Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Days
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet Tarım Gıda Hayvancılık 50 / 14 Ekim 2008 ATIK DEĞERLENDİRME TASARIMI: MİRAS Mert Yapı Tarım Grubu ir zamanlar ağaçların bol, suların tertemiz, havanın mis gibi olduğu ve insanların mutlu yaşadığı bir gezegen varmış. Bu gezegenin adını orda yaşayanlar “DÜNYA” koymuş. Gel zaman git zaman sonra bu gezegende yaşayan insanlar daha rahat ve konforlu yaşamak uğruna birçok fabrika kurmuşlar ama bu fabrikaların dünyaya zarar verebileceğini düşünmemişler. Yıllar geçtikçe daha çok fabrika kurulmuş, insanlar daha rahatmış rahat olmasına ama ağaçların yok olduğunu, suların ve havanın kirlendiğini görmemişler ya da görmek istememişler. Zamanla her şey önemini yitirmiş, çünkü artık tek önemli şey toprak, hava ve su haline gelmiş. İnsanlar tarım yapmadığı için yiyecek bulamamışlar; suları kirlettikleri için içecek temiz su bulmak için birbirlerini öldürmüşler ve bir ağaç gölgesi bulmak için günlerce yürümüşler. Çünkü Dünya artık bir çöle dönmüş. Evet, bu satırlar çok kötü bir masalın başlangıcı gibi görünse de ne yazık ki insanlık olarak geldiğimiz nokta bu: Çölleşen bir dünya, hızla azalan su kaynakları, kirlenen toprak ve hava ve kaybolan yarınlarımız. Gün geçtikçe can sıkıcı ve acil çözülmesi gereken bir sorun olan atıklar ve atıkların değerlendirilmesi, nitelikli toprak ve suyun elde edilmesi için yapılması zorunluluk haline gelen bir konu. Tüm dünyada olduğu gibi aynı sorun Türkiye’nin de sorunudur. Her yıl yapılan üretime paralel olarak gittikçe artan tüketim ve sonuçta oluşan atıklar nereye gidiyor? Ya toprağa gömülüyor ya da su kaynaklarına deşarj ediliyor. Sonuçta ortaya çıkan tablo ise verimsizleşen topraklar ve kirlenen su. Temiz toprak ve su olmadığı sürece ne tarım ne de hayvancılık yapmam mümkün. Zaten yıllardır uygulana yanlış tarım ve su politikaları nedeniyle bitme noktasına varan tarım ve hayvancılık artan mazot ve gübre fiyatlarıyla artık son çırpınışlarını yaşıyor. Bu noktada yapılması gereken şey nitelikli tarımsal çalışmalarına hız kazandıracak çözümler üretmektir. Bunun ilk ayağı organik gübre kullanımını yaygınlaştırıp organik tarımı teşvik etmek olmalıdır. Bir tavuk yılda 6070 kg gübre üretirse yıllık tavuk gübresi miktarımız 13 milyon ton’a ulaşmaktadır. Modern tarım uygulamaları içerisinde ticari gübrelerin kullanılması en önemli girdilerden birini oluşturmaktadır. Ancak ticari gübre kullanımındaki dengesizliklerin neden olduğu çevre sorunları yanında, gübre fiyatlarındaki artış kısıtlayıcı faktörler olarak görülmektedir. Sürdürülebilir tarım kavramının temel unsurlarından olan organik gübre uygulamaları yukarıda belirtilen her iki sorunun çözüm olasılıklarından sayılmaktadır (Haktanır v.d., 1995). Mert Yapı Tarım Grubu çevre sorunlarına sahip B çıkan ve özelde Bolu’nun genelde tüm Türkiye’nin sorunu olan atıkların değerlendirilmesine yönelik uzun zamandır yaptığı arge çalışmalarının sonunda konuya etkili ve kesin çözüm olabilecek bir proje üretmeyi başardı: Atıkların değerlendirilmesi. Türkiye’deki kanatlı sektörün büyük bölümünün yer aldığı Bolu’nun şu anki birincil sorunu tavuk gübresi ve atıkları ve çevreye verdiği büyük zarardır. Bununla birlikte Türkiye’nin en büyük sorunlarından biri de atıklar ve atıkların gübreye, enerjiye yeniden dönüştürülememesi sorunudur. Burada bahsettiğimiz şey sadece tavuk gübresi değil, tüm büyükbaş ve küçükbaş hayvanların gübresi ve atıkların arıtımı sonucunda ortaya çıkan dip çamurlarıdır. Kısaca Bolu’ya baktığımız zaman ortaya çıkan tablo iki metropolün arasında yer alan ama coğrafi konumunun avantajlarından yararlanamamış, ne bir turizm ne de sanayi şehri olabilmiş bir yer. Halkın büyük kesimi tarımla uğraşırken şehirde hızla Kümes sahipleri ise içindeki yüksek miktardaki azot ve amonyak nedeniyle toprağa zarar veren tavuk dışkılarını tarlalara dökerek hem toprağı verimsizleştiriyor hem de etrafa yaydığı pis kokular nedeniyle yaz aylarında Bolu’yu çekilmez hale getiriyor. Türkiye'de önemli miktarlarda üretimi yapılan tavuk yetiştiriciliği atığını değerlendirmek ve tarımsal faaliyetler sonucu açığa çıkan çeşitli atıkların yarattığı çevre kirliliği sorununa çözüm bulmak için günümüzde her türlü kaynağın değerlendirilmesi ve her çareye başvurulması gerekmektedir. Peki konuyla ilgili şimdiye kadar yapılmış herhangi bir çalışma var mı diye soracak olursanız ne yazık ki yok. Soruna çözüm bulması gerekenler susmayı ya da gazetelere “ilgileniyoruz” şeklinde demeç vermekten öte gidemediler. Tarım Bakanlığı’nın 2000 yılı verilerine göre Türkiye 5.5 milyon ton kimyasal gübre kullanmış ve bunun 1.5 milyon tonu ithal edilmiş. Sadece MİRAS tasarımı, tavuk dışkısının işlenerek Bolu’da günde 50 ton organik gübreye dönüşmesini öngörüyor. tavuk gübresinin çıktığını ve bunun işlenerek organik gübreye dönüştürüldüğünü düşünürsek Türkiye’nin neler kazanacağını hayal etmek hiç zor değil. Mert Yapı Tarım Grubu’nun tavuk dışkısını işleyerek organik gübreye dönüştürmesi Bolu’nun olduğu kadar tüm Türkiye’nin de atık sorununa çözüm olacak bir proje niteliğindedir. Tavuk atıklarının değerlendirilmesi sonucunda elde edilecek kazanç Türkiye’nin kazancıdır; dışarıya ödenen her bir kuruşun ülke ekonomisine geri dönüşüdür. Uygun bir alanda kurulacak tesisle işlenecek atıklar organik tavuk gübresine dönüştürüldükten sonra hem çevre kirliliği büyüyen kanatlı sektör nedeniyle artık kümes önlenecek hem de yüksek gübre fiyatlarından sıkıntı yetiştiriciliğine kaymıştır. Tarımda üretilen ağırlıklı yaşayan çiftçinin gübre ihtiyacını çok az bir maliyete ürün patates ve buğday olmasına rağmen örtü altı karşılayabilecek. üreticiliği ve alternatif ürünler de yapılmaya Bolu’dan başlamamızın nedeni Bolu’nun tavuk başlanmıştır. Kanatlı sektörün şehre yararları olduğu gübresiyle yaşadığı büyük çevre sorunları ve toprak kadar atıklar nedeniyle çevreye verdiği zarar artık ve suyunun hala bakirliğini korumasıdır. Toprağa ve çözülmesi gereken birincil sorun haline gelmiştir. suya sahip çıkmak demek bu projeye sahip çıkmakla Tüm Türkiye’nin olduğu gibi Bolu için şu anki en aynı şeydir. Tüm dünyanın olduğu gibi Türkiye’nin acil çözülmesi gereken konu atık sorunudur. Sadece de yaklaşan sorunu açlık olacak. Temiz toprak ve Bolu’da 24 milyon kanatlı hayvan olduğu elimizdeki suya sahip olmadığımız ve tarımı teşvik etmediğimiz verilerde açıkça görülmektedir. Ortalama bir pilicin sürece yaklaşan sorun büyüyerek devam edecek. ağırlığı yaklaşık olarak 3 kg gelmektedir ve bunun % Yüksek mazot ve gübre fiyatları nedeniyle Ceyhanlı 25’i işletme atığı olarak atılmaktadır. Buradan yola üreticiler Afrika ülkelerinde toprak kiralayarak tarım çıktığımızda elde edeceğimiz rakam her gün 50 ton yapıyorlar!(Cumhuriyet 4 Eylül 2008) Bu haber her tavuk atığıdır. Bunun dışındaTarım Bakanlığı’nın ne kadar inanılmaz gibi görünse de çok önemli bir verilere göre Bolu’da günlük olarak 800 ton gerçeği anlatıyor: Tarım artık Türkiye’de yaşamıyor. civarında tavuk gübresi çıkmaktadır ki bu rakamlara Bu projemizin adını MİRAS koyduk, çünkü diğer büyükbaş ve küçükbaş hayvanların atıkları çocuklarımıza artık miras olarak bırakabileceğimiz eklenmemiştir. tek şey temiz toprak, hava ve su. İşte bu yüzden bu Bolu’nun en verimli toprakları olan Büyüksu miras ortak mirasımız olmalı, herkes bu projeye deresi etrafında konuşlanmış olan tavuk fabrikaları sahip çıkarak taşın altına elini sokmalı. Geçmiş çıkan atıkların büyük bölümünü dereye deşarj yoksa gelecek de yok; temiz toprak, hava ve su da ederken geri kalan kısmı ise toprağa gömmektedir. yoksa yaşam da yok, yarınlar da yok. 22