Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
6 BERLİN’E TÜRBAN’I TAŞIYAN ERDOĞANA VERİLEN YANIT DERS NİTELİĞİNDEYDİ C haberler SÖZDEN YAZIYA GÜRAY ÖZ HAZİRAN CUMA Türbanı bırak kadınların başarısına bak FATMA KOŞAR BERLİN Başbakan Erdoğan, türbanlılara vize konusunda Berlin Büyükelçisi Mehmet Ali İrtemçelik’e sert çıkınca Berlin’in gündemine TürkAlman Ekonomi Kongresi’nden önce ‘türban krizi’ girdi. Ancak türban gerginliğinden hemen bir gün sonra başlayan TürkAlman Ekonomi Kongresi’nin ardından yapılan değerlendirmeler, Berlin’e türbanı taşıyan Başbakan Erdoğan’a yanıt niteliğindeydi. TürkAlman Sanayi ve Ticaret Odası’nın başkanvekili Alman işadamı Rolf J. Thesing, Alman ve Türk basınına yaptığı değerlendirmede şu ifadeyi kullandı: ‘‘Biz de kadınların öneminden söz ederken konfeksiyondaki beden ölçülerinden söz etmiyoruz. Erkekler değiştirilmesi gereken şeyin değiştirilmemesi için pek çok neden buluyor. Türk kadınları çok başarılı, bizim grubumuzda da Türk kadınları çalışıyor ve herhangi bir ülkeye her an gönderebilirsiniz. Heyecanla çalışıyorlar...’’ TürkAlman Sanayi ve Ticaret Odası’nca Almanya’nın Başkenti Berlin’de düzenlenen 2. TürkAlman Ekonomi Kongresi’nin değerlendirildiği toplantıda, Türkiye’de kadınların kapanması tartışılırken ve kadınlar töre cinayetleriyle gündeme gelirken söz konusu kongrede Türkiye’den katılan panelistlerin yarısının kadın olduğuna dikkat çekildi. Alman işadamı Thesing, Türk kadınlarını, her an, her ülkeye gidebilen, işlerinde tuttuğunu koparan kadınlar olarak tanıdıklarını belirtti. Türk kadınlarının ayrıca çok yenilikçi, yaratıcı olduklarını ifade eden Thesing’in ‘‘Erkekler, değiştirilmesi gereken şeyi değiştirmemek için pek çok neden bulabiliyor’’ sözleri dikkat çekti. İkinci Cumhuriyetin Birinci Başkanı! Zaten tehlikeli olan onlar değil, saldırıya uğrayanlardır! ??? Gerçeklerse biraz farklıdır. Son saldırıların sorumluluğunun, dinci kesimi korumak için milliyetçi kesime havale edilmek istendiği, ama varlığı konusunda kuşku duyulmayacak ilişkilere rağmen, maddi delillerin yetersiz kaldığı ortaya çıktı. Zaten gerçek amaç, Susurlukçular değildi. Onlar ‘‘derin’’ olan her şeyin içindedirler. Amaç komploya laik Cumhuriyet yandaşlarını bulaştırmaktı. Eşyanın tabiatına aykırıydı, tutmadı. Kimilerine şaşırtıcı gelen ikinci cumhuriyet cephesinin canla başla çalışması ve dinci kesimi korumaya almasıdır. Şaşılacak bir durum yok. Avrupa Birliği’nde neoliberal biçimlenme tamamlanmak üzeredir. Ilımlı İslam ülkesi olarak Türkiye, belli bir forma sokulduktan sonra, dış halkada olmak koşuluyla bu birliğe eklemlenecektir. AKP bu işe uygundur. Solun yeniden etkinleşmesi önlenecek, aklı başında laik, demokrat ve cumhuriyetçi kadrolar terörize edilecek, dincimilliyetçi tahterevallisine binmiş, neoliberal bir Türkiye yaratılacaktır. İkinci cumhuriyetçiler AKP çevrelerinden ve dışarıdan yalnız alkış değil, büyük destek de alıyorlar. Önümüzdeki günlerde ünlü spekülatör, ‘‘renkli devrimler’’ finansörü Soros, Türkiye’ye geliyor. Ondan aldıkları ve alacakları ‘‘tamamen duygusal’’ yardıma paha biçilmez. Ama siz asıl içerden gelene bakın. Asıl büyük destek, Korkut Özal’dan gelmiştir. Ne dedi muhterem? ‘‘Tayyip 11. Cumhurbaşkanı değil, birinci başkan olmalıdır.’’ Uymaz mı? ‘‘İkinci Cumhuriyetin Birinci Başkanlığı’’na Erdoğan’dan daha iyisini mi bulacaksınız! eposta: guray.oz?cumhuriyet.com.tr C Alman işadamı Thesing, ‘‘Biz de kadınların öneminden söz ederken tabii konfeksiyondaki beden ölçülerinden söz etmiyoruz’’ dedi. ‘Biz ne krizler yaşadık!’ T ürkiye’de üretimi bulunan Alman otomotiv devlerinin temsilcileri, piyasalardaki son gelişmelerin ‘basit bir nezleden ibaret’ olduğunu belirterek yatırım yapmaya devam edeceklerini söyledi. Piyasalarda yaşanan dalgalanma Alman otomotiv devlerinin Türkiye’deki planlarını değiştirmedi. Son haftalarda Türk piyasalarında meydana gelen dalgalanmayı geçmişte yaşanan krizlerle karşılaştıran Türkiye’de yatırımcı şirketlerin üst yönetimleri, gelişmeleri ‘basit bir nezleye’ benzetti ve yatırımı sürdüreceklerini açıkladı. 2528 Mayıs tarihleri arasında Almanya’nın başkenti Berlin’de Türk Alman Sanayi ve Ticaret Odası tarafından düzenlenen TürkEkonomi Kongresi’ne katılan devlerin üst yöneticilerinin değerlendirmeleri şöyle: Daimler Chrysler Evobus Yönetim Kurulu üyesi Wolfgang Presinger: Türkiye’de uzun yıllardır varız. Krizlerde tecrübe kazandık. Türk ekonomisindeki son dalgalanma küçük bir nezleden ibaret. Mercedes’in İstanbul Hoşdere’deki tesislerinde üretilen yeni otobüs modeli Travego büyük bir başarı yakaladı. Dünya Kupası’nda Alman Milli Takımı’nı taşıyacak otobüs de burada üretildi. Türk işçilerin performans ve verimliliğinden son derece memnunuz. Dünyada ‘Alman disiplini’ diye bir kavram var. Ancak Hoşdere’deki fabrikamızda Alman disiplinini geçtiniz. Buradaki disiplin Almanya’daki fabrikalarımızda bile yok. MAN Group Yürütme Kurulu üyesi Ralf Enger Walter: YTL’nin değer yitirmesi bizi çok fazla sıkıntıya sokmadı. İharacat talebi çok yüksek ve artmaya devam edecek. Bundan sonra da Türkiye’de yatırım yapmaya devam edeceğiz. 15 milyar Avro ciro, 33 bin 400 kişilik çalışanla Almanya, Polonya, Avusturya ve Türkiye’de üretim yapıyoruz. Ankara’daki tesis bizim için çok önemli. Doğuş Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Aclan Acar: Volkswagen’ın Türkiye’de yatırım yapmasını hararetle ve hasretle bekliyoruz. Karar aldıklarında ortak olacağız. 2005 yılında 1.8 milyar Avro olan ciromuz bu yıl 2 milyar Avro’ya ulaşacak. DEVLER NE DİYOR? ‘Türkiye’yi Avrupa’da görüyoruz’ Dışbank’ı satın alarak Türkiye’ye gelen bankacılık grubu Fortis’in Genel Müdürü Theo Narinx, Berlin’de düzenlenen TürkAlman Kongresi’nde soruları yanıtlarken ‘‘Biz Türkiye’yi Avrupa dahilinde görüyoruz. Bu anlamda siyasetin önündeyiz’’ dedi. Narinx, bir ülkede açılan hesaptan başka bir ülkedeyken hemen 48 saat sonra yararlanılabilecek bir uluslararası ağ oluşturduklarını belirterek bu ağa Türkiye’nin de dahil olduğunu anlattı. Theo Narinx özetle şunları söyledi: ‘‘Berlin’de Türk taksi şoförüne Fortis’i açıklamam gerekmedi. Ama Köln’deki Alman şoför, söylediğimde muhtemelen Ford’la ilgili bir şey olduğunu düşündü... Türkiye’deki başarımız bu. Biz uluslararası bir ağ oluşturuyoruz. Bu ağda ülke sınırları ortadan kalkıyor... Türkiye de bu ağ içinde ve çok iyi bir yerde. Biz Türkiye’yi Avrupa’da görüyoruz.’’ umhuriyet’e ve Danıştay yargıçlarına ‘‘türbana özgürlük’’ gerekçeli kanlı saldırıdan sonra üç beş gün sütre gerisine çekilen AKP’nin ‘‘sol’’ ve ‘‘demokrat’’ yandaşları, güçlü saptırma girişimlerinin yarattığı bulanık havada kendilerine geldiler. Kendilerine geldiler ve eski havalarını buldular. Şimdi Avrupa Birliği destekli ikinci cumhuriyet senaryosuna yeniden hız verme zamanıdır. Teröristler Cumhuriyet’e ve Danıştay’a neden saldırdılar? Laik Cumhuriyeti hazmedemedikleri, bu Cumhuriyeti kendine göre değiştirme hevesinden vazgeçmeyen AKP yönetiminin yarattığı elverişli havada cesaretleri üst düzeye çıktığı için. Olan oldu ve halkın öfkesi de AKP’ye yöneldi. Bunu tersine çevirmek gerekmez mi? Demokrasiyi AB’ye, dünya meselelerini ABD ‘‘fikir’’ kulüplerine havale etmiş ikinci cumhuriyetçiler, AKP ve Fethullahçı çevreler hep birlikte zorlu bir uğraş içine girdiler. ??? Bu çevrelerin doğruları biraz tuhaftır. Onlara göre yeni bir dünya düzeni kurulmaktadır. Bu dönemde üretimin ve doğal olarak işçi sınıfının önemine, yediklerinin, içtiklerinin, giydiklerinin, elleriyle dokunup gözleriyle gördüklerinin birileri tarafından üretildiğine aldırmaz, iletişim ve bilişim teknolojisinin her şey olduğuna inanırlar. Onların gözünde bu, ‘‘kapitalizmin ebedi zaferi’’ anlamı taşır. Bu kapsamda sınıflarla beraber uluslar da önemsizleşmiş, küresel ve karşı konulmaz güçler ortaya çıkmıştır. Sorun bu güçlerle uğraşmak değil, onlarla uzlaşmaktır. Kuşkusuz bunun için tarihsel bir fırsat olarak iktidara gelmiş bulunan AKP’nin her koşulda korumaya alınması gerekmekte, şeriatçı akımlara fazla sert çıkmamaya özen göstermekte yarar bulunmaktadır. MAYIS’IN ’NCI YILDÖNÜMÜ SORUNU ÇÖZMEK YERİNE AZARLADI Bir darbe de Erdoğan’dan AYKUT KÜÇÜKKAYA lmanya’da ‘‘yeşil sermaye’’ mağdurlarının Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik ‘‘Biz bu paraları sizin arkadaşınız olan kişilere verdik, ama dolandırıldık’’ sözlerinin altında bazı gerçekler yatıyor. Erdoğan, yeşil sermayeye parasını kaptıran gurbetçinin feryadına ‘‘Parayı verirken bana mı sordunuz?’’ diye yanıt veriyor, ancak AKP’li bakan, milletvekili ve belediye başkanlarının isimlerinin YİMPAŞ’la anılmasını görmezden geliyor. Yıl 1997: YİMPAŞ Holding Yönetim Kurulu üyesi Kadir Şöhret 10 Mayıs 1997’de Esenboğa Havalimanı’nda 24 kilo kaçak altınla yakalanmış, Çubuk Cumhuriyet Savcılığı tarafından serbest bırakılmıştı. Ve ‘Gençlik halk ve ordunun hareketi’ ANKARAİSTANBUL 27 Mayıs Milli Devrim Derneği Genel Başkanı Hüseyin Avni Güler, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından Atatürk’ün Selanik’teki evinin şeref defterindeki yazısı yırtılan Mehmet Dördüncü’yü yalnız bırakmayacaklarını söyledi. 27 Mayıs Milli Devrim Derneği, 27 Mayıs Devrimi’nin 46. yıldönümü dolayısıyla Anıtkabir’i ziyaret etti. Anıtkabir Özel Defteri’ni imzalayan Güler, deftere şunları kaydetti:‘‘Bugün 27 Mayıs Devrimi’nin kırk altıncı yıldönümü. Her yıl Atatürkçülüğe ve ulusa ihanet edenleri size şikâyet ediyoruz. Selanik’teki evinizin şeref defterine bugünkü iktidarı eleştiren sevgili Mehmet Dördüncü’yü yalnız bırakmıyor ve kendisini canı gönülden kutlayarak tebrik ediyoruz.’’ İstanbul Üniversitesi Mezunlar Derneği ve Demokratik Dayanışma Derneği tarafından düzenlenen Aydınlanma Söyleşileri, bu ay 27 Mayıs Devrimi’ne ayrıldı. Ortaköy Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen panelin sunuş konuşmasını yapan emekli amiral Tanju Erdem, ‘‘Din satıcılarının ve ikinci cumhuriyetçi kimliği ile boy gösteren sahte aydınların, her türlü asker kökenli hükümet darbeleriyle aynı kefeye koyarak 27 Mayıs’ı değerlendirmeleri 27 Mayıs hareketinin işlerine gelmeyişinden dolayıdır’’ dedi. 27 Mayıs Kurucu Meclis üyesi Alev Coşkun ise 27 Mayıs hareketinin emirkomuta zinciri dışında halkın büyük desteği ile gerçekleştiğine dikkat çekti. 27 Mayıs Milli Birlik Komitesi üyesi, Çağdaş Demokrasi Vakfı Başkanı Numan Esin de konuşmasında 27 Mayıs’ın Atatürk devrimlerini ‘‘halk tarafından tutulan ve tutulmayanlar’’ diye ikiye bölenlere karşı ‘‘gençlik, halk ve ordunun el ele vererek gerçekleştirdiği bir hareket’’ olduğunu söyledi. A o dönem RP Yozgat Milletvekili Abdullah Örnek ve İlyas Arslan’ın, Şöhret’in serbest bırakılması için devreye girdiği basına yansımıştı. SPK’nin, aralarında Şöhret ve Örnek’in isimlerinin de yer aldığı 17 YİMPAŞ yöneticisi hakkında suç duyurusunda bulunması ise dikkat çekici. Yıl 2004: Almanya’da Darmstadt Savcılığı’nın 18 Şubat 2004 tarihli resmi yazısına göre YİMPAŞ soruşturması kapsamında 5 kişi dolandırıcılık suçlamasıyla aranıyor. Aranan 5 kişi arasında Veli Korkmaz’ın ismi de yer alıyor. Veli Korkmaz, AKP’nin Kırıkkale belediye başkanı... Yıl 2005: Bir dönem Devlet Bakanı Beşir Atalay’ın danışmanlığını yaptığı YİMPAŞ Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Dursun Uyar hakkında Almanya’nın Mannheim Savcılığı 8 Şubat 2005’te uluslararası yakalama emri çıkarıyor. Hükümetten hiçbir yetkili Dursun Uyar’la ilgili hiçbir açıklama yapmıyor. Uyar kırmızı bültenle arandığı sırada Meclis’e geliyor, komisyona bilgi veriyor. YİMPAŞ mağazalar açıyor, açılış törenlerine AKP’li vekiller katılıyor. AKP’li vekiller Meclis komisyonunda ve kürsüsünde YİMPAŞ’ın batışını, ‘‘28 Şubat sonrası şirketin yatırım yapmasının engellenmesi olarak gördüklerini’’ açıklıyor. İşte bu gerekçelerle Almanya’da yeşil sermaye mağduru, AKP’nin liderine feryat ediyor. Başbakan Erdoğan ise bu feryada, ‘‘Bu holdinglerden yüzde 3540’a varan, nema adı altında para aldığınız zaman hoşunuza gidiyordu’’ sözleriyle yanıt veriyor; mağdurların umutlarına bir darbe daha indiriyor. Fransız Coface alacakları sigortalayacak Şirket bilgileri alanında dünyada ilk 5, kredi yönetimi alanında da 3 büyük arasında yer alan Fansız Coface, Türkiye’de faaliyet alanını genişletiyor. Ülkemizde 5 iflastan birinin borçlarının tahsil edilememesini göz önünde bulunduran Coface, Türkiye’yi pek çok ülkede verdiği ‘kredi sigortası’ hizmetiyle tanıştırmaya hazırlanıyor. Coface, buna paralel Türkiye’de hedef büyüttü.. TürkAlman Ekonomi Kongresi’ne katılan Coface Türkiye Direktörü Belkis Alpergün, kredi sigortası sistemiyle ilgili bilgi verdi. Alpergün, şirketin alacaklarının ödenmemesi riskinin hesaplandığını belirterek sigortaladıklarını anlattı. Şirketlerin üretimden sonra en çok ‘alacak yönetimi’ne zaman ve para harcadığını ifade etti. CHP’Lİ BİHLUN TAMAYLIGİL ETKİNLİKLERLE KUTLANDI ‘Parayı eski arkadaşları topladı’ AYŞE SAYIN ANKARA Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, İslami holdinglere para kaptıran yurttaşları ‘‘sahtekârlıkla’’ suçlayıp ‘‘Para yatırırken bana mı sordunuz’’ diye azarlamasının yankıları sürüyor. TBMM’de kurulan İslami Holdingleri Araştırma Komisyonu’nun CHP’li üyesi Bihlun Tamaylıgil, paraların ağırlıklı olarak ‘‘Milli Görüşçüler’’ tarafından camilerde toplandığına dikkat çekerek ‘‘Bunlar Başbakan’ın eski siyaset arkadaşları, hatta bazıları hâlâ beraber olduğu arkadaşları’’ dedi. Tamaylıgil, Erdoğan’ın İslami holdinglere para kaptıran yurttaşlara yönelik tavrını eleştirirken, AKP hükümetinin sorunun çözümüne yönelik ‘‘samimiyetsiz’’ bir tavır sergilediğini söyledi. AKP’nin, iktidara geldikten sonra Meclis’te 2 yıl bu konuda araştırma komisyonu kurulmasını engellediğini, ancak bu holdinglerle ilgili yasal girişim başlatılınca komisyon kurulmasına vize verdiğini belirten Tamaylıgil, Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener’in gerek komisyon kurulurken, gerekse komisyon raporu görüşülürken bu konuda yasal düzenleme sözü verdiğine dikkat çekti. Tamaylıgil, komisyonun hazırladığı raporun 3.5 ay Meclis’te görüşülemediğini anımsattı. Tamaylıgil, ‘‘Mağdur vatandaşların sorununun çözümü için yeni yasal düzenleme önerisinin yer aldığı komisyon raporunun Meclis’te görüşülmesinden bu yana aşağı yukarı 2 ay geçti. Ama hükümetten bu konuda bir çalışma yapıldığına dair işaret yok. Şener çıkıyor, yasal düzenleme yapılması gerektiğini dile getiriyor, Başbakan ‘‘Bana mı sordunuz’’ diyor. Başbakan ‘Gömleği çıkardım, değiştirdim’ diyerek sorumluluktan kurtulamaz. Tüm iyi niyetimize rağmen, Başbakan böyle bir tavır sergileyince, acaba çözüm ‘siyasi olarak engellenmek mi isteniyor’ sorusu akla geliyor.’’’’ dedi. ‘Türkiye’den gayrimenkul isteyen bize gelsin’ Almanya’da İş Bankası’na ait Işbank Gmbh’nin Genel Müdürü Bayram Öztürk, Türkiye’den gayrimenkul almak isteyenlere danışmanlık ve finans desteği sunacaklarını söyledi. Altyapılarını hazırladıklarını belirten Öztürk, iki ülkeyi çok iyi tanıdıklarını ve Almanya’daki girişimcilere bu hizmeti vermeye hazır olduklarını dile getirdi.. İstanbul’un fethinin yıldönümü ANKARA/İSTANBUL (Cumhuriyet) Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, İstanbul’un ev sahipliği yaptığı çeşitli uygarlıklardan ve kültürlerden bugüne taşınan mirası korumanın, dokusuna zarar vermeden geleceğe aktarmanın, kendimize karşı olduğu kadar, insanlığa karşı da sorumluluk olduğunu bildirdi. Cumhurbaşkanı Sezer, İstanbul’un fethinin 553. yıldönümü nedeniyle mesaj yayımladı. Ortaçağın kapanmasını ve yeniçağın başlangıcını simgeleyen İstanbul’un fethinin, sistemli, disiplinli, planlı çalışmalarla gerçekleştirilmiş, siyasal ve askeri sonuçlarıyla geleceğin biçimlenmesinde önemli rol oynadığına dikkati çeken Sezer, İstanbul’un fethinin, tarihin akışını değiştiren, insanlığın önüne yeni ufuklar açan büyük bir dönüm noktası olarak anıldığını vurguladı.