Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
AĞUSTOS CUMA haberler AYDINLANMA EMRE KONGAR BİNLERCE GURBETÇİYİ DOLANDIRAN İSLAMİ HOLDİNG YETKİLİLERİ MAĞDURLARI ÇİLEDEN ÇIKARAN YANITLAR VERİYORLAR ‘ yıl da bize çalıştınız çok mu?’ ZEYNEP ŞAHİN ANKARA YİMPAŞ, KOMBASSAN ve Endüstri Holding’e para vererek hisse satın alan, ancak ardından mağdur olan çoğunluğu gurbetçi yurttaşlar, 12 Ağustos’ta başkentte seslerini duyurmaya çalışacak. Abdi İpekçi Parkı’nda eylem yapacak olan mağdurlardan Hanifi Doğan, 800 bin mark dolandırıldığını belirterek ‘‘Bize ‘Telefonla bizi rahatsız etmeyin. 30 yıl da bize çalışmışsınız çok mu? Alman hükümeti zengin, gidin onlardan yardım parası alın, geçinin’ diyorlar’’ dedi. Yeşil sermaye mağdurlarını ve tüm gurbetçileri Abdi İpekçi Parkı’na davet eden Hanifi Doğan, ‘‘Sesimizi duyurmamız lazım’’ dedi. Doğan, YİMPAŞ Holding’e 120 bin mark, KOMBASSAN Holding’e 550 bin mark, Endüstri Holding’e de 120 bin mark yatırdığını belirterek ‘‘En az yüzde 20 kâr payı ve istendiği zaman 24 saat içinde elde edilen kâr ile birlikte anaparanın teslim edileceğini taahhüt etmişlerdi. Hiç para almadığım gibi, görüşmeye çağırdılar ve elimdeki makbuzları da aldılar, geri vermediler’’ dedi. Doğan, holdinglerin 2001 ekonomik krizini bahane ederek aldıkları paraları geri vermediklerini söylerken, toplanan paraların nereye harcandığının da belirtilmediğini kaydetti. KİMSE DUYMADI Doğan, ‘‘2002’den bu yana uğraşmamıza karşın ne hükümet bizi duydu, ne bunlar... YİMPAŞ’ın 2003’te Almanya’da 10 tane büyük mağazası vardı. Bir gecede kapatıp yok oldular’’ diye konuştu. Almanya’da işçi olarak çalıştığını, halen de orada yaşadığını belirten Doğan, ‘‘1972’den 2002’ye kadar tek bir işyerinde çalıştım. Yaşadıklarımdan sonra psikolojim bozuldu, emekli ettiler. Şimdi emekli parasıyla geçimimi sağlayamıyorum. Ailemle aram bozuldu. Çocuklarım, ‘Baba sen paranı bunlara yatırdın, bunlar Müslüman dedin. Git, parayı alana kadar da gelme’ dediler. Bir seneye yakındır sığınma evinde kalıyorum’’ dedi.Doğan, yıllardır holding yetkililerine ulaşmaya çalıştığını belirterek şunları kaydetti:‘‘Hakkımızı arıyoruz, bir de küfür yiyoruz. Telefonu yüzümüze kapatıyorlar. ‘30 yıl da bizim için çalıştınız, çok mu? Artık telefonla bizi rahatsız etmeyin. Gidin Alman hükümetinden yardım alın, Alman hükümeti zengin’ diyorlar.’’ Fukuyama da Bush’a Karşı C 5 L KOMBASSAN mağduru olan bir yurttaş daha önce Ankara’da Başbakanlık önünde eylem yapmıştı. BİNLERCE MAĞDUR YARATAN YİMPAŞ VE KOMBASSAN YATIRIM YAPMAYI SÜRDÜRÜYOR Mağdura yok yatırıma var AYKUT KÜÇÜKKAYA Yeşil sermaye mağdurları Ankara’da eylem hazırlığı yapadursun; Avrupa’da ve Türkiye’de binlerce mağdur yaratan İslami holdingler Türkiye’de futbol takımı finanse ediyor, Afrika’ya yatırımlar yapıyor.Yeşil sermaye mağdurları yıllardır İslami holdinglere kaptırdıkları paraların peşindeler. Mağdurların baskıları sonucu TBMM’de yeşil sermaye komisyonu kuruldu. Ancak bu komisyonda bazı AKP’li vekiller özellikle YİMPAŞ Holding ve KOMBASSAN Holding’in 28 Şubat mağduru olduğunu söylediler, holdinglerin yatırım yapmasının engellendiğini iddia ettiler. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da mağdurları ‘‘Parayı verirken bana mı sordunuz’’ sözüyle azarladı. İşte bu ortamda paralarını geri isteyen mağdurun talebini görmezden gelen söz konusu iki holding ilginç yatırımlara imza attı.KOMBASSAN Holding, Sudan’ın Kadarif Eyaleti’nde yatırım yapmak için ön anlaşma imzaladı. Sudan’ın Kadarif Eyaleti Valisi Abdurrahman Ahmed Alkhidir KOMBASSAN’ın merkezi Konya’ya geldi, valiliği ziyaret etti, sonra KOMBASSAN’la bir araya geldi. İslami holdingin sitesinde projeler şöyle duyuruldu:‘‘Halen KOMBASSAN’ın Sudan, Suudi Arabistan, Katar, Suriye, Yemen gibi birçok Ortadoğu ve Afrika ülkesinde gerçekleştirmekte olduğu projeler bulunmaktadir. Sudan bu yönü ile KOMBASSAN’ı, Sudan’ın ve Afrika’nın ekonomik ve kültürel yönden dünyaya açılan penceresi olarak görmekte ve minnet duymaktadır.’’YİMPAŞ Holding de yeni sezonda İkinci Futbol Ligi (B) Kategorisi’nde mücadele verecek olan Yozgatspor’a, iki yıllık aradan sonra yeniden ismini verdi. YİMPAŞ Holding Başkanı Dursun Uyar ise ‘‘parasal desteği’’ kulübe, ‘‘YİMPAŞ Yozgatspor’un yeni sezonda yeniden İkinci Lig (A) Kategorisi’ne çıkması için güçlü bir kadro oluşturulacak. 3 yıllık bir uğraş sonunda YİMPAŞ Yozgatspor’un yeniden Süper Birinci Lig’e çıkması yönünde gereken yapılacaktır’’ sözleriyle açıkladı. Dursun Uyar ondra’da açığa çıkarılan büyük terör saldırısının ardından ABD Başkanı G. W. Bush bir açıklama yaptı ve ‘‘Ülkesinin İslamcı Faşistlerle savaş halinde olduğunu’’ belirtti. Peki acaba Bush’un bizzat kendisi neyi temsil ediyor? Amerika’nın içinde ve dışında pek çok kişi, politikacı, yazar, Evangelist Neocon’ların yani Bush Yönetimi’nin, Hıristiyan şeriatçılığını veya ABD yönetiminin faşist eğilimlerini temsil ettiğini düşünüyor. ??? Dünya, gerisinde büyük ekonomik çıkarların yattığı, çılgınca bir din savaşının içine mi sürükleniyor? Haçlı Seferleri dönemine mi geri dönüyoruz? Bir yanda El Kaide, Hamas, Hizbullah ve müttefikleri, öte yanda ABD, İngiltere ve müttefikleri... Önce ABD’nin Irak saldırısı... Şimdi İsrail’in Filistin ve Lübnan saldırısı... Bu saldırılara ‘‘çanak tutan’’ (Bush’un İslamcı Faşistler dediği) Radikal Siyasal İslamcı’ların dünyadaki ve Ortadoğu’daki kışkırtıcı terör eylemleri... ??? İnsanlığın Tarım ve Endüstri Devrimleri’nden sonra içine girdiği üçüncü büyük dönüşüm olan Bilişim Devrimi ne kadar sancılı ve kanlı süreçlerden geçecek? Yeni Dünya Düzeni’nin Egemeni olmaya soyunmuş ABD, bu egemenliği için, dünya barışını, insan haklarını, demokrasiyi (üstelik de bu değerler adına) nereye kadar zorlayacak? İşte Francis Fukuyama, ‘‘Amerika Yol Ayrımında’’ (America At The Crossroads) adını verdiği son kitabında Bush Yönetimi’nin, Neoconservative’lerin dış politikasını tartışıyor, irdeliyor ve eleştiriyor. (Fukuyama’nın bir önceki kitabı ve Küreselleşme konusundaki özeleştirileri için yine bu sütunda yazdığım yazılara Cumhuriyet arşivinden veya kongar.org adresinden bakılabilir.) Kitabın alt başlığı, ‘‘Demokrasi, Güç ve Neoconservative Miras’’. Fukuyama, bir zamanlar destek verdiği Bush Yönetimi’ni ve ‘‘Neoconservative’’ yaklaşımı acımasızca eleştiriyor. İslamcı teröristlerin Amerika’ya saldırdığını öne süren Bush Yönetimi’nin, Irak’ı işgali ile, ‘‘kendi kendini gerçekleştiren bir kehanet ürettiğini’’ belirtiyor: ‘‘Irak, artık ateş edilecek pek çok Amerikan hedefine sahip olarak, cihatçı teröristler için, bir cazibe merkezi, bir eğitim alanı ve bir operasyon üssü halini almış, Afganistan’ın yerine geçmiştir.’’ diyor. (s.181.) Böylece Bush Yönetimi’nin, Irak’ı işgal ederek kendisini, isteyerek hedef haline getirdiğinin altını çiziyor. Amerika’nın Irak’ı işgalinin pek çok İslamcı grup arasında AntiAmerikancı çizgide bir ittifak yarattığını da vurgulayan Fukuyama, en önemli saptamalarından birini, bir ülkedeki demokratik gelişmelerin dışardan empoze edilemeyeceğine işaret ederek yapıyor: ‘‘İster ekonomik olsun, isterse siyasal, gelişmenin sırrı, bu sürecin hemen hemen hiçbir zaman dışarıdan empoze edilerek gerçekleştirilmemiş olmasıdır. Reformlar ve yeni kurumlar için her zaman toplumların içindeki insanlar bazen bir küçük seçkinler grubu, bazen daha geniş sivil toplum kuruluşları öncülük etmeli ve ortaya çıkan sonuçları da sahiplenmelidir’’ diyor. (s. 185.) Böylece ABD’nin ‘‘Irak’a demokrasi götürüyoruz’’ safsatasının balonunu da patlatmış oluyor. ABD’nin dünyayı demokrasi ve insan hakları bağlamında etkilemek için uluslararası örgütler aracılığıyla çalışması, ‘‘yumuşak bir güç’’ kullanması gerektiğini söyleyen Fukuyama, Bush Yönetimi’nin, önleyici savaş ve benzeri doktrin ve uygulamalarla bunun tam tersini yaptığını, hem dünyada hem de Ortadoğu’da kendisine karşı ittifaklar oluşturma hatasına düştüğünü, prestij yitirdiğini vurguluyor. Dünyada olup bitenleri daha iyi anlamamıza yardımcı olan bu kitaba ‘‘Bir eski neocon’un itirafları’’ da diyebilirsiniz. ERDOĞAN’DAN ’İNCİ YIL KONUŞMASI ekongar?cumhuriyet. com.tr; www.kongar.org ‘Türkiye’nin rejim sorunu yoktur’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, fındık alımlarının Toprak Mahsulleri Ofisi tarafından yapılmasına yönelik eleştirilere argo yanıt verdi. Erdoğan, ‘‘Bu işi anlayan da konuşuyor, anlamayan da; davulcu da konuşuyor, zurnacı da’’ dedi. Hükümetin kararının ardından TARİŞ’in benzer istekte bulunduğunu anlatan Erdoğan, ‘‘Biz böyle batakçıların durumunu mu halledeceğiz, bunu mu çözeceğiz’’ diye konuştu. Başbakan Erdoğan, partisinin 5. kuruluş yıldönümü nedeniyle parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Erdoğan’ın genel merkez binasına girişi sırasında, isminin Adnan Yıldırım olduğu öğrenilen bir kişi, bağırmaya başlayarak Başbakan’la görüşmek istediğini belirtti. İfadesi alınmak üzere emniyete götürülen Yıldırım’ın sabıkasının bulunduğu ve Başbakan’la görüşmek için daha önce de eylem yaptığı bildirildi. Erdoğan’ın ‘‘basın’’ toplantısı için parti teşkilatlarından otobüsler dolusu partili genel merkeze getirildi. Bazı kesimlerin AKP’ye muhalefet ederken aslında Türkiye’nin çıkarlarına muhalefet ettiğini ileri süren Erdoğan, ‘‘Şunu herkes bilmelidir ki, bu ülkenin bir rejim sorunu yoktur. Rejimimiz sadece anayasada yazılı kurallar olarak kalmamıştır, toplumsal dokumuza işlemiştir’’ dedi. Terörle mücadeleyi kararlılıkla sürdürdüklerini anlatan Erdoğan, ‘‘Bu kurusıkı atmakla olmuyor. Bazıları ‘kökünü kazıdık, kazıyacağız’ diyor. Terörle mücadele konusunda dünyanın bütün ülkelerinin neler çektiğini, ne gibi faturalar ödediğini hep beraber görüyoruz. Onun için samimi olmak gerekir, dürüst davranmak gerekir. Mücadele azmimiz yerindedir, gerekli mücadele verilmektedir, verilmeye devam edecektir. Terörle mücadele konusunda yavaş davrananlar, işbirliği arayışlarını yanlış değerlendirenler bilsinler ki, bugünün dünyasında herkes güvende değilse, hiç kimse güvende değildir. Hiç kimse ama hiç kimse evlatlarımızın kanı dökülürken sabrımızı denemeye kalkmamalıdır’’ diye konuştu. ‘DAVULCU DA KONUŞUYOR ZURNACI DA’ Ekonomik göstergeler konusunda da açıklamalar yapan Erdoğan, son dönemde artan faiz oranları konusunda hükümete yöneltilen eleştirileri yanıtladı. ‘‘Ülke batsa bunlar zil takıp oynayacaklar’’ diyen Erdoğan, TMO’nun fındık alımını eleştirenleri de ‘‘Bu işi anlayan da konuşuyor, anlamayan da; davulcu da konuşuyor, zurnacı da konuşuyor’’ diye yanıtladı. TARİŞ’in üzüm ve incir konusunda da sıkıntı yaşadığını anlatan Erdoğan, ‘‘Yapılması gereken nedir, bu işi ehil ellere vermektir’’ dedi. KNİDOSLULARIN KEŞFİ Turizm bin yıl önce başlamış ÖZCAN ÖZGÜR MUĞLA Dünyada turizm hareketinin, yaklaşık 3 bin yıl önce, Karya uygarlığının ve Akdeniz’in en büyük liman şehri Knidos’ta başladığı belirtiliyor. Knidos arkeolojik kazısını 1987’den beri sürdüren Prof. Ramazan Özgan ile kazı heyetinde yer alan Alman eşi Prof. Christine Bruns Özgan’a göre dünyada turizmi ilk keşfeden Knidoslular oldu. Muğla’nın Datça ilçesinde daha çok ünlü Afrodit yontusu ile bilinen Knidos’un antik dönemde de Afrodit ile ünlendiğini belirten Christine Özgan, şunları söyledi: ‘‘Romalı yazar Plinius tarafından MÖ 4. yüzyılda Praxiteles’in Afrodit yontusunun alımı ile ilgili bir anekdot aktarılmaktadır. Praxiteles’in biri giysili, diğeri çıplak iki Afrodit yontusu yaptığını bildirir. Bu yontular Knidos’un komşu adası Kos’ta satışa çıkarılmıştır. Kos sakinleri, giysili olan yontuyu tercih ederlerken Knidoslular çıplak olanı almışlardır. Afrodit’in çıplak yontusu o kadar meşhur olmuş ki, birçok kişi görmek için Knidos’a deniz yolculuğu yapmıştır.’’ S anki olmazmış gibi gelir. Değişmez sanılan durumlar, değişmez sanılan sınırlar bakarsınız bir gün değişivermiş. İşin içindeyken, süreci yaşarken farkına varmazsınız, ama ne olduğunu, nasıl olduğunu daha sonra tarih kitaplarında okursunuz. Olup bitenlerin üzerine bilinçli ya da bilinçsiz çekilen bir medya perdesi de varsa ‘‘durumun değişmesi’’ çok daha sessiz ve kolay olur. Amerikan Silahlı Kuvvetler dergisinde bir süre önce yayımlanan Ortadoğu haritası, Türkiye’de bir saman alevi etkisi yarattı. Kimileri ‘‘Olur mu canım öyle şey’’ dedi, yetkililer ‘‘Ham hayal’’ dediler, Amerikan hükümeti, ‘‘Bizi bağlamaz’’ dedi ve olay unutuldu gitti. Kimileri de buna benzer haritaların sağda solda devamlı çıktığını, artık haber değeri kalmadığını söylediler. Cumhuriyet’in birinci sayfasında bu harita yeniden yayımlandı. Mustafa Balbay’ın yönettiği açık GENİŞ AÇI HİKMET BİLA Bu Harita eşgüdümlü bağımsız bir devlet kurulmuş ve bugün kuruluşunu tamamlamış olmasaydı... İnsan hakları kalkanı altında etnik bölücülük Avrupa kriteri haline gelmemiş olsaydı... İçerde, terörün üzerine siyaset şemsiyesi gerilmiş olmasaydı... Türkiye’de her nasılsa beslenip semirmiş ve bütün bu olup bitenleri doğal ve haklı süreç olarak niteleyen büyük propaganda çarkı olmasaydı... ??? Gülüp geçebilirdiniz. Ama gülüp geçmek mümkün değil. Çünkü bu sürecin sonu acı. Kan ve gözyaşı. Acı, kan ve gözyaşı kimin umurunda? oturumda uzmanlar, ‘‘Bu harita ancak kanla çizilebilir’’ diyorlardı. Harita ne istiyor? Türkiye, Irak, Suriye, İran, Suudi Arabistan, Ürdün, Pakistan parçalansın, yeni yeni devletler oluşturulsun. Türkiye, Irak ve İran’dan ayrılacak topraklarda ta Karadeniz’e kadar uzanan bir Kürdistan devleti kurulsun. Bu haritaya gülüp geçer misiniz? Yirmi yıldır yaşananlar olmasaydı, evet, gülüp geçebilirdiniz. Türkiye topraklarında terörle yoğrulmuş bir bölme hareketi olmasaydı... Kuzey Irak’ta on beş yıl önce Türkiye’deki iktidarın da katkılarıyla, bu bölme çabasıyla Amerika’nın mı, Avrupa’nın mı? İsrail’in mi? Yoksa, Lübnan’da her gün kameralar görsün diye havaya kaldırılan, tozlu bebek cesetlerini zevkle seyreden Birleşmiş Milletler’in mi? Kimsenin umurunda değil. Demek ki acı, kan ve gözyaşını önlemek için önce kendine güveneceksin. Sonra ağlamamak için önce sen adım atacaksın. Kadere razı olmak istemiyorsan kaderini başkasının ellerine teslim etmeyeceksin. Cumhuriyet’in bu haritayı yeniden yayımlaması, ilgililerin (ve ilgilenmeyenlerin) gözüne gözüne sokması iyi oldu. Belki bin defa daha yayımlamak gerek. Belki büyütüp meydanlara, caddelere, duvarlara asmak gerek. İlgililere ve ilgilenmeyenlere sormak için. Bu haritayı içinize sindiriyor musunuz? Öyleyse bilelim. Ya da gereğini yapın, görelim. hikmet.bila@ntv.com.tr HACI BEKTAŞ VELİ’Yİ ANMA ETKİNLİKLERİ Dostluk ve Barış Ödülü İlknur’un Haber Merkezi 43. Ulusal 17. Uluslararası Hacıbektaş Veli’yi Anma ve Kültür Sanat Etkinlikleri kapsamında bu yıl 13’üncüsü düzenlenen ‘‘Hacıbektaş Veli Dostluk ve Barış Ödülü’’ gazetemizden Miyase İlknur’a verildi. İlknur ödülünü önümüzdeki günlerde alacak. 13. Hacıbektaş Veli Dostluk ve Barış Ödülleri kapsamında, ‘‘Serbest Vezin Şiir Yarışması’’nı Nazım Salık (Peki Nedir Ya), Ali Akdemir (Gölge Etme), Veli Aslan (Pir Hacıbektaş Veli) kazanırken bu dalda, İbrahim Demir ve Mustafa Ermiş ise mansiyon aldı. Hece Vezni Şiir Yarışması’nı, Ahmet Gökçe (Yolumuz Bu), Coşkun Gönüllü (Akıldan İlimden), Arap Demir (Gizlidir) kazandı. Bu dalda, Celal Sakınmaz ile Mehmet Ali Eröksüz mansiyon aldı. Kısa Öykü Yarışması’nı Gülçin Karaş Duman (Taşkıran Çiçegi), Fehmi Salık (Şeyda), Tamer Kütükçü (Karlı Bir Kış Gecesi) adlı öyküleriyle kazandı.