19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
i Hikâye Saç maşası ^ Cumhuriyet " J Kanunusanı Kanser münakaşası Actık bıktnn, Ülallah, senin bu taç maşalarından... Gene gazetemi yakmışsın?.. Hanım, rica ederim, saç maşalarının kızıp kızmadıgmı tecrübe etmek için benim gazetemden başka kâğıt buJamıyor musun? Aman, bey, ne bağnyorsun? Seni duyan da kolleksiyon meraklı« zannedecek! Kolleksiyon meraklısı değilim aroa, okuyorum. Bir gazeteyi kaç defa okur sun? Maşalarımı tecrübe ettiğim gazete, dünküdür. Dünkü mü? Şunun taribine bir baksana... Bugünkü gazete... Daha açıp okumak kıstnet olmad'ı. Fahir Bey, kızgın maşalarla parmak parmak yanmıs, yırtılmış, buruşmuş gazeteyi bir tarafa atti; hiddetini yenmeğe uğraşarak sofra başına oturdu, çay fincanını önüne çekti. Karısı Nermin H., özür diledi: Fahir, dikkat etmedim, dünkü gazete sandım. Yoksa elimi sür mezdim. Fahir Bey, için için homurdanı yordu: Peki... Peki... Nermin H., gazeteyi aldı, ellerîle düzeltti, masanın üzerine koydu, kocasmın çay f incanına şeker attı. Fahir Bey, karısınm saç maşalarına hep sinirlenir, hep söylenirdi. Nermin Hanım da, hemen her gün kocasmın gaertelerine dokunına mağa azmeder, Iüzumsuz kâğıt par~ çalan arar, fai.at bu sefer de «lü zumsuz kâğıt parçaları» diye ma salarınm kızgınlığını mektuplar, zarflarla tecrübe etferdi. Bu yüz den Fahir Beyin, bir çok mühim mektupları, lüzumlu adresleri yazıü zarflar yanar, yırtahrdı. Fehir Beyin hiddeti ber zaman çabuk yatıştığı halde, nedense, bu sabah biraz fazla sürmüştü; iğne üstünde gibi oturuyor, sinirlendikçe sinirlenryordu. Bu hal, yıllardanberi devam etmekte idi. Bir gün, şöyle sabah keyfi ile gazetesini okuduğunu hatırlamıyordu. Nermin H., nazik, tatlı sesile mevzuu değiştirmeğe, bafka bir lâkırdi açmağa uğraşıyordu: Bu gece, sinemaya gidelim, olmaz mı? Pcogram değişmiş... FiIrm çok güzelmiş!.. Fahir Bey, cevap vermiyordu. Ktendi kendıne düsünüyor, geçen yılları gözünün önünden geçiriyor du. On senedir evli idiler. Kendi de, karısı da ihtiyarlamağa başlamış Iartfı. Fakat Nermin, bir türlü bu sakar huyundan vazgeçemiyordu. Karısından hosnuttu, hiç bir şeye kızmıyor, aiırîrlenmiyordu; gazeteler, mektuplar, zarflarla mafalarm kızgınlığını tec rübe etmesine ifrit oluyordu. Par mak parmak yanmış, yırtılmış, bu nifmuf gazetelerin, mektupların, zaırflann manzarası, onu, rahatsız ediyordu. Fahir Bey, evden çtkarken karısına döndü: Hanrm, bana bak... Sen, bu fena huyundan vazgeç! dedi ve hiddetle kapıyı çekip çrktı. O gün, Fahir Beyin daktilosu Necmiye H., patronunun masası ü ~ zerine bir demet kasımpatı koymuştu. Odasma girer girmez Fahir Bey, kasımpatiarını görünce bir çocuk gibi sevindi. Necmiye H., çiçekleri, gayet itina ile demet yapmıs ve göze çarpacak bir şekilde koymuştu. Bu altm renkli kasımpatları, Fahir Beyin yüzüne gülüyordu. Bu nezaketinden, bu sevimli hediyesinden dolayı Necmiye Hannna teşekkür etmek i»tedi. Odasından çıktı, Necmiye Hanımın çalıştığı odaya girdi. Necmiye Hanım, onu görünce a yağa kalkımştı, Fahir Bey, elile işaret ederek oturttu: Getirdiğiniz çiçekler için te şekkür ederim, Necmiye Hanım! Genç kadm, pembe bir gül gibi kızarmıştı, önüne bakıyordu. Fahir Bey, teşekkür ederken gözleri bir den hayretle açıldı. Kendi dikkat sizliğine şastı, kaldıl Genç kadının ne uzun, devrik, harikulâde kirpikleri vardı. Derisi canfes gibi parhyordu. Odasma dondüğü zaman, Necmiye Hanımın hayalini gözlerinden siIemiyordu. Necmiye Hanım, bir iki mektup imzalatmak için içeri gir mifti. Fahir Bey, ona baktı, bir an gözleri karsılaşmıştı; Fahir Bey, gayriihtiyari kalbinin çarptığını histetti. Genç kadm, onun yazmanesinde iki senedenberi çahşıyordu. Fahir Bey, nasıl olmuştu da bu güzellik, bu taravet, onun gözünden kaçmışb? Fahir Bey, o gün baska hiç bir şey düşünemedi, zihni karmakarısık olmuştu. Akşam, yazıhaneden çıkacakları zaman, Fahir Bey, Necmiye Hanımı, yemeğe davet etmek îstadi. Bu gençlik ve güzelliğe bakarak içi açıla cak, adeta gevşiyecek, o sabahki hiddetini, sinirini unutacakti. Fahir Bey, kararmı vermişti. Makineyi kapamak üzere olan Necmiye Hanıma yaklastı. Necmiye Hanım, makinenin anahtarını bulmak için çantasmı açmıstı; Fahir Bey, ona söyliyeceği söz leri tasarlıyordu: Necmiye H., dedi. Fakat gözleri, Necmiye Hanımra açtığı çantaya ilisti, söyliyeceği sözler, boğazında düğümlendi, heye canla çarpan kalbi, duruverdL Fahir Bey, birdenbire kendisini toplamışftı: Necmiye H., siz postanenin önünden geçerken ne kadar zahmetse, bizim posta kutusuna bakınız. Benim vaktim yok, uğnyamıyaca ğnn. Posta kutusunun anahtannı Necmiye Hanıma uzattı. Genç karfın, başmı iğdi: Peki beyefendi... Emredersi * niz! Fahir Bey, ansızm ayılan bir sarhoş gibiydi. Odasma döndü, kapıyı kapıyarak telefona koştu: Nermin! Çabuk hazrr ol... Ben, şimdi geliyorum... Akşam yemeğmi bir Iokantada yeriz. Biraz çalgi dinleriz. Sonra da sinemaya gideriz! Çok rica ederim, beni beklet me... Mersi! Fahir Beyi, söz söylemekten meneden, heyecanla kalbini durduran, birdenbire ayıltan sey; Necmiye Hanımın çantasmda da gördüğü buru;uk zarflar, kâğıtlardı. O da, kansı Nermin gibi, saç maşalarımn kızgınlığını bunlarla tecrübe edi yordu! MAHMUT YESARİ Üç maruf doktor, kanser sari değildir diyorlar! (Birinci sahijeden mabait) mışhr. Ancak meselâ bir farenin kanserinden bir parçayı diğer bir farenin cildi altma sokarak bu ikinci hayvanda da kanser tevlit etmek mümkün olmustur. Lâkm usaresini süzgeçten gecirdikten sonra sınnga edilmek suretfle bir netice almamamışhr. Zaten farelerin veya dîğer hayvanlann kanserfle insanlarda gördügümüz hastalığm her noktai nazardan avni illet olup obnadığı da mnnakaşa edilebOir. Bir insandan diğer bir insana hatta uzun müddet temasla bfle kanserm sîrayeti fennen kabul ediimis bir müsahede ve netice değildir. Catal, bıcak veya usturayı nrihtereken kullananlarda bu sirayete att hiç bir kat'î delil yoktur. Bazı tesadüfî ve en der gorulen vak'alar evvelce arzettiğimiz binlerce müsahedelerm hükmünti refedecek bir mahiyette değildir. için derin tetkikat yapümaktadır. VaktOe kanserm teşekküîü hakkmda ortaya atılmıs olan sebeplerden biri olan tahrişin bugün de itham edflmekte ol duğumı, yalnız muhtelif sebeplere merbut olabilen bu tahrişm kanser höcresinin Bio • Chimique faaliyetini Complse bir surette teşviş ederek âmil olduğunu öğreniyoruz. Kanserin amelîyatla teda visi müracaat zamanmdaki vaziyete tâ btdir. Ameliyatla tstikbaline imkân olmıyan uvuzlarda veya bir çok mtikaller yapmak sureole vücudün muhtelif na hiye ve uzuvlarma dağdmıs olan vak'alarda kanseri ameliyatla tedavi etmeğe hiç imkân yoktur. Fakat bu devreye gelmemis, yani uzak metastazlarla vücudü istüâ etmemis olan kanser vak'alan rad3cal bir sekilde ameliyatla tedavi ve hastalık tamamen izale edilebilir. Uzun senelerdenberi nüksetmemis ameliyat ohnus vak'alann adedi çoktur. Kanseri ameliyatla izale etmek için ameliyat olabilecek bir devreyi gecirmemek Iâzundır. Vücutteki benleri, kabarcıklan parmakla veya bir çok tahris edici ilâclarIa kurcalamak tehlikeli olabilir. Bilhassa kanser bazı kadmlarda sröğüste ağnsn basladığı için nazan dikkati celbet mez. Tesadüfen tuvalet esnasmda eliyle bunu bir şişlik halinde hisseder. Bunun bir kanser olabilmesi ihtimalini nazan dikkate alarak hemen hekinune müra • caat etmesi çok tedbirli bir hareket olur. Bu suretle hissettîği şisliğin verdiği korku 3e hekhne müracaat eden hanımlar arastnda kanserlflere tesadüf edOmis tir. Kanser vaktmde trörülürse, ameliyafanda en çok muvafrak olunan alelâde hastabklar derecesmde kalır. Ben haJk arastnda bu uyanıklıgı g8 • rüyorum. Bunun içindir ki, bugünkü cerrahî istatistnclerf dünkSlerden çok daha emniyet ve cesaretbahstır. Mide kanserleri de çok smsi basladığı için btr çok defa alelâde mide bozukluğu zannedilerek tedavi edüir ve gönün birinde kanser olduğu anlasıltrsa da is isten geçmis ve gavrikabili ameliye bir hale girmif olur. Bugün rontken az çok bizi doğru bir teşhis koymağa muvaffak edebiliyor. Bunun içindB ki, efkâri umumiyeyi sirayetten ziyade bu nokta ozerfne tenvir etmek çok faydalı olur. Rontken ve diğer bazı tedavilerm kıymeti Szerinde * bir noktai nazar serdetmek istemiyo • ram. Bea kanserin rontken suaüe tedavisine taraftar oJmıyan bir cerrahım..» Niçin Abone Olmalıyım? Hayat Ansîklopedisini perafcenrle oTarak Ker n3sKa çiktıRça mı alıyorsunuz? O halde hata ediyorsumız. Size abone olmanızı tavsiye ederiz. Bakınız niçin? 1 On beş günde bir defa muntazaman çıkmasîna r a | men arada bazı cfizleri almanıza bir mâni çıkabilir. Bir unutur, iki unutursunuz, nihayet, bu güzel eserden mahrum kalmağa mahkum olursunuz. 2 Abone olursanız cüzler hususî zarflar içinde tertemlz evinize kadar geiir. Akçam evinize dondüğünuz zaman Antiklopedinizi hazır buluruınuz. Yemekten «onra açıp rahaf rahat okuyabilirsiniz. 3 Abone olursanız, 250 kuruşa alacağınız 10 cüzS 225 kurusa ahrsımz. Bu suretle 25 kuruş kazanmış olursunuz. 4 Abone iseniz, cüzlerinizi ciltlelirken aynca cilt parasi üzerinden yuzde 25 iskonto hakkı kazanırsınız. Bütün bu fırsatlardan istifade için îrsiyet meJeleti Veraset mes'elesine gelince halthazırda kanser iein verasetm raöhim bir •aztfe Rormeditme kanaat vardır. Bazı kanserler ancak amelivei cerrahiye ile tedavi edîiebüir. Bazilan hic bir su retle kabih' »ifa deeildrr. Bir kısnn sarkom ve kanserler için rontken ve radyom tedavisne sifa elde edildiği mnhakkaktır. Ban uzuvlann kanserlerinde hem ameByat, hem rontken tedavismin mös tereker» vapılnwsma luzum vardır. Bunlan ivi bir tetkik savesinde bhbirinden t«>frik ve bu surerte tedavi seklini tayin etm»k mBmkündSr. Bu kanser mes'elesi mevzuu bahsolduktan sonra bir kaç kisinm korknrak bana müracaat ettSclermi gördüm. ŞöphesİT diger arkadaslara da böyle kanser korkusuna hıhılmuş hasta'ar müracaat emvslrrdir. Bu illet ancak flk basladığı zaman tamamile kabili »ifa olduffundan aceleciliği faideclen âri telâkki edemem. Lâkîn asabî kimselerm hiç yoktan korkmalan ve azan icmde gunler ge ehmelerî bevhudedtr. Kendüerme yazdc Abone Olunuz • Kiralık pul satış yeri ^ Eminönü Malmudfirlügunden: Geçen seneki kirasi flci bîn tfç ySz elli lira olan lstanbul Tapu Mudurluğu binasmdaki pul satış yerine isteklisi tarafından verilen kira haddi lâyık gorülmediğmden 23 şu bat 933 perşembe günü saat on dörde kadar pazarlıkla kiraya verilecektir. tsteklilerin pey akçelerile icar komisyonuna müracaatleri. DOKTOR Osman Şerafettin Cağaloğlu Nurosmaniye caddesi No. 19 Telefon: 893 Muayene zamanı cumadan maada oğleden sonra (Yenibahçe hastanesi) dahilî, sari bastalıklar mütehassısı Qr. Semiramis Ekrem H. Çocuk hastalıklan mOtehassta Beyoglu Mektep sokak Telefon B O 2496 Kulak. boğaz, borun mOtehassıa Dr. Ekrem Behçet B. ogln Mektep sokak 1 Telefon B O 2496 M. Kemal Beyin kanaati Bahriye Nazırı Esbakı Hasan Hüsnü Paşa vakfı Mütevelliliğinden; Galata'da Yolcuzade mahallesinde İskender sokağında 3 No. lu apartnnanın 2 ve 8 No. lu daireleri birer sene müddetle kiraya verilmek üzere 25/1/933 tarihinden itibaren 15 şubat 933 tarJhine kadar yirmi gün müddetle müzayedeye vazedîlmiştir. Talip olanlann yüzde yedi buçufc kuruş teminatı muvakkatelerile birlîkte her gün Evkaf Müdiriyetînde Mülhak vakıflar kalemine ve yevmi rhale olan 15 subat 933 çarşamba günü saat on beşe kadar Encümeni idareye müracaatleri. mızi. Bu lekeyi kapamak içm yüzü nfize acele pudra surmussunüz. Halbuki pencere sağınıza geldiği için, el aynasında sol yanağınızı iyice görmemişsiniz, pudra pomponunuzda pudra kalmamıs, o yanağınızı iyice örtememissiniz. Yazıhanenin kar sısmda oturmanıza gelmce. . Ma lumdur ki yazı masaları, pencere sola gelecek tarzda konur. Aksi takdirde, yani ışrk sağd'an gelnse yazı yazan el kâğıda gölğe yapara. Sîz bu masanın karsısına oturmus ol malısınız ki ısık sağdan geldiği için sol yanağınız daha karanlıkta kal rnış olsun. Yazı yazmanıza gelelim. Elinize üç kalem almış ve beğenme missiniz. Bu sinirli olduğunuzu gös terir. Sol elinizin baş parmağmin tırnağı üstünde üç renk mürekkep Iekesi var. Kalemleri elinize ahnca, birer birer uçlannı tırnağmıza bas tırmışsınız. Görüyorsunuz ki hepsî basit şeyler. Biraz vakit ve mubakeme ile insan böyle tahmînleri daima yapabil.'r. Fakat bir çok zamanlar da bu tahmmler yanlıs çıkar. Bun lara güvenerek hareket etmek doğ rcı değldir. Ancak bazı hâdiseleri tekit için bu nevi istintaçlar birer kfl Maruf operatör M. Kemal Bey îse afet hakkındaki cerrahî noktai nazar • dan miHâhaza ve kanaatierini söyle holâsa etmistir: « Bütün dunyada kanserİM sarf ve« ya gayrisari olduğu hakkmda bir çok münakasalar yapıhnıs oknasma ragmen yirmi iki senelik tecrübe ve nrasahedahmm verdiği kanaat, bana kanserin sirayefa'nt kabul ettirecek mahivette değildir. Şimdiye kadar kanserli bir hastadan Kıtap evi ve kırtasiyecilik diğpr bir ?ahsa, hatta sıkı temasta bnlunBu hususta Müderris Doktor Neset Antfartalar caddeu duğu aile» efradma kanserin geçtiğmi Omer Bey de su mütaleada bulunmuştur: Teleron : 3377 görmedhn. Bmaenaleyh kanserin sira« Kanser sari değildir. Veraset yet kabOiyetini kabul ettirebflecek hiç bir fikrmra de bazı kayitler dahflmde tarafHer lisanda gazete vak'a yoktur. Yahuz kanserli bir hastanm tarlan vardır. Bu hastalığm nasıl te mecmua ve kitap bir noktasmdan vöcudün diger nokta* kevvün ettigini »nl«»nwk içm on sene • laruıa kanserin intikal ettiğini görüyo denberi sarfedOen mesainin mahiyetmi Her nevi kırtasiye eşyası ruz. Fakat bu sirayetten zivade bir inbilmek lizundır. Hastalığm tekevvü • ve mektep levazımı tikaldir. Ya» kanser höcresinin muhten&nde en eski nazariye böcre nazariyelif vasıtalarla diğer uzak ve yakın masidir. «Pasteur» ün mikroplan kesfet Her türlü Fotoğraf hallere intikalînden ibarettir. Hiç supmesfle de nukrop nazariyesi meydana levazımı makineler hesiz bu vaziyet bir sirayeti ifade ve* çıkmışhr. Bunun üzerine kanserin nukya teyk edemez. ve amatör işleri roplardan mütevellit ve bu sebeple si Aflevî olması ihtimalme gehnce bu, rayeti melhuz olabüeceği elli seneden • Etem Pertev ıtriyatı sirayet ihb'malmden çok kuvvetlîdir. beri iîeri sürülmüstür. Kanser hastah • Bir eüe efradı içerismde muhtelif na • ğmm hayvanlar arasmda farede kat hiyelerde ohnak üzere kanserli vak'aKütahyaçinileri ran, parafm, anflm ve arsenac gibi kimlara tesaduf ettim. yevî, rontken suaı ve radvom gibi hi öyle afleler tanınm ki, b&tân efrakemî ve bazı hayvanat gibi hayvanî âdma kanser ameliyah yaptım. Edebiyah Kulak, Boğaz, Burun mütehassısı millerle tercriibî kanser taharriyan bu tıbbiyede bunon gibi pek çok vak'alar hattahğın sebeDİerinin pek müteaddit makayyettir. Hatta Napolyon'un ve efolduğunu meydana koymustur. Bugün radı aüesinin kansere duçar olmalart mühim âlimler arasmda kanserde sira Cağaloğlu: Hamam sırası No. 24 ailevî irsiyetin kanser tesekkülünde yet nazariyesini kabul eden bir kimse [ Cumadan başka her gun saat 15 ten oynadığı rolü teyit etmek maksadüe mikaJmannş gibidir. Veraset mes'elesine itibaren hastalarmı kabul eder. sal olarak gosterflmektedir. Maahaza bu gelince bu da son senelerde hayli tetkik mîsaller de irsiyeti kat'îyetle teyit edeedilmijtir. Kanser hastalığmda doğrudan mez... Bir aüe efradı içmde zuhur eden doğruya veraset tarikile intikal yoktur. kanser vak'alarmda ailevilesmis istidatKanser bir çok sebeple tahtı tesirinRîyasetmden: Geçen içtimada tehtr edilarm tevarüsS mevzuu bahsolabilrr. Bu de höcrelerin nüvelerîle Protoolasma len heyeti idare rrrrihabı yapılmak uzere masraf ve kulfetler îhtiyarile beseriyeti lanndan hâdis olan Physico Chimipu bir beyeti umurm'ye 3 subat 933 cuma gübu ağır ve mühlik afetten kurtarmak hercthnercinm ifadesi gibi kabul edilenü saat 14,30 da tekrar fevkalâde içtimaksadile tesekkul mihanikivetnH tesbit bilir. » maa davet olunur. Ankara'nın en büyük Kilap, gazete ve Kırtasiye mağazası Dr. Hafız Cemal «Jomadan maada4ber gnn saal (2,30 dan 8 e) kadar fstanboFda Divanyolu'nda ( 118 ) oumarab hususî kabinesinde hastalarmı kabul ve tedavi eder. Telefon İs. 22393. Dahüiye mütehassrn n Neşet ömer beyin fikri AKBA Dr. Süleyman ŞOkrü Birinci sınıf mütehasmt Çarsamba günleri meccanen tstanbul aaliye 4 üncü hukuk hâkim • liğindenı j tstanbul Defterdarhgı tarafından mül ga Şeker tnhisar idaresi Fener deposa memurlarmdan Celâl Bey aleyhme şeker mhrsar idareshün Fener deposunda mevcnt şekerlerden 453 çuval şekeri mSddeaaleyh hariçte kendi nara ve hesabma sathrarak bedeü olan 19075 lira 83 kurusu sirkat ve üıtflas üe Suriye'ye firar etmiş ve tstanbul ikinci ceza mahkemesi tarafından hakkmda verilen t e v kif muzekkeresinin elân infaz olunma masma binaen duruşmanın muvakkaten tatfli karargir obnuş olmakla isbu mebIâğm m&ddeaaleyhi mumaileyhten tahsllî talebüe ikame olunan davanm tah • kiat safhan ıkmal edflerek mahkemeye sevkedilmiş ve yevmi muayyende gelmediğiniz için hakknuzda muameleb* gıyap karan ittihaz olunmuş ve muhakem223933 çarsamba günü saat 14 e talik kılınmış oTmakla tarihi mezkurda ge! mediğiniz takdirde hadisah kabul etmi» addohmacağınız Oân olunur. Evin içinde ona bir de yatacak yer gösterdflc Mehmet Rıza tekrar ayağa kalk* b: Şimdi bu adam sîrde mi yahp kalkıyor? Her zaman değiL Yersîz ve ekmeksiz kalınca bize geliyor. Ben ona Hacı'nm eski esvaplannı ver dkn, eline hamam parasi ve biraz harçlık ta siktstndim. Görseniz... Hem güzel delikanh da! Mehmet Rıza, Nezahet'in bu son sözlerini de duyunca ona biraz daha yaklaştı ve dostane bir sesle sordu: Nezahet Hantm, bilirsînîz ki üç türlü meslek erbabından hiç bir şey gizlenmez: Doktorlar bîr, avukatlar iki, polisler üç. Biz zabıta hayahnda pek çok şey gordük. Onun içm öyle kolay kolay her şeye hayret etmeyiz ve her şeyi fena bulmayız. Dünya hali bu, her şey o!agandır, deriz. Yani biraz filozofuz. Nezahet önüne bakıyordu. Soru lacak şeyi anlamış gibi duruyor «f •nsuyordu. (Mabadivon Doktor İhya Salih Sipahi Ocağı Cingöz Recai'nin harikulâde maceraları Yazm: SERVER BEDİ Bir de mantonuzun sag dirse ğinde yağlı ve katranh bir leke gö rtiyorum. Hanlarda buna benzer lekeleri almak pek mümkündür. Bi raderinizm bir kumusyoncu oldu ğunu da bildiğim içm... Hatta yazınanesmin hangi handa olduğunu da biliyorum. Alt katta bir kömür de posu vardır. Bakınız, yüzünüzde baf if bir kaç kömür tozu zerreci görünüyor. Yazıhanede masanın kar fismdaki koltuğa oturmuşsunuz ve ağlamışsınız. Çünkü evvelâ sol ya nağmızda kurumus taze bir göz yası Iekesi var. Gözleriniz de bâlâ kır çük rehber hizmetini görürler. Nezahet bir düziyenayret içmde: Şasılacak sey, dedi, fakat hepsini bildiniz. Noktası noktasına doğru. Adeta benimle berabermişsintz gibi. Hem size kolay geliyor ama bu küçük şeylere dikkat etmek herkesin harcı değil. Nezahet eHerini Mehmet Rıza'ya doğru uzatarak yalvartr gibi bir tavır aldı ve devam etti: Kuzum beyefendi, dedi, âdetiniz değilmis ama, kuzum, bu se ferlik benden gizlemiyiniz, merak • tan ölüyorum, kocam nerede? Kim kaçırdı onu? Etrafında dolasan fe Iâketler nedir? Evvelâ ilk kocam öldürüldü, sonra üvey kızun, sonra da nikâhlım kaçrnldı, elimden almdı. Artık meraktan, korkudan, üzüntüden gözüme uyku girmiyecek. Nedir bu haller, söyleyiniz, kuzum beyfendi! Mehenet Rıza ayağa kalktı ve Nezahet'e doğru yfırüyerek, emniyet verici bfr sükuiet ve hâkimiyetle dedi ki: Size son defa olarak söylüyorum: Merak etmeyiniz, nikâhlım m hayatı tehlîkede değildir. Peki... Nerededir kendisi? O Cingöz dedfkleri adamla beraber n»i? Yalnız bxmu söyleyiniz, çünkü, eğer böyle ise, benim de size söyli yeceklerim var. Mehmet Rıza, Nezahet'in gozle> rine bakarak cevap verdi: Evet, Cingöz'Ie beraber! Nezahet baçmı önüne iğdi, ince kaclanm çattı ve uzun uzun düsündükten sonra: ^ Biliyor musunuz? dedi, bu Cingöz dedikleri adam olacak, beni bergün, her saniye göz hapsine aldırdı; evimin içine casuslar soktu; kıyımı bucağımı öğrendi. Ondan çok korkuyorum, bana da bir fenalık edecek diye düsündükçe tüylerim ürperiyor, bunun için size geldim, Mehmet Rıza tekrar yerine otu rarak sükunetle sordu: Ne gibi casuslar? Bohçacı mes'elesini bilmiyor musunuz ? Evet, siz haber vermissiniz, bizira memurlar bir bohçacı kadın takip etmisler ve çarsıda izini kaybetmijlerdi. O mu? öyle ya. Size hâlâ geliyor mu o? Hayır. O gün bugün ugradığı yok. Fakat şimdi de başka birinden şüphe ediyorum. Size bunu haber vermek ve konusmak içm geldim. Belki de boşuna bir kuruntu. Fakat ıçhn rahat etmiyor. Söyleyiniz! Yirmi gün kadar oluyor galiba. O bohçacı gittikten, yani kaybol duktan sonra idî... Bizim evin ka • pısı çahnır, hizmetçi açar. Karşı smda eski, yırtık pırtık elbiseli, yüzü sapsarı ve sakalı uzamış genç hir asker: « Aman bana bh bardak sul «Der. Hizmetçi bir yandan suyu almağa giderken bir yandan da bana isaretle haber verir. Biliyorsu nuz ki bizim hizmetçinin sesi yok tur, lâkırdi soyliyemez zavallı... Ne ise, ben kapıya koşanm. Bir de ne goreyim? O genç asker, kapımn eşiğine boylu boyuna uzanmış yah yor. Hizmetçi de gelir, adamcağı zın yüzüne su serperiz, halme acı rız, içeriye alınz. Meğer şhndi as kerliğini bitirmiş, iş bulamamış bîr fakirmiş. Açmış. O bize derdini a çar, İki gözü iki çesme ağlar, bî* ağlarız... Nihayet kartunı doyurduk.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle