünlerde bu meşhur sabıka torun arzularını kaPariste çıkan ParisSoir gazetesi, kü bul eder gibi gö lımn yakalanması beklenmektedir. çük Lindbergın katılı Hauptmannın bu ründü. Budıne gel ÇALGICIYA ÇARPTI Ahırkapı lunduğu, Amerikadaki Trenton hada Şadırvan sokağmda 51 sayılı evde di. Veziriazam Kapisanesi direktörü miralay Mark Kim oturan seyyar çalgıcı Hayrl, e\^relki ra Mustafa Paşa berling ile, transatlantik telefon vasıtasigece saat 21,30 da Kuruçeşme cadde ile görüştü. Halbule bir mülâkat yapmıştır. Direktör demişsinden Beşiktaşa doğru giderken bir ki Vaşvar muahe tir ki: benzin kumpanyasına aid ve kumpandesinin uzatılması Türklerin müttefiği olan orta Macar « Hauptmannı cumartesi günü ak< ya memurlarından Koler Antinin idanı tekliften ziyade, Kralı Tököli İmre şamı elektnkli sandalyeye oturmaktan resindeki 1229 sayılı özel otomobil çalhiçbir şey menedemez. Şimdihk Haupt kendisi Avusturyalılara karşı Türklerin Abdi Paşa, Rumeli Beylerbeyisi Kü gıcıya çarpmış ve Hayriyi ağır surette mann içın hiçbir ümid göremiyorum ve ittifakını temin etti. Türkler, muahede çük Hasan Paşa, Tameşvar Beylerbe başından yaralamıştır. Şoför yakalan yisi Seydizade Mehmed Paşa idi. Bu mühlet almasına da kat'ıyyen ihtımal ve nin uzaltılmasına yanaşmıyorlardı. mıştır. \ Silâhtar Mehmed Ağa, Tökölinin kuvvete Erdel Beyi Apafi Mihal da ilremiyorum. MUŞAMBA MESELESİ BakırköHauptmann ölüm mahkumlarına mah Kara Mustafa Paşa ile nasıl görüştüğü tihak etti. Bütün bu kuvvetler Peştede yünde askerî barut fabrikasında çalı toplanacaktı. sus olan kısımda 9 numaralı höcereyi i§ nü şöyle anlatıyor: şan 42 yaşlarında Ramazanla iş ar « Türkler Peştede Macarlarla birleş «Sipahiler Ağası hralı merkumu or gal ediyor. Oraya kapatıldığındanberi, kadaşı îsmail Hakkı bir muşamba mevaktinin çoğunu okumakla geçiriyor. Çok taya ahp götürdüler. Ve Otak kaptsında tikten sonra Haçova ve Honod önlerine selesi yüzünden evvelki gün kavga etsakindir. Kendisine aid yazıları her za aitan indirdiler. Ortadan boyluca, kum geldiler. Kaşavı aldılar. Tököli ile İb mişler ve birbirlerini döğmeğe başla man dikkatle sansürden geçirdiğim gaze ral sakallu, levni saruya mail, likası ma rahim Paşa Fülek kalesi önlerine kadar mışlardır. Yumrukla başlıyan kavga telerden başka, okuduğu şeyler klâsik e kul kâfir idi Çavuşbaşiyle Selâmağası ve ileriledıler. Bu hisar, askerlik bakımın birdenbire büyümüş ve İsmail Hakkı serlerdır. Bir müddet, felekiyat mütalea çavuşlar öniıne düşüp içeri girdi, ve i dan çok mühimdi. Koca bir kaya ü hırsmı alamıyarak Ramazanı vücudü • sına daldı. Fakat sonra vazgeçti, tekrar ki tarafına selâm vererek tercüman dahi zerine yapılan Fülek hisan ancak yedi nün muhtelfif yerlerinden yaralamış roman okumağa başladı. yanınca Uçdirekli çergeye varup sofa gün uğrasıldıktan sonra alınabildi. Hi tır. ismail Hakkı yakalanmış, yaralı da Aradasırada ölüm kararından bahse ustünde vazolunan iskemleye olurdu. sar kumandanı çok uğraştı; fakat sonun tedavi altına alınmıştır. , diyor. Kendisi gıbi idam mahkumu olan Kendu ile maan yirmi kadar adamısı bi da teslim olmadan başka çaresi kalma ADAMCAĞIZ BİRDENBİRE DELİRkomşusile görüşmesine müsaade ettim. le girdi. Serdanazam kallaui deslar ve dı. Dİ Beyoğlunda Kulaksızda Mestan Istanbulda Kaprara, Türklerin hareFakat görüşürlerken, cinayetlerinden, ya erkân kürklerile ileruce yürüyüp perde yokuşunda oturan Ali Rıza, ev\'elki gehud akıbetlerinden bahsetmeğe başlayın dibinde suzenî makad üzere iclâs ba ketlerine dair împaratora hiç durmadan ce yatsı namazmı kılmak üzere Be • ca, muhaverelerini derhal kesiyordum. yurdukta çaüuşan divan alkışladılar. Ve mektublar yağdınyordu. Bir mektubunyoğlundaki camiye gitmiş, namazını Af mahkemesinin red kararını kendi ol mahalde kral dahi dameni pus ed'ıp da şöyle yazmıştı: «Zatı haşmetanele kılmış ve camiden dışan çıkarken birsine avukatı Lloyd Fischerle birlıkte be gerii iskemle yanma çekilip ayak üzere rinin gelecek ilkbaharda müthiş bir or denbire kapmın önünde sıçramağa, nim teblığ etmeklığim lâzım geldi. O durdu. Serdanazam dahi: «Hoş gel dunun hücumu karşısmda kalmanız pek hoplamağa ve bir sürü manasız söz dakıkanın fecaatini, mahkumdan ziyade din, oiur» deyu bendenüuazhk edicek muhtemeldir. Vakit kaybetmeden şim söylemeğe başlamıştır. Adamcağızın bizim duyduğumuz kanaatindeyim. Söz oturmayıp bir dahi varup dameni pus ey diden tedafüî tertibat almanızı rica edeşaka j'aptığı zannolunmuş, fakat Ali lerimi derin bir sükutla karşıladı ve an leyüp geri çekildi. Tekrar kuuda leklif rim. Betaatimiz, korkulanmız, Türkler Rıza işi azıtarak saçma sapan bağır • cak birkaç dakika sonra, kendisini iyi elmekle iskemleye olurdu. Temenna ey tarafından zâfımıza hüküm verdiriyor, malarını fazlalaştırmıştır. Kalabalık bir hissettiğini, büyük bir cesarete sahib bu ledi. Ve andan Serdanazam kenduye Veziriazam Kara Mustafa Paşanm nef halk kütlesinin toplandığını gören po • lunduğunu karısına söylememi rica etti. hilab eyledi. Dil ve can ile kulak urup sine güvenci pek fazla». lisler hemen koşuşmuşlar ve Ali Rı Bu haberi götüreceğimi vadettiğim za cevabın verdi. Tekrar yirte hitab buyurFilhakika Kara Mustafa Paşanm zih zayı j'akalıyarak karakola, oradan da man; gözlerinin yaşardığını gördüm, fa dukta ayağa kalkup kelâm lamam olma nine koyduğu tek bir düşünce vardı: Vi Emniyet Direktörlüğü hekimine götürkat yaşları akmadı. yınca oturmadı. Ve tamam oldukia ge yanayı kuşatmak ve almak... Hatta Vi müşlerdir. Adamcağızın birdenbire deO, çok heyecan veri i bir dakika" idi ne varup dameni pus edip gelüp olurdu. yananın plânlannı bile ele geçirdi. îyi lirdiği zannedilmektedir. ı ve bu adamın cesaretine karşı yeniden takdir hisleri duydum. İdam odasında sesli bir fıhm çevrileceği havadisi doğru mudur? Bruno Hauptmannın idamı esnasında sesli bir fılim çevirtmeğe karar verdim. Çünkü bu, mahkumun, son dakıkada yapması ıhhmalı olan ıtirafların inkâr kabul etmez vesikasını teşkil edecektir. Maamafıh, henüz kat'î hiçbir karar venlmiş değıldir. Bir aktüalite şirketin den bazı teklifler aldım ve bunları esas itibarile kabul ettim. Fakat, bir idam hükmünün infazı gıbi feci bir mevzuun müzikhol veya sinema salonlarınca istis mar edılmesine hiçbir zaman razı değilım. Kimberling, son söz olarak şunu ilâve etmiştir: « Herşeye rağmen, federal mahke meye bir kere daha müracaat imkâ nı mevcud olmakla beraber, Hauptman nın ölümden kurtulacağını, şahsan, zan netmiyorum. Ve kahve şerbet buhur geldi. Ve aka bince bir âlâ serasere kaplı nimlen kürk giyidirildi. Yine Varup dameni pus edup iskemleye olurdu. Bundan sonra lercü manı divan ve Craf Unnay ve Craf Pelo ve Barkoçi, Ferenç ve Pelruçi ışlu ~ van ve Andirye ve Sisban nam alh ne fer yakmlannı reis efendi isimlerile ohuyup sairlenle cem'an yelmiş nefere va nnca beri hil'at ilbas buyuruldu. Ve ol mahalde tekrar ancak kendusi varup damen pus serdar ile müserref oldu. Vc Çavuşbaşiyle çavuşlar önüne düşüp iaşrada atına bindi. Ve Tercümanıdivan Ve illifaten birkaç ağa maan çadırlan olan mahalle değin gitmek üzere tayin olundular. Ve yine geldüği âyini batıl lertibi üzere tranpetesin çalarak gitti. Yakası ve çaprazı ve etekleri incu ile iş lenme bir al çuha sıka kontoş şekllnde bir libas giyüp ve başında kırmızı kadife samur kalpak üstünde bir beyaz çe lenei var idi. Vc kendusile gelen beş yüz adamının cümlesi çelenkli idi.» (Silâh tar Tarihi, cild 2 , S . 22) Tököli kendisine orta Macar Krallı ğını sağladıktan sonra, Avusturyaya karsı açıktan açığa düsmanlığa başladı. Türklere bağlılığını o kadar se\incle ilân ediyordu ki, mührünü bile: Muini âli Osmanım, itaat üzereyim emre Kralı Orta Macarım ki namım Tököli İmre Diye kazdırmıştı. Kara Mustafa Paşa Tököliyi hima ye için derhal bir kuvvet gönderdi. Bu kuv\eti idare edenler, Budin Beylerbeyisi Ibrahim Paşa, Bosna Beylerbeyisi rum. Bu işin bir tek kişi tarafından ya pıldığında da şüphem var.» Dığer taraftan Müddeiumumî Wilentz demistir ki: «Mühlet gayrikanunî olarak verilmiştir. Çünkü bana hiçbir yeni delıl gösterılmemiştir. den iyiye inceledi. Kenanna notlar büe GALATADA GENE BİR SOYGUN yazdı (Lefaivre, Türk İdaresinde Ma Galatada Havj'ar hanında kumusyoncıt caristan, cilt 2, S. 105). Erdekte Çocuk Esirgeme Kurumunun faaliyeti Bulunan çocuk Lindbergın çocuğu mu? Nevyork 18 (A.A.) Akran şeh ri polisi, bir kadının ifşaatı üzerine, Lindbergin çahnan oğlu olduğu sanılan 5 yaşında bir çocuğun hayatı üzerinde tetkikat yapmaktadır. Her ihtimale kar şı polis çocuğu tevkif etmiştir. Bu çocuk, Dolsen isminde bir kamvon şoförünün yanında bulunmakta idi. Kadının ifadesine göre, Dolsenin iki yıl önce ölen kansı, zehirlenmis o!an Violet Şargesin gayet iyi dostu ıdı. Dolsen de bu çocuğun hakikaten kendi çocuğu olduğunda ba zı süphelerde bulunmustur. Erdek (Hususî) Erdek Çocuk Esirgeme Kurumunun teşebbüsile ve Erdek halkının yardımile evınde sıcak yemek bulamıyan (35) yoksul çocuğa hergün sıcak yemek verilmektedir. Halkın bu alâkasını gbren Çocuk Esirgeme Kurumu faaliyetini artırmağa çaIışmakta ve bu yoksul talebeyi giydirmeğe canla basla uğraşmaktadır. Gönderdiğim resim yemek verilen yavruların bir kısmını göstermektedir. Netv Jersey Valisinin sözleri Trenton 18 (A.A.) NewJersey Valisi, Hauptmannın idamının geri alınması hakkında demıştir ki: «Bu mesele de bazı iddia sahidlerinin doğruluğundan ve dimağî vaziyetlerinden şüphe ediyo Kaprara harbi açıktan açığa împaratora yazdığı halde, Avusturyalılar har be girişmeyi gözlerine yedıremiyorlard (Schröder, Viyana Muhasarası, S. 9 ) . Nihayet İmparator Leopold, bu fe lâketten kaçınamıyacağını anladı. Etraf tan Türklere karşı ittifaklar aramıya başladı. Leopold en ziyade Papa Onbirinci İnnocente güveniyordu. Fakat bu ittifaka Bavyera Prensi ile Lehliler de dahil olmak istedıler. Fransanın Lehis tan elçisi bu ittifakın önüne geçmeğe çok çalıştı; muvaffak olamadı. Avusturya lılar ile Lehliler arasında şu muahede imza edildi (31 mart 1683): 1. İki devlet arasında daimî surette tedafüî, fakat Türklere karşı, onlarla emin ve devamh bir banş payıncıya kadar, taarruzî bir ittifâk akdedilmiştir; 2. Bu ittifak, Papa Onbirinci İnna centin araya girmesile, Avusturya Impa ratoru namına Kardinal Pin, Lehistan Kralı namma da Kardinal Barberini ta rafmdan imzalanmıştır; 3. imparator, son Isveç harbi üzerine Lehistandan istedıği şeylerden vazgeç miştir; 4. Lehistan Kralı da Silezyadaki di Ieklerinden vazgeçmiştir; 5. İki devlet, biribirinin nzasını al madan sulh yapmıyacaktır; 6. Bu ittifakname, iki devlet hükümdarlan tarafından muhafaza olunacak tır; 7. İttifakname, yalnız Türklere karş: yapılacak harbde muteberdir. Başka bir düsmana karşı muteber değıldir; 8. İmparator, bu harb için 60,000 kişilık bir kuvvet çıkaracaktır. Bu kuvve tin 40,000 i sahra muharebeleri yapa cak, 20,000 i de kalelerde muhafızhk edecektir; Muiz ile şeriki Misak polise müracaat etmişler ve kendilerinin yazıhanede bulunmadığı bir sırada oda kapısile çekmece gilidlerinin kırılarak 505 liranm çalındığını söylemişlerdir. İşe el koyan polis hemen faaliyete geçmiş, şüphe üzerine han bekçisi îsmail ile elektrikçi Lâzariyi yakalamıştır. Tahkikat devam etmektedir. Yağmurlar Darende de büyük zarar yaptı Darende (Özel) Üç aydanberî fasılasız devam eden yağmurlar birkaç evin yıkılmasma sebeb olmuştur. Bu arada Hasan Ağanm kansı Fatma çamaşır yıkarken ansızın dam çökmüş ve zavallı kadın enkaz altında kalarak ölmüştür. kişi çıkaracak ve bu kuvvetin serdarhğmi kendi yapacaktır; 10. İmparator, harb masraflannı ödemek için Lehistana 200,000 taler ve recek ve bu para Papanın Lehistandaki gelirine katılacaktır; 11. Macaristanda evvelce almmış olan kaleler Avusturya împaratoruna; EfIâk, Podolya ve Ukraynadaki kaleler de Lehistana verilecektir. Lehistan Kralı, Tököliye karşı 6000 asker gönderecek tir; | 12. Bu ittifaka gîrmek îçin saîr hırîstiyan devletler de çağınlmış ve bilhassa Rusya Çarının yardımı istenmiştir. Fa kat bu ittifaklar iki taraf hükümdarlannın arzularile yapılacaktır. Türkler, bu ittifaklara hiç onem vermediler. Harb hazırlıklannı bitirir bitirmez Avusturya içlerine yürüdüler. AHMED REFÎK (*) Bıı.ncı \e ıkinci yazılar • ve 13 9. Leh Krah Türklere karşı 40,000 ikincikânun tarihli s?yılarımızdadır.