21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 Mart 1932 MUSAHABE: *Cum1wriyet SON TELGRAFLAQ Yeni bir devre girerken Ankara'daki münakaşa Aka Gündüz'ün cevabı POUTIKA CtLVELERtt Var evi kerem evi.. Bir Fransız gazetesinin başmaka • lesinde aşağı yukarı şu sözleri oku • dum: «Bu ingiltere yok mu? Olur şey değil.. Bu ne nomus, ne şeref, söze ve imzaya bu ne riayet!.. İngiliz bankatı, Amerikan federal bankavle Fransız bankasına şubatta Vadesi gelen otuz milyon İngiliz liralık borcunu tam dakihasında son santimine kadar ödemiş.. önümüzdeki ağtıs • tostct vadesi gelecek seksen milyon İngiliz liralık borcunu da tesviyeye kalkışmıt, bunun kırk milyonu.ru simdiden vermis.. Borçlu dediğin boyle kabadayt olmalı.. Buhrandan, kambiyo düsüklüğünden, hazinesinın tamtakır olduğundan bahsetmemeli, vartm yoğunu satıp savmalı, ne yapıp yapıp borcunu son mangırına kadar ödemelL. Hele alacakh: Şu oi • zim zacallı, fakir, kimsesiz, naçiz ve âciz, masum, silâhstz eli ayağt bağlı Fransa ise..» Bu ahkâmı, bir vâız edası, bir ilmühal ve ahlâk hocası ağırhğile yazan frenk yaprağınm en tepesinde bir kaç gün evvel şu sözleri okudu ğum hatırıma geldi: zFransa için hareket düsturu birdir; kat'iyen değişmez: Alacagımızt alırsak, borçlartmtzt öderiz. Yoksa: Paydos!... Bütün bu dönek ve bazirgânca sözleri kaydetmekle iktifa edclhn. Yalnız İngiliz bankasının borcunu vermekte gösterdiği kabadayılık ve titizlik için deriz ki: Var evi kerem evi.. Y.O. ÇinJapon mes'elesi Ü.Akvamın kararı ne tesir yapacak?apon'lar Mançuri'den çekilecek mi? Cenevre 11 (A. A.) Cemiye:i Akvam nezdinde Japon'yayı temsil etmekte olan Londra Sefiri Vî. Matsudeira île Brüksel Sefiri M. Sato dün İngiliz Hariciye NaEirı Sör Jhon Simon'u ve Büyük Vleclis Reisi M. Himans'ı ziyaret stmişlerdir. İki Japon murahhası umumî komisyonun tahrir komitesi tarafından teklif edilen karar »ureti hakkında hukukî mahiyeti haiz olarak dermeyan ettikleri itirazlar hakkında Sör Jhon Simon'a ve M. Himans'a izahat vermişlerdir. Japon murahhasları umumî komisyonun bu karar surcti projesine resmen ıttıla hâsıl etmek için bu sabah aktedeceği celsede, Tokyo'dan talimat almadıkları için her hangi bir vaziyet almanın kcndileri icin mümkün olmadığim beyan <»tmi«lerdir. Bundan başka M. Matsudeira e M. Sato bu karar suretinin kabulü Japon hükumeti üzerinde son derecede ağır bir tesir yapmaktan hâli kalmıyacağından bugün öğleden sonra içtimaa daveti arzu edilen Cemiyeti Akvam Büyük Meclisinin sonuncu içtimaının gelecek haftaya bırakılmasını resmî surette istemişlerdir. w tutunun diş kısmında bilâmüddet kalmalarının imkân dahilinde bulunduğu, Cemiyeti Akvam'ın 30 Eylul tarihli celsesinde Sir John Simon tarafından beyan edilmiş olmasına rağmen Japon muhafili; resmî muhitlerin, Mançuri'de yeni rejimin ihdasınm vaziyeti tamamen değiştirmiş olduğunu ve yeni Mançuri devleti başka bir muavenete muhtaç kalmaksızın asayiş ve muslihane şeraiti temin edebilmekteki kabiliyetini gösterinciye kadar sulhü sükunun muhafaza ve idamesi icin Japon kıtatının Mançuri'de kalması icap ettiği iddiasmda bulunduklarını ihsas eylemektedir. Şanghay'daki Amerika kıtaatt alımyor Vasington, 11 (A. A.) Hükumet, dün Şanghay'daki 31 inci Cemahiri Müttehide piyade taburunun Manila'ya nakil ve iadesini derpiş eylemiş, fakat bu iadenin acilen yapılmamasına karar vermiştir. Japon taarrazunun zararlart Moskova 11 (A. A.) Sang • hay'dan bildirildiğine göre Japon taarruzu 20 milyon İngiliz lirası kıymetinde emval ve emlâkin mahvolmasına sebep olmuştur. 700 bin Çin'li harp mıntakasından kaçmağa mecbur olmuştur. Bir milyon amele işsizdir. Üç haftadan beri Honkiuda cesetler yakılmaktadır. Çin ve Japon murahhasları müttenkif kaldılar! Cenevre 11 (A. A.) Cemiyeti Akvam büyük meclisi umumî komisyonu tahrir heyetinin kaleme aldığı karar sureti metni, Çin ve Japon murahhaslarının müstenkif reylerine karşı ittif akla kabul edilmiştir. Japon mümessillerinin ileri sürdükleri bu ihtirazî kayıtlar hem umumî Meclise hem de karar sureti reye konacak olursa Cemiyeti Akvam Büyük Meclisine şamil bulunmaktadır. Japon'lann Mançuri'den çekilmemek için gösterdikleri sebep Tokyo, 11 (A^A.) Japon kıtatı'nm, Mençuri demiryollan hu ingiliz lirası Kaçınlan çocuk İngiltere hükumeti teref Hâlâ hic bir sarih emare füünü istemiyor elde edilemedi Nevycrk 11 (A.A.) tngiliz dövizi, d'in borsada 3 dolar 62 7/8 çent olarak kapanmıştır. Londra 11 (A.A.) Avam Ka • mara»ı fevkaiâde mali tedbirlerin tatbikına dcvam edilmesi hakkındakı kanun lâyihasım ikinci kiraatinde kabul etmiftir. tngiliz lirası fiatının temevvüçleri hakkında uzun bir müzakere olmuştur. M. Neville Chamberlin bu miina • sebetle şu beyanatta bulunmuştur: <t Hükumet bu temevvüçlerin devamını arzu etmektedir. İngiliz lirasının hangi nisbet üzerinden ve ne zaman istikrar ettirileceğini söylemeğe şimdilik imkân yoktur.» Paris 11 (A.A.) Dün saat 12,30 île saat 17 arasmda M. Briand'ın tabutu önünde 10 binlerce insan geçit resmi yapmiftır. Pam 11 (A.A.) Âyan mecli • sinin dünkü celsesi esnasında reis M. Lebrun Yogoslavya, Çekoslovakya, Macaristan ve Arjantin cumhuriyeti Âyan medisleri reislerinden gelen taziyet telgraflarını okumustur. Âyan Meclisi bundan sonra, sol cenah demokrat gruDU tarafından tevdi edilen ve müteveffa M. Briand'ın vatanın ve hakkın şükranını kazandığının tefhimini talep eden kanunî teklif i tasvip ve kabul evlemiştir. Nevyork 11 (A.A.) Evening Post gazetesinin yazdığına göre, kaçınlan çocuğun bulunman için Lindberg'e yardım eden kaçakçılardan Spitale kendi iki çocuğunun mukabele bilmisil olaak kaçınlacagı tehdidi kar • sısnda kalmıstır. Gerek Spitale ve gerek arkadaşı Bitz Lindberg'e yar dırru kabul etmişler ve işe başlamışlardır. Sahısları maruf olan bu iki kaçakçı ile 14 arkadasları bir ispirto kaçak • çılığı için de müşterek olmakla itham edilerek dün federal mahkeme huzu • zuna çıkarılmışlardı. Maanıafh, bütün bu vak'alar ara • sında l>â!r Lindberg'in çocuğna ait hiç bir sarih, kat'î ve yeni b'r haber alınmamistir. M. Briand'ın cenazesi Ankara'da hayırlı bir cemiyet Ankara 11 (Telefonla) Ankara'da Türk fotoğrafya mütehassıslan cemiyeti namile bir cemiyet te • şekkül etmistir. Bu cemiyet memle • kette çinkoğrafçılığı öğretmek üzere burada bir kurs açacaktır. Bolu'da Türkçe kur'an Bolu 11 (Hususî) Bugün Bolu'nun büyük camiinde cuma nama zı hutbesinde hatip Murtaza Bey jaket atalay ile minberde türkçe Kur'an okumustur. Camii dış kapılarına kadar dolduran halk candan ve samimî duygularla mütehassis olmuşlardır. Türkiye'mizi her hangi bir mem leketle mukayese etmek istesek, bu memleketi Asya'dan değil, mutlaka (Kadro) da çıkan makaleyi her • kahve unsuru mudurlar ve onlara aAvrupa'dan almak mecburiyetin cıyan halk avare midir? deyiz. Yakın şarkta, uzak şarkta, or kes okudu. Benim fıkramı da okudu. 2 Mağosa zindanlarında çürü Benim fıkramın çıktığı (Hâkimiyeti ta ve cenup Asya'da kendimizle mu yenler şuursuz, kahve unsuru mu Milliye) de her nasılsa yer bulan ve kayese edebileceğimiz hiç bir dev durlar ve onlara gönül veren halk (Hâkimiyeti Milliye) nin fikri imiş let yoktur. Biz, Asya'dan gelmiş bir gibi göstermek fırsatını kullanan im avare midir? milletiz, gövdemiz gene Asya'da du zasız ve endirek cevabı da okudu. Ü3 Taşkışla bodrumlarında sö • ruyor; fakat bize Asyaî denemez. çümüzün de mallanmız meydanda. pen ve Şeref vapurlarında sürülen, Avrupa'nın bütün milletleri de oraya Hükmunü memleket versin. sürünen inkılâpçı Türk mekteplileri Asya'dan geldiler. Müslümanlık gibi kahve unsuru mudurlar ve onların Ben surada bir daha tekrar ede hristiyanlık dininin de menşei As • babaları, kardeşleri, anaları, akra ceğim. Ben şunu yazmtşttm: ya'dır. balan olan gözü yaşlı halk avare mi(Vahidettin methiyeciliğinde bu dir? Şu halde hangi Avrupai bir milkadar basıbos ve basıbozuk gidisin 4 Bugünkü nesil (Kadro) daletle kendimizi mukayese edebiliriz? bir başka tecellisi daha gözüktü: Avrupa milletlerinden hiç biri. heŞimdi de, methiyecilikten sonra zem hi dahil olduğu halde • o kahve un men bir, bir buçuk asrrdanberi, bî miyecilik baş kaldırdı. Bu gidişle ya surlarınm mı evlâtları, torunlandır? 5 Fizan çöllerinde kalan mezarzim geçtiğimiz çemberlerden geçmerm, 26 ağustosta Kocatepe'de ilk tosızlar ve dönebilen vatandaşlar kahpu atesliyen numara neferine de kümiştir; hiç biri bizim kadar karış ve unsuru mudurlar ve onların dönüfür ederlerse hiç şaşmıyalım. mamıs, bin bir felâket içînde çaikanşüne, kurtuluşuna sevinen halk a Biz, Türk inkılâbı için kan dök mamıstır. Bununla beraber, hiç biri müşler ve can vermişler, biz Türk in vare midir? bizdeki hayatiyeti, bizdeki vecdi 6 Yemen ellerinde, Makedonya kılâbı için her işarette kan dökmeğe göstermemiştir. vejcan vermeğe hazır olanlar (Kadro) Balkan'larında hürriyet için çarpışanBiz, ilmî safhada, teknik safha • adındaki mecmuaya • bu mevzu mü lar kahve unsuru mudurlar ve onlara sında, nihayet medenî vasıtalar saf • inanan, uyan ve muvaffak olan halk nasebetile • şunu söyleriz: hasında onlardan asırlarca geri kal avare midir? Bize hemen tarziye ver. Sen bize dıksa, sebebi bizim Asyaî olmaklı • 7 Abdülhamid'e ve Reval mü • «kahve mahsulü» ve halka «avare» ğımızda, zekâmızın ağır ve ınüte lâkatçılarına karşı tarihin en sahici dedin arkadaş! reddi bulunmasında, hulisa Utidatkahramanları olarak ihtilâl edenler On Temmuzu yapanlar, Otuzbir kahve unsurları mıdırlar ve onların sızlığımızda değil, mutlakıyet devMartı bastıranlar, Hareket Ordu dağlardan muzaffer inişini alkışhyan rinin ayırıcı ve ezici tazyiklannda, halk avare midir? son yinni küsur senede de uğradığısundan *ağ kalabilenler, Sakar 8 Yaşadıkları devirlerin hayat mız büyük ve şasırtıcı felâketlerin ya'da ımruşanlar, ve binnetice şartları içinde birer idealUt olan ölbirbiri ardı sıra gelmesindedir. Çankaya'yı çevreleyenler, kahve müş kahramanlar ve sağ kalabilmiş O tazyiklar, bu felâketler bizim mahsulü, ve onlara tevinen halk insanlar kahve unsuru mudurlar ve insicamımızı bozmuştur. tfte bunu âvare değillerdir. onların vatandaşları olan halk âvare yapmak, intizama sokmak mecbu • Şimdilik dostçasına îstediğimiz tar midir? riyetmdeyiz. Heyecanımız yok değil. ziyeyi vermiyinciye kadar, dostluğu9 Reval'de paylaşılan bir milleti vecdimiz yok değil; tam manasile muzdan istinkâf etmiyeceğiz. Yalnız On Temmuzda tekrar birlestiren ulvî asrî bir millet olmak için her şeyimiz bu if acele olsun azizim Kadro.) harekete şuursuzdur ve kahve un • var. Yalnız sükun içinde çalışırken Fakat Kadro, baş4tasınm fikri ve surudur demek reva mıdır? bir sirazeye ihtiyaç görnyoruz. Her mütaleası imiş gibi göstermek tımnı 10 Bir şuur, bir plân ve bir sahada elbirliği cooperation ile ça • bulduğu imzasız cevabında bu taar kadro ile patlıyan Otuzbir Martı baslısmak mecburiyetmdeyiz. ruzunu tekrar ve f ikrinde ısrar edi • tıranlar kahve unsuru mudurlar ve 14 Bize ferdiyetçi sistem hiç gelmez; yor. Nisana sevinen halk avare midir ? Ben de talebimde ve fikrimde »• Fransiz'ı ferdiyetçi yapan âmiller, 11 Beyazıt meydanmda asılan rar ve daha ikinci adımda cam detarihî ve zarurî olduğu için, onlarda mütareke kurbanları. Garbî Anadolu virmemesini Kadro'dan rica ediyo cari olan içtimaî felsefeyi kendi cephelerini kuran kahramanlar, İnmize tatbik edemeyiz. Bizim millî se rum. Bu ricarada haklıyımdır. Çünkü önierfnde kalanlar, Halife ordularile ciyemiz, bilhassa bulunduğumuz me Kadro'cuların düsmanı değilim. İlim boğuşanlar V. S.. V. S.. 12 (Kadro) öz vatandaşların denî sartlar dahilinde, birliği, elbir yapmak için baltanın • taşa değil • mahsulüdür. (Kadro'cular) oz valiğini istilzam eder. Başka tiirlü yük vicdanlara vurulmasına da taraftar değilim. tanın çocuklarıdır. Kadro'nun bize selemeyiz, kuvvetlenemeyiz, yasıyaOnlar bana gene endirek cevap ver kahve mahsulü ve âvare demelerine mayız. dirmek için vasıta arıyadursunlar ve ne dersiniz? Bu millî birliğin gençlikte teceilibu vasıtalan fena kullansınlar, ben Daha bitmedi. Sırası ile devam e sini görmek istiyenler, kadir bir elin • şimdilik kaydile • şurada millete deceğim. Şimdilik tarziye beklemeği gençliği bu yola çekecek bir tesek • bir kaç söz söyliyeytm: münasip görüyorum. kül mü bekliyorlardı. Fakat bu ka AKA GÜNDVZ 1 Taif kışlasında boğulanlar dir el, metotsuz hareket edemezdi. İşte nihayet naetot bulundu ve bu Ankara Halkevinde metot (Haikevleri) teskflâtı suretin Hindenbur<j de kendini gösterdi. Bir beyanname nesretti Muvaf f akiyetli bir konser Milliyetçi ve halkçı bir Türk cumBerlin, 11 (A. A.) Reisicumhur Ankara 11 (Telefonla) Halk huriyeti teessüs ettikten sonra, Türk Hindenburg bpgün her taraf telsizle evinde Güzel San'atlar Musiki şubeOcağmm, eski seklinde yasaması im bildirlen br nutuk irat ederek demiş sine mensup genç amatörler tara • kânsızdı; onun için ilga edildi. Bu th ki: fmdan bugün saat (15) te bir kon ilgadan müteessir olanlar, şimdi ser verildi. Gençler sırasile piyanist Cumhur Reisliğine namzet gös(Haikevleri) teskilâtını görünce, te terilmeme razı olusumun sebebî Ferhunde Remzi Hanım, Ulvi Ke essürlerini bırakıp derin bir haz ve vatanıma hizmet etmek arzu ve kay mal Bey, viyolonist Necdet Remzi ümide düseceklerdir. (Haikevleri) ve Cezmi Beylerdi. Bu san'atkârla gusudur. Pek iyi biliyorum ki, kateşkilâtı öyle bir tesebbüstür ki, ha • rarım eski müntehiplerimin bir kıs rm dördü de Almanya ve Fransa'nın kikatte milliyetçi ve halkçı olan mü mı tarafından yanlıs tefsir edilecek muhtelif konservatuvarlanndan metir. Fakat, Son seneler zarfmda bir zundurlar. Çaldıkları eserler halk nevverlerin, bir takım manasız ve çok felâketler geçirmis olan Alman tarafından benimsendi ve çok rağbet esassız endiselerle o teskilâta girmekazandı. Konserde Basvekil İsmet, mek istemelermi kat'iyen mazur gös milletinin yeniden dahili mücadeMeclis Reisi Kâzım Pasalar Hazeralelere sevkedildiğin görmekten se termez. tile Dahüiye Vekili Şükrü Kaya Bey vatandaşlarımın brçoğu tarafından Bunun boyle olduğuna kanaat geanlaşılmamış bir adam vaziyetinde ve çok kalabalık bir halk vardı. Kontirmek için, (Haikevleri) nizamnaserden sonra İsmet Paşa genç ama • kalmayı ve türlü türlü tariz ve tamesini şöyle dikkatle gözden geçîrtörlerimize iltifat etmişlerdir. Kon arruzlara hedef olmayı tercih edemek kâfidir. serde Ulvi Kemai Beyin kendi eseri rim. Şu veya bu fırkanın namzedi KÂZ1M NAMİ olan «Beş Damla..» halk tarafından sıfatıyle intihap mücadelesine atılçok beğenildi. Bu eser, hali inkişafmam hakkındaki teklifleri kabul ta bulunan millî musikimiz için, bir ermediğim gibi fırkalardan birine işaret olarak kaydedilmektedir. bağlanmam hususundaki talepleri Roma 11 (A.A.) Sovyetler birve namzetliğimin iltizam edilmesiliği halk komiserlermden VVeizer'in ne mukabil bazı taraflarca dermemuavinir riyasetmde olarak mezkâr Erciş 9 Ağrıdağı isyanına iştiyan olunan şartları reddettm. Bütün hükumet tarafmdan gönderilen husutî rak ettikten sonra dağılan eşkiya ile Alman milletinin namzedi olmayt bir heyet Roma'ya gelmistir. beraber f irar eden Azoğlu Deste, Erve bu itibarla muhtelif fırkaların Bu heyetin İtalya'ya gönderibne namzetlerine karşı gelmeyi kendime ciş'e gelmis bir evde misafir olmuştur. Bu şakinin şehre geldiği haber asinden raaksat iktisadî müzakerelere vazife bilirim. Biz henüz br mücalınmış ve tevkif edilerek muhakeme girişmek ve İtalya ile Rusya arasın dele devresnde yaşıyoruz. Haricî edilmek üzere Adana'ya gönderil da mahsulât ve malumat mübadelelemes'elelerin halli, istikbale ait bir miştir. ^^ rine ait mes'eleler hakkında tetkikat iştir. Brtakım dahlî mes'eleler, bata bulunmaktır. husus korkunç işsizlik mes'elesi el' nihayet dahilî bir harp içinde mah an halledilmemiştir. Eğer kendi Gazeteler İtalya ile diğer milletler avolmasına ihtimal veremem. Lâzım aramizda uyuş birlesirsek bütün bu olan şey hürriyet ve istiklâlhnizin rasmda ticaret ve münakalâtın arttı • rılması için İtalyan malı ve iktisadî mü mes'eleleri kesip atmağa muvaffak muhafaza ve Almanya'ya hürmet oluruz. Almanya'nın iftirak ve tegösterilmesini temin için müttehiesseselerî tarafından sarfedilen faali > şettüt içerisinde parçalanmasına ve den mücadele etmektir. yeti ehemmiyetle kaydetmektedir. İsveç grupu ile Yapılan müzakere Devletin bir kısun sirketlere olan borçlarmm bu seneye ait taksiderinm tecîli istendiği malâmdıir. Feyzipasa Diyar» bekir, Irmak Filiyos hatlarmı inşa etmekte olan Isveç grupile bu hususta mîızakerat devam etmektedir. İrveç grapu, tecile mukabil msaat progra mmda bazı tadilât yapılmasını ileri snrraüştür. Bu seneki taksit miktan on bir milyon liradır. Şirket, tecile muvafakat ettiği takdirde inşaahn bir müddet teahhvr etmesi lâzım gelecektir. r | Hergün 15 dakikanızı Veremez misiniz? 7 ~« italya Rusya Bir şaki yakalandı On beş dakika, her gün Uraf ettiğimiz saatlere nisbetle ne dir? Fakat on beş dakikanın kıymetini bilirseniz, bunun si zin icin, büyük bir ehemmiyeti olduğunu anlamakta gecikmezsiniz. Her gün on beş dakikanızı muntazaman ve devamlı bir surette ayni maksat için »arfetti ğinizi düşününüz. Bu muntazam ve mütemadi sây önünde boyun iğmiyecek bir müşkül tasavvur edilebilir mi? Fakat biz size on beş dakikanızı en faydalı surette sarfef menin sırrını öğreteceğiz. Hayat ansiklopedisi'nin çıkan cüzlerini yatağınızm yanı na koyunuz. Her akşam yatraa dan evvel ve yahut sabah kal kınca, on beş dakika Ansiklo oedi okuyunuz. Bunu bir itiyat haline getirmeğe çalışınız. On bes gün icinde bir cüzü bitire bilirsiniz. Bu suretle her cüz çıktıkça evvelki cüzü okumuş olursunuz. Ansiklopedi bittiği zaman siz de bütün Ansiklo • pediyi tamamlamış ve bir Da • rülfünun mezunundan fazla malumat sahibi olmuş olursunuz. Fazla değil, günde yalnız 15 dakika. Bu geceden itibaren bu fikri tatbika baslavınız. tındaki mınltıları. .. Demek münkirler, nekirlec, zebaniler, topuzlar gelmemtşti. Belki gece geleceklerdi. Demek mezarın içinde bir şeyler, kimsecikler yoktu. Naııl yoktu? Mezarın içinde iki memeainden yara Ianmış Minnoş'u vardı. Kendisi için ölen Minnoş... Sevdiğini söyliyemeden can veren Minnoş.. Kıpkırmızı dudaklı, iri gözlu, beyaz dişli ve sivri memeli Minnoş.. Yalnız iki parmağının ucu ile. yalnız bir defacık dokunabildiği Min noş. dı. Birdenbire mezarın üstüne kapan CUMHURİYET'in edebi tefrikası : 29 MEZAR KAZICILAR Müellifi: AKA GÜNDÜZ bul'da, bilhassa Boğaziçi ile Haliç'te çoğalır. Çoğalan ay buralarda banyoya girerek güzelleşir. Bir motöre bininiz. Pendik'ten Beykoz'a, Kavağ'a çıkınız. Eyüb'e kadar ayni motörle gidip geliniz. Göreceksiniz ki her koyda, her köşede, her limanda, her dönemeçte ay çoğalmıştır, ve çoğalan aylar banyo etmektedirler. İstanbul sularında bir saatte bin çeşit ayın on dördü dururken gökteki bir tek şapşal, raankafa, sini suratlı aya bakılır mı ya?... Fakat ay; asıl şaheserliğini bu gece göstermişti: Ortahkta yoktu. Ve halayık kıhkh yıldızlar da görün * Bir de pisliği temizlemek hassası mevcuttur. Ve ay, ne vakit şaheserdir, bilir misiniz? Hiç doğmadığı, hiç görünmediği ve kuyruğunun, burnunun u cunu hiç göstermediği geceler .. tşte bu gece ay, şaheser halinde idi. Ve gece; bütün zifirî güzelliğini takınraış; karanlık, karanhk tadını tattırıyordu. Yani: Terbiyesiz, kaba saba ay; kötu.... Fakat durunuz! Bunlar mücerret lâflar, indî iddialar değildir. Kü • bikliğin palyaçoluğu da hiç dejHldir. İsbati kolaydn*. Hem bu vesile ile bunu bizim Turing Klüp te öğremmiş o!ur. Evet, bir tek sanılan ay; Istan • memek için cehennomin dibine gir • mişlerdi... Hasan; bu şaheser karanlığı, gü • neşli günden daha iyi seçiyordu. Hasan; kalbini ve karanlığı ra • hatsız etmemek için, yemenilerinm ucuna basa basa ileri edi. Şıp, diye, Minnoş'un taze mezannı buldu. Küt, diye taze toprak tümseğinin yanına çöküverdi. Ağlamıyordu. Gülümsiyordu. Düşünüyordu, düşüneceklerini bili • yordu. Sağ cebine beşli tabancasmı yerleştirmiş, emniyet tetiğini açmıştı. Sol koltuğu altına sivri kamasını hazırlamıs, kınından çıkarmıştı. Yanında da yenisinden bir kazma ile bir kürek duruyordu. Hasan; Minnoş'un mezarı başında münkir nekirle zebanileri tarassut etmeğe gelmişti. . Eğer gelirler ve Minnoş'a karşı terbiyesizlik, zalimlik etmeğe yeltenirlerse, hemen meıan acacak, ve Zımba Tahsin Minnoş'u na»ıl öldürdü istedi. Hiç bir şeyden korkusu kal ise, Hasan da münkir, nekiri ve zemamıştı. banileri öylece tepeliyecekti. Mezara biraz daha yaslandı. Kazmayı almak için doğrulduğu zaman durdu. Kolunu açtı ve koltuğunu meza • nn tümseğine yerlestirdi. Mezardan gelen sesleri gene işitiKulağını yumuşak toprağa dayadı. yordu, mırıltı hâlâ vardı. Mezarın içini dinlemeğe başladı. Kulağını bir daha toprağa dayadı. Mırıltı boğuk geliyordu. Pek hafif esen rüzgâr saçlarını savurarak sancıyan şakaklannı ve Doğruldu. Mırıltı sarih işitiliyordu. terli alnını gıcıklıyordu. Düşündü. Bu sesler, doğrulduğu Birdenbire ürperdi ve elini kamazaman derinden, kulağını dayadığı sına attı: Mezarın içinden mırıltılar vakit yakmdan gelmek icap ederdi. Halbuki iş tersine idi. Nefesi daraldı. geliyordu. Biraz soluk almak için başını havaya Mezarın içinde konuşuyorlardı. kaldırdı. Ve o zaman hayret etti. BaGüzel Mjnnoş, günahkâr Minnoş, şmı kaldırınca mezarın mırıltılarını âsıklarını ezim ezim ezen, kahreden daha yakmdan işitmeğe başlamıştı. Esnaf Yıldızı, hayatının hesabını veAyağa kalktı. Sesler daha yakmdan riyordu. geldi. tki adım ileri yürüdü. Sesler Mınltılar, konuşmalar öyle derindaha ve daha yaklaştı. Bütün sinirden, o kadar boğuk işitiliyordu ki leri gergindi. Dikkatle kulak kabartHasan bir şeyler anlamıyordu. Fa tı. Ve nihayet acı acı gülümsedi. Mekat mezarın içinde mühim bir mü • cadele geçtiğini kulaği ile duyuyordu. zardan gelen seslerin ne olduğunu anlamıştı: İlerdeki telgraf direkleri Bir aralık mezarı birdenbire lcazile telgraf tellerinin ince rüzgâr al • malayıp açmak ve işi halledivermek Ata biner gibi kapandı. Bir toprak denizinin toprak dalgaıı üzerinde yüzer gibi kapandı. Bir kutunun kapağı gibi kapandı. Mezarın tümseğine sanldı. Bütün kollarmın boyunca ve kuvvetince sarıldı. Mabadi var
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle