Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
13 Subat Nabi Bey; yeni bir pansiyona taşınmıştı. Rahatı fena değildi, yalnız bir şey canını sıkıyordu; odalarda zil yoktu. Nabi Bey, bu mahzuru farkedince, pansiyon sahibini çağırdı, söyledi. Uzülmeyiniz beyefendi; beni çağırmak istediniz, yahut bir şeys ihtiyacınız oldu mu? Topuğunuzu var kuvvetinizle yere vurunuz. Alt kattaki kiracı bana şikâyete gelir, ben de sizin çağırdığınızı anlarım. Kolayı var Genç kız, gayet ateşli, mübalâgalı yazdığı nameyi, şu kelimelerle bitirmişti: «Sevgilim; hasretine daha fazla tahammül edemiyeceğim. Bu akşam gel! Biliyorsun ki, senden başkasını sevmiyorum; ruhum hayatım sensin!» z Zarfın üzerini yazacağı zaman düşünmeğe vardı: Bu mektubu Sami'ye mi, göndersem, İhsan'a mı? Tiyatroda, kocası sordu: Evde; dürbünün almağı ı nutma! Diye sıkı sıkı tenbih etti' Şimdi de kullanmıyorsun? Sus, sus!.. Bileziklerinıi tc .;• mağı unutmuşum! Sezai Bey, hatırı sayılır tenb^ • lerdendir. Geçen sabah, yatakt çırpına çırpına uyandı. Gözlerini dehşetle açtı, korka korka etrafına ı bakındı. Karısı merakla: Ne oldun? Dedi. Sorma karıcığım; müthiş bir kâbus geçirdim! Ne gördün? Tasavvur et beni, günde tam sekiz saat çalışmağa mecbur ettiler! Hakikî aşk Ceza! Geçen gün küçiik Nail'e annesi danhyordu: Eğer uslu durmaz yaramazhk edersen, bu gece seni yanımda yatırmam hizmetçi kızın yanında yatırınm! Nail, durdu, düşündü: Anne, beybabam amma suratı asar! Liızum kalmamış! Kâbııs Vazifeler, bizi, ihtiraslardan zi< Bazı büyük vak'aları, hadiseleri yaratan aşk, onların neticelenme yade mes'ut ederler. sine engel olur. fnsan, esirini arar. Bazı faziletler vardır ki, insan Aşk geçer, aile kalır. zengin olduğu zaman onlan nefsin* de tecrübe edemez. Tufan, muvaffak olmuş aeğildir, Hazır cevaplık kadar hemen ha cünkü bir insanı sağ bırakmıştır. zır olmıyan bir şey yoktur. Bir kadın çıkışamıyacağı, takaBizden bahseden yirmi kişiden za edemiyeceği için kusursuz ko:|| on dokuzu fenalığımızı söyler; cayı kat'iyyen affetmez. * irmincisi dd' ne Iehte, ne aleyhte ulunur. Bir kadın şöyle şikâyet ediyoış du: ' 1 Müstacel iş yoktur, yalnız geri Ah, bu erkekler! Eğer birinci ko ':almış iş vardır. cam ölmemiş olsa idi, dünyada tefc * rar evlenmezdim! j Aşkta muzafferiyet firardadır. Medeniyet, bize, faziletten zî Aşk, iki kişi tarafından yapılan yade ışık verir. J »ir sersemliktir. * I Doğruyu söyleyene bir at veriniz, söyler söylemez binip kaçsın. * Herkes için mukadder olan bir kadın vardır, bunu elde edemiyince yahut kaçırınca, hayat altüst olur. Daima ayni insanlarla yaşamak büyük bir saadettir; çünkü nefret haset, kin ve düşmanhklarınıı nev'i, şekli, derecesi malumdur. Her şey izah edilebilir; fakai hiç bir şeye ne hakkiyle ceza veri lebilir, ne de kat'iyyetle hükmedi lir. 1 1 Açık gözlük Rahmi Efendi, kurnaz gecinir. Geçenlerde, Adana'ya gidecekti, bilet aldı, vapura girdi. Kamarot bilete baktı: Efendi, burası birinci mevki, senin biletin üçüncü! Affedersin, yanılmışım, ben burasını ikinci mevki sanıyordum! oa * Kadınlar kırkına girince eve ısıErkek meşakkatten, kadın nırlar, erkekler kırkına girince evderden ölür. den soğurlar. ke Model kız Şimdi içim rahat etti... Annem bu tabloyu 5»örürse benim modellik ettiğimi anlamaz!. Miflr aga Sandikburnu meyhanesin İe Meşhur aşçı Mıgır asjayı bilmem ash Arabi'dir. Misal takdime hacet var mı? Gayet nekre, söyliyeyim. Karabet, Ermenice deşakacı, keyfehli bir zatar: ği! mi? Karabet ağa Helbette ki ErAkşamları dükkânı kaoadfktan menice'dir. sonra, garson Marika'yı» kirnselere emniyet edemediği için, kendi elGafur Ef. Karabet «Darabe;> ceğizi ile evine teslim eder ve gü den ı?elir. «Darabe Darabî? Dara nün yorgunluğunu gfidermek, biraz bu Darabet Darabeta Darabneda kafa dinlemek için, Sanchkbur Darabti Dara.btüır»a Darabtüm nu'nda Karabet a'ranın meyhaneH Darab^ü Darabna!..» ne kapağı atar. Orada candan ahKarafcef: ağa Vay canına' bapları; mütekait Hacı Ga'ur E j Elli yıîbk Ermeni adım, şimdT 'endi, Veli kaptan, Bodos a£a, onu Arap oldu? '^klemektedirler. Mırrır ağa Hentsin, zct! Har Mıgtr ağa: efendi, farsi konuşoor, a°namr Girerparin! dın? Der ve masaya çö!"^r. artik gırla Gafur Ef. Far;si'yi de nerede 'âkırdı, dakka dak spVoet!.. çıkrriî'orspn? Arabî! Gaftır EfencH Mı vr a§ a ^ o s Mıgır ağa He bilirim nenir v um, dün gece uykum kaçmıştı. n^si oldu«runu! Arabinin fcırisisi kendi kendime bahrı tefekküre dir. Sen Mığır'ı ne s?.noorsun?. ¥Ier kaldım! dilin farisisi vardır, atzkısar? Mıgır a^a Vay terevağı!.. İn | Türkçp'nİTi farisisi, Osmanhcadır. ci besek! Demeden, farsi konu^ma I Bunu da bümiyeceğim! Karabet ağa Hacı efendi Gafur E. Ermeni'cenfn ash, nereden cıkardın Karabet'in ara Arabi'Hen alınma! Dün gece bunu bice olduğunu? \eşf ettim! Gafur Ef. Sen «Bina» bili Mıgır ağa He! Kıyak numara misin? :efsetmişsin! Ermenice nerdedir, Mıır ağa Al lâfı otur aşağı \rabi'ce nerdedir, ahabr? Bu gı Sivaldir ki edoorsun? Bina'yı, kim dar aykırı lâf olur? bilmez tereyağı! Sokaklardan göGafur Ef. Senin aklm da bu zü kapah geçooruz? Dört bir etrakadarına erer. Bir kere dinle! Er fımız ahşap, kevgir binalar ilen do Hizmetçi Aman beyefendi, ne yapıyor sunuz? Bey Elinin hamuru ile sen karı şma! Erkek Çocuğunuz ne kadar b abasına benziyor! Kadın Rica ederim, y*tvaş söy leyiniz kocam duymasın! Misal mi ararsın, sen?! ludur. lik, beşyüzlük kaimeleri, kemali Gafur Ef. öyle bina, değil. Karabet ağa Acap bizim Büyük bir ticarî müessesenin dikkatle istif ediyordu. BanknotBen kitaptan bahsediyorum. ların yanında bir şimendifer taririk dudu, hangi kapıdandır? müdürii anlattı: Mıgır ağa Alâmet kevgir bifesi, bir pasaport vardı. Her halde Mıgır ağa Bunca yıldır ki ı Musikiden pek anlamam.Fakat nalar, şimdik kevgir oldu? keyfi yerinde idi: belâyı çekoorsun, halen agnaya hürmetle severim. Musiki, benim Gafur Ef. Dinle be adam; in mamışsın zo? Hangi kapıdan ola Uçtu da gitti gelmiyor hâlâ! ticarethanemi ve hayatımı kurtarsanı tık nefes etme! «Bina», da Sonunu söylemeğe bilmem lümıştır. \ «Bap» lar vardır. «Bap», < Eb cak, Azapkapı'dan!.. Bundan on sene evveldi. Bir işim zum var mı? M. Y. vap!.» Bir şarkı, müesseseyi ve hayatıçıkmış, îzmir'e gitmek mecburiyeMıgır ağa He, onu da bilirim, tinde kalmıştım. Vapur akşam geç mı kurtarmıştı. Muhabbet ve hürŞerefine! mekteplerde bulunur. vakit kalkıyordu. Ben ticaretanem metimi şimdi anladınız mı? Benli kalyopi, arkadaşı Rastıg Gafur Ef. Ne? deki odamda kâğıtlarımı tanzim eAfetmiş! güzel Anika'ya misaf ir gitmişti. ] Mığır ağa Bevvap; demedin? diyordum. Paydos zili çalmış, meBir kadın başka bir kadımn güGafur Ef. Hayır efendim, Anika, başı, cenesi, boynu sargt murlar dağılmışlardı. zelliğini tasdik etmez derler ya, bu«Bap»ın cem ı. lar içinde, gözlerinin kenarları çü İşimi bitirip çıkacagım sırada, nun istisnaları da vardır. rümüş, kapakları şişmiş, halsiz, can Mığır ağa Bap ta nedir? odaları dolaşayım , dedim. Vezne Samiye Hanımın kaynanası Ber.' Gafur Ef. «Bap» lugatte ma sız bir kalıp yatıyordu. dairesinin yarı açık kapısından ışık güzar Hanımefendi: bir mecliste nası, «kapı» dır. sızıyordu. Kulağıma sesler geldi; güzellik bahsi edilirken, içini çekKalyopi, bir çığlık kopardı: ; Uçtu da gitti gelmiyor hâlâ... Mığır ağa • Babanın canına ti: Kale, ne oldun boyle? Geıu jirahmet! Binanın kapısı olmaz o kavga ettiniz? Oh, vire kaymeni Vezne öbür dairelerden erken ka Ah! Vaktile, ben pek güzellur? Bevvap ta, kapıcısıdır, işte! panırdı. Ayaklarımın ucuna basa dim! Hani nasıldım, bilir misiniz? Ema bu sefer pek canimda çi rak yürüdüm, vezne odasına gir Bir afettim! Hem, ne afettim ne aBodos ağa Mığır ağanın yir kardı? «* fet! dim. den göğe gadar haggı var!! Hepi Fazla kızdırdın? İhsan Efendi çok meşgul ve dalSamiye Hanıtn, yanında oturan si bir gapıya çıkar lâfı, boşuna de Ohi, Kalyopimu! Dün gez« gındı, benim girdiğimi duymadı. bir gencin kulağına fısıldadı: Kadın Kendini para ile satan kadınlarla düsüp kalkmanıza hay gul! isim günümdü. İste muhabbe; Gafur Ef. «Boğos»; kin, nefGördüğüm manzara karşısında Gene de afettir o! Hem eski ret ediyorum. jret manasına gelen «buğz» dan. ettik, katalaviz? dondum kaldım. İhsan Efendi, bin sinden daha afettir! Erekek Onlar daha az pahalıya maloluyorlar da!... Mu8İkinin hizmeti