24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

4 OCAK 2008 CUMA haberler AYDINLANMA EMRE KONGAR Barzani PÇDK’yi kapattı, üst düzey kadrosunu da kontrolündeki 7 partiye geçirdi PKK’yi ‘içselleştirdi’ Mahmut GÜRER ANKARA ABD’nin baskısıyla büroları kapatılan PKK’nin Irak’taki siyasi kanadı Kürdistan Demokratik Çözüm Partisi’nin (PÇDK) üst düzey kadrosunun Kürt lider Mesud Barzani’nin kontrolünde olan ve Kuzey Irak’ta faaliyet gösteren 7 Türkmen ve Kürt partisine geçirildiği bildirildi. İstihbarat birimlerinden edinilen bilgilere göre, PÇDK üyeleri Türkmen Birlik Partisi, Türkmen Islah Partisi, Liberal Parti, Kürdistan Türkmen Demokrat Hare Türban ‘Özgürlüğü!’ ve Sonrası C 5 PKK’nin Irak’taki siyasi kanadı PÇDK üyelerinin, partiye yönelik baskının artmasının ardından, Barzani’nin istemiyle Kürdistan Bölgesel Yönetimi bünyesinde kurulu çeşitli siyasi partilere geçtiği belirtiliyor. keti, Doğuş Partisi ve Kuruluş Cephesi adlı siyasi partilere geçti. PÇDK üyelerinin katıldığı partilerin tümü Kürdistan Bölgesel Yönetimi altında faaliyet gösteriyor. Cumhuriyet’in istihbarat raporlarından edindiği bilgiye göre, ABD ve Türkiye’nin yoğun baskısının ardından büroları kapatılmak zorunda kalınan ve hakkında kapatma davası açılan PÇDK’nin üst düzey kadroları, peşmerge lideri Barzani’nin çeşitli girişimleriyle farklı partilere geçiyor. Süleymaniye Valiliği’nin kasım ayı başında PÇDK’ye yaptığı uyarının ve partinin bürolarına çeşitli baskınlar düzenlenmesinin ardın dan, partinin üst düzey kadrolarında tutuklanma korkusu başladı. İLLETVEKİLİ OLACAKLAR Bu kapsamda, başta partinin önemli isimlerinden Muhammed Bekir başta olmak üzere üst düzey yetkililer Barzani’nin bilgisi ve istemi dahilinde çeşitli siyasi partilere geçtiler. Ancak raporlarda bu kişilerin isimlerine yer verilmiyor. Bu kişilerin önümüzdeki yıl Irak’ta gerçekleştirilmesi beklenen seçimlerde de Kürdistan bölgesi için milletvekili adayı olarak gösterileceği belirtiliyor. PKK’nin siyasi kanadı olan PÇDK’lilerin geçtiği partiler ise istihbarat raporlarında Kürdistan Bölgesel Yönetimi bünyesinde kurulu Seyfettin Demirci başkanlığındaki Türkmen Birlik Partisi, Şiraz Üzeyri başkanlığındaki Türkmen Demokrat Partisi, Abdülkadir Bezirgan başkanlığındaki Türkmen Islah Partisi, Sami Şebek başkanlığındaki Liberal Parti, Dilşad Çavuşlu başkanlığındaki Kürdistan Türkmen Demokrat Hareketi, Muvaffak Koryalı başkanlığındaki Doğuş Partisi, Şiraz Enver başkanlığındaki Kurtuluş Cephesi olarak geçiyor. M Alevilerden protesto KÖLN (AA) Alman 1. televizyon kanalı ARD’de yayımlanan “Tatort” adlı polisiye dizinin, bir Alevi babanın kızına tecavüz etmesini konu alan bölümünü protesto etmek amacıyla binlerce Alevinin katılımıyla Köln kentinde miting düzenlendi. Kölner Dom Kilisesi’nin bulunduğu “Domplatz” adlı meydanda düzenlenen gösteriden önce, Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu (AABF) Genel Başkanı Turgut Öker, Genel Sekreter Ali Ertan Toprak, Alevi Birlikleri Federasyonu Kadın Kolları temsilcileri ve Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Turan Eser, ARD’ye bağlı WDR yayın kuruluşu binasının önüne siyah çelenk koydu. LMAN KANALI ÖZÜR DİLESİN’ Öker, burada yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Horst Köhler’in 9 Ocak’ta Berlin’de vereceği yeni yıl resepsiyonuna davet edildiğini belirterek “ Alevilerin haklı tepkisini Cum İTİRAZ ETMİŞTİ PÇDK’nin Süleymaniye kentindeki merkezinin bölge valiliğinden eylül ayında yapılan bildirimle 10 gün içerisinde kapatılması istenmiş, bu karara gerekçe olarak partinin yayın organı “Roj Welat” gazetesinde yayımlanan PÇDK ile PKK arasında ilişkiye işaret eden kanıtlar gösterilmişti. PÇDK’nin itirazı üzerine mahkeme kapatma kararını askıya almış, PÇDK Süleymaniye’deki binasında faaliyetlerine devam etmişti. Barzani’nin ise partinin üst düzey isimlerini farklı partilere geçirmesinin nedeninin de bu kişilerin siyasi olarak yasaklanmaması olduğu belirtiliyor. PÇDK, Irak’ta yapılan genel seçimlere Türkiye’nin tüm itirazlarına karşın katılmıştı. ‘A hurbaşkanı Köhler’e de ileteceğim” dedi. Alevi temsilciler daha sonra WDR binasına girerek, filmin yapımcısı olan yayın kuruluşu NDR’nin Televizyon Dairesi Başkanı Doris J. Heinze’ye bir protesto metni sundular. Yazıda, “Tatort” dizisinin tümüyle yayından kaldırılması, Alevilerden özür dilenmesi ve ARD kanalında en kısa zamanda Alevileri anlatan bir program yayımlanması istendi. Görüşmeden sonra, CHP Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolat’ın da katıldığı mitingde konuşan Öker, filmde konunun tesadüfen seçildiğine inanmadıklarını belirterek, ARD başta olmak üzere, filmin senaristi Angelina Maccarone’nin Alevi toplumundan bir an önce özür dilemesini talep etti. “Örtünme” değil, “örtme” özgürlüğü… Türban… Ya da sıkmabaş… Ya da tesettür… Kısacası ve açıkçası kadının “örtülmesi”… Kadınlar için “örtünme” değil, erkekler için “örtme” özgürlüğü!.. “Kapanma” değil, “kapatma” özgürlüğü!.. Dincilerin ve türbancıların, kadınların bireysel ve özel yaşamlarındaki özgürlükleriyle yetinmeyip kamu alanlarında, özellikle de üniversitelerde, kendi kafalarındaki rejimi dayatmak ve yine kendileri yani erkekler için istedikleri “kadını örtme özgürlüğü!” ??? Evlatlarımızı ve kadınlarımızı nasıl örtüyoruz? Ne zaman örtüyoruz? Kim örtüyor? Bırakın reşit olmayı, daha buluğa bile ermemiş çocuklarımızın beyinlerini nasıl yıkıyoruz? Erkek egemen feodal kültür nasıl işliyor? ??? Haber çok tirajlı gazetelerde yayımlanınca kıyamet koptu: Amerika’da yaşayan Ömer K., kız kardeşi Zehra’yı ilkokuldan alıp başını örterek Kuran kursuna yollayan annebabasına karşı velayet davası açıyor. Dava Fatih Üçüncü Sulh Hukuk Mahkemesi’nde 4 Mart 2008 günü görülecek. Olay kamuoyuna yansıyınca, arkasından tamamlayıcı bilgiler de geldi: Aile, kızlarını okuldan alıp, Fatih’ten ayrılmış, İstanbul dışına gitmiş. Aslında ilkokul birinci sınıftan itibaren okula yollamaktan vazgeçmişler ama bunu gizlemişler; Amerika’daki ağabeye sahte karneler yollanmış. İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü, ailenin izini bulamadığı için olayın arkasını kovalamayı bırakmış. ??? Şu trajediye bakar mısınız: Bazı aileler, artık kızlarının buluğa ermesini bile beklemeden, daha okul çağında, başlarını örtüyor; üstelik okula da yollamıyor, Kuran kursuna gönderiyor. Erkek egemen feodal kültürün “örtme” baskısı, o evladımızın sözde “örtünme özgürlüğü” oluyor… ??? Önce aile: Dönüm noktalarının ilki, okul çağı. Bu çağ atlanırsa, ikinci aşama, buluğa erme. Sonra devlet: Çocuk İmam hatip okuluna gidiyorsa, devlet eliyle örtme işlemi. Sonra evlenme: Evladımızın başı hâlâ açıksa, “Bizim aile muhafazakârdır, babam başı açık gelin istemez” muhabbeti… ??? Peki, bu işin sonu nereye gidiyor? Üniversitedeki tesettür özgürlüğü kavgası, İmam hatip okullarındaki örtme uygulamasıyla birlikte ve özellikle ondan sonra yaygınlaştı, güçlendi. Üniversite kavgası kazanılınca, sıra yargıçlara, savcılara, kaymakamlara, valilere gelecek. “Siyasal Bilgiler ve Hukuk diplomasını tesettürlü olarak almış olan evlatlarımız niçin yargıç, vali olamasınlar” kavgası başlayacak. Bu gidişle sıkmabaşlı, hatta çarşaflı savcıların, yargıçların yanında tesettürlü kadın kaymakamlar, valiler dönemine hazır olalım... ??? Daha sonra neler olabileceğini ise, Irak’a ve Pakistan’a bakarak tahmin edebilirsiniz. AKP yönetimi TCY’de yapılacak değişikliğin Abdullah Öcalan’ı kapsamayacağını savunuyor ekongar?cumhuriyet. com.tr; www.kongar.org 221’de Öcalan tartışması ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Türk Ceza Yasası’nın (TCY) 221. maddesinin esnetilmesi durumunda bölücübaşı Abdullah Öcalan’ın da düzenlemeden yararlanacağını belirtirken AKP yönetimi bu görüşe katılmıyor. AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, Öcalan’ın yeni TCY’nin 302. maddesi kapsamında ceza aldığını belirterek bu maddenin de etkin pişmanlık kapsamında olmadığını savundu. Bozdağ, AKP’nin bir af çıkarma gibi niyetinin olmadığını ileri sürdü. TCY’nin “etkin pişmanlık” hükmünü düzenleyen 221. maddesine ilişkin tartışmalar sürüyor. Başbakan Tayyip Erdoğan, söz konusu maddenin “esnetilebileceği” açıklamasını yaparken, Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısında bu konuda net bir karar çıkmadı. Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu’nun 221. maddesinin esnetilmesi durumunda düzenlemeden Abdullah Öcalan’ın da yararlanabileceğini açıklaması, yeni bir tartışma yarattı. AKP yönetimi, Kanadoğlu’nun bu görüşünü paylaşmıyor. AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, Öcalan’ın yeni TCY’nin 302. maddesine göre ceza aldığını, bu maddenin de etkin pişmanlık ya da af kapsamında olmadığını söyledi. Bozdağ’ın dikkat çektiği “devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak” başlıklı maddesi, “Devlet topraklarının tamamını veya bir kısmını yabancı bir devletin egemenliği altına koymaya veya devletin bağımsızlığını zayıflatmaya veya birliğini bozmaya veya devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya yönelik bir fiil işleyen kimse, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılır” hükmünü düzenliyor. TCY’nin 221. maddesinin örgüt kurucuları ve yöneticileriyle ilgili ceza indirimlerini düzenleyen fıkrasında değişiklik yapılsa bile Öcalan’ın bu kapsama giremeyeceğini belirten Bozdağ, 2001 yılında yapılan anayasa değişikliğiyle Öcalan’ın af kapsamı dışında tutulduğunu savundu. Uyar, jet hızıyla yarı açık cezaevine nakledildi Yurt Haberler Servisi Hakkında 2 yıl kesinleşmiş hapis cezası bulunan Yimpaş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Dursun Uyar, yakalanarak konulduğu Karabük Kapalı Cezaevi’nden Eskipazar ilçesi yarı açık cezaevine nakledildi. Uyar, avukatları aracılığıyla Eskipazar’a nakledilmek için Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurdu. Dilekçenin ilgili makamlarca hemen onaylanarak nakil işlemlerinin tamamlanmasının ardından Uyar, Eskipazar ilçesindeki yarı açık cezaevine konuldu. Uyar’ın 2 yıllık cezası hastalığı gerekçesiyle 2 kez ertelenmişti. Üniversitelerde türban yasağını kaldırmakta kararlı olan AKP hükümeti, anayasa taslağına konacak ifadeyi netleştirmeye çalışıyor. AKP türbanda ısrarlı Emine KAPLAN ANKARA Yükseköğretim kurumlarında türban yasağını kaldırmak isteyen AKP hükümeti, yeni anayasa taslağına bu yönde konacak hükmü netleştirmeye çalışıyor. Akademisyenlerin hazırladığı taslaktaki seçenekli öneriler üzerinde çalışan AKP’de, “Ceza mevzuatı ile örf ve âdete aykırı olmamak koşuluyla yükseköğretim kurumlarında hiç kimse kılık kıyafetinden dolayı öğrenim hakkından mahrum bırakılamaz” ifadesinin getirilmesi tartışılıyor. “Ceza mevzuatı” ifadesi ile sarıkla, “örf ve âdet” ifadesi ile de anayasaya tepki olarak “mayo ve bikini” ile üniversitelere girilmesinin önüne geçilmesinin hedeflendiği belirtildi. AKP, anayasa taslağına son biçimini verdi. Taslağın baskı aşamasında olduğu belirtilirken üniversitelerde türban yasağının kaldırılmasına ilişkin düzenleme netleştirilmeye çalışılıyor. Taslakta, akademisyenlerin önerileri gibi bu konuda seçenekli önerilerin yer alabileceği dile getiriliyor. Son kararı ise Başbakan Tayyip Erdoğan’ın vereceği kaydedildi. Akademisyenlerin taslağında, “Kılık ve kıyafetinden dolayı hiç kimse yükseköğrenim hakkından mahrum bırakılamaz” ve “Yükseköğretim kurumlarında kılık ve kıyafet serbesttir” hükümleri önerilmişti. AKP’de son olarak “Ceza mevzuatı ile örf ve âdete aykırı olmamak koşuluyla yükseköğretim kurumlarında hiç kimse kılık ve kıyafetinden dolayı öğrenim hakkından mahrum bırakılamaz” hükmü ön plana çıktı. “Ceza mevzuatı” ifadesiyle üniversitelere sarık ve cüppe ile girilmesi, “örf ve âdet” ifadesiyle de türban yasağının kaldırılmasına tepki olarak “bikini ve mayo” ile derslere girme girişimlerinin önlenmesinin amaçlandığı kaydedildi. ğer kafanız pislikle doluysa, milyonlarca insanın yılbaşını zehir eder, yeni yıla kötü başlamalarını kolaylıkla sağlarsınız. Üstelik, bir yayın kuruluşunun başındaysanız. Türkiye’de ve dünyada yaşayan milyonlarca Alevi, kafasının içi pislik dolu bazı yayıncıların yaptığı yüzünden yılbaşını kötü geçirdi, yeni yıla kötü girdi. Almanya’da bir televizyon kanalı. Adı ARD. Üstelik devlet televizyonu. 2007’nin son günlerinde Tatort adlı polisiye dizinin ‘Namusuna Layık Olmak’ adlı bölümünü yayımlıyor. Bölümde bir Alevi babanın öz kızına tecavüzü söz konusu ediliyor. O gün bugündür Almanya’daki Aleviler ayakta. On binlerce Alevi sokakta. ARD’yi ve yapımcı yayın kuruluşu NDR’yi protesto ediyorlar. Kendilerine hakaret edildiğini, iftira atıldığını belirterek yayıncı kuruluşların Alevilerden özür dilemesini, dizinin yayından kaldırılmasını istiyor E GENİŞ AÇI HİKMET BİLA Alman Yobazına Hacı Bektaş Dersi “Alevilere hakaret etmek amacında değiliz.” “Canım ne var bunda? Bu bir film.” “Medya özgürdür.” “Sanata, sanatçıya karışamayız.” Yalan, yalan, yalan. Ne derlerse desinler, kafalarındaki pisliği örtemezler. Ne Avrupa Birliği üyesi olmaları, ne Kopenhag kriterleri, ne insan hakları bildirgeleri kafalarındaki pisliği örtmeye yetiyor. Yüzyıllardır Alevi toplumuna atılan iftiraları, çirkin saldırıları bir silah gibi kullanmaya karar vermişlerse, hiçbir değer, hiçbir eleştiri, hiçbir uyarı bunları durduramaz. Büyük olasılıkla da, o dizinin ve o iftiranın lar. İki gün önce Köln kentinde yapılan protesto mitingine Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden gelen 20 bin kişinin katılması, Alevi toplumunun duyarlılığını ve duyduğu öfkeyi göstermeye yeter. Aleviler, ayrıca iki yayın kuruluşuna ve Alman devlet kurumlarına gönderdikleri mesajlarla da protestolarını ve isteklerini dile getiriyorlar. “Aleviler hoşgörülüdür, ama bir sınırı var” diyen Alevi örgütleri, miting ve protestoların devam edeceğini açıkladılar. ??? Karşı tarafta tık yok. Diyecekleri zaten belli: “Kötü niyetimiz yoktu ki.” sorumluları, keyifli, neşeli bir yılbaşı geçirmişlerdir. Yaptıklarından en ufak bir sıkıntı, rahatsızlık, utanç duymadan. ??? Bu insanlık dışı olay, sadece Alevilerin sorunu mudur? Bu çağda bu kafa Almanya gibi bir ülkede ortaya çıkıyorsa 21’inci yüzyılın değerlerine sahip her insan itiraz etmeli, sesini yükseltmelidir. Hangi dinden, hangi mezhepten, hangi inançtan olursa olsun. İnsan hakları deyince akan suları durduran ve artık Türkiye’de isimlerini herkesin ezberlediği Avrupa’nın çok bilmişleri nedense bu olay karşısında ortada görünmüyorlar. Ya Sünni aydınlar nerede? Bugünkü Avrupa değerlerini bundan sekiz yüzyıl önce dile getiren Hacı Bektaş Veli’nin insanlık öğretilerini çağdaş Alman yobazlarına hatırlatmak, belki de herkesten önce onlara düşüyor. hikmet.bila@ntv.com.tr
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear