22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
?.v Dırmcıkaııun 'Camhtmym TELGRAF HABERLERI Rusyadaki rejim değiştirme teşebbüsünün içyiîzü Kirofu öldüren katil ve arkadaşları ecnebi bir konsolosun müzaharetile harekete geçmişler! Mo»kova 27 (A.A.) Tas A jansı bildiriyor: Nikolaef ve Ki rofun öldürülmesinde tnethaldar diğer 13 suçlu hakkındaki itham • name nesredilmiştir. İlk tahkikat şu neticeyi vermiatir: Zinovyef eski Sovyet düşmanlığı grupunun mutavaat göstermesine rağmen, bu blokun en faala azası nın gizli çalışmalacı durmamış ve aon zamanlara kadar sürmüştür. Bu çalrşma bilha»sa 1933 • 1934 yilında şîddetlenerek Leningıradda eski azadan müteşekkil bir gizli ihtilâl grupu teeasİM etmiştir. Bu gtupun faaliyeti mutlak »urette karışıklık çrkarmak içindi. Grupun istediği şey Sovyet hükumetinin idaretinde bozgunluk yapmak için iktidar mev kiindeki adamlara kaarsi korkutma hareketlerinde bulunmak ve bu «uretle şimdiki siyasada Zinovyef Troçki fikrine göre bir değişiklik yapmaktır. Gcup, Kirofa indirilecek darbenin memleket içkıde bir harekete işaret olamıyacağma kıan dıjhadan ban ecnebi devletler tarafmdan silâhh bir müdahale için dısannm yardımma güveniyordu. Sovyet iktidannı devirmek için en iyi çare olarak silâhlı müdafaa ü • tnidi, Nikolaefin yakin ahbabların<fan gizlemediği düşüncelerinden açıkça anlaşıJmaktadır. Nikolaef Leningrad merkezi azasından Konto linof ile önceden anla?ıtktan sora birkaç defa Leningradda bir konso» lom zryaret etmistir. tlhamnamede bu koıuolosun ismi ve mensub olduğu memleket bildirilmektedir. • Nikolaef bu konsolosla, mumaileyhin grupa yardımda bulunması imkân • lan hakkmda komışmuş ve kendisini alâkadar eden yüzlerce iş hak kmda haber vermiştir. N&olaef, 20/12 tarihinde verdiği ifadesmde diyor ki: cKonsolosa, Sovyetler birliği için* de olup biten şeyler hakkmda kendisine doğru malumat vermeğe hazır bulunduğumuzu söyledim ve konsolotna paralı yardımını iste • dim ve alacagımız parayım*lî **wrumumuza iade edeceğimizi bildirdkn. Konsolos bana beş bin ruble verdi ve gurup tarafından Troçkiye hitaben kendisine bir mektub getirebilirsem Troçki ile münase • bet tesis edebileceğini söyledi. Kotolinofu konsolosla görüştükleri • mizden haberdar ettim ve aldığım paradan S00 ruble alıkoyarak 4500 rublesini kendisine verdim.» Bu tarihlerde Leningradda iki tethiş gurupu çalışıyordu. Bunlar • dan birine Lenragrad merkezi azasından Kotolinof başkanlık ediyordu. Nikolaef, Tvezdof Antonon ve Yovskin bu gurupa dahil bulu nuyordu. Diğer gurup Troçkinin baskan • lığmda, Nikolaef cinayetrain hakikî sebeblerini gizlemek için cina • yetin şahsî kinlerle yapılmış bir hareket olduğunu göstermeğe çalı* şıyordu. Bizzat Nikolaef bımları, cinayet şahsi bir hareket gibi gös • termeğe karar veren grup azasile anlaştıktan sonra uydurduğunu söylemiştir. Bu şu suretle de sabit olmaktadır ki, Nikolaef kendisrne iş verilmesi için yapılan biitün tekIiflerı ya ahvali sıhhiyesi ve yahut tahsil ihtîyacuıı veya diğer sebeb» leri vesile göstererek muttarıd bir •urelte daima reddediyordu. Bîrçok şahitler ve bu arada Nikolaefin anasile karısınra ifadeleri de bu bu sıralarda Nikolaefin paraca sıkıntıda olmadığını göstermiştir. Nikolaef tamamen suçlu oldugunu söylemiştir. Kotolinof, şeflerinden biri bu lunduğu gizli mukabil ihtilâl gurupuna girtnekle »uçlu oldugunu »öylemiştir. Kotolinof cinayetle doğrudan doğruya alâkası oldugunu tnkâr etmekle beraber, gurupun başkanı olduğundan cinayetin mes'uliyetini kabul ettiğmi söylemiştir. ŞMzki. suçlu oldugunu söyleraemiss* c< safcitlerin ifadesi suçunu göstermektedir. Sokolof, Zvezdof, Bumaintsey, Tolmosof, Levin, Kansnikof ve Sesitzki cinayete iştiraklerini reddetmekle beraber gizli teşkilâta inti «aplarou itirai etmişlerdir. Bütün maznunlar Sovyet hirüği temyiz mahkemesrain askerî kollejine aevkedilecektir. Eroincilerin muhakemesi Suçlulardan bir kısmi itiraflarda bulundu (Ba? taraft birinet tahtfede) bSvle değOdi. Kemal pofisteki ifade • sinîn yalan oldugunu söyledi. Bonr'an sonra ömerin sorgmona ge« çildi. ömer de eroin oldugunu büme • diği bir pakrti Kemalden aldigtnı sBy» Iiyerek Kemalin soziermi teyid ettL toin ucu Mehmedde duJSm'enivordo. Fakat Mehroed de bay'Iarak gitmişti. ömerdra sonra tzmr vaDurunda kamarotluk eden tbrahna dinlendL Ibrahim ifad'sinde dedi ki: « Pirede, tanidtgim SoHri ismm • de birisi tstanbulda birisinin bana bazl emanetler verecegînî ve onlari ken • disine (retirdi^hn taVdirde bana para vereçe&?ni söyledi. fstanbnlda Apus * tol fl'" Matmazel Frosso ile eörüştün», bana birkaç pak't verdiier. Onlan Sotîrîve götoVdum. bana dokuz !îra ver* rfi. Bu «ekflc?* birkae kere eroin g3tör« düm. Fakat ilk defalarda buaun eroin oldugunu bilmiyordum. Sonralan So« riri bunu bana sovledi. Ben de bizîm evde bulunan eromleri kanapenm a! • tma sakladirn, polise muracaat etme» mekle cahfllik ettim.» Bundan sonra Yor«ri Foço dmlen • dL Foça eroin satmadığmt. ertnde bulunan eroin tabakasinin Dimitriye aid oldu&unu *ö"1edi. Dimitrintn eğla Mî • hal fle gizli konusmasint ^oJhu bnlma* dıihnı ve bwn<?an vmn Drmitriye ei • kiştığmı söyledi. Oğlu motörcâ Mihal de: « Bir ırun mofoVde Jdhıv Jozef b> mînde birisi veldi. Ve bir yatakla bir karyolayı Fenere götürmemi söyle* dL Pazarlık ettik ve eşyalan Fener» göturdüm. Polulrr Bzerimi aradıklart vakit D'mitrinin adresini buldolar. Bv adresi Fenere eşyalari götârSrkn «1 • miştom.» dedi. Mihalden sonra Villi dinl«dij şunlan söyledi t < Eroincilerle nicbir alâkam yoktur. Madam Saranm kisi Dora ü« nişanh idîk. Sekiz ay evvel ayrildık. Apnstol ve Frossoyn Saranm evinda tamdıra. Bunlarla hiçbir alâkam yoktur. Sara da ifadesind* bu ist« hicbirşey kazanmadığmı •• bu işt« alâkası olmadığını söyledi. Apustol Kiryakîdisin ifadesi pek sayani dikkatti. Apustol dedi ki: c Karnn Yunanistandadrr. Ben ona buradan mide tozu, kahve ve çay gönderiyorum.» Reis burada sordu: Bu kadar mî? Telâs etmeyin, bu kadar değil, eroin de gSnderiyordum, dedi v» bundan sonra anlatmağa başladi: < Kanm Yunanistanda demif • thn. Karnna herseyi Sotiri vantaslle göndertrdim. Bir gün Sotirl bana eroin göndermemi söyledL Benim d*« i'lerhn kötü gittiğmden kabul ettim. Bu fena suçumu bilryorura. Ve polise Dimitri AnlanidUia fabrika ıım gösterdim.» Saraylı Nazi Mestan, tbrahhne verilen eroinleri saklamıştı. 70 yas > larında olan bu kadıncağız da hâdiseyi söyle anlatıyordu. < Komşum Münevver, tbrahi • micı annesidir. Bir müddet evvel bana bk çıkm getirdi ve bunlar evi • min senedile birkaç kurusumdur» Saklayıver d'edi. Ben de kömürlükte kendi paralarımin yanına göm • düm.» Münevver ifadesinde eroin pa ketlerini oğlu tbrahime verilmek üzere Apustol ve Matmazel Frossonun getirdiğini ve oğlunun da kendisine bunları dondurma tuzu diye verdiğini söyledi. Nazi Mestan'n soy lediği gibi paketleri ona verdiğini de ilâve etti. Dimitrinin ifadesi de şayanı dikkatti. « Bundan iki sene evvel Yorgi tsagidisle birlikte Adadaki iki e • vimde bir eroin fabrikası açtık. Ben eroin imal etmesini bilirim. Bana morfin getiriyorlardı, ben de bunu eroin yapıycrdum. Fakat bundan bir buçuk sene evvel fabrikayi dağıttım ve elimde kalan eroini 480 lira mukabilinde Apustola sattım.» Burada Apustol söz aldı ve de • di ki: « Hayır eroinleri bana veren o idi. Ben eroinleri toptan satın almadım.» Dimitri devam etti: < Elimde kalan esrarlan Ada dan Mihalin motörile Fenere gö • tücdüm ve Mihala 700 lira para verdim. Mihal burada itiraz etti ve Dimitriden yalnız pazarlıkla 6 lira para aldığını söyledi. Dimitri, rüşvet verilme mesele • sini de şöyle aalattı: c Memurlar evime geldiler. Her tarafı aradılar. Bütün para • larımı aldılar. Alâko geldi ve 1,000 lira daha verirsem işimin olacağı • nı söyledi. Kaçakçılık bi"rosuna gittik ve memurlarla konuştuk. Ben de parayl verdim. Memurlar bana 1,000 lira verdiler, ben de Yorgi tsakidi» lnkılâb kürsüsünde devrimin muvaffak olması için ne gibi esaslar gözetlemesi lâzımdır? Hnde idi. Rus ihtilâlinde, belki bir kısım arazi düçmanlann elinde idi. Fakat ihtilâlcilerin çalışacağı ge nis sahalar yardı. Türk ihtilâli Atatürkün Önderliğile başanldı. Atatürk faaliyet merkezi olarak İstanbulu kabul etmedi. Çünkü Türk devrimi burada tehlikeye düşebilirdi. Düşman, devrimcilerle değil, sarayla anlaşmak istiyecekti. İstanbulda Millet Meclisi dağıtıldı. Eğer devrimciler de İstanbulda bulunmuş olsalardı, inkılâb Maltaya sürülecekti. Işte Önder bu hatayı işlemedi. Ankarada hükumet kurdu ve evvelâ bütün Anadoluyu dolaştı. Erzurumda, Sıvasta, kongre kurdu. Fikirler bu suretle saçıldı. Ve nihayet Müdafaai Hukuk, devrimin propagandasına basladı. Bu suretle devrim, birkaç şefin değil, Türk milletinin oldu». Mahmud Esad bundan sonra, devrimin icabatının nasıl safha safha basarıldığını pazarhğa girişilmediğini anlattıktan sonra bir devrim için pazarhğa girişmenin tehlikelerini Troçkinin (Hayatım) adlı eserinden okuduğu birkaç parça ile teyid ederek Rus ihtilâlinin de muvaffak olmasının en büyük sebeblerinden biri bu «pazarhğa giriamemek» oldugunu söyledi. Mahmud Esad 15 inci asır sonlannda bir devrim yapmak istiyen fakat strategique şartlara riayet etmediği için muvaffak olamıyan Bedreddin Simavinin uzun ve tarihî menkıbesini, prensiplerini, mücadelelerini, yetistirdiği talebelerden Böğrülceli Mustafanın pa dısah ordulannı birkaç defa peri san ettikten sonra nihayet mağlub oldugunu, fakat buna rağmen çarmıh önünde bile gene kanaatlerinden dönmediğini anlattı. Mahmud Esad, inkılâblan bir de tactique bakımdan mütalea etmek lâzım geldiğini söyliyerek dünya tarihi ve ilim bakımından büyük ehemmiyeti haiz olan ve Romada patlak veren Spartaküs ihtilâlinden bahsetti. Spartaküsün Romalılar elinde Trakyalı bir esirken, kurduğu ordularla en nam • dar Roma generallannı nasıl mağlub ettiğini, bütün bu zaferlere rağmen sımarmadığını, zira bir devrimin şefi şımanrsa o devrimin tehlikede olabileceğini söyledik ten sonra tam Romayı devirirken sefler arasında ihtilâf çıktığını ve bu suretle Spartaküsün mağlub oldugunu, sefler arasında ihtilâfın devrimleri mahvettiğini anlattı ve tactique cephede yapılan bir hatanın inkılâblan devirdiğini söyledL Mahmud Esad, dersine cumartesi jjünü devam edecektir. Bir NALINA MIHINA Şu Beyoğluna türkçe öğretemiyecek miyiz? e yapsak, su Beyoğluna türkçe öğretemiyeceğiz. Arab harfleri zamanında, bu yazı güçtür, okuyamıyorlar; diye aldırmazdık. Lâtin harflerinin esi olan yeni Türk harflerini aldık; fakat Beyoğlu bu harfleri de, a» damakıllı, öğrenmedi. Beyoğlunda yanlışsız tabelâ, yanlışsız ilân, yanlışsız yazı görmek gene nasib olmadı. İmlâsı doğru ise grameri, sivesi yanhstı. On yıldır Beyoğlu mekteblerinde türkçe okutuyoruz. Halk mektebleri açtık. Okuma çağını geçirmiş kartlara türkçe Öğretmeğe çalıştık. Hiçbiri para etmedi. Sanki Beyoğlu türkçeyi yanlış öğrenmek, yanlış okuyup yazmak için and içmişti. Simdi, Arab, Fars sözlerini dilimizden atmağa baçladık. Artık Beyoğlu da öz türkçeyi öğrenir diyorduk. Böyle düşünüp umudlanırken çöyle bir davetname aldık: Noel ağaci «... Müduriyeti 29 Birinet Kânan 1934 cumarten günü haztrladığt Matine, nzt bu davetiye taktim ediyor, ve huzurunuzla şeref vermm» ye rica ediyor.* Kottyon, aürprtx, attraktyon nur. Bu davetname gösteriyor ki n3 yapsak Beyoğluna türkçe öğretemiyeceğiz. O, böylece çetrefil ko» nusacak, çetrefil okuyacak, çetrefil yazacak... Türkçe bilmiyenler ve yıllardanberi Türkiyede yaça« yıp ta gene öğrenmiyenler, ö§» renmek istemiyenler, hiç obnazsa iyi türkçe bilen bir kâtib tutarak dilimize ve dolayısile Türklüğe sa y8> göstermeği öğrenmelidirler. Bunu kendiliğinden öğrenmek i«temiyenlere de Belediye zoria oğretmelidir. Masalanntzi evvel tutmanıa rlca ultfa Dün Üniversitede inkılâb derslerine devam edilmiştir. Ders sırası profesör Mahmud Esadındı. Mahmud Elsad diinkü dersinde tarihte geçmiş birçok inkılâbların strategique ve tactique bakımdan tahlillerini yapacağını söyledikten sonra bir devrimin muvaffak olması için şu esaslan gözetlemesi lâ zım geMi^ini sövledi: 1 Zamanı kollamak, 2 Mümkün olduğu kadar sürat göstermek, 3 Devrimin icabatını yerine getirmek, 4 Devrimin zeminini bilhassa fikir sahasında hazırlamış bulunmak. Arkadaşlar bugün size yanm kalan bir devrimden, Paris ko mününden bahsedeceğim. Paris komünü tam ilmin manasile bir komünist hareketi değildir. Mut Iak bir sosyalist hareketi de değildir. Zira Paris komününü yapan sefler muhtelif meslekelere mensubdular. Onlann içinde Klemanso gibi bellibaslı bir milliyetçi de vardı. Mahmud Esad, bu hareketin 1871 de Versay hükumetine mağlup oldugunu ve mağlubiyetin de, zamanı kollıyamadıklarından ve fikirlerini halka lâyıkile açılaya madıklanndan husule geldiğini anlatü. Sonra, Sovyet inkılâbının •trategique bakımdan muvaffak olmus, inkılâb oldugunu, zira, Rua ihtilâlinin zamanı kolladığım, fikirlerini halk arasında hatta köylere kadar götürdüklerini, Tolstoy ve Maksim Gorki gibi ihtilâlcilerin yazdığı eserlerin en açağı halk tabakalarma kadar yayıldığını, komünistlerin süratle harekete geç tiklerini, pazarhğa giriçmedikle rini, prensibin bütün icablannı tatbik ettiklerini ve ancak bu su retle muvaffak olduklannı söyle • di. Mahmud Esad, Fransız komün Te Sovyet inkılâblannı Türk inkılâbile mukayese ederek dedi ki: « Son Türk verimi gerek strategique» ve gerek «tactique» sartlara riayet etmiştir. Muvaffakiyetin büyük sebebi de budur. Bir gün gelecek ki Türk ihtilâlinin bu muvaffakiyeti tarihte bellibaşh ör neklerden biri olacaktır. Dünya ihtilâl tarihinde Türkün karsılastığı müşkülât kadar güçlüklerle hiçbir ihtilâl karşılaşmamıştır. Türk devrimi başlarken Türk yurdunun akıbeti meçhuldü. Çünkü Türk milletine, galibler, hayat hakkı bile tanımıyorlardı. Halbuki 1789 Fransız ihtilâli patlak verdiği zaman bütün Fransa, Fransızlann eile telefonla görüşerek 1,5 kilo eroini almak hususunda uyuştuk. Te lefon muhavereuni memurlar zaptettiler.» Müddeiumumî, Dimitriye. Yorgl Isakidisle bir muhakemesi olup olmadığını sordu. O da bundan bir müddet evvel fabrikayı yaparken 13,000 lira borçlu oldugunu ve aonra muhakemeye düştüklerini söyledi. Dimitriden sonra Yorgi tsakidis dinlendi ve o da Adadaki fabrika ile alâkası olmadığını, telefan muhaveresinin uydurma oldugunu, Diraitrinin alacak yüzünden kavgalı olduğundan böyle söylediğini, bundan on beş gün evvel kendisini gördüğünü afyon almak istediğini iddai etti ve kendisile parasını kurtar • mak için eroin satmakta uyuştuğunu söyledL Yarginin kâtibi Lâmbo da ayni ifadeyi teyid ettL Bundan sonra sirkeci Miltiyadi dinlenildi. O da ifadesinde fıçılann eroin götürmeğe elverişli şekilde Yorgi tarafın • dan yaptınldığını ve kendisinin DU mitriye bu fıçılarla su taşıdığını söyledi. Eroin işile hiçbir alikası ol madığını ilâve etti. Fenerde Dimitrinin evmda oturan Madam Mihalra getirdiği eşyalan eve aldığını ve içerisinde ne olduğunu bümediğini söyledL lnolya ile Kâmil fazla birşey söylemediler. Aleko rüşvet meselesini anlattı. Bundan sonra Müddeiumumî şahidlerin celbini ve altı suçlunun tevkifini istedi. R:is biraz sonra kararını bildirdi ve celseyi tatil etti. Bu karara göre, Kemal, Tatar ömer, Ibrahim, Villi, Dimitri ve Apustolun duruşmalarnna mevkufcn diğerlerinin serbest olarak devam edilecektir. Mehmedin hastalık vaz! yeti ayrıca tetkik olunacaktır. Soy adı kanunu ve damga resmi Yeni dükkân tabelâlarmdan vergi alınmayacak Ankara 27 (A.A.) Dükkân v« ticaret evlerinin tabelâlanndaki ad>* larm, soy adı kanununa göre değiştirilmesinden dolayı yeniden tabelft damga resmi alınraağa teşebbüs e* dildiği hakkmda gazetelerde baz» neşriyat görülmüstür. Bu tabelâlarda soy adı kanunu mucibince yalnız adların değiştirilme«i, tabelâlana değiştirilmesi mahiyetinde olmadığından, tabelâlardaki adlann yasaya göre deği?tiril< mesinden ötürü yeniden damga res> mi alınmıyacakhr. 1935 nüfus sayımı Ankarada şenlik Mütehassıs tetkiklerin[Atatürkün Ankaraya den çok iyi neticeler aldı gelişinin 15 inci yıl döAnkara 27 (Telefonla) tsta • tistik umum müdürü Celâl, 935 nünümü kutlulandı fus sayunı hakkmda su izahatı verdi: « 935 senesi umum nüfus sayımı isleri için müsavir sıfatile muvakkaten çağonlan Isviçre federal istatistik müdürü ilk tecrübe tah rirlerinde bulunduktan sonra memleketine dönmttştür. Ecnebi mütehassıs verdiği rapord*a sayım talimatnamesini sayımın muvaffakiyetini temin edecek de recede mükemmel bulduğunu, idare reislerinin sayım işlerine kar?ı yüksek bir alâka göstecdiklerini, sayım memurlanmn çok dikkat ve muvaffakiyetle çalıştıklannı, sajn mm muvaffakiyetli neticeler vereceğinden şüphesi olmadığını söyle • tnistir. Mütehassıs bu kanaati Marnaaris, Isparta ve Mudanya tecrübe saynnlarında mahallen yaptığı tetkikat neticesinde edinmiştir. Umum müdürlük yakmda kat'î aayım talhnatnamesinin hazırhğına başhyacaktır. Ecnebi mütehassıs geIecek sene sayım ayında burada bulunacaktır. Yedi muhtelif yerde yapılan ve 300 bin nüfusa samil olan teotübe •ayımlarma nazaran nüfusumuzun ; senede binde 18 nisbetinde arttığı anlaşılmaktadır. Maahaza hakikî artma miktarı 935 sayimından sonra belli olacaktır. 18 ikincikânunda bir deneme saymn daha yapılacak, doğan ve ölenler hakkında da malumat toplanacaktır.» Ankara 27 (A.A.) Atatürkün Ankacaya geldiğinin on besinci yıl dönümü münasebetile bugün şehrimiz bastanbaîa do nanmıs ve gece de her yer elaktrikle aydmlatılmıstır. Ankara lılar bu mutlu günü candan kutlulamaktadırlar. Halkevinde gece bir müzikal festival verilecektir. Ankara 27 (A.A.) Bugün Atatürkün, Ankaraya ilk aak bastığı günün on beşinci yıldö nümü idi. Bu »ayıli günde Ankaranm duyduğu üstün ve askın sevinci, en büyük Ankaralımn katına yük seîtmek icin dün Vali ve Be!ediye başkanı Tandoğamn başkanhğı altmda Diyanet İsleri başkanı Rifat Börekçi, C. H. F. Vilâvet idare heyeti başkanı vekili Miimtaz ökmen ve Atatürkün Ankaraya ilk geldiği sırada Müdafaai hukuk üyelerinden olan Ahmed ve Halim Kütükçü Çankayaya gitmişlerdır. Atatüt k, Türk tarih:nin son on beş yıllık bölümünün icind'e yarattığı bir kent adma, kendisine saygılarını sunan bu heyete iltifatlar etmiş ve güzel dileklerinin, yüksek duygulannm Ankaralılara bildirilmesini buyucmuştur. Almanya Avrupayı aldatıo ovabyormuş TBoş taraft btrtnct sahifedei ba?s Avruna statukosuna halîsane meı* buttur. Almanvanin siyasasma ge'»n • ce, Fransann kplTivea Jmhasmı diii . yen, Hit!erin (Mem Kampf) adll eseri, Alman K&kumet zümresmm her raman icin dn«turu olantk kahvor. Polonyada, Alfred Rozenbençin siy«sası ise. Polonyanm takstmini ve bn • hasmı istflıdaf ehnektedir. Bu suretle, anlssihyor kî Aln>>nvanm sulhpervers* " bevanah bir tftbive manevrasından ibafettir. Fazla olarak, A'm»nva kuv • verie snâhlartm;>kta ve ulus'ararann • d'i'n munaseKotlerin takviyesine m'nî olaeak ver>5 bir diplomasi oyuno habf r vermektedir. Bu vaziyette, Sovyetlerin nzlastiri • cı politikalan en doğrusu olduğu gibi, Fransa Polonya ittifakmm kuvvetlendirilmen ve Polonya ue Kuçök Itilâf arasmdaki dostane munasebetl'ria iadesi herseyden muvafık olacaktır. Umumî huzuru temin için yegân* doğru yol badur.» tranın transit yolu tarafı btrinct sahifede) Memleketimizi yakından alâka • dar eden bu mesele hakkında tet kikatta bulunan tstanbuldaki tran Boşkonsolosu Ferruh Han, kendisini ziyaret eden bir muhirririmizm suallerfne şu cevabları vermiştir: c Bu mesele ile ben de al»kadar oldum. Aldığrm en son ve kat'î malumata göre, ecnebi bir gazetenin verdiği haberin ne aslı var, ne de esasi. İranm kullanacağı transit yol • lan meselesi henüz tetkik edilmekte olup bugüne kadar halledilmis birşey yoktur. Bu mesele, her şeydeo •vvel tranda yapılmakta olan şi mendiferlerle alâkad'ardır. Iranda lâztm olan şimendiferler yapılmadtkça ve bu şimendiferlerin hariçte hangi hatlara bağlanacağı kat'î surette tesbit edilmedikçe transit yollannm kararlaştirılamıyacağim »öy« lemek bile fazladır, zannediyorum. Hazer denizini Basra körfezkıe bağhyacak olan büyük şimendifer hattüe ona bağlt bulunacak olan diğer dahilî hatlar tamamlanırsa, hiç şüphe yok ki tranın bugünkü transit yollan meselesi de yalnız o zaman kat'î surette belli olacaktır. Şu halde Hayfa ve Beyrut limanlan hakkmda verilen haber kat'î surette asılsızdır.> Muhacirlerin yerleştirilmesi Ankara 27 (Telefonla) D a hiliye Bakanlığı Romanyadan ve sair yerlerden gelmekte olan muha • cirlerin yerleştirilmesi işile esash surette meşguldlir. Bu muhacirlerin küçük küçük kafileler halinde gelmeleri iskân işlerini kolay bir şekle sokmaktadır. Bakanlık yeni bütçe ile tahsisat aldıktan sonra bu yoldaki mesaisini daha fazla geni;letecektir. Sovyet Seiiri geliyor Ankara 27 (Telefonla) Sovyet büyük elçisi Karahan bu aksam trenle Moskovaya gitmek üzere şehrimizden ayrılmıstır. Sözlük komisyonu faaliyete geçti Ankmra 27 (Telefonla) Soz lük komisyonu Türk lugatinin ha • zırlanması isine başlamıstır. Fran mzea lugat yeni lugate esas teşkil edecektir. 21 Ramazan 1353 Cunta 28 Birincikânun 1934 tsBMk Oünes Ogle nUndl AMşmm istanbul vali muavintigi Ankara 27 (Telefonia) tstan • bul Vali muavinliğine kimip taym ediIrceği hakkında bnrada malumat yok> tur. Dahiliye Bakani cumartesi günii buraya geldikten sonra künin tayia edileceği anlasılacaktır. tskân komisyonunun tetkikatt Ankara 27 (Telefonla) Yüksek iskân komisyonu Trakyada yerlestirilen muhaçalerin vaziyetini tetkik etmiş, Ziraat Vekâleti namına | komisyonda hazır bulunan mümes ! sil, muhacirlere yapılan ziraî yar : dım hakkında izahat vermiştir. Ezani 12,50 *,37 7^« Maliye mUsteşarı Ankara 27 (Telefonla) Maliye Müsteşarı Faik yarin akfam Istanbula gidecektir. 9,48 XX Yatn 139 Vaaatt S,»7 1 7,*S 1»45 I43* I*t47 ! 1»^7
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle