Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
18 Yaşama saygı duyanların beldesi KUZEY EGE ALTINOLUK değiştiriyor insanların, kentlerin yaşam çizgileri... Sonuçta bir biçimde kesişiyor insanlarla kentlerin öyküsü. Ya kent biçimlendiriyor insanı, ya insanlar dönüştürüyor o kentin yaşamını... Altınoluk’un düşündürdükleri Tüm bunları insanın aklına düşüren, Altınoluk. Antik Antandros tarihini bir yana bırakırsak, Kanuni Sultan Süleyman dönemine, 1520’lere uzanıyor Altınoluk’un kuruluşu. Ardından ilk ‘‘dönüm noktası’’ gelip çatıyor. Midilli’den çalışmak için gelen Rumlar zamanla nüfus çoğunluğunu elde ediyor 1820’li yıllarda. 1927 yılına kadar da Papazlık diye anılıyor, bugünün Altınoluk’u. Beldede belediye, 1957’deki halk oylamasıyla kuruluyor. 19601998 arasındaki döneme ilişkin veriler, Altınoluk’un yaşam çizgisindeki en hareketli zaman dilimlerinden. Bu süreçte, beldede tam 21 bin 742 konut ve 2 bin 237 iş yerine inşaat ruhsatı verilmiş. Bu da bölgenin nasıl ‘‘yazlık cennetine’’ dönüştüğünü açıklıyor. Yaz nüfusu bir yana, beldenin yerleşik nüfusu 10 binin üzerinde. 1960 yılındaki Altınoluk’un 450 haneden ibaret olduğu göz önüne alınırsa, değişim daha net ortaya çıkacaktır. Hakan Dirik eferi halde daha net fark S ediliyor:‘‘İnsanlar kentlere, kentler insanlara benzer!’’ Dönüm noktaları, biçimlendirir ikisinin de çizgisini... ‘‘Keşke’’ kimilerine sert gelse bile, en azından ‘‘acabalar’’ vardır yaşamda, ‘‘Acaba tam o dönüm noktasında, başka türlü karar verseydim, hayatım nasıl biçimlenirdi?’’ Benzer soruyu hiç sormadığını iddia edenin samimiyetinden kuşku duymalı. Gerçekten de nasıl biçimlenirdi o yaşamlar, nasıl akardı hayat? ‘‘Evet’’ yerine ‘‘hayır’’ çıksaydı ağızdan, örneğin. Aynı insan mı olurdu aynadaki, (a) yerine (b) şıkkı işaretlenseydi o hayati sınavda? Yine akıntıya karşı mı çekilirdi kürekler, yoksa çeler miydi akılları gürül gürül suların cazibesi? Kim bilir, şimdinin bilgisayar mühendisi, belki müzisyen olacaktı? Belki garson öğretmen, marangoz mimar olarak çıkacaktı karşımıza... LİMAN Kentlerin kaderleri Yalnızca meslekler değil ki... Eş seçiminden yaşadığın kente kadar insanın kimliğini oluşturan ne kadar öğe varsa bir o kadar da ‘‘karar’’ var yaşamda. Kadercilik değil kesinlikle bahsettiğim, dönüm noktalarında verilen kararlar ve onların sonucunda gelinen nokta. Bugün dünden, yarın bu günden ibaret! İnsan için böyle de kentler için farklı mı? Bizlerin öfkeleri, pişmanlıkları, umutları, sevinçleri, acıları, zaferleri, kederleri olur da, varoluş süreleri kısacık bir insan hayatının kat kat fazlasına uzanan kentlerin bugüne miras anıları olmaz mı?... Bozkırda, kendi halinde bir Anadolu kasabası değil miydi Ankara, Ulusal Kurtuluş Savaşı öncesi? Herkesin peşinden koştuğu ‘‘para’’nın icat edildiği yer değil miydi Sardes, sonraları unutulan, şimdilerde turizme kazandırılmaya çalışılan? Fethi ‘‘çağ açan’’ İstanbul’un, milyonla mı ölçülürdü nüfusu ‘‘taşı toprağı altın’’ olmadan önce? Nasıl da yön Sosyal refleks Bunlar Altınoluk’un ‘‘fiziki’’ dönüşüm öyküsü. Ancak bugünkü ‘‘Altınoluk kimliğini’’ asıl oluşturan sosyal refleksler. Beldenin ülke gündeminin üst ABDULLAH EFENDİ KONAĞI