23 Kasım 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Dinleyin 4 14 ŞUBAT 2009 CUMARTESİ Akalın’la Sevgililer Günü Demet Akalın Sevgililer Günü için bu akşam Maslak Sheraton Convention Salonu’nda konser verecek. Türkiye’nin ünlü DJ’leri, Suat Ateşdağlı ve Emrah İş‘in de sahneye çıkacağı etkinlik Unilife organizasyonuyla gerçekleşecek. Demet Akalın şarkılarıyla Sevgililer Günü geçirmek isteyenler için kapılar saat 22.00’de açılacak. (0216 556 98 00, biletler 60 TL) Nardis’te caz Amerika’da doğup büyüyen, BasınYayın/RadyoTV mezunu Feyza Eren, bu akşam saat 22.30’da Nardis Jazz Club sahnesinde olacak. 8 yıl Klasik Batı Müziği keman eğitimi gördükten sonra çeşitli müzikallerde ve tiyatroda oynayan Feyza, 13 yıldır İstanbul’da caz söylüyor. Ricky Ford orkestrasıyla Fransa’da bir caz festivaline katılan ve aynı grupla Paris’te Lionel Hampton Jazz Club’da şarkı söyleyen Eren’e bu gece Engin Recepoğulları, Önder Focan, Erdal Akyol ve Ediz Hafızoğlu eşlik edecek. Eren, 2000 yılında Emin Fındıkoğlu yönetiminde en iyi caz müzisyenlerinden oluşmuş bir grupla ‘I’m New’ adlı ilk albümünü çıkardı. (0212 244 63 27, biletler 25 TL) Aşkın adresi 360 Müziğin melez kızı Sherry Dyanne, Sevgililer Günü’nü birbirinden güzel aşk şarkıları eşliğinde geçirmek isteyenler için bu akşam 360 İstanbul’da sahneye çıkacak. İstanbul manzarası eşliğinde yiyebileceğiniz birbirinden leziz yemekler de cabası... (0212 251 10 4243) Boğaza nazır müzik Yasemin More bu akşam Sevgililer Günü konseri için Çubuklu Hayal Kahvesi’nin sahnesinde olacak. İlk albümü ‘Hayvanlar’ ve albümden çıkan ilk klibi ‘Aslında Bir Konu Var’ ile son günlerde adından çok söz ettiren Mori, Sevgililer Günü’nde eğlence arayanlar için en güzel şarkılarını seslendirecek. Farklı ses kalitesi ve farklı yorumuyla dikkatleri üzerine çeken Mori’nin şarkılarının söz ve besteleri de kendine ait. Bu arada Çubuklu Hayal Kahvesi daha sakin ve romantik bir Sevgililer Günü gerçirmek isteyenleri de unutmamış. Şömine başında ve en güzel aşk şarkıları eşliğinde lezzetli bir akşam yemeği yemek de mümkün. (02164136880, biletler 50 TL) Adı gibi çılgın bir dans 1940’lı yıllardan bu yana varlığını sürdüren, Karadeniz civarında bilinen Kolbastı, Trabzonsporlu futbolcular sayesinde iyiden iyiye kendinden söz ettirmeye başladı. İnternette araştırıp soruşturanlar, video paylaşım sitelerinde takip edenler ve ne olduğunu bilmeyenlere duyurulur: Artık bu oyunu tanımanın zamanı geldi. Trabzonsporlu futbolcuların Ankaraspor karşılaşmasında 20’lık galibiyetinin ardından yaptıkları Kolbastı oyunu, Macaristan’da internet sitelerinde yer aldıktan sonra izlenme rekorları kırdı. Macar spor medyasının ‘Dünyanın en ZUHAL komik galibiyet sevinci’, takımının AYTOLUN ‘Türk enteresan galibiyet kutlaması’ başlıklarıyla duyurduğu haberlerde böyle bir gösteriye rastlanmadığı belirtildi. Diğer yandan Karadeniz Teknik Üniversitesi öğrencilerinin video paylaşım sitelerine koydukları videolar da çok sayıda tıklanarak ilgi görüyor bugünlerde. Pek çok video paylaşım sitesinde yer alan Kolbastı oyunu, bu hızla ilgi görmeye devam ettikçe adını belki de gerçekten dünyaya duyurur. Kimbilir... Peki nasıl bir danstır Kolbastı? Gerçekten Karadenizlilere özgü bir dans mıdır yoksa Karadenizliler kendilerine mi mâl etmiştir? ararken, pek çok kültürü ve figürü biraraya getirerek kendilerini ifade etmeye çalışanların oynadığı bir tür oyun. Bireysel hareketlere çeşni olması açısından pek çok figür doğaçlama olarak da katılabiliyor. Karadeniz Teknik Üniversiteli öğrencilerin danslarıyla tanınan bu oyun için Genç, hem Trabzon bağlılığından kopmama hem de farklı dansları biraraya getirmesi açısından böyle bir açılımın yapıldığını dile getiriyor. Faroz Kesmesi olarak da bilinen Kolbastı, daha çok erkekler tarafından icra edilen bir dans. Genç, kadınların oynayıp oynayamayacağı yönündeki sorumuzu şöyle yanıtlıyor Genç: “Faroz, bıçkın delikanlıların olduğu bir mahalle. O yüzden de erkekleri tarafından daha fazla oynanıyor. İnsan ruhunun içindeki sert çıkışların dışavurumu olarak algılanabilir. Çünkü biraz da agresif.” Trabzon merkezde kesinlikle horon oynanmadığına da vurgu yapıyor Genç. Bu çelişkilerin sebeplerini sorduğumuzda ise Trabzon insanının kendini ifade için farklı yollar aradığını belki de horonun köylülük olarak bile görülüyor olabileceğini dile getiriyor. Çünkü Kolbastı postmodern bir yapıya sahip; daha önce de belirttiğimiz gibi biraz break dance, biraz horon, biraz rap gibi. Genç, bu popülaritenin geçici olduğunu söylüyor, horonun verdiği hazzı asla veremeyeceğine vurgu yaparak. Kolbastı Karadenizli olmaya gerek yok Karadeniz Sözlüğü’nün yazarı Özhan Öztürk’ten aldığımız bilgiye göre ise ilk Kolbastı kaydı Piçoğlu Osman Gökçe tarafından 1943 yılında gerçekleştirilmiş. Öztürk Kolbastı oynanılan ezgilerle, bugün Trabzonlu üniversiteliler tarafından oynanan popüler oyunu birbirinden dikkatlice ayırmak gerektiğini söylüyor. Kolbastı adlı ezgi Nejat Buhara tarafından Trabzon’da derlenmiş ve müzik repertuarına Trabzon ezgisi olarak geçmiş. Buna karşın Maçka’da son derece sevilerek oynanılan Kolbastı’yı meşhur eden isim geçen yıl kaybettiğimiz Erkan Ocaklı. Ezgisel yönüne bakarsak Karadeniz’de 9/8 lik kol oyunu havaları, 7/8lik kol horonları, metelik kaydelerinin SamsunRizeGümüşhane üçgeninde küçük farklılıklarla olsa da her yörede bilindiği görülüyor. Öztürk, Kolbastı oyununda kullanılan ezgilerin ki günümüzde çoğunlukla ‘Dereboyu Kavaklar’ adlı ezgi eşliğinde oynanılsa da, Piçoğlu tarafından yapılan ilk kayıtta farklı bir ezgi kullanıldığının görüldüğünü belirtiyor. 1943’ten önce de Trabzon merkez ilçede yaşayan denizcilerin oynadığı ve Hoptek olarak bilinen oyunun sonraları Faroz kesmesi ve Kolbastı adlarını aldığını söylüyor Öztürk: “Faroz, Yunanca ‘deniz feneri’ anlamına geliyor ve bu bölgede yaşayan insanlar da balıkçılık ile uğraşıyor. Anadolu’nun bir başka yöresinde hatta Karadenizden Yunanistan’a mübadil giden Rumların folklorunda bulunmayan ‘hoptek’ adı yöreye kanımca bu denizcilerce 1917 Ekim devrimine dek Karadenizlinin ekmek kapısı olan Kırım civarından getirilmiş olabilir. Oyunu kastetmiyor; orijinal adından bahsediyorum. Ukrayna milli dansı olan ‘hopak’ Ukrayna dilinde ‘yerinde hoplamak’ anlamına gelip, çılgınca ve doğaçlama maharet gösterilerini içeren bir bahar kutlaması dansıdır. İgor Stravinski’nin ‘Ateşkuşu’ bestesinin de ana temasıdır. Figürler ve ezgiler çoğunlukla kolbastıya yabancı olmakla birlikte neşe içinde yerinde zıplanırken yapılan çılgınca doğaçlama hareketler –ki balıkçılar da çoğunlukla bereketli av dönüşünde bu dansı yaparlardı Sadece isim ödünçlemeden daha fazla kültürel etkileşimin olduğunu sanıyorum” diyor Kolbastı’nın gelişiminden söz ederken. Olcay’la aşkın halleri Zuhal Olcay, yeni albümün ilk gala konserini bu akşam Türker İnanoğlu Maslak Show Center’da gerçekleştirecek. Saat 21.30’da başlayacak konserde Olcay, Aşk’ın Halleri’ isimli yeni albümdeki parçaların yanı sıra çok sevlen ve unutulmayan şarkılarını da seslendirecek. Olcay’ın yeni albümünde toplam 10 şarkı bulunuyor. Sevgililer Günü için özel ve duygu yüklü bir repertuvar hazırlayan sanatçı sevenlerine unutulmaz zamanlar yaşatack.(0216 556 98 00, biletler 78.50, 67.50, 56.50 ve 45 TL) BİRAZ RAP, BİRAZ BREAK Öncelikle bilmeyenler için dansı tarif etmekte yarar var. Ağ atmaçekme, olta atma, balık çekme, tokatlama, kalp masajı yapma, kılıçkalkan, kürek çekme gibi hareketlerin biraraya getirildiğini düşünün. Bir de aralara hoplama zıplama yerleştirin. Yalnızca bu kadar da değil. Son derece hareketli bu oyunda farklı figürler de yer alıyor. Biraz rap, biraz break dance, biraz Karadeniz hareketliliği, horon... Gerek Karadeniz Teknik Üniversiteli gençler gerekse Trabzonsporlu futbolcuların oyunları şimdilerde epey popüler. Hatta o kadar ki video paylaşım sitelerinde en çok tıklananlar arasında yer alıyor. Biz de öncelikle İstanbul’da tek kolbastı eğitimi veren Horon Evi’nin folklor eğitmeni Aclan Sezer Genç’in görüşlerine başvurduk. 1930’lu yıllardan bu yana oynana geldiğini ancak sözlü tarihte yer alan çok sayıda görüşte bir uzlaşma sağlanamadığını belirterek kendi görüşlerini dile getirdi. 43 yıldır horon eğitmenliği yapan Genç’e göre, yalnızca Trabzon merkezde oynanan Kolbastı oradaki insanların ruh hallerinin dışa vurumu. Farklı çıkış noktaları Düğün konseptli konser Son albümü Dance Revolution ile büyük yankı uyandıran Bedük, bu akşam saat 22.00’de Beyoğlu Olimpia’da müzikseverlerle buluşacak. ‘Türk Düğünü’ konseptinde çekilen ve herkesin büyük beğenisini kazanan son klibi ‘Automatik’ bu akşamki gecenin temasını oluşturuyor. Gece için Beyoğlu Olimpia’nın adı ‘Automatik Düğün Salonu’ olarak değiştiriliyor ve içerisi de düğün salonu formuna sokuluyor. Bu gece Bedük şarkılarıyla coşmak ve bir yandan düğün salonu atmosferinde eğlenmek isteyenler Olimpia’da olmalı. (0216 556 98 00, biletler 34.50 ve 24.50 TL) POSTMODER FİGÜRLER Youtube’da KTÜ’lülerin oyun videolarını yayınlamalamaları ve 2007’de Trabzon’da düzenlenen 1. Karadeniz Oyunları‘nda çok sayıda katılımcıyla üstelik Farozlu balıkçılara da göndermeler yapan bir kareografi eşliğinde oynanılması Kolbastının yurt çapında tanınıp yaygınlaşmasını sağladı. Oyunun popüler olduğunu gören gençlerin, kolbastı grupları kurarak televizyon programlarına çıktıklarını, oyunu her öğrenen ona çiftetelliden, break dansa dek uzanan postmodern figür ödünçlemeleriyle bir şeyler ekleyerek Kolbastı’yı dönüştürdüklerini belirtiyor Öztürk: “Bugün gençlerin oynadığı Kolbastı oyununu artık bir halk dansı değil de –rap etkisiyle sanki bir alt kültürün yaşam tarzının dışa vurumuymuş gibi sergilenen bir çeşit ‘sahne sanatı’ olarak algılamak daha doğru olur.” Ortak görüş, Kolbastı oynamak için Farozlu hatta Karadenizli olmak gerekmediği yönünde. Çünkü bugünlerde Türkiye’nin her yerinde gerek gençler, gerekse tanınan pek çok isim Kolbastı öğrenmek için kurslara gidiyor, kendi kendine oynamayı deniyor, gruplar kurup, internette kendilerini gösteriyor. Bakalım yıllar sonra adını duyuran bu oyun, geleneksel halk kültüründe kendine yer bulabilecek mi? sirin.guven?gmail.com BİRİLERİ Bu yazıda esin kaynağını doğadan alan, biraz melankolik bir albümden söz edersem, “Bugün Sevgililer Günü! Bize aşk şarkıları lazım,” diyerek karşı çıkanlar olur herhalde... Fakat albüm hüzünlü de olsa, kanımca, iki insan arasında paylaşılacak en güzel anlara eşlik edebilir. Nasıl mı? Müthiş piyano baladlarını doğada var olan seslerle kzulal?yahoo.com buluşturan şarkılar, Antony’nin benzersiz sesiyle vokal yaptığı minimal orkestral düzenlemeler, son derece çarpıcı bir şiirsellik ve en önemlisi içtenlik... Hepsi Antony and the Johnsons’ın “The Crying Light” adlı yeni albümünde toplanmış. İnsan böyle bir güzelliği ancak çok sevdiği bir insanla paylaşmalı... Bugün için planınız, sakince oturup doya doya güzel bir müziğin zevkini çıkarmaksa, “The Crying Light”ı dinleyin. Orkestra düzenlemelerini klasik müzik bestecisi Nico Muhly’nin yaptığı albümden bir Philipp Glass tadı alacaksınız. Doğanın isyanını dinleyin... fotoğrafı vardı. AIDS’e yakalalan transseksüel Darling’i ölüm yatağında gösteren fotoğraf çok yankı uyandırmıştı. Bu kez, kapakta Antony’nin idolü, efsanevi Japon Butoh dansçısı Kazuo Ohno yer alıyor. Albümün tümü de, şu anda 102 yaşında olan Ohno’ya adanmış. Bu iki seçim arasında bazı benzerlikler var. Her iki fotoğraf da siyahbeyaz. İki albümde de, ölüm ile doğum, hüzün ile umursamazlık vurgulanıyor. Bu temalara dikkat çekmek için, Canny Darling ve Kazuo Ohno’dan daha iyi iki simge olamazdı... Antony and the Johnsons albümlerini farklı yapan özelliklerden biri de bu... Kılı kırk yararak, her ayrıntı düşünülerek yapılan ince çalışmaların ürünü bu albümler... Dünya hakkındaki duygularınızı değiştirip, çevrenizi daha farklı görmenizi sağlayabilir... Zaten müziğin gücü de bu değil mi? www.zulalkalkandelen.com ZÜLAL KALKANDELEN DOĞAYLA HESAPLAŞMA Vokalist Antony Hegarty ve altı müzisyen arkadaşının kurduğu Antony and the Johnsons grubu, pek çok insanın hayatına bir önceki albüm “I Am a Bird Now” ile girdi ve bir daha da çıkmadı. Nasıl çıksın ki? Bariton sesi ve teatral sahne performansıyla, günümüzün en sıra dışı müzisyenlerinden biri Antony... “I Am a Bird Now”da, cinsiyet farklarına ve ayrımcılığına yoğunlaşmıştı grup. Bu defa, insanın yok etmekte olduğu doğayla ilişkisi mercek altına alınmış. Deniz, gök, toprak, güneş, ağaç, su, hayvanlar ve insan... Bunların hepsi, bu albümde, barışı arayan insanın içini döktüğü bir manifestonun özneleri olmuş. Örneğin, “One Dove” adlı şarkının baş kahramanı, başka bir dünyadan huzur getirecek bir güvercin... Antony’nin duygusal KAZUO OHNO’YA SAYGI “I Am a Bird Now”ın kapağında, Andy Warhol’un esin perisi Candy Darling’in bir RİFAT MUTLU rifatmutlu?gmail.com C MY B C MY B vokali ile şarkının ortalarında araya giren saksofonun hissettirdiklerini, hiçbir yazılı metnin anlatması olanaklı değil. “Gözlerini aç, kapa gözlerini,” diye tekrarlıyor Antony ve o arada sizi alıp başka bir dünyaya götürüyor. O anda anlıyorsunuz ki, huzuru getirecek olan güvercin o müziğin kendisi... Adeta bir terapi etkisi yaratıyor bu şarkı... “Daylight and the Sun” adlı parçada şarkı söyleme sanatının doruğuna varıyor Antony. Yaylılar ve piyano ile karşılıklı konuşuyor sanki... Piyano hırçınlaşıyor, o daha agresif söylüyor; yaylılar araya girip sakinlik öneriyor, o uysallaşıyor... Kimileri Antony’nin sesine bu kadar hakim olmasını abartı ya da gösteriş yapma olarak değerlendirebilir. Örnek olarak da “Dust and Water”daki vokali gösterebilirler. Alışılmadık bir şarkı söyleme tarzı olduğu doğru... Antony, bu şarkıda kelimeleri öyle farklı telaffuz ediyor ki, sanki İngilizce değil başka bir dilde söylüyormuş sanıyorsunuz. Ama bunun nedeni gösteriş yapmak değil. Bunu anlamak için, Antony’yi Antony Hegarty konserde canlı dinlemek gerek. 2007’de İstanbul Caz Festivali’ne geldiğinde, tarihi Şan Tiyatrosu’nun kalıntıları arasında onu dinlerken buna tanık olduk. Eşi görülmemiş şekilde kendini tamamen müziğe kaptırıyor Antony. Ellerini, kollarını, bedenini bile kontrol edemiyor... Onu sahnede görmeden o içtenliği tahmin etmek zor. Bu içtenliğin bir sonucu da “Aeon” adlı şarkıda ortaya çıkıyor. Diğer şarkılardan farklı olarak elektro gitarın kullanıldığı bu parçada, coşkuyla “Hold that man I love so much!” diye bağırıyor Antony. Tutup bırakmamalarını söylediği o adam kim bilmem, ama onun için epeyce acı çektiği belli... Antony Hegarty
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear