19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Camhuriyel O.llüCladuUU t Oz Türkçe Hikâge Yağızın çocuğu Yağiz, bu çok açik gökten korkuyorum; burada bir çöi kokusu var artık. Yağmur, taneyle diişiiyor. Buğdaylar kavruluyor. Duymuyor musun ıicak ta artıyor. Yağiz, Türkâna baktı. Karisinm gö*lerinde beliren yastan titredi. Türkân doğra söylüyordu. Bu 71I da kurakhk olursa?.. Daldı; derinden, derine bir •«s, sonra karmakarisik alay, alay a • damlar, bir deniz gürültüsile; arka, arkaya haykirarak iierliyordu.. Silkindi: Uıülme, Türkân!. Yıllardanberi Iraraklık siiriip gidiyor. Şöyle böyle geçnüyoruı. Hakan, bos durmaz bilirsin. Belki bize bir geçim yolu bulur. Hakanı ben de bilirim. Günün birinde bizi arkasina takarak sürükle yip gidecrık. Ah güzel ata yurdum... Seni birakacak mıyiz? Kuruyan yurduoun bir avuç yeşilli ği, bir bahçe senligile gözunde büyü • dü. Daba shndiden ayrilığın acUinı duydu. Yağiz sikı tut çocuğu, yoruldun. Atlan bana birak. Mızrakları topla arabadan sarkmasın, diiser. Türkler; kurakhğa artık dayanamamışlar, barinamadıklan vurtlarindan uzaklasıyorlardı. Koca iilke Kimildamiş, bozulup yerinden kopmus. bir kara bulut olmuş yiirüyordo. Başiar, omuzlar, adam dalgaları arasinda, batip çikıyor. Kirbaçlar sakliyor, ayrı, ayrı sesler ve baykinsmalar, toplanip, derin bir uğultuya çevrfliyor, gök gürültüleri, uzak sınırlara dayaniyordu: Türkler ülkelrrhti birakmiflar. Türkler geliyor. Türk hakanı göründü. GSn doğarken, Türkler de birer gÖlge gibi beliriyor, hemen ynklaşip ya yıhyorlar. Gün balarken mizraklarinı açik ovalara nrasiyla dikip biraz dinleniyorlar, sonra; yaya ve al üstünde yeniden bir fırtına gibi esiyorlardı. Başka uhsslar, yel önimde bir yaprak gibi titresiyorlar, korkudan çözülm ordu • lari, birer. döküntüye benziyordu. **> Türkânın gozleri kiokırminydı. Kocasınin tolgasinı başma geçirmif, kılı cı belrade ikd gündür küçük Kayayi ariyordu. Çm sıninnda, bir aksam gizlice yaklasan Çinliler bunlarin araba • anu yoklamiflar, yorgunluktan uynya kalan ana ve babanin yanindan Kayayı asirrnişlardı. Kivircik saçlı, kara gözlü Kaya.. Güzel ata yurdunda, bircik ynvalannın îfiklı basagi, neredesin!.. Kaya oğlom, neredesin, ses Tfr çocngum, tannm bana alçaklari göster, kafalanni koparayim. Ah ulu Hakan... Biraz dur ve bizi bekle. Kayamı bnla yira. Kayam, Kayam.. Yağiz karisinın kollarindan tuttu, arabaya attı. Arkada, ordudan bir gün uzakta, çalılarin arasinda yalnut kal miflardı.. Bir gece daha konaklarlar 5a, belki bir Çinli Mİrüıü daha belirir, onlart ö'Idürebilirdi. îçin, için yanan bir yürekle atlarl kırbaçladı. Aç, su«uz bayirlari astılar, batan günün, kızil alevleri arasinda Kayanın kızaran gözlerini, iri ve acı göz yasini sezerek ağladılar. Yasadıklari gündenberi iki yiğit es ilk olarak bu aksam ağladı. cını Çin köylerind^ büemif, Çin pa • naynlarinda denk'en söktiirmüş, Çin çocuklarmı günlerce karsısina dizip Kayayi aramıstı. Ufak bir iz; cihz bir işik görmüftü; Kayayi Çin ordusu başbu ğuna satmışlar. Türkân, bak su ay simdi Kayayı da görüyor, Türkân bu yel, Kayaya da değiyor, şu kuş kayayi da görmüstür. Hep Kaya, hep Kaya.. Türkân susuyordu. Yağızı, sarip sarsan bu aynlık ne yamandı. Kocası söylerken yalnız dinliyor, sonra gizlice çadınn dısında ağlıyor • du. Yıllar gecti. Yağiz, bu hınçla yasadı ve ordunun değerli bir başı oldu. Yağızın kılıcını, yıllar dönen bir tas gibi bilemisti. Bıraksalar orduları, sel gibi Çine çevirecek, bütUn Çini tek basma urup ezecekti. tstediği de oldu. Bir gün Hakan o nu Çin ordusu basbuğluğuna geçirdi. Haydı Yağız, belki Kayam da bulursun. Demek Hakan bu kadar yıl sonra; Yağızın, Kayasım düşünmü* bir tek Türk yavrusunu aramıstı. Hakanının önünde eğildi. Otağdan aynlmca, Yağız, atının «Uzginlerini gevsetti. Yolda yanan basını serinletmek için tolgasını çıkardı. Kalkamnı, mızrağını eğere taktı. Şimdiye kadar söyliyemediğl eski yurt türkiilerini mırıldanma • ğa basladı. Kayam, oğlum, geliyorum oğlum. Kim bilir ne kadar da büyüdün. Sonra gülümsedi. Sanki Kaya» sını kucaklıyordu. •*• Ne korkunç kavgaydı. tki gün, iki ordu durmadan çarpışmıstı. ölenleri bile kaldıramamıslardı. Bir kaç bölük, dağılan Çin ordusunun arkasina düsmüf, Çin basbuğunu kovalıyorlardı. Aksam olmuşhı. Tip kı, Kayanın çalındığı günün k'z>l alevli akşamı.. Gün batıyordu. Yağızm yüreği tuhaf bir duyguyia burkuldu. Sakın Kayjsı gelmiş ol masın. Bölük başbuğları fırtına gîbi çadıra ghrdiler ve haykırdılar: Kayayi getirdik. Yağız, çılgmca atıltı ve çocuğu • nu sarstı. Kaya, Kaya, Kaya oğlum. Çocuk şaşkın, şaşkm bakiyordu. Yağız hızla kalktı, çocuğun gömJeğini çıkajndk tki omuzlannın ar«ıma göz attı. Türkânın bilinmez bir duyguyia, kızgın bir demir ucile dağladığı yer duruyordu. Bu Kaya idi. Kaya, oğlum, oğlum. Kaya anlamıyordu bile! Babası, soğuk, soğuk terledi. Acı acı söylendi: Oğlumun dilmi de çalmışlar, ah oğlum, Türk olduğunu da unutmuş. Çıkarın şu pis urubaları, giydirin ona bizimkilerden. Kesin şunun pis saçlarını.. Kaya, donuk bir külçeye benzi* yordu. Kıvırcık saçlarının rengi silinmiş, kara gözlerinin derinliği bozulmuş, o güzel şen dili paslan • raıstı. Trenlere rakib olan otobüsler Yapılan hesaplara göre otobüsler zarar ediyor Birbirlerile dost olan hayvanlar Ayı ve kurt yavruları bir arada büyüyor C Yeni eserler Kava Hukuku Istanbul Borsası kapanış fiatleri 3 1 2 9 3 4 <ol'ı Bursa (Hususî muhabirimiz • den Yalovaya gelirken bindiği miz otobüsün şimdiye kadar yap tı$ı kilometroya baktıtn. (22,450) idi. Yalova ile Bursa arası asaği vukarı 100 kilometro olduğuna göre otobüs bu hatta en az 220 sefer yapmış demekti. Orta hesapla her se ferinde 20 lira aldığını kabul edtrsek şimdiye kadar 4,400 lira kazanmı<:tır. Bu paradan 9 aylık ve 220 seferlik benzin >astnı düşersek (her seferinde 12 "ralık benzin yaktığma g" y»kun 2,640 l>a ed**') Geriye 1760 lira kalır. Bunun da ivonya (Hususî muhabirimiz > lâstik, parça, tamir, garaj, taksit, den) Toroslarda avcılar tara amortisman ve soför bedellerini çıkartırsak otobüs sahibinin eline 9 fından yakalanmıs olan bir kurt ayda kalacak miktarın ne olabilf • yavrusile bir ayı yavrusu Konyaya ceğini takdirinize bırakırım. getirilmiş ve bir arada büyümeğe Hal ve vaziyet böyle iken her baslamıslardır. Resimde görüldüğü yerde olduğu gibi Bursa havalisinde gibi simdi boyunlarında birer zinde bir (faren, otobüs) rekabeti göcir kardes kardes geçiniyorlar. ze çarpıyor. Otobüsler Bursadan bir yolcuyu Kütahya ve Eskisehire (2) liraya, Ankaraya (5), Konyaya (4) liraya götürüyorlar. Bu r£ • kabet bfr rekabet olsun diye yapılmıyor, otobüs sahiplerinin çoğu aLise ve ortamekt^pler fransuca centelere borçlanarak aldıkları a dersleri için Ali Nazima r.eyefendi rabalaci nereye ve nekadar olur«a tarafmdan telif edilen bu eser Ma • olsun çalıştırmak suretile taksit RÜParif Vekâleti Celüesince mazhan leri için birkaç para biriktirmek takdir olrmış ve geçen ders senesinmecburiyetinde olmalarından bu rede mekteplerde büyük faydası t'6kabeti bilmiyerek ve belki de ists rüWek mevcudu ka'madığı için ye* miverek yapmıs oluyorlar. niden basıim:stır. tkmal imtihanîan o'an talebeye bütün lise ve ortamekBizi Yalovaya götüren otobüs tep idarelerine tavssye o!unur. iskeleye va(ir varmaz komple olarak doğruca Konyaya gitmek üzeBirinci kısım 23 re tutuldu. Istanbulda islerini gö • İkinci kısım 34 rüp Konvaya giden 20 kisi vardı. Uçüncü kısım 40 Otobüs Konyaya 120 liraya gidi • Muallim kıtmı 150kuniftur. yordu. Hesapça yolcu basına (6) Toptan alan mektep idarelerine lira düsüyordu. Yalovadan otnbüsle Konyaya tenzilât yapüır. kadar gitmenin rahatsizlığım bir t<ıMemleketimizdr ilk defa neşrolunan rafa bırakalım. Her uğradıklan bir eser sehirde bir müddet kalacaklanna ve hatta geceliyeceklerine nazaran otel parası, yemek parası olarak üstelik bir sürü msraf ta yapacak • lar. Su hale göre bu kara yolur>u tercih etmekle tren yolculuğundan daha çok kâr etmis değillerdir. Hasıh trenlerimizde yapılan lüyük tenzilâta rağmen yurttasları • mızın bundan istifade etmiyerek zahmetli ve külfetli olduğu kadar asağı yukarı ayni miktarda maıt'raflı bir yolculuğa katlanmaları ve pa" ralannı binnetice Avrupadan al:n • "* ' ma bir metaa vermeleri ne dere ceye kadar doğrudur bilmiyorum! Musa NUKUT «Bütün hasılaü Türk Tayyare Ceml yetine aid olmak üzere Aakeri Temylz I Merlln 6// mahkemesi müddeiumunıisi Rifat Şerif ı Dolar tarafmdan yazılan Hava hukuku 20 Fransız tt. • 66 »0 Lireı 211 kitabı çıkmıştır. Her bir hukukçu için w Belcika ir. 114 edlnllmesi elzem olan bu eser hava hu 10 Drahmı 23. 813 kukunun tarihine, tayyarelerin yeni blr 20 lcvlcre fr. 25. Ltvi münakale vasıtası olmak itibarile hu • i ı) Klorin 82 kukan hangi muameleye tâbi tutulacak08 !0 Çti. krorn dS I Avaslur/a §11. larma, hava harbi hukukunda umumi Ii f I Peçeta hukuku düvelin hava nakliyatma tatbikl 44 I Mart kabll olan prensiplerine ve salreye dalr 2i I Zloti 24 iO Lev çok enteresan kısımlan ihtlva eden bu 16. >0 Dlnar eseri hukuk işlerile uğraşan herkese tav59 I Roble 34 I Yeo slye ederiz. Müracaat yerleri Tayyare 31 I Isveç kronu Cemlyetl şubeleridir.» 930 I Turk altım 40 I Mecidiye ?39 ı Ranknot Os. P. 214 117 169 818 2» 84 102 26 18 49 24 26 5» 38 82 »31 41 240 24.50 17,50 Islâm medeniyeti tarihinde cografya ve ticaret r'EKLER I.ODılra Aünanyada Lelden üniversitesl farsça ve türkçe profesörü J. H. Kramersln bu mühlm eserl, Ömer Rıza tarafmdan türkçeye çevrllmlsUr. İslâm medeniyetinln Avrupadakl mll letlere tesirlerlnl çok güzel lzah eden bu eserde. Islâm tlcaretinln Avrupa ticaretlne tesirlerl de aynca tetklk olunmaktadır. İslâm tarlhinden hususî bir parça olan bu eserl tavslye ederiz. Karts Milano RrUktel Atina Cenevre \evYork A çıh« ö24.;i 0,7951 12,06 9.3205 3,404) 84.08 6.S.8925 1.1762 4,3075 .V223 1.98 4,2073 4.2275 79.ZJ4O 36.10 :',t9t)6 I088.2A 3,1(46 0.79395 12.08 9,31*7 3,40 «4 08 2.44K6 La clef du Franoais Varhk Amsterdam rag Vıyana MaJrlt Herllo Varjovı Badape$t« •iükrej €5 8925 1.1754 19,025 4,3075 5.8185 IJ35 O075 Ankanda on bes günde bir çıkan san'at Vokohama Moskova ve itKir mecmuası Varl'ğın 1 ükkânun tokholi' tarlhiı 34 üncü sayısı çıkmıştır. Bu sa yılda Taşar' Nablnin öz türkçe güzel blr tS r i K R A Z L A R yazısiıe Abdülhak Şinaıl, Nasuhl Esat, Yakup Kadrl, Babahaddln AH, Cemll 8e 193 \ l'Urk borcu 27.90 uhvill I na, Ziya Osman, Celâl Sahir, Ahmed 2«,50 2 »5 . . * 2«.»25 Kutel fieylerln ve daha Uook imzalann . . » »933 Ik. ijtlkrazı makale. hlkâye, şiir ve tercümeleri vardır. ıstikrazı D*hlh K.tjrani Tavslje ederiz. TAHVİLAT cılıt e 79.2940 35.10 2.6M6 108K.25 3,1071 Sosyoloji Yeni Adam gazeteslnln Halk kltaplanbirüıcisl çıktı. İlk kitap (Sosyoloji) nın dlr. Yazan Yeni Adam ıssı İsmail Hakkı Baltacıoğludur. ö z ve pek açık türkçe ile yazılnustır. Herkes anlıyablllr. 10 kurustur. Okuyunuz. Reslmli blr kapak lçerlsinde 32 büyük yüz, değeri F.lektrik Tramvay Tttnei Rıhtım Anadolu I 45.» 4*^0 4» M 45 40 45.40 . Müme«sll Halkevinde konferans ve konser 0/12/1934 persembe günü saat (17) de Bvlmlzln Cağaloğlundakl merkec salo nunda Feyzlatl llseleri müdürü ve DU, Edebiyat, Tarlh çubemlz azaaından Hıfn Tevflk (Türk dlllnln basmdon bu son çağıoa kadar Uerileyisl) hakkında blr konferana ve bu konferansm arka smdan muslkl san'atk&rlarımız bir konser vereceklerdlr. Konferans ve konser her yurddaşa açıktır. Kongreye çagırma | Gençler Birliğj profesyonellığin şiddetle aleyhinde Ankara Gençlerbirliği Spor Kulü bünden: Top mecmuasinda Ankara muhabiri Saffet Emin imzasile intişar eden makale silsilesinde Ankarada profesyo • nellik creyanindan bahsedildiğini ve bu cereyana Ankara kulüplerinden bazi!arinm taraftar olduklarim anlatan mübhem yazılar çikmaktadir Yağn üç dört gün sonra; Hakanm Muhabir Saffet Emin evvelce Genç • Türkân Kaya ne yapıyor c yamndaydı. Ona çocugunun çaiındığılerbirliği kulübünün ikinci ıeisi olma • Türkân gülümsedi. Sorma dedi. si dolayisile muhitte bu cereyana Gençnı anlattı. Tannkut (Hakan) öfkelen Bana o«u gönderdiğin günden lerbirliği kulübünün taraftar olduğu zedi: beri uğraşıyorum. Yavrumun gü habı hâsil olmaktadir. Neden çocuğu çaldirdmu. Siz ne| zel saçlan düzeldi atna gözlerinin 1 Gençlerbirliği kulübü bu cere • redeydiniz? , dalgınlığı gecmiyor.. Ona eski yuryanı şiddetle red ve sporu bir ticaret Kari koca oyudunuz değil mi? dumuzun türkiilerini söylüyorum, metaı olarak değiî, millî bir vazife biU Vah, vah, gücünüz mü tükendi? masallarımızı anlatıyorum. tlk gün diği için yayan bir kütledir. Sonra, ordu basbuğunu çağırdı. lerde, şaşkm şaşkın yüzüme bakı2 Saffft Eminin kulüpte i yordu. Anlamıyordu. Şimdi dinli • kinci rrislik sifa'ı olmadığı gibi idare Yağıza, bir bolük verin. DÖnsün ile bir mönasebeti de yoktur. yor.Sen gelmeden biraz önce ağ • geriye, parolayı da ttğrensin. ladı, eteklerime sarıldı. Yağiz, karismı amcasmin yanina bıKeyfiyetin mu^frem gazetenizle bil Anacığım dedi. raktı. Gerive döndü. dirroenizi saysjilarinı'a dil^rim. Uyuyor n u ? Kan koca, biraz serinlediİer. Ikisi Kart ve koca sevinerek bağrıs Evet. de tatlı bir inanısa kendilerini de kapKarı koca, Kayanın yanina gittîtılar: tımıiftılar. ler. Kaya; yavas, yavaş gözlerini Kayanrn dili kurtuldu, Kaya*** açtı ve gülümsedi ve tatlı, tatlı: nın dili kurtuldu! Yağiz, bir ay sonra, Hakana yetiş • Anacığım, atacığım dedi. M. Vahit Yatufoğla mifti. Çin sinırlarını altüst etmiş, hın uvkusu» bit pece takip eder. Her sey fena görünür. fnsan ^uysıı^îanı^ Kcaerienir ve hiç bir sevden memnun olmar. Her muvaffakiyetin ilk sanıarı dinlenmi} bir vucut ve dinlenmiş sinirlerdir. Epet sinirli isenit, " Ânfcara Llseslnden yetişenler cemîye tinden: Ankara Liaesinden yetişenler cemiyetl senellk kongreslnl 7/13/934 cuma günü saat 13,5 da İstanbul Halkevinde yapac&ktır. Arkada«.lann gelme lerl rica olunur. Bromural «Knoiı. komprimelerl sizi kurtarır. Mfısekkindiı ve uvkuyu temin eder \t hiç bir zaran >oktuı, bütün dünya tanır. 10 TC 20 Komprimeri hıvl tüpItrdt tczineltrdt rtçeıt i)c satılıı FOTO ETEM Galatasaray, Yataklı Vagon yanında Güney Palas birinci dairr. I d . 41875 Beyoğluna nakletmiştir Knoll A.O., kimyevi maddeler fabrikaları, Ludvvigshafen «/Rhia Nörastcnl, zaflyet v« Chloros* benizsizlik En muntabi Karaköy Jopçular caddesi Wo. 33 Zayi ve îtibardan düsmüf pasaport. Iranin Şabpur Vilâyetinden ita kıbnan ve Haci Zekeriya oğlu tsmail Han namina aid olan 40084 umumi ve 1929 tarihli pasaport başka bir kimsenin e. linde görülecek olursa kanunî takibat icra olunacaktir. (116) o A.KUTİEL ? SIROP DESCHIENS, PAK1 Liseler Alım Satım Komisyonundan: Komisyonumuza merbut Vefa Erkek Lisesi için mektepte mevcut nümunesine göre yaptırılacak «180» adet ders sırasının 19/12/934 tarihine musadif çarşamba günü saat 15 te ihale edilmek üzere kapalı zarf usulile münakasaya konulmuştur. Taliplerin şartnameyi görmek üzere Istanbul Erkek Lisesindeki Komisyon Kalemine ve mü • nakasaya iştirak edeceklerin de ihale günü teroinatı muvakkate makbuzlarile birlikte Komisyonumuza müracaatleri. (8048) Madam Daney misafi>ini bekletmeden geldi. Sarı ile karışık gri renkte bir elbise giynıi^ti Cehresinin hatları bir evvelki mülâkatta olduğundan daha az sert görünüyordu. Mister Jordan otumnuz! Teşekkür ederim madam.... Iskoçyadan avdet etmiş olmanıza pek ihtimal vermiyordum. Marinizi nasıl terkettiniz? Hayır, gücenmeyiniz. Genc kızı artık evvelki gibi kıskanmıyorum. Lev ile bu sebebden aramız arılmıştı. Ben birini kıskandığım zaman birçok yalanlar uydururum. Eonradan haksız olduğumu an'adım. Tim bu sözleri gülerek dinliyordu. Madam Daney hakkında kendisine malumat verenlerm tarifleri aklına gelmişti. îşte şimdi yaptıklarından pişman olan m&Ham Daneyin karşısında iS Ne acayip kadındı bu! Biz Lev ile yabancı bir memlekete gidiyoruz. Kftndısine haber gönderdim. 0 n u n nerede olduğunu biliyor musunuz? Haber göndcrdim diyorum ya... Anladım.. Gazeteleıdeki küçük ilânlar sütunu vr.sıtasıle değii mi? Ne yalan «öyliyeyim evet... Lev ile dargın olduğumuz ve c bana gideceği yeri bildirmeden meydandan sır olduğu zamanlarda bu usule müracaat ederim. Fakat azizim Mister Şarlok Holrnes, bu sözlerimden istifadeye kalkısmak teşebbüsünde bulunnıayın sakın... Beyhude yorulursunuz. Çünkü Lev ayni usulü takib etmez. O he~ nim nerede bulunduğumu daima bilir. Elinde ucu yaldızh bir sigaıa bulunduğu halde odada geziniyordu. Sizden ilk defa görüşürnde hoşlanmıştım. Bugün de .. Madjam bu lâtiftlerî bıraka PÜSLTECZÎC! ARANIYOR Karadeniz sahili içindir Bahçekapı lf Bankası arkasmda Mazon ve Boton ecsa deposuna müraca • •t. (5474) hm, rica ederim. Vdktimiz dardır. Buradan Skotland Yaıda gideceğim. Nasıl siz sabahleyin oraya gitmediniz mi? Rılıt.nı boyunca araba ile gezinirken s ; z ; n Skotland Yarddan çıktığınızt görmüştüm. Şimdi kocanıztr nerede bulunduğunu bilmiyorsunuz demek. Hayır. Birkaç gün evvel İkkoçyaJa idi. Hatta oradan ayrılırken paltosunu almayı da unuttu. Kendifcini görünce bunu söyleyiniz 1 Kadın kaşlannı çnttı. Paltosunu mu bıraktı? Onu nerede buldunuz? Tim bunu söyîemekle ihtıyatsızljk ettiğini çabuk anladı. Fakat artık iş işten geçmişti. Bütün bildiklerini söyledi. Stokerin uğradığı taarnız hikâyesine gelince madam Daney atıldı: Levin böyle birşey yapması imkânsızdır. {Mıbadl Mf] "Cumhuriyet,, in tefrikasıl 35 Yazan: Edgar Vallaa Tereüme eden: ömer Fehmî Günün en kalabalık saati idi. Caddeler otomobil ve aıaba zincirî^rile kaplanmıstı. Timin bindiği otomobil de yolda birçok defalar durmağa mecbur oldu. Böyle bir tevakkuf esnasında can eıkn tısı içinde otomobıiJen dışansını seyreden Tim biraral'k mukabil taraftan gelib yavaş yavaş iîerliycn bir otomobilde yanyana oturan bir kadınla bir erkeği fjöriince derin bir hayret içinde kalck Kadın Okvraytm evinde yemek saionuna dalan sarhoş kadınd; O zamankinin aksine çok neşelı gö)ünüyordu. İyi giyinmisti. Erkege gehnce bu da Time bıçak çeken sakalh, san suratlı adamdı Kadm gülünecek şeyler söylüyor olmalı ki kıskıs gülüyordu. O da eski pejmürde kıyafette değildi. Dana genç görünüyordu. Arabalar birbirlerinin yanından geçerlerken Timle kara sakalh adamın nazarlan karşılaştı. Herif yüzbasıyt tanımadı. Otomobiller birbirlerinden uraklastılar. Tim otomobilin arka penceresinden bu garip çifte, aratalan gözden kayboluncıya kadar bakrrakta devam etti. Acaba onlan înkib etme li miydi? Herhalde bu ptk büyük bir fayda temin etrmyenekti. Otomobilin uzun bir yoîdan geldiği belli idi. Her tarafı tO7a vc çamura bulanmıştı. Delikanlı, Madam Daneyin apartımanına gelinciye kadaı bu yeni hâdise ile meşgul oîdu. Lev Daneyin kansı en lüks apaıtımanlardan birinde oturuyoTdı. ^sr.n^ör ikinci katta durdu. Tım asansör kapısında önüne çıkan uşağı halı döşeli uzun bir koriJorda takib etti. Nihayet bir kapı önande durdular. Uşak zili çald'.. Genc ve güzel bir hizmetçi kız göründü. Timi çok pahah esya ile iü«lü bir salona aldı. Gidib madama gek'iğinizi haber vereyim efendim. Bana bakın, siz tenim kim olduğumu bilmiyorsunuz ki madama haber vereceksiniz? Ne demek efendirr ? Siz yüzbaçı Jordan değil misiniz?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle