Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhurivet ı • i Cengiz Han Yazan: M. TURHAN metine hemen «peki!» diyecektL Halbuki karısı böyle ağır bir iş istemiyordu. Sadece elçüeri kovmayıp alıkoymasını ve ertesi gün onlarla kend'sinin görüsmesine izin verilmesini istiyordu. Köşlük Han, güzel Güncü ile artık barışmış olmak şerefine tered • düt göstermedi: Yahşi, dedi, elçileri hatırın için kovmiyorum, burada kalıp bir kere de seninle görüşmelerini ka bul ediyorum. Fakat onlar da be nim kim olduğumu unutmasınlar, başlarından büyük söz söylemesmler. Heyetin reisi, kıtaca ulcaşıh ve sordu: Beyimiz Ulu Temuçinin armağanları ne olacak? Köşlük Handan evvel Güncü cevap verdi: Naymanlar Hanı büyük Köşlük bu armağanları, sizi ve beyinizi sevindirmek için, alıyor. Atlan ahıra, kahçları çadır uşaklanmıza verin. Elçiler, gene ulcastılar, Köşlükle karısmın yanından çıktılar. Yanlarına Han tarafından bir adam katılmışb. Bu, kendilerini, güzel bir çadıra yerleştirdi. Av etlerinden ibaret yemeklerile kımızlarııun gönderüeceğini söyliyerek aynldı. Ayni zamanda Temuçinin hediyesi olan dokuz at ta, dokuz »eyUle beraber Köşlük Hanın ahırlarına gotürüldü. O devrin âdetine göre bir beyden bir beye böyle at yollandığı vakit, at adedince seyis te gönderildi. Hediyeyi yolhyan bey, bu s«yi»leri yanındaki tutsaklardan seçerdi. Şu hale nazaran Temuçinin yolladı • ğı at uşakları da Türk yurdu dı • şındaki yerlerden birer suretle yakalannuş adamlar olacaktı ve hakikaten de öyle görünüyorlardı. Atları bambaşka dillerle çağınyor • lardı. Bambaşka diller dryoruz. Çünkü dokuz uşağın hepsi ayrı bir dille konuşuyordu ve birbirlerile anlaşmadıkları gibi Naymanh seyislerle de hiç anlaşamıyorlardı. Yalnız aaç sız, bıyıksız ve gözü ağnlıklı biri, hepsine tercümanlık ediyordu. Se • kiz ayrı dili kendi aralarında anla şılır bir hale koyuyordu. Bu, Naymanlar merkezinde çarçabuk işitilen bir garibe oldu. Kadın, erkek, çoluk, çocuk, Köşlük Hanm a bir 1 an ömine doldu. Bir temaşarfır başladı. Herkes, dilleri ayrı ve iş leri bir olan at uşaklannı konuşturmak için ve»ile bulmağa çalişıyor • du. Onlar sunulan ekmekleri, mendilleri, çeşrt çeşit yemişleri hırs ile kapışırken anlaşılmaz ve birbirme benzemez sözler «öyleyip Nayman lılan güldürüyorlardı. (Mabadî var) ^ Acı bir ölüm Darüşşafaka anasmı kaybetti! Bîrçok teber riilerile Darüssa . fakayı tükenmez şefkatinin kana . dı altına aUn Nudiye Hanım vefat etmiştir. Bu hü zünlü hâdise mü nasebetile mües . tese müdürü AIi Kâmi Beyin ibti . saclannı kayde • diyoruz: O, dahna dü şöndügü, içinde «lerfiume Kudîye yaşadıgı ebedi . Tevfik Hanım yet âlemine şimdi artık bütün varlığile kavustu. Hastalıgmda ne zaman ziyaretine gitsem: «Evlâtlanm.. Ah evlâtlarHnı bir daha görebilcek miyim? Der, sonra da buna gene kendi içinden mcn. fi cevap almts gibi boynu bükülür, meyus başı bir tarafa düserdi. O, Darüs» şafakadaki yetim evlâtlannm kendi a. nalan kadar, beüd onlardan da fazla şefkatli bir anası idi. O, kardesi Sakn Bey, yeğeni Nimet Hanım, esbak bas. mabeyinci Osman Bey merhumun bu necîp ailesi hep Darüssafakaya teber rularda bulunmagı vicdan zevki addediyorlardı. Merhume Matbaai Osmaniyedeki his. sesini, Şişlideki aparbmanuu Darüssafakaya verdigi zaman gazetelerin hakkmda yazdıgı sHayiskâr yazılardan memnun olmamıstı. Yüksek ruhunun çok mütevazı dili ile: «Mahçup ohıyo • rum.. Rica ederim, ben ne hizmet ettim ki!» diye mahviyet gösteriyordu. Ve bunda o, samimi idi. Çünkü o, Darüs • safakaya âşıktı. 350 yetimin hepsmi bağrma basarak büyütüp kendi hesa . bına yetiştirmek istiyordu. Vanndan mümkün olabileni vermişti. Kodreti daha ziyadesine yetmeyince ruhunun susuz kalan bu ihtiyacmı avutmak için Darüssafaka hesabma tayyare piyan . gosunun biletlerindeo alır, telefonla bize numaralarını yazdmrdı. Onun fikri, zikri hep Darüsşafaka idi. . Bir gün... o, o zamanlarda hasta, fakat daha nekadar iyi idi, bir perşembe günü mektebe geldiği zaman çini dö • şeli büyük divanhaneden geçerken küçük talebemizden biri içinden gelen bir çoşkunhıkla gidip onun sararmış, zayıf ellerme sanldı; öptü, öpKi... Orada mektepten haftalıklarmı almak için du. rup bekliyen arkadaslan kalabahk bir grup anî bir kararla bu hareketi tak . Ut ve tekrar ettiler. Bu samimî bu öğ. retOmeden yapılan candan tezahüre karsı o, gözyaslanm tutamadı. Hüngür hüngur, hıçkva hıçkıra, a^ladı, înliyerek ağladı. O masum yavrucuklar hayretle gözlerinı açarak bakıyorlar ve anla mtyorlardı. Şimdi Ue onlar aglıyorlar ve atJıyarak aglıyorlar. Nasıl antamasm ve nasıl ağlamasmlar ? fşte öz analannı ellerinin üstünde tanyarak kendileri mezara götürüyorlar, kendi ellenie me. zarma toprak atarak onu kanatın ö^tüyorlar, ?5muyorlar. Ve bh daha gör . memek fizere, ebediyen. Hasta artık yataga döşenmişti. Onun verem olduğunu, gittiği yolun ebediyete çdcacagmı biliyorduk. Fakat o zaman lar daha nekadar iyi idi. Hemen zah . metsizce: «cEvet, diyordu. Almanya, tmparatonmun bayramdan verdiği buketin solmadan yağlıboya bir resmini vaptannş, salonuma astırmıştHn. Bumı tmparator haber almıs. Kendi görmek, belki de su hatmmaslıga tesekkör et . mek için sefarethaneye geldi. resmi gördü. Bu hareketi Türk kadmluhnm mceiiğine bir misal olmak uzere ka bul ettiğini söyledi. O zamanlar Türk kadmlarmm Avrupaya gitmesi yasakti. Suhan Hamldrn bu yasağma ragmen Pasa beni kaçırmwb. Fakat korkuvor . dvk. Almanya tmnaratoru Sultan Ha mide ne vazrms bilmem. Pasa gazaba "»'rfek de*n. iltifatı sahaneye mazhar o!rr»"«hı.» Müşür Tevfik Paşanın 11 sene «8 . ren Berlm sefareti zamanmda o, kocasmdan aynlmamH, dddiyet ve vekarile Avrupanm göbeğinde çerefli bir Türk kadun abidesi kurmustu. Havat bu fani vücudu yavas yavas terkediyor. Fakat o hatıralar kuvvetH ve carJı akislerle onun gözlerinde hâlâ yanyordu. Olüntunden bes on gim evveldi. Te. lefonla Adadan indiğin! haber ve rîyor ve zivaretimi bekledi^ini söy Ietiyordu. tki aydan fazla bir zaman vardı, onu gidip görmemiştkn. Bu haber üzerine gecHonedim, gittim. Oda . sma girdiğim 7,<»man tammadığm bir hastamn... hayv ona artık hasta da denemezdi. Bakan ve bakarken gü • lümsemek istiyen bir cenazemn huzu . runda bulunuvordum. Bu cenaze bal mumundan dökülmüş bir deri kemik kollarile gene yorgamnın ucunu düzelt. meğe calısıyor, ve kes3c kesîk öksürüklerile. hasta sesile, sohıya soluya bana tesekkür ediyordu. Artık gözleri, içinde canlı akislerle batıralan yasıvan göz . leri bfle uzun \m mücad*»leden ma<r Iup rıkh&mı fttraf eder gibi sık sık ka. oamyordu. Demek Almanya tmpara torumı ayaSma getiren, tivatroda im • ps^ıtora mahsus locada ovun'nr sev reden istibdat devrinde bile Türk ka. dml'^mı Avrupada sereflendiren bu m. ce, bu mustesna kadm. bu yeHmler an»'i ölüvordu. övle mi? Ne yapabilirdim, ne yapılabüirdi ? Gozlerimde ebediyetm damgası, bir türbeyi ziyaretten g«*'ir gibi mahzun, mektebe döndSm. öksüzlerim çıgrMclı neseleri, sen, sak^ak oyunlarfle koca bahceyi cmlatıyorlardı! r • 21 Teşrinievve! 1933 TEFRÎKA: 14 Köşlük Hanın güzel karısı Giincü Hanım Temuçînin elçilerile bizzat görüşmek istiyordu! Temuçinin adamlarile Köşlük ara smdaki müzakere ve münakaşayı, hü kiimdar srfatüe, Göncü Hanım da din . liyordu. lki taraf ta, resmî ağız kullandıklan için muhavere, güzel kadına haz verecek mahiyette değildi. Fakat Köşlüğun kendi fikrinde ısrar etmesi üze rine heyet reisinm söylediği bir soz, Göncüyu tepeden brnağa kadar titret. ti "ve yüzünu kıpkırmızı yapü. Moğol diplomatı söyle demişti: Oyratlarla da seni krmamak için banşniz. Lâkm Merkitlerle asla. Cünku onlar, bızim beyimizin esini çaldılar, yurtlanna götürdüler. Simdi biz de, yüreğimizdeki yaranın eşini onlann yüreğine acacağız. Baska Hîrlii yapama • yız. Ve sonra, Göncü Haıumm güzel gozlerine RozünS dikerek flâve etmkti: Eğer Merkitlerin han kansmı ve. ya kıztnı kacınrsak onlar öğümünler. Çünkti biz, Temuçinin bir gün Alhn hakana da üst geleeeğine mamyoruz. O gim, kaçjrdığımız kadmlann da, kızlarm da ayağmı Çin hanlan öpecek. Merkitler bunu düşünsünler de alaca ğımız öçten huylanmasınlar!... Köşlük Han, kendi teklifini reddetmekle kalmıyarak miittefikle rinm namuı evine el atacaklannı da söylemekten çekinmiyen Moğol heyetine fena halde kizdı. Hele onlarm bafi olan dîplomatm Temuçin için soylediği sözlerden büsbütün smirlendi: öyleyse, dedi, biz de »izmle yav kalalım. Çin hakanını beyi nizrn alt ettiği gün belki yavhktan çıkarız; esiğinize yüz sürüp yal vannz; banşıklık isteriz. Şimdilik »iz bildiğinizi işleyin. Biz, bildiği mizi islryelim. KSsJük Han, Temuçinin hediye lerini de. g«ri gönderecekti. Güncü Hanım söze karıstı: Ulu Han, dedi, biraz geniş yürekli ol. Dün ünlü kıhcmla sırtla • nna dizi dizî yara açtığın Arık Moğullan kendinle bir tutma. Sen bir dağsın, Temuçin kiçik (küçük) bir kaya. Olsa olsa senin eteğine »ığı nabilir, tepene çıkamaz. Ve sonra ilâve etti: Iznin olursa yann bu elçilerle bir de ben görüşüp konuşaytm. Bizim Nayman yurdunun havasmda, suyunda civilerm nefesi vardır. Elçiler hele dinlensinler, ciğerlerine yurdumuzun havası dolsun, kursaklarma tuyumuz girsin. Göreceksin ki akillan başlanna gelir, dilleri değisir. Günlerdenberi kendisine sırt çe viren, somurtan ve dargın duran güzel karısının bu sözleri, Köşlük Hanm yüreğine sevinç, »inirlerine sükunet getirdi. Eğer Güncü, Naymanlarla Moğolların o dakikada ittifak etmesini ve dünkü müttefik lare harp açılmasııu isteseydi, KöşHan, onun güzel yüzü suyu hür B u l g a r i s t a n ı n Beynelmilel buğday vaziyeti iktısadî vaziyeti 9 aylık ticarî muvazene 3,5 milyon lira lehte Bulgaris*an tstatktik müdirSyeti umumiyesi Bulgaristanın 1933 se • nesi 9 ayhk ticareti hariciye vaziyetini neşretmiştir. Bu müddet zarfmda Bulgaristanm ihracati rthalâtandan 278,4 milyon leva (3,5 milyon lira) fazla olmuştur. Halbuki, gecen sene ayni devred'e ithalât ihracatı 337,6 milyon leva (4,2 milyon lira) geçmlşti. Eylul 9 3 3 zarfında Bulgaristanın ithalât ve ihracatı geçen senenin ayni ayı ile mukayeseli olarak berveçhi atidir: (Milyon leva hesabile) «ylul tthalâtı İhraoatı 1933 154,9 242.6 1932 259,1 246,8 (Ton hesabile) 1933 21,072 48,248 1932 28,322 38,516 Eylul 9 3 3 zarfında ihracat Rhalâttan 87,7 milyon leva (1,1 milyon lira) fazla olmuştur. Halbuki, 1932 senesi eylul ayı zarfında ithalât ihracatı 12,3 milyon leva ( 1 5 0 bin lira) geçmişti. Ticareti hariciyede miktar ü z e • rinde husule gelen değişiklikleri tetkik edersek görülüyor k i : itha • lâtm miktarı azaldığı halde ihra • catın miktarı çoğalmiştır. thracatın miktarca çoğalmış olmasına ragmen kıymetçe tenakus etmesi ecnebî memleketlerinde satılan Bulgar ziraî mahsulâtının kıymetlerinde geçen seneye nazaran vukua gelen sukuttan ileri gelmiş bh neticedir ki ayni bali bizde de müşahede et mek mümkündür. Eylul 1 9 3 3 zarfında Bulgaristanın memaliki ecnebiyeye ihraç et miş olduğu başlıca maddeler mik • tar ve kıymetlerile birlikte berveçbî atidir: Eylul 933 ihracatı Yumurta Tütun Buğday Ham deri Kuru fasuly* Burcak Arpa Kaşkaval Mısır Gülyağı 2500 86,3 855 46,4 18 600 33,3 279 16,9 4.700 95 4,000 8,8 3,500 4,4 42 171 2,600 3,4 47 Ociloda) 1.5 I B o akşamki program I ANKARA : 12,30 gramofon 18 orkestra: H a y dn (Symphonie Militaire) 18,45 a. laturka saz . 19,30 dans musikisi • 20 Ajans haberleri. İSTANBUL : 18 gramofon 18,30 fransizca ders (müptedilere mahsus) 19 udî Refik Talât Bey ve arkadaslan 20 Bedayii musiki heyeti 21,30 gramofon . 2 2 Anadolu Ajansı, Borsa haberleri, Sa « at ayan. VİYANA: 18 gramofon plâklarî • 19,05 k'on • " feranslar, havadisler . 20,35 konser 21,05 senfonik halk orkestrası23,10 havadisler 23,25 dans havalan. BÜKREŞ: 18,05 cazbant 20,05 konferans 20,25 sarkı konseri 20,45 konferans21,05 koro ile şarkılar 21,50 Rus şar. kılan . 22,10 cazbant. BUDAPEŞTE : 18,35 orkestra konseri . 19,50 mufi telif program 20,20 şarkılar 21,05 operetlerden parçalar 23,20 hava disler ve plâk nesriyatı. VARŞOVA : 18 konser . 19,25 dansing • 20,10 muhtelif 21,05 hafif musiki parça • Ian • 22,20 piyano solo: (Chopin konseri) . 23,05 konferans • 23,30 kafe • konser, havadisler. BRÜKSEL I (Franz) t 22,05 salon musikisi • 22,50 Mo • Uerenin snbretleri konferansı ve Molierenin muhtelif piyeslerinden sahne • ler . 24,05 havadisler. Yeni sene istihsalâtı geçen seneden azdır Teşrinievvenn a«inci haftaımda boğday fiatJerinde hiçbir salâh görulme miştir. Amerikada fiatler yeniden düş. mfiş, 4 tefriıtiev velde buseli 9 0 3/4 sent. ten 11 tesrimevvelde 83 3 / 4 sente su. kut etmiştir. (1 sent takriben 1,5 kuruş ve 1 buşel 28 kflodur). Roma beynelmilel ziraat enstitusu tarafından yapılan hesaolara göre Sovyet Rusya hariç olmak uzere bn sene Avrupanm mecmu buğday istihsalâtı 1,650 milyon buşel (41 milvon ton) olup geçen seneye nazaran 165 milyon busel (4,1 milyon ton) fazkıdır. Rusya istisna edilirse, umam Avrnpa. rnn bu sene haricten khal etmek Ottiya. cında bulundueu buğday mlctan 257 milyon busel ( 6 milvon ton) tahmin edilmektedir. Halbuki, geçen sene Avrupa haricten 430 milyon busel (yani 11 milvon ton) buğday mubayaa et mişti. Demek ki Avrupa bu sene bug . day hususunda harice geçen seneye na. zaran yan yarıya daha az muhtaç bir vaziyettedir. Diger taraftan Avrupa buğday rekoltesinin bu sene geçen seneden 165 miL yon buşel (4,1 milyon ton) daha ziyade olmasına mukabil Şimalî Amerika mahsulünun geçen seneye nisbetle 364 milyon buşel ( 9 milyon ton) eksik zu. hur etmesi buğday vaziyetmde ehem^miyetle nazan dikkate abnaeak noktadır. Bulgaristanın ihracatı Bir cevap 13/10/933 tarihli nüsharmzm (Doğ. ru Değil mi?) sutununda Gedikpaşada oturan Unfvenite talebesinden Cafer Kerim Efendinin mahallesinin muhtan olan Hakkı Beyden vaki olan sikâyetini kaydetmiştik. Muhtac Hakkı Bey bize gönderdiği bir mektupta hâdisenin anlahldığı gibi vâki obnadığmı söyle . mektedir. Mektubu neşrediyoruz: c Faidr olduğu beyanOe mazbata lebmde bulunan Cafer Kerim Ef., Universkenm icap ettirdiği ücreti vermeğe mnktedir olduğu, bu kibarla arzusu yerine getmlemiyeceği, müracaatinde söylendi. Fakat, mumaileyhrn bu müracaa* birkaç gSn sva Ue devam edînce me selenm b*r kere de heyeö* görüşülme. sine lüzum hâsıl oldu. tkinci muhtar i . mcm Hasan Efendi ve diğer flri zatm buhmduğu içtimada mahalle umurile mesgul îten Cafer Efendi gene geldi. tzah ettiğim sebepler dolayısile fakir mazbataai veremiyeceğimiz şeklindeki karanmızı amlattım, ve aynen şunlar soyledhnı c Biz, sîzm bu ücreti vere bilir olduğunuza kanüz. thtimal iddiantz doğrodur; fakat ne yapalım ki heyetimizin salâhiyeti mahduttor. Ecnebi ohnak srfatüe hariçteki vaziyetinizi bil. mek ve tahkSc etmek bkkn için müm. kun değîldir. Vilâyet yahut kaymakam. Iık " » ' " ' " " f DU »auyetî bıldinr, bir istida verinK. Hükumet hakkmızda tahlokat yapar. Sorulacak yerlerden sorar, hakh tseniz hakkmiz tesKm olunur. Ma. alesef bizce yapdacak bmey yoktur.» Bondan başka fairir kime derler, ne gi. bîler hakkmda mazbata venEr? Bun . Ian uzun boyhı izah ve babaca nasi . haderime karsı Cafer Efendi asabivet gosterdi. ve söylenmeğe basladı. tşim olduğundan bahisie fazla rahatsiz e • dihnemekKğimi sSvlediğhndet cNiçin yapmadığmîzı büiyorum. BiL tfin muhtarfcur kolayca verdikleri halde, m bilhassa Tennryoraanaz. Söyiednclerinî hep işkembeden çıkanyorsun.) Ve daha buna benzer tecavüz kıltklı söz. ler soyfodi. Bumn Szerme hazır bulunan «evatuı mBdahalesiie odadan cîkanldi. Cafer Efendinin değiştirerelc başka sekle soktuğu hâdise tamaınle bundan ibarettir.» Mektupta, Cafer Ke. rim Efendînm malî vaziyeti Universite ucretm» vermeğe mfisajt olduğu da ay. nca 3âve edümektedir. Bulgaristandan bu ayın sekizine kadar 181 vagon üzüm, 58 vagon erik, 12 vagon ehna, 15 vagon dotnates, 50 vagon soğan, 27 vagon bib«r ihraç •dilmiştir. Bundan başka 1 kânumısani 1933 ten bu ayın sekizine kadar 1382 vagon KL tün, 1891 vagon yumurta ve 374 va • gon kümes hayvanı ihraç edümiştir. Ton Milyon leva ingiliz Bankalarının tevdiat vazıyetleri Turanlılar Cemiyetinin dünkü içtimaı Şu tetkikatımız gösteriyor ki; Bulgaristanın ihracatında geçen eylul ayında yumurta tütüne d e t e kaddüm etmiş, birinci gelmiştir. Bulgar yumurtalannın hariç piya • salarda, bilhassa, yegâne mahrecimiz olan tspanyada bize ne dere • celerde rekabe* etmekte olduğunu gösteren şu rakamlar tspanya ile aramızda mevcut olup ahiren tspanya tarafmdan feshedilmiş olan ve 2 teşrinUani 9 3 3 tarihinden rtibaren mevkü mer'iyetten kalkacak olan ticaret itilâfı yerine yeni bir anlaşma yapılmasındaki lüzum ve ehemmiyeti ve bilhassa müstaceliyeti tebarüz ettirmeğe kâfidir. B UGÜ N TÜRK LiL sinemasında Ingilterede halkın bankalara yahrdığı paralar miktarı son seaelerde mühim derecelerde çoğalmıstır. M^elâ, 1927 senesi 30 haziran tarihind*e tevdiatı umumiyenin hemen hemen tamamma sahip belli başlı büyük tngiliz bankalanndaki de • po hesaplann mecmuu 1 milyar 804 milyon İngiliz Iirası iken, bu miktar 1933 senesi 30 haziran ta • rihmde 2 milyar 15 milyon Ing'liz lirasma baliğ olmuştur. Bu mevduatın kısmi azamî Barclays, LJoyds, Midland, N&tional Provincial ve Westminister Bankala rındadır. Bunların son yedi sene içinde depo hesaplannda görülen temevvüçler berveçhi atidir: 30 haziran tarihinde Milyon İngtliz llrası 1,570 1927 1.595 1928 1,627 1929 1,646 1930 1,617 1931 1,595 1933 1,775 1933 1 temmuz 1932 tarihinden 30 haziran 1933 tarihine kadar geçen bh* sene zarfında bu bes büyük ban • kanın mevduat yekunu 180 milyon tngiliz Iirası fazlalasmıstır. 21 10 933 Cutnartesi günü akşamı saat 2t de füsunkâr vıldız DA60VER ehirTıyatposu Istanbul Beltdiyai tarafından temsil edılen HARP arifesinde aşk askerî vazife ihanet ve fe dakârlik. tlâveten yeni Pathe Journal Dünya havadisi ve raanzara: Cenubî Italya. Suvarede (9,30 da) 6 Ü L ve 6ÖNÜL Komedi Halk gecesi BU A K Ş AM Turan Neşri Maarif ve Yardım cemiyeti ilk senelrk kongresini dün »aat ücte cemiyetin Cağaloğlun • daki 'jmumî merkezinde tstanbul 3 üncü ilkmektep müdürü ömer Sami Beyin riyaseti altında aktetmiştir. Heyeti idare reisi ve gazete mizin muharrirlertnden Muharrem Feyzj Bey, Türkellörinin harsını ve bilhassa edebiyat ve sanayii ne • fisesmi toplu bir surette tanıtmak hususunda cemiyetin yaptığı hiz metlerin bir tarihçesini yapmış ve bir sene zarfında müstakillen ve yahut diğer ilmî cemiyetlerle bir • Iflrte tertip ettiği geceleri saymıs, bunlardan elde ed'ilen maddî ve manevi faydalan izah etmiş ve Türk ellerinden gelen talebe ve muha cirlere yapılan muavenetlere da . «r tafsilât vermiştir. Heyeti idarenin bir senelik bir zamanda millt hars ve yardım sahasinda gösterdiği rauvaffakiyet hararetli alkışlarla karsılanmıştir. Kongre, heyeti idarenin mesai ve hesap raporlanm ibra eyîedikten sonra cemiyetin yeni bütçesini tetkik ve kabul etmiştir. Turan Neşri Maarif ve Yardım Cemiyetinin menafii nmumiyeye hâdhn cemiyet • Tttran Nepri Kfaarlf ve Yardtm Cemiyetimn dünku toplantmnda ler sırasına ithali için hükumete müracaat edilmesi kararlaştanlmıştır. Turan cemiyetinin ilk kongresi Büyük Türk Gazi Mustafa Kemal Hz. ne ve Başvekil tsmet Pş. Hz. ne telgrafla arzı tazimata karar ver • miştir. Sonra yeni heyeti idare intihabı yapılmış ve riyasete tekrar Mu harrem Feyzi Bey, azalıklara ts tanbul Halkevî idare müdürü Lutfi ve muallim Hidayet, eczacı Bekir, Bakırköy Emrazı Akliye hastanesi memurlanndan Halim Beyler inti • hap edilmiştir. Yeni heyeti idare Türk Cumhuriyeti bayramını ikinci günü Sultanabmette Muallimler Birliği salonunda kutlulamağa karar •ermtşitr. MAESTRO idaresinde muhteşem orkeftra POLYANSKi ASLAN ADAMİ •mı Bu Ismi unu mayınız ^ M i L L E T tiyatrosunda Karakaş, Kyüp Sabri ve Jermîn HanTm iştirakile ADALETt İLÂHlYE dram komedi 5 perde. Localar 100 kuruş, her yer 20 kuruş. duhulive 10 kuruş Naşit Bey MÜNi H A L K G E C E ^ I MOD A MADAME MARİNETTE Yem bşhk sapka koDeksiyonunu bo. g&nden itibaren teşhire baslıyacağından mohterem müşterilermi davet eyler. Be. yoğlu, Istadâl eaddesİ Sakaçıkmaz No. 3 (8820) Bu bir sinema harikasıdır | 8859 BEN BİR PRAN6A KAÇAĞIYIM PEKYAKINDA P A U L Nevyorkti: 18 aydanberi, Pariste : 14 ftydanberi, Berlinde: 10 aydanberi gösterflmekte olan bir fîlira fransirca sözlü iftihar ve göğüs kabartacak bir san'at harikası Foto Febüs Maruf fotoğraf san'atkan Febüs Efendi Beyoğlu pasajı karşısındaki atelyesini Tokatlıyan oteli karşısına nakl etmiştir. Şehzadebaşında M İ L L î ve Ayasofyada A L E M D A R önümüzdeki pazartesi gününden Sinemalarında Söz Bir, Allah Bir filmi herkesi feğlendirecek, güldürecek vö göğsUnü kabartacaktır itibaren gösterilecek olan ALÎ KÂMt (8872)