Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
“Yazık ya, kadının gelinliğin etekleri leş gibi olmuş” diyorum; Banu’dan “Boşver, muhtemelen çekim için kiralamışlardır zaten, o gelinlikle evleneceğini sanmıyorum” şeklinde cevap geliyor. Öyle yapıyorlarmış; gelinlik kiralayıp fotoğraf çektirmek gibi bir merak türemiş. Ben “Hö?”lemeye kalmadan, az ilerde çekim yapan bir gelindamat çifti daha görüyoruz. Mekana varana dek, gördüğümüz gelin adedi dördü buluyor. Meğer yeni türemiş bir trendmiş, fotoğrafçılar paket servis sunuyormuş. Bir arkadaş gelinlikle denize giren gördüğünü bile söyledi. Mekanlar... durumlar... tutumlar... Alaçatı’nın ileri saatlerinde oturup içki içmelik yeni mekanlarından biri de Zeplin. Konuşlandığı yerin avantajını değerlendirip mekana kuş kondurma gereği duymamışlar. Gayet sade ve şık; güzel de çalıyor... Hacı Memiş’te karşılıklı köşelere konuşlanmış Adı Memish’in de Kapari’nin de mutfağı çok iyi. Adı Memish, İzmir’in ünlü Alliance restoranıyla akraba. Kapari’de bir etli ana yemeğe 70 lira fiyat biçmeseler daha iyi olacak ama malum, Çeşme’nin sezonu kısa! Özellikle bayramda, poponuzu rezervasyonsuz koyacak tek bir sandalye bulmak mümkün değildi ama genel itibarıyla, esnafın durumunun o kadar da parlak olmadığını söylüyor mekan işleten bir arkadaş: “Bakma yani, çok boş dolaşan bir kalabalık var aslında. Dondurmalarını yalayıp bir aşağı bir yukarı yürüyorlar. Alaçatı’ya gidelim, ünlü görelim derdindeler.” O dondurmayı yalamak da başlı başına zor zanaat, onu da demeden geçmeyelim. Dondurmino’nun önündeki kuyruk, burdan Mars’a yol olur. Alaçatı’yı biraz daha tepeden gören Alancha, fine dining meraklılarına hitap ediyor. Mönü, taze malzemeye göre değişiyor. Dört course’luk mönü, ki o gün şansınıza garnitür olarak dağ papatyası falan da düşebilir, 180 lira, kokteyllerin her biri 50 lira. Fiyatlar hakikaten uçuyor. Alaçatı’da en sevdiğim ve sık gittiğim mekanlardan biri Nar’dı mesela, bu sefer uğramak kısmet olmadı fakat 21 yaşındaki yeğenim iki armutvotkaya 90 lira verdiği için ağlaşıyordu misal. Klasik rakıbalık dediniz mi üzerine marka tanınmaz Ferdi Baba, niyeyse, Alaçatı Port’dan kasabaya taşınmaya karar vermiş. İsterseniz tutucu deyin, ben rakıbalık yerlerinde burnuma iyot kokmasını tercih ederim. İnsan niye denizin üstünden kalkar da taş bir avluya tıkılır, akıl erdirebildiğim bir durum değil. Alaçatı’nın yöresel yemekleriyle ünlü Asma Yaprağı’na da çok ilgi gördüğü şu yıllar, Michelin yıldızlı restoran edası getirmiş... Neticede, yöresel Ege yemekleri pişen bir yerde insan biraz daha rahat, daha sıcak bir ortam bekler. Fakat işletmede bir müşteri eğitme eğilimi ki, ütüsünden yanına varılmıyor. Mezerakı deyince, bir klasik olarak Dutlu Kahve’nin, insanın içini açan atmosferini anmazsak da olmaz, arkamızdan ağlar. 11 DELİ KALABALIKTA O gelinlerin filmi birkaç yıl ileri sarmış modelleri de Alaçatı’nın kalabalığının önemli bir parçası: Pusetli anneler! Yeni bir baby boom akımı falan mı oldu, memleketin taze üremiş bütün genç ebeveynleri Alaçatı’da mı toplandı, o deli kalabalığın içine pusetlik bebek niye sokulur derdi algıda seçiciliğimi mi katladı bilemiyorum ama ben hayatımda bu kadar puseti bir arada görmedim. O daracık ve taşlık sokaklarda, kıyamet kalabalığın ve gürültünün ortasında o bebeklere neyin piyasası yaptırılıyor, çözebilmiş değilim. Tektekçi Otto Köyün Delisi MENDEBURLUK DEĞİL... Yine de sanmayın ki bu yazı salt mendeburluk yapmak için kaleme alındı. Kulağımdan insan akıyormuş gibi hissettiğimden de biraz bu tondan çalıyor olabilirim fakat bayram kalabalığından azade bir Alaçatı, Allah için, çok güzel... Her sokakta bin ayrı dükkan açılmış olabilir, her dükkanın kendince bir inceliği, bir şıklığı, bir letafeti illa ki var. Butikleri, eskicileri, antikacıları, tasarım dükkanları, butik otelleri... Bundan beş yıl önce ahır olarak kullanılan binaların her biri ayrı şıklıkta, ayrı telden çalıyor... Eylülde gidip tadını çıkarmak için hevese geliyor insan. Bu ifşa edilmemiş bir sır olmadığı için söylemekte beis yok; esasında eylül, Çeşme’nin en güzel demidir. Havanın da denizin de en güzel kıvamıdır, vurgun derdindeki esnaf kepengini indirmiştir, Çeşme’nin has mekanları kapısını daha telaşsız açar, yemeğiyle servisiyle, ağzınızın tadı esas o zaman yerine gelir. Fakat bu yıl, eylül sonuna doğru bir de Kurban Bayramı yaşanacak, o nasıl olacak da olacak bilemiyorum. Kısmet, kim bilir, belki bu sayede hiç değilse şu “Çeşme’nin sezonu kısa” tevatürü tedavülden kalkar da boğazımızdan geçen her lokma evlat acısı gibi oturmaz. 26 TEMMUZ 2015 FlyInn Zeplin Asma Yaprağı Fotoğraf: Oğuz Yıldız Kapari Göz Lounge, Alarga, Agrilia gibi klasiklerin yanında bu yıl açılan ve son derece popüler olan Köyün Delisi, ekseri 30 yaş üstü müşteriye hitap ediyor. Gençler, daha ziyade shot’larıyla meşhur Tektekçi’ye ve Türkçe de çalan House 44’e rağbet ediyorlar. Sordum, Tektekçi’de bu yaz kulaklık muhabbeti yokmuş. Birkaç yaz önceden çok şahane bir uygulamaları vardı. Belli bir saatten sonra müziği kapatmak gerektiği için, müşterilere kulaklık dağıtıyorlardı. Mekana bir giriyordunuz, ortalıkta çıt çıkmadığı hâlde, deli gibi dans eden insanlar... Hem dans edip hem muhabbet etmek pek mümkün olmuyordu ama hem karnım doysun, hem pastam dursun olamıyor maalesef.