Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
18 GÜNCEL C haberlerin devamı MAYIS CUMA Bir ülke daha: Karadağ Dış Haberler Servisi Karadağ, SırbistanKaradağ birliğinden ayrılmaya ve Balkanlar’da yeni bir bağımsız devlet olarak yerini almaya karar verdi. Bu gelişmenin bölgede başka ‘‘ayrılma’’ ve ‘‘bağımsızlık’’ taleplerini cesaretlendirmesi bekleniyor. Karadağ’da yapılan halkoylamasının resmi ilk sonuçları, ayrılma için gerekli yüzde 55 oranının az bir farkla geçildiğini ve bağımsızlık yanlılarının kazandığını gösterdi. Seçim Komisyonu Başkanı Fratisek Lipka, sayımın sonuçlarına göre, referanduma katılanların yüzde 55.4’ünün bağımsızlık yönünde oy verdiğini, katılım oranının yüzde 86.3 olduğunu belirtti. Karadağ Başbakanı Milo Cukanoviç, Sırbistan’dan bağımsızlığın kazanıldığını teyit etti. Cukanoviç, yasal eşik olan yüzde 55’i az aşan oy farkıyla Sırbistan’a bağlı kalma yönünde oy kullananların 40 bin oy önüne geçildiğini söyledi. 620 bin nüfuslu Karadağ’da, Sırbistan’la birliği savunan blok ilk gece sonuçlara itiraz etmiş ve resmi sonuçların beklenmesi gerektiğini öne sürmüştü. SırbistanKaradağ devletinin Dışişleri Bakanı Vuk Draskoviç de, bağımsızlık sonucunu tanımaya yanaşmayan milliyetçi kesimleri uyararak sükunet telkin etti. GELENEKSEL SENARYOLAR Sırbistan’da ise referandum sonuçları kuşkuyla karşılandı. Sırbistan Devlet Başkanı ya da Başbakanı’ndan herhangi bir tepki gelmezken Sırbistan Başbakanı Voyislav Koştunitsa’nın danışmanı Aleksander Simiç, seçim sonuçları hakkında erken açıklama yapan gözlemci kuruluşlara karşı dava açılırsa ‘‘buna şaşmayacağını’’ söyledi. Simiç, ‘‘Yaptıkları, ayrılıkçıların geleneksel senaryolarına çok iyi uyuyor’’ dedi. Sırbistan’da yayımlanan Politika gazetesi, referandumda ayrılmadan yana olanların sağladığı çoğunluğun ‘‘kuşkulu olduğu’’ manşetini attı. Sırbistan hükümeti, referandum sonucuna uyacağına ilişkin teminatı daha önceden resmen açıklamıştı. AB, Karadağ referandumu sonucuna tüm tarafların saygı göstermesini istedi. AB Komisyonu sözcülerinden Amadeu Altafaj Tardio, resmi açıklama için kesin sonuçları ve uluslararası gözlemcilerin raporlarını beklediklerini belirterek olaysız geçen oylamada yüksek katılım oranına ulaşılmış olmasını memnuniyetle karşıladıklarını kaydetti. GÜNDEM MUSTAFA BALBAY CÜNEYT ARCAYÜREK Halkın Tepkisine RTE’nin Yorumu AKP’nin Davranış Bozukluğu! T ürkiye Cumhuriyeti’nde ilk kez bir Başbakan... Halkın tepkisinden korkan, halktan kaçan bir Başbakan: Başkentteki binlerce insanın katıldığı görkemli cenaze törenindeki toplumsal bilinçle oluşan ve kabaran kitlesel tepkilere nasıl dar çerçeveden baktığını ve yorumladığını... ... Basit, olağan törenleri bahane ederek özel uçağına atlayarak bir gece yarısı kaçıp gittiği Antalya’daki konuşmalarından birinde bir, iki cümleyle özetledi. Öyle bir özet ki; kitlesel tepkiye karşı olumsuz duygularını halk, halk deyip durmasına karşın halka hangi gözle baktığını kanıtlıyor. Toplumsal eylemleri yine kısır siyaset anlayışıyla, yine kendi dışında başka çevrelere ‘‘Kimse kan üzerinden siyaset yapmamalıdır’’ diyen bir cümleyle mal etmeye çalışıyor. Asıl üzerinde durulması gereken şu cümlesini, nedense medya yeterince değerlendirmedi: ‘‘... Asla sokak şamatalarına prim vermeyeceğiz...’’ ??? Kadın erkek, genç ihtiyar binlerce insanımızın laik rejime ve Cumhuriyete sahip çıkan güçlü sesini, Danıştay önünden Anıtkabir’e, Kocatepe Camisi’ne kadar uzanan eylemini şamata (sözlük anlamı: Gürültü, patırtı) diye adlandıranın adı RTE, ne yazık ki sıfatı TC Başbakanı! RTE’nin şamata dediği eylemlerde on binlerce insan ‘‘Yobazlar, AKP ve Mollalar İran’a Katil Başbakan Türkiye laiktir laik kalacak’’ diye haykırıyor. TV’den izlediniz; Adalet Bakanı Çiçek’i polisler zanlıları koşturarak nasıl kaçırıyorlarsa öyle kaçırdı. Çevre ve Orman Bakanı Pepe’ye ve İçişleri Bakanı Aksu’ya pet şişeler atıldı. İçişleri Bakanı polis himayesinde caminin apteshanesine kaçırıldı, cenaze boyunca orada kaldı. Başbakan Yardımcısı Şener’i ceketinden çekiştirdiler. Dışişleri Bakanı Gül’ün başına vurdular. Avluda ‘‘Azmettiren Bülent Arınç’’ yazılı döviz açıldı ve yuh sesleri yükseldi: ‘‘Katil Başbakan!’’ Bu tepki gericiliğe her gün yeni bir alan bulan hükümete! Bu görkemli tepkiye, kuzuların sessizliği içinde AKP iktidarına karşı eyleme geçmediği için eleştirilen toplumun yüreğinden gelen bu güçlü, içeride dışarıda ses getiren bu tepkiye... Başbakan’ın tepkisine bakınız: ‘‘... Asla sokak şamatalarına prim vermeyeceğiz!..’’ ??? Cumhurbaşkanımız Ahmet Necdet Sezer, 19 Mayıs mesajında saldırının aslında laik Cumhuriyete yapılan bir saldırı olduğunu vurgular, ‘‘Laikliği çeşitli biçimlerde yorumlayarak, içini boşaltıp demokrasiyi, dolayısıyla devlet rejimini yıkmaya kimsenin gücü yetmeyecektir’’ cümlesinin altını çizerken işaret parmağı elbette RTE’yi, AKP’yi gösteriyor. Toplumsal eleştiriyi sokak şamatası diye adlandıran Başbakan; Cumhuriyet’e atılan bombaları ‘‘Bizim parti merkezlerine de atılıyor’’ diye hafife alırsa... Danıştay Başkanı’nın kuruluş yıldönümündeki konuşmasını ‘‘Böyle konuşmaları çok dinledik, hepsi aynı’’ diye yorumlarsa... Yargı kararlarına karşı sert çıkan nutuklar atarsa... Bugün eleştirilerin toplumsal eyleme dönüşmesini basite indirgeyerek kuru gürültüye pabuç bırakmayacağız diye algılarsa... Bütün bunlar gerçek kimliğini sergileyen öğeler değil de nedir? Anlayamadığı, anlayamayacağı şu: Toplum şeriatçı kafalara prim vermemeye kararlı. D Rumlar bölünme fikrine alışıyor REŞAT AKAR LEFKOŞA Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı Tasos Papadopulos, 21 Mayıs’ta gerçekleşen seçimlerin olgunlukla tamamlanmış olduğunu ve bundan büyük bir memnuniyet duyduğunu belirterek ‘‘Seçimler doğru mesajı elde etmek için çok faydalı bir temel teşkil etmektedir. Tüm politik güçlerin, kendi bakış açılarından bu mesajları doğru değerlendirerek halkın isteğine saygı duyacaklarına ve bu yönde hareket edeceklerine inanıyorum’’ dedi. Papadopulos, seçimlerden çıkan mesajla Rum hükümetinin daha da güçlendiğini ve daha güçlü bir program yapacaklarını söyledi. Rum lideri ‘‘Seçimlerin ardından karşımıza çıkması muhtemel büyük kışkırtmalara birlikte karşı koymalı, gerçekten kalıcı ve fonksiyonel bir çözümü öngören büyük amacımıza ulaşma yolunda birlikte mücadele etmeliyiz’’ diyerek muhalefet partilerine uzlaşma mesajı gönderdi. Lideri olduğu Demokratik Parti’nin (DİKO) milletvekilliği seçimlerinde yüzde 3 oranında oy arttırarak meclise 11 milletvekili göndermesi Papadopulos’u mutlu ederken eski Rum Yönetimi Başkanı Yorgo Vasiliu, seçim sonuçlarından duyduğu rahatsızlığı dile getirdi. Vasiliu, seçim sonuçlarının Kıbrıs için kötü bir mesaj verdiğini belirterek ‘‘İnsanımızın de facto bölünmeye uyum sağlamakta olduğu görülüyor’’ dedi. Seçimlerde en fazla oy toplayan parti olmasına karşın yüzde 3.5 oranında oy kaybeden Komünist AKEL’in Genel Sekreteri Dimitris Hristofyas ise oylardaki düşüşün, iddia edildiği gibi referandumda izlenen tutumdan kaynaklanmadığını savundu. Referandum sırasında Papadopulos’la birlikte Annan Planı’na ‘‘hayır’’ diyen ve barış yanlısı bazı partililerin tepkisini toplayan AKEL lideri, ‘‘Referandumdan dolayı oy kaybımız çok az olmuştur, fakat diğer nedenleri yorumlamak istemiyorum’’ dedi. Hristofyas, Kıbrıs halkının birlikte yaşamasını ve daha da önemlisi, bu ülkenin ev sahiplerinin Kıbrıslı Rumlar ve Kıbrıslı Türklerin olduğunu garanti altına alacak, iki toplumlu, iki kesimli federal bir çözüme bağlı kalacaklarını iddia etti. Oylarını yüzde 2.4 oranında arttıran koalisyon hükümetinin küçük ortağı Sosyalist EDEK Başkanı Yannakis Omiru ise halktan güçlü bir destek aldıklarını ve yeni AB ortamını değerlendirerek milli birlik için mücadele edeceklerini söyledi. Omiru, Türkiye’nin AB süreci ile Kıbrıs sorununu ilişkilendirmek için yürütülen çabaların devam edeceğini kaydetti. AKEL taraftarları, sonuçların kesinleşmesiyle birlikte sokaklara döküldü. (Fotoğraf: AP) Papadopulos’un ikinci ‘zaferi’ LEYLA TAVŞANOĞLU LEFKOŞA (Rum Kesimi) Geçen pazar günü Kıbrıs Rum kesiminde yapılan parlamento seçimlerinin sonuçları pek de sürpriz olmadı. Sandıktan, beklenen sonuç çıktı ve Rum lider Tasos Papadopulos’un, yönetim başkanlığı süresinde Rum halkını tuttuğu aşırı Rum milliyetçiliği bombardımanı ürünlerini fazlasıyla verdi. Annan Planı için yapılan referandumdan sonra Papadopulos’un siyasetleri için ikinci bir referandum olacağı bilinen parlamento seçimlerinde meclis çoğunlunu elinde tutan komünist AKEL partisiyle, ikinci durumdaki merkez sağ DİSİ üçer puan kaybetti. Papadopulos’un DİKO partisi ise dört puan birden aldı. Öte yandan aşırı milliyetçi EDEK partisinin oyları da yine dört puan artarak yüzde 9’a çıktı. Seçimlere giren küçük partilerden eski Rum lider Glafkos Klerides’in hükümet sözcüsü Mihalis Papapetru’nun EDİ (Birleşik Demokratlar) partisi yüzde 1.5 oyla yüzde 2 olan seçim barajını aşamadı. Papapetru, referandumda Rum kesiminde Annan Planı’na ‘‘evet’’ oyu verilmesi kampanyasının başını çekmişti. SEÇİMİN ‘İLK’LERİ Papapetru bu seçimlerde de bir ilke imza attı ve Rum kesiminde yıllardır yaşayan Kıbrıslı Türk yazar Neşe Yaşın’ı kendi partisinden milletvekilliğine aday gösterdi. Seçim akşamı partisinin merkezinde konuştuğum Papapetru zor olmakla birlikte partisinin seçim barajını aşıp parlamentoda temsil edileceğine inanıyordu. Bu seçimlerde yine bir ilk oldu ve 250 kadar Kıbrıslı Türk, Rum parlamentosu için oy kullandı. Ancak sayıları 500 bin olan Rum seçmenler içinde Türk oyları etkili olmadı. Seçim gecesi AKEL’in merkezi bir festival havasındayken DİSİ binasında başta Genel Başkan Nikos Anastasiadis ve Başkan Yardımcısı Neofitu Averof olmak üzere herkeste sinirlilik ve gerginlik hâkimdi. DİSİ, seçimde AKEL’in önüne geçme hedefine ulaşamamıştı. DÜŞ KIRIKLIĞI Gece yarısı resmi olmayan sonuçlar gelmeye başladığında Rum lider Papadopulos televizyondan halka seslenerek ‘‘Şimdi daha fazla kenetlenmek ve ulusal birliğimizi güçlendirmek zorunlu hale gelmiştir. Demokrasi ve ulusal birlik için çalışacağız’’ dedi. DİSİ lideri Anastasiadis ise muhalefetin başını çektiğini bir an için unutmuş olmalı ki ‘‘Kıbrıs’a çözü bulunması için müzakereler başladığında Papadopulos’u destekleyeceğiz’’ sözünü verdi. AB’den liman ve reform uyarısı ELÇİN POYRAZLAR Karaoğlan Baştarafı 1. Sayfada ğı değerlendirilmiştir.’’ Akşam saatlerinde açıklama yapan DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, Ecevit’in sağlık durumu konusunda ‘‘Ne yazık ki kritik süreç sürüyor’’ dedi. Rahşan Ecevit’in de iyi olduğunu belirten Sezer, ‘‘Rahşan Hanım metin bir şekilde gelişmeleri izliyor, gözlüyor. O da bizimle birlikte endişeli bekleyişi sürdürüyor’’ diye konuştu. BEKLEYİŞ SÜRÜYOR Ecevit’in durumunu merak eden partililer gün boyunca GATA önünde bekleyişlerini sürdürdü. DSP Genel Merkezi’nin koordinasyonunda, Ecevit’in GATA’da kaldığı her gün belirlenen illerden DSP örgütünün yöneticileri ve temsilcileri Ankara’ya gelirken, hastanenin ziyaretçileri Gaziantep ve Sinop parti örgütlerinden gelen temsilciler oldu. Partililer, GATA önünde ‘‘Laikliğin cumhuriyetin ve demokrasinin yılmaz savunucusu Ecevit’’, ‘‘Kıbrıs fatihine acil şifalar diliyoruz’’, ‘‘Türkiye seninle gurur duyuyor Karaoğlan’’ ve ‘‘Her zaman kalbimizdesin’’ yazılı dövizler ile Ecevit ailesini yalnız bırakmadı. Ata’ya saygı yürüyüşü İstanbul Haber Servisi 19 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı kutlamaları kapsamında düzenlenen ‘‘Atatürk’ü Anma ve Gençlik Yürüyüşü’’nde binlerce genç, Atatürk’ün emanet ettiği değerlere sahip çıkma sözü verdi. İstanbul Valiliği’nin, Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün işbirliğiyle gerçekleştirdiği ve öğrencilerin yanı sıra çok sayıda yurttaşın da katıldığı Atatürk’ü Anma Halk Yürüyüşü Mecidiyeköy ve Dolmabahçe’den iki ayrı kortej halinde saat 10.00 sıralarında başladı. Anadolu Yakası’ndan katılanlar Dolmabahçe’den, Avrupa Yakası’ndan gelenler ise Mecidiyeköy ve Şişli’deki Atatürk Evi Müzesi önünden hareket etti. Türk bayrakları, Atatürk posterlerinin ve ‘‘Yurtta birlik dünyada barış için Atatürk’ü anma halk yürüşünde buluşalım’’,‘‘125. yılın kutlu olsun Atam izindeyiz’’, ‘‘Ne mutlu Türküm diyene’’ pankartlarının taşındığı yürüyüş boyunca 10. Yıl Marşı çalındı. Bazı yurttaşlar da Ahmet Taner Kışlalı ve Uğur Mumcu posterlerini taşıdı. Yürüyüş kolları Taksim Alanı’na girdikten sonra Cumhuriyet Anıtı önünde düzenlenen törende konuşan İstanbul Vali Yardımcısı Ergin Güngör, ‘‘Türkiye Cumhuriyeti’nin kazanımlarına sonsuza kadar sahip çıkacağız’’ dedi. Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Balıbey, Atatürk’ün manevi kızı Ülkü Adatepe ve İl Gençlik ve Spor Müdürü Tamer Taşpınar’ın da katıldığı yürüyüş ve tören sonunda Taksim Gezi Parkı’nda İstanbul İlköğretim Okulları Korosu bir konser verdi. Yürüyüşe Bahçelievler, Beyoğlu ve Pendik ilçelerinden gelen ilköğretim ve ortaöğretim kurumlarının yanı sıra İstanbul İzcileri, Alibeyköy Lisesi, Güngören Lisesi, Notre Dame De Sion Lisesi, Ferit Anıl Lisesi’nin de aralarında bulunduğu İstanbul’daki çok sayıda okulun öğretmen ve öğrencileri katıldı. anıştay ve Cumhuriyet saldırılarını üstlenen Alparslan Arslan ve tanımadığı 3 arkadaşı tutuklanarak cezaevine kondu. Bu durum doğal olarak Arslan’ın Emniyet ifadesinin tamamlandığını, bu aşamadan sonra daha ileri bilgi vermesinin çok zor olduğunu gösteriyor. Bir zanlı Emniyet soruşturmasının tamamlanıp cezaevine konması halinde yeniden ifadesinin alınması çok güç. Eğer yeni zanlılar yakalanıp Arslan’la ilgili yeni bilgiler verirlerse, Emniyet’ten bir ekip cezaevine gidip orada sorguya çekebilir. Yeni yasalara göre, Emniyet’e dönüş yok. Bunları vurgulamamızın nedeni şu: Arslan’ın ifadesinde yanıtını aradığımız soruların çoğu hâlâ çengelli! Karşımızda çok parçalı bulmaca var. Bu bulmacanın şehit olan ve yaralananlar kısmı net. Tetiği çeken kısımda ise sadece tabanca ve tabancayı tutan el, bileğine kadar görünüyor. Ötesi yok. ??? Arslan, gerek mesleğinin gerekse aldığı terör eğitiminin katkısıyla olsa gerek, çok profesyonel bir ifade vermiş görünüyor. İfadenin satır aralarında birkaç ay sonra başlaması beklenen duruşmada Arslan’ın alacağı cezayı hafifletme olasılığı yüksek tümceler yer alıyor. Örneğin Arslan, Danıştay’da saldırıyı düzenlediği odaya girerken, herkesi hedef almadığını söyleyip ayrıntı vermiş. Bu ve benzeri anlatımların yargılamayı nasıl etkileyeceğini şimdiden söylemek zor. Arslan’ın ifadesinde şu iki kilit sorunun yanıtı yok: Evinin kirasını zor verecek durumda bir kişi olarak, eylemler için gerekli parayı nereden buldu? Harcama tutarı 50 bin YTL’yi buluyor. Silah ve el bombasını almasında aracılık eden ve bunları aldığı kişi ya da kişiler kim? Arslan ifadesinde, aracılık edenin adını açıklamak istemediğini söylüyor. Silah ve el bombasını satın aldığı kişiyi de tanımadığını belirtiyor. Dikkat çekici bir nokta daha var; Arslan, Cumhuriyet’e atılan 3 bombadan sadece sonuncusunu kendisinin gerçekleştirdiğini kabul etti. İlk iki bombayı atan Tekin İrşi’yi tanımadığını söyledi. Bu durumda ortaya şu soru çıkıyor: Tüm saldırılarda adı geçenler birbirini tanımıyor mu? Bunlar belli bir merkezden farklı biçimlerde yönlendirilen ve birbiriyle bağlantısı olmayan kişiler mi? ??? Danıştay saldırısına ilişkin soruşturmaları yorumlarken AKP’nin tutumu da ister istemez hep gündemimizde olacak. Ne yazık ki, AKP olayda Türkiye Cumhuriyeti’nin hükümeti gibi davranamadı. AKP’nin davranış bozukluğu halen devam ediyor. AKP’liler döne dolaşa saldırganların ‘‘irticacı’’ diye tanımlanan yelpazeden olmadığını kanıtlatmaya çalışıyor. Her şeyden sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin daha Danıştay saldırısının üzerinden yarım gün bile geçmeden Meclis kürsüsünden şunu söylemişti: ‘‘Soruşturma safhasında sürprizlere hazır olun!’’ Demek ki, Şahin olayı çözdü. Tepki gösterenlerin de şaşıracağı sonuca ulaştı ve bunu Meclis kürsüsünden haykırıyor! Gelinen noktanın özeti şu: 1 Soruşturmanın seyri, olayın bütün yönleriyle aydınlatılmasına ilişkin umut vermiyor. 2 AKP düğümün çözücüsü değil, bir parçası halinde; gerilim politikası uygulayarak ayakta durmaya çalışıyor. ankcum?cumhuriyet.com.tr BRÜKSEL AB Komisyonu Genişleme Komiseri Olli Rehn, Türkiye’nin reform sürecinde acil ilerleme sağlanması ve Güney Kıbrıs’a hava ve deniz limanlarının açılması konularında uyarıda bulundu. Brüksel’deki Ekonomik Forum’a katılan Başmüzakereci ve Devlet Bakanı Ali Babacan’la bir araya gelen Rehn, görüşmenin ardından yapılan basın toplantısında Ankara’nın yasal, siyasi ve demokratik reformlar konusunda ciddi adımlar atmasının zamanı geldiğini söyledi. Rehn ifade özgürlüğü, kültürel haklar ve dini özgürlüklere yönelik reformlara yönelik somut adımların yanı sıra Terörle Mücadele Yasası’nın reform sürecini baltalamaması gerektiğini belirtti. Orhan Aldıkaçtı yaşamını yitirdi İstanbul Haber Servisi Anayasa hukukçusu, 1982 Anayasası’nın mimarı, eski Danışma Meclisi üyesi Prof. Dr. Orhan Aldıkaçtı, tedavi gördüğü Florence Nightingale Hastanesi’nde yaşamını yitirdi. Prof. Aldıkaçtı için Bahçeşehir Üniversitesi Beşiktaş Yerleşkesi’nde tören düzenlendi. Prof. Dr. Aldıkaçtı’nın cenazesi Teşvikiye Camii’nde kılınacak öğle namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verilecek. Bahçeşehir Üniversitesi’nden yapılan yazılı açıklamada, Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Orhan Aldıkaçtı’nın 3 haftadır tedavi gördüğü Çağlayan Florence Nightingale Hastanesi’nde yaşamını yitirdiği belirtildi.