Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Days
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Adana Ticaret Borsası Başkanı Fethi Coşkuntuncel: Bilinçli tüketici gıda sektörünü zorluyor Savaş KÜRKLÜ DANA Türkiye'deki beslenme alışkanlığı ile dünyadaki beslenme alışkanlıkları arasında çok belirgin farklar olduğunu belirten Adana Ticaret Borsası Başkanı Fethi Coşkuntuncel, "Beslenme şeklinin toplumların gelişmişliğinin önemli göstergesi olduğunu kabul edersek, ülke olarak gıda sektöründe çok geride kaldığımızı söyleyebiliriz" dedi. Coğrafi durumu ve hava koşulları çok elverişli olmasına karşın, bu sektörde geri kalmamızı çeşitli nedenlere bağlayan Coşkuntuncel, giderek bilinçlenen tüketici profilinin gıda sektörünü zorlamaya başlamasının iyi bir gelişme olduğunu kaydetti. Adana Ticaret Borsası'ndaki odasında sorularımızı yanıtlarken, ülkemizin coğrafi durumu ve hava koşullarının taze meyve ve sebze üretimine elverişli olduğunu üzerine basa basa söyleyen Coşkuntuncel, planlı bir çalışma ile dünya pazarında önemli bir yere sahip olmamamız için hiçbir neden olmadığını vurgulayarak, şu bilgileri verdi: "Uzun yıllardır öyle bir girdabın içindeyiz ki kıpırdayamıyoruz. Şu anda tarım ve hayvancılıkla hangi bakanlığın ilgili olduğunu bile söylemek zor. Tarım Bakanlığı mı, İçişleri Bakanlığı mı, Orman Bakanlığı mı yetkili? Yoksa yerel yönetimler mi bu işi yürütüyor kesin bilemezsiniz. Yani kısacası sonuç 'bilinçli, planlı üretim, denetim yok' demeye geliyor. Diyelim ki ürettik. Bu kez bırakın AB'yi kendi standartlarımıza göre bile muhafaza edecek, depolayacak, paketleyecek yeterli tesisimiz yok. Oysa coğrafya ve iklim koşulları olarak her olanağa ve altyapıya sahibiz. Ama buna karşın hala eti AB'nin üç katı fiyatla yiyoruz. İthalat giderinin 14 milyar dolarının tarım ürünlerine ayrılması bizim gibi bir ülkenin ayıbıdır." Üretimin beslenme ile çok ilgili olduğuna, üretilenin sağlıklı bir şekilde kullanımının veya işlenmesinin planlama ile sağlanabileceğine dikkat çeken Coşkuntuncel, bunun üretici birlikleri ve diğer tarım kuruluşlarının işbirliğiyle sağlanabileceğini kaydederken şöyle devam etti: "Arge çalışmaları, giderek bilinçlenen tüketici profilinin gıda sektörünü zorlamaya başladığını ortaya koymuştur. Toplumun artık tüketeceği ürünün yetiştiği yer ve üretim şekli ile çok ilgilendiği açıktır. Bu sevindirici olay aslında özel sektörün başarısıdır. Çünkü 'hormonlu' dediğimiz ürünler artık tartışılıyor." Çukurova'nın, özelde Adana'nın yaş sebze meyve üretiminde sayılı bölgeler arasında olduğunu irdeleyen ve buna karşın gıda sektörüne dayalı sanayi olmamasından yakınan ATB Başkanı Coşkuntuncel bu konuda da şu bilgileri verdi: "Çukurova'da her türlü yaş sebze ve meyve yetişiyor. Narenciye üretiminin yüzde 40'ı burada. Bırakın Türkiye'yi Avrupa'yı doyuracak kadar çok üretiyoruz ama işleyecek tesisimiz yok. Ne yazık ki biz A üretiyoruz, Balıkesir ve diğer bazı iller değerlendirip satıyor. Bunu bölgedeki yatırımcı ruhun, rekabetçi ruhun kalmamasına bağlıyoruz. Bölgemizde şimdi zeytincilik gündeme oturdu. Önümüzdeki yıllarda iyi ürün alıp zeytin ve zeytinyağı üretiminde önemli bir pay alabileceğimizi umuyoruz." Çukurova'nın üretim ve sanayileşmede geri kalmasını değerlendirirken, Adana'nın, bankalarda en fazla parası olan il olduğunu anımsatan Coşkuntuncel, bunun nedenlerini de şöyle sıraladı: "Uzun yıllardır süregelen yanlış tarım politikaları, tarımda kullanılan girdi fiyatlarının artması sonucu üretimin düşmesi haliyle ithalatın artmasına da yol açmış, zorlanan Çukurovalı üretici ve çiftçi eski gücünü yitirmiştir. Mazotu Yunanlı üretici 0.6 Avro'ya alırken, biz Fethi Coşkuntuncel de 1.2 Avro’dur. AB'den destek yoktur. Gümrük Birliği'nin getirdiği zararlar ise anlatmakla bitmez. Burada en büyük hata GB'ni imzalayan yetkililerin, 'tarıma dayalı sanayiyi koruyacak maddeleri' koydurmamalarıdır. Ama artık çok geç. Bu zararlardan kurtulmak. Tarımı kurtarmak, üretimi artırmak için yapılacak şey, önemli ürünlerin üretiminde dengenin sağlanmasıdır. Türkiye kendi sanayisi için dışardan ürün ithal eden, hammadde ithal eden ülke olmamalı. Bizden çok küçük Yunanistan bile dışardan buğday almıyor. Bunun için planlı bir üretim şekli yaşama geçirilebilir. Çünkü Mersin limanına giren bir geminin getirdiği buğday 130 dolar/ton yani 200 kuruş. Oysa bizim piyasamızda 400 – 450 kuruştan buğday satılıyor." Türkiye'de AB standartlarını yakalamış, Türk Gıda Kodeksine uygun üretim yapan çok sayıda kurum ve kuruluş olduğu halde sokakta hala et ve süt satılmasının kötü bir gösterge olduğuna vurgu yapan Coşkuntuncel bu konuda da şöyle dedi: "Kırmızı et, tavuk eti, kuru ve yaş sebze – meyvede bu standartları birkaç kurum dışında hala yakalayamadık. Ama bilinçlenen tüketici artık bu kaliteyi istiyor. Doğalı arayan tüketici, üreticiyi ve satıcıyı zorluyor. Gıda kodeksine, AB standartlarına uygun üretim yapan firmalarımızın ihracatları ise küçümsenemez. Örneğin çeşitli gıda maddeleri ihracatımızın yüzde 4'ü sadece Fransa'ya yapılıyor ve bundan 4 milyar dolar kazanıyoruz. Ama, kullandığımız yağı hala ABD ve Kanada'dan alıyoruz. Makarna ve bisküvi gibi ürünlerin yanı sıra elmada da en büyük üreticiler arasında bulunmamıza rağmen bu ürünlerde de istenen standardı tutturamadığımız için dünya pazarından gerekli, yeterli payı alamıyoruz. Kısacası, çok kapsamlı planlı bir üretime, iyi bir gıda sanayine ve iyi bir pazarlamaya ihtiyacımız var. Yoksa, ürettiğiyle yetinemeyen, ithalatı giderek artan bir ülke olmaktan kurtulamayız." Edirne Canlı Hayvan Borsası tesislerinin temeli atıldı EDİRNE (A.A) Edirne Canlı Hayvan Borsası yeni tesisleri ile Edirne Et ve Et Ürünleri Entegre Tesisleri'nin temeli düzenlenen bir törenle atıldı. Törende konuşan TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, ''Biz istiyoruz ki, valisi, belediye başkanıyla, oda ve borsa başkanları beraber olduğu zaman işin çehresinin nasıl değiştiği somut olarak ortaya konulabiliyor" dedi. Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, Edirne Valisi Nusret Miroğlu ve Edirne Belediye Başkanı Hamdi Sedefçi’nin de TOBB Başkanı katıldığı temel M. Rifat Hisarcıklıoğlu atma töreninde konuşan M. Rifat Hisarcıklıoğlu, her ilde Maliye Bakanı gibi bir bakanın olması halinde ilin çehresinin değişeceğini ifade ederek, ''Burada sadece Edirneliler değil tüm Trakyalılar şanslı. Çünkü Ankara'da ben şunu görüyorum: Ne zaman Trakya dense gözleri açılıyor. Bu arada, 4.5 senede Unakıtan'dan faydalanılamadıysa bunun hatasının yarısı da bizde. Sayın Bakan keşke Kayserili olsa diye düşünüyorum zaman zaman'' diye konuştu. Edirne Canlı Hayvan Borsası yeni tesisleri ile Edirne Et ve Et Ürünleri Entegre Tesisleri'nin yapılmasında, ticaret borsası, belediye başkanlığı, milletvekilleri, valisi ve özel sektörün yer aldığını bildiren Hisarcıklıoğlu, ''Biz istiyoruz ki, valisi, belediye başkanıyla, oda ve borsa başkanları beraber olduğu zaman işin çehresinin nasıl değiştiği somut olarak ortaya konulabiliyor'' dedi. Tesislerin açılmasıyla Edirne'nin hayvancılığın merkezi noktasına gelmesinin sağlanacağını belirten Hisarcıklıoğlu, hayvancılıkta büyük problemler olduğunu kaydetti. 16