Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
13 Bakanlığı’ndan izin alarak kapıyı açmak için girişimlerde bulunan Gölyazı Belediyesi’nin kapının ardında neyin olduğuna dair hiçbir fikri yok. Gölyazılılar kapının açılma çalışmalarının başlayacağı günü sabırsızlıkla bekliyor. Adından olsa gerek yüzyıllardır “ağlayan bir çınar” deyince, birden bir hüzün kaplıyor içimizi. Köy kahvesine oturmuş karşınızda zamana kafa tutan 700 yıllık bir çınar ağacı var. Peki neden ağlıyor bu çınar? İnsanın aklına hemen sonu olmayan efsanevi bir aşk hikayesi geliyor. Ama bu defa öyle bir masalla karşılaşmıyoruz. Çınarın metrelerce derinlikteki köklerinden gelen su, ağacın gövdesinden dışarı akıyor. Dibine oturup sırtımızı yasladığımız çınardan şırıl şırıl akan su, sanki köyün geçmişini anlatıyor. Nedendir bilinmez göl, çınarı yüzyıllardır ağlatıyor! Gölün ayakta tuttuğu beldede köylüler üç öğün balık yiyor. Ve bundan hiç de şikayetçi değiller. Şafakta tutulan balıklar açık arttırma ile satılıyor. Gölde tutulan balıklar sazan, İsrail sazanı ve turna. Öğle yemeğinin baş tacı, turna balığı ve zeytin yağlı salata. Balı akıyor dedikleri inciriyle de ün yapmış Gölyazı’ya giderseniz balık ve incir yemeden dönmemelisiniz. KÖŞE BUCAK Gündüz Mutluay cumhuriyet@ekinyazim.com ŞİFALISU Turistler bekleniyor Gölyazı turizm beldesi olmaya aday bir köy; doğası, tarihi ve halkının desteğiyle pansiyonlar açılıp, yiyecek işletmelerinin sayısı arttırılıp köyün dokusu bozulmadan, kendi yağıyla kavrulacak bir turizm beldesine dönüşümü planlanıyor. Belde şimdiden sosyal girişimcilerin, toplum örgütlerinin dikkatini çekmiş. Birkaç yıla kalmaz uyuyan turizm potansiyeliyle Gölyazı halkı kazançlı günlere kavuşacağa benziyor. üzce’den Akçakoca D yönüne 17. kilometrede otomobillerden otobüslere birçok aracın park ettiğini ve kalabalık bir grubun bir şeyler yaptığını fark edeceksiniz. Burası: Şifalısu! Burada sadece su yok; çeşmelerin hemen arkasında başlayan orman, piknik alanı ve her türden doğal ürünler de satılan bir mola yeri var. Su arkadaki ormanların ötesindeki tepelerden; yeraltında kendine açtığı yoldan hiç gün yüzü görmeden geliyor. Havayla temas etmediği için bakterilerden muaf kalıyor. Yaz kış hep aynı ısıda oluyor. Kireç oranı da sıfırmış. Bu nedenle gelişme çağındaki çocuklar için pek makbul sayılmasa da yetişkinler için çok uygun. Şifalısu’da mola verenler sadece su içip bidon doldurmakla yetinmiyor. Dağ çileği reçeli, kestane balı, dut pekmezi, köy yumurtası, erik ya da kurusu ve asıl çeşit çeşit peynir alıyor. Suyu içtik, doğal ürünlerden aldık ama küçük tesisin arkasında sonbaharın sarıdan kızıla rengarenk boyadığı ağaçların altındaki eski su değirmeninin yanındaki kameriyede yanan mangalın çağrısına dayanamayıp oturuyoruz. Pirzolalar, biftekler, köfteler buzdolabında hazır. Kilo hesabı satılıyor. Mangal bedava elbette. Bir de havuz var, içinde alabalıklar yüzüyor. İstediğinizi seçiyorsunuz. Temiz havada, pastoral manzara eşliğinde yemekler yeniyor. Sıra çay faslında. Şifalısu ile yapılan çay suyun kerametini bir daha gösteriyor. Çayın bardaktaki saydamlığı da tadı da tam not alıyor. Gün ortasıydı biz uğradığımızda, suyu merak edip durmuştuk ama molamız iki saati buldu. Arkadaşlardan biraz da şekerleme yapalım teklifi de geldi ama yolcu yolunda gerek. Ama benim aklıma takıldı gene de, acaba Şifalısu rakıyla nasıl gidiyor, diye. Harika oluyormuş! Çevrede konaklamak için “www.hotelguide.com.tr” adresine bakabilirsiniz. miş çok güzel kabartma bir “Maşallah” yazısı göze çarpar. III. Ahmet Çeşmesi, dünya kenti İstanbul’la özdeşleşmiş anıtsal yapılardan biridir. Yapıldığı günden bu yana 300 yıla yakın bir zaman geçmiştir aradan, ama gelip geçen yüzyıllara kafa tutarcasına tüm güzelliği ve inceliği ile İstanbul’un en gözde köşelerinden birini süslemeye devam etmektedir.