14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

GEZEKALIN Mustafa Balbay ankcum@cumhuriyet.com.tr YEMEN’DE GAT MECLİSİ Yok yok, fotoğrafta gördüğünüz kişi acınası bir acı çekmiyor. Dişi ağrımış da yanağı şişmiş değil... Gat meclisinden erken kalkıp gat keyfini sokakta süren bir Yemenli! Yemen’in milli gıdalarından biri gattır desem abartmış olmam. Öyle ki Yemenliler, kahve bahçelerini bile söküp onun yerine gat dikiyorlar. Hem daha karlı hem daha keyifli! Önce gat ağacından başlayalım, sonra tadına geçelim. Türkiye’deki papazkülahının, iğağacının bir başka türü. Yaz kış sürgün veriyor. Meyve vermiyor. Yaprakları söğüt badem karışımı... Türkiye dahil pek çok ülkede, narkotik madde olarak geçiyor. Bu yüzden de bulundurulması ve ticareti yasak. Yemen’e komşu ülkelerde de öyle. Örneğin Suudi Arabistan’da gat çiğnemenin cezası 20 yıl hapsi gerektiriyor. Gat yapraklarının özelliği şu: Uyarıcı ve keyif verici madde içeriyor! İşte şimdi gelelim bu özelliğine... Yemen erkekleri her gün öğleden sonra bir araya geliyor. Ortaya harmanımsı 3040 santim uzunluğundaki gat dallarını yığıyor. Başlıyor yapraklarını çiğnemeye. Çiğneyeceksin ama, yutmayacaksın. Yuttun mu, ne tadı var ne zevki... Yanağına yerleştireceksin. Çiğneyip ezdikçe yeşilimsi suyu çıkacak, işte onu içine çekeceksin. Bir gat meclisi beşaltı saat sürebiliyor. Yanında yemek yemek yok. Sadece arada birkaç yudum su... Bir de deriiiin bir nefes sigara... Onlar gat keyfinin yardım ve yatakçıları! Yemenli için gat çiğnemenin zevkini, kaçınılmazlığını anlatmak isteyenler şu örneği verdiler: Kuzey Yemen’le Güney Yemen arasındaki iç savaş sırasında günün belli saatlerinde gat molası verilirdi. Bu molada kimse ateş etmez, fiili olarak gat ateşkesi uygulanırdı! Bunca anlattın, sen çiğnedin mi, diye sorarsanız... Çiğnedim tabii. Bir gat meclisine katıldım. Yabancı olduğum için en güzel filizleri bana verdiler. Önce bir şey anlamadım ama, bir süre sonra gerçekten de kendimi biraz hoşlukta, biraz boşlukta hissettim. Birkaç koldan aldığım gatları yanağıma yerleştirirken hani o “dağlar seni delik delik delerim” türküsünü Yemen dolaylarına uyarlayıp mırıldanmaya başladım: Gat ben seni gatır gatır çiğnerim Gat keyfimi on gatıra yüklerim... Gat bir uçak ben de bir pilot Çiğnedikçe bulutları neylerim... Nargileler, sigara paketleri arasında daha fazla kaybolmadan gat meclisinden izin istedim. Yemen’e gittiğinizde gat keyfini kaçırmayın ama, dikkat edin dozunu da kaçırmayın! Gezekalın! Kastamonu mirasları bir arada Yazı ve fotoğraflar: Mine Özgür astamonu tarihi ve külK türü müzelerde toplanmış. Geçmişi, gerek dekoru gerek yapılarıyla yaşatan müzeleri dikkat çekici. Bunlardan ikisi Kent Tarihi ve Etnografya Müzesi. Kent tarihi Müzesi Türkiye’de bir ilk. Etnografya ise, yörenin el sanatlarını mankenlerle tekrar canlandırmış. Ankara’da ikinci Meclis, İstanbul’da Moda vapur iskelesi gibi eserlere imza atmış mimar Vedat Tek tarafından 1902 yılında yapılan Vilayet binasının alt katında Kent Tarihi Müzesi yer alıyor. 104 yıllık tarihi Hükümet Konağı’ndaki müze, kentte yaşayanlara da kendi tarihi ile yüzleşme fırsatı veriyor. Kastamonu Valiliği, 29 Ekim 2002’de Türkiye’nin ilk “Kent Tarihi Müzesi”ni hizmete açmış. Müze altı galeriden oluşuyor. Girişte 1900 yılında II. Abdülhamit’in tahta geçişinin 25. yılı dolayısıyla Kastamonu’da düzenlenen cülus töreni, 1902 tarihinde Hükümet Konağı’nın dönemin valisi Enis Paşa ile açılış töreni fotoğrafı ile 1970’ler yılı sonlarına kadar kent panoramasını gösteren fotoğraflar sergilenmekte. Kent tarihi Müzesi’nde Atatürk’ün 1925 yılı Ağustos ayında “Şapka İnkılabı” nedeniyle Kastamonu’da bulunduğu zaman çekilmiş olan fotoğrafları da bulunuyor. Anadolu’da açılan ilk lise olan Abdurrahman Paşa Lisesi’nin 1920’li yıllarda öğrencilerine kullanılan porselen servis takımları, Kastamonu’nun ilk sinemasının film makinesi ve aynı yıllarda kullanılan bir epidiascop cihazı da müzede yer alan bazı örnekler. 1907 senesi Kastamonu Sanaii Nefise Mektebi’nde bir senede dokunmuş yünden ve yekpare bir parça olan 40 metrekarelik bir halı, 1904 1907 seneleri arasında üretilmiş ve Anadolu’nun ilk el yapımı piyanosu ve yaklaşık 250 senelik olan, aynı zamanda Atatürk’ün Kastamonu’da kaldığı süre içerisinde yatak örtüsü olarak kullandığı ipekli
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear