25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Camkariyet Ya hürriyet, Ya ölüm! THFRlKAı 4 Yazan: AL1 N/\Cl = Dil anketi = s 80 inci liste Ankara 2 (A.A.) T. D. T. Cemiyetinden: Karsılıklan aranacak arapça ve farsça kelimelerin 80 numa ralı listesi şudur: 1TAFSİL 2TEFENNÜN 3TEFTtŞ 4TEFVÎZ STEKAYYÜT 6TEKELLÜF 7TEKEMMÜL c 3 Haziran 1933 Ana ve babalarla hasbıhal Bu akşamki program Tercih ediniz: ANKARA: 18 1 inci senfonf (Beethoven). BÜKREŞ: 22,05 Orkestra konseri VARŞOVA: 23,10 Piyano ile: Choptn. Çocuğu temizliğe alıştırmalı Bunun için de temizligi bir başbelâsı degil bir eğlence şekline sokmalıdır ne ellerini, yüzünü, ayaklarmı yıka • mak, haftada bir kere baştan asağı banyo yapmak ve sairedir. Bunlan bilmiyen veya yapmakta ihmal gösteren bir çoyuk, görünüş itibarile ne kadar intizamperver olursa olsun, hiçbir zaman temizlik hususunda en lüzumlu i tiyatlan edinmiş sayılamaz. Çocuklar için temizligi bir baş be lâsi <VsîI> bilâkis bir eğlence şekline sokmak için kendimizi mümkün olduğu kadar onlann yerine koymak ve onlann görüs tarzlarma göre programı mızı yapmak lâzım gelmektedir. Me selâ bir çocuğu, bütün dikkat ve alâ • kasile bir is'e mesgul olurken, yahut bütün neş'esile oynarken «misafir geldi, seni böyle görmesin» diye kolundan tutup musluk başına sürüklemek, ya • hut toprakla, çamurla oynadıği için ceza olarak yıkanmağa mecbur etmek onun temizlik hakkmda gayet fena bir kanaat edinmesine sebep olur. Çocuğa ytkanmağı çamurla oynamamasmm cezası olarak değil, temiz bir sofraya oturabîVnesmin mükâfah olarak tanıtmahdır ki, bövlelikle çocuğun zihninde temizligi iyi ve hoş v*k'alarla bir lestirmesine ve birmetice bunu severek istiyerek yapmasma yardım edilmis olur. Çocuklara temizligi sevdirmek ve ayni zamanda onlara kendi islerini mümkün olduğu kadar kendflerine yaptırtmak için evde bazı tadilât yahut buna kabil olmıyorsa bazı ufak ilâveler yapmak lâzımdır ki bu hiç te büyük bhr fedakâriığa mütevakkrf değildh, Meselâ çocuğun rahatça musluğa yetişe bilmesi icin musluğtm önune sağlam bir küçük iskemle yahut bir tahta basamak, kendine mahsus havlusunu a • sabilmesi icin alçak bir havlu sinğı, küçücük ellere kolayhkia sıgabüecek güzel kokulu küçücük bir sabun, kendi atrzına göre mrnimini bir diş fırçası ve buna benzer isi kolaylastıracak ve göze hoş gösterecek şeyler, kendi kendini temiz tutmak vazifesini yeni yükIenen küçük bir msana bu vazifeyi severek ve istiyerek yaphrtmak hususunda pek mahim bir yardımdn*. Gerek içtimaî haytftm ve gerekse sıhhat ve afiyetin emrettiği temizlik meselesmi çocuklanna seve seve kabul ettirtmeğe muvaffak olmak için ana ve babalarm yukanda bahsettiğimiz noktalara riayetleri zararidir. MEFHARET MÜNİF Uyanın, uyahın, uyanın! «Evvelâ mektepleri kurunuz, sonra kiliseleri... Evvelâ matbaalarda mektepler için lâzım olan kitapları basınız, sonra İncili...» Gabrovo nektebini idare eden bir Bulgar papazmm »özleri 8TEKEVVÜN 9TEKÜF 10TEKRAR 11TEKZİP 12TELÂFl 13TELÂKKl 14TEL'İN Yeni karşılıklar Liste : 68 MAARİF: Bilgller, ögrengiler, MABET: Tapınak, (konmaktan konak, durmaktan durak oldugu gibi) MACITN: CTürkçeleşti) MARITET: Bllgi, değerli i^, becenk, kazanılmı» gösterlaler, MARUF: Tanınmış, billnen, işitümlş, MASLAHAT: İş, nesne, MASUNIYET: Kuruntulu, sığınma, kanat altınds, bulunma, saglam oturma, MATBÜAT: Töplangıçlar (mecmua yerine kullandun) günlükler (gazete yerine), basılBulgarlart ayandtran üç marebbt tılar, MAZBUT: Tutulu, kapalı, dağınık Dlmltrl Miladinoft Kotutantin Miladinoft Sofroni Stoyanoft degil, dertl toplu, bağlannuş, yazılmış, 3 Mektep denilen yerler, bazan bir köy MA2ERET: Engel, tersllk, eksıklık, MAZodası, bazan bir dere kenan, bazan bir MUN: İç, öz, kendi, anla^ılan, MAZNUN: Bulgar mflletinm büyük uyandın • eisı papaı «Paissi» nin arkasmda peydağ bası, bazan bir mağara, bazan da İşkillenilmiş, sorguya çekilen, yaptı samda olan münevver ziimre içinde en lan, san altında kalma, MAZHARIYET: bir yeraltı idi. Hocalar herhangi bir çok dikkati celbedenlerden biri «Sofpedagoji kursundan çıkmamtslar, ma Kazanmışlık. roni Stoyanoff ismîndeki gene bir paÇamlıca: Celâl Aykırıoğlu nastnlardan yetişmişler, daglarm inzipaz!» • müridi idi. «Paissi» Bulgar kala*** valanndân kopup gelmişlerdi. Talebeler balığa Bulgar milletinin eski bir tarihi Liste: 70 için yaş kaydi yoktu. Ellerinde « Paolduğundan ve çarlardan, saraylardan, İLGA: Kaldınlmış, ILHAM: Duyuş, issi» nin, «Sofroni» nin, «Veneli» nin, mermer kfliselerden bahsetmif ve kenILTTBAS: Yaltaklanıın, ILTIHAK: Katılkitaplan, birtakım sert ve dik yapılı adı'sine hor bakmamasım tavsiye ederek ma, ILTIMAS: Kayırma, ILTIZAM: Yadamlar, bu yerlerde, etraflanna onar ona miUî bir gurur vermek istemiştL rarnlış, IMKAN: Olurca, IMTIHAN: Sıga, kişi, yirmişer kisi, «lli kişi, yüz kişi, kü«Sofroni», «Paissi» nin peşinden geleIMTIYAZ: Dipçil, ITtNA: Gözetis, ITIrek ve gene Bolgar mflletine hitap • • çök büyuk haHc parçlarmı toplıyarak, RAZ: Karsı koyma, dogrulama, ITIYAT: onlara, gayet açrk lisanla, herkesm anderek, «Paissi» nin kitabmdan çıkar • Edlnme. ması icap eden mantıkî neticeyi, o kihyabîleceği manalarla yazılmış kitap • Maçka: Salih Fethi taptan almacak dersi gösterdi. Yani, lan olnıyor ve «Uyanm! uyanm! uya*** Bulgar milletînin gözfi önunde o tarih nin!» diye bagınyorlardı. İLCA: Zorlukla, ILHAM: Derin yürek duygusu, İLTİBAS: Benzeyiş, ILTIFAT: kitabmdan dağılan manayı anlatmağa Müsart toprağa tohumu öyle serpi • Gönulden konuşma, bakma, ILTIHAK: çalışarak bir Bulgar milliyeti fücrini teyorlardı ki, ekflmesi ile Bulgartn yetiş • Katüma, ILTIMAS: Arkalama, arkalıyabarSz ettirmeğe ve o fikri neşre grrişti. mesi arasmda, zaman mefhumu kaybolrak isteme, ILTIZAM: Benimseme, istlyeBu adamdır ki yirmi sene, yorulmak muş gibiydL Halk arasmda uyanışm ve rek ustüne alma, IMKAN: GÜCÜ kadar bilmez bir çalısma içinde, köy köy, dağ millî hareketin epeyce kök saldığt bir olabilme, IMTIHAN: Denemek, sınama, dağ, manastır manastır dolaşarak, kensirada, «Rilski» ismkıde bir MakedonIMTryAZ: Aynlmış ustünlük, IMZA: disi gibi millet yarahnak aşkma tutul • yalı münevver daha çıkarak, «GabroAdmı yazma, ITINA: ozenerek yapma, muş daha bir yığm oncu yetistirdi. vo» mektebinm basma geçti ve hari • ITIRAZ: Dogru olmadığını söylemek, ITIAncak, bütün bu faaliyet kolay ol • kulâde bir terbiye kabiliyeti göstererek, YAT: Alıakanlık. muyordu. etrafmda sonra etrafa saldıgı • bir Anaddlokavagı 42 inci mektep Fener kilisesf^'onun arkasmda dayığm öncü de o yetiştirdi. muallimeri ima dayak gibi duran «Etniki Eterya» tMc Bulgar gramerini yazan bu adam, j cemiyeti, Bulgar papaılarmm an gibi İLGA: Bozma, kaldırma, İLHAM Içe kitabmın başlangıemda, «evvelâ mek | dolaşmalanndan ve vizıldanmalarmdan dogma, içe dcguş, ILTTBAS: Benzeme, tepleri kurtmoz, sonra kiliseleri.. Ev • î kuskulanmağa ve onln tazyika başla • velâ matbaalarda mektepler için lâzım J ILTIFAT: Güleryüz gosterme, sevindiredılar. olan kitaplan basmız, sonra İncili. tn I cek bir İş yapma, ILTIHAK: Katılma, Bunun üzerine, Sofroni zaten epeyce •an tajlada, çölde, evde, dağda, her ' ILTIMAS: Tutunma, koruma, ILTIZAM: zamandenberi artık Bulgar muhacirleri Gerekleme, İMKAN: Yapüabilecek gibi yerde Hua edebilir ama, ne ormanda, \ için merkez haline gelmeğe baslamfş ootaa, IMTIHAN • Içyüzünu anlama, derin ne çölde, fakat yalnız mekteptedir ki, | lan Romanyaya kaçh. düşünme, sınama, deneme, denenme, hakürî bilgiyi ögrenh!» diyordu. IMTİYAZ: Bırakma, ayrılma, IMZA: IşBükreşe yerleşti ve oradaki BulgarMektebin arkasmdan matbaa yetişletip bitirme, bütun yapma, at yazma, lann basma geçerek «Bir Bulgar mfl • ti. ITİNA: Zor işe çalışma, baştan savma olleti vardır!» fikrini, devri boyuna artan Cahil suru, her taraftan bhr kitap yagmamasma özenme, ITİRAZ: Bir iş için bir motör gibi, hızlaştıra, hızlaştıra, çemunma tutulmuş gibiydi. neden böyle, niçin öyle olur deme, ITIvirmeğe girişti. YAT: Alışma. Hâlâ bizde tercümesi olmıyan «Ho«Sofroni» den sonra, bu sefer, MiEyüp 36 mcı mektep muallımi I Hakkı lâdinof kardeşler ismîndeki iki Make • mer» m, Üyada» n o tarihtedir ki Bul**• donyalı Bulgar münevveri çıkarak, Bulgarcaya çevrildi. gar folklorunu toplamağa ve yaymağa Liste: 71 giriştiler. tste evvelâ birkaç papaz, sonra bes MA6RUR Aldanmış, aldatılmış, kendion mektep, daha sonra kitap, gazete, Bunlann arkasından, bu sefer de, nı begenmiş, MAHABET: Buyük gorun«Corç İvanoviç Venelmi» diye bir Rus matbaa, ve hepsi brrden, sözle, yan ime, MEHARET: Ustalık, MAKALE: Yapeyda oldu. Sonradan, Sofya sokaklale, bir tarih, bir Ksan, bir hars, bir din zılmış 9öz, MAKAM: Ayakta ikl ayağın nndan biri ismine izafe olunan bu Rus, durdugu yer, durulacak yer, ezgi, MA edebigph ve bütün bunlann yekunu «eski ve yeni Bulgarlarm Rusya île KAR: Duracak yer, MAKBUL: Beğenll olan millî bir varlık yaratarak, dalgın, siyaset, tarih ve din münasebetleri» dimiş, MAKSAT: Dilek, MAKTU: Kesilmiş, bitmis, kaybolmuş bir msanhğı, böyle ye bir kitap yazarak Bulgar milliyetçiMAKUL: Usla bilinmlş, usa uygun, MAuyandınyorlardı! liği fikTİni Rusya içlerinde neşretmeğe MUR: Yenilenmiş, yeni, MÂNA: An karVe Bulgar mflleti, yuzlerce sene suve gene bu kitabile o milliyetçilîğe Rusçılıgı, MANZARA: Görünüş, MASUM: ren bir cehaletten sonra, 1760 da basyanın politika muhitlerinde bir istmatSuçsuz, kötülükten çekinmiş. hyan ve elli sene içinde uyandırma gagâh vücude getirmeğe teşebbü* etti. Eyüp 36 ıncı mekep mualliml İ. Hakkı yesine tamamile ulasan böyle bir fikir Bu kitap, yalnız Bulgar muhacirleri a • • ** hareketi ve o fikir hareketini her tfirlu rastnda değil, fakat Slâvlık iilküsü güMAGRUR: Yoktan büyüklenme, MAacılara ve mahrumiyetlere katlanarak. den bötün Rus nruhrtlerinde evvelâ hisHABET: Karkulan büyüklük, ustalık, MAkendflerine en büyök bir ask tanıyarak sî bh* alâka uyandırdı, fakat daha sonKALE: Döşünceli yazı parçası, MAKAM: günden gone kuvvetlendiren böyle i • ra, «Slâv bhliği taraftan cemiyetler »i Durak, MAKAR: Bağlanılnuş durak yeri, nanmıs bir münevver zumresi tavesin. doğuran bir siyasî program halini al • MAKBUL: İyi alınmıs, MAKSAT: Gö dedir ki, siyasî Utiklâl sahasmda ilk makta geç kalmadı. nulden istek, MAKTU: Kesmece, MAKUL: merhaje olan kendi benligine kendisi Doğru düşttnce, MAMUR: Yeniliyerek guO zamana kadar Bulgarlıktan utanan sahip olabifanek degerini anhyarak, hnzelleştirilmla, MANA: ÖZ bDgisl, MAN ve «Bulganm!» demekten kaçınan Ruskânlarmı da aradı, buldu, ele geçirdi. ZARA: Görünüa, MASUM: Suçsuz. ya Bulgarlan, «Otets Paissi», ve «Sof(devam edecek) roni» den sonra, Bulgarhkta otanıla Anadolukavagı 42 inci mektep cak birşey olmadığına inanmağa ve muallimleri bu yolda bir Rus yazicisının ortaya at *** Eczacı kalfaları bir cemiyet yapmak 1tığı tezi de yakalaymca, derhal teşki • Liste: 72 çin bu pazar gunü saat 21 de Cağaloğlu lâtlanmağa başladılar. TEAMÜL: Alışılmış, olagelen, TAAR Halkevinde toplanacaklardır. AlâkadarlaBulgar dilini ve harsmı yaymak makRUZ: Sataama, aşma, saldırma, TACİZ: rın gelmeleri. sadı alfanda, «Gabrovo» da, İlk Bul Düzen bozma, TADIL: Değiştirme, doğSamimi hıfzissıhhanızda yıksDirken en gar mektebini açtdar. rultana, TASARRUF: Biriktirme, ell almükemmel mnzadı taaffün olan Hâkim devlet olan Osmanlı devleti tmda tutma, TASAVVUR: Duşünme, TAShocalarnun «ahkânu diniyeye uygun DIK: Gerçeklendırme, TASMTM: Tasardeğüdir!» diye makine baskısına mu lama, TASNIF: Sıralama, ayırma, ayırtsaade etmediği zamanda, iste bu mek•IROUE etme, TASVİR: Benzermi çıkarma, inceteptedrr ki, Bulgar papazlar, Belgrat den inceye anlatma, TATBIK: Uydunna, kullandıgınız takdirde yüzünüzde devlet matbaasmda parasız basılmış karşüaştırma, ustuste koyma, deneme, TAZELiK v e GENÇLiK Bulgar kitaplarile, Bulgarlığı okutmağa TATMIN: Doyurma, inandınna. belirecelctir. Lysol ayni zamanda sari hasbaşladılar. Bu mekteptır ki, ateşli bir Çamlıca,: Celâl Aykırıoglu Ulıklara ve haşarati karşı dahi pek vatanperverliğin hızı ve çahşması için müessirdir *** de, bir fflcir için canlarmı verebilecek Alimeti farikamızı ve unvanı rtcarimizi TEAMÜL: Alışılmış görenek, TAAR ruhta ve kuvvette, daha sonralan Oshâmil olmıyan bilumum mumasll RUZ: İllsmek, takılmak, TACIZ: Sıkıntı manlı devletinin basına belâ olan yuzmüstahzaratı reddedınız vermek, bıktırmak, TADDL: Ağırlığı halerce ve yuzlerce Makedonyalı oncu yeFabrikatorlan: finetme, azaltma, TASARRUF: Benimsetiştirdi. SCHÜLKE mek, yollle kullanmak, TASAVVUR: KurBu mektep, ilk işaretti. ma, kuruş, TASDİK: Gerçeklemek, TAS& MAYR A. G. Arkasrndan, Rumelide, hatta TrakyaMIM: Kestirme, gönül diegi, TASNIF: Hambourg 'da, birçok Bulgar mektepleri kurulmakAyırmak: TASVİR: Kılıklandırma, TATta gecikmedi. Umumî acentası: BIK: Uydurmak, karşılaştırmak, TAT MIN Gönulden inanış, TAZAMMUN: Bu ilk Buıgar mektepleri, geniş ve S. Jacoel yuluek manasmda ilim öğretmekten Içine alma. TAZIYE: Avutucu soz mahdumJan zivade, bir milleb uyandırmak için a Anadolukavağı 42 inci mektep Istanbul (4045) çı'naş mekteplerdi. muallimleri KSçük bir çocuk bütün gün oynayıp ta akşam üzeri üst bas toz toprak içinde içeri girdiği zaman annesinin ilk sözü «aman bu ne hal, gel elini yüzünü yıkayım.» olur, yahut ta babası yamnda mühhn bir misafir ile eve gelip te ço • cuğunu evin önunde çamur köfteleri yaparken görünce gene ilk söz olarak, «aman bu ne kirli çocuk. Çabuk koş elini, yüzünü yıka, temizlen.» der. «Git yncan, git temizlen, gel elini yüzünü yıkayun, elbiseni temiz tut, ayakkaplarını çamurlama». Bu sözler günde kaç kere tekrar edilir, ve çocuklar kaç kere oyunlanndan veya alâkadar oldukları herhangi bir faaliyetlerinden bu yüzden alıkonulur? Ana babalar çocuklarmın temiz ol duğunu niçin isterler? Bunlardan birin • cisi gururdur. Kirli bir çocuk yerine temiz bir çocuğa malik olmak elbette insanın gururunu okşayan bir şeydir. tkincisi temiz bir çocuk insamn işini hafif letir. Elbiselerini lekesiz, çoraplarını düzgün, yatak takunlanru tertemiz tu tan bir çocuk tabndir ki evde büyük bir yardımdır. Üçüncüsü temizlik sıhhat için elzem olan bir şeydir. Zira bir çok has talıklartn kirlilikten ileri geldiği ve kirli eller vasıtasile yayıldığı muhakkakhr. Şu halde ebeveynin çocukarau temiz görmek ve temizliğe ahştırmak istemekte tamamile hakları vardır. Fakat bir de bunu çocuk noktai nazarmdan tetk3c edelim. Alelumum çocuklar indinde te • miz olmakla kirli olmak arasmda hiç bir fark yoktur. Onlar için bu iki vasıf arasındaki yegâne fark temizliğin güç, kirliligin ne kolay olmasıdır. tate çocuk laruıı temizliğe alıstırmak istiyen ebe veyn, onlara bunun aksini, yani temizliğin hoş ve kolay, kirlib'gin ise hiç te hos olmtyan bir şey olduğunu isbat et meğe çalıamalıdırlar. Bunun için de çocuklara, mümkün oldugn kadar az fakat en lüzumlu noktalan ihtiva eden bir temizlik programı hazırlamak, bu programa harfiyen riayet edilmesi hususunda sebat ebnek,, bunun haricmde de çocuğu istediği kadar toprakla, çamurla oynamakta serbest bırakmak lâzundır. Meselâ sabahtan aksama kadar ve oyun esnasmda da elbisesini tertemiz tutan bir çocugun tembelltğe, cekmsrenlise meyyal oldugu, kendini tamamile oyu na verip eğlenemediği anlasdu. Şu balde çocuklara öğretilmesi lâzım gelen şey bilâistisna her zaman temiz kalmak degil, gerek oyun ve gerekse herhangi bir iş yüriinden kirlendikten sonra te mizlenmek lüzumunu ve arzusunu his • settirebilmektir. Çocuklar için yapılan temizlik pro • grammda, sıhhat namına riayet edfl mesi elzem olan şartlar ile içtmıaî hayahn icabatından olan şartlan ayırmak lâzımdır. Meselâ, pek tabiî olarak hepimiz çocuklanmızm saçlanm muntazam, elbiselerini lekesiz, ayakkabılan m boyalı tutmalarmı isterîz. Fakat çocuklara bunlan öğretmeden evvel, sıhhat ile doğrudan doğruya alâkadar oIan temizlik kaidelerini öğrehnek icap eder ki bunlar da herhangi kirli birşey tuttuktan sonra ve bilhassa yemeğe oturmadan evvel veyahut yîyeceğe dair birşey almadan evvel ellerini sabun ve bol su ile güzelce yıkamak, sabahleyin yüzünü, ellerini, kulaklanm yıkayıp dislerîni uğmak, aksamları yatarken ge V . ANKARA : 12,30 gramofon 18 Filarmonik orkestra: Beethoven: (1 inci Symphoni ) 18.45 alaturka saz 19,30 dan« muai j kisi 20 ajans haberleri İSTANBUL : 18 gramofon 18,30 fransızca ders ' (müptedilere mahsus) 19 alaturka sazi (Servet Hanım) 19,45 saz (Vedia Rıza Hanım) 20,30 Bedayi musikiye heyeti 21,30 gramofon, ajans, borsa habeTİeri. VtYANA . 17,50 koro konseri 10,35 munte lif konser 19.35 konferanslar, havadi»ler 21,05 operalardan dans şahne leri 22,05 konfeTans 22,50 hava • di»ler 23,05 dans musikisi. BÜKREŞ : 18,05 konser 20,05 konferans 20,25 plâklar 20,45 konferans 21,05 konser 21,20 şarkılar 21,50 konfe rans 22,05 orkestra konseri: (Verdi, Brahms) 22,50 havadisler. BUDAPEŞTE: 18,05 konferans 18,35 tsigan mu • sikisi 20,15 koro konseri 21 konferans 21,25 havadisler ve operet ha vaları 23,25 havadisler ve cazbant 24,05 orkestra, PARİS (Poste Parisien): 20,05 plâklar ve havadis'eT 21,35 salon munkisi 22,15 dans orkestrasi • 24,05 plâklar. VARŞOVA 18,05 gramofon plâklari 18,45 konfeTans 19,05 muhtelif 20 50 hava dMer 21.05 hafif musiki konseri23,10 Chopm konseri: 1 Nocturne F Dur, 2 Ballade F Dur, 3 Etude As • Dur, 4 tki Mazurka (hr: 4 ve 5 5 ) , SValse, E Moll. 22.45 tefrika 24,05 dansing. ROMA : 22,05 büyük konser 24 havadisler. ŞİMALÎ tTALYA RADYOLARI: 18,15 gTamofon plâklari ve muhte*?"'* •'t orosrr»M» 20,25 KavndUler, plâk ne» riyatı devam ediyor 21,50 orkeatra konseri 24,05 havadisleT ve dansing. izmirde iskân edilecek aşiretiere arazi veriliyor Kastamonu Vilâyetinde iskân edilecek asiretler îçin maballinde arazi bulunamamiş, İzmir dahilinde arazi olup oltnadığı Millî Emlâk müdürlüğünden sorulmuştur. İzmirde, bilhassa Torbalıda 15 bin dönüm kadar arazi vardır. Ağlebi ihtimal, aşhetler buraya nak • ledilecektir. " Bu sene fzmir dahilinde, epeyce toprak tevziatı yapılacak ve gelecek sene her köylii, toprak sahibî bir vaziyete gelmiş olacakhr. Bunun için de, eshas uhdesinde bulunan genis çiftliklerden bir kısmının is tfmlâki cOıetine gidilecektir. Nitekim geçenlerde bir çiftlik istimlâk ve etrahndaki köylülere tevzi edil miştir. Gökçen E'e için âbide dikihyor fstiklâl mücadelesinde senelerce düşman kuvvetlerile aslanca çarpışan Ti • rede Güme dağmda Gökçen Eefeye bir abide yapılacaktır. Bunun için köyiüler tarafmda para toplanacaktır. Gökçen Efe istiklâl mucadelejeri esnasinda bugiin tktısat Veküi bu • Iunan Celâl Beyle teşriki mesai ettrdştir. Bundan dolayıdir ki Celâl Bey Gökçen Efendinin kızını Ankarada himayesme alarak tansil ettirmektedir. Busene Tıp Fakültesinden çıkan askerî doktorlarıımz Yenî bir cemiyet Lyso/ Tıp "fakültesinden bu sene mezun olan efendilerden otuzu askerî dolrtor olarak çıkmıştır. Orduya il tihak eden yeni askerî doktorlarımıza mesleklerinde muvaffakiyetler temenni ederiz. Yukarıdaki resim, genç doktorlanmızla miidür ve dahiliye müdürlerinin resimlerinden zarif bir «e kilde Foto Süreyyada tertip edilmiş olan albümün fotoğrafisidir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle