Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Days
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
10 ağustos 2020 4 UNESCO’nun 2018’de Küresel Isınma Konferansı çerçevesinde yayımladığı bir raporda, “Bolivya’da bazı buzullar 1980’lerden beri kütlelerinin üçte ikisini hatta bazen daha fazlasını kaybetti” deniyor. Morales, 2019’da başkanlıktan indirildiğinden beri su politikasının geleceği de ülkenin geleceği gibi belirsiz Bolivya buzulları yok olma tehlikesiyle karşı karşıya C G Edrıc ouverneur* Baş tarafı 1. sayfada A ymara dilinde “buzdan köprü” anlamına gelen Chacaltaya’nın bugün geçmişinden kalan tek şey ismi. Cordillera Real dağları arasında birkaç saatlik yolun sonunda Huayna Potosi’nin batı yamacına varıyoruz. Bilim insanlarının hesaplamalarına göre, buradaki devasa buzul da erimeye mahkum. Onu çevreleyen siyah kayalıklar güneşle ısınıp erimesini hızlandırıyor. Ramirez, buradaki buzulun kalınlığından her sene iki metre kaybettiğini ve yirmi metre de geriye gittiğini söylüyor. “Hesaplamalarımıza göre Cordillera Real, 1980’den beri buz yüzeyinin yüzde 37’sini kaybetti. Halbuki milyonlarca Bolivyalının su ihtiyacı ona bağlı…” diye ekliyor. Mühendisler Edson Ramirez ve Francisco Rojas, buzulun karşısındaki mütevazı bir çiftliğe geçiyor. Buraya kurdukları hidrometeorolojik istasyonda yağmur ve sıcaklık ölçümleri yapıyor ve rüzgâr hızı ile yönünü tespit ediyorlar. Rojas, tasarruf etmek için bu yapıyı kendi kurmuş. “Üç boyutlu bir yazıcı, huniler ve plastik borularla 25 bin dolara, yirmi beş alet ürettim. Bu fiyata piyasadan sadece bir tanesini satın alabilirsin” diyor gülümseyerek. Görmediğimiz tırtıllar 73 yaşındaki Don Guillermo Aruquipa, burada lama, koyun ve inek yetiştiriyor. “1974’te ailemle buraya yerleştiğimde, buzul şurada gördüğünüz kanala kadar geliyordu” derken şu anki ufuk çizgisinin çok daha altında bir yeri gösteriyor. “Buz da maviydi! Hiçbir şey aynı değil” diye ekliyor. Sıcaklıkların yükselmesinden ekosistem de etkileniyor: “Şimdilerde Dünyadaki birçok buzul, “Küçük Buz Çağı”nın 19. yüzyılın ortasında sona ermesinden beri gerilemekte. Bu kitlesel yok oluş, And Dağları’nda 1970’lerin sonundan itibaren yükselen bir ivme izledi ve son yıllardaki gelişmelerin sonunda da 18. yüzyılın başından beri görülmemiş bir hal aldı. Fransız buzbilimcilerden oluşan bir ekip, bölgesel erimenin dünyada en sık gözlenen ve okyanusların yükselmesine en çok katkıda bulunan erime türü olduğunu söylüyor. “Buzulların son yıllardaki yoğun yok oluşları 2010’dan beri süren aşırı kuraklıklara denk geldi; bu durum da bu sert ve uzun kuraklığın su kaynakları üzerindeki olumsuz etkilerini artırdı” diyor. daha önce hiç görmediğimiz türde tırtıllar var. Lamalarım onlardan yediğinde hastalanıyorlar”. Don Guillermo, ziyaretçileri selamlarken onlara peynir de ikram ediyor. Ramirez, “Burada iyi karşılanıyoruz, neyi neden yaptığımızı anlatmamız yeterli oluyor” diyor. Geçmişte şehirden gelenlere şüpheyle bakıp amaçları hakkında yanlış bilgiye sahip olan dağ köylüleri bilimsel yerleşkelere zarar vermişler. And Dağları bölgesini oluşturan dört ülkenin su ürünleri mühendisleri (Bolivya, Ekvator, Peru ve Kolombiya) 2014’te, Amerikalılar Arası Kalkınma Bankası’nın da desteği (BID) ile amaçlarını anlatan pedagojik bir kitapçık hazırladılar. “Artık köylüler ekipmanlarımıza zarar vermiyor. Tersine, bazıları sensör koymamızı talep ediyor. Kaygı duydukları için bilgilenmek istiyorlar”. Dünyadaki birçok buzul, “Küçük Buz Çağı”nın 19. yüzyılın ortasında sona ermesinden beri gerilemekte. Bu kitlesel yok oluş And Dağları’nda 1970’lerin sonundan itibaren yükselen bir ivme izledi ve son yıllardaki gelişmelerin sonunda da 18. yüzyılın başından beri görülmemiş bir hal aldı (1). Fransız buz bilimcilerden oluşan bir ekip, bölgesel erimenin dünyada en sık gözlenen ve okyanusların yükselmesine en çok katkıda bulunan erime türü olduğunu söylüyor (2). “Buzulların son yıllardaki yoğun yok oluşları 2010’dan beri süren aşırı kuraklıklara denk geldi; bu durum da bu sert ve uzun kuraklığın su kaynakları üzerindeki olumsuz etkilerini artırdı” diye belirtiyorlar. UNESCO’nun 2018’de Katowice’de (Polonya) düzenlenen Küresel Isınma Konferansı (COP24) vesilesi ile yayımladığı konuya ilişkin atlasta “Bolivya’da bazı buzullar 1980’lerden beri kütlelerinin üçte ikisini hatta bazen daha fazlasını kaybetti.” diye belirtiliyor (3). Değişim dönemi... Sözü geçen yayında, 20. yüzyılda Tropikal Andlar’da yağmur/kar sınırının “ortalama 45 metre” yükseldiği söyleniyor. Bu bölgede derece, 21. yüzyılın sonunda “2 ila 5 derece” artmış olabilir. Venezüella’nın son buzulu 2021’de yok olacak ve 2050’de bölgede ancak “zirvelerde bulunan en önemlileri” kalacak. En az “felaket tellallığı” yapan öngörülerde dahi evrimleşen iklimin tanığı olan Tropikal Andlar’da asrın sonuna kadar “yüzde 78 ila yüzde 97” arası bir kayıp olacağı belirtiliyor. Halbuki bu buzullar normal zamanda La Paz’ın su ihtiyacının yüzde 61’ini karşılarken kurak yıllarda bu oran yüzde 85’e kadar çıkıyor. Birçok yerde “taşınabilecek en fazla su sınırına” ulaşılmış durumda; erime sonucu ortaya çıkan ve akan su kütlesi 1980’lerden beri kaçınılmaz olarak azalıyor. Bu durumun daha da kötüye gideceği öngörülüyor. UNESCO, 11. yüzyılda şu anki Bolivya’da olan “Tiwanaku medeniyetinin yok oluşu” ile paralellikler kurarak “Bu dağlık bölge, emsali görülmemiş bir değişim dönemi geçiriyor” diye belirtiyor. Olayın “ciddi ve hızlı bir iklim değişikliği ile kesiştiğini” de söylüyor. Bulut örtüsü azaldı Edson Ramirez, “1990’larda yetkilileri uyarmıştık. Ancak o dönem aciliyet hissedilmiyordu” diye anlatıyor. Hatta kaynağa yakın yaşayanlar için bu erime kısa süreli bir su bolluğu anlamına geliyordu... İç geçirerek konuşan Magali Garcia’ya göre, bu yüzyılın başında bile “hâlâ küresel ısınma gerçekliğine ikna olmayanlar vardı”. UMSA Kimyasal Yöntemleri Araştırma ve Geliştirme Enstitüsü’nün (IDEPROQ) laboratuvarında şef ziraat mühendisi olarak çalışan Garcia, küresel ısınmanın tarım faaliyetleri üzerindeki etkilerini araştırıyor: “And Dağları’nda buzulların gerilemesinin yanı sıra bulut örtüsünün de azaldığı görülüyor. Dolayısıyla güneş daha sert etki ediyor, yağmurlar eskiye göre daha yoğunluklu, ancak yağış miktarı aynı da olsa buharlaşmaları daha hızlı gerçekleşiyor. İklim koşullarıyla her gün bire bir ilişkide olan köylüler bu olup biteni çeyrek asır önce fark ettiler; ancak başta elit kentliler olmak üzere kimse onları dinlemedi”. Uydu ile izleme Chacaltaya’nın yok oluşu bir bilinçlenmenin oluşmasına katkıda bulundu. And Milletler Topluluğu’nu oluşturan dört ülke (Peru, Ekvator, Kolombiya ve Bolivya) gerçekle yüzleşince 2012’de “Tropik And Dağları’nda hızlı buzul gerilemesinin etkisine uyumlanma projesi”ni (PRAA) hayata geçirdiler. Bu projenin amacı “izleme ağını güçlendirme” ve “karar alınması için yararlı bilgiler üretmek” (4). Buzullar artık kameralar, sualtı sondaları, dronlar ve hat