Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
6 taşlara ‘‘iyi dilekler’’ sıralayıp, attım kendimi adanın diğer yanına. İnsan, karşısına dikilen güzellik karşısında üzülsün mü, sevinsin mi bilemiyor. Birbirinin güneşini engellemeyen Rum evleri, geçmişin büyüsünü bugüne taşımış. Yenileri de eklenmiş sonradan, ama hepsi öncüllerinin izinde inşa edilmiş. Hemen hepsi çiçeklerle donanmış. Deniz ve kumsalı ‘‘idare eder’’ Midilli’nin bu ‘‘meşhur’’ yöresinin ama, restoranından oteline, kahvehanesinden bakkalına dek beldeye hakim olan mimari yapı hepsinin ötesine geçiyor. Doğal olarak, söz konusu yapıların büyük bölümü butik otel tarzında turizme hizmet ediyor. Sonuçta, beldede bütünsel bir güzellik ortaya çıkıyor. KAPAK Dünyanın parası Ama tüm bu güzelliklerin bedeli var, hem de hatırı sayılır miktarda... Belde, göreni gerçekten de etkileyen özellikleriyle dünya çapında tanınıyor, dolayısıyla da gelenlerden ‘‘dünyanın parası’’ alınıyor! Bu yakadaki turizmciler, dövizi beton yığınlarında araya dursun, birkaç kulaç ötede buranın oda fiyatına meşrubat satılıyor. Başta da söylediğim gibi insan seviniyor, çünkü karşısında büyüleyici bir güzellik duruyor. Bir yandan da üzülüyor, Türkiye’nin cennet kıyılarında neden akıntıya kürek çekiliyor, tam da turizmin itici gücü olabilecekken ‘‘korumacı kimlik’’ sektörden dışlanıyor diye... Tatlı cilve Sen misin bunları düşünen? Kimilerinin ‘‘kahpe’’ ilan ettiği felek, ‘‘tatlı bir cilve’’ daha yaptı ve yolumu Alaçatı’ya düşürdü, bu haftanın kapak konusu için. Alaçatı’yı şöyle bir dolaşınca, zihnimde dolaşan ‘‘Türkiye’de neden nitelikli turizm yapılmıyor?’’ sorusu da, sokak deyimiyle bana ‘‘kapak’’ oldu. Ama olsun!.. Ben oradaydım, Alaçatı’da... ... Ve ben Alaçatı’da kaldım! Beldeyi ve çevresini keşfe çıktığım iki günden bahsetmiyorum elbet, Sezen Aksu’nun ‘‘Kalbim Ege’de kaldı’’sı gibi bıraktım kendimi orada. Ben farkında değilim, ‘‘yoldaşlarım’’ anlatıyor, ‘‘Molivas da neymiş, Alaçatı varken’’ sözcükleri dökülmüş dilimden, dönüş yolunda. Taş evse, alası Alaçatı’da, butik otelse en güzeli burada, hizmet kalitesiyse söz konusu ?