Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
EN ÇOK KAZANAN OYUNCU, EN PAHALI YAPIM • Kenan İmirzalıoğlu, Halit Ergenç, Meryem Uzerli ve Beren Saat bölüm başı 60 bin lira üzeri ile rekor ücretlere imza atıyorlar. • En çok kazanan yapımcılar geçen sene TİM’S ve Ay Yapım’dı. Bu yıl Avşar Film ve Süreç öne geçti. • Şu an bütçesi 1 milyon TL üzeri olan iki dizi var: Birincisi Karagül (Fox), ikincisi Diriliş (TRT). • Geçen sene sektörde 3 milyar TL döndü. Bu sene bu rakamda yüzde 10 artış bekleniyor. Karagül TELEVİZYON Sektör bu kadar sancılıyken bir yandan da yaklaşık 80 ülkeye satılan yerli diziler yurt dışında 400 milyonu aşkın kişiye ulaşıyor. 90 dakikalık yerli dizilerin bir bölümü dışarıda ikiye bölünüyor ve 45 dakika olarak yayınlanıyor. Dizi sektörü bir değil, bin dertli Sina Koloğlu / TV eleştirmeni SANKİ 50 DAKİKA OLSA DİZİLER SENARYOLAR DÜZELECEK Mİ? Eylül ayından bu yana 31 dizi bitti. 26 yeni dizinin bir bölümü yayına girdi. Eskisi ve yenisiyle şu anda 49 dizi yayında. Elindeki dizileri en iyi kullanan kanal Fox. Az ve öz gidiyor. Star fena değil, sürdüğü diziler tutuyor. Atv ‘ucuz olsun idare etsin’ politikası uyguluyor. Show TV, TMSF’nin elinde geçiş döneminde. tv8’in Maral’ı tuttu. Bakın kaç kanaldan bahsettik? Daha TRT var. Samanyolu var, Kanal 7 var... Bu kadar çok kanalın dizi yapması ve para kazanması mümkün mü? Bir gerçek var, senaryolar aynı kalıptan çıkma ve özensiz. Film gibi senaryo sistemi devam ettikçe bu değişmez, demek doğru bir tespit. Ama sanki 50 dakika olsa diziler, senaryolar düzelecek mi? Seyirci bedava televizyon izlediği ve tüm gelir gider dengesi reklamcının elinde olduğu sürece bu değişmez. Kapitalizmin kurallarını uygulamak istemiyorlar ama olmuyor işte! Hem para kazanalım hem seyirci bedava dizi izlesin ile olmaz bu iş. Yanlış gidişin içinde ‘doğru’ olduğunu zanneden bir sektör. Dizi hem sayısal hem de ekonomik olarak belli bir seviyede tutulacak. Yarışmalar ve sinema prime time’da daha fazla yer alacak. Kanallar internete ağırlık verecek. Yerli dizilerin kaliteli olanları buraya kaydırılacak. Ulan İstanbul bir ilk deney oldu. Bence arkası gelir ve doğrusu da budur. Netflix (Dünyanın en büyük ücretlionline film, TV şov ve dizi servislerinden) olayı bizde de karşılığını bulacak diye düşünüyorum. Ömer Özgüner / Star Genel Müdürü REYTİNG SİSTEMİ DEĞİŞMEZSE KANALLARIN TERCİHİ UCUZ YAPIMLAR OLUR Bu sezona 7 yeni diziyle başlayan 3’ü ekrana erken veda eden Star Genel Müdürü Ömer Özgüner “Buradan yola çıkıp bütün suçu dizilerin başarı ve başarısızlığına bağlamak haksızlık olur” diyor. Değişen reyting sistemine işaret ediyor: “Bir kere seyirci profili net bir şekilde değişti. Değişimi de bir cümleyle özetlemek imkansız. Hâlâ bazı dizilerde standart üstü bir çalışma var. Bazıları ise vasat. Eğer bir sorun olacaksa bu vasatın kaliteye galebe çalmasında aranmalı. Türk dizileri bu bütçelerle ve bu çoklu yapı içinden çıkmakta zorlanacak. Çünkü pastanın dilimleri zayıfladığı için, parayı veren kanalların gelirleri giderek azalıyor. Önceden sadece hissedilen bu tehlike artık hem yapım hem TV tarafının görmesi gereken bir gerçeğe dönüştü. Seyirci profili geliştikçe 45 yıl öncesinin reytinglerine dönülür ve TV piyasası rahatlar. Bu iyimser tahmin. Eğer aksi olur ve bu yatay reyting sistemi devam ederse kanalların tercihi ucuz yapımlar olur. İşte bu dizi sektörü için kırmızı alarm demektir. O zaman bahsi geçen bütçelerde iş yapmak yapımcı, senarist, TV kanalı ve tabii ki oyuncular için hayal olur. Bu yıl projelerin hiç olmadığı kadar reytinge mağlup olduğu istatistiki bir gerçek. Ben hikayele Meltem Cumbul Oyuncular Sendikası Başkanı Sendikaya en çok şikayet çalışma saatleri konusunda geliyor. Ardında ücretlerin zamanında ödenmemesi veya hiç ödenmemesi sorunları. İşi yetiştirmek için insani çalışma koşullarının sınırları çoktan zorlanmış ve kırmızı çizgi geçilmiş durumda. Ekipler yorgun ve uykusuz! Kamera arkası veya önünde çalışan arkadaşlarımız bundan daha kötüsü olamaz herhalde, diyorlar. Bu şartlar iş güvenliğini de doğrudan etkiliyor. Malum daha önceki yıllarda ‘Yerli dizi yersiz uzun’ eylemleri yapıldı, 90 dakika dizi süresi olur mu, diye tartışıldı. Ve geldiğimiz noktada süreler kısalacağına daha da uzadı. İlgili devlet kurumlarının sektöre ve sektörün işleyişine hakim olmamaları bugüne kadar kapsamlı bir denetim yapılmasına engel olmuş. Dolayısıyla sektör kendi haline bırakılmış. Sendika olarak bu konuda oldukça yol aldık. Setler az tehlikeli sınıftan tehlikeli sınıfa alındı. Çocuk oyuncular için yasaya ek bir madde getirildi, şu an bu maddenin Resmi Gazete’de yayımlanmasını bekliyoruz. Oyuncu, opera, dans, seslendirme ve figüran meslek tanımları yapıldı. Çalışma hayatıyla ilgili emsal davalar kazanıldı. 26 NİSAN 2015 Türkiye’de yerli dizi tarihi tek kanallı TRT döneminde, 1974’te başlıyor, özel kanallarla birlikte gelişim gösteriyor. Sorunlar ise 2000’li yıllarda zincirleme şekilde ortaya çıkıyor. rin bittiğine inananlardan değilim. Tersine seyirci iyi işlere daha çok prim veriyor. Bu yıl yaşanan sorun, sezon başında başlayan çok sayıda dizinin bittikçe yenisinin gelmesi ve bu bolluğun doygunluk yapması oldu. Bu kısır döngünün bir suçlusu yok, olamaz. Bir dizinin ekonomisi elbette reklamla sağlanıyor. Dizi bütçelerini karşılamak için üçdört kuşak reklam yayınlamanız gerekiyor. Bütçelerin artmasını, oyuncu ücretlerini, senaryoların pahalılığını unutmamak gerek. Prof. Tayfun Atay / SosyologTV yazarı HERKES ÇÖKÜŞÜN FARKINDA SETLER TEHLİKELİ SINIFA ALINDI Tiyatro, sinema, dizi sektöründen operaya, performans sanatçılarına kadar Türkiye’de tahminen 10 bin oyuncu var; sadece 1211’i Oyuncular Sendikası’na kayıtlı. Yapımcısından yönetmenine, senaristinden oyuncusuna aslında herkes bir çöküş içinde olunduğunun farkında. Ama 45 yıl öncesinden kalma başarılı, verimli, bereketli havanın hâlâ tümden yok olmamış etkisinden dolayı kimse bunu dert edip, kafa yoracak noktada da değil. Herkes anı kurtarma, sermayeden yeme telaşında. * Diziler: Batan Geminin Malları başlıklı Cumhuriyet’teki yazısından. 19