19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
F = 2 5 K&mmusani 1913 yet S ON TEL.GJQAFLAQ Bana kalırsa Bir müderris karagöz oynatıyor! Ramazan münasebetile, iki sabah gazet&sinde Karagöz ve Hacivat muhavereleri yazılıyor. Bunlardan birinin muharriri Osman Cemal Beydir, ötekinin de miiderris İsmail Hakkı Bey. Vakıâ bu kıymetli Dariilfünun hocasının yazdığı muhavereler, görünüste, Karagöz'le Hacivat acasında geçmiyor: Ustat, yeni ve eski Avrupa filozofları tarsmda fikirlerini diyalog fekline sokuyor ve bazan satır baslarına koyduğu P harflerine ve fikirlere bakılırsa benimle kendisi arasında, bazan da profesör Marks'la gene kendisi arasında hayalî münakasalar yapıyor. Bu yazılann Karagöz ve Hacivat kavgasma benzemelermin hUaneti, yalnız ramazan ayında ve yalnız muhavere tarzında yazılmif olmalan değildir; benzeyiş noktalan baska taraflardadır: Birincui, fstnail Hakkı Bey, funu, bunu, Marks'ı veya beni kaleminin ucuna bir Hacivat gibi takıyor, bize dilediği sözleri söyletiyor, dilediği cevapları veriyor ve hayalinin perdesi üstünde bizi dilediği tarafa çekip götüriiyor. tkincisi de bu muhaverelerin üslubu her hangi bir ilim adammın kaleminden ziyade Karagöz'Un patavatsız ve sevimli ağzina yakısacak tarzda âmiyanedir, fazla ola rak ta sevimsiz. Meselâ, doktor Marks, Halkevinde verdiği konferaruta san'at ve tabiatten bahsederken yunları soylemifti: «San'atm kökleri tabiattedir. Güzel parklara gittiği zaman tabiatten mütelezziz, fakat ağaçlan birbirme karısmif intizamsız bir ormandan zevkalmıyan bir insan manen sıhhatte addolunamaz.» Bizim profesör îsmaîl Hakkı Bey, Viyana profesörü Marks'ın fikirlerini hulâsa ederek muhavere tarzında ona söyletttkten sonra, ne cevap verse beğenirsiniz ? «Zatıalinizin ormancıltkta da mfitehassıs olduğunuzu bilmiyorduk!> tarzında soğuk bir sey. Cümle aynen böyle değil. Fakat mubalâğa ettiğimi zannetmeyiniz. Fikir ve nükte aynen bu. San'atm ve bilhassa musücinm köklerini tabiatte aramak, böyle Karagözvari bir alayla karsılanacak kadar yanlış veya aykm bir iddia mıdıır? Gene bizim profevor İsmail Hakkı Bey, Viyana profeeörü Marks'ın Durkheim içtknaiyatından mülhem fikirlerini ele alarak «biz bunlan Ziya Gök Alp'ten, hatta daha evveldenberi biliciz!> tarzında cevap veriyor ve tezin esaaını tenkide yanaşmıyor. Bir fîkrin Durkheim veya Ziya Gök AIp tarafından vaktile soylenmîş olması hakikat olmasına neden mânidir? Eğer böyle ise, neden fsmail HakJcı Bey, Durkheim te2İne istinat ederek tTerfeiye llmi» isminde bir eser yazmıştır? GörUlüyor ki bu davalar hayal perdesmde, Karagöz üslubile halledilemez ve iki profesör ciddî mes'eleleri böyle konu»maz. Biri azizlik ederek bu yazıları almancaya çevirir ve bir Türk aliminin fikirleridir diye Marks'a gönderirse, korkanm ki onu da, memleketimize gelmek nlyetinde bulunan baska miltehaMisları da ürkütmtis, tiksindirmiış oluruz. Tabiat ve san'at, hars ve metfeniyet arasmdaki münasebetlenm tetkiki, bir Türk profesörünUn kaleminde bu hafif edayı aldıkça bize beynelmilel ilim diinyasmda sittin•ene daha yer vermiveceklerdir. PEYAMt SAFA ANKARA MEKTUPLARl Japonya Amerika ile harbe mi hazırlanıyor? Büyük Okyanos'ta gizli tahtelbahir üsleri yapildığı haberi endişe uyandırıyor tondra 24 (A.A.) Daİ»y Herald'ın masi muhaniri olup halihazırda Cenevre muhabirUğmi yapan zata göre, MOletler Cetnlyeti konseyi, Japonya'» nın buyfik Okyanos'ta tahtelbahirler için gizli Bssfibahriler insa etmekte oldn ğuna daîr oîan şayialan bo hafta zar fmda nazan dikkate alacakbr. Bu gazete, «Cenevre'deki Japon mü« messillerine mandalar komîsyonunun gizli celselerine bu husus hakkında in • ceden inceye bir takım sualler sorul muştur. Bittabi Japon'lar bn fayîayt kat'iyetle tekzip etmislerdtr. Maamafih endişe za3 olmamışhr ve Japon mandası altına vazediimiş olan Marcianne ve Pelew adalarmda neler olop bitmekte olduğunu öğrenmek arzu edilmektedir.» demektedir. Dafly Herald, bu hususa ait îlk ha berlerin Amerikan membalardan çıkmıs olduğunu Oâve edîyor. Filvaki Amerika bu yuzden endişe • dedir. Bu adalarda bahrî üsler m*a»ı yalnız Milletler Cemiyeti mukavelenamesinra 24 üncü maddesini değfl ayni za> manda Vaşington'da aktedilmiş 4 devlet muahedesine mugayir olacağı dhetlc bu endisenm şiddeti artmaktadır. Sanayi Kredi Bankası çok zayıf doğuyor Âli İktısat Meclisi fabrikaların müesseseden ayrılmasını doğru bulmuyor Ankara 22 (Hususî) Dün bu su tunl»rda Âli İktısat mec'isintn mQlî sanayiimizin teessüs ve mkişaf şartlan hak kındaki m"»a'ealannm ilk kısımlarmı yazmışhk. Bugün mabadine devam ediyoruz: İkbsat meclisi sanayi kredisi mes'elesini de ehemmiyetle tetkik etmiş ve sanayümizin kredi ihtiyacile bu mtiyacı karsılıyacak yegâne muessese olan Sanayi Kredi Bankasimn vaziveti 1» »Ulcm. da mütalealarmı söyletniştir. MecVise göre, sanayîci diğer îkhsadî teşebbüs erbabtna nisbetle kredi bul • mak hususunda çok gayrimüsait bir vaziyettedir; ziraat erbabı Ziraat Bankasmdan, b'caret erbabı muhtelif ticaret banka'armdan az çok kredi bulabüdikleri halde sanayi erbabı şimdiye kadar yi ve Maadin Bankasmdan esash bir yardım göremedikleri gibi bünyeleri sanayi işlebne ve rantabiKte besaplanm tetkike müsait olmıyan diğer millî bankiVrdan H* ar«nı'an IÎVBITTI f»îz v e ırîtd SLERi İlâç pahalılığr tlâç pahalılığı.. Üç gün evvel, Yunus Nadi Bey bu mevzu üzerinde bir başmakale yazmıştı. Evvel ki gün, Peyami Safa ayni bahse dokundu. Bugün de ben fıkramı ecza kavonozlarından çıkarıyorum! Evet, hasta obnağa gelmiyor; ilâçlar ateş pahası.. Şu mini minî şişedeki sarı damla, eritilmis altın kıymetindedir. Şu beyaz kutudaki kara melhemden, muhakkak siyah havyar daha ucuzdur. Şu kâğıt paketler içindeki beyaz tozun ise en iyi pudralardan daha pahalı oldu * ğuna hiç süphe yok! İlâç pahalılığından telâsa düs * mekte çok haklıyız. Zira, hastalık, içerisi kalöriferle ısıtılnus, çift pencereli apartımanlara güç girer. Vücudü kalın paltolara, ağır kürklere bürünmüş ve midesi en mugaddî yemekleri övüten insanlara güç sokulur. Fakat, kaplamaJan çürümUs, knık camlı, mangalla ısınan evle rin en teklifsiz misafiridir. Şu kar fırtınası içinde siyah bir kuf gibi uçan, cfrketmin vakalan kalkıV paltosuz yolcuya gelince, onun da, bir eczane camekânmdaki bütün besleyici Uâçlara ihtiyacı var! Bundan dolayıdtr ki, müşterisi, zenginlerden ziyade fakirler olaa ilâc, sudan ucuz satılmalıdır.. tlâç niçin pahalı?.. Bunun tıbbî, ikhsadî sebeplerini erbabı arastırsın. Fakat, benim gözümün gördüğü, akbmın erdiği bir nokta var ki, hiç kimseyi zarara uğratmadan ilâç fiatlarıni ucuzlatabilir. Anlatayım: Bazı doktorlanmız, ilâç yazraakta fazla cömert, fazla lüks meraklısı oluyorlar. Bir kaç örnek: GeçenJerde boğazından rahatsız olan çocuğuma, muhterem hekhn lerlmizden biri, galiba ismi (Bo " raks) olan bir toz vermişti. Bu toz • dan o kadar çok yazmıs ki, kullan" m« tarzma göre, yeryUzündeki bütün boğazından rahatsız çocuklara yeter! İki ay evvel, gene çocuğumun dilinde (Pamukçuk) denUen küçük beyaz kabarcıklar belirmisti. Doktor bu kabarcıklara pamukla deyirmek için bir su verdi. Aldığun ilâcın ne kadannı kullandım dersmiz?.. An cak yüzde brrini! Ve gene geçenlerde, dökülen saçlanm için tanınmış bir mütehassıs bir reçete yazdı. Eczaneye götür diim. Yedi lira istediler. Sebebini sordum. içinde gül esansı varmıs ta ondan.. Doktora telefon ettim: gül esanstnı koymasalar olmaz mı?.. Olur eanıtn, dedi, olur. O, güzel koksun diyedir! Kendi evhne ait misalleri saysam, böyle iki sütun doldururum. Fakat bu hal yahuz bana mahsus değildir ki.. Hekhnlerimizi bol bol yazdıklan ilâçlar sayesinde evi eczaneye dönmiyen kim var?.. YUSUF ZlYA eski fabrikaların gayrüktuadî çahsbk larmı ve maliyet fiatlarmı beyhude yere yükselttiklerini kaydettScten sonra buna kısmen olsun mâni olmak için sanayi merkezlerinde saneyicflerin aralannda birlîkler teskili sur«*ti'e müstereken tek nik noksanlan ulah ebneğe çahsma • larmı tavsiye ebnektedir. Âli İkbsat meclisinin hulâsa ettiğhniz noktai nazarlan dün de isaret eylediğimiz gibi ancak istisarî bir mahiyeti haizdir. Bununla beraber Meclisin çok mühim noktalan aydınlattığı ve pratik kıymeti olan bir çok teclbirler tavsiye ettiği görülmektedir. Hükumetin bu mülâhazalardan genis mikyasta istifade edeceği ve İkbsat Vekâleti tarafından yapılmakta olan tetkikahn tkhsat meclisi tarafmdan tetkik edilen bu mevzuun aydınlablmasma aynca yardmu doku • nacağı muhakkaktur. ALt SÜREYYA m Buîgaristan'da Ermeni komiteleri Trakya ihtilâl fırkasile birleşen Ermenîler Türkiye'ye girmeğe hazırlanıyorlar SoFya 23 (Hususî muhabirimizden) Bulgar zabıtastnın istihbarahna nazaran Ermeni komitelerinin Bulgaristan'daki faallyetieri ve Türkiye hakkmdald tasavvmlan Taşnak fırkasuım gizli surette Trakya ihtilâl teskilâbnm Toptrandafüyaf cenaht H« münasebeti ve teman olduğu anlaşılmıştır. Gerçi Ermeni flıtil âltesküâtmdan Ramgavir ve Hançak'larra ve TaşnakHarra resmen ne Trakya, ne de Makedonya teskflâb ile alâkasi yok gibi gorimmekte ve cenahı Buîgaristan'da Yugoslavya için çalışmaktadır. Resmî Trakya komitesinin yeni intihap olunan bemen bütün azası da bu cenaha mensoptur. Trakya ihtilâl teşkilâtile Taşnak fırkan arasuıdaki münasebeti idare ve idame eden zat, Sofya' daki Tasnak fırkast merkez idaresi nıtutMmırıımnUIIHIIHIIfliiüüllllllül azasmdan da ayni rarette retsleri Vartanyan vasıtasile Trakya komitesi ile temaı ehnektedir. Rogavir, Hançak nrkası Trakya'lılara yaranmak maksadue Sofya'da bir Trakya Ermeni komjresi teşkil etmişTerdir. Bir bankanm müdürfi Ermeni ihtilâl tefkü&tma yardım etmektedir. Son zamanlarda tesis edilen Romgavir Hançak fırkası Caıupirateur gruplannm, Trakya ihblâl teşkuatlarile sıkı münasebetleri vardu. Bu gruplar Hog parolasım tafimaktadırlar. Bunlar fırsat zuhurunda guya Türkiye bodutlan dahflinde çalışmak maksadOe teşkO ohmmuştur. Trakya ihtilâl komiten ErmenPlerin her 3d nrkasfle tetnas etmekte ve kendi emellerîni tatbik ve tahkik için onlardan her türlu iatifade çarelerini aramaktadnIar. detle ve ticari vasıflar haricinde bir sanavi kredisi bulamamaktadırlar. Meclis, sanayi erbabımızın kredi ihb'yaçlarmı tesis kredisi ve islebne kre disi olarak iki esash lnsımda mStalea etmelcte. tesi< Joedismin uctn ve uzun vadeli olması lâzım geldiğini ve sanayumizin bu kredive olan büyük ihb'yacun tebarüz etbrdflrten sonra beş alb senelik sanayi hayabmtzda cfir'etkar teşebbüs • lerin URradıklan act akıbetlere tetnas ederek her smaf teşebbösfin asgarî bir sermayeye fhtiyacı olduğunu ve bu sermaye fle ise baslamaımş olanlarm tesis kredisi verilerek tesvik v» bimye edümemesi İâzım geldiğini söylemektedir. İslebne kredistne gelince sanayi erbabuım yerli mevaddı îptidaivennı ncuz olduğu mevsimlerde sene?3c mtiyaçlarraı tedarik ebnek ve piyamnm çesh taleplerini karşJıyabHmek için de üUımmn • dan fazla ecnebi mevaddı iptidaiyesi stoku yapmak, fanalâtm dnânm g6re bazı mevsimlerde satıs zanunim bek hyerek depodaki mamul stoklarmı attbrmak zaruretfle masraf yapmak mee beriyetleri vardtr. Bundan maada piyasada rağbet gören imaiftb aıtvmak irfn fabrikasmı genisietmeğe muhtaçbr. M3lî sanaviin bu ihb'vaçlarmı sayan ve sanayi isletme kredisi vere^k bir mu esseseye şiddetie lüzum gdsteren Meclis, Sanayi Kredi Bankastnra bu Sıtiyaçlan tatmine mösatt ohnadtğmı »5yle mektedir. MecKse gore eski Sanayi ve Maadm Bankası daha müsait vadyette olduğu ' halde millî sanayie kredi verememek te idî. Bunun da sebebî banknnm islet • mesi ve ıslahı kendisine tevdi olunan devlet fabrîkalanmn ihHvaelarmdan fazN hhr sermayeve malik ohnaması idi. HaTbuki yeni Sanayi Kredi Bankası eski banka için bir kuvvet ve itibar membaı olan fabrikalardan ve bu fnJbrika larm birikmiş amortismanlartndan ay • rılmakla beraber ehemmiyetli bir sermaye vernemediünden zayıf bir teşekkül olarak doğmaktadB*. Bankanm zaraanla yöksek bir sermayeye ma'3ı obnası için tahsis edilen varidat membalanndan en mShÎRunî makinelerden ve yedek oarcalardan almacak gOmruk resunleridir. Makinelerden gümruk alınmasmm teessns devresinde miTTî sanayi îçm ağn olaca^ım evvelce t*viki snnayi kanunu münasebetile söyliyen Meclis, bu bahiste avni müta'eavı hatırlathktan baska sanaviin büyük bir hîmayeye mazhar olduğu ilk senelerde mühhnce bir ye kâna baliğ olan maktne Hhalâtmm şimdi bu himayelerrn miihim bir kısmı geri alındığı ve küçük sermayeli sanayi ar bk lOzumu kadar mlcisaf ettiği bir «trada büyük bir varidat temm edemiye ceği mülâhazasmı serdehnis, gerçi devlet sermayesi ile büviik sanaviin tesis yolu acıimıssa da dev'etîn aetirteceı?i ma> devirerek emniyetsîz emniyetsiz, kor • kunç bir tehditle bakıyor. Lira elimde, ona doğru yfirüyorum: Ustünu veı! Gözlerindeki dis gösteren köpek tehdidi, sopa yemis gibi sindi. Ablak yüzü, damar damar knardı; ellerfle ceplerini anyor: Bozukluğum yokl Lirayı surabna atbm, yakasından hjtup «okağa sürükledim. Arkasuıdan tenekeleri de tekme ile dışan fırlattım: Git, bozdur... Ustünu getir! Ne yukan katta, ne merdiven başında çıt yok! Fakat ben, Ntyazi fle Müzehher'in sessiz, korkak soluklannı duyuyorura... Merdivene kostum; yukan katta Müzehher, battaniyeye büriinmüf, ayakla, iViyazi de ona sanhnif, titrefiyorlar... Çok mu korkttmuz, çocuklar! Müzehher'in dudaklan sapsan. Kekeliyor: Aman ağabey, korkulmıyacak fpy mi? Merdiven basmdan baktım, yureğim ağzıma geldi... O, ne ohırustu!.^. kinelerden alınacak gümrük resimlerî Sanayi Kredi Bankasma verilmek isteniyorsa bunun bütçeye tahsisat konmak sureble de yapılabüeceğini söylemisbV. Sanavi Kredi BanJt"«Tim dî}er vari • dat mambalarmı tetkik eden Meclis, devlet fabrîk8İ»nnm şhn'*'1"k sabşi ft»evzuu bahsobnadığmı ve işlebne kir • larnun ilk zamanlarda Sanayi Ofisince yeni tesrsata tahsis olunacağmı ve memleket dah'^'n<!'"ld ^ski m»kin*'«»rin muayyen merkezlerde toplanarak sabsmdan da bir kar temin edilemiyeceğini, çünku bu makineler bedelmm masraflanm bile koruyamıyacağmı anlatarak bankanm uzun zamanlar sanayie kredi temm edecek bir sermayeye malik olamıyaeağı netice!>ine varraısfar. Mecllsin fikrince Sanayi Bankaamm v«yî«'«tint Mİah «*m«lc îc>n, ftbrikslan eskisi gibî ona ilhak etmek ve bankayı scnnayednm ekseriyeti devlete ve müü mnesseselere art o?mak üzere, Cumhu* rivet Merkez Bankasmda oMuğu «ibi, halkrn «** l«Hr»k e<*»*"*'c*W bir mues* aese haJine tebrmek lâzımdır. Sannyi muesseselerine «^evletçe ynml a c k malt y f Jıml^rü^'r *"*« kanaldan • ki bu kanal Sanayi Kredi Bankacıdır v?nıîrr»sı favd»h «luo olmıvncaJh let kik ed'lTTiîs ve bnkftmeHr) ic*^>mda m » »TTM hW sanavi suK»si ile «Ukası d«^>a rrvade olan ma'î m^esseneler de rnnav^n** e*nw!»î. v^rine jr3r« möFt olabileceği mutaleası serdolun Âli tktısat Mec^M. mnavi f»ilr<ret!eVk eth'^i srrada naklive farf*»rrn M . vük h'vr e h e m v M atfetmi«tir. Meclis bn bahiste t*«vîkî s"nn^ kani'nunım n*Mîye ve Heyerî Velcîle knrarile edPmesi ican eden tenrî?5rlı tartf simdive kadar sanavîîtı lâvttnle îstîfa desî temnn r>Tı»naTr«^^'Şma î*»rı«t ettik» ten sonra hukumetm bu mes'ele ile esaslı bîr surette mesgul o'ması temenn><tni izhar etmis ve uctız tarifenîn sanavi hareketini mem*«ketin icernerîne do6rn vaymak ve milîî sanavie icoazan açmak hususundakî mufı'm mi üzerin<1e tsr»rla durmustur. Merlîse pöre nakliyat Ma • relermrn sanayi nvumilshna ve ham maddelere en son imkânlar dairesrnde kabil olan tenzOâh yapmalan snnavi hareketrnin htrmı arbrecaih cihetle bizzat bu idarelerin de menfaati icabradandır. Meclis, kuvvei muharrike mes'elesini de tetkrk ederek tesisab ucuz olan su kuvvetlerile tâ)i mevattan hasıl olan muharrik kuvvet'erfn en ikbsadî oldu ğunu, bu kibarla isb*kba1de büyük sanayi tesisatı için su kuvvetlerinden istifade edibnek üzere mevcnt sulanmııdan en iktuadî sekiide ne dereceye kadar istifade ednebüeceğinin esash rarette tet kik ettîrîktıea faydah olacağnu söyle mektedir. Bugun içîn de yenî acılacak fabrika • larm yabancı memleketlerden gelen kuvvei muharrike mevaddı verine yerli mevat kı«Ilanma1armi tesvik ztmnmda maden kömuru nakliye tnrîfelerînin indi • rilmesi, katt zaruret fronilmedikce mazot ve benzinle ca'ısan fabrHmlar tesisine müsaade edihnemesi, yerli ispirtolann benzine kanşhnfarak tesisatı benzine ihtivflç gösteren fabnkalarda ktdlanı'mssi mec'isçe ehemmiyeti mahcusayı haiz noktalar olarak tesKit edümistir. Meclis bundan baska elektrifc istihsal edilen şehtrlerde sanavi tarifesi yüksek olan îsletmelerin tarifelermi makul hadde indirme'erinin ve yeniden verilecek elektrik imtiyazlannda sanayie verilecek cereyanlarm birinci derecede hhnaye edilmesî hususunun temmini temenni etmistir. Âli tkbsat meclisi sanayide istihasli ucuzlatmamn ehemmiyetine de temas ederek memleketimİTde teknik kabiii^etinin inkişaf ebnemiş olması dolayısile Fakat Müzehher, yüzüme de bakamıyor... Galiba, benim çehrem de sakanın ki kadar korkunç! Hâlâ dişlerim bırbîrine çarpryor: Altmıs kuruş için, Müzehher... Bütün bu direniş, ksfa tutuş, altmıj bjruş için... Altmış kuruş için, seksen defa gidip gelemem! diyişi var, onu bir görmeliydin MüzehherJ Müzehher, ellcrile yüzünü kapatı • yor: Sus ağabey... Hayali bile, içime fenahk getiriyor... AlUh göstennesin... Yumruklanmı sıktım, başımı iki yana sallıyorum: Hakkını istiyor... Almadan gibuiyecek... Verilmezie, eşyafan kıracak, evi başımıza yıkacak... Arbk, kanunız ona helâl... Bütün bunlan da, gidip bir çeşmeden bedava doldıırdtığu dört teneke acı bulanık suyu taşımakla hak ediyor... Kapının çıngrrağı çahnıvor.. Merdiven başına atıldım: Gene geldi! [Mabadi Almanya'da T Borçlar işinde Siyasî vaziyet Parlâmentosuz idare fikri kuvvetleniyoı Berlin 24 (A.A.) Reichstag meclisi toplanıncıya kadar parlâ mentoda bir hükumet ekseriyeti vücude getirilmesi imkân ve ihtimalleri pek ziyade azalmıstır. Bundan dolayı sağ cenah gazetelermden bazıları Reichstag meclisi için yeni intihabat yapılmasmın lüzumsuz ve f ayd&sız olacağını, çünkii son mtihabatta elde edilen neticelerin parlâmentonun ortadan kaybolduğunu gösterdiğini yazmaktadırlar. Bu gazeteler, hükumetin içmde bulunduğu »ikıntıh vaziyetin bazı istisnaî tedbirler alınmasmı haklı ve mazur göseterebileceği, devlet işleriart parlâmentosuz idareye hiikumeti mezun kılabileceği fücrindedirler. Merkez, demokrat ve eosyalist fırkalarına menaup mehaf il ile bunlann fikirlerini neşreden gazeteler, bu yoldaki düfttnceleri takbüh etmektedir. Bunlar, yeni intihabat yapmadan Reichstag'ı sözü geçmez bir hale koymak ve bu »uretle ortadan kaldırmak neticesinde tamir edileraez bir mtUfifa düsuleeegi mütaleasındadır. Yeni safhalar Amerika İtalya ile de müzakereye girişiyor Roma 24 ( A . A . ) Amerika Haricive Nazm M. Stimson, ltalyan büytik elçisini kabul etmiçtir. M. Stimson, borçlar mes'elesi hak kında müzakerede bulunmak Gzere pek yakinda bir ttaivan nrarahhas heyethri de kabnl edecektir. Vasm?ton 24 (A.A.) tngiiiz sefiri Sir LJndsey'in borçlu devletlerin Amerika ile möstereken mfizakerata giriş meleri maksadüe teşebbüsatta bulunmuş olduğu söylenmektedir. Jark şimendiferlerinin yeni nakliyat tarifesi Edirne 24 (A.A.) Şark fimendi ferlerinin yeni yıldan itibaren nakliye Ucretlerinde vagon basma 2 5 lira zam yapması Trakya'da umumî bir mfial uyandırmıştir. Bu husosta Tkaret Odasmda sık sık toplanmalar yapılmakta, hal çareleri aranmaktadır. Tunca dondu Cumhuriyet Nüshası 5 Kurustur Yeni Adliye tayinleri Ânkara 2 4 (Hususî) Adliye tayin listesi bugünlerde tasdiki filiye iktiran edecektir. Lutede 200 hâkim ve Adliye memunınun tahviOeri ve tayin Edirne 24 (A. A.) DÜndenberi çok şiddetli soğuk hükfim sürmeğe basIamıshr. Bu yüzden Tunca nehri don tauştur. Soğuklar dolayuüe HaDcevi içtimaî yardım şubesüe diğer hayır cemiyetleri ve Fırka ocaklan fakir ve muhtaç kimselere kömur ve yiyecek dagıtmak için faaliyete geçmişb'r. gideyim? Kimden ve ne diyerek para isb'yeyim?... Sokaklarda, erken işi olanlardan baska kimse yok... Dukkânlar henüz açıüyor... «Siftah etmeden» on para borç vermezler. Sendeliye sendeliye yürüyorum... Çamura basbm, ayaklanm su içinde kaldı... Telâşla iskarpinlerimi giymegi unubnusum, terlikle sokağa çıkmısım! Geri dönmek obnaz, yüruyeceksin, Macit!... Çocuklar, evde korkudan titresiyorlar... Her acıya tanammül edip bu, dikeni soküp ahnalı... Taf oyuklarma sılosarak terlikler, ayaklanmdan çıkıyor... Çamurlara batarak, kaldınmlara çarparak, yürüyo • rum.,, Nereye gidiyorum? Bilmiyorum! Ruzgârm soğuk nefesi, şakaklanmı serinletiyor, ikide bir elimi alnıma götürüyorum... Ba^tn, eskisi kadar yanmıyor; ferahhyorumL Yoksa, içimin atesi, bu ıslak sokağın ortasmda beni bir alev gibi yakacak! Arasıra, cebimdeki tek bronz on karaşu yokluyorum. Bana, şimdi eDi kuruş U Abone. şeraiti • Senelik A!tı aylık 0 ç ayhk BIT ayhk TSAİrt! içiB H a r i ç 1400 Kr. 750 400 150 2700 Kr. 1450 800 Yoktur Devır muamelesine devam ediliyor Sanayi ve Maadin Bankasmın kredi müessesesine ve bankaya merbut fab rikalann da Sanayi Ofisine devri mu amelesine devam edilmektedir. Devir heyeti, her gün Ticaret Umumî müdüru Naki Beyin riyasetinde içtima ederek bankaya ait kayit ve hesabab tetkik ve devrediiecek evrak ve aksamt tesbit etmektedir. Devir heyetine Mah'ye Vekâleti namına dahfl olan Umum muhasebe mü • dürü Faik Bey hükumete ait bazı tah • vilât işleriîe mesgul olmak üzere Paris'e gittiğtnden heyete Maüye Vekâleti na mına Borsa komiseri İhsan Rifat Beyin iştirak edeceği dün tebliğ edilmistir. Aidığnnız malumata göre, heyet mesaisini bayram ertesine kadar îkmal edecektir. Devre ait tetkikat ikmal edi Iince devir hesababna dair bir rapor hazırlanacakbr. CUMHURİYErin tefrikan: 58 Tipi Dindi! Yazan: MAHMVT YESARÎ Şuraya, bir arkadaşıma gidiyo rum... Beş, on dakikaya kadar gelirim. Basamaklan Otiser ikiser aüıyarak aşağıya indim. Sak«, esvaplanmı giytniş ounama bir mana veremedi. Şüpbeii süpheli bakıyor... Kanh gözlerinde emniyetsizlik ve korkunç bir tehdit var. Şuradan para bozdurup gelece * ğim. # Sen, bıraz otur... Saka, gösterdiğim ukemleye otur • muştu, yan açık duran kapıdan çıkarken bir tereddüt simseği beynimi yakb. Çocuklan, bu herifle, nasıl ve ne cesaretle yalnız bırakıyorumY Talihimle oynuyordum; hadiseler, seyrini takip edeceklerdL Sokağa çıkbğun zaman. sabahm ayazı, bir bıçak sırb gibi yuzüme çarp • Kendimı topluyoruın. „ Nereye Kasketinin vizyeri enseye doğru kay* mış, ablak yüzlü, ter bıyıklı saka, kanfa gözlerini devirerek süpheli füpheli ve korkunç bir tehditle Niyazi'ye bakıyor... Belki Müzehher de yatağından kalktı... O kanh gözler, Müzehher'in ışıklan sönük gözlerini de tehdit ediyor... Elli kurus!. Elli kurus!.. Gelen geçenlere el açmağa, dilenmeğe razıyım; tek, o, gözler, Niyazi'yi, hele Müzehher1!', hele Müzehher'i tehdit etmesîn! Fakat bu vakitte dilenciler dolas • mazlar? Bu saatte, el açıp düenmezler!. Düencüer, elli kurus Utemezler! Başıma geleni anlatacak olsam, khn inanır? Hayır, buna, ben bile inanmıyorum, inanamıyorum... Uyandığım vakit bile bu korkunç rüyaya, bu kara kâbusa inanmıyacağun!... Evin kapısmdan, bir alev gibi girî • yorum... Elim.ie bir lira var! Kapmm gıcırdadığını duyan saka, oturduğu yerden basını çevirdi. Hâlâ, kanh gözlerini r ; ^ Zekât ve Fitrenizi Tayyare Cemiyetine veriniz
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle