Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
'22KânuiHuanil934' Hikâye Sütnine Fransizcadan Gıda maddeleri için ((Âlmanya vakit hazırlanan listeler kazanmak istiyorh) Eşya fiatleri perşembe Bir Ingiliz gazetesinin den itibaren ilân edilecek ortaya attığı iddia Londra 21 (A.A.) Reynolds gazetesi, bu sabahki nüshasmda Almanyanm yeniden silâhlanması hakkında bildiklerhu tekrar sayıp dökmekte, Başvekil M. Hklerm tngiliz ve Fransız hükumetlerile fikir teatisine girismekle sadece vakit kazanmak istediğmi açdc bir surette üeri sürmektedir. Bu gazete, mutalealarma devamla diyor ld: «Müzakerelerle geçen herg&n M. Hklere yeniden ve giziice silâhlanmak suretüe maksadmı takip hnkânmı vermektedtr. Bundan başka bugün elimizde bulunan vestkalar Almanyanm şhnd3d halde en az üç mflyon kisilBc bir orduyu seferber hale koyabilecefmi, M. HRlerin kura usulüe asker topla ma sistemini »imdidçn tatbuca başla dupnı göstermektedv. Milliyetçi sosyalist hücum kıt'alannm sadece siyasî mahiyette tesekkülIerden ltnylrs birşey olmadığı yohmda Alman idarecileri tarafmdan müda faa edilen noktai nazar ancak Alman\en ıaldatab|lir. Fakat dünyanm geri kalan kısmı bu iddiaya kapıhp aldanmryacakar.» AVRUPA MEKTUPLARl Trenin arka vagonunda, şisman btr kadm ve genç bir adam, karşı karşıya, htçbirşey konuşmadan oturuyorlar, arasıra birbirlerine bakıyorlardı. Kadm belki yirmi beş yaşında idi ve pencere kenarma oturmus, dışanyı seyredi • yordu. tri yapıh, siyah gözlü, yanaklan ve göğsü şiskm bir köylü kadmı; yanında bir çıkm ve dizlerinin üstünde bff sepet. Erkek yirmi yaslarmda görünuyordu. Günesm alnmda saatlerce toprak bellemiş insanlar gibi kavruk ba teni var dı. Kadm arasıra gözlerini kspıyor, fakat trenin sarsmblarile dizlerinin üs • tündeki sepet kaydıkça birdenbtre gözlerini açryor, anî bir hareketle onu y«kalıyor, biraz dtşarryı seyrettikten sonra tekrar uyuşuyordu. Ammda ter damlalan vardu göğsünde ağn bir baskı duvuyormuş gibi güç nefes alıyordu. Delikanh başnn önfine iğmişti ve oyuvordu. Kadm bir araUc doğrdda, sepetmi âçtı ve içinden bir ekmek parçası, birkac yumurta, birkaç elma çikardı, yemeğe başladı. Erkek uyanmısh ve kadmm dizierinden ağzma giden her lokmaya dikkatle bakryordu: GSzleri parlak, ağn yan açık, yanaklan çS • kfik. Kadm hepsmî yedi; ekmeği de, yomurtalan da, elmalan da. Yemeğini bitirmce delikanh da gözlerini kapa mışh. Biraz sonra kadm nefes a h • maz gibî oldu, esvabmm ililderini çözdS: «Hava nekadar sıcak!» dedi. Erkek hemen oyammştı ve tasdic etti. Koonsmağa başiadılar. tkisi de civar köylerdendfler. Kadm evli hm>; Bç çocuğu varnmş, bonla n ablasmm yanma bırakmtş; çflnkfi Pariste, lyi bh ailenin yanmda sütnmelik bulınuş, oraya gidSyonnuş. Erkek te if aramak içm Parise gi • diyor. Orada birçok yeni binalar ya • pıldığı içm bir rençperBk bulmayı umduğuna anlatb. Sonra gene snshılar. Sıcak dehşetti. Gönes, vagomm eatısı ustüne bir ateş sağanağı halmde iniyordo. Trenin arkasnda bir toz bolutu uçuyor, pencerelerden içert girf • yordu; ve göneşte pişen ot kokukui, afyonlu bir ilâcm buhan gibi havayı dc4dnruyordn» tki yolcu da yeniden uyoduUr. Hemen ayni zamanda uyanmtşlardt Güneş denize doğrn iğiliyordu. Sütnine, göğsünü açmtş, ak sdc ne» fes ahyordn ve kesik bir sesle dedi kk Yeni bir tahlisiye « Dündenberi süt emzirmedim. Bayılacak gibi oluyorum.» Erkek birşey söylemedi. Kadm devanı etti: «Günde, Sç defa bol süt vermezsem fena oluyorum; yüreğimm üsHavayici zamriyean haftaü fiat timde sanki ağır bir taş var, sokıgu • listeleri üzerindeki teddkata devam emu kesiyor.» dümektedir. Belediye ve Tiearet Sahi, kadm adamalallı bastalaıumf diriyetî tarafmdan hazırlanmakta o • gibiydi. Mınldandı: «Benim çok sü lan müşterek Ustenin önümüzdeki pertâm var. Göğsünte bir bassam çesme şembe gününden itibaren nesrini temm gibi akar. Köyde kadmlar beni sey • için çalıştlmaktadır. retmege gelirler.» Bu mesele hakkında Belediye reGene «ostu. isi muavmi Nuri Bey şu izahatı verTren kücök bir istasvonda durma»miştir: tu. Rıhtmmı iiıerfnde, kollarmda em« Her hafta gtda maddelermin nklî bir çocuk tasıyan zayıf bir kadm fiat listeleri nesredilecektir. Gıda maddelerinm bir haftalık hakikî fiç atlerini tesbit etmek için murakabe Sütnine buna bakıyordu. tstahlı bhheyeti çalısmaktadır. Bundan baş • sesle dedi ki: «Şu çocuğa süt versem ka on iki müf ettiş ve dört murakıbıhem o hoslamr, bem de ben rahatla mız da daimî surette esnafı teftiş nm. Göjsom o kadar sdastı ki.» etmekte, piyasada her hangi bir îhSonra gene sustu ve avctmu ter içîn tikâra sebebiyet veriltnemesi için de kalan alnrnm üstünden geçirdi. tnçahsmaktadırlar. Şimdiye kadar yalemeje baslamışh: «Dayanaımyorwn. pılan tetkikatta hiçbir ihtikâr bâ öleceğim, ölecegim.» Gajrrnhtiyarf disesine tesadiif edilmemiştir. Halk go£s9n8 açnnfh. Saft tarafı büyfik bir yeni ölçüiere alısmaktadır. Beledi • torba Sfibi »Umî», aerilnns. sarkıyorda. yece tevzi edilen ölçü listelerinden «AHahmı! Allahnn! Ne yapayun sknistifade edilmektedir. Esacen esnaf arasmdaki rekabet bütün bn müşdi?» dedi. Tren yürümege baflanush. Delikanli külâtı bertaraf edecektir.> sasırdi ve keke1ed<: «tstersen... dedi, îstersen, yardım edeyim sana...» Kadm bayihnab fizere idi: «ölüyoBirinçı sahjfeden maba* rum, dedi, aman... ne yapsak...» de kahveci Yakubtm çıragidır. Otus Erkek onun SnOnde diz çöktü; kabeş yaşlarında kadar olan kansı HaHde Hanım da Besiktasta bir ailenin dm da sütnmelere mahsus bir hare • yanmda hizmetçilik yapmakta ve ketle ona dogra tğflerek metnesmin xf hizmet ettiği evden ayda bir çıkarak ama verdi. Fakat dana eli gojrsüne dekendi evine gelmektedir. Tek katlı fer degmes bir sot damlan görihunüşbh* odadan ibaret bir evde oturan bu kan koca, bu suretle ancak ayDelScanlı, obtır gibi memeyi em • da bir kere birbirlerini görmektedir. meğe başladı. Kadm iki elini de erke Mustafa, hastalıklı ve biraz da yash oldugu, kahveci çıraklığindan az ğin onrazlarma koynraş, gittScçe da para kazandıği için kansı Halide ha derin ve rahat nefes alıyordu. BirHanım aldıgı aylıklardan kocasına kaç defa: «Ohî rahatlıyorum.» dedi. da para vermektedir. Fakat MustaErkek, gozlerini kapayarak, emiyor, fa bazan verilen bu parayı az gör • döğü için de aralartnda kavga ek • emiyor, cevap vermiyordu. Göğsun üd sik ohnamaktadır. tarafı da bittikten sonra kadm ona baHalide Hamtn dün de izinli ola • fifçe ittit «Yeter! dedi, rahahm, kurrak hizmet ettiği ailenin yanmdan tuldom.» çıkmıs, evine ^elmiştir. O sırada Erkek elmin tersfle agznn silerek kocası evde bnlunmadiğından ma • halledeki küçük çocuk'ardan birisiayağa kalkmıştı. le haber göndermis, Mustafayı çaKadm gögsSnfi kaparkent ğırtnustır. Mustafa eve geldikten « Allah senden ran olsun, dedi, biraz sonra kan koca arasında kavyokaa ölecektim.» ga baslamıs, bu esnada Mustafanin Delikanlı mînnettar bir sesle cehiddeti rryadelesmiş ve eline geçirdiği bir bıçakla Halide Jiammın 3vap verdi ı zerine yiirüyerek biçareyi biri kalbic Allah benden degil, senden nin üzerinden, ikisi de memesinin ran olson. tki gündenberi açtnn, ag altmdan olmak üzere üç yerinden znna bir lokma birşey koymamıstım, yaralamıstır. Kadmcagız aldıgi yaölecektim!» •»* ralann tesirile derhal yere düserek olmüsrür. Karısmm oldüğünü gören Mustafa da kaçmiştır. Etraftan verilen haber üzerine derhal zabıta memurlan yetişerek tahkikata baflamıs lar, hâdiseden müddeiuraumilik te naberdar ediimistir. Ceset Tıbbı Adlî tarafından muayene edilmis ve Halide Hamtnın aldiğı yaralann tesirile öldügü anlasılmıstn*. Katil a • ranmakta ve tahkikata devam edilmektedir. Türkiye Isveç ticarî münasebafanda inkişaf Stokholm Başkonsolosumuz, konsolosluk binasında Türk mahsulü için bir nümune sergisi açti Stokholm (Hususi) Oldukça eski bir maziye malik olan Isveç Türk münasebatı bilhassa son senelerde fevkalâde büyümüştür. Yalnız memleketimizde faaliyette bulunan Isveç sanayiini gözden geçinnek bunu ispata kâfidir. Yeni demiryol larnnu, tzmir ve Ankara telefon tesisatı, kibrit f abrikası, Eyiipte las • tik fabrikası, cS. K. F.» Bilya sis temi ve, cAtlas Dizel» motörleri satış şubeleri, Karaköy «Bofors» harp levazımı, «AGA> tahlisiye levazımı v. s., v. s... Bu kadar bize uzak ol malanna ragmen Isveçliler mem leketimizde iki meziyetlerinden dolayı sevilmektedir. Sağlam ve temiz iş, dogVu ve samimî muamele... Buna tsveçin Türkiyede hiçbir si • yasî nüfuz veya menfaati olnvama • sım da ilâve edebiliriz. Isveç memleketimize bilhassa son senelerde vasatî olarak «9 10» milyon kuronluk, (1 lira 3 Isveç ku romı) ihracat yapmaktadir. Bu ihracatm en mühîm kısmını bilhassa son senelerde müd'afaa levazımı, demiryolu teferrüatı, makine ve madenf esya teşkil etmektedir. Bu ol dukça mühim ihracata mukabil Isveç bizden vasatî olarak 2 3 mil yon kuronluk gibi cüz'î bir itha • lât yapmaktadır. Bunun da en mühim maddelerini işlenmemis yaprak tütün, incir, fmdık, halı ve krom madeni teşkil etmektedir. Bu mübadeleyi rakam • larla gösteren bir cetveli aşagıya dercedtyoruz: 1932 teneri ttveç Türk ticarî mubadelesi ztokhölm Bafkon$olotamaz M. Teuchler Feci bir cinayet Kibrit şirketi tenzilâta yanaşmak istemiyor! Birincı tahifeden mabat Şirket mukavelesmln on ikinci maddesindeki sarahate ve dolar kıymetmdeki sukut vasatilerine istinaden yapılan bu tenzilâta göre, yüz paralık büyük kutulann yetmiş, iki kuruşluk küçük kutulann da altmıs paraya satılması mukarrerdir. Ancak, Kibrit tnhisan şirketi zararda olduğunu iddia ederek hükumetin bu kararma ithaz etmiştir. Bu mesele icin Ankaraya gitmiş olan şirket müdürleri şehrimize gelmişler ve burada murahhas aza ve mümessillerin iştirakile bir içtima yaparak vaziyeti tetkik etmişlerdir. Şirket murahhaslan bu akşam tekrar Ankaraya gidecek ve htiku • metle müzakerelere devam edeceklerdir. Yaptığımız tahkikata göre, şir • ket, satışlann mütemadiyen azal makta olmasından dolayı hükumetçe yapılan tenzilâtm tehirini istemekte, bu kabul edilmediği takdirde kibrit kutularının küçültülme • sini, kibrit adedinin azaltılmasını ve bu şekilde tayin olunan fiatlerle satış yapılmasmı teklif eylemek • tedir. Şirket umumî müdürü, dün, bir muharririmize bu mesele etrafin • da şu sözleri söylemiştir: < Kibrit fiatleri için hükumetle müzakereler devam ediyor. Henüz kat'î bir vaziyet yoktur. Filhakika hükumetçe mukaveleye temas edilerek verilmiş bh karar vardır. Biz, bu karar üzerinde görüşmelerimize devam ediyoruz. Yann (bugün) tekrar Ankaraya gideceğiz.» Ev mi, vapur mu ? i § I İ I Hİ M. M. Vekâletinden: Bazı eşhasm nüfus dairelerince mukayyet künyelerinin tashihi zımnında mahkemelere müracaat ederek baba, zevç, veya oğullannın vefatı vuku bulmuş olduğunu ispat ve o suretle nüfus kayitleri nin taslıihine karar istihsal ettikten sonra ayni karara istinaden ve • fat etmiş olan şahsın sehit olduğu beyanile yetim maası tahsisini Vekâletten talep etmekte olduklan gÖrülmekte ve müteveffanın şehit olduğuna dair Vekâletçe kayit bulunmadığı takdirde bunun ayrıca mahkemeden ilâma raptı ve bu baptaki talep ve iddianm M. M. V. aleyhinde dermeyam ve mahkemede Vekâlet dairelerinin müdafa ası da dinlenmesi lâzım gelmekte olmakla badema bu husustaki da • valarm nüfus daireleri değil M. M. V. aleyhine tevcihVâzım gele ceği tavzih olunur. (4450) (7149) Resmmi gördüğünüz acayip fekil bir Buda heykeli değildir. Yeni bir tahlisiye âletidir. Vakiâ korkunç ama, çok fay • dah bireey. Bazı vaporlarda bulunan bu ftletler kaza Tamanlarmda ele geçiri Hp te içine girilebildiği takdirde insani •vak üzeri durmus bir balde suyun üstünde, uzun müddet tutmakta ve bu suretle imdat geJmceye kadar kazaya ağnyanm boğulmaTnasmı temîn etmektedir. Resimde deniz, bayrak ve baca görSnmiyecek olsa bu fotografa bakanlar muhakkak bir kübik ev karşismda bu lunduklanm zannedecekler. Bu feribot sistemi vapur tngilterede (Glaskov) civanndaki muhtelif sayfiye yerleri ve köyler arasmda rşlemekte, ayni xamanda hem yük, hem de yolcu tasımak • tadtr. Or. Nuri Fehm: iiöz Hekimi Teieton 2321^» Cağaloglu, Süreyya B. apart. Saat l • 6 ya kadar Adliye Levazım Dairesinden: Bolu noterliği açıktır. tmtihansız tayin şartlannı haiz taliplerin bir av icinde Adliye Vekâletîne müracafctleri ilân olunur. (321) göl acaba kızıl hat meselesinin bütün esrarmı sinesinde saklıyacak mıydı? Yapılan bunca işler boşa mı gitmişti? Sonra herif filhakika öl müş müydHi? Polislerden biri Friyoya verdiği cevapla hepsini derin derin düşündüren bu suallere de mukabele etmiş oldu: Kim bilir? 11 ticelenen facianm üstünden 12 saat geçmişti. Yağmur dinmiş, bulutlar dağılmış, güzel bir yaz günü başlamışti. Polis müdiriyetinde müdiriyet odasınm pencerelerinden içeri giren bol ışik dalgaları M. Aristit Lerujun kapı yanmdaki ma sasına kadar uzanıyorlardı. Bu bol ziyadan yalnız Madam 01ga şikâyetçi gözüküyordu. Uyku suzluktan kızarmış gozlerini ikide bir ellerile örtüyordu. Güzel Rus kadmı böyle boşbo şuna beklemekten yorulmuştu. Nihayet dayanamadı, kısık, asabî bir sesle bağırdı: Beni burada bekletmeğe hakkınız yok, müdür efendi. Polis müdürü başını kâğıtlardan kaldırdı, genç kadına bakarak o • muzlanm silkti: Madam siz mevkufsunuz. Mevkuflar mahkumiyetlerini, yahut serbest bırakılmalarım intaç edecek Yunanistan tsveçe Türkiyenm M misli kadar tütün ihraç etmektedir. Bunun da sebebini Türk tütünü • nün pahahlığında ve çıkanlan muh telif müşkülâtta, daba dogrusu gös terilmiyen teshilâtta görmektedir ler. tşte Türk tsveç münasebatı bu halde iken birkaç aydanberi bu halin tashihine çalısılmaktadır. İki ay evvel çok dirayetli Stokholm sefi rimiz Ragıp Raif Beyefendinin him metile Türkiyenin Stokholm Baş • konsolosluğuna tayin edilen M w Tevchler, bu vaziyeti, bizzat Türkiyemizde müteaddit defalar «eyahat yapnuş olmak ve Türkiye île hali ticarette bulunmak dolayısile düzeltmeğe ahdetmiş bir şekilde işleri eline almıştır. tik mühim icraatı çok merkezt olan bir yerde bulunan Stokholm Baskonsolosluk binasında güzel bir 1000 İsveç kurcnu odayı Türk mahsulâtı için yapıla i*ürkiyenln Isveçe lhracatı cak daimî sergiye tahsis etmesi ol • Yaprak tütün 2 950 muştur. Bütün enerji ve arzusuna tnclr, fındık, v. a 550 ragmen istemiyoruz ki bu hususta Halı, v. s. 170 kendisi yalnız bırakılsın. Gerek thKrom madeni 180 racat Ofisi ve gerek tsveçe ihracat Müteferrik,... 150 yapan veya istikbalde yapmak *mYekun (1000 kuroni 4,000 kânını gören tüccarlanmszla bilu Turklyenln Isveçten ithalâtı mum Tiearet Odalan, Sanayi ve TiHarp levazımı ve cepane 5 500 carî birlik ve cemiyetler bu işi müNakliye vasıtalan 900 him bir memleket ve istikbal işi biMakine ve teferrüat' 1,750 lerek b,a serginin mttkemmelliğine Madeni eçya 800 yardım etmelidirler. Oraya gönde» Kteıyevl mamulât 470 rilecek bir nümune, birkaç brofttr, Kağıt ve hamuru 260 bir kataloğ veya fiat listesi, adres, heı Müteferrik .. 320 hangi bir izahat paraya çok ih • Yekun (1000 kuron) 10,000 tiyacı olan memleketimize yüs bmIsveçe İhracat lerce, belki milyonlarca lira getiTürkiyeden t rebilir. Reklâm ve afişler sergiyi 1932 5 sene • 5 sene tezyin hususunda çok işe yarar. vasati yekunu Türkiyenin taze meyva ve sebze, Yalnrz tütün 2900000 1980000 9900000 ucuz ispirtolu içkiler, zeytinymgi, sefe Umuml yekun 4000000 3060000 15300000 ze ve meyva konserveleri, hatta tabl Yunanistandan ipek gibi mahsulâtma tsveç çok ü • Talnız tütün 6200000 6100000 30500000 mitler verebilecek mühim bir piya Umuml yekun 6500000 6780000 33900000 sa telâkki edilebilir. Elverh ki hüv İsveçten ltbalât nü niyet ve ticarî teşebbüsler sa • Türkiyeye 10000000 9100000 45500000 yesinde bir kere başlansra. Yunanlstana 5500000 6360000 31800000 Mühim meselelerden biri de bir çok Türk nuıhsulâtının tsveçe AI tsveç membalanndan aldığim bu manya ve tngiltere gibi diğer membeş senelik istatistiklere göre ts leket ler vantasile ithal edilmesi • veç bize Yunanistandan çok fazla ihracat yaptığı halde bizden, Yu • dir ki bu suretle fiatler oldukça yük selmektedir. Buna biran evvel bunanistandan çok az ithal etmekte lunacak çarenin Türkiyemize çok dh*. Buna sebep olarak ta tsveçin istifade temm edeceği şüphesizdir. bize yapbğı ihracatm en mühim kmrnianm vatan müdafaası ve demiryolu leVaKendisile bütün bu hususatı gözımı gibi muvakkat farzedilen devrüştüğümüz tsveçte Türk Başkon let iflerinin teşkil etmesi gösteril solosu M. Teuchler bu arzulan biz* mektedîr. zat izhar etmiş ve iki memleketin ticarî münasebetlerinin herşeye rağ> Vaziyet bu şekilde olsa da bile men inkişafta devam edebilece çok gayret sarfederek bu açığı kagine kanaati tamme getirmiştir. Bupatmağa çakşmamiz Iâzımdır. Bu nun en parlak bir mîsalini yukan yolda en büyiik vazife büyük tica • daki istatistiklerde görüldüğü üzer» ret firmalarımıza, tütün ve meyva 1932 senesinde ancak 180 bin kuroi ihracatçılanmıza, onlann teşkil et • kıymetind'e olan krom madeni 3ı • tikleri birliklere ve bilhassa tktı • racatımızın bu sene 3 milyon kuron sat Vekâletimize düşmektedir. Yu gibi mühim bir yekuna yüksekne • nanhlann bizden bu hususta nekasidtr. Başkonsolosumuzun faaliye dar ileride olduklanm görmek için tinm pek yakın zamanlarda diğer şu beş senelik istatistiklere göre, ihracat eşyamiz üzerinde de tesirini iki memleketin tsveçe ihraç ettik ümitle bekliyoruz, leri tütün miktarmı gösteren yu • göstermesini Kendisine büyiik muvaffakiyerle* karıki cetvele bakmak kifayet eder. dileriz. AHMET K. O. Vasatî olarak kıymet itibarile kanunî muamelenin tekemtnUlünü beklemeğe mecburdurlar. Mevkuf mu? Sebep? Bir in • san sebepsiz tevkif edilir mi? Polis müdürü lesini dikleştirerek cevap verdi: Telâş etmeyiniz, madam. Bir katil ile itham edilmekliğiniz tev kif olunmanıza kâfidir. M. Aristit Lerujun ifadesindeki şiddet genç kadmı susturmuştu. Polis müdürü tekrar kâğıtlarma daldı ve Madam Olgayı unutmuş göründü. Müdür kendi kendine yaptığı bu hareketin doğru olup olmadığını düşünüyordu. Hakikatte o, Madam Olga hakkında hiçbir şey bilmi • yordu. tgzelin sözile körü körüne hareket ediyordu. Amerikalı polis müfettişi ona bir gün evvel Yitondan telefon ederek olup biteni anlatmış, Madam Olganın kızıl hat meselesinde cürüm şerikî olmak töhmeti ile hemen tevkif olunma sım istemişti. Kadına bir dakika gözden ayırmayınız. Tevkifinin sebebini de kendisine söylemeyiniz! diye ayrıca tenbihatta da bulunmuştu. Madam Olga derhal evinde tevkif edilmiş ve gecenin mütebaki kısmını tevkifanede geçrrmişti. Tevkifanede geçirdiği saatler o • nun asâbıni son derece bozmusta. Gözleri çılgm panltılarla panldı yordu. Kâh yerinden firhyacakmıs gibi oluyor, kâh bitkin, ürkek bir hal alıyordu. M. Aristit Leruj hiçbir şeyin farkında değilmiş gibi soğukkanhlığın muhafazaya çahşıyordu. Arasva o da sabırsızlık alâmetleri gösteriyor, fakat çarçabuk kendîni toplı yarak gene gozlerini kâğıtlara di « kiyordu. (Mabadi vwr) MACERA ROMANl: 21 ((Kan izlerini takip ediniz!)) bh müddet soluarak durdu, sonra tekrar daldı. tgzelin bu ikinci dalışmda bir polis memurunun da kendisine refa kat ettiği görüld'ü. İkisi birden aranmağa başladılar. Fakat bütün bu çalışma beyhude oldu. Nihayet her ikisi de karaya çıktılar. Sahile oturdular. Teşebbüs akametle ne ticelenmisti. Aradan yanm saat geçtiği halde hepsinin gözleri hâlâ gölde idi. Neyi bekliyorlardı. Bir mucizeyi mi? Friyo gene sinirlenmişti. Daya namıyarak bağırdı: Bu haydudun ismini olsun öğrenemiyecek miyiz? Hakikaten bu küçük ve shnsiyan Ingüizceden tercüme eden: Ömer Fehmi Amerikalı polis müfettişi haydudu kurtarmak kararile kendîni göle fırlatmıştı. Fakat otomobil fenerlerile polislerin elindeki elektrik lâmbalannın göl sathmda aydınlattığı saha pek dardı. Sonra bu ziyalar suya pek az nüfuz ediyordu. Birkaç kulaç aşağısını görmek im kânı yoktu. tgzel dalarken bir aralık elleri nin herifin saçlanna değdiğini hiss«tti. Fakat bu temas çabuk zail oldu. Dalmaya devam etti. Sular lculaklannda ıslık çalıyor, bütün vücudü büyük bir tazyik altında eziliyordu. Şakaklan parçalanacakmıs gibi atmaya baslamjstı. D^vanamıyarsk suyun yüzüne çıktı. Orada GölOn sırrı Polis müdürü M. Aristit Leruj önündeki kâğıtlara dalgm dalgm bakıyor, karşısmdaki kohukta oturan Madam Olşanın mevcudiyetinden haberi yokmuş gibi görünüyordu. Fakat biraz dikkatli bir kimse polis müdürünün bu tavnnm sahte olduğunu anlıyabilirdi. M. Aristit Leruj önüne koyduğu kâğıtları okumıyor, belki öyle görünmek istiyordu. Saat sabahm on biri idi. Küçük san otomobilin göle düşmesile ne •