Katalog

Cumkarivet' Sinemaların yeni programları BıjMafta Fransîz, Alman ve Amerikan mamulâtından komedi, kahramanlık ve macera filiml eri ekseriyeti teşkil etm ektedirler. Ölüm vak'alarma ait Muharrem Feyzi B.in yeıv devlete dair konferansı tahkikat derinleştiriliyor Etfal hastanesindeki hâdise kapanmıs değüdir5 Vekâlet başmüfettişi de tahkikata başladı Birinci tahifeden mahat viyi icap ettiren hiçbir hastalık gör medim. Maamafui gelen hastalan danna kabul ettiğimiz içm aflesme ço cuğu hastanede bvakmalanm tavsiye ettim ve dedim ki: « Vahim bir hastahk yok. Fakat mademki gece vakti buraya kadar gelmissiniz. Çocuğun gece on bir bucukta geri eitmesi doğru değüdir. Bırakmız yabralım.» Fakat ailesi efradı: «Nöbet sdftf • tırdi^ı 7aman yatırjnz!» diye muka • rle ettiler BittaLi fazla ısrar ebneği 1 jbiı bulmadım. Çocuğun gSrbüz ' Juğundan ve iyi bir halde bulun ?undan bahsetmeğe gelince, bir dok^un hastaya iyi muameie etmesi, kendisine ve ailesine teselli için icap eden sozleri söylemesi gayet tabiidir. Bunlar da hastanm sayet iyi karyılandığmı gösterir. Binaenaleyh ortada hiçbir mesele yoktur. Zaten sikâyet te edıimemistir. Hasta kvk be« dakîka değil, ancak birkaç dakika bekletfl mutir.» edebüir. Bize hiçbir sikâyet yapılma nuşhr. (CUMHURIYET : Doktor Şem • settin Bey de, Sıhhiye müdjorü Ali Rıza Bey de hiçbir sikâyet olmadığmdan bahsediyoriar. Belki resmen sikâyet yoktur ama Ct«mhuriyette çıkan «kâvetname herhalde tesekkür mektubu deeildi, sanınz.) Hastanede bulunan ve kadroya da' hil olmryan Azerbaycanlı AbduHah Be> re doktor vazifesi veri'mis değildir. Kendisi sadece bir hastabakıcı vaziye tindedir ve gece retirilen hastaya bakmamıs, sadece nöbetci hekîme haber vermittir.» Şarkî Türkistan Muharrem Feyzi Bey konferans verirken Turan cemiyeti reisi Muharrem Feyzi Bey arkadaşımız dün Istanbul Halkevinde Şarkî Türkistanda yeni kurulan Türk devletinin coğrafî ve tarihî ahvali hakkında bir konfe rans vermiştir. Mumaileyh söze başlarken müstakil yeni Türk devletile son senelerde Asyanın şarkında teessüs eden yeni devletler ve istiklâl kazanan milletler arasmda büyük bir fark olduğunu ehemmiyetle kaydederek demiştir ki: < Japon orduları Mançuri ile Moğolistanda yerleştikten sonra Mançular ile Moğollar istiklâllerini ilân ettiler. Şark Türklerî hiçbir taraftan himaye ve teşvik görme dikleri halde sırf öz teşebbüsleri ve gayretlerile hürriyet ve istiklâllerini almışlar ve bu uğurda binlerce can feda etmişlerdir. Meselâ, Altay dağlarınd'aki Komul Türkleri kı • yam edip Çinlilerle harbe girdik lerindenberi yirmi bin şebit, yeni Kâşkar cephesinde ve diğer cephelerde on beş bin mecruh vermif • lerdir. Komul Türkleri Şarkî Türkistandaki Çin askerî idaresinin merkezi Urumçi şehrine yakm bulundukla nndan muntazam Çin askerî kuv • vetlerinin en şiddetli hücumlanna bu Türkler maruz kalmıslardı. Komul Türkleri üzerlerine gelen Çinin muntazam kuvvetlerini d*efaatle perişan ettikten sonra Şarkî Türkistanın garp ve cenup tarafındaki bütün Türkler kıyam ederek Çin kuvvetlerini imha etmişlerdir.> Muharrem Fayzi Bey, Şarkî Türkistan istiklâl mücadelesinin iki senelüc tarihçesini yaptıktan sonra bn memleketin coğrafî vaziyetini vo tarihî ahvalini harita üzerinde göstermiştir. Mumaileyh Şarkî Türkistanın beynelmilel coğrafî isimlerinin bile kâmilen türkçe olduğunu Upat ettikten sonra Türk harsınm ilk defa Şarkî Türkistanda inkişaf eylediğml ve 10 uncu asırda Arap harflerinm kabulünden çok evvel Uygur harfleri kullanan Şark Türklerinde edebiyat ve fünunun pek ziyade terakki etmis olduğunu izah etmiş ve Türk harsınm beşiği olan bu mem • leketin istiklâl ve halâsı Türk ır kının ilim ve irfan sahasının çok genialemesine hizmet edeceğini ilâve etmiştir. Şarkî Türkistanın tarihî, coğrafî, iktısadî ve askerî ahvalini şümullü ve toplu bir surette tasvir eden bu konferans çok alkışlanmiştır. Başmüfettis te meşgul Diğer taraftan Usküdarda Zeynep Kâm'l hastanesinde SDOTCU Nuri Beyin ölümile neticelenen hâdise hakkmdaki neşriya*ım« üz«rine açıian tahkikata devam edilmektedir. Sıhhat Vekâleti başmüfettişi Fuat Bey de Etfal ve Zeynep Kâmil has • tanelerinde tahkikat mevzuu olan meselelerle ebemtniyeitK surette meşgul olmaktadır. Fuat Bey dün Sıhhiye müdirile ba hususta görüşmüş ve müfetHşIere ye • niden talimat vermistir. Zeynep KârnO hastanesinde adliyece iahkikat yapılmakla beraber sıhhiye müfettisleri de yann tahkikatta bulunacaklardır. Hastaneden evvel üç sene hükumet tabibi stfatfle mecburî hizmetini ifa etmiş olan asistan Mete Beyin, Nuri Beyin karnmdaki kurşun yarasmm farkına varmaması ve bunu yahuz bir sıy nk zannetmesi mucibi mes'uliyet görSl mektedir. Mete Bey vak*a gecesi rahatstz oldoğu içm erken yattığmı ve Nuri Bey geldiği zaman uykudan kaldmldığı ve hasta halile muayeneyi yaphğmı söy lemiştir. Maamafİh salâhiyettar zevat boyle IchuiceU bir vak'ada bo sSderin y«ı hf teşhis konuhnasma maaeret teskfl edemiyeceği ve operatorün keyfîyet • ten haberdar edOmemesmm büyük bir hata olduğu kanaatmdedirler. Mete Ba> yin mes'uliyeti olup olmadığı tahki • kat neticesmde taayyün edecektir. Prenses Nadya Tuna kenannda muhayyel bir memleket.. İhtilâl, Prensesin genç bir Fransıza âşık oluşu.. Prenses Nadya filminin muhiti ve onun içindeki vakalar.. Prenses Nadya ihtiyar kocasının ökunünden sonra Parise gitmisti. Bir maskeli baloda genç kadm Fabiyen isminde meçhul bir yakışıklı gençle tanışıyor. Üd genç arasmda ateşli bir muaşaka baslamıstır. tçtimaî mevki farkmı nazari itibara ahnıyarak evlenmeğe karar veriyorlar. Fakat düğünden bir gün evvel Jeneral Kent Parise gele rek Prenses Nadyaya aflesmin bir suikast neticesinde öldüğünu ve hüku • metin baştna geçmek üzere memleketine gelmesini söylüyor. Prenses memleketine dönüyor. Aradan bir sene geçmiştir. Prenses Fabiyen den hiçbir haber alamamıshr. Siyaset icabı komşu devlet Prensfle evlenmek mecburiyetindedir. Düğün günü bir anarşîst genç Kraliçe uzerine ateş ediyor. Fakat bir yabaneı katilm kolunu tutmuştur. Kralice ölümden kurtulmustur.. Bu genç Fabiyendir. Son defa olarak Nadyayı görmek içm gelmiştir. Biraz sonra memlekette bir ihtilâl oluyor. Kralice terfd saltanat edip sevdiğfle bir kenara çekflmek arzusunda • dır. Fakat Kraliçenin Prensle evlen • mekten vazgeçtiğini ve haHrtan bir gençle evlenmek istediğmi haber alan ahali sükunet bukıyor. Prensesi Claudette Colbert, Fabiye» ni Fredric March güzel temsil ediyor • lar. Vakıâ mevzu yeni birşey değüdir ama filim iyi idare edilmiştir. Dekor • lar da nmhtesemdir. / • Liane Haid ve Fritz Kam • pers «Senin gi bi bir kadırva da. 2 Florelle ve Alice Field «Çıplak Ka dın» da. 3 Claudette Colbert «Prense; Nadya» da. nıhde etttkleri vaufeleri maharetle îfa ediyorlar. Alice Field mümtaz bir san'atkâr olduğunu bu filimde de gosteriyor. nuyor. Nihayet vaziyet duzeliyor. Halası \an hâlâ baskasfle nisanlamak için beklerken sevgililer birlikte seyahate çıkıyorlar ve çokian nişanlannus ol • duklanna dair ihtiyar halaya haber gönderiyorlar. Liane Haid ve George Aleksander basrolleri iyi temsil ediyorlar. thtiyar halayı da Adele Sandrok muvaffaki • Teobald Roehn rolünds seyircileri hayyetle oynuyor. Söke Sakal fabrikator li giiIdürÜD eğlendîriyor. Vaziyet yartn anlaştlacnk Simdive kadar yapılan resmî tah • kikat, olen çocuğun babası Süleyman Efendinm iddialarmı teyit eder mahiyette gorülmemekle beraber vaziyetin ancak yann tamamen meydana çıka cağı beyan edilmektedir. Cocuğu ilk muayene eden hastanenin kulak, boğaz ve burun mutehassısi doktor thya Salih Bevden bir rapor îstenilmistir. Rapor dün haznlanmtf, dün alâkadarlarm yeniden ıfadeleri alınmıstır. Sıhhiye mudürü Ali Rıza Bey, kendisinm gazetelere verdiği izahatla ço cuğun babasmm ifadeleri arasmdakl tenakuzlar dolayuüe demiştir ki: « Ben tahkikah yapan zevattan aldığım malumah söylemiştim. Bun • lara ilâve edecek sozüm yoktur. ölen çocuğun babasmm sozleri Bzerme bfr munakaşaya girişmeğe lüzum görmSyorum. Tahkikat devam ediyor. TahkScat neticelendikten sonra Vekâlet icap eden kanunt mnamelevi yapacaktır. Şikâyetçi valrsa adliyeye muracaat Senin gibi bir kadın " Artistik M te «Senin gibi bir kadm» aristokrasi tabakası arasmda cereyan eden hoş bir macerayı tasvir eden bir komedidir. İhtiyar ve asalet hususunda çok mdtaassıp bir hala yeğenini yüksek tabakadan yaşlı bir adamla evlendirmek istiyor. Fakat yeğera tesadüfen tanıdığı ve sevdiği bir gençle yuva kurmayı arzu ediyor. Genç kn; halasuıdan kaçıp knrtuhnak isterken başmdan binbir garip macera geçiyor, hatta bir aralık otomobfl hırsızı diye tevkif bfle olu Gece hâkimi "Saray,, da «Gece Hâkimi» bir macera fiknidir. Mevzuu: Bir takım serserilere körü köriine alet olan ve adliye saraymdaki gece celselerine riyaset eden hâkim Moffet, fenalıklanm saklamak için fevkalbeser bir gayret göstermektedir. Kimseye göstermemek istedigi melresi Lile, kansı Meri ve çocuklan ile ucuz bir otelde oturmakta olan taksi soföriî Mikin odasma bitifik bir oda tutuyor. Meri, tesadüfisn, Moffetin evrakuu ele geçiriyor ve bu namussuz hâkimin biriktirdiği paralara bu suretle vukuf peyda ediyor. Moffet, bu kesfin yapabileceği tesiri izale için Meriyi adabı umumiyeye muhalefetle ıtham ederek hapse attmyor. Moffetin maksaduu anlıyan Mik, Moffet ve çetesi Pzerina ateş ediyor. O esnada, istintak hâkimi Os?udun katli hakkında polisin yaptığı tahkikat Moffet »levhinde bazı süoheler uyandınyor. Taksi şoförü, hâkim lehrne sehadet edebi'ecek yegâne şahıshr. Mik, bundan, Merivi kurtarraak içnı istifade edecektir. Hâkim, Meri hakkındaki iddiasmın boş olduğunu rtiraf ettiği takdirde sehadet etmevi vadediyor. Mahkeme esnasmda, sahtekâr hâ • kim kendini darağacmdan kurtarmak için bütün cUrümlerini tamamen itiraf mecburivetinde kahyor. Meri kurtu'uyor, yavmlan ve kocası ile birlîkte tekrar sıadete kavuşuyor. Basrolleri Anita Page, Lewis Stone, Philips Holmes ve Walter Huston oynuyorlar. Bir aşkın hikâyesi BUind aahifeden tnabat hhndi. Uzun uzun düsundüm. Ve haktkaten sevdiğim bu kıza son bir va dfe olmak üzere biraz nasihat ederek dedim ki: « Henüz yasm çok küçük. Ka nunen seninle evlenmemize imkân yok. Bundan başka ben de tamamile ser • best olrmyan bir adamnn. Benim Fransada bulunan fakat beraber yasama • dığımn ve yaştyamıyacağnmz bir ka nm var. Sonra ben zengin bir adam da değilim. Mütevazı bir havat ya • şiyorum. Sen, zengnı bir aüenin kızı • sm. Aramızda bütün bunlardan tna • ada din ve milliyet baskalıklan da var. Baban büyük ve zengin bir tüccardır. Senin bir tiyatro artistile evlenmeni istemiyecektir ve bunda haklıdır da..» Fakat bütün soyleriklerimin bir faydası obnadı. Kız, kararmda musırdı. Arhk benim için yapüacak baska birsey kalmamıştı. R«t cevabı versey • dim. bu küçük kıztn bana karsı gösterdiği çok samimî hissiyata karsı büvük bir bürmetsizlik etmiş olacakhm. Beraber gotürmeği kabul ettim. Arhk ona yardım etmek mecburiyeHndeydbn. Sahte bir pasaport bulduk ve ken disinden son bir ricada bulundum: « Senin baKan zengin bir adam, biz İeninle beraber kaçınca herkes bana seciyesiz bir adam çozile baka cak ve benim bu işi maddî bir men • faat içm yaphğnm zannedecrk Onun için giderken evmden hiçbirşey almıyacaksm. Hatta bir kol saari ve yü » zük bile. Böyle olduğun gîbi gîdece ğiz.» dedim. Kabul etti ve bir sabah Büyükde • reden tayyare ile Atmaya hareket ettîk. Mükemmel ve mes'ut bir seyahat yaDtık. Kızlarmm kaçtığmı haber al • dıklan zaman ailesmin çok üzuleceğini ve bizi taldD edeceklerini biliyor • duk. Nitekim de öyle oldu. Biz Atmada 2 0 pün saklandık. Bu 20 gün zarfmda, bflseniz kaç ev de ğiştirdik. Ben tiyatrova dönmeğe ve çalısmağa mecburdum. Günün birinde polis izimizi bulacaktı. Aksi halde bir dağa çıkarak münzevi bir hayat yasamak lâzundı. Zaten M. Sor d t kızmı almak üzere Atmava gebnisti Fakat kıt, babasımn yantna gitmek istemiyordu. Ben çok rica ettim. Git babanla bans, dedim. Dinlemedi. Nihayet babasile KÖrüstü ve beni bırakarak M. Sorla tstanbula döndü. Onun avdetinden üonra, ilk zamanlar çok ıstırap çektiğimi itiraf edebi • lirim. Benim üzüldüğümden daha fatla babasmm da üzüldüğunii düşun • düro ve M. Şor'a hak verdun. Bir rafld det hasU gibi oldum. Fakat siradi geçti. Bu neticeden çok memnunum. Çiinkü bizim beraberce mes'ut olmamıza imkân yoktu. Mel. Şor o gün olmasa birkaç sene sonra beni g*ne bı rakıp gidecekti. Arhk bu vak'ayı tatlt bir ruya gibi hahrlar, kâh güler, kâh mutessir olur, kâh uzun uzun düsü • nurüm. Hayahmda ilk defa bövle bir macera yaşadnn. Arhk hiçbirşey yok. • Şimdi Mel. Şor'un Romanyada bu3 hmduğunu ve evlenmek üzere oldu " ğunu öğrendim. Memnun oldum. Bbunun M. Şor tarafından aluınw bir tedbir olduğuu zannediyorum. M. Şor bir baba olarak iyi dü«ün * muş ve iyi hareket etmiştir. Bu hareketinde tamamile haklıdfl*. Hem ben, burada kaknağa mecbur olduğun müddetçe onun burada bulunması beDd teUKkeli olabilirdi. Birbirhnizi tekrar görecektik. Bu belki de ivi bir netice vermezdi. Çünkü Mel. Şor'un buraya dönerken ve burada kaldığı müddetçe benmJe alâkadar olduğunu öğrendim. Zaten bana bu yolda mektuplar da yaznnşh. Hatta bir mektu • bunda, babamı îkna etmek trzerevim. Tekrar sana geleceğim, divordu. Bu son tedbir tamamile yerinde. Ben vaziyetten memnunum. Ve huzunı kalole yaşıyorum. Bu, pek tabiî bir ma • cera idi. Fazla izam edildi. Neyse oldu bir kere...» tşte bu aşk macerasuun, onun kah ramanlarmdan biri tarafmdan anla 1 talan hikâyesi... Hakikaten o maçersı bu sekilde mi cereyan etmiştir? Böyle olup olmadığmı ancak MeL Sor bUir!. Evelin Holt Revii yıldızı oldıı Çıplak kadın "Melek,,le Bir kadini büyük meydanlardan birînde yüksek bir yere çıkarhnız. Ruhunun, karouun îshraplanm anlatmağa başlasm.. Bakın basma ne kadar kalabalJt bir halk kütlesi toplamr. tşte «Çıplak Kadm» bu cms temaşalardandır. Piyesin kahramam Lolotte trokı ressama nasıl çırçıplak modeHik edi yorsa acı sergüzestlerinî de bize öyle açıkca hikâye ediyor. Henri Bataillein «Çıplak Kadm» i harpten evvel Avrupa sahnelerinra en büyük muvaff&kivetmi teşkil etmisti. Sesslz olarak bir kere ttalvada bir kere de Fransada cevrilmîsti. Bu üçuncu de^a fflme çekilisidir. Mevzuu: 1 Bemîer resim sergitmde teshir ettîği çıplak kadm fablosfle şöHret buhnuş ve bu sayede cok zensrîn olmustur. Tablonun modeli olan Lolette'e ev!enm<sti. Para ressamm başnu döndürmüstür. Berner veı*î muhite uymak hevesinde^ir. Fakat Lolette gene eskisi gîbi sade kalmıstır ve ye«%ne mesgalesi de kocasmi sevmektir. Bernîer kansınîn bu sad«»lifinden cok muazzep ol maktadir. Onun îcm kansmı îhmal ediyor. Siındi yüksek smıftan Prenses Chab'ran 3e yasamaktadır. Kansmdan avnlto Premesle evlenmek nîvetmde iJir. Bunu haber alan Lolette Prensese muracaat ederek bu fîkrinden k^casını vazgeçirmesmi rica ediyo«a da Pren sesîn ret eevabmdan müteessir olarak evine donfivor ve intihara teşebbüs eidiyor. Hastaneye kaldmlan Lolettin hayatı derakap yapılan ameliyat neti • ce»"*de kurtanlıvor. ölümü bu kadar yakmdan gören Lolette kalbme çefctiği kurşunun Bernierye karsı olan aşkmı öldürdüğunü anfayor. Lolette kocasindan aynlacak, onu daima seven Rouchard ile beraber münzevîvane yasıyacaktır. Florelle, Lolettei çok kuvvet ve muvaffakivetle oynuyor. Armand Bour Prens Chabranı ivi temsü ediyor. Raymond Rouleau, Constant Remy de de Türkiye Sigortac lar Dairei Merkeziyesinden: Sigorta Scretlermin tenezzulü ve Türkiyede icrayı san'at eden sigorta şirketlerinin pek büyük zararlara uğ ramalan hasebile, mezkur şirketlerin müdür, mümessil ve umumî acentalan tarafuıdan müttefatan ittihaz ve müdiriyeti umumiyelerince tasvip edilen karar mucibince, 1 kânumısani 1934 tarihinden itibaren, bazı acentalarm, tellâl ve mutavassıtlann, hilâfı nizam olarak müsterilerden bazılarma ber ne şekilde olursa olsun vermekte olduklan kumusyon, i^konto ve îkramiyelerin bundan böyle verilmesmin menedümiş olduğu muhterem halkm nazari ıttılaına arzolunur. Diğer cihetten, lktısat Vekâleti celilesince musaddak tarifede yazılı ücretlerle tarife talimatnun mecburülttiba olduğunu ve hilâfında hareket edenlere olbaptaki hükümlerin tatbik kılmacağını habrlatınz. Elhasıl, sigortalılara her ne sekilde olursa olsun tenzilât yapılmisı kat'iy yen memnudur. TEŞEKKÜR Sevgili oğlumuz ve kardeşimiz diş tabibi merhum Rıdvan Hakkı Beyin cenaze merasuninde bulunmak suretile kederlerimize işnVak eden, yazı ve telgraflarile taziyette bulunan zevata ayn ayn tesekkürlernnizi bildirmeğe teessürümüz müsait olmadığından alenî teşekkürlerimizin muteber gazetenize dercini rica ederiz. Pederi, mülga Düyunu Umumiye muhasebei umumiye müdürü tsmail Hakkı. Kardeşleri ve vaKdesi. (11840) Geçen yaz şehrimize gelen ve türkçe söylediği «Mazî» tangosile halkı • mızm takdirlerini kazanan Evelin Holt son zamanlarda Berlinde büyük revülerde basrolleri oynamağa başlanuşhr. Resmimîz Evelin Holtü «Eden» isnründeki revüde oynark«*n zösteriyor. Merkez tayyare filosu "T0rk>vfe «Merkez tayyare filosu» geçen sene oynanmıs olan «Şafak kesif kolu» jannnda bir filimdir. O kordelâda Richard Barthelmess ve arkadaslan irinde hiç kadm bulunmıyan bir macerayı bütün seyredenlerin takdirini celbedecek bir sekilde oynamıslardı. tste bu da onu andınr bir kahramanlık serguzeştidir. Bir tayyareci sevgilisini elinden ahp tayyare ile kaçan kardeşrran kazaya uğrayıp tehlikeve duçar olduğunu haber alınca kendi hayahnı hice sayarak gidip onlan kurtanyor ve ikistni elele verip bahtiyar olmalannı temenni ettikten sonra ıstıraplarile başbasa kahyor. Filmm rejisi iyi idare edilmiştir. Richard Barthelmess fedakâr tayyareciyi kuvvetli olarak temsil ediyor. Başkadın rolünde Sally Eilers oynuyor. Bu filim pazar günlinden itibaren gösterilmegc baslanacakbr. Alman filimleri Evvelce Hollondada gösterilen fi limlerin ekserisi Alman mamulâtındadı. Fakat Hitler idaresinin yaptığı takyidat neticesi iyi filim azalmıs oldu ğundan Alman filimlerinin yerini A • merikan filimleri tutmağa başlamı$tır. Matbuat balosu Senenin en nezih ve kibar ba • Iosu olan matbuat balosu bu sene 18 ikincikânun 1934 persembe günü akşamı Maksim salonlannda verilecektir. Kotiyon ve hediyelerin mebzul ve zengin olmanna bilhasta itina edildiği gibi balo etna • nnda da mSteaddit mrprizler haztrlanmt^ttr. Pola İlleri «Paris damlan alhnda» filminde Albert Prejan ile birlikte oynıyan Romanyalı genç kız, Pola tHeri filim re jisörlerinden Pierre Chenal ile evlen • mistir.