22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Bu yaz paralar neye gömülüyor? Geçtiğimiz hafta izleyicisi olduğum RunFire Cappadocia maratonu kapsamında, Uçhisar yöremizde gördüğüm en lüks ve zarif mekanlardan birinde kalma şansına eriştim. Lakin bu şans bana görgü anlamında pek yaramadı; hemen varlıklı arkadaşlarımdan birine, kaldığım yerin fotoğraflarını mesaj attım. Yanına da “Zenginlikten sıcak bir merhaba” notunu düştüm. (Arkadaşım misliyle karşılık verdi elbette, sağ olsun) Açıkçası şu an, bu satırları yazmakta olduğum 37 derecelik salonda bana sorarsanız en lüks yaz zevki, içi 21 dereceyi aşmayan bir Kapadokya volkanik mağarasında uyuklamak olurdu. Ama ben zenginlikten ne anlarım ki? Gelin, bu işten anlayan gerçek zenginlerin zevklerine bir göz atalım… YATIMIZA NE ISMARLASAK ACABA? Her yaz üç tarafı denizlerle çevrili vatanımızın cennet koylarında bir takım gemi yavrusu yatlar peydah olur. Bir sene Bill Gates, bir sene bir Arap şeyhi ve kalabalık haremi, öbür yaz bir Hollywood ünlüsü eksik olmaz koylarımızdan. Biz de, paparazzilerimiz güneş altında 15 saat beklerse, bu yat güvertelerinden birkaç el, kol, bacak seçeriz. Yat dünyası hakkında halk olarak deneyimlerimiz bundan ibarettir. Neyse ki yatçılık dünyasında bu sene haberler iyi. Bu yaz ülkemiz maviliklerinde seyreden yatlara en çok sipariş edilen şeyler dansöz, Rus havyarı, yabancı şaraplar ve geç saat tatlı krizlerini dindiren sütlaç, baklava gibi yiyeceklermiş… Yiyin beyler, afiyet olsun. Sizin evinizde A sınıfı, ekonomik yakan klimalar olabilir. Bu yüzden belki elektriğiniz kıştan ziyade can yakmıyordur. Ama kimse kusurumuza bakmasın, bu ülkede 1150 odalı sarayı olan insanlar var. Adı üstünde saray; kullanılan 150 odasını soğutup, geri kalan 1000 odanın kapısını “Serinlik kaçmasın” diye kapatsan ayıp olur. Ülke itibarı Allah muhafaza hoşafa döner. İşte bu yüzden kimi zenginlerimiz elektriğe para gömüyorlar bu yaz. Gömdükleri para bizden vergi olarak çıkmasa iyiydi tabii… ALAÇATI’DA YATIRIM Bir Çeşme yerlisi olarak Alaçatı’dan kavun aldığımız, yıkık Rum evlerine bakıp “Şunlardan birini onarsak mı?” diye düşündüğümüz günleri aşırı özlüyorum. Hatta zaman makinem olsa derhal o güne geri gider, o vakitler taş çatlasa 56 bin TL olan taş evlerden babama bir tane aldırırdım. İçine rustik bir dekorasyon yapmak için yöre köylerinde ne kadar kapı, kiriş, kilim, testi varsa toplamayı da ihmal etmezdim. Ama işte öngörü de bir zengin özelliği ve bu yaz da, son yazdır olduğu gibi, Alaçatı’yı öngörülü olanlar yaşıyor. Hepsine sıcak bir “merhaba!” diyorum; esiyordur da şimdi orası… LAHMACUN VE ŞARAP Kate Moss itiraz etmese resmen haberimiz olmayacaktı. Arkadaş, bazı plajlı mekanlarda alt tarafı hamur, üst tarafı kıyma kimi yiyeceklere ne çılgın paralar ödeniyormuş… Gerçi siz gusto kişiler hemen “O paraları şaraba ödüyorlar. İyi şarap ülkemizde aşırı pahalı, ithal geliyor” gibi açıklamalar yapacaksınız. Haklısınız. Tabii zenginler için değişen bir şey yok; onlar bu leziz kadim içeceği istedikleri kalitede tüketebilirler. Bence lahmacunla Kalecik Karası iyi gider bu arada. Anlarmış gibi yapayım da… ELEKTRIK FATURASI REZA’NIN TAZELIK MERAKI Ekonomimizin altın çocuğu Reza bey anladığımız kadarıyla şu hayatta iki şeye çok düşkün; eşi Ebru hanım ve tazelik. Yiyeceklerini en taze, en dalından haliyle temin edebilmeyi adeta bir hayat gailesi haline getirmiş bu özel vatandaşımızın yeni zevki ise, en taze balığı yiyebilmek. İş bu sebeple, Reza bey içinde kendisinin de olduğu bir balık adam ekibi kurmuş. Bodrum koylarında taze balık avına çıkan ekip, yakaladıklarını derhal ailenin mutfağına servis ediyormuş. “İşte gusto, işte boşa harcanmayan para” diye ben buna derim. Bu incelikleri görüp, hâlâ bu ailenin üzerine niye bir koy, hatta bir sahil kasabası yapmadık ülkece, gerçekten anlam veremiyorum. 4 BOŞANDIĞI EŞLE HUKUK SAVAŞI Önce Ece Erken, sonra Bade İşçil, ya da tam tersi, yaz başında gösterişli gıybet törenleriyle boşandılar / boşanma sürecine girdiler. Medya bu iki anneyi de ne kadar yorsa, “E sen de evlenmeseydin öyleyse” dese yetmedi. İşin tuhafı, onca varlık, onca lüks ve şatafat içinde, bu ailelerin dağılma tantanası da bitemedi. Belki de zengin yaz zevkleri arasında eşe şiddet, göz dağı vermek vardır, ben tam çözemedim. Hatta Bade İşçil’in eşi, işi bir adım öteye götürdü. Mahkeme kararı ile uzaklaştırıldığı eve, hiçbir masraftan kaçınmayarak kararı bozdurup sanki gidecek başka yeri yokmuşcasına geri döndü. Bununla da kalmadı, çocuğu ile annesini yaz sıcağında evden kaçırdı. Ne diyelim? İnsanın parasını sevdiği kişilere ya da işlere değil de avukatlara harcaması size tuhaf geliyorsa, belki de yeterince zengin değilsinizdir! BIRAZ DAHA IÇ SAVAŞ Şurada iki satır mizah yapmaya çalıştığıma bakmayın. Korkunç günler yaşadık ve maalesef birilerinin işine geldiği müddetçe yaşamaya devam edeceğiz. Ülkemizin çeşitli yerlerinde bir anda bombalar patlamaya başladı. Bomba deyip geçmeyin, silah ticareti bildiğiniz üzere dünyanın EN zengin kişilerinin EN temel uğraşı. İster sarayın, ister petrol kuyun olsun, dünya jet setinde silah ticaretiyle uğraşmayana adam gözüyle bakılmaz. Özetle bu yaz kimi zenginler, gariban halkların arasında savaş çıkartmaya harcıyorlar parayı. Harcadıklarından fazlasını geri almayı planladıklarına da, hiçbirimizin şüphesi olmamalı. Deniz Özturhan @yanilgi 2 AĞUSTOS 2015
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear