15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CumKarîyet Dil işi İfeni karşıhklar Yazan: M. TURHAN Okurlarnnızdan aldığımız söz karşılıklannın basışı ulanıp gidiyor. Sevgili okurlanmızdan o kadar çok karşılık alıyoruz ki topunu sıralayıp koymağa yerimiz yetmez. Hep birer emek verimi olan bu yazılan koya madığımıza göre ziyan etmemek ve daha kestirme yoldan işe yaratmak için sütunumuzdan artanlan Ankara'da Dil Cemiyetine gönderiyoruz. Okurlanmızdan çok evvel basılmış anketlere karşılık yollamamalannı ve karşıhklanndan baztlan gazete de çıkmazsa bizi mazur görmeleri ni dileriz.. ••• 87 Cem, Nis perisine dedi ki: «Buse olmak için dudağa fırlıyan muhabbet kirli olur, biz temiz kalalım» Ben Kl«opatra kadar güzel degflim, fakat onun gibi siyasî oyun da eynatnıyorum. O, Sezar'a Mısır tahtını götürdü, ben sana kalbimi getiriyorum. Sonra sen, Sezar değiUin, Sezar'ların efendisisin, sen sevilmez*in, tapılırsın. Ben de işte, yüreğinai ayaklamna atıyorum,sana tapıyorum. Sev beni, kovma beni, okşa beni!.. Cem, gökün yere »ecde etmesine tahanunül edemiyecek kadar duy gulu idi. Sevgilisinin gösterdiği ya nık ve samimî vaziyetten de son derece teessür duymuştu. Askı, yalnız erkeklerin değil, kadıoların da bütün kuvvetUe . hissedebilecekLerini tarihten canh bir örnek göstererek Ubat eden bu güzel mahluk, ayni zamanda bir zekâ melikesi idi. Zekânın nıevkii ise ayak olamazdı. Nasıl ki güzelliğin tahtı da topuklarda bu lunmaz! Cem, iste bu duygu ve bu düsünce ile zeki, yanık ve çok güzel »evgili sini yerden kaldırdı, bir sedhe oturttu, kendi de yamna oturdu. Hayran hayran zeki kadmı seyre daldı. Prensin iç hali pek karışıktı. Tasıdıgı ask, günlerdenberi yanan o büyük ate», şu dakikada yeni bir sekil alabilirdi. Aşkı, tebessümden yapılma bir tüle bürümek, istiyak ate»le rira bir demet güle çevirmek mütn kündü. Bunu yapmak için küçük bir hamle, yanm bir eğiliş kâfi idi. Sevgili, güzel »evgili, kevserini dökmek için isaret bekliyen bir nur pınan gibi işte yanında idi. O kevser, ağlıyan aşkı tebe«süme, yanan yüreği gül demetine çevirecek biricik iksir idi. Fakat Cem, hakikî bhr istiğrak g«çiriyordu. Yanmdaki nefu, muattar oynak ve uysal vücut, gözünden ya vas yavaş siliniyordu. Ona bakhkça 8aç, göz, dudak, gerdan görmüyordu, bir kiime nurun oynayıçını seyreder gibi oluyordu. Sevgüisi karşısanda değil gene yüreğinde » » dBu, Cem'in Nis'te bulundugu tarihten yetmiş üç yıl tonra ölen en bü yük Türk samnbı dâhi bir kudretle. tasvir ettiği «fenafilaşk» haletidir, âşıkm hissen sevilen vücut içinde erimesi veya o vücudü kendi benligtnde eritmesidir. Füzuli, bu yük*ek aşk mertebesini vuslatını armağan yapmağa gelen Leylâ'ya karşı istiğrak geçhen Mecnun'un ağzile şöyle tasvir ediyor: Yakma yeter beni hayalîn Yoktur bana takat visalin! Canvm gideli besi zamandır Cismündeki şimdi özki candiı Benden beri eyledm beni sen Arza kime eyleyim seni ben Bende olan aşikâr sensin! Ben hud yoğum, ol ki var sensin! Ger ben, ben isem nesin sen ey yar Ger »en, »en i»en neyim menizâr! Cem, büyük şairin kudretle canlandırdıği şu hissî haleti geçiriyordu, bakışında apaçık o sorgu, «»en benim»in, ben de senmim. Bu ikilik nedir?» diyen bir »ual vardı. Visalin zevki ruhunda yaşıyordu, teninde bir istiha kiri yoktu. Kadm da, bu yüksek durgunlugu anladı. Göz karartıcı irtifalar içinde kendini kaybetmek, Atla» denizin den de engtn bir alev deryan içinde ateşten dalgalara kapilmak için oraya gelmiaken uçurumlann ta dibinde sürünen cıhz bir çiçek gibi, gözlerim kamaşhran heybeti pek aşağılardan seyretmek vaziyetme düşmüstü. Bu, seven ve sevgisini yelpazeletmek istiyen bir kadm içm çok ağir bir seydi. Gerçi o, Cem'in durgunluğundaki inceliği de anlıyordu. Fakat o incelik nihayet bir tebessüm doğurabilirdi. Asıl incelik aşkm harekete gelme sinde, kalbin naz gölüne atılıp saniyeler, dakikalar ve »aatler uzunlu ğunca yıkanma»ında idi. Ni» perisi, böyle bir banyo istiyordu. Nitekim dileğini açığa vurmaktan da çekin medi: Haşmetpenah! dedi dalgmsınız. Halbuki Sezar, Kleopatra'nm yanmda çok canlı idi. Cem, tath bir rüyadan aynhyor veya başı »ecdeden çekiliyor gibi ihtiyarsiz bir yüz ekfiliği gösterdi. Fakat kendini toplamakta güçlük çekmedi, nazik ve saygılı bir sesle sordu: Ne arzu ediyorsunuz, nasıl bir hiztnet emrediyorsunuz? Kleopatra'yi kovmamanızı! Kadm, mler gibi bu sozü söyler ken çok samimî idi. Çünkü, kendine model yaptıgi Nil güzelinin Sezar'ı atlattıktan, Antuvan'ı da ölüme *ürükledikten sonra Oktav*! da baştan çıkarmağa savastığmı, bu etnelle onun huzuruna çTkıp cilveler yaphğını ve fakat bu üçüncü Roma'hyı elde edemiyerek kadtnhk gururu krnk, güzellik tacı düşük bir halde sarayına döndüğünü ve kendine kıymak tan başka bu ruhî bozgunlug» çare bulamadığvm hatırlamıştı. Acaba Cem de Oktav gibi mi hareket edecekti?.. O, kendisrni sevmişti, sevdiğini haykırmıştı, sepetten çrkınca da sevincmi saklamamıştı. Bütün bun lara ragmen, plâtonik bir vaıiyet »lıyordu ve bu vaziyetin bir manasi da «Oktav'laşmak> oluyordu! Nis perisi, işte bu acı ile o yalvanşta bulunmuştu. Sözunü kuvvetJendirmek için de Cem'in ellerine yapışarak damarlanndaki ateşi onun nabzma geçirmek istemişti. Genç prens o rica ve bu hücum üzerine içini çekti: Madam! dedi ask, en yuca ask, yürekte yasiyan asktır. Göniilde sıkılıp ta buse olmak için dudağa fırhyan muhabbetler biraz khli olur. Gelin biz, temiz kalalım! Bir saat sonra »eperi geri götür mek için gelen arabacı, evvelce getirdiği çiçeklerin yerine gene o sepet içinde hınçkıra hınçkıra ağlıyan bir yaralı ku» götürüyordu. Bu kus, Cem'i yenemiyen sevgili idi, o yas lar, sönmiyen gonül atesinin su olup sizması idi. Cem de, bu tecelliden yadigâr kalan çiçeklerin ortasında, hpkı o kadm gibi, ağlıyordu, aşkına yeni besteler düzüyorduı Polonya'da yeni ithalât memnuiyetleri kondu Ticaretimiz azalıyor 1929 senesi sonuna kadar bizinı Lehistan'dan mubayaatımız onlarm bizden mubayaatma nazaran daha fazla dır. 1930 da ise vaziyet birdenbire değiserek o sene onlar bizden yanm muyon liradan ziyade, 1931 »eneşinde de 166,000 lira ki ceman iki sene içinde 710,000 lira daha fazla mubayaatta bulunmuslardır. 1932 senesi için tarafeyn Utaü'sdkleri heniiz mukayese edflememîs obnaUa beraber; bizdeki kontenjan ve onlardaki muhtelif tahdidat dolayısile iki memle • ket arasmdakj ticaretin geçen sene çok azaldığma süphe yoktur. Bir tarafran bu mahzurlar altuıda hacmi küçülen ticaretimrzi büyültmek diger taraftan yeni kararnamenin ihdas edeceği müskülâtı bertaraf edebilmek için Lehistan'la takas esası dahiKnde suraüe bir kflâf ak • tetmek lâzundır. Fakat bu rtaiaflaktediUrken bilhassa gümriik tarifeleri üze • rinde ehemmiyetle mesgul olmak icap etmektedir. Lehistan'la aramrzda bir ticaret muahedesi olmaması yüzünden Polonya mem'eketimiz mahsulâtma azamî gümruk tarifesi tatbik etmekte olduğu icîn gecenlerde yamlmıs olan 150 bn» liralık takas rtilâfmdan tüooarlanmız râtifade edememislerdir. KAmro BUDAPEŞTE : 21,45 Parsifal (Wa«^ıer). VARŞOVA : 11 Nîsan 1933 Bu akşamki program Tercih ediniz: ^ Varşova'dan bildirildiğfne göre Po lonya hükumeti ahiren neşrettiği bir kararname ile Lehistan'a ithali memnu olan eşya listesini genişletmiştir. Yeni kararname ile yarı mamul ve yahut ta • mamen mamul olup ta evveiki listelerde bulunmıyan bir çok eşyanın Polonya'ya girmesi memnudur. Baknr, lâstik, pamuk, alürninyom, demir cevheri, hur Liste: 20 da demir ilâh. bazı iptidaî maddelerle, VAHŞET: Yabanilik, çöllülük, yalmzlık, çay, kahve, pirinç gibi bir takım gıda VAHAMET: Kötülük, korku, dirlik bozan. maddeleri bu memnuiyete dahil değilVAKİ: Olan, gelen, düşen, llişen, ön alan, dir. doğru, VASITA: Ara, aracı, uzlaştırıcı, Maamafih, yeni kararname Polonya eriştirici, VEBAL: Suç, fenalık, VECİT: tktısat Nezaretine geniş salâhiyetler verDalma, kendinden geçme, özleşme, VEDA: mistir. Memlekete kat'î bir lüzumu ol • Ayrüma, (birini tanrıya armağanlayıp madığı anlaşılan her hangi bir maddenin uzaklaşma), VELHASIL: Sonunda, özünithalmi tanvamen menetmeğe, ve yahut de, bitiminde, VESIKA: İnan yaprağı, bu maddenin münhasıran Polonya'nm kanılacak nesne, VİCDAN: (Varlığı iç duygularile anlaşılan yüksek yara, özümü haricî ticareti lehte bulunan bir mem leketten getirtilmesine müsaade eylemezü iyiliklere doğru ileten, bizi kötülüklerğe doğrudan doğruya tktısat Nezareti den sakındıran yüce güç), YADİGÂR: mezun kılmmışfar. Leh hükumeti, yeni Andırgan, anmaga elveren nesne, YAKİN: kararname ile Lehistan'm yüksek menfa(Yakın, biçiminde türkçeleşmiştlr), YANİ: atlerinin himaye edilmesi icap ettiğini Hanl, haniya, şu demektlr ki, YEGANE: Tek, eşsiz, YEIS: İçlenme, sıkılma, üzülme. ve Polonya ile haricî ticareti Polonya'nm aleybme olan memleketlerin ne yapıp Polis mektebl dahiliye 1 inci komiseri yapıp Lehistan'dan mubayaatta bulunDerviş Emin malan lâzım geldiğini, aksi takdirde, bv * • • memleketlerin Polonya'ya yapacaklan VAHŞET: Yabanilik, yırtıcılık, VAHAihracatın azalmağa mahkum bulundugu MET: Fenalık, zor yutulma, VAKI: Olubildirilmektedir. cu, VASITA: Aracı, yol, VEBAL: Ağır köLeh hükumetJmn bilhassa takas iş • tülük, VECİT: Âşıklık, kendinden geçen, lerine ehemmiyet verecegi, yani PolonVEBA: Yumurcuk illeti, VELH: Şaşgınlık, ya'nm haricî ticareti açık olan memle şaşmak.'taaccüp manasınadır, VESİKA: ketlerden Lehistan'a vald olacak itha«Kanıa» lık, VİCDAN: Cangözü, duygu lâtm behemehal bu memleketlerin Po özü, YADİGÂ"R: Angılık, bahşış, YAKIN: lonya'dan mubayaatını tecavüz etme Uzak olmıyan, YANI: Söz geliml, YEGÂmesini esas tutacağı anlaşıknaktadır. Bu NE: Eşsiz, blrinci, YEİS: Ümltsiz, mönsiyasetin ticaretim&* yapacağı tesir lük (meyus oldu, «mönlendi») eski türkleri öiçebilmek iç^n Lehistan'la haricî çedendir. ticaretimizin son senelerdeki harekâtını Yeşilköy: Fevzi Altug gözden geçirmek kâfidâ*. Aşağıdakî ra• •• kamlar ihracatrmızda Leh îstatistikleri itListe: 21 halâttmızda da istatistiklerimiz esas tuZAİT: Katüıııa, çoğaltma, srtıradan tularak elde ediimistir. katılan, ZAMAN: Çağ, dönüm, ZAT: Kişl Lehistan'la ticaretimiz ln« hesabfle kimse, öz, kendi, ZEBUN: Bitkin, düşkün, güçsüz, ZEBUNKEŞ: Acımıyan, güçsüz ezen, düşküne ve bitğine karşı yüreğt yannuyan, ZEKA: Keskin düşünce, çevrell kavrayış, aydın kafa, ZERRE: Ufak parça, ZEVAL: Geçme, ardı kesilme, aşağılama, bltme, suç ZİNDAN: Karanlık yer, bodrum, ZİYAN: Yıpılma, kaybetme, ZİYARET: Görmege ve görüşmeğe git mek, ZÜMRE: Küme, bölük, top. Polta mektebi dahiliye 1 inci komiseri Devriş Emin ••• ZAİT: Artık, ZAMAN: Soluklama, ZAT: Azık, doğma, ZEBUN: Düskün, ZEBUNKÜŞ: Düşkünlük, ZEKÂ: Çok anlayışk olmak, ZERRE: Kınntı, ufacık kınntı, ZEVAL: Geçme, gitme, ZİNDAN: Kapanma yeri, ZİYAN: Yok olmak, kırılmak, ZİYARET: Görme, gezme, dolaşma, ZÜMRE: Bölük. Üsküdar 23 üncü mektep muallimi İhsan Sami • •# ZAİT: Artak, ZAMAN: Çağ, ZAT: Issı, öz, ZEBUN: Arık, yılgın, ZEBUNKEŞ: Yılgınç, yenilgen, ZEKÂ: Bilgi, kavram, ZERRE: Çimit, zet, ZEVAL: Bitim, ZIN DAN: Tutak, ZİYAN: Yitik, ZİYARET: Görüşmek, ZÜMRE: Bölük, takım. Kandilli 32 inci mektep muallimleri *•* ZAİT: Artan, artak, ZAMAN: Çağ, ZAT: Kendi, ıası, öz, ZEBUN: Arık, yılgın, ZEBUNKEŞ: Yılgınç, yenilgen, ZEKA: Kavram, zeyreklik, ZERRE: Minik, çimit, zet, ZEVAL: Bitim, gün ortası, ZİNDAN: Tutak, ZİYAN: Yitik, ZİYARET: Buluşmak, görüşmek, ZÜMRE: Bölük, takım. Üsküdar 27 inci mektep muallimleri • *• ZAİT: Artık, çok, ZAMAN: Özünü bağlamak, üzerine almak, ZAT: Birlikll, ZEBUN: Ank, ZEBUNKEŞ: Arıklık, ZEKÂ: Kelle düsünmesi, ZERRE: Toz, ZİNDAN: Kara yer, ZİYAN: İçeri gitmek, ZİYARET Görüşmek, soruşmak, ZÜMRE: Toplu. Üsküdar 17 inci mektep muallimleri Aleyhîmize 284,000 130,000 Lehimize 543,000 160,000 tSTANBUL: 18 saz: (Makbule Hanım) 18,45' orkestra 19,30 fransızca ders (ilerlemiş olanlara) 20 saz: (Hikmet Rıza Hanım) 20,45 saz: (Hafız Ahmet Bey) 21,30 Matmazel Rozintal tarafından teganni 22 gramofon plâkları, ajans ve borsa haberleri, saat ayarı. ANKARA : 12,30 AnkaTapalas'tan naldl 18 Rîyaseticumhur Filarmonik orkestrası: 1 Doppler (Ouverture llka), 2 Leo pond (Fantaisie Russiches Eche), 3 Orkestra refakatinde keman konseri (Ekrem Zeki B.) 18,40 gramofon plâkları 19,15 dans musikisi 20,10 ajans haberleri ve hava raporu. VİYANA : 17,50 konser 18,35 muhtelif ha vadisler, konferanslar ve haftalık radyo tefrikası 21,05 muhtelif program 23,05 havadisler 23,20 dans musikisi. BUDAPEŞTE : 18,05 gramofon plâkları 19,05 fransızca der? 19,35 konser 20,20 konferans 20,50 Macar halk şarkılan 21,45 (Parsifal) hakkında küçük bir musahabe 21,50 (Parsifal) R. Wagner'in operasının ikinci ve üçüncü per deleri sonra: tsigan musikisi. VARSOVA : 18,05 senfonik orkestra 19,05 muhHaber aldığırmza göre alâkadariar telif 19,30 kafe konser 20,35 tefrikabu »le ehemmiyetle mesgul olmakta Id 20,50 havadisler 21,05 (Turandot) memleketin tuccarknm birer tesekkül Puccini'nin operası müteakıben: ha halinde tophyarak bu tesekküDeri temasa vadisler. getirmek ve takas esasian dahîlinde ve BÜKREŞ : icap ederse devlet muzahereti akında 3d 17,05 muhtelif konser 18,05 havamemleket arasmdald ticaret yollarmı disler 18,20 konsere devam 19.05 açarak genisletmek çareleri arastnnlmakedebî konferans 20,05 şarkılar 20,25 tadır. senfonik konser 21,05 konferans MenrJekerhnrzden Lehistan'a baslıca 21,20 senfonik konseT devam ediyor türün, kuru ve yaş meyva gönderilmek21,50 havadVr 22,05 edebiyat saati tedir. Polonya'dan memleketimize şe ve fransızca ders. ker, ham eşya, sargılık kâğıt, demir ve ROMA: çeGk boru, yün mensucat, lâstik ve sa21,20 piyano konsen LI.JJ nava ire fthal edilmektedir. Görülüyor ki her disler sonra: tiyatro 24 havariisler. iki memleket bhbirine muhtaç bir vaziBELGRAT: yette olduğundan ticarî menfaatlerin te17,35 hafif musiki 18,05 konferansUfİ güç değildir. Bunun için yakın za 20,05 konferans 20,45 plâklar 21,05 manda Türkiye ve Lehistan arasmdaki orkestra konseri 22,35 havarTisler ve ticarî münasebatm inksah kuvvetle ümit muhtelif Avrupa istasyonlajından na edilmektedir. kil. . 21,05 Purandot (Puccini). J Sanayi Bankasının adı Sömer Bankası oldu Ankara 10 Sanayi Kredi Bankası kanununda yapdacak bir değisiklScle bankada güzel bir isim almış olacaktar. ö z dilimrzle hiç bir lâkası olmıyan «sanayi» kelimesi yerine öz türkçe söz aranırken Gazi Hz. Bankaya çok yakısır bir ad bulmusiardır. Bu isim «Sümer» dir. Sanayi Kredi Bankası, bu suretle dedelerimi m bundan 70 asır evvel kurduklan bü • yük medeniyetm adnu taşnrnş olacaktır. izmir peynirleri takasa tftbi tutulacak tzmir 10 (Hususî muhabirimiz * den) Peynirlerimizin takasa tâbi tutulması için tktısat Vekâletinden emir gelmistir. Acı bir kayıp Eski edebiyat muaUimlerinden ve matbuat arkadaşlarmızdan, Eiektrik sirketinde memur Fatin Tevfik Beym ve fat ettiğini teessürle öğrendflc Merhum çok nezih bir gençti. Edebîyata hususî bb ıptüâsı vardı ve mecmualarmuzda bazı sörier de nesretmisti. Cenazesi dün kendisini seven ve tanıyan büyük bir ka» kbalık tarafmdan Yahyaefendi kabristanmdaki ebedî yatağma götürübnüş ve gömülmüstür. tdare heyeti azasmdan bulundugu Beşiktas kazası Halk fırkas» ve Vüâyet fırka heyeti 3e Elektrit sirketi tarafından kabrine çelenkler konmuştur. Beşiktas fırka idare heyeti reisi AbdüBtadir Bey tarafından bir nutuk söylenmiş ve merhumun bir^çok fazileüeri yâdedilmistir. Yas bağhyan aflesine taziyetlernnizi arzederiz. Tuz primi Yumurtaların kırık olarak ihracı Yumurtalanmızm kndnus olarak ihracı hakkmda tetkikat yapıknaktadır. Bu takdirde yurmırtalann sanlan ayn, aklan ayn varillerle ihraç olunacak ve bu şekîl bir çok kolayltklar temin ede cektir; maamafih bu usul bundan 25 sene evvel memleketimizde tecrübe e dilmiş ve vaz geçilmişti. Peynir de takasa tabi tutulacak tkhsat Vekileti alâkadarlann bu müracaatini nazan itibara alarak peyniri de takasa tabi tutmağı ka rarlaştırmış ve bu hususta Ticaret müdürlüğüne dün tebligat yapmıştır. Bu suretle peynir mukabüinde ithalât yapmak kabil olacağrndaın pey nir Oıracatımızdaki durgunluğun da zail olacağı anlasılmaktadır. Tuziu ve salamura halinde ecnebi memleketlere ihraç olunacak bahk, peynir ve zeytine sarfedilen tuz için verilecek prim hakkındaki kanunun tatbikına dair hükümler dün thracat oflsine tebliğ edilmistk. Ver&Secek primler için, evvelce tktısat ve Maliye Vekâletleri arasmda kararlaçtanlan nisbetler esas tutuiacakhr. ' {Mabaâi var) Zonguldak mükemmel bir bina kazanıyor Bir kadm âşıkı ile bera • ber batmak üzere olan biı tahtelbahirde kıskanç kocası tarafından hapsediliyor.... İLAN Osmanlı Bankasmm Galata, Yenicami ve Beyoğlu devairi: Paskalya yortusu münasebetfle nisanın 16 mcı pazar günü; • îdi M3İÎ münasebetile de nisanın y3»unpıq ırBcrejj nunS reved naun £% hr. OSMANU BANKASI Üsküdar Hâle sinemasında Sesli, sözlü, şarkılı ve şimdiye kadar görülmemis muazzam bir fühn TARZAN tlâveten: Foks Dünya havadisleri. Namı bütün dünyaya yayılan kahraman bir kacbn. Mes'uliyetieri meydana çıkanlan en büyük şahsiyetler... yıldonömünde ya pılan merasime iştıralc edenler Zonguldak «Hususî» Zonguldak'ta (topluluk var) deyince bu topluluğun nev*i ne olursa olsun, kongre, konferans, konser, balo, sinema, tiyatro ve hulâsa her hangi neviden olursa olsun halkımızda i»tirak ve icabet hissi kaynar ve gelenlerin yiizde kırkı ve hatta ellisi geri döner. Bu toplantıları tertip edenler işin kaba kısmile yorulur, üzülür. Çünkü temizlikler yapıla cak, tenvirat temin olunacak, sandalyeler bulunucak, bu yere tasınacak, büfe hazırlanacak. Bir sürü i». Işin asıl ehemmiyetli kısmı ve maksattan evvel bu didişme ve boğuş ma bu toplantıları hazırlıyanlan bitirir, yere »erer. Bu ihtiyaç takdir olunduğu içindir ki yeni bir Halkevi binası inşası karar altma ahndı ve bu binada her türlü konför na zari dikkat ve ehemmiyetten uzak bırakılmadi. Evvelâ binanın insa bedeli temin olundu. Sonra plânı raüsabakaya kondu. Müsabakaya istirak eden lerin adedi çoktu. Bunlar içinden en muvafıklannı seçmek için Zonguldak Halkevine mensup on mühendis ten mürekkep bir heyet seçildi. Istanbul Halkevinin gösterdiği ce milekârhk eseri olarak tstanbul'dan iki mimar mühensi de bu heyete ilhak olundu. Bu kıymetli heyeti fenniyemiz gelen plânları uzun, uzun münakasadan sonra bir tanesini seçti. Şimdi bu plânın insaat detayları hazırlanarak münakasaya çıkarıla caktır. Kabul edilen bu plâna nazaran bina, beş yüz kişilk bir tiyatro salonu, ve gene oldukça büyük bir miizikhol, Halkevi şubelerinin çalıs • malan için yirmi oda, kütüpane dairesi ve bir de Gazi Hz. ne mahsus bir daireden ibaret olacaktır. Elli metre tulünde ve iki katlı olan bu bina Türkiye'nin en genç vilâyeti ve sehri Zonguldağ'ın en kıymetli bir eseni mimarisi olacaktır ve Cumhuriyet yıldönümü bu yeni binada kutlulanacaktır. Hızır oğlu Bedri Liste: 22 ABES: Boş, saçma, yersiz, ABUS: 3omurtkan, ekşl, çatık ve sert yüzlü, UBUSET: Yüz çatıklığı, yüz ekşiliği, huy tersliği, ACAYİP: Şaşılacak, uygunsuz, ACABA: Inan edilir mi? Doğru mu? Der misin? ACELE: Çabuk, çabucak, çarçabuk, hemen, ACEMI: Toy, görgüsüz, yabancı, ACİZ: Güçsüzlük, beceriksizlik, ÂCİZ: Güçsüz, beceriksiz, iş bitirmiyen, ADA LET: Doğruluk, ezmekten çekinme, her kişiye payını verme, ÂDET: Görenek, türe, ADETA: Her çağ olduğu gibi, bayağı bayağı, türe, ÂDİ: Bayağı, aşağı, kaba gönüllü, AK3BET: Sağhk, saysenlik. Polis mektebi dahiliye 1 inci komiseri Dervis Emin *** ABES: Saçma, ABUS: Çatık, ACAYİP: Gülünç, ACABA: Kim bilir, bilmemki, ACELE: Evmek, çabuk, tez, ACEMİ: Toy, ACİZACZ: Yılgın, beceriksiz, güçsüz, güçsüzlük, ADALET: Doğruluk, mutak, ÂDET: Görenek, ÂDETA: Basbayağı, ADÎ Değersiz, AFİYET: Sağlık, dirilik. Çengelköy 33 üncü mektep muallimleri MELEK SİNEMASINDA iraesine başlanacak olan muazzam ve zengin BEYAZ ŞEYTAN Filminde lan J EA N M U R A T tarafandan raeydana çıkarı sonuna kadar bu vak'alann faiüerini Paris'ten Hamburg'a ve Lizbon'dan Şarka Feci ve ayni zamanda güzel fransızca sözlü bir filim (1805) Hıç görmiyenlerle ^ Tekrar tekrar görmtk isteyenler Bu hafta ^ takip ettiğini görecek ve büyük bir alâka ile baştan heyecanla seyredeceksiniz. işte yarın akşamdan itibaren Herkesin görmesi lâzım vekayii hazırayı musavver bir filimdir. (1806) ETUAL SİNEMASINDA gösteriimekte olan Fümini gidip görünüz. Çünkü bu filim kat'î surette yalnız bir hafta gösterilecektir. (1800) n KİM OLDUGUNU BıLMEK İSTEMİYORUM
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle