10 Mart 2025 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

İÇ ANADOLU 13 uzay aracından aya inmişsiniz hissini veren, göz alabildiğine beyaz bir düzlükle karşılaştık. Göl o kadar kuruydu ki üzerinde yürüyebiliyorduk. Yürümeye başlayınca hissettiğimiz ilk şey içimizin titremesi. “Tuz beyaz, kar da beyaz; o zaman ikisi de üşütür” diyor beynimiz. İlk adımlar ister istemez temkinli, her an kara batacağız sanki. Ama öyle bir şey olmuyor ve biz duruma alışıyoruz. Gölün çevresinde kuru lu tuzlalardan birine yaklaşıyoruz. İçeriye girdiğimizde tuzdan küçük tepecikleri görüyoruz, gözlerimiz kamaşıyor. Burada, yol kenarlarında büyük ve derin su birikintilerini çeviren tuz daha çok buz etkisi yaratıyor. Kar, tuz, buz efektleri içinde gidip gelirken yavaş yavaş gün batmaya başlıyor. Artık dönme zamanı, göz kamaştıran beyazlık yerini pembekızıla bırakıyor ve biz tekrar yola koyuluyoruz. Göl her yıl küçülmekte, küçüldükçe de etrafını kuraklaştırıp çölleştirmekte. Son kırk yılda yarı yarıya küçüldü diyor bir gazete haberi. “40 yıl önce 260 bin hektar olan göl, şu anda 131 bin hektar olarak görünüyor”. Belki bizim coğrafya derslerinde Tuz Gölü adıyla öğrendiğimiz bölgeyi, çocuklarımız Tuz Çölü diye adlandıracak gerçekten. İyisi mi siz henüz tamamen çölleşmeden gidip görün.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear