Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
TARSUS 13 GÖRÜŞ Yusuf Hacısüleyman Turizm Uzmanı yhacisuleyman@yahoo.com AVRUPA NÜFUSU YAŞLANIYOR Türkiye en fazla turisti Batı Avrupa’dan alıyor. Seyahat edenlerin sayısında artık bir artış beklenmemekte veya başka bir ifadeyle, Avrupa’nın ikinci büyük tur operatörü Thomas Cook Başkanının deyimi ile “sıfır” artış beklenmektedir. Bunun anlamı turizm pastasının büyümeyeceği ve aynı kalacağıdır. Büyük bir dilim almak için elbette bizde uğraşacağız... Türkiye’nin mevcut en büyük misafir profilini bugün için çocuklu aileler oluşturuyor. İkinci sırada ise özellikle yüksek sezon aylarımızın dışında kalan aylarda emekli kesimi var. Bu yapı önümüzdeki 25 yıl içinde ciddi değişikliklere uğrayacak. Örneğin en fazla turistimizin geldiği Almanya’nın istatistik kurumu araştırmalarında Almanya’da kadın başına düşen ortalama çocuk sayısı 25 yıl önce 2.1 iken şimdi 1.38‘e düşmüş durumda. Avrupa’nın diğer ülkelerinde ise bu ortalama 1.48 dolayındadır. Bu duruma gelinmesinde ekonomik zorlukların başrol oynadığını bilmekle beraber, sosyal yaşamın daha çok bireyselleşmesi de etkenler arasında önemli bir yer tuttuğunu da söyleyebiliriz. Çocuk artış oranındaki bu düşüş toplam Almanya nüfusunun 2030 yılında 10 milyon kişi azalacağı anlamına gelmektedir. Genç nüfusun yok oluşu ve sürekli yaşlanan bir ülkenin özellikle üretim alanında istihdam bakımından yaşayacağı sorunları konunun uzmanlarına bırakıp, bu olguyu turizm açısından ele alalım. Altmışbeş yaşın üstündeki bu nüfusun yüzde 65’inin kadınlardan yüzde 35’inin ise erkeklerden oluşması bekleniyor, yani kadınlar daha uzun bir ömre sahipler. Turizmciler olarak 50 yaş ile 65 yaş arası olanları yeni ve güzel bir isim ile ödüllendiriyoruz; onlara artık “best age” (en iyi yaş) grubu diyor, üstünü ise “senior” (bizce olgun) olarak adlandırıyoruz. Bu iki grubun tatil tarzları kuşkusuz macera ve heyecan dolu bir tatil olmayacaktır. Daha çok dinlenmek, başka insanlarla sohbet etmek, yeni sosyal ilişkiler kurmak ve rahat etmek olacaktır. Bu yaş gruplarının iki önemli özelliği daha var, birincisi; tatil tecrübelerinin bu yaşa gelinceye kadar çok yüksek olacak olması yani bugün kazanılan bir misafir geleceğin de misafiri olacaktır, ikincisi ise hissedilen veya hissettirilen “güven” duygusudur. Türkiye’nin bu yıl için çektiği en büyük sıkıntı da aslında buydu, gelecek olan misafirin kendini güven içinde hissetmemesiydi. İster kuş gribi ister terör veya belki de elle tutulamayan neye karşı olduğu bile tariflenemeyen soyut bir güvensizlik duygusu. Bir yere giderken içinizin rahat olmaması duygusu. Türkiye’nin turizm bakımından başlıca sorunlarından bir tanesi budur; dışarıya karşı güven duygusunun yaratılamamasıdır. Tanıtım ve imaj çalışmalarında bu duyguyu yaratmalıyız bugünden, çünkü bugün gelen genç aileleri oluşturan anne ve babalar yarın bu grubun içinde yer alacaklar. cezerye yeyip üstüne bir Tarsusi kahve içerek yorgunluk çıkarabilirsiniz. Yemek konusunda Antik Anadolu Sofrası ile Gar restoranı da saymadan geçmeyelim. Bir gün yetmez Biraz daha gezelim. İkinci paylaşım savaşında İnönü ile Churchill’in görüştüğü vagonu ve Barış Parkı’nı, Gözlükule Höyüğü’nü, Donuktaş Mabedi’ni, Kırkkaşık Bedesteni’ni, Kubatpaşa Medresesi’ni, Roma Mamamı’nı gördükten sonra sıra doğal güzellikleri görmeye gelir, ama gezinin bundan sonrasını ikinci güne bırakmak zorundasınız, zamanınız yetmez çünkü. Bir Namrun Kalesi’ni, dünyanın en uzun kayak pisti yapımına uygun, doruklarından mayıs ayına dek kar eksik olmayan Bolkarlar’ın Karboğazı eteklerini gezdikten sonra Akdeniz kıyısındaki Karabucak okaliptüs ormanını görmelisiniz. Dönüşte, Tarsus beyazı üzümünden, cezeryesinden dost ve yakınlarınıza armağan götürebileceğiniz gibi koku alma ve doğal öğrenme yeteneği üstün Tarsus Çatalburun av köpeği yavrusu da alabilirsiniz.Tarsus, Adana Havaalanı’na ve Mersin’e yarım saat uzaklıkta. Şimdilik, ya şelaledeki TarsusMersin Oteli’nde geceleyebilirsiniz, ya da Adana ve Mersin’de bütçenize uygun herhangi bir otelde.