17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 14 İkincikânun 1936 KüçUk hikâye Telef on AndrĞ B'rabeau dın olduğu için, omuz silkerek, tekrar kitabının başına oturdu. Monistrola gelince o, hiç te sakin bir adam değildir. Hemen hava, çok hava almak isteğine kapıldı. Bir aralık, Poe melin evine koşarak bu iki cani ile karşılaşmağı kurdu. Fakat bundan ne çıkar ki? Çoktan kaçmışlardır. Kızgınlıktan kabma sığmaz bir halde, gelişi güzel, sokaklarda iki saat kadar dolaştı. Istırab çekiyor zannetmeyin. Kini gırtlağını boğuyordu. Nasıl, onu, bir komedi kahramanı gibi aldatsmlar ha! Alelâde bir adammıs gibi: Onu ha! Onu! Mösyö Monistrolu! Orta mekteb derdi îlk mekteblere ilâve suretile halledilecek Dünkü gazetelerden birinin önümüz deki ders senesinde Kasımpaşada da bir ortamekteb açılacağına dair verdiği haber doğru değildir. Filhakika İstanbul Kültür Direktörlüğü bütün şehir dahilindeki mekteb binalannda ve bu arada Kasım paşadaki mekteb binalannda tetkikat yapmaktadır. Fakat bu tetkikat Kasım paşada başlıbaşma bir mekteb açmakla alâkadar değildir. Yeniden bir ortamekteb açmak için bütçeye lüzumu kadar tahsisat konulması lâzımdır. Kasımpaşanın bir ortamektebe ihtiyacı kat'î olmakla beraber ne bütçe hazırlanmış bulunuyor, ne de Maarif Vekâletince böyle bir mekteb için tahsısat konulması mevzuu bahsolmuştur. Çünkü Vekâlet Önümüzdeki ders senesinden itibaren mekteb derdinin şu şekillerle halledilmesi karannda dır: Mösyö Monistrolun masası üzerindeki telefonlar iki tanedir: Biri Mösyö Monistrolun sağında, tiyatro lisanında dendiği gibi, ilk plânda bulunur ve amudî durur, şehirle konuşmağa yarar; uzunlamasına duran öbürii, şişe geçirilmiş bir tavuk gibi yatar, bu da Mösyö Monis trolun sağındadır, fakat ikinci plânda. Bu hususî telefondur. Mösyö Monistrol bununla yazıhanesinin iki kat üstündeki evile görüşür. Şimdi eşhasa geçebilirim. Mösyö Monîstrol toptan yünlüler satar. Satışı o kadar iyidir ki yüzü her zaman sevincle parlar. Bu yüz, kırk yaşlarında kadar bir adamın yüzüdür. Mösyö Monistrol ahlâkça çok sert bir patrondur, fakat sertliğini kaba bir neş'e içinde saklar. Yüksek sesle konuşur, kırmızı kafalı, güler yüzlü, sert bakışlıdır. Memurlanna: «Haydi evlâdlanm, samimî olun, ben öyle merasimi filân sevmem» diyen ve en büyiik memnuniyeti ürkerek gösterilen hürmet ve muhabbette bulan bir adamdır. Monistrol bir tavuskuşu kadar mağ rurdur. Fakat hiç olmazsa tavusun güvendiği bir şey vardır: Tüyleri.. Halbuki Mösyö Monistrolun tüyleri eğer bu kadar kel bir adamın tüylerinden bahsetmek caizse! hiç te insana iftihar ver mez. Maahaza bunun münakaşası da bize düşmez. Saat henüz dört.. Mösyö Monistrol telefonda; birinci plândaki şehir aparyesi ilc iyi bir arkadaşı olan Phlippe Plomenel ile görüşüyordu: Allo! Bonjür, Ploemel... Teşek kür ederim, ya sen? Şunu sormak isterdim: Bu akşam, kanm ve benimle Jim naza selmek ister misin? Bir loca tut tum. Randevumuzu şeyde verebiliriz, meselâ... Buyurun. Kapıyı vururlar. Monistrolun kâtibi yazıhaneye girerek bir mektub gösterdi: Bir sanıye. Telefonu kapatma, olur mu Ploemel? Bir imza atmam lâzım. Hemen gene sana dönüyorum... Ahizeyi yazıhanesinin üstüne, tam 2 numarah telefonun yanına bıraktı ve kâtibinin imza için uzattığı mektubu oku du. Monistrol bıraktığı ahizeyi tekrar almak için elini uzattı. Fakat... Olacağa bakın farkında olmadan, bıraktığı ahize yerine hususî telefonun ahizesini aldı. Monistrol bunun farkına bile varmadı. Kâtibinin arkasından bir daha bağırdık tan sonra Ploemelle tekrar konuşmağa başladı. Allo!... Bir ses ona cevab verdi: Allo!. Fakat bu tabiî Ploemelin sesi değil, Madam Monistrolun sesi.. Bizim için bu tabiî, çünkü yanlışlığı gördük, fakat Monistrol için öyle değil. Aklı başmdan kolay sıvışan Monistrol vaziyetten şunu çıkardı: Kanm Ploemelin evindedir! Ve telefonda avazı çıktığı kadar bagırdı: Lauiçe, kaçayım deme! Sesini tanıdım! Biliyorum ki sensin! Şaşakalajı Madam Monistrolun sesi: Elbette, diye cevab verdi. Nasıl? Demek yalan söylemeğe bile cesaret edemiyorsun! Söyle bakalım, orada ne yapıyorsun? • Hiç! Hiç ha! Bunu da hiç görmemiştim! 15 İkincikânun yarinki Çarşamba günü çıkıyor ilk sayısında en inanılmış ve sevilmiş imzalar KÜLTÜR HAFTAS Ü Ü San'at, edebiyat, ilim ve felsefe aktüalitesi : RADVO (^ Bu aksamki program J ÎSTANBUL: 18 Bethofenin ikinci senfonisi (plâk)18,45 haberler 19 hafif musiki (plâk) 20 konferans: Dr. İhsan Şükrü tara fından 20,30 stüdyo caz tango ve or kestra grupları 21,35 son haberler. Saat 22 den sonra Anadolu ajansınm gazetelere mahsus havadis servisi ve rılecektir. VTYANA: 17,10 gramofon 18,05 büyükler ve küçükler için 18 35 konser 19.05 konuşma, fransızca ders, konuşma, haberler, hava raporu ve saire 20,15 AvusT turj ada filım 20,45 amele yayını 21.15 bar musikisi 21,45 musiki ve şan22,40 haftanın bölemi 23,05 haberler 23,15 piyano ve org konseri . 23,45 ko nusma 23.55 konser 24,35 konuşma 24,50 konserin devamı. BERLİN: 17,35 spor 18,05 konser: Bethovenin eserleri 18,35 konuşma 19,05 Münihten 21 05 haberler 21.15 orkestra konseri 23,05 haberler 23,35 Hamburg dan. BUDAPEŞTE: 17.10 kadmların zamam 17.50 ha berler 18 05 kitara konseri 18,30 konferans 19 çingene musikisi 20 kon ferans 20,30 şan konseri 21,05 piyes 22,55 haberler 23,15 şan konseri 23,45 gramofon 24.15 cazba^d takımı 1,10 haberler. BÜKREŞ: 18.20 gramofon 20.05 haberler 20,20 cazband takımı 22.30 radyo orkestrası22.35 haberler, musiki, eğlenceli yaym 23,35 gramofon 23,50 fransızca ve al manca haberler 24 haberler. PARİS (Radio Paris): 19,35 senfoni kkonser 21,35 konfe rans 22,35 haberler 22,50 şarkılar 24,50 dans musikisi 1,20 hafif musiki. ROMA: 17.50 Asmaradan nakil 18,20 dans musikisi 19,30 yabancı dillerde ha berler 20,05 haberler, ingilizce konfe rans 20.25 ingilizce haberler 2050 fransızca haberler 20,55 Yunanistan için yayın 21,20 haberler 21,40 org konseri 22,20 piyes 23,05 dans mu sikisi 23,50 haberler. Yahya Kemal Mustafa Şekib Ahmed Ağaoğlu Ahmed Hamdi Mesud Yetkin Faruk Nafiz Mesud Cemil Sabri Ender Peyami Safa Münir Serim Elif Naci Mahmud Ragıb Kösemihal Nizameddin Nazif M. Feridun Cahid Sıtkı Her cephesile tam bir kültiir mecmuası idaresi : Ankara caddesinde Hafta gazetesi «Mösyö» olmak, patron olmak, me mur ve hizmetçileri payhyan bir adam olmak, karısma bir gün için olsun başka bir fıkirde bulunmağa müsaade etmemek, ondan sonra da, evet ondan sonra da arkadan... Şey olmak... Işte canım şey 1 Ilkmekteblere birer smıf ilâve olmak! Bu, sırtına münasebetsiz bir levetmek suretile altı sınıfa iblâğ etmek ve ha asılan bir adam kadar gülünç! ilk müfredat programlarını da ona göre *** hazırlamak. Mösyö Monistrol evine döndüğü za 2 Mevcud ilkmekteblerden, binası man söz söylemeden alınması lâzımgelen müsaid olanlara birer ortamekteb ilâve ihtiyat tedbirlerini gözönünde tutmağa bile hacet görmedi. Ev kıyafetile bir kö etmek.. Bu iki noktadan herhangi birisi henüz şede oturan Madam Monistrolun üze kat'ivet kesbetmiş değildir. Şimdilik yalrine yürüyerek suratına haykırdı: nız Vekâletin verdiği emir üzerine mek Aldırma, yavrum. Bu işe benden teb binalan tetkik edilmektedir. evvel başlamış olmadm! Seninle drahoman için evlendim, anladın mı ve düğüAlmanyanın bu ay alacağı nümüzün on beşinci günü de seni aldatyumurta tım!... Ve arkasından da hiç boş kalmaAlmanya ikincikânun ayı için G. L. S., dım! Hem de bütün arkadaslarınla! Çoçoklarının dadısına, daktilolanma varın G. L. A., G. L. B. ve Ğ. L C. sınıflacıya kadar herkesle.. Mütemadiyen al rından 1,500 kental yumurta kontenjanı dattım! Anlıyor musun? Hem de her vermiştir. zaman! Eğer inanmazsan işte delilleri: Teşekkür Şu çekmeceye bak! îşte bu kadınlardan Çocuk Esirgeme kurumu tstanbul aldığım mektublar!.. Al, al! Oku! ıçi heyeti merkeziyesinden: mizden alay edilerek aldatılanın ben olÇocuk Esirgeme kurumunun Eyüb madığımı görürsün! nahiyesine tâbi Nişancı kolu tarafın Mektubları Madam Monistrolun eline tutuşturdu. Madam Monistrol bütün bunlan gözlenni açarak dınledı, afal laştı. Fakat mektublan eline alınca yüzünün şekli değişti. Ah seni sefil ah!... Sen ki Ploemelin evinden çıkıyorsun! Şimdi inkâr edecek değilsin ya? Biraz evvel bana bunu itiraf ettin! Ben mi? Evet, telefonda! Dostunun evinde telefona koşan ihtiyatsız kadın! Tele fon edenin kocan olduğunu bilmiyordun, değil mi? Ne dedin? Bugün öğleden sonra mı!... Fakat sen bana buraya telefon ettin. Düşünsene canım! Neee?... Mösyö Monistrol, boğulur gibi olarak kansına baktı. Anladı ki kadıncağız yan söylemiyor ve aşağıdaki odasında şehir telefonunun yerine ev telefonunu aç tığını hatırladı. «Ben.. Beni dinle..» diye kekeledi ise de Madam Monistrol dinlemedi bile. Öu sefer hırs onun gözünü bürümüştü. Elinde emin deliller olan mektublar vardı. Mösyö Monistrol bir daha: «Bak.. Dinle..» diye kekeledi. Fakat Madam Monistrol kapıyı suratına ka patıverdi. Mösyö Monistrol kapının ar kasından gene «bak.. Dinle..» diye yalvardı: «Bak.. Dinle..». Fakat kapı açılmadı ve cevab gelmedi. Eskiden telefoncu kızlann yaptıkları gibi! dan 38 inci ilkmekteb talebelerinden muhtacı muavenet olan (80) yavruya hergün için sıcak yemek verilmesine başlanmıştır. İlk tevzi münasebetile vapılan törende mezkur cemiyetin Vilâ yet merkezi asbaşkanı Reşid, Fatih kaza başkanı Naci ve azadan Halil ve Hüvikyan, Şükrü, mekteb müdürü Fevzi ve heyeti talimiye bulunmuşlardır. Ve hergün çocuklara bütün sene zarfmda etli fasulya. nohud, mercimek, patates, pilâv verilmesi tahtı temine alınmıştır. Pek yakında Ramide (80) mekteb çocuğuna ve Eyübde dört ilkmekteb ta lebesi için Sokullu medresesinde (180) cocuğa yemek verilmeğe başlanacaktır. Bu hususta himmetleri sebkeden Halk Fırkası Fatih kazası başkanı Cemal Fazıl ve Çocuk Esirgeme kurumu başkanı Naci, azadan Halil, Şükrü ve mekteb müdürü Feyzullah ile heyeti talimiyeye muteber gazetenizle şükranlarımızı beyan etmeği bir vazife biliriz. Sevimli CAMILLA HORN Meşhur komik Theo Lingen ve dilber dansöz Maria Sazarina ve altuı sesli tenor LOUİS GRAVEURE ile beraber Bu PERŞEMBE akşamı SİNEMASINDA SUMER SENİNDİR AŞKI (Ein Walzer fuer dich) dans ve musikili komedide görüneceklerdir. gösterilecek olan SON UÇUŞ ^ ^ " Bu senenin rekoru (L' Equipage) Anna Bella JEAN MURATCAHRLES VANEL J. P. AUMONT Halihazırda Paris, Londra, Berlin ve NewYorkun en büyiik sinemasında gösterilmekte olan Pierre Benoit'nin meşhur romanından iktibas edilen Şaheserinin ilk iraesi şerefine önümüzdeki Perşembe akşamı bir gala müsameresi verilecektir. Sözlü filimlerin icadındanberi FRANSADA vücuda getirilen en güzel filimdir. Yerlerinizi evvelden aldırımz Sarıştn sinema yıldızlarının en güzeli, « Sevginin Sesi », «Çardaş Fürstin» ve Kasta Dîva» gibi yalnız en büyiik filimleri çevirmekle meşhur: Şen Şuh Şakrak Altın Sesli Macar Yıldızı lmeTURK SİNEMÂSINDADIR Oymyanlar: K O N İ G S M A R K S A RA Y sinemasında NÖbetçi eczaneler Bu gece nöbetçi olan eczaneler şun * lardır: istanbul cihetindekiler: Aksaray Cerrahpaşa caddesinde (Şeref), Alemdarda (Ali Rıza), Bakırkö" yünde (Merkez), Beyazıdda (Sıtkı), Eminönünde (Mehmed Kâzım), Fenerde (Hüsameddin), Karagümrükte (Kemal), Küçükpazarda (Necati), Samatya Kocamustafapaşada (Rıdvan), Şehremininde (Nazım), Veznecilerde (Ü niversite). Beyoğlu cihetindekiler: Beşiktaşta (Rıza), Hasköyde (Yenl Türkiye), Karaköyde (Hidayet), Ka sımpaşada (Yeni Turan), Kurtuluşta (Necdet Ekrem), Pangaltıda (Karakin Kürkçiyan), Taksimde (Kanzuk), Te pebaşmda (Güneş). Üsküdar, Kadıköy ve Adalardakilerî Büyükadada (Şinasi), Heybelide (Yusuf), Kadıköy Muvakkithanede (Saadet). Kadıköy Söğüdlüçeşmede (Osman Hulusı), Üsküdar İskeleba şında (Merkez). Fransız Tiyatrosu M A R T H A E G G E R T H Zengin ve ihtişamh sahneler, zevkli ve çok eğlenceli bir mevzu Yüzlerce kitar Ruhu okşıyan nefis şarkılar emsalsiz bir filim Teşekkür SARIŞIN KARMEN Önümüzdeki Perşembe TU[ r i C |f Siyah Gözler Darüşşafaka müdürlüğünden: AKŞAMI ' 1T1 I J L ı t ı I V fm Tanınmış ve kıymetli operatörleri Numarah biletlerin satılmasına başlanmıştır. Tel. 40868 mizden M. Kemal pazar günü Darüşşafakayı gezerken tabiiyat laboratuarm da eskiliği anlaşılan masalar için 50 Üsküdar HALE sineması lira verdiği gibi Darüşşafakayı idaresi altmda bulunduran Türk Okutma ku rumu üyeliğine hem kendisi hem eşi VE KUKARAÇA namma yazılarak yıllık taaahhüdatını Her gece paydosta sinema önünden da peşin olarak vermiştir. Darüşşafaka Doğancılar, Nuhkuyusu, Bağlarbaşı, Kı direktörlüğünden teşekkür olunuyor. sıklıya hususî tramvay vardır. Hiç ha! Okuyorum. Okuyorsun ha? Buna okumak diyorsun ha? Evet bir aşk romanı okuyorEkonomi Postası çıktı sun! Sus, pis! Artık sesini bile duymak «Ekonomi Postası> adlı yeni bir hafistemem. Bu akşam evde görüşürüz!.. talık ekonomi gazetesi çıkmağa başlaVe âleti fırlatıp attı. mıştır. İlk nüshasında piyasamızı ve tüc •P •** •»* carlarımızı çok alâkadar eden kıymetli îki kat yukarıda Madam Monistrol, yazı ve havadislerle çıkan bu gazeteye kocasmm çıldırıp çıldırmadığmı kendi uzun ömür diler ve okuyucularımıza tav kendine soruyordu. Fakat sakin bir ka j siye ederiz. c YENI ESERLER KANSI2UK 15 ikincikânun çarşamba kün adresini Heriford salnamesinde bulabilirsiniz. Otelin kütübhanesinde bu salnameden bir tane vardı. Holland salnamenin sahifelerini karıştırarak Ursula Ardfern isminin karşısında Stane Cattag kelimelerini buldu. Burası Londraya 40 kilometro mesa fede bir yerdi. Holland otomobille bu mesafeyi üç çeyrek saatte katetti. Köşkü arayıp buldu. Kösk çiçeklerle dolu bir bahçenin ortasında çok şirin bir bina idi. Bütün duvarlar sarmaşıklarla kaplanmıştı. Aktris bahçede bir hamak içinde istirahat ediyordu. Hollandı gülerek kabul etti ve yalancıktan çıkıştı: Bu gazetecilerin elinden kurtulmak imkânı yok galiba! Ben otel müdürüne buraya geldiğimi kimseye söylememesini tanbih etmiştim. Ben adresinizi otel müdüründen öğrenmedim Mis Ardfern. Bir salnamede buldum. Tab Holland, gene kızın bu tabiî de ORKESTRA KONSERİ Şef: Seyfeddin Asaf S A R A Y sinemasında Program BEETHOVEN SCHUBERT MENDELSOHN Konservatuar 15 1 936 Çarşamba günü saat 21 de Nüıasteni, zaflyet ve Chlorose Halk opereti Bu akşam saat 50,30 da Fn muntp.h ida yegâne deva tertip edüm.ştir. benizsizlik p etibba tarafından kanl ihya eden S | R Q p D E S C H I E N S , PARIS D E N İZ HAVASI Büyük operet Yazan: Yusuf Süruri Müzik. Karlo Kapoçelli. Gişe gündüzleri açıktır. Telefon : 41819 Fiatlar: 35, 50, 60, 75, 100, loca 300, 400 Yeni zabıta romanımız : 13 Kanlı Bilmece Yazan: Edgar Wallace Kendisini tanırmısınız? Evet, fakat başbakanı tanıdığım kadar. Isterseniz bu işle ben meşgul olayıtn. Trasmere meselesinde şimdilik pe şinde koşacak yeni bir safha yok. ##* Holland Santral otele gelince Ursula Ardfern ile görüşmenin o kadar kolay olmadığını anladı. Otelin kapıcısı: Mis Ardfern kimseyi kabul etmi yor, dedi. Zaten, kendisinin yukarıda olup olmadığını da bilmiyorum. Benim kartımı kendisine göndere mez misiniz? Hayır. Aldığım emir kat'idir. Tab Holland otelin müdürünü çok iyi tanıyordu. Fakat o da ayni şeyleri soyledî. Mis Ardfern bizim en kibar ve en iyi bir müsterimizdir. Onu danltmak istemeyiz Mister Holland. Maamafih sizi de kırmak işimize gelmez. O müşterimizin arzusu hilâfma size onun şimdi otelde bulunmadığını söyliyebilirim. Nerededir? Bu sabah otomobille sayfiyedeki köşküne gitti. O pazar günlerini daima sayfiyede geçirir. Maamafih kendisini orada da görmeğe muvaffak olamıyacağınızı zannediyorum. Hiçbir gazetecile gorüşmek istemiyor. Bu sabah giderken bana kendisine dair sorulacak hiçbir suale cevab vermememi tenbih etti. Bu köşk nerededir? Söyliyemem. Tab Holland nihayet yarı şaka yarı ciddî işi tehdide döktü: Otelinizde ileride bir sirkat olursa bunu ilk sahifeye yazacağımı size şimdiden haber veririm. Ote! müdürü protesto etti: Bu bir şantaj mı? Mister Hoîland bunu size söyliyemem. Fakat siz bu kö§ kor içinde tiyatroda, elektrik ışıklan altında olduğundan çok daha güzel göründüğünü gördü. Onda yalnız belli belirsiz bir hüzün ve keder vardı ki delikanlıyı düşündürüyordu. Zannedersem kaybolan mücevherlerim hakkmda bana sualler sormaya geldiniz. Size bir şartla istedığiniz sualleri sormaya müsaade edeceğim. Bu şart nedir? Şu sandalyeyi alınız ve yanıma oturunuz. Şart şudur: Kaybolan çekme cemi birinin alıp almadığı hakkında hiçbir fikrim yoktur. Onu bulmakla memnun olacağım ve getirene mükâfat vereceğim. Mücevherler herkesin zannettiği gibi çok kıymetli değildir. Bu kayboluşun bir sirkat mahsulü olduğuna da sureti kat'iyede kani değilim. Söylediklerinizi aynen yazacağım. Size olan itimadıma istinad ederek şunu da söyliyeyim ki bu mücevherler bulunmazsa çok memnun olacağım. Ne diyorsunuz? Inanmıyor musunuz? Sahnede ro lümü dün gece sahte mücevherlerle oynadığıma hiç üzülmedım. Zabıtaya neden daha evvel haber vermediniz? Çünkü.. Ne bileyim işte öyle oldu. Siz neye isterseniz ona hamlediniz. Belki bu ağır davranış çekmecenin hahikaten kaybolduğuna kanaat getirmem için beklemek arzusundan doğdu. Yahud da mücevherlerim etrafmda gürültü kopması ihtimalinden ürktüğüm için bunu mümkün mertebe tehir etmek istedim. Pul alırken yanmızda kim bulunduğunu hatırlamıyor musunuz? Hayır, hiç birşey hatırlamıyorum. Yalnız gişeden on tane pul aldığımı biliyorum. Mücevherlerin kıymeti nekadardı? Bunu size söyliyemem. Bu mücevherler etrafında bir hikâye, bir macera var mıdır? Mister Tab, siz hakikaten pek meraklısmız. Mademki buraya kadar gel diniz, size köşkümü gezdireyim. Aktris ayağa kalkarak öne düştü. Ge vezelik ede ede küçük bir çam ormanmî geçtiler. Sonra köşke girerek küçük, son derecede sade, fakat güzel döşenmiş bir salona dahil oldular. *** Holland öğleden sonra saat ikide geldiği köşkten akşam saat beşte çıktı. Bu müddet zarfında kitablardan, tiyatrodan, gazetecilikten bahsetmişlerdi. Tab Holland kayıb mücevherler hakkında yazıp getirdiği yazıyı kendisine götürdüğü zaman tahrir müdürü yüzünü buruşturdu: Bu yazı hakkmda fikrinîz nedirî Üslub noktainazarından mı? Zannederim. Çünkü havadis tara* fından pek fakir. Tahrir müdürü biraz homurdandı, fakat yazıyı gene mürettibhaneye yolladı. Tab Holland da Trasmere meselesinin yeni safhalarını öğrenmek üzere gazeteden ayrıldı. (/Lrhatı vm}
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle