19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
IÇOCUĞUNUN r KITAPLARI AAASALLAR YIL£A$INA UAZIfcLANİYOR CUMHURiYET ROMANLAP HIKAYELER .• İSTANBUL CAĞALOGLU P ı ı m o r t u e î I IfânıınnuVuI Q 7 o n NO. O i o b Telgraf ve mektup adresi: Cumhuriyet, Istanbul . Posta kutusu: İstanbul, No. 246 bUmdriBbl I IVdFIUnUBVCI Teiefon: Başmuharrir ve evl: 22366, Tahrir heyetl: 24298. Idare ve matbaa fasmile Matbaacılık ve Neşrlyat Şirfcetl 24299 24290. um urıy \ Yeni bir yazış şeklij Kelime sonlarındaki B. C. D. harfleri olduğu gibi yazılacaktır Yeni Karflerin kabulünden sonra türkçenin bünyesine daha uygun olduğu kanaatile B, C, ve D harflerile biten kelimelerin sonundaki bu harfler P, Ç ve T ye tahvıl olunuyordu. Bu cümleden olarak meselâ Vedad ismi Vedat şeklinde yazılmak taydı. Bundan sonra eski tarz bırakılarak yukanda yazılı harflerle sona eren kelimelpr asıllan gibi yani B, C ve D ila yazı lacaktır. Binaenaleyh Vedad, Ad, Felc ve saire gibi kelimeler hakikî yapılışlannı muhafaza edecek ve böylece yazılacaktır. Dağılan sis: Kendi benliğimizin Dünyasına Kavuşuyoruz! Viyana ve Budapeştede asabiyet Ihtiyar Amerikadan genç Türkiyeye! T Dresden: 25/11/1934 evfik Fikret, bizîm döliimiize (neslimize) derin iç ürperiş leri vermiş «sis,> i ile karanlık ve dağıttti bir çağm (devrin) taslağını çizmiştir. Fikret, «sis» i ile Osmanb Kurumunun (devletinin) başkendine (payitahttaa) karşi hindni dökerken bir kendin değil, bir kavrayişin, bir sistemin, bir kan yuvasinin yağisidir (diişmanidir). Sis, bütün yurt varlı ğina, bütün yikıhşa sinmis, bütün kl • mıldanişi yutmuş ve silmiş bir dumandır. Her bakisi geriyç çeviren bu ak ve kanlı bürgünün (perde) kaynağı yalmz Boğazici sirtlarina yaslanmH sa • rayda değildir. Onu daha derinlerde ve uzaklarda aramak gerektir. Universite talebeleri nümayişler yaptılar Çekoslovakya ve Yugoslavya sefaretleri polis kordonile giiç muhafaza edilebildi Mareşal Franşe Despere dostça bir yazı yazdı «General Şerilin [Mustafa Kemal] eserinde Gazinin sesini duyuyor ve yeni şeyler öğreniyoruzî^ Tarih, Ok günlerine kavusmak için beliriş aklığini yash toprağin Gzerine yayarken, Türk; alu yaradıhjin yenflmez bir güre (enerü) si gfbi göze çarpar. Yeryüzüniin ilk tarlalarini onun eli yeşillendirir. İlk başıbos aygirlar, çok değerli bir is ve savas arkadaşi olmak için onun elüe ilk kentlerde alişJrlar ve Irişnerler. Yeryüzünün bütün yaçayiş temposunu değiştiren bu kültür ve topluluk uyanişi acun (dünya) tarihinde ilk yaraüd hiz sayilabilir. Türk; Tanrisini, tanrisal (ilâhi) türelerini bu ilk çevreye (muhit) gore düsSnmüstür. trcağ ( 1 ) saman, top • rak çocuğudur. Yeryüzü ile gök ara emda gönül ayirdı yoktur. Türk, ilk ve daha sonrakî çağlardaki üstünlüğünü buna borçludur. Bugün irçağ tarihi kariştirilirken Türk türelerinin ilk budunsal (maş"rî) kuruluslarda ne derin ve silinmez izler biraktığmı anlamak çok kolaydir. Budapeştede Hiirriyet meydcan Viyana 30 (Hususî) Univer «ite talebesi bugün Çekoslovakya aleyhine büyük bir nümayiş yaptı. Bu nümayiş birkaç gün evvel Pragta Çekoslovak Universitelileri ta rafından yapılan nümayişe cevap olarak hazırlanmıştı. Univeı4ite katolik ve millî cemiyetleri Universite avlusunda büyük bir toplaatı hazırlamışlardı. Bütün Universite talebesi derslere girmemiş, toplantıya iştirak etmiştir. Evvelâ avluda nutuklar irat ve Çekoslovakya protesto edilmiştir. Bundan sonra binlerce talebe Viyana sokaklannda toplu bir halde nümayiş yapmıştır. Yolda millî sarkılar söylenmiş ve Çekoslovakya aleyhinde nümayişler yapılmıştır. Talebeler yolda Çekoslovakya işaretini taşıyan birkaç otomobili durdurmuş • lardır. Japonya deniz konferansından müsavat istiyor Hariciye Nazırı Mecliste izahat verdi Tokyo 30 (A A.) Harici ye Nazin M. Hi rota, Divet mec lisinde dif siya sal durumunu uzun uzadiya anlatmis tir. M. Hirota demiştir ki: « Japonya Londra deniz konuşmalarinda em • niyet ve ademi tecavüz prensipini Japon Hariciye Nd. saglam temeller ü« n M Hirota zerine oturtmağa çahşmaktadir. Bu ko> nuşmalarm başiangicinda, önümüzde • ki sene Londrada toplanacak olan deniz konferansinda nasil çalişilaoağı hakkinda herbirimiz kendi gcrüşünü anlattı, ve sonra Büyük Britanya ve Araerika ile gene bu konferansa ait çok mühim işleri konuştuk. [Mabadi beşinci sahifedei Frannz Akademin azanndan Mareşal Franşe Detpere Pariste çlkan «1934» gazetesinin 21 aonteşrin 1934 tarihli nüshasindan: « Vaktfle Birleşik Amerika devlet lerinin Ankara Büyük Elçiliğinde bu lunmuş olan Jeneral Charles H. Sherrile (Şarl Şeril) meslek itibarile ne ası ker, ne de diplomattir. Jeneral Sher l rillin «Mu»tafa Keraal» ath eserinin ı fransizca tercümesi, Pion kitaphaneu Amerikanın eskî Ankara efçtsi General Şeril tarafindan nesredilmiş olup daha şimdiden canlı bir muvaffakiyet kazan miş bulunmaktadir. Terakkilere düskün olan bu Ame • rikalı, evrensel küHürii, nuanlan ta niyabilisi, taşidığı metot ve araştirma ruhu dolayisile kendisini, bir milletin dâhi bir şahsiyetin kuvvet ve tesiri sa[Mabadi beşınci sahifede) tlk Türklerin komsuları olan G*r menlerde (jermen) bizim acunsal (dünyevî) ve şamansal (şamanî, ruhanî) türelerimiz var^ir. Söz gelisi, eski Ger•"'•rde «t . kurbantai bütün saman* r%\ inceJiklrle görifrOz. Atkurbani eski şamansal Türkiüğün en belliba*ü bir temelidir. Türk türelerinin başka budunlardaki derin iz'erinî araşttrmakla sözümüzü uzahnak istemiyoruz. ArastiNİacak bir nesn<; (şey) vardir: Musiki yayma teklifi hakkinda An O da yaratid hizm yavas yavas »S • kara Musiki Muallim mek'ebi mual nüşü... Buna birkaç söı içinde kisaltalimlerinden Bay Nurullah Şevket şun bfliriz. lan »öylemistir: Türk oz yatağin^an avrilan büvük « Musiki inkılâbimizin gayesi u irmaklara benzer. Bu ayrrfiş, onun hı • lusal mL«'kinin bevneimilel teknikle zini, caelayisini durdurur, kiyilarindacun musiki yaninda bir yer tuhnasi ld yesilliklerini solduror. Bu ulu îrmak dir. kendisine yeni bir yol açincava değin Bu mkılâo hamiesinde nruvaffak oikayalar v« çö'Ier arasinda kivranir, mak icîn iki esaslı yoldan yüAmek durur. Bütün Türk tarihi bunun en di • lâzimdir. YoUardan bîrisi teknik ve ri bir örnetHdir. Türkun en büvük ya kompozisyon, di^eri tse musiki terbi ğisı onu görünmez bir örümcek gîbi yesi ve vasitalandir. Gazetenizin sor yavas yavas ağlarmin içuıe aian ve gügularindan birisi mektep musikîsi, di resini damlaya ufrratan yatsal (ecne • ğeri ise terbiye vasitalarindan biri o bi) düsünüs ve inanis acuniardir. tr lan radyo neşriyatinin bu inkılâota çağ budunsal toDİuluğumuzIa daha halkin millî ve medenî his'erinin ter • sonraki yüriiyüş volumuzdaki ayktrı • biye ve inkisafı için daha faydalı ve lıklar bunu açikça gösterir. Geniş olgrun bir s^kiMe teminine matuftur. Türk tarihinin uçsuz bucaksiz alanin • Busrünkü halile radyolarimiz maa • da (sahasinda) dolasmaktansa yakm lesef bircok sebeolerden dolayi yabançağlara göz gezdirmek daha doğıudur. ci memieketlerdeki radyolar kadar halGonlü toprakla kaynasmiş, toprağin ka faydalı olamiyorlar. Bir yandan gür ve sicak sesini duvmuş bir ulusım (milletin) bütün varlık değerini kenicin, yeni soysal (ictimaî) değerlere di benliğindcn çok uzaklarda, bulut göre. bilgi ocaklan kurmjsiar ve bu ve şimseğin costuğu verlerde aramasi ralarda budunu öz benliğinden uzak her kisisel (ferdî, individuel) o!uş için lasbracak, onu kendi îsteğine 'göre temelli bir görüş ve anlayiş değişmesi yuğuracak bügileri yaymağa başla sayilabilir. Türk hizinin ilk sisleniş mislardir. Her yeni değer dünyasinm kaynağı buradadir. Sökülen ve y'kı kendine göre bilim sözleri (istılahla • lan bir iç acununa baska bir değer rO, sözlenme (tabir) yoîları vardir. (kiymet) sistemi yerieşiyor ve kisiyi Şamansal tanri, şamansal könilik. şabaşka olçulere göre kimıldatiyor. Fa « mansal türe v. k. (ve kamusu), baş • kat Türk başka ölçülerle de savaş alaka bir deser dünyasindan geldiği icin, nina çikarken flk vaılığmm parilUsı • yeni de&er acununun yerini tutuna • nı saklamamaktadr. Yeni bir ülkü için maktadir. Tanri en öz kavranilisina güreşirken gene bayrağini yükseltme • göre bile Allah değildir. Türk Tanri • sini bilir. Fakat, bu acun, onun acunu sinin tslâm Aflahı gibi ne zemzem kudeğildir. Yrrsel (topraga rıensup) bir yusu, ne Arafatı. ne tbrahimi. ne Ha acundan siyrrfarak, göksel fsemavî) ceri. v. k. yoktur. öteki sözler de böybir değer acununa yerleşmek, bütün ledir. Könilik, İslâm adaleti değildir. varlığin ağirhk noktpsini değistirmek Türe, ferait değildir. Bu yuzden içine demektir. Büiyoruz ki her budunsal girdiğimîz soysal değerler, birer birer topluluğun ayri ayrt değer teınelleri Türk sözlerinin ortadan kalkmasini vardir. Ve bunlarin en ulu toplaniş koIaylaştirmiçUr. Her yeni kurulan yeri uluftur (devlettir). Topluluktaki medrese, Türk dilini daha uzaklara değer örgüsüne göre bütün ulu; kılığı, püskürtmek için yapilmiş bir ur (ka könilik (adalet) kılığı, bundan başka le) dir. Medrese gür'sinm yayilabildi ülkü yolları değişebilir. Bizde de böyği çevrelerde Türk dili ağulu (zehir le olmamiş midir? li) yele uğramU yanraklar gibi sölpü | Türk bakanlığı babasal (patriar nrastür. (diriliğini kavbetmiyerek sol chal) bir boyada iken, daha sonra mak) Görülüyor ki Osmanlı çağinin tran satraplan, Bttans Basüeuslan peağdalı bilgisi yaninda Türk köylerinin resesine (derekesine) düsmemis mi • bilgisizliği, asağı yukari, bir Tanriasi dir? Irçağ Türklüğünde üreler, uluş (Tanri nimeti) olmuştur. Bugün dili başkanı (devlet reisi) olan hakanla miz bütün arikhğı ve zenginliğfle yaşibudunu kaynaştirmiştı. Çok daha sonyor. ra uluş başkani dolayisile uluşla bu • Medrrse yalniz Türk dili içnı değil, dun arastada çok büvük ayrihklar gö Türkün bütün soysal varlığı çin de rüyoruz. Daha sonraları Türk uluşlaru bir ığimdı. (afetti) Çünkü: Medrese nin başina geçenler, açikçasi (yani) bütün soysal Türk varlığile güreşen ve sultanlar, ülkedeld güçlerini artirmak kendi değerlerini üstgetirmek istiyen, (1) Ir, erken. Irçağ = ilk ve çekirdek arkasmı ulusa (devlete) dayamiş bir «avas ocağıdir. Bu gibi ccaklar her Nümayişlere sahne olan Viyanamn büyük caddelerinden Karntnerftrasc Nümayişçiler sefarethane önüne geldikleri zaman polis kordonile [Mabadı altmcı sahifedei Musiki için teklifimiz Ankarada verilen mühim kararlar Ankarada Kültür Bakaninin baş * kanlığı altında musiki için ehemmi • lyetli bir toplantı yapilmiştı. Bu içtimaa iştirak eden Cemal Resit ve Hasan Ferit Beyler şehrimize dön • müşlerdir. Ankaradaki ict'mada mühim kararlar verilmistir Bu meyanda Ankara Musiki Muallim mekte • ' binin deVİ't konservatuari yapü • masi da vardir. Yeni teşkilâtta ça Iisacak olanlara vazifeleri verilmis ve ^ılusal musiki hazirlık programi ı kat'ileştirilmiştir. radyo programlarinin tanzim ve İslahl düşünülürken, diğer taraftan da rad • [Mabadi ikınci sahıfede] yerde, yeryüzünün her bucağinda sat • raplarla elele çahsmislardir. Onlarin temelleri gevsemeğe ba^lavinca acumm ciperlerine diriltici bir soluk girmiştir. Kişi, benli&ine kavusuncayadeğin, arkasmda büvük savas yillan birakmis • Ur. Fakat Türk kendi gönül gürlüğü ne yakişir bir hizla en kestirme yolu tutmuştur. Medresenin karsisina bir kaya yalçinlığile çikan Türk güresi, en büyük kurtuluşun yolunu acmistir. Kurtulmak, valniz savas alar>'arinda üst • gelmek demek değildir Dille budunu, budunla yurt değerîerini, değerlerle uluşu kaynaştirmak ve tarih yaratan hizi yatsal deŞejlerin gözle görünmez ağlartndan çözmek gerektir En kor kunç tutsakhk (esirliki gönülde ben lik kivilcimmı söndürer görünmez ve gizli tutsakhktir. Ortaçağ, böyle bir tutsaklığı en büyük bir erdem (fazi • let) biliyordu. Tamu (cehennem) He uçmağ arasindaki köprii böyle bir erdemle asihr. Fakat yeni çağ bütün acunu yutmuş gibi içine alan bu kalm ve koyu sisi yirtmiştir. Koyu ve kahn sis, bizi birbirimize göstermiyen, bîzi kişiscl var lik içinde kapiyan sis. İlk uyaniş ışı ğı bu ağır ve bunalttcı sisi dağıUrken basdöndüren uçurumlari, bulutlarla kucaklaşmiş dağları, seslenen kaynaklan, geniş ovaları, Türk Ramayanasini ırhyan ormanlari görüyoruz. Görü yoruz, Türk yurdunu görüyoruz. Türk sesini işitiyoruz. Içimiz, kendi değer * 1rimizle ses'eniyor. Bır uyaniş bu, bir hiz bu.. Durma, ey büyük ulus. Yarat ve kendini sez. Kendini sez. Yeni çağ; yeni sezgi demektir. M. NERMt Galatasaray Fenerbahçe dün berabere kaldılar Beşiktaş, Istanbulsporu 20 yendi, Beykoz da Vefaya f 0 "^tılîp geld Bay Nurullah Şevket her şeyden evvel radyolarımızın sistemli neşriyata yarar hale getirilmesini istiyor Soy adlarını tescil için acele etmeyiniz Kanun henüz meriyete girmediğinden resmî muamele yapılamıyor Soy adı kanunu 2 kânunusani 93S tarihinde meriyet mevkiine girecektir. Bu kanuna aît nizamna • me bugünlerde Devlet Şurası tanzimat dairesinde tetkik edilmektedir. Nizamname bir defa da nüfus umurn müdürünün huzurile tetkik edildikten sonra heyeti umutniyeye sevkolunarak hükumete gönderilecektir. Henüz kanun mevkii meriyete girmeden ve kanunun nizamnamesi [Mabadi dorduncu sahıfede] Galatasaray Fenerbahçe maçmda: Lik maçlarmın en mühimlerinden biri olan Galatasaray • Fenerbah • çe maçı dün Taksitn stadyomunda beş bine yakın bir seyirci önünde oynanmıştır. Müsabaka, iki tarafın da bütün gayretine rağmen sıfır sıfıra bitmiştir. Dün havanın yağmurâuz ve nisbeten ıhk olması maçın çok iyi şerait altında oynanmasını temin etmiştir. IIIIIIIIIIIIIIIIMIIIIIIIIIMIIIIIIIII Avni güzel bir kartartş yaptyor Takımlar sahaya şu şekilâe çıkmışlardır: Galatasaray: Avni, Lutfi, OsmanIbrahim, Nihad, Kadri • Danyal, Fazıl, Salâhaddin, Münevver, Necdet. Fenerbahçe: Hüsameddin, Yasar, Fazıl Esad, Ali Rıza, Cevad • Şaban, Fikret, Muzaffer, Naci, Niyazi. [Mabadi 5 ind sahifemtede] Bulgaristanda hava değişti! Siyasî mevkuflar tahliye ediliyor Sofya 29 (Hu susi) M. Ge • orgiyef kabönesi îşbaşma geçtik ten sonra Bulgaristanda fırkalar dağıtılmış ve biıçok komitacılar ve fırkacılar hap sedilmişti. Dün den itibaren nezaret altında bu lundurulan, sü rülen bu gibi eş Buigar Başvekıh M bas »erbest bıraGeorgiyef kılmağa başlanmıstır. Şimdiye kadar 160 kişi tahliye edilmiştir. Bunlarin arasında büyük şahsiyeUer de vardir. Bundan bir ay evvel sabık Ziraat Nazırı Dimitrigiçef, Berkovitsoda bir manastıra hapsedilmiştL [Mabadi dorduncu sahifede\ Oz türçeyle şiir Geçmîş, gelecek Sankî eski evrende yepyeni bir doğuş var; Isiriyor, kemiriyor birbirini günle lün. Denizlerle, karalartn arasmda boğuş var; Her birisi parçaliyor ötekini büsbütün. Nice dünün ölüsünü yarin almiş sir tinr.. Ne oluyor bu çarpişiş, ne bu genel çildınm? Takim takim koşuşmada bölük bölük firtina Gözlerinde gece dolu, ellerinde yüdınm! ** t «Yorma pek çok kendini s n , ne ya * • parsan boş!» diyor* öbür yandan görüyorum alnı açik ül küyii «Tek bir soluk kaçirmadan çabuk ba« na koş!» diyor. *** Kipirdiyor, kimildiyor yuvalarla be • ikler.. Bütün bunlar genç işiğin, aydmlipia işleri... Çatirdiyor eski çatı, asinmada esikler Gieirdiyor pusularda karanlığm diş leri! •** Var sayisiz düşüp ö!en benim sağım solumda Nice ağır yük asilı eUerimde, kolum • <ia. Olabilir kavrulurum, ancak sunu anla dım: Geleceğin ateşidir yanan şimdi yo lumda! Çığlıklarla görülmüyor bir bucak, Gölgel'rde bin kuyu var, aydmhkta tek kucak! Bir iskelet bağdaş kflrmuş çubuğunu içiyor, Geçmiflerin çukurunda seçiyorum çabucak. «Çalılari, dikenleri sanma sakin ku» tüyü;» haykirmiyan FAZIL AHMET (TJliM) tan
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle