26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

12 Akademi 25 Kasım 2017 Cumartesi Herkes için Shakespeare Çimen GünayErkol Ne! Titriyor musunuz? Korkuyor musunuz hepiniz? Sizi ayıplamıyorum; ölümlüsünüz çünkü... (Richard III, 12)1 Stephen Greenblatt, Shakespeare ve Kültür Birikimi kitabına “edebiyat profesörleri ücretli, orta sınıf şamanlardır” diyerek başlar.2 Yaptıkları iş ölülerle konuşmak ve işitilme isteği ile dolu insanların iletilerini yeryüzünün canlılığına tercüme etmektir. Ölülerle Konuşmak: Shakespeare’den Joyce’a Tutunamayanlar’da Edebi Miras Meselesi adlı kitabında Meltem Gürle de bu eğretilemeyi kullanır. Ancak Greenblatt’ten farklı olarak Gürle, bu yakıştırmayı kendisinden önceki yazarlardan esinlenen, onların “ayak izlerini takip ede[n]” yazarlar için kullanmayı tercih eder.3 Shakespeare bu yazarlardan biri ve yüzyıllardır ölülerle konuşmaya çabalayan edebiyat profesörlerini peşinden sürüklüyor. Dört yüz yılı aşarak bugüne ulaşan yapıtları Shakespeare’i bir bakıma ölümsüzleştirmiş de olsa, bu yazıda Greenblatt’e ve Gürle’ye sadık kalarak ölülerle konuşma metaforunu sürdüreceğim. Burada tüm yapıtlarına değinmek olanaklı değilse de Shakespeare’e genel hatlarıyla değinmek ve ölülerle konuşan bir ölüyle konuşmanın faydalarından söz etmek istiyorum. Böylece, Shakespeare araştırmalarının bugünü anlamak için sağladığı avantajları görünür kılabilirim. Edebiyat dehası William Shakespeare, 23 Nisan 1564’te StratfordUponAvon’da doğmuştur, bir esnaf çocuğudur. Babası John Shakespeare’in maddi durumu elverdiğince iyi okullarda okumuştur. Üniversite eğitimi almamıştır. Londra’nın canlı tiyatro ortamında hem oyun yazarı hem de aktör olarak sivrilmiş, şiir ve düzyazıyı karıştırarak yazdığı oyunlarında insanlığın trajedilerini işlemiştir. Greenblatt Shakespeare ve Kültür Birikimi’nde Shakespeare’in oyunlarının “esas olarak ve tekrar tekrar, yıkımın ve düzensizliğin üretimi ve denetimi” ile ilgilendiğini belirtmektedir.4 Macbeth’in Türkçe çevirisine yazdığı önsözde Cevza Sevgen, yazarın “hemen bütün oyunlarında yaşamı olanca karmaşıklığı, muğlaklık ve gizemiyle sergile[mesine]” dikka Shakespeare’nin bilinen ilk oyunu Yanlışlıklar Komedyası’nın bir temsil afişi. ti çeker.5 Shakespeare’in kendi imzasıyla tek yazarlı olarak ortaya koyduğu son metin, tiyatroya vedası ve aynı zamanda bir çeşit sanatsal otobiyografisi olarak görülen Fırtına’nın Türkçe çevirisine yazdığı önsözde Özdemir Nutku, Shakespeare’in zengin imgelemine vurgu yapar.6 Hemen hemen tüm Shakespeare eleştirmenleri, onun ahlaki düzendeki çatışmalara verdiği önemin altını çizer. Bilinen ilk oyunu olan Yanlışlıklar Komedyası’ndan (1590) Fırtına’ya (1623) kadar delilik, kötülük, kin, iktidar arzusu ve aşk gibi tehlikeli duygu ve durumların etrafında dolaşan, Rönesans İngilteresi’nin din ve devlet stratejilerini ince bir gülmeceyle süsleyen Shakespeare, döneminin sınıflı toplum yapısını da asiller üzerinden yürüttüğü tartışmalarla ele almıştır. Onun yapıtlarında, insan karmaşasını gösterecek şekilde, alt sınıftan zanaatkârlar, hizmetçiler, tiyatro oyuncuları, askerler vb. de, çift cinsiyetli, doğaüstü yaratıklar da bulunur. Soylu kişilerin dalkavukluğu ve çıkar düşkünlüğü, Shakespeare tiyatrosunun en önde gelen gülmece unsurlarındandır. l Gücün yitimi Shakespeare tiyatrosu, çok boyutlu bir yapıtlar bütününden söz etmeyi gerektirir. Yine de yazarın ilk dönem yapıtlarını son dönem yapıtlarına bağlayan ortak bir unsur var. Bu unsur, Shakespeare’in gücün yitimine duyduğu ilgidir. Oyunlarında in sanların acımasızlığını Rönesans hümanizmasının yanına yerleştirir ve seyircileri, dünyadaki varoluşlarını tüm ahlaki değerleri parçalayan bir kin ve nefretin farkında olarak ve affedebilme meziyetinin ışığı altında yeniden düşünmeye davet eder. Oyunun başında bir düzen vardır. Bu düzen bozulur ve seyirciler, oyun boyunca, düzenin yeniden kuruluşunun yarattığı acıları seyreder. Shakespeare’in pek çok oyununda tahttan indirilme ve intikam veya taht ile direkt bağlantısı olmayan bir şekilde gücü yitirme ve geri kazanma çabası görülür. Tahttan indirilme temasını işleyen ve tarihsel dönemleri ele alan oyunları genelde kralların isimlerini taşır. Bu oyunlar kanlı iktidar mücadelelerini konu edinir. Savaş ve yurtseverlik üzerine çeşitli tartışmalar barındırır. Darbe oyunun kalbidir. Oyunların duygusal kan dolaşımını ise kralın ölümü, yeni kurulacak iktidarın meşruiyetine ilişkin kaygılar ve güce yaslanarak yükselmek isteyen kişilerin adaletsizlik ve ihanetleri sağlar. Shakespeare güçlü bir üslup ile tahtın ele geçirilmesinin ahlaki düzende yarattığı çelişkileri işler. Tarihsel dönemlere yaslanmayan ve direkt taht mücadelelerine odaklanmayan diğer oyunlarda ise farklı güç savaşları içinden ahlak ve politika konu edilir. Bu oyunlarda da düşünce ve eylem arasındaki gerilimler trajediyi besler ve hareketlendirir. Aynı temaları farklı katlarda yeniden buluruz. ?KİMDİR Çimen GünayErkol, Özyeğin Üniversitesi’nde öğretim üyesi. Türk Dili ve Edebiyatı, Modernizm ve Edebiyat dersleri veriyor. Edebiyatta tanıklık, travma ve toplumsal cinsiyet üzerine çalışıyor. Erkeklik ve sakatlık çalışmalarıyla ilgileniyor. l Herkes için tiyatro Shakespeare herkes için tiyatro yapıyordu. Oyunda, iki insan arasındaki güç savaşı, aileler, yöneticiler, ülkeler arasındakilerle birleşerek olaylar dizisini çok katmanlı bir hale getirir. Anlatısı gücünü, seçilmişlerin, asillerin, kralların ve cesur savaşçıların insanlığın geri kalanından hiç de farklı olmadığını vurgulamaktan almaktadır. Dönemin tiyatro kumpanyalarının seyircileri farklı sınıfsal ve kültürel yapılardan geliyorlardı. Cevza Sevgen, o dönemin kitlesel anlatıları olarak kabul edebileceğimiz tiyatrolarda sayıca fazla “orta ve üst sınıf izleyici” olsa da alt sınıf izleyicilerin de bulunduğunu belirtmektedir.7 Mîna Urgan, Shakespeare’in son oyunlarının farklılaştığı iddialarını ele alırken, Shakespeare’in çalıştığı tiyatro topluluğu The Globe’un önceleri halka açık oyunlar sergilediğini, ancak 1608’de özel tiyatro Blackfriars’ı satın almalarının ardından aristokrat seyircilere seslenme çabalarının üstün geldiğini söyleyen G. E. Bentley’i anmaktadır.8 Bütün bu çelişkili durumlarla birlikte Shakespeare tiyatrosu, demokrasi tarihinin meselelerini ele alan canlı bir tanıklık sunar ve bizzat kendisi de bu tarihin bir parçası olarak anılmayı hak eder. lShakespeare’in güncelliği Shakespeare çağları aşan bir yazar olduğu için bu oyunlarda canlandırılan karakterler, yüzyıllar sonra bile insanları etkilemektedir. Othello’nun siyahi olduğu için ötekileştirilmesi, Macbeth’in iktidar hırsı yüzünden kan dökmesi, Hamlet’in öldürülen babasının intikamını almak için uğraşması ve harekete geçemediğinde deliliğe vurması, >>
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear